25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA HABERLER Ergenekon'la ilişkilendirilen Hizbullah, basın açıklaması yaparak Fethullahçı yayın organlanna tepki gösterdi 'Hayal üriiııü iddialar' MEHMET FARAÇ Zaman gazetesinin önceki günkü sa- yısında yer alan "Hizbulvahşet'in bü- yük lıamisi Ergenekon çıktı" nıan- şeti, Hizbullah örgütü yöncticilcrini kızdırdı. Örgüt dün ilk kez bir basın açıklaması yaparak Fethullahçı yayın organlannı hcdef aldı. Açıklamada, "Fcthullahçıların gerçek kimlikle- rinin ortaya çıkması endişesiyle ör- gütü hedef aldığı" ileri sürüldü. Önce Aksiyon dergisi, sonra da Za- man gazetesinde yer alan haberlerde, Beykoz'da öldüriilen örgüt lideri Hüseyin Velioğlunun Adana'da üst düzey jandaıina görevlileriylc işbir- liği içinde olduğu iddialarına yer verilmişti. Haberde, Velioğlu'ndan "komutanların emir eri" diye söz edilmişti. Yalnız bıınlar değil, Za- man'ın büyük bir gafı da örgütü kız- dırdı. Zaman, Iran'da tedavi gördü- ğii hastanede yaşamını yitiren Hiz- bullahi Menzil kanadı siyasi lideri • Kamuoyu önüne çıkmaktan genellikle kaçınan örgüt adına dün ilk kez bazı gazetecilere gönderilen e-postalarda, "Son günlerde özellikle Fethullah Hoca gmbuna bağlı basın yayın organlarında Hizbullah cemaatini Ergenekon yapılanınasıyla ilişkilendimıc çabaları görülmektedir. Her halinden ısmarlama ve hayal ürünü olduğu anlaşılan bu yazı çelişkilerle doludur" ifadeleri kullanıldı. Molla Mansur Güzelsoy'un, örgü- tün llim kanadınca öldürüldüğünü id- dia etmişti. 'Masa başında üretilmiş...' Kamuoyu önüne çıkmaktan genel- likle kaçınan örgüt adına dün ilk kcz bazı gazetecilere gönderilen mailler- de, Fethullahçı yayın organlanna ağır cleştiriler getinlerck şöyle denildi: "Son günlerde özellikle Fethullah Hoca gmbuna bağlı basın yayın or- ganlarında Hizbullah cemaatini Ergenekon yapılanınasıyla ilişki- lendirme çabaları görülmektedir. Her halinden ısmarlama ve hayal ürünü olduğu anlaşılan bu yazı çe- lişkilerle doludur. Bu grubun, aynı istikamcttc masa başında ürettikleri hayal ürünü yalan ve iftiralarına geçmişte de şahit olduk. Fethullah Hoca grubuna birkaç hafırlatma- larda bulunmak istcriz. İslanıa bağ- lılıkta eğer saminıi iseniz. içinde bu- lunduğunuz bu hal ve eylemleri- nizde İslamı ölçü olarak almanız ge- rekir. Belgesiz iftira ve karalama eylemlerini değil İslami bir cemaa- te karşı yapma, kâfir bile olsa hiç- bir insana karşı böyle bir fıili işle- meye tslam cevap vermemektedir. Bugün atılımlar ve çıkarmalarla yerleşmek istediğiniz Güneydo- ğu'ya gelip rahat faaliyet yürütnıe imkânını, bağlı bulunduğunuz de- rin devlet size sağlamanıışbr. Aksine Hizbullahçıların Allah yolunda akıt- tıkları temiz kanlarınm bereketiy- le ohışaıı ortam sayesinde olmuştur. Doksanlı yıllarda içinde bulundu