Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 TEMMUZ 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Sırayla
â
Muzaffer Tanrıkul:
"ODTÜ'yü
yıkabilirse sırada
Anıtkabir var!"
Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
- Yedinci dalga
gözaltılar başlamış...
'Yasemin Çongar dalga
geçmez!"
Q
YÖK bildiğini
okuyormuş.
Imam başka ne
okur ki!
Nükleer g
Necati Cebe: "Ali j,
Babacan,
'Bölgemizde nükleer
silahlara karşıyız'
demiş. Israil ve
incirlik'tekiler hariç,
demeyi unutmuş!"
Alaturka
jş T. Münür
t6'j Ormancıoğlu:
T "Her yere kon;
Türk usulü Mc
Carthy'cilik bu olsa
gerek."
Yassah
Attila Aşut: "Darbe
yapmak serbesttir.
Yasak olan, darbe
tasarımıdır!"
Pasta
Ibrahim Ormancı:
k "Ekmek bulamayan
f
pasta yesin. Pasta
bulamayanlar
ayvayı yiyebilirler!"
SES, bir ki... Ses, bir ki üç dört beş... Alo
kontrol, ses kontrol... Bir ki, bir ki... Kontrol bir
ki... Ses... Ses...
Dikkat, dikkat!
Belediye Başkanlığfndan bildirilmiştir.
Sevgili hemşerilerimiz.
Beldemizin ihtiyacı olan demokrasi paketleri bu
sabah itibarlyla başkanlığımıza gelmiş
bulunmaktadır.
Demokrasi paketlerini gönderen mübarek
iktidarımız Asalet ve Kaldırma Partisi Genel
Merkezi ile Genel Başkanlığı'ndan Allah razı
olsundur.
Paketler beşer kiloluk teneke kutular içindedir.
Merak edilmesine ve telaşa düşülmesine mahal
vermeden herkese üçer kutu demokrasi dağıtımı
yapılacaktır.
Paketlerin tasnif işlemine başlanmış olup hak
Anonssahiplerine dağıtıma yarın geçilecektir.
Dağıtım işlemi Merkez Camisi avlusunda öğle
namazını müteakip başlayacak ve yatsı namazına
kadar devam edecektir; dağıtımın bitmemesi
halinde çalışmalara ertesi gün yine öğle
namazından sonra başlanacaktır.
Beşer kiloluk teneke kutular içindeki
demokrasinin kullanımı, çok kolaydır.
Merkez Çarşısı Camisi baş imamı Abdülrezzak
Ampultakar Hocaefendi kullanım teknikleri
konusunda ahaliye gereken bilgiyi verecektir.
Ayrıca birkaç gün içinde beldemize gelmesi
beklenen değerli düşünür ve kalem ustaları
Hasan Kemal Beyefendi ile Fehmi Boru
Beyefendi de ahaliye bir konferans verecektir.
Sevgili hemşerilerimiz.
Teneke kutular içindeki demokrasinin serin
yerde muhafaza edilmesi ve ihtiyaç duyulduğu
zaman kullanılması gerekmektedir. Bu bakımdan
kutular gereksiz yere açılmamalıdır. Açılmış
kutularda kalan ve bayatlayan veya köpük salarak
sulanan demokrasinin geri alınması mümkün
değildir.
Demokrasinin taze ve ellenmemiş olanı
makbuldür; bu bakımdan kullanım kurallarına
harfiyen uyulması, uymayanların uyarılması çok
mühimdir.
Belediyemiz, iktidar partimizin himayesinde
bin bir fedakârlıkla getirdiği demokrasi
paketleri ile ahalimize her türlü iyiliği
yapmaya devam edecektir.
Duyduk, duymadık demeyin!
SESSİZ SEDAS1Z (!) Lozan'dan 85 yıl sonra ne haldeyiz!
LOZAN Barış Antlaşması'nın
özünü tek sözcükle anlatmak
gerekirse, "bağımsızlık" denilebilir.
1923 yılının 24 Temmuz'unda
Lozan Barış Antlaşması imzalandı,
Ulusal Kurtuluş Savaşı utku ile
sonuçlandı; 29 Ekim'inde Türkiye
Cumhuriyeti ilan edildi.
Bağımsızlık, tam bağımsızlık...
Egemenlik, ulusal egemenlik...
Aradan 85 yıl geçti.
Bugün ne deniyor?
Küreselleşme deniyor; Büyük
Ortadoğu Projesi deniyor;
Uluslararası Para Fonu deniyor;
Dünya Bankası deniyor;
Amerika deniyor; Pentagon
deniyor; Brüksel deniyor;
\ özelleştirme deniyor;
1 ulus ötesi sermaye deniyor;
L din-iman deniyor; "şeriat
isterük" deniyor ve hepsinin
üstüne de tüy dikercesine "milli
irade" deniyor!
Kendini satan bir irade!
Kendini pazarlayan bir ulus!
Bağımsızlık diyen çağdışılıkla,
demokrasi düşmanlığı
ile suçlanıyor ve Lozan'a
sahip çıkmak yadırganıyorsa
yuh olsun böyle demokrasiye
ve özgürlüğe!
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkueyahoo.com
"Boyalı basın" biçim değiştirdi. Artık "boyalı"
değil iktidaryalakası "göz boyayan" basın var!
'Lozan Utkusu'
Doç. Dr. HÜNER TUNCER
Lozan Barış Antlaşması, Bi-
rinci Dünya Savaşı'nı sonuç-
landıran antlaşmalardan bugün
hâlâ yürürlükte olan tek barış
antlaşmasıdır. Bunun nedeni
ise, Lozan Barış Antlaşma-
sı'nın, yenen ve yenilen dev-
letler arasında değil de, iki ye-
nen taraf arasında akdedilmiş
olmasıdır. Barış antlaşmaları,
genellikle, yenen tarafın lehine
hükümler taşıyan belgelerdir.
Bu nedenledir ki, yenilen taraf,
ilk fırsatta bu hükümlerden
kurtulmak amacıyla, yeniden
savaş ortamının doğmasını
bekler. Yeni savaşı kazandığı
takdirde ise, bu kere, kendi le-
hine bir barış antlaşmasını ka-
bul ettirmeye çalışır. Böylece,
her barış antlaşması, gerçek-
te, yeni bir savaşın tohumları-
nı eker. Işte, Lozan'ın farkı
buradadır, çünkü Lozan Ant-
laşması'nda taraflardan biri
(Itilaf Devletleri) Birinci Dünya
Savaşı'nı; diğeri (Türkiye) ise,
Kurtuluş Savaşı'nı kazanmıştır.
Lozan'da, "eş/Her arasında
bir diplomasi savaşı söz ko-
nusuydu. Lozan'da taraflar
arasında sağlanan bu denge,
antlaşmayı kalıcı kılmıştı. Oy-
sa, 1919'dan sonra imzala-
nan öteki barış antlaşmaları, 20
yıl sonra daha da büyük bir sa-
vaşa yol açtı. Lozan Barış Ant-
laşması, uluslararası alanda,
1919-1939 arası dönemde sa-
vaşa değil, barışa hizmet etmiş
bir belge olarak tarihe geç-
miştir.
Lozan Konferansı görüşme-
lerine ilişkin olarak, Mustafa
Kemal, Nutuk'ta özetle şunları
söylemiştir: "Baylar, mirasçısı
olduğumuz Osmanlı Devle-
ti'nin dünya gözünde hiçbir
değeri, saygınlığı ve onuru kal-
mamıştı. Uluslararası hukukun
dışında bırakılmıştı. Sanki gü-
dürn ve kısıtlama altına alınrnış
sayılıyordu.
Benim, Türk ulusunun varlı-
ğı için, bağımsızlığı için, ege-
menliği için, yüzde yüz elde et-
mek ve sağlamak zorunda ol-
duğu temel hakların, dünyaca
tanınacağına hiç kuşkum yok-
tu. Çünkü, gerçekte bu temel
haklar güçle, hak edişle ve ey-
lemli olarak alınmıştı. Konferans
masasında istediğimiz, ger-
çekte elde edilmiş olan hakla-
rın yöntemine göre yazılıp
onanmasından başka bir şey
değildi. Isteklehmiz açıktı ve do-
ğal haklarımıza dayanıyordu.
Bundan başka, haklarımızı ko~
rumak ve sağlamak için, gü-
cümüz de vardı; gücümüz de
yeterliydi. En büyük gücümüz,
en güvenilir dayanağımız, ulu-
sal egemenliğimizi elde etmiş,
onu eylemli olarak halkın eline
vermiş ve halkın elinde tutabi-
leceğimizi yine eylemli olarak
kanıtlamış olmamızdı.
Baylar, Mondros Ateşkes
Antlaşması 'ndan sonra, düş-
man devletler, Türkiye'ye dört
kez barış koşullan önermişler-
dir. Bunların birincisi, Sevrta
sansıdır. Bu tasan, Türkiye Bü-
yük Millet Meclisi'nce tartışıl-
maya bile değer görülmemiş-
tir. Ikinci barış önerisi, Birinci
Inönü Savaşı'ndan sonra top-
lanan Londra Konferası'nın bi-
timinde, 12 Mart 1921 'de ya-
pılmıştır. Bu öneri, Sevr Ant-
laşması 'nda bazı değişiklikler
yapılmasını öngörmekteyse de;
değinilmemiş sorunlarda, Sevr
tasansındaki maddelerin tü-
münü olduğu gibi bırakmıştır.
Bu öneri, bizce tartışma konu-
su olmadan, Ikinci Inönü Sa-
vaşı'nın başlamasıyla sonuçsuz
kalmıştır. Uçüncü barış öneri-
si, 22 Mart 1922'de, yani Sa-
karya Utkusu 'ndan ve Fransız-
larla yapılan Ankara Antlaş-
ması'ndan sonra, Paris'te top-
lanan Itilaf Devletleri dışişleri
bakanlarınca yapılmıştır. Bu
öneri de, ulusal amacımızı ger-
çekleştirecek nitelikten uzaktı.
Dördüncü öneri ise Lozan An-
tlaşması 'nın imzalanmasıyla
sonuçlanan görüşmelere konu
olmuştur.
Sayın Baylar, Lozan Barış
Antlaşması 'ndaki kurallan, öbür
barış önerileriyle daha çok kar-
şılaştırmanın yersiz olduğu dü-
şüncesindeyim. Bu antlaşma,
Türk ulusuna karşı yüzyıllar-
dan beri hazırlanmış ve Sevr
Antlaşması ile tamamlandığı
sanılmış, büyük bir yok etme
eyleminin (suikastın) kırılıp ön-
lenişini bildirir bir belgedir. Os-
manlı tarihinde benzeri görül-
memiş birsiyasal utku anıtıdır!"
Atatürk'ün önderliğindeki
Türkiye, Lozan'da, bağımsızlı-
ğını ve egemenliğini tehdit
eden konularda, Büyük güçlere
herhangi bir ödün vermeksizin,
davasının haklılığını ve yasal-
lığını onurlu bir biçimde savu-
nabilmiş ve görüşlerini karşı-
sındakilere kabul ettirebilmesini
bilmiştir.
Acaba bugün de yeniden
'Lozan ruhu'na sahip olamaz
mıyız?..
KİM KİME ÜUM DUMA BEHIÇAK behlcak@yahoo.com.tr
f <% A 1*1 tÇ; /
HAYAT EPIK TİYATROSU MUSTAFA BILGİN ^ ^
ISSIZLIK .
AÎLE YAPISINI i
BOZUYORMUŞ.. A
i i ı l . . ı 1 I ~
PARAN
KADAR
KONUŞ
BAB
/L
(£&£
E3L
]
, "
... •-,, J J ' v
— r -*-~— -—• yr
hetiyatrosu@mynet.com
DUZ ÇÎZGİ
ÜMİT ZtLELt
Yeni Mandacılar
Son günlerde Alev Coşkun'un" YeniMandacılar"
isimli kitabını okuyorum...
Sonunda söyleyeceğimi, başında söyleyeyim;
içinde yaşadığımız kepazeliği gayet açık, gayet net
özetliyor!.. Sevgili Coşkun, 1919'dadedelerinin ba-
şaramadığı "ülkeyi emperyalizme peşkeş çekme"
görevini, torunlarm nasıl son aşamalara dek getir-
meyi becerdiklerini belgeleriyle ortaya koyuyor...
Once terimlere açıklık getirelim: Uluslararası hu-
kuk literatüründe manda, "kendileriniyönetebilecek
derecede örgütlenme düzeyine erişmemiş ülkeya da
sömürgelere uygulanan güdüm yönetimi" olarak
açıklanıyor. lyice basitleştirecek olursak; manda, ge-
ri kalmış, kendini idare etmekten aciz bir ülkenin,
gelişmiş birBatı ülkesinin vesayeti altına girmesidir.
Işte, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı
aydınlarının tartıştığı "zillef buydu, "Ingilizleremisı-
ğınalım, ABD'nin şefaatinl mi dileneliml.." Halide
Edip Adıvar, Mustafa Kemal'e yazdığı ünlü mek-
tubunda şöyle diyordu:
"... Bizkendimiz içinAmerika mandasını ehvenişer
görüyoruz. Filipln gibi vahşi bir memleketi bugün
kendi kendini idareye kadir modem bir makine hali-
ne koyan Amerika, bu hususta çok işimize geliyor...
Amerika da tabii mahzursuz değildir.. izzetinefsi-
mizdenfonurumuzdan) epeyce fedakâriık etmek
mecburiyetinde bulunuyoruz..."
Tarihte 15 devlet kurmuş, yüzyıllarca dünyaya
hükmetmiş Osrnanlı'nın bir aydınının kendisini Fili-
pinler'le eş tutma utancına ve diğer tüm mandacı is-
teklere Mustafa Kemal hep şu sözcüklerle yanıt ver-
di:
- Ya istiklal ya ölüml..
•••
O zamanın mandacıları, sonrasının işbirlikçileri,
kapısına bağlandıkları emperyalistler kaybedince
sindiler, yeraltına çekildiler... Ama hiç vazgeçmedi-
ler!.. Büyük devrimcinin ölümünden sonra başlattık-
ları devrimi çökertme atağının üzerinden tam 60 yıl
geçti...
- Bugün 1919 koşullanndan çok daha ağırbirsü-
reci yaşıyoruzl..
Alev Coşkun'un kitabını okurken, yıllar önce yaz-
dığım Işbiriikçiler" dizisinde yer verdiğim bir ko-
nuşmaya rastladım. Alman Doğu Enstitüsü Müdürü
Udo Steinbach'ın bir konuşmasının şu bölümünü
birlikte okuyalım:
- Sonın, Atatürk'ün birpaşa fermanıyla yarattığı
yapayürün Türt<devleti ve Türkulusudur. Sorun Ke-
malizm ve Kemalizmin ulusçuluk ve laiklik ilkeleridir.
Sonın uyduruk, zoriama ve yapay Türk ulusudur.
Böyle bir ulus yoktur... Bu uyduruk ulusuAtatürk na-
sılkurdu? önce Ermenileriyokettiler, sonra da Rum-
lan...
Bu konuşma beni hiç şaşırtmamıştıL Türkiye'ye
diz çökertmek üzere görevlendirilmiş aşağılık bir aja-
nın söyledikleriydi ve gayet de uyarıcıydı!.. Ama "Ye-
ni Mandacılar" kitabında birkaç sayfa sonra gördü-
ğüm şu satırlar, aslında hem içeriden hem dışarıdan
nasıl bir geleceğe mahkûm edilmek istendiğimizi
olanca çıplaklığı ile gösteriyordu:
- Olan şey, Mustafa Kemal'in var olmayan, farazi
bir variığı, Türk milletini ayağa kaldırarak ona hayat
vermesiydi. Onun girişmiş olduğu projenin gerçek
boyutlannı bize veren ve düşüncesinin ütopyacı ni-
teliğini ortaya çıkaran, olmayan bir şey için sanki
vaırnış gibi çalışması ve onu var etme yolundaki ka-
biliyetidir...
Yazarken utandığım, Udo Steinbach'ın söyledik-
lerine rahmet okutacak bu satırların sahibi Prof. Dr.
Ergun ÖzbudunL Hani şu AKP'nin yeni anayasa ta-
sarısını hazırlayan komisyonun başkanı!.. Aynı za-
manda Türk Demokrasi Vakfı'nın kurucu başkanı!..
Son olarak, daha birkaç gün önce bir Kanada ga-
zetesine demeç veren AKP'li Suat Kmıkoğlu'nun
söylediklerini paylaşalım:
- Slyah Türkleri temsil etmekten gururduyuyoruz.
Her değişimin kaybedeni olur. Bu değişimin kaybe-
deni de askerier, rektörier, hâkimler...
Ne kadar açık değil mi?!.. Şimdi, başta asker ol-
mak üzere bu üç kuruma yapılan akıl almaz saldırı-
ları yukarıdaki açıklamalarla birleştirin, ne türden bir
kadere mahkûm edilmek istendiğimizi göreceksiniz.
Yıllar önce üstü kapalı bir şekilde, Türkiyeyalnızca
Türklerebırakılmayacak kadarönemlibir ülkedir"dh
yorlardı. Artık "Türkler zaten yoktü'ya kadar geldi-
ler...
- Eğerbu denli ucuzsa, çekin ipini gitsinl..
e-posta: umitzileli@gmail.com
(ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYARÖZKAJS
B U R A N I N BANA A I T
OLDUGUNU <SÖS1 ERİR
SAPŞALÜ
www.junkidz.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
OTOBÜSTEKİLER KEMAL k urgenc@yahoo.com
töy/e can
KARAKOÇAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
SA YI: 2008/104
Davacı TEİAŞ vekili Av. Leyla Demirant tarafından, davalılar aleyhine açı-
lan irtifa hakkı verilmesi davasının verilen ara kararı gereğince, Fhıyıf ilı. Ka-
rakoçan İK'esi. Doğanoğlu köyü nüfusuna kayıtlı davalılar Mehmet Apaydın ıni-
rasçılan HASAN APA~YD1N. HÜSEYİN APAYDIN. KEMAL APAYDlN'ın
tüm aramalara rağnıen adresinin bıılumııadıjSı gibi adresı de lespil edilcnıedi-
ğinden, tebligat yerine geçerli olınak üzere, ;>dı geçene clavadu ve dunışma gü-
nüııdcn haberdar edilmesi bakımından 7201 sayılı Tebligat Kanıuıu'nun 2S ve
29, Tebligal Tüzüğü'nün, 41 ve 50 maddeleri gereğince ycnileme dilekçesi ve
duruşnıa gününün adına ilanen tebligat yapılmasına karav verilmiş olmakla. du-
ruşıııa giiııii olan 22.10.200S giinü mahkememizde hazır bulunmanız veya bir
vekil ile temsil ettimıeniz geıektigi. aksi takdirde yargılamaya yokluğunuzda
devara edilerek hüküm verileceği davaya ilişkin tüm savunma ve delillerini teb-
liğ tarihinden itibaren 10 gün içinde nıahkeıneye yazılı olarak bildimıeleruıin ge-
rektiği davalılara ilanen tebliğ oluınır. 09.06.2008
Basın: 3
TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAJS 24 Tnmmuz www. mumtaz-arikan. com
INKAIARIN KAY/P K£NTI MACHU PICCHU::
191Z 'AF BUGÜN, ÜNLÜ AMBKHKAU GEZSÎN UIRAM BINGHAM, MACHU
PICCHU'YU SULMCJprU.ASIL MESTLEĞİ TrterHÇ/L/K OLAAJ 81HGH4M,
Ü/ıJLÜ L/DE/e S/MOM 8OLttfAR't-ı4 İLEİLİ BİG: AGAÇTy/SMA IÇİN PE-
6ULUNOUGU S/S/tPA ÇiSO8), ESKİ İNKA
PEÜULLJ 8lR SİLSİM 'S~E OAHA ÎLE&( GtPEREK, 4532'DE, İSPAUYOL.
PrZARf2O'NUN r/Kr/Ğl MK4 r'MP/ÇeAl
HAZÎH£NİM DE OISAPA BULÜMABİLECEĞİNİ ANLAT-
. K.£.*JT7 BULMAyA KAGA& VEREAJ BlfJSHAM, S£-
PAISAYI SASt-IYAfSAIK 191Z'O£ YEMİDEM
j CUZ.CO "AJUN KUZEYÎNDEKİ
Û2L£RlNOE (2.O£4m)*1ACHU PICCHU VEPESİNDE KEMTİ
KEŞPeTMİfrı HAZIME euiMNAMAMIÇTI AMA, INKALA- '
C/MÇ B/R KEAjr o/?T?i>& çııeA/z/LMtşrr..
SOLÜAN SAĞA: 2
1/ Şiir kitapları açı- -\
larak bakılan eski
bir falcılık yöntc- ^
mi... Bir spor takı- 3
mının gözde oyun- A
cusu. 2/ "Liberal
Çiftlik"in "Sakın- 5
calı Piyade"si. 3/ 6
Batı Avrupa'da bir y
ırmak... lticineden,
güdü. 4/ Bir mcy- 8
ve... Kesintilerden g
sonra kalan miktar.
5/ Kısa kıllı bir av köpeği
cinsi... Trabzon'un Ak-
çaabat ilçesinde bir göl. 6/
Bir nota... lstek, arzu...
Hayvanlara vurulan dam-
ga. II Madenleri crgit-
me... Israil yapımı bir tür
suikast tabancası. 8/ Yu-
nan mitolojısinde öç tan-
nçası. 9/ Osmanlı dcvle-
tinde atlı ya da arabalı
posta görevlisi... Tellür elemcntinin simgesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Mardin'in Midyat ilçesinde, Süryani mimarisi açı-
sından zengin bir bölge. 2/ Madenleri yontmada kul-
lanılan çelik araç... "Cezayirmenekşesi" de denilen
ve beyaz ya da pembe renkli çiçekler açan bir süs bit-
kisi. 3/ Süpürgeotu... Gözleri gönneycn. 4/ Rütbesiz
asker... Öbür dünyada venlecek olan ceza. 5/ Yirmi
bir yaşın altındaki oyunculardan oluşan spor takım-
lan için kullanılan sözcük... Lav akıntısı kalıntılarının
oluşturduğu yayla. 6/ OrtadoğıTda, "Ölüdeniz" de
denilen göl... Kenar süsü... lran'm plaka imi. II Diş-
lerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku... Akıl.
8/ Aktinyum elementinin simgesi... "Delice" de de-
nilen, taneleri zehirli olan ve ckin tarlalannı saran bir
ot. 9/ Mıığla'nın Köyceğiz ilçesinde bir kaplıca.