Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2008 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Müşerref Gitti
Demokrasi Gelecek mi?
Gazete fotoğraflarındaki, televizyon ekranlarındaki
görüntüler yüreğimi sızlatıyor. Onların tıpatıp aynısı
denebilecek kadar benzerlerini, tarih kitaplarında, es-
ki gazete koleksiyonlarında, geçmişi anlatan belge-
sel filmlerde de görmüştüm.
Bir iki kez, gözyaşlarımı tutamadım onlara bakar-
ken, İspanya iç savaşında Cumhuriyetçi solcu mili-
tanlar yumruklarını havaya kaldırmış haykırıyorlardı:
- Non passaran!
Onlar umutla haykırıyorlardı faşistlerin geçeme-
yeceğini; umutlarının karşılığında ortaya canlarını, kan-
larını koymuşlardı.
Büyük bir coşku içindeydiler ve o coşkuyu, bizi za-
man tünelinden geriye taşıyarak, yıpranmış görün-
tülerle yansıtıyordu belgesel.
O köhnemiş görüntülerdeki insanlar bilmiyorlardı,
ama ben biliyordum filmin sonunun nasıl geleceği-
ni ve bildiğim için de, azimleri, coşkuları ağlatıyor-
du beni.
Böyle çok fotoğraf gördüm, çok belgesel izledim,
çok öykü okudum, hiçbir şey yapamadan. Dünya-
nın dört bir yanından ve de ülkemden gelen gö-
rüntülerle dolu hâlâ belleğim...
Sıcak koltuklarda ya da yârin yanında sonunu bil-
diğiniz öyküleri izlemek, gerçekleşmeyeceğini ya-
şayarak gördüğünüz geçmiş umut ve coşku görün-
tülerini gözlemek insanda acıyla karışık bir saygı uyan-
dırıyor, kimi zaman umudun ve o artık hepsi de öl-
müş insanlarla ortak yenilginizin acısıyla ağlıyorsu-
nuz.
Dostluklar uluslardan uluslara değil, halklardan
halklaradır. Ama bunun kimi istisnaları da yok değil.
Pakistan ve Azerbaycan ile Türkiye arasında ulustan
ulusa giden bir dostluk söz konusudur.
Bu yüzden ne zaman Pakistan ile ilgili yazı yazmak
zorunda kalsam o dost insanları rencide etmekten
çekinirim, sonra da kendi ülkemin aksaklıklarını da
eleştirmek durumunda, hatta zorunda olduğumu dü-
şünür, ona göre davranırım.
Bu dost ülkenin dokuz yıl önce darbeyle işbaşına
gelmiş olan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, 11 Ey-
lül ikiz kuleler saldırısından beri en büyük dayanağı
olan Amerikan desteğini de yitirince, artık baskıla-
ra dayanamayarak istifa etti.
İstifa olayından sonra, gazete sayfalarında ve TV
ekranlarındaki görüntüler beni yine hüzünlendirdi.
İnsanlarda bir sevinç, bir sevinç, bir sevinç ki sor-
mayın!..
1908 Hürriyet’in ilanından kalan birkaç eski fotoğraf
canlandı gözlerimin önünde.
O günlerde de, ülkemin insanları, kimi Namık Ke-
mal’in dizelerinde okuduğu, kimi kulaktan dolma duy-
duğu, ama çoğunun doğru dürüst ne menem bir şey
olduğunu bilmediği “Hürriyet”in geldiğini sanmışlar,
ne boş umutlara kapılmışlardı...
Oysa, ne 1876 Anayasası’nın tekrar yürürlüğe kon-
ması (daha doğrusu resmen hiçbir zaman yürürlük-
ten kalkmamıştı, yalnız Meclis-i Mebusan feshedil-
mişti ve fiilen dikta yönetimi egemen olmuştu) ne da-
ha sonra onun bazı maddelerinin daha demokratik
bir espri ile tadil edilmesi, o zaman Türkiye’de öz-
gürlük çiçekleri açtırabilir ve zamanın çarkları dışı-
na düşmüş olan imparatorluğu kurtarabilirdi.
O filmin sonunu bildiğimiz için, resimlerdeki sevinç
içimizi burkar hep.
Pakistan’daki umut ve coşku görüntüleri de ben-
de bu duyguları uyandırdı.
Çünkü bütün yaşadıklarımıza ve Pakistan ile ilgi-
li verilere dayanarak biliyoruz ki, Pervez Müşerref’in
gidişiyle bu kardeş ülkeye yine demokrasi gelme-
yecektir.
Müşerref’in gidişi, ne kabile çatışmalarına son ve-
recek, ne Taliban’ın tehditlerini ortadan kaldıracak,
ne yolsuzlukları bitirecek, ne görevinden azledilmiş
olan yüksek mahkeme hâkimlerinin geri dönüşünü
sağlayacak ne de sallantıda olan ekonomiyi ayağa
kaldıracaktır.
Bir Pakistanlı kardeşim bana sorarsa eğer;
- Sen bunları nereden biliyorsun, diye, ona ceva-
bım şu olacaktır:
- Geçmişte yaşamış olduklarımızdan canım kar-
deşim.
Bir kişinin gitmesiyle demokrasinin gelmesi keş-
ke mümkün olsaydı, ama ne yazık ki, olmuyor...
asirmen@cumhuriyet.com.tr
‘Bu bir haksızlık’Erbakan’a affa tepki gösteren insan haklarõ dernekleri “Herkes insan haklarõndan
ayrõmsõz yararlanmalõ. Suçun niteliğine bakõlarak ayrõmcõlõk yapõlamaz” dediler
İstanbul Haber Servisi - İnsan
haklarõ dernekleri, Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ün, kapatõlan Refah
Partisi’nin eski Genel Başkanõ Nec-
mettin Erbakan’õn “Ev Hapsi Ce-
zası”nõ affetmesine tepki gösterdi.
Türkiye İnsan Haklarõ Vakfõ (TİHV)
Genel Başkanõ Yavuz Önen, “Bu si-
yasi bir ahbaplığın, arkadaşlığın,
dostluğun hatta suç ortaklığının
getirdiği bir gündem” değerlen-
dirmesini yaparken, İnsan Haklarõ
Derneği (İHD) Genel Başkanõ Hüs-
nü Öndül ise Erbakan’õn sağlõk du-
rumundan daha ağõr tutuklu ve hü-
kümlülerin bulunduğunu belirterek
“Biz herkesin insan haklarından
ayrımsız yararlanması gerektiği-
ni savunuyoruz” dedi.
TİHV Genel Başkanõ Yavuz
Önen, vakõf tarafõndan yapõlan araş-
tõrmalara göre 2007 yõlõ itibarõyla
Türkiye’deki cezaevlerinde bulu-
nan 42 kişinin tedavisinin yeterli ola-
rak yapõlmadõğõnõ, sağlõk durumu kö-
tü olan tutuklu ve hükümlülerin, di-
ğer yurttaşlarla aynõ derecede sağlõk
hakkõndan faydalanmasõ gerektiğini
vurguladõ. Önen, bunun devletin so-
rumluluğu olduğunun altõnõ çizerek
“İleri derecede kanser olmuş geç
müdahale edildiği için hatta hiç
müdahale edilmediği için yaşa-
mını yitirenler var. Kuddusi Okkõr
aynı durumdaydı. Bu sorun yü-
zünden 2008 yılında cezaevlerinde
bulunan 7 kişi yaşamını yitirdi.
Gül, vicdanını rahatlatmak için bu
kararı çıkardı. Aynı suçlamadan
biri cumhurbaşkanı oldu, öteki
mahkûm oldu. Ayrımcılık yapıl-
masını eleştiriyoruz” diye konuştu.
Öndül de, cezaevlerinde daha
ağõr sağlõk sorunlarõ yaşayan ve der-
neğe başvuran 52 kişi bulunduğunu
vurguladõ. Tutuklu ve hükümlüler ile
ilgili bir kampanya yürüttüklerini di-
le getiren Öndül, kampanya kapsa-
mõnda Adalet Bakanlõğõ’na birçok
mektup gönderdiklerini ifade ederek
“Mesela Ferit İlsever’in durumunu
şu anda bilmiyoruz. Hakkında
herhangi bir hüküm de yok. Yar-
gının bu konuya daha duyarlı ol-
ması lazım. Erbakan’ın affıyla ce-
zaevlerinde hasta olanlara medya
ilgi göstermeye başladı. Bu karar
belki diğer kişilerin durumlarının
ele alınması açısından faydalı ola-
bilir” dedi.
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ANADOL’DAN ‘AF’ TEPKİSİ
Çankaya yerine hapiste olacaktõ
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Grup Başkanvekili
Kemal Anadol, Necmettin Er-
bakan’õ affeden Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ü eleştirdi.
Anadol, bir gazetecinin, Cum-
hurbaşkanõ’nõn kapatõlan RP’nin
genel başkanõ Erbakan’õn hapis ce-
zasõnõ affederken “Kayıp Tril-
yon” davasõ kapsamõndaki Hazi-
ne alacağõnõn hâlâ tahsil edileme-
diğini anõmsatmasõ üzerine, bunun
Maliye Bakanlõğõ’nõn görevi ol-
duğunu söyledi. Maliye Bakanlõ-
ğõ’nõn vatandaşõ diğer konularda
nasõl sõkõştõrõyorsa, bu konuda da
özen göstermesi gerektiğini ifade
eden Anadol, “Vatandaş davayı
kazanır. Hazine avukatı temyiz
eder. Temyiz vatandaşın lehine
sonuçlanır, tashihi karar isterler,
canından bezdirirler” dedi.
Başbakan Erdoğan’õn haksõz
mal varlõğõ edindiği iddiasõyla yar-
gõlandõğõ davada verilen beraat
kararõnõn temyiz edilmediğini kay-
deden Anadol, “Burada da aynı
ihmal, kasıtlı görev savsaklama-
sıyla karşı karşıyayız” diye ko-
nuştu. Erbakan’õn yaşlõlõğõna, ad-
li tõp raporuna itibar edilmesine kar-
şõ olmadõklarõnõ, ancak Erba-
kan’dan çok daha kötü durumda,
kanser hastasõ ve çeşitli hastalõklarõ
olan 42 hükümlünün cezaevinde ol-
duğuna işaret eden Anadol, “Ama
Sayın Gül’ün aklına Erbakan ge-
liyor, gelsin. Aynı dava arkada-
şı ikisi” görüşünü dile getirdi. Er-
bakan ile Gül’ün Kayõp Trilyon da-
vasõnda sanõk olduklarõnõ belirten
Anadol, “Gül, milletvekili olma-
saydı şimdi Çankaya yerine bel-
ki de cezaevinde olacaktı” dedi.
Kayõp Trilyon davasõ ile ilgili tah-
silatõ yapmayan Maliye Bakanlõ-
ğõ’nõ eleştiren Anadol, “Maliye
görevini savsaklıyor, vatandaşı
canından bezdirirler, ancak bu
konuda gerekeni yapmıyorlar”
ifadesini kullandõ.
E R B A K A N B İ Ç İ L E N
D E Ğ E R İ A Z B U L D U
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül’ün özel belgede sahtecilikten aldõğõ cezasõnõn infazõnõ
kaldõrdõğõ Necmettin Erbakan, Hazine zararõnõn tahsiline yö-
nelik haciz konulan taşõnmazlarõna biçilen 2.7 milyon YTL’lik
kõymeti az bularak, Ankara İcra Mahkemesi’nde dava açtõ. Er-
bakan’õn avukatõ Yaşar Gürkan, taşõnmazlarõn daha çok değe-
ri olduğu gerekçesiyle dava açtõklarõnõ belirterek “Biz haczin kal-
dırılması yönünde dava açmadık. Yalnızca tespit edilen
kıymete itiraz ettik” dedi. Gürkan, Erbakan’õn yalnõzca An-
kara’daki taşõnmazlarõ için 2.7 milyon YTL değer tespiti yapõl-
dõğõnõ vurgulayarak “Çok düşük bir kıymet takdiri. Biz de iti-
raz ettik. İncelenir, normal değeri neyse o bulunur” dedi.
‘Cumhurbaşkanõ
yargõlanabilir’
YARGITAY ONURSAL CUMHURİYET BAŞSAVCISI KANADOĞLU:
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Yargõtay Onursal
Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Ka-
nadoğlu, Abdullah Gül’ün Nec-
mettin Erbakan’õn hüküm giydi-
ği Kayõp Trilyon davasõnda yargõ-
lanmasõnõn önünde herhangi bir
engel bulunmadõğõna işaret ederek
“Cumhurbaşkanı bu suçtan hâ-
lâ yargılanabilir” dedi. Kanadoğ-
lu, Gül’ün, Erbakan’õ affetmesini
ise “Cumhurbaşkanlığı seçimi
sırasında zanlı olduğu gözetil-
meden seçilirse böyle sonuçlar
beklenir. Böyle bir suçtan ak-
lanmadan seçilmesi düşünüle-
mez, sıkıntının kaynağı budur”
diye konuştu.
Yargõtay Onursal Cumhuriyet
Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Kayõp
Trilyon dosyasõnda zanlõ oluşunu ve
Erbakan’õn cezasõnõ kaldõrmasõnõ
gazetemize değerlendirdi. Anaya-
sada cumhurbaşkanõnõn kişisel suç-
larõndan dolayõ yargõlanõp yargõ-
lanmayacağõna ilişkin bir düzenle-
me bulunmadõğõnõ kaydeden Ka-
nadoğlu, “Buna rağmen anayasa
ve ceza hukuku öğretisinde, cum-
hurbaşkanının kişisel suç işle-
mesi durumunda sorumlu tutu-
lacağı yolunda, açık ve kesin bir
görüş birliği vardır” dedi. Kana-
doğlu, anayasada herhangi bir dü-
zenleme olmadõğõ için cumhurbaş-
kanõ hakkõnda görevinden kaynak-
lanmayan kişisel suçlarõndan dola-
yõ bir yurttaş ya da dokunulmazlõ-
ğõ kaldõrõlmõş milletvekili gibi işlem
yapõlmasõ gerektiğini kaydetti.
Aynõ davada zanlõ olan Gül’ün
dokunulmazlõktan yararlanarak
cumhurbaşkanõ oluşunu ve dava ar-
kadaşõnõ affetmesini eleştiren Ka-
nadoğlu, şu değerlendirmeyi yap-
tõ: “Cumhurbaşkanı seçimi sı-
rasında zanlı olduğu gözetilme-
den Cumhurbaşkanı seçilirse
böyle sonuçlar beklenir. Böyle bir
suçtan aklanmadan cumhurbaş-
kanı seçilmesi düşünülemez. Sı-
kıntının kaynağı da budur. Zaten
kendi davasında suçun affına
yönelik bir etkisi olamaz. Bu
suçtan aklanmadan cumhurbaş-
kanı seçilmesi, böyle sürprizlere
hazırlıklı olunmasını gerektirir.
Cumhurbaşkanının bu suçtan
yargılanmasının önünde halen
bir engel yoktur. Yargılanabilir.
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi,
olaydan zarar gören Maliye Ba-
kanlığı’na da kararın tebliğ edil-
mesine karar vermiş. Maliye Ba-
kanlığı’ndan itiraz gelir ya da gel-
mez. Biz zaten bakanlığın AKP
döneminde Hazine’yi fevkalade
zarara sokanlara ilişkin karar-
lara itiraz etmediğini gördük.
Bakanlıktan itiraz beklemek de
boşuna bir ümit. Keşke Maliye
Bakanlığı itiraz etse de konu in-
celense. Belki aklanacak ve eleş-
tirilerden kurtulacak.”
A
nayasada
cumhurbaşkanõnõn kişisel
suçlarõndan dolayõ
yargõlanõp
yargõlanmayacağõna ilişkin
bir düzenleme bulunmadõğõnõ
kaydeden Sabih Kanadoğlu,
“Buna rağmen anayasa ve
ceza hukuku öğretisinde,
cumhurbaşkanõnõn kişisel suç
işlemesi durumunda sorumlu
tutulacağõ yolunda, açõk ve
kesin bir görüş birliği vardõr”
diye konuştu.
Necmettin Erbakan, Refah Partisi’nde Recep Tayyip Erdoğan ve
Abdullah Gül’le birlikte siyaset yapmıştı.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Adalet
Bakanõ Mehmet Ali Şa-
hin, resmi nikâh olma-
dan imam nikâhõ ya-
panlara 2 aydan 6 aya
kadar hapis cezasõ ön-
görüldüğünü, bu sürede
bir artõrõm düşünme-
diklerini belirtirken ya-
kõnlarõ dõşõnda 3 ziya-
retçiyle daha görüşme
hakkõ olan hükümlü ve
tutuklularõn bu gruba
dahil edilmeleri duru-
munda resmi nikâhõ ol-
mayan eşleriyle görü-
şebileceklerini bildirdi.
Şahin, CHP İzmir
Milletvekili Canan
Arıtman’õn yazõlõ soru
önergesini yanõtladõ. İs-
tanbul Adliyesi’nde tu-
tuklu yargõlanan baba-
sõnõ öpmek isteyen, an-
cak jandarma tarafõn-
dan izin verilmeyen ço-
cuklarõn sorununun gi-
derilip giderilmeyece-
ğiyle ilgili soru üzerine
Şahin, yönetmelikte hü-
kümlü ve tutuklulara,
yakõnlarõ dõşõnda 3 zi-
yaretçiyle görüşme ola-
nağõ sağlandõğõnõ be-
lirtti. Şahin resmi nikâ-
hõ olmayan eşlerin bu zi-
yaretçiler arasõna dahil
edilmeleri halinde gö-
rüşmelerinde bir engel
bulunmadõğõnõ kaydetti.
Resmi nikâh olmak-
sõzõn evlenmenin dini
törenle yapõlmasõ yaptõ-
rõmõnõn arttõrõlmasõnõn
düşünülüp düşünülme-
diğine ilişkin soruyu ya-
nõtlarken de Şahin, ev-
lenme akdinin yasaya
göre yapõlmõş olduğunu
gösteren belgeyi gör-
meden bir evlenmenin
dinsel törenle yapõlma-
sõ suçunun yaptõrõmõnõn
yeni Türk Ceza Yasa-
sõ’nõn 230. maddesinin
altõncõ fõkrasõ gereğince
iki katõna çõkarõlarak 2
aydan 6 aya kadar hapis
cezasõ olarak belirlen-
diğini ve değişiklik dü-
şünülmediğini açõkladõ.
‘6 AY CEZA YETERLİ’ DİYOR
Şahin’in ‘imam
nikâhõ’ çelişkisi
KENDİNİ SAVUNDU
Gül’ün ‘kayıp
trilyon’ çarpıtması
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül, dün Erbakan’õn
affõyla ilgili olarak kendisine
yöneltilen eleştirilere yanõt ve-
rirken tazminat davasõ ile ala-
cak davasõnõ aynõ kapsamday-
mõş gibi göstererek, beraat et-
tiğini öne sürdü.
Cumhurbaşkanlõğõ’ndan ya-
põlan yazõlõ açõklamada, ana-
yasanõn 104. maddesinin ikin-
ci fõkrasõnõn b bendine göre,
“sürekli hastalık, sakatlık
ve kocama sebebi ile belirli
kişilerin cezalarını hafiflet-
mek veya kaldırma”nõn cum-
hurbaşkanõnõn yürütme alanõ-
na ilişkin görev ve yetkileri
arasõnda bulunduğu, bu yetki-
nin sadece hürriyeti bağlayõcõ
cezalarõn hafifletilmesi veya
kaldõrõlmasõnõ kapsadõğõ be-
lirtildi. Cumhurbaşkanlarõnõn
bu yetkilerini kendiliğinden
değil, hükümlünün söz konu-
su koşullara uyup uymadõğõnõ
belirleyen devlet hastanesince
verilen sağlõk kurulu raporu ve
bunu teyit eden Adli Tõp Ku-
rumu raporlarõna dayanan
Adalet Bakanlõğõ’nõn, ilgili-
nin dosyasõnõ Cumhurbaşkan-
lõğõ Genel Sekreterliği’ne sun-
masõ üzerine kullandõğõ kay-
dedilen açõklamada, Erba-
kan’õn ödemesi istenen Hazi-
ne alacağõnõn da affedildiğine
ilişkin değerlendirmelerin ger-
çeğe aykõrõ olduğu kaydedildi.
Açõklamada, Gül’ün millet-
vekili olduğu dönemde doku-
nulmazlõğõnõn hukuk davasõ
açõlmasõna engel olmamasõ
nedeniyle Maliye Bakanlõğõ
tarafõndan söz konusu Hazine
alacağõnõn tahsili için diğer
kişilerle birlikte hakkõnda taz-
minat davasõ açõldõğõ, mali ko-
nularda sorumluluğunun bu-
lunmamasõ nedeniyle davanõn
reddine cumhurbaşkanõ seçil-
meden önce, 19 Nisan 2007 ta-
rihinde karar verildiği kayde-
dildi.
Gül’ün açõklamalarõna kar-
şõn Kayõp Trilyon konusunda
suçlar yönünden ceza, Hazine
zararõ bakõmõndan da alacak
davasõ olarak iki ayrõ dava
açõlmõştõ. Gül, her iki davada
da sanõk konumundaydõ. Ala-
cak davasõnõn görüldüğü mah-
keme Gül’ün RP’nin mali iş-
lerinde sorumluluğu bulun-
madõğõ gerekçesiyle Cumhur-
başkanõ yönünden davayõ red-
detmişti. Bu kararla birlikte
Gül, açõklamada iddia edildi-
ği gibi Kayõp Trilyon davasõ-
nõn ceza boyutundan beraat et-
medi. Sadece alacak davasõ
reddedildi.
Dokunulmazlõğõ nedeniyle
Gül, ceza davasõ kapsamõnda
yargõlanamadõ. Gül halen Ka-
yõp Trilyon dava dosyasõnõn
zanlõlarõ arasõnda yer alõyor.
Aynõ dosya kapsamõnda do-
kunulmazlõğõ nedeniyle eski
İçişleri Bakanõ Abdülkadir
Aksu da yargõlanamamõştõ.
Maliye Bakanlõğõ’nõn
vatandaşõ diğer konularda
nasõl sõkõştõrõyorsa, “Kayõp
trilyon” davasõ kapsamõndaki
Hazine alacağõnõn tahsil
edilmesine özen göstermesi
gerektiğini belirten CHP
Grup Başkanvekili Anadol,
“Başbakan’õn haksõz mal
varlõğõ edindiği iddiasõyla
yargõlandõğõ davada da görev
savsaklamasõyla karşõ
karşõyayõz” diye konuştu.