Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
- Tekstilciler Ankara’nın kapısına dayandı. Çö-
züm için yeni önlemler istiyorlar.
- Pek çok fabrikada üretim kısıntısına gidiliyor.
Kimi fabrikalar 3 vardiyadan 2’ye iniyor. 1’e inen
de var. Fabrika açık göründüğü için olumsuzluk
fazla hissedilmiyor.
- Bankacılık sektörü ABD’deki bunalımdan ne
kadar etkilenirim, ona bakıyor. Tedirginlik var.
- İnşaat sektöründe tuğla kıpırdamıyor. Sektör
durgun ama, bina fiyatları da formunu koruyor.
Bu tablo yeni yatırım ikliminin olmadığını, bir baş-
ka anlatımla yatırım kuraklığının da gündemde ol-
duğunu gösteriyor.
Hükümet bu haberlere ulusal programda kar-
şılık vermiş:
Tam gaz özelleştirmelere devam edeceğiz, el-
de ne varsa satacağız!
Hükümetin AB’ye sunmayı planladığı ulusal
program taslağının, sadece adında “ulusal” söz-
cüğü var, desek yeridir!
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gü-
ler Sabancı yukarıdaki haber yelpazesinin yanı-
na bir de “Nil rengi” koydu; dedi ki:
“Lastik fabrikamızı Mısır’a taşımayı planlıyo-
ruz.”
Forbes’in “dünyanın en güçlü kadınları“ listesi-
ne 75. sırada girmeyi başaran tek Türk olan Sa-
bancı, açık sözlülüğü, kararlılığı ile ayrıca dikka-
ti çeken bir girişimci. Sabancı, Japonlarla ortak kur-
dukları Brisa lastik fabrikasının işçi maliyetleri ne-
deniyle Mısır’a taşınabileceğini söylerken, bir
anımsatma da yapıyor:
“Bu alanın öteki önemli isimleri Pirelli Roman-
ya’yı, Goodyear da Polonya’yı yatırım üssü seçti.
Keşke onları ülkemizden kaçırmasaydık...”
Tümceyi tersten okursak:
“Eğer kalış koşulları oluşturulmazsa Brisa da Tür-
kiye’yi terk edecek, haberiniz olsun...”
Küreselleşmenin emeğin değerini büyük ölçü-
de erozyona uğrattığı bir gerçek. Yıllar önce Al-
man Mercedes firması da işçi maliyetlerini gerekçe
göstermiş ve Almanya’daki yatırımlarının önemli
bölümünü Çek Cumhuriyeti’ne kaydırmayı plan-
ladığını açıklamıştı. Sendika yöneticileri bunun üze-
rine hemen fabrika yönetimiyle temasa geçmiş-
ler ve fabrikanın kalış koşullarını güçlendirme ara-
yışına girmişlerdi. İki tarafı da buluşturan bir
öneri geliştirilmişti.
Yukarıda sıraladığımız tablo, üretim ekonomi-
sinin iyiye gitmediğini gösteriyor. Türkiye’de
medya ekonomisi, faiz-döviz-borsa şeytan üç-
geninden başka bir şey tanımadığı için konunun
bu yanı ne yazık ki öne çıkmıyor.
Bize göre, Sabancı‘nın da Türkiye’de yatırıma
yabancı hale gelmesi, kimsenin yararına değil...
Ne sendikaların, Sabancılar’ın, ne hükümetin, ne
de şeytan üçgenine tapanların...
Türkiye’ye yabancı sermaye çekelim derken,
mevcut yatırımların da dışarı çıkması gündemde...
Hükümetin sığındığı tek gerçek gibi görünen ih-
racat rakamları da ne yazık ki, yarım sunuluyor.
Evet, ihracat 130 milyar dolara dayandı. Peki ya
ithalat?
200 milyar doları geçti...
Burada gerçekçi rakam; ihracatın ithalatı kar-
şılama oranı... Bu rakam Türkiye’de yüzde 60 ci-
varında... İhracat-ithalat rakamları bugünkünün on-
da biri iken de oran böyleydi!
Türkiye’nin rakamları büyüyor ama, dengelerinde
olumlu bir gelişme görünmüyor...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
cüğünü yine küflenmiş dosyalardan çıkaracaklar!
Oysa Orgeneral Koşaner ile Genelkurmay
Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ:
RTE iktidarının, ne olursa olsun asker kötü-
lensin, kötüleyeyim diyen yalaka kalemlerin bek-
lemedikleri bir zamanda, beklemedikleri biçim-
de rejime hayat veren kavramların savunucusu
ve koruyucusu olduklarını açıkladılar.
Orgeneral Başbuğ, -örneğin Hilmi Özkök’ten
duymadığımız- gerçeklerden söz etti.
Tabii kimi veya kimileri ya da hangi siyasal ku-
ruluşu amaçladığına değinmedi ama:
“....Sosyal devlet niteliğinin zayıflamasının top-
lumları cemaatleştirmeye ittiğini...” söyledi.
Bu söz, genel bir ifade gibi algılanılabilir. Oy-
sa, Türkiye’de sosyal devlet niteliğinin ne zaman
zayıflamaya başladığını, toplumu 2002’den be-
ri cemaatleştirmeye hangi siyasal kadronun it-
tiği bilinmeyen bir gerçek değil.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı ortada: Laiklik
karşıtı hareketlerin odak noktası AKP!
Dikkati çeken; ilk kez bir Genelkurmay Baş-
kanı’nın; karşı sıralarda oturan dinci bir cum-
hurbaşkanı sıfatıyla Çankaya’ya çıkan AKP’li
ile... din konusundaki ödünleriyle, cemaat faali-
yetlerine devlet kadrolarında göz yuman, kılık kı-
yafeti bile din emrine veren... dinci bir partinin ge-
nel başkanı Bay RTE’nin yüzüne ciddi ve gerçekçi
saptamaları yapması!
Zira “Bu kapsamda giderek güçlenen” kimi ce-
maatler siyasal iktidarın gözetiminde “ekonomi-
yi yönlendirmeye, sosyo-politik yaşamı biçim-
lendirmeye ve... dine bağlı bir yaşam tarzı olarak
sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışıyorlar.”
Ulus devletle ilgili çok açık irdelemeler yaptı Or-
general Başbuğ. “TC’nin kuruluş felsefesinin te-
mel direklerinden biri olan” laiklik konusunda
TSK’nin “vazgeçilmez” duruşunun altını çizdi. Glo-
bal dünyada Türkiye’nin güvenlik stratejisinin te-
mel öğelerini sıraladı.
Orgeneral Başbuğ’un ülkenin geleceğine dö-
nük kaygıları irdelemesi ve TSK’nin vazgeçe-
meyeceği, ödün veremeyeceği Atatürkçü dü-
şünce, laiklik, üniter devlet ile bağlantılı kararlı-
lığını sıralaması kuşku yok; son zamanlarda
kaygı uyandıran suskunluktan sonra kafalarda be-
liren kaygıyı anlamsız kılıyor.
Tabii bir koşulla; son iki gündür açıkladıkları il-
kelerin lafta kalmaması, sıralanan ilkeler doğrul-
tusunda gerektiği ölçülerde gerekenleri söyle-
meleri, davranışlar göstermeleri koşuluyla...
Kimi gazeteler Orgeneral Başbuğ’un konuş-
masını geniş, kimisi çok özetleyerek verdi.
Laiklik konusuna, cemaatlerin sosyal ve eko-
nomik alanlardaki etkinliklerine değinen sapta-
malar (iktidara dokunduğu için mi acaba?) san-
ki gözden kaçırılmak isteniyor.
Orgeneral Başbuğ’un irdelemeleri politik ve din-
ci sapmaları olmayan hemen herkesin benim-
sediği ve benimseyeceği gerçekler.
İktidara hoş görünmek için sayılan rejimsel sa-
kıncaları bir süre gizleyebilirsiniz. Ne ki, yaşanan
gerçekleri yok varsaymak veya üzerini örtmek ola-
naklı mı?
Orgenerallerin rejimsel uyarılarına sözde değil
özde Atatürkçü olduğunu iddia edenlerin sahip
çıkması gerekmiyor mu?
[email protected]
SAYFA 30 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 31
Edirne PB 34
Kocaeli PB 32
Çanakkale PB 32
İzmir B 32
Manisa B 35
Aydın B 35
Denizli B 36
Zonguldak PB 28
Sinop PB 29
Samsun PB 29
Trabzon Y 29
Giresun PB 29
Ankara PB 33
Eskişehir Y 32
Konya PB 33
Sıvas PB 32
Antalya B 33
Adana B 36
Mersin B 34
Diyarbakır B 40
Şanlıurfa B 39
Mardin B 38
Siirt B 39
Hakkâri B 32
Van B 30
Kars Y 32
Oslo Y 21
Helsinki PB 17
Stockholm PB 19
Londra PB 24
Amsterdam PB 24
Brüksel PB 25
Paris PB 28
Bonn B 28
Münih B 23
Berlin B 24
Budapeşte B 27
Madrid PB 32
Viyana B 22
Belgrad PB 26
Soyfa PB 27
Roma A 26
Atina PB 29
Zürih PB 28
Moskova Y 15
Aşkabat A 33
Astana A 25
Taşkent A 38
Bakû B 30
Bişkek B 30
Tiflis PB 36
Kahire PB 33
Şam B 38
Yurdun kuzey ve iç ke-
simleri parçalı ve çok
bulutlu, Batı Karadeniz’in
iç kesimleri, Doğu Kara-
deniz, Doğu Akdeniz’in
iç kesimleri ile Eskişehir,
Kütahya, Bilecik ve Ar-
dahan çevreleri kısa sü-
reli sağanak yağışlı diğer
yerler az bulutluu veaçık
geçecek. Hava sıcaklığı
kuzey ve iç kesimlerde 2
ila 4 derece azalacak.
Bir toplum yakın tarihini bil-
meden yaşayabilir mi?
Bugün 30 Ağustos 2008...
Karaburun’dan Dikili’ye gel-
dim...
Birinci Dünya Savaşı’nda
düşman cephesinin en saygın
patronu İngilizler, Çanakkale’yi
ele geçirmek için büyük çaba
harcamışlardı.1915’te denizden
Çanakkale Boğazı’nı aşmak is-
teyen İngilizlerin amacı Mar-
mara’ya girip İstanbul’a ulaş-
maktı.
Amaçları neydi İngilizlerin?
Marmara Denizi’nden geçip,
Karadeniz’e ulaşmak...
Sonra?
Karadeniz’in yukarısında Rus
Çarı’yla buluşmak...
İngilizler bu düşlerini gerçek-
leştirselerdi, 1917 Ekim Devrimi
olmayacak; Mustafa Kemal
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Sov-
yetler’le işbirliği yapamayacaktı.
30 Ağustos’u anlayabilmek
için Çanakkale Savaşları’nı al-
gılamamız gerekir...
Tarih bilincinden yoksun
toplumlar gerçekleri algıla-
maktan yoksundurlar...
Tarihine ve kültürüne sahip
çıkmayan bir ulus, emperyaliz-
min tuzağına düşer, büyük ve
güçlü devletlerin tutsağı olur...
Evet... Bugün 30 Ağustos...
Neler yazmalıyım, hangi ko-
nulara değinmeliyim?..
Laik Demokratik Cumhuriyet’i
yıkmak için tuzak kuranlardan mı
söz etmeliyim, yoksa ekono-
miyi yönlendiren, bağımsız
yargıyı, polisi, devleti kuşat-
maya çalışan tarikat şeyhle-
rinden mi?
Bunaltıcı bir sıcak var Diki-
li’de...
Yazımı denizin kıyısında yazı-
yorum...
Bir askeri zaferin ötesinde bir
anlamı olduğunu belirtmek isti-
yorum 30 Ağustos’un...
Eğer bir yenilgi olsaydı Ana-
dolu bölüşülecekti. Halife ve
padişah yerli yerinde kalacak;
şeriat hukuku toplumun bilinci-
ni karartacaktı...
Böyle bir günde Nâzım Hik-
met’i anımsamamak olanak-
sız...
Şöyle gözlerimi yumdum, de-
nizden karaya vuran imbatın
esmesini bekledim..
Ne diyordu Nâzım?
Mustafa Kemal Paşa, alaca
bir karanlıkta, bir çınar dibinde,
askerlerini seyrediyordu... Son-
ra yürüdü uçurumun başına
dek... Eğildi ve durdu...
Bıraksalar, ince uzun bacak-
ları arasında yaylanacaktı... Ka-
ranlıkta akan bir yıldız gibi
kayarak Kocatepe’den Afyon
ovasına atlayacaktı...
Dağlarda tek tek ateşler ya-
nıyordu... Haşhaş tarlaları ko-
caman çiçekler açmıştı... Ef-
latun, kırmızı ve beyaz...
Akarçay, Gediz Irmağı ve Ko-
catepe’de ihtiyar ve yaşlı bir
bayır...
Yıldızlar birbirleriyle konu-
şuyordu o gece...
Ne ağaç sesi ne de kuş se-
si vardı...
Gözlerim denize çevriliydi ve
dalıp gitmiştim tarihin derinlik-
lerine...
Bir okur “merhaba!” deyince
kendime geldim...
Yerimden kalkıp elini sıktım,
tekrar bilgisayarımın başına dön-
düm...
Bugün 30 Ağustos...
Genelkurmay Başkanı Orge-
neral İlker Başbuğ’un devir tes-
lim töreninde yaptığı konuş-
ma...
Laiklik, tarikatlar, ABD ve
AB’yle ilişkiler...
Fethullah Gülen salt ekono-
miyi değil, siyaseti de yönlendi-
riyor...
Gün Fethullah Gülen ve mü-
ritlerinin... Gün Nakşilerin, Sü-
leymancıların...
Dine bağlı sosyal yaşam biçi-
mi giderek ağırlık kazanıyor
Mustafa Kemal Atatürk ve ar-
kadaşlarının kanlarıyla canlarıy-
la kurdukları Türkiye’de...
Bizim Soros’un Çocukları, din
baronlarının müritleri, dinci tay-
fanın takkeli liboşları sıkıntıda...
İlker Paşa, laiklik ilkesinin
demokrasiyle çatıştığı tezine
karşı çıkıyor haklı olarak. Ta-
rikatların ekonomiyi yönlen-
dirdiğinin altını çiziyor... Ta-
rihsel ve kültürel varsıllığın
önemine değiniyor...
Neden rahatsızlık duyuyorlar
İlker Paşa’nın konuşmasından?
Uygar ve çağdaş bir toplum-
dan söz ediyor İlker Paşa...
AKP hükümeti iki arada bir de-
rede...
Karadeniz’i ABD ve AB ül-
kelerinin savaş gemilerine aç-
tı... Rusya da Boğazlardan ge-
çip Doğu Akdeniz’e inmek is-
tiyor...
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri-
yet’i Güney Osetya ve Abhaz-
ya’nın bağımsızlık ilanına “say-
gı duyduğunu” açıkladı
Şimdi Rusya KKTC’yi tanırsa
Ankara ne yapacak?
30 Ağustos zaferi... Gürcistan
sorunu... Doğu-Batı kutuplaş-
ması...
Rusya ne diyor Türkiye’ye;
“Montrö Antlaşması dolayı-
sıyla Boğazları açın, Doğu Ak-
deniz’e ineceğim...”
Üç gün önce yazmıştım “Tür-
kiye iki arada bir derede” di-
ye...
Aylardır “Ergenekon”la,YAR-
SAV’ın yurtsever başkanı Ömer
Faruk Eminağaoğlu’nun sağlık
raporuyla oyalanıp duruyorduk
ne güzel...
TSK’den emekli tarikatçı
emekli paşaları konuşturup, hal-
kın kafasını karıştırıyorduk...
Ne dersin Fethullah Gülen
muhterem...
Haydi ABD’den uçağa atlayıp
gelde, biraz özlem giderelim...
Bugün Dikili Barış, Demok-
rasi ve Emek Şenlikleri’nde-
yim.
Dragon’un Kahvesi’nde “De-
mokrasi ve Hukuk” konuşup,
kitaplarımı imzalayacağım (Sa-
at 18.00).
Bu arada tarikat şeyhlerinin
ve Soros’un Çocukları’nın ku-
laklarını çınlatacağım.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
30 Ağustos 2008...
[email protected]
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Devlet Bakanõ Murat
Başesgioğlu, gazetecilerin top-
lugörüşmelerin 5. turunda me-
murlara bir müjde verilip verile-
meyeceğine yönelik sorusunu,
“Yok, yok daha görüşeceğiz
bakalım, görüşmeden sonra” di-
ye yanõtladõ.
Başesgioğlu, toplu görüşme
toplantõsõna başkanlõk etmek üze-
re geldiği Başbakanlõk Merkez Bi-
na’da gazetecilerin sorularõnõ ya-
nõtladõ. Bir gazetecinin “Me-
murlara, bir müjde verebilecek
misiniz” sorusuna Başesgioğlu,
“Yok, yok daha görüşeceğiz
bakalım, görüşmeden sonra”
yanõtõ verdi. Başesgioğlu, Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan ile
görüşmesi anõmsatõlarak “Baş-
bakan’ın tavrı nasıldı” sorusu
üzerine de başka konularõ ko-
nuştuklarõnõ söyledi.
KESK’ten protestolu
eylem
Kamu Emekçileri Sendikalarõ
Konfederasyonu (KESK) Genel
Başkanõ Sami Evren ile bağlõ
sendikalara üye bir grup, kamu ça-
lõşanlarõna grevli, toplu sözleşmeli
sendikal hakkõn tanõnmamasõnõ ve
2009 yõlõ için önerilen zam oranõnõ
protesto için Ankara’da protesto
eylemi yaptõ.
Ziya Gökalp Caddesi üzerinde
toplanan grup buradan sloganlar
ve alkõşlarla Güvenpark’a yürüdü.
Güvenpark’ta önde üzerinde
KESK yazõlõ siyah çelenk eşli-
ğinde Başbakanlõk’a doğru yürü-
yüşe geçen KESK üyeleri sõk
sõk, “Sadaka değil toplu sözleş-
me”, “İşte sendika işte KESK”,
“Devlet güdümlü sendikaya ha-
yır”, “Gerici faşist kadrolara
hayır” ve “Hükümet zammını
al başına çal” sloganlarõnõ attõlar.
Gruptakilerin, Başbakanlõk
Merkez Bina’nõn arka kapõsõna
yaklaştõklarõnda polis tarafõndan
durdurulmalarõ üzerine KESK
Başkanõ Evren burada bir basõn
açõklamasõ yaptõ. Yapõlan zammõn
günlük 1 YTL’ye karşõlõk geldi-
ğine işaret eden Evren buna kar-
şõn yakõnda okullarõn açõlacağõnõ
ve bir öğrencinin 100 YTL mas-
rafõnõn olacağõnõ, elektriğe yüzde
40, doğalgaza da yüzde 37 zam
yapõldõğõnõ söyledi.
‘Ben sendikacının
daniskasıyım’
Evren toplu görüşme masasõna
oturan sendikalarõn Başbakan Er-
doğan’la görüşme isteklerine de
değinerek “Muhtemelen Baş-
bakan bunları kabul edecek ve
‘Ben sendikacõnõn daniskasõyõm.
Daha ne istiyorsunuz’ diyecek”
dedi. Toplu görüşme masasõnõ
“oyun ve fiskos masası” olarak
değerlendirerek “Şu anda o ma-
sa çökmüştür. Altında da Ka-
mu-Sen ve Memur-Sen kal-
mıştır. Yapmak istedikleri, çök-
müş masanın üzerine Başba-
kan’ı çıkarmak” diye konuştu.
Evren, toplu görüşme masa-
sõnda sendikalarõn pazarlõk yapma
imkânlarõnõn bulunmadõğõnõ, bu
nedenle hükümetin tek taraflõ ira-
desinin dayatõldõğõnõ söyledi. Kar-
şõlõklõ pazarlõğõn olmadõğõ yerde
emekçilerin sorunlarõnõn çözüle-
meyeceğini ifade eden Evren,
kamu çalõşanlarõna grevli ve top-
lu sözleşmeli sendikal haklarõnõn
bir an önce verilmesini istedi.
‘Ricacı sendikacılığı
bırakın’
Kamu çalõşanlarõnõn yõllardõr
mağdur edildiğini belirten Evren,
bu duruma son verilmesi için
sendikalarõn birlikte hareket et-
mesi gerektiğini söyledi. Evren,
“grevli ve toplu sözleşmeli sen-
dikal hakkımızı tanıyın”, top-
lugörüşme masasõna oturan sen-
dikalara da, “Figüran olmak-
tan çıkın, ricacı sendikacılığı bı-
rakın” diye seslendi.
Talepleri karşõlanõncaya kadar
“direnişi örgütleyeceklerini”
söyleyen Evren, daha sonra, ba-
zõ sendika yöneticileriyle Başba-
kanlõk Merkez Bina’nõn arka ta-
rafõndaki demir parmaklõklara si-
yah çelenk bõraktõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan’õn 5 yõldõr
yaşadõğõ Keçiören’de toplam 136 işletme-
de içki satõşõ yapõlõrken, Çankaya’da ise iç-
ki satõşõ yapan işletme sayõsõ 4 bini geçiyor.
Restoran ve kimi büyük marketlerin de iç-
ki satõşõ yapmadõğõ Keçiören’de, “ahlakı
bozar” gerekçesiyle öğrenci ve bekârlara
ev kiralanmadõğõ savunuluyor. Eski Ke-
çiören Belediye Başkanõ Hamza Kırmızı,
Keçiören’de mahalle baskõsõnõn yanõ sõra
“belediye baskısı”nõn da olduğunu belir-
terek, “Keçiören’de insanlar özgür değil”
diye konuştu.
Belediyeye bağlõ zabõtalar tarafõndan sa-
at 23.00’ten sonra içki sattõğõ gerekçesiy-
le Metin Şahin adlõ esnafõn çivili sopalar-
la saldõrõya uğradõğõ Keçiören’de hiçbir res-
toranda içki servisi bulunmuyor. Saat
23.00’ten sonra içki satõşõnõn yapõlmadõğõ
ilçede, park ve dinlenme alanlarõnda da iç-
ki içilmesine izin verilmiyor. Keçiören
Belediyesi Zabõta Başkanlõğõ’nõn verileri-
ne göre ilçede içki satõşõ yapan tekel bayi-
si sayõsõ 136. Çankaya’da ise içki satõşõ ya-
pan işletme sayõsõnõn 4 binin üzerinde ol-
duğu belirtiliyor. Keçiören’in AKP’li Be-
lediye Başkanõ Turgut Altınok, yaklaşõk
850 bin kişinin yaşadõğõ ilçede içki satõşõ ya-
pan işletme sayõsõnõn az olmasõnõ “arz ta-
lep meselesi”ne bağlarken, işletme sahip-
leri baskõ nedeniyle içki satõşõ yapmaya çe-
kiniyor. Ankara’nõn dört bir yanõnda içki sa-
tõşõ yapan kimi büyük marketlerin Keçiö-
ren’deki şubelerinde içki satõlmamasõ, Ke-
çiören Belediyesi tarafõndan turizme katkõ
amacõyla yapõlan Estergon Kalesi’ndeki res-
toranõn menüsünde de içki bulunmamasõ,
ilçedeki örtülü olan içki yasağõnõ doğrulu-
yor. Keçiören’de “ahlaki yapıyı bozar” ge-
rekçesiyle bekâr yurttaşlarõn yanõ sõra öğ-
renciler de ev bulmakta zorlanõyor. Ev sa-
hipleri öncelikli olarak evli yurttaşlara ev
kiralõyor.
Eski Keçiören Belediye Başkanõ CHP’li
Hamza Kırmızı, kendi döneminde belediye
yasasõnõn verdiği yetkileri kullandõklarõnõ,
fakat bugünkü yönetimin bu yetkinin sõ-
nõrlarõ dõşõna çõktõğõnõ söyledi. Kõrmõzõ, “Ba-
zı kamu kurumlarının görevlerini, özel-
likle valiliğin, emniyetin de görevlerini
bugünkü belediye yerine getiriyor” de-
di. Keçiören Belediyesi’nin özellikle içki
satõşõ yapan işletmeler ile pazarcõlar konu-
sunda çok ciddi hukuk dõşõ uygulamalar
yaptõğõnõ savunan Kõrmõzõ, “Keçiören’in
şiddetten yana sıkıntısı var. Bölgedeki iş-
letme sahipleri de baskıdan çekindikle-
ri için konuşmak istemiyorlar” diye ko-
nuştu. Bir esnafõn zabõtalarõn saldõrõsõna uğ-
ramasõnõn ardõndan İçişleri Bakanlõğõ’nõn
üzerine düşeni yapmadõğõnõ dile getiren Kõr-
mõzõ, Altõnok’un “Bizden ruhsat isteyen
mi oldu ki biz vermedik” açõklamasõnõn
da “pişkinlik” olduğunu söyledi.
Kõrmõzõ, Ankara genelinde içki satõşõ
yapan restoran ve bar sayõsõnõn her geçen
gün artmasõna karşõn, Keçiören’de tam
tersine bu gibi işletmelerin kapandõğõnõ söy-
ledi.
‘Bekârlar potansiyel ahlaksız’
Kõrmõzõ, Keçiören Belediye Başkanlõğõ
görevini yaptõğõ dönemde öğrenci evi diye
anõlan bir hizmetle bekârlara ev verdiğini
kaydetti. “Onlara göre bekârlar potan-
siyel ahlaksız” diyen Kõrmõzõ, Altõnok’un
ilk işinin 500 ile bin kişinin yaşadõğõ bekâr
evlerini boşaltmak olduğunu dile getirdi.
Kõrmõzõ, burada kalan öğrenci ve bekârla-
rõn adeta sokağa atõldõğõnõ belirtti.
karken patlama nedeniyle çevredeki
işyerlerinin de camlarõ kõrõldõ. MKE ve
TÜPRAŞ itfaiyeleri ile Kõrõkkale
Belediyesi itfaiyesi de yangõna müdahale
etti. Yangõn, patlamanõn etkisiyle çevredeki
tarõm arazilerine de şõçradõ. Polis patlama
riskine karşõ yurttaşlarõ uyararak çevredeki
işyerlerini de boşalttõ.
Kõrõkkale Belediye Başkanõ Veli
Korkmaz, patlamanõn son üretim
aşamasõnda “küresel barut” bölümünde
meydana geldiğini, 2 kişinin öldüğünü, 16
kişinin de yaralandõğõnõ açõkladõ.
Kõrõkkale Valisi Mustafa Bahrettin
Demirer, yaşamõnõ yitirenlerin fabrikada
boya yapmak için çalõşan müteahhit firma
işçilerinden olduğunu belirtti.
Kõrõkkale Devlet Hastanesi’ne kaldõrõlan
yaralõlardan birinin kafa travmasõ geçirdiği
ve durumunun ağõr olduğu bildirildi.
Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül olay
yerinde incelemelerde bulundu. Petrol-İş
Sendikasõ Kõrõkkale Şube Başkanõ Recep
Sefer, patlamanõn meydana geldiği binanõn
tamamen yõkõldõğõnõ söyledi. Fabrika
işçilerinin çay içtikleri için patlama anõnda
olay yerinde bulunmadõğõnõ anlatan Sefer,
ancak işçiler arasõnda etrafa saçõlan
parçalardan dolayõ yaralananlar olduğunu
ifade etti.
Sefer, “Bir bina demiriyle, çeliğiyle,
betonuyla, makinesiyle tamamen
ortadan kalkmış, parçalar şarapnel gibi
etrafa saçılmış durumda. Binada barut
karışımı yapılıyor. Yaklaşık 2-3 ton
barut bulunan bir bina... Yangının
çevredeki binalara sıçramaması için
itfaiye çalışma yapıyor” dedi.
Kõrõkkale’de MKE’ye ait çok sayõda
mühimmat ve barut fabrikasõ bulunuyor.
Kentte daha önce 5 büyük patlama
meydana geldi. 1997’de olan en son
patlamada çõkan yangõn günlerce
söndürülemedi.
MKE’de patlama
Memura hükümetten müjde yok
MEMURDAN AKP’YE PROTESTO
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümetinin me-
murlara yüzde 7.5’lik zam önerisi protesto edildi. Oturma ey-
lemi yapan kamu çalõşanlarõ “AKP zammını al başına çal” di-
yerek AKP’ye tepki gösterdi. İnönü Parkõ’nda toplanan KESK’e
bağlõ sendikalara üye kamu emekçileri, AKP’yi protesto etti. Top-
lu görüşmelerde AKP hükümetinin önerdiği yüzde 7.5’lik
zamma tepki gösteren memurlar, “Sadaka istemiyoruz”,
“AKP zammını al başına çal”, “IMF’ye değil emekçiye büt-
çe”, “İnsanca yaşamak istiyoruz” diye slogan attõ.
‘Keçiören’de mahalle değil belediye baskısı var’
İlsever tahliye edildi
İSTANBUL/EDİRNE (Cumhuriyet) -
Ergenekon davasõ kapsamõnda Tekirdağ 1 No’lu
F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ferit
İlsever, sağlõk sorunlarõ nedeniyle tahliye edildi.
İlsever’in eşi Ufuk İlsever, tahliye kararõnõn
kendilerini mutlu ettiğini belirterek, “Eşimin
tedavisini ve kontrollerini şimdi daha iyi
şartlarda yaptırma şansına eriştik. Mutluyuz”
dedi.
İşçi Partisi Genel Başkan Yardõmcõsõ ve Ulusal
Kanal Genel Yayõn Yönetmeni İlsever,
Ergenekon terör örgütü soruşturmasõ kapsamõnda
23 Mart 2008 tarihinde tutuklanarak cezaevine
gönderildi. İlsever hakkõnda, “silahlı terör
örgütüne üye olma”, “TC hükümetine karşı
silahlı isyana tahrik” suçlarõndan dava açõldõ.
İlsever’in sağlõk durumu cezaevine girdikten
sonra kötüleşti. Birkaç kez başvurusu reddedilen
İlsever’in tahliye talebi dün kabul edildi.
Avukatõ Osman Aydın Şahin tarafõndan
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne verilen
son dilekçede, İlsever’in tetkiklerinin ardõndan
hastalõğõnõn tanõsõ için Onkoloji Konseyi’nin
“eksploratis torakostomi” yapõlmasõnõ uygun
bulduğu belirtildi.
İlsever’in kaburgalarõnõn açõlarak açõk akciğer
ameliyatõ yapõlmasõ gerektiği, bu şekilde
akciğerdeki kitlenin alõnarak patolojik
incelemesinin ameliyat sõrasõnda yapõlacağõ
vurgulandõ. Buradaki incelemenin sonucuna göre
ameliyat seyrinin belirlenmesinin uygun
bulunduğu ifade edilerek, “Müvekkilim bu
tanının konması üzerine 18 Ağustos’ta Edirne
Savcılığı’na bizim aracılığımızla bir dilekçe
verdi. Üniversite hastanesinin tutuklu-
hükümlü koğuşundaki koşulları anlattı. Bu
koşullarda ameliyat olamayacağını bildirdi.
Ben de avukatı olarak gördüğüm tutuklu
koğuşunda ‘yorgun domuzun dahi bağlõ olarak’
tutulamayacağını gözlemledim” dedi.
İlsever’in hastanedeki tutuklu koğuşunun
düzeltilmesi için de TBMM’ye başvuruda
bulunduğunu da kaydetti.
Baştarafı 1. Sayfada