25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2008 PERŞEMBE 6 HABERLER PERŞEMBE ORHAN BURSALI Doğum Sancıları Rusya, bugün dünyanın en demokratik ülkesi, demokrasinin kalesi bile olsa, ABD’nin, AB’nin ve Türkiye’nin “düşmanlığı”ndan kurtulamaz! Adam- lar, komünizmden, sosyalistlikten vazgeçti, ka- pitalist oldu, ama “düşman” olmaktan yakasını sı- yıramıyor! Rusya’nın yanı sıra, yine Batı dünyasında ve ül- kemizde Çin düşmanlığı var. Olimpiyatlarla birlik- te, Çin’i gözden düşürmenin çeşitli vesileleri doğdu! Moskova ve Beycing. Rusya ve Çin... Biri, yı- kıntılar arasından Putin’in akıllı enerji politikaları sayesinde hızla yükseldi. Ayağa kalktı! İkincisi ise daha önemli: Akıllı ekonomi politikalar, ekonomiyi merkezi ve yerel, devlet ve özel, büyük ölçekli stra- tejiler, bilim ve teknoloji politikaları sayesinde, dün- yanın en hızlı yükselen muazzam bir ekonomik gü- cün ortaya çıkışı... ABD ve Avrupa’nın, soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne karşı “büyük savaşının” temel güncel nedenini anımsayan var mı? Söyleyelim: Özgür dünyayı savunmak, kapitalizmi, serbest pi- yasa ekonomisinin varlığını savunmak. Sovyetler Birliği, “sosyalist ekonomi”yi dünyaya yayma ni- yetine karşı, “Özgür Batı”, kendi değerlerini Rus- ya’ya karşı (mı) savunuyordu! Ama şimdi bakıyorsunuz, Rusya’dan “Özgür Ba- tı”ya karşı bir tehlike yok. Çünkü o da “Özgür Ba- tı”ya dönüşmüş! Peki, bu soğuk savaşın hortlamasına ne demeli?! İşin özüne geldik! ABD her zaman “bir düşman” yaratarak, dünyada egemenliğini ebedi sürdüre- bilmenin yeni koşullarını yaratmak zorunda. Dün Sovyetler Birliği idi. Ortadoğu petrollerini denet- lemek için Irak’a saldırma gerekçesi, “insanlığın düşmanı Saddam” idi. Saddam’ın, şimdi olma- dıkları açıklanan nükleer silahlarıydı... Sonra, ABD’nin yarattığı El Kaide var! Bu da medeniyetler çatışmasının bir vesilesi! Şimdi, ABD Rusya’yı nasıl bir düşman olarak dünyaya takdim edecektir, bilemiyorum; ama Be- yaz Saray’a, bizim ebedi sloganımızı önerebiliriz: Moskof! Amerikalıların, bunu yaldızlayıp parlatarak dünyaya bir heyula olarak kabul ettirmeleri zor ol- masa gerek! Peki? Sorun tabii ki hegemonya! Gerisi boş laf! Ge- niş pazarlar üzerinde alabildiğine egemenlik! Ve stratejik alanlar, ürünler, bölgeler, ülkeler üzerin- de etki... Kapitalizmin, kapitalizm olduğu sürece hiçbir zaman ortadan kaybolmayacak “ulus dev- let” niteliği. Ulusların egemenlik alanları savaşı! ABD ve AB, Rusya’nın eteklerindeki ülkelerde ateşledikleri “turuncu devrim”lerin nedeni ney- di? Şüphesiz Rusya’nın etkisi altındaki ülkelerde pazar egemenliğini (siyasal iktidarı yandaşlayarak) ele geçirmek... Şimdi Kafkasya’da “Batı”nın etek- leri tutuştu! Kimse Moskova’dan bu sert yanıtı bek- lemiyordu! AB, Yugoslavya’yı parçalayarak, on- larca devletçik yaratırken iyiydi! AB ve ABD’nin Gürcistan’ın bütünlüğü politikası ise sadece çı- karları gereğidir! Rusya’nın Gürcistan’dan ayrılmak isteyenleri tanıması karşısında, AB ülkeleri ayna- da kendi yüzlerine bakınca ne görürler acaba!? Sa- kın şimdiki Rusya, aynada yüzlerine yansımasın? Rusya komünizmi mi yayıyordu ki, “turuncu dev- rimler” eteklerinde tutuşturuldu? Ne geri zekâlı var bu dünyada, hele hele ülkemizde! Rusya’ya karşı yapacakları bir şey yok, telaşa da gerek yok! Yeniden çok kutuplu dünyanın sancılarını ya- şıyoruz! Çok kutupluluk iyi bir şeydir! Kim için kö- tü? ABD için... Bizim için de iyidir! Uşaklığın ge- reği var mı? Prof. Dr. Mehmet Neşşar, 22. Dönem CHP Denizli Milletvekili: CHP ile ilgili yazılarınızı izliyorum, bir kat- kı da ben koymak isterim: Dediğiniz doğrudur, görü- nüşte lider değişikliğinin CHP’de pek fazla anlamı ola- maz, bunun nedeni de Genel Merkez gibi düşünen ve davranan “halinden memnun” örgüt yapısıdır. Otuz yıl- dır yenilenemeyen yüzler, yönetim kadroları ve söylemler sadece Genel Merkez’in değil, örgütlerin de bugünkü temel sorunu. Bu sorunun temelinde kanımca güncel bir problem var: akılcı-aydınlanmacı sol-sosyal de- mokrat çizgi ile “yeni dünya düzeninin” irrasyonel-asi- metrik yapısı arasındaki uyumsuzluğun Türk solu ve CHP’deki yansımalarının yarattığı tıkanıklık. “Retoriğin münazaraya baskın olduğu” ortamda, ne hitabet, ne ah- lak ve ne de evrensel doğrular seçmene cazip gele- memekte, “demokrasi” teslimiyetçilik, talan ve çürü- menin motoru durumuna dönüştürülebilmekte. Bu dü- zenle mücadele edebilmek içinse, “onlar gibi” yani ir- rasyonel ve asimetrik düşünebilen, akılcı-aydınlanmacı yeni bir aydın-siyasetçi kuşağına gereksinme olduğu- na inanıyorum. Bu nedenle CHP’de lider değişimi, sa- dece mevcut yapıyı sarsıp yeni nesillerin partiye üye olabilmelerinin önünü açmaya yarasa bile olağanüstü bir adım olur... obursali@cumhuriyet.com.tr 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ Sunum ŞÜKRAN SONER Cumhuriyet Gazetesi Yazarõ Konuşmacõ ALİ SİRMEN Cumhuriyet Gazetesi Yazarõ 31 Ağustos 2008, Pazar Saat 14.00 Silivri-Çanta Cumhuriyet Mahallesi Kõr Kahvesi NOT: Etkinlik günü saat 11.30’da Taksim AKM önünden araç kaldõrõlacaktõr. İletişim Tel: 0212 - 291 89 82 / GSM: 0533 769 73 99 KOOP-C KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ 2008 - 3 DIŞ SATIŞ PAZARLAMA Konusunda iddiası olan, ilkeli, programa.tik, disiplin er, bilmediğini bilen, BİZ diyebilen, deryada damla olmayı içine sindirebilen, yüreğini ortaya koyabilen bir takım arkadaşı arıyoruz. Tel: 0533 627 88 10 İZMİR 10. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2007/657 Esas DAVALI: EMİN ŞAHİN 1833 Sokak No:9/20 Karşõyaka İZMİR Davacõ T.Garanti Bankasõ AŞ. tarafõndan aleyhinize açõlan İtirazõn İptali davasõnõn yapõlan yargõlamasõnda; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çõkarõlmõş olup, adresinizde ayrõl- dõğõnõz gerekçesiyle tebligat yapõlamamõştõr. Adres araştõrmasõndan da bir netice alõnamadõğõndan dava dilekçesi ve duruş- ma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma Günü: 18/09/2008 günü saat: 09.40’ta duruşmada bizzat hazõr bulunmanõz veya kendinizi bir vekille temsil ettir- meniz, Aksi takdirde HUMK’nin 3156 sayõlõ yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarõnca yargõlamaya yokluğunuzda devam olu- nacağõ hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 11/07/2008 Basõn: 46605 ÖDEME EMRİ (Amme Alacakları İçin) ALACAKLI: Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü TRT Sitesi Or-an/ANKARA BORÇLU: TELLİOĞLU BİLGİ SİST. İNŞ. TAAHHÜT HİZ. İTH. İHRACAT SAN. LTD. ŞTİ. Gülbahar Mah. Esentepe Cad. Bõldõrcõn Sok. No:7/l Şişli /İSTANBUL ÖDENECEK AMME ALACAĞININ MİKTARI: 405,00 YTL KONUSU: Para Cezasõ İTİRAZ MERCİİ: İdare Mahkemeleri İTİRAZ SÜRESİ: Tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde. Yukarõda mahiyeti ve miktarõ gösterilen borcunuzu vadesinde ödemediğiniz anlaşõlmõştõr. Bu öde- me emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde borcunuzu Kuruma ödemeniz veya borcunuzu karşõlayacak değerde yukarõda belirtilen adrese mal beyanõnda ve üçüncü şahõslardan alacaklarõnõz hakkõnda beyanda bulunmanõz, haczi kabil malõnõz yoksa bildirmeniz gerekmektedir. Bu mecburi- yetlere riayet etmediğiniz takdirde 3093 sayõlõ Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanu- nu’nun ve 6183 sayõlõ Amme Alacaklarõnõn Tahsil Usulü Hakkõndaki Kanunun hükümlerine göre; 1- Burcunuzun cebren tahsil edileceği, 2- Mal bildiriminde (Gayrimenkul, menkul, üçüncü şahõs- lardan alacaklar, herhangi bir kurumda maaş veya emekli maaşõ vs.) bulununcaya, haczi kabil ma- lõnõz yoksa bildirinceye kadar, üç ayõ geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağõnõz, (Mal bildiri- minde bulunulmadõğõ takdirde Cumhuriyet Savcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunulacaktõr.) 3- Bu kanuna göre istenen mal bildirimini gerçeğe aykõrõ surette yapanlara, yaşayõş tarzlarõ mal bil- dirimine uymayanlar üç aydan bir yõla kadar hapis cezasõ ile cezalandõrõlõr. 4- Amme borçlusuna ait ellerinde bulundurduklarõ mallarõ 55’inci maddenin son fõkrasõ gereğince yapõlan talebe rağ- men bildirmeyenler altõ aya kadar hapis cezasõ ile cezalandõrõlõr. 5- Haczi kabil malõnõz olmadõğõ yolunda bildirimde bulunduğunuz takdirde, bu bildirimle birlikte veya bildirim tarihinden itibaren 15 gün içinde en son kanuni ikametgâh ve iş adresinizi, daimi mükellefiyetiniz bulunan diğer tah- sil dairelerini ve amme idarelerini ve bu dairelerdeki hesap ve kayõt numaralarõnõ bildirmeniz ve nüfus kayõt, şirket tescil belgesi suretinizi vermediğiniz takdirde, bir aya kadar hapis veya para ce- zasõ ile cezalandõrõlacağõnõz tebliğ olunur. (Ziraat Bankasõ - Yenişehir Şubesi/ANKARA 1505- 45376698-5001) Basõn: 46566 İfade vermeye çağõrõlan Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt ‘Tutuklanacağõmõ düşünüyorum’ dedi ‘Amaç eşimi istifaya zorlamak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anaya- sa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda “acil” olarak Ankara Cumhuriyet Savcõlõğõ’na ifade vermeye çağrõldõ. Çeşme’den Ankara’ya dönen Ferda Paksüt, asõl hedefin eşi olduğunu söyledi. Paksüt, “Güler Kömürcü, sa- nırım ‘bizimle birlikte hareket ediyorlar’ demiş. Bu ifade nedeniyle tutuklanabileceğimi dü- şünüyorum” dedi. Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõ Ze- keriya Öz’ün talimatõyla, AKP’nin kapatma da- vasõ sürecinde izlendikleri iddiasõyla gündeme gelen Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt’ün bugün savcõlõğa ifade vermesi bekleniyor. Ferda Paksüt’ün sav- cõlõğa şüpheli mi yoksa tanõk olarak mõ çağrõl- dõğõ netlik kazanmazken, Paksüt ailesi şaşkõn- lõk yaşadõ. Alõnan bilgiye göre, Ankara Cumhuriyet Sav- cõsõ Mustafa Bilgili, Zekeriya Öz’ün talimatõ üze- rine Ferda Paksüt’ü cep telefonundan aradõ. Pak- süt’ün telefonunun kapalõ çõkmasõ üzerine sav- cõ bu kez de Anayasa Mahkemesi Başkanveki- li Osman Paksüt’e cep telefonundan ulaştõ. Savcõnõn Ergenekon soruşturmasõ kapsamõn- da ifadesini alacağõnõ söylediği ve avukatõyla bir- likte en kõsa sürede savcõlõğa gelmesini istedi- ği Ferda Paksüt, hangi sõfatla çağrõldõğõnõ bil- mediğini belirterek, “Sanık olarak çağrılma- mı gerektirecek bir şey olduğunu zannetmi- yorum” dedi. Savcõ aradõğõnda deniz kenarõnda olan Fer- da Paksüt, “şoke” olduğunu vurgularken, “Bir süre önce bazı yayın organlarında Ferda Pak- süt de çağrılacak diye haberler vardı. Olup biteni anlayamıyorum” dedi. Ferda Paksüt, “Ben ne örgüt tanırım ne de örgüt üyelerini... Benimle uğraşmalarındaki asıl amaç bey- efendidir (Osman Paksüt). Beyfendinin kon- tenjanı altın değerindedir. Cumhurbaşkanı, Danıştay ve Yargıtay üyeliklerinden 3 kişi arasından seçim yapar, ancak bürokrat kad- rosuna istediği ismi direkt atayabilir. Bey- efendi istifa ettiği takdirde, Cumhurbaşka- nı istediği adamı seçer. Benim üzerimden bas- kı yapılmak isteniyor” diye konuştu. Paksüt, eski AKP Milletvekili Turhan Çö- mez’le yaptõğõ görüşmenin örgüt görüşmesi gi- bi yansõtõlmasõnõn da amaçlõ olduğunu söyledi. Paksüt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Herhangi bir örgüt evini ziyaret etmedim, herhangi bir örgüte üye olmadım. Hurşit To- lon’u binbaşılığından tanırım. Hilmi Özkök ve İlker Başbuğ ile 3 sene Brüksel’de birlik- te olduk. Abdüllatif Şener’in karısı ile tanışı- rım, beni onunla tanıştıran da Haşim Kõlõç’ın karısıdır. Abdullah Gül’ün karısı da sık sık ko- nuştuğum insanlardan. Dava açıldıktan son- ra Cemil Çiçek’le de yemek yedim. Abdülka- dir Aksu ile de konuştum. İkisi de çok sevdi- ğim insanlardır. Davaya (AKP kapatma da- vası) ilişkin konuştuk. ‘Dava açõldõ artõk ne ola- cak, şimdi ne yapsak?’ dediler. Her ‘merhaba’ dediğinizde örgüt mü kuruyorsunuz?” Fer- da Paksüt, “Savcı neden çağırdığına ilişkin net bilgi vermedi, hayatımda ifade vermedim. Oraya gidip de çıkacağımın garantisi yok. Durduk yere kendimi savunmak zorunda bı- rakılıyorum” diye konuştu. ‘TUTUKLANACAĞIM’ Terör örgütüne üye olmakla suçlanan kişilerle neden ilişkilendirildiğine bir anlam veremedi- ğini anlatan Ferda Paksüt, şunlarõ söyledi:“Ben ufacık bir iş yapmadım. Eğer çift kişilikli de- ğilsem. Uyuduğum zaman, ikinci kişiliğim gi- dip teröre karışmışsa bilemem. Örgüte üye olmadım. Örgütün bir yerini ziyaret etmedim. Beni neden böyle bir işin içine soktuklarını bilmiyorum. Durduk yerde bizim üstümüze geliyorlar. Yabancı ülkelerde yaşadım. Ku- zey Irak’ı geçtim bu kadar tedirgin olmadım. Güler Kömürcü, sanırım ‘bizimle birlikte hareket ediyorlar’ demiş. Bu ifade nedeniyle tutuklanabileceğimi düşünüyorum. Benim hiç kimseyle ilişkim yok. Paşaların tutuklandı- ğı gün, benim de tutuklandığımı söylediler. Bir haber geldi, ‘Ergenekon’un başõ Paksüt’ di- ye. Osman Bey’i benim tutuklanmam etki- lemez. Ben bu durumun onu etkileyeceğini zannetmiyorum. Hapse giren eşi otomatik- man boşayabilirsiniz. Ben loğusa halde dev- leti temsilen gereken davetlere katıldım. Ka- patma davası öncesinde tutuklanmış olsay- dım bile Osman Bey gider oyunu kullanırdı. Ben de zaten onu yanımda değil, görevinin ba- şında görmek isterdim.” ‘MALIMIZI ALMAYA KALKIYORLAR’ AKP hakkõnda açõlan kapatma davasõ sonra- sõ ilginç şeyler yaşadõklarõnõ da aktaran Ferda Paksüt, “Bir hafta önce uzun yıllardır elimizde olan bir malımıza izale-i şüyû (mahkeme ka- rarıyla satış) davası açılmış. Ankara’daki bir gayrimenkulümüz. Malımızı bile elimizden almaya kalkıyorlar” dedi. OSMAN PAKSÜT: SAVCI ÖZ YÖNLENDİRİYOR Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt de Yeni Şafak gazetesinde yayımla- nan haberlerde yeni bir şey olmadığını söyledi. Soruşturmanın Savcı Öz tarafından yönlendirilmeye çalışıldığını belirten Paksüt, özel telefon görüşmelerinin yayımlanma- sının yasadışı olduğunu belirtti. Paksüt habere tepki göstererek, “Ben Turhan Çömez’i Bağdat Büyükelçiliği görevimden bu yana tanırım. Bana ait olduğu iddia edilen bu konuşmalar da, Çömez hakkında Ergenekon nedeniyle gözaltı kararı çıkmadan önce yapılmıştır. Gözaltı kararı çıktıktan sonra kendisiyle temasım olmadı. Bana garip gelen soruşturma aşamasındaki bir kişinin dinleme kayıtlarının, üstelik suçla ilgisi olup olmadığına bakılmaksızın ortalıkta bulunması” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi - Edirne Emniyet Müdürü Ha- nefi Avcı, Veli Küçük ile mafyanõn irtibatõnõn yõllar ön- cesinden bilindiğini söyledi. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tanõk olarak ifa- de veren Hanefi Avcõ, Diyar- bakõr’da 1984-1992 yõllarõ arasõnda İstihbarat Şube Mü- dürü olarak görev yaptõğõ sõ- rada JİTEM diye bir kurulu- şun olduğunu ve Ankara’da Veli Küçük’ün bu işin başõn- da olduğunu duyduklarõnõ kaydetti. O dönemde Kü- çük’ü hiç görmediğini, irtiba- tõnõn olmadõğõnõ ifade ederek, 1992 yõlõnda İstanbul İstihba- rat Şube Müdürlüğü yaptõğõ- nõ, o dönem içerisinde görev gereği birçok şahsõn irtibatlarõnõn takip edildiğini belirtti. O dönemde mafyacõ olarak bilinen Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir, Abdullah Çatlı olduğu sonradan anlaşõlan Mehmet Özbay, Sedat Pe- ker, Hadi Özcan, Yaşar Öz gibi adamlarõn bire bir Veli Küçük ile irti- batlõ olduklarõnõ ifade ederek, “Küçük de o dönem Kocaeli İl Jandarma Komutanı olarak görev yapıyordu. JİTEM ile resmi bir bağlantısı yok- tu. Ancak biz tabii Küçük’ü takip etmiyorduk. Ancak devlet görevlile- ri, polis ve askeriye ile irtibatlı olan mafyavari şahısları takip ettiğimiz esnada bu şahısların irtibatları orta- ya çıkıyordu” diye konuştu. Şahõsla- rõn telefonda “Veli abinin yanına uğ- radık” ifadesinden başka bir şey gö- rüşmediklerini söyleyen Avcõ, “Hatta o dönem ben komisyona arabasının tamiratından kullandığı cep telefo- nunun faturasına kadar parasını Se- dat Peker’in ödediğini söyle- dim. O dönem araştırılmadı” dedi. ‘AĞAR AYRI BİR GRUPTU’ Yeşil kod adlõ Mahmut Yıldı- rım’õn da devletin birçok kuru- mu ile irtibatlõ olduğunu, ilk ön- ce JİTEM’de, sonraki dönemde MİT’in içinde devlete aykõrõ gi- den bir grubun talimatlarõ doğ- rultusunda bazõ olaylara katõldõk- larõnõ anlattõğõnõ söyleyen Avcõ, bu kişilerin geçmişte kullandõğõ telefonlar sorulduğunda bire bir kimlerle görüştüğünün tespit edi- lebileceğini ifade etti. Tuncay Güney’le alakalõ olarak 2001 yõ- lõndaki soruşturmada çõkan bazõ belgeleri inceleme fõrsatõ olduğu- nu, Ergenekon’un yeniden yapõlandõ- rõlmasõ isimli belgeyi dikkat çekici bulduğunu söyleyen Avcõ, Susurluk Komisyonu’na verdiği ifadede anlattõ- ğõna benzer bir örgütlenmenin, farklõ- lõklar arz etse de mevcut olduğunu gördüğünü dile getirdi. Avcõ, “Kor- kut Eken, İbrahim Şahin ve Meh- met Ağar’ın bu grupla birlikte ha- reket edebileceğini tahmin etmiyo- rum. Onlar ayrı bir gruptu” dedi. İstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi Genel Merke- zi’nden çõkan 4 No’lu disket üzerinde yapõlan incele- mede “Bozkurt Teşkilatı” adlõ dosya bulundu. Dos- yada, Özel Harpçi bir albayõn verdiği bilgilere göre Ergenekon’un ilk adõnõn Bozkurt olduğu ifade edili- yor. Örgütün, 1974 Kõbrõs Harekâtõ’nda “Türk Mu- kavemet Teşkilatına” dönüştüğü anlatõlõyor. “Boz- kurt iyi amaçlar için kurulmuştu ama sonradan bozuldu” denilerek, Bozkurt teşkilatõnõn 1956’da Kõbrõs’ta kurulduğu ifade ediliyor. Gerilla kursu gör- müş Özel Harpçi subaylarõn burada çalõştõğõ ifade edi- lerek, şu iddialara yer veriliyor: “İlk kuranlar, Kur- may Albay Mehmet Bozkurt, Jandarma Albay Mehmet Remzi Kõzõlsu, Piyade Albay Muzaffer Bü- külmez. Kuruluş gayesi EOK’ya karşı mahalli ge- rillayı ya da kontrgerillayı örgütlemek ve donat- mak. Gerçek anlamda kontrgerillayı örgütlemek.” Silahlarõn Albay Bozkurt aracõlõğõyla Alanya’ya gön- derildiğini, buradan dönemin İlçe Jandarma Alay Ko- mutanõ Kõzõlsu’nun da Kõbrõs’a gönderdiği ifade edi- lerek, gönderilen silahlarõn TSK’nin kullanmadõğõ de- polarõnda duran silahlar olduğu kaydediliyor. Teşkila- tõn en tepesindeki adama “bayraktar” dendiği, buna bağlõ sancaklarõn olduğu ifade edildiyor. “Bunların sayısı oldukça çok. Lefke sancakları, Girne san- cakları gibi. Örneğin Bahtiyar Özel o dönemde sancaktardı.” Metnin sonunda ise parantez içinde “Bahtiyar Özel ile ilgili bilgi bulamadım. Adnan bu adamı tanıyordur” yazõyor. Dosyanõn bilgisaya- ra geçiriliş tarihi ise 14 Nisan 1997. ‘ÖRGÜT KIBRIS’TA KURULDU’ ERGENEKON İDDİANAMESİNDEN Ergenekon soruşturması kapsamında tanık olarak ifade veren Hanefi Avcı, Diyarbakır’da 1984-1992 yılları arasında İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığı sırada JİTEM diye bir kuruluşun olduğunu ve Ankara’da Veli Küçük’ün bu işin başında olduğunu duyduklarını kaydetti. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda “acil” olarak Ankara Cumhuriyet Savcõlõğõ’na ifade vermeye çağrõlan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt, asõl hedefinin eşi olduğunu söyledi. Bugün savcõlõğa ifade vermesi beklenen Paksüt şüpheli mi yoksa tanõk olarak mõ çağrõldõğõnõ bilmediğini belirterek “Sanõk olarak çağrõlmamõ gerektirecek bir şey olduğunu zannetmiyorum” dedi. Ferda Paksüt Osman Paksüt Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tanõk olarak ifade veren Hanefi Avcõ ‘Küçük’ün ilişkileri biliniyordu’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear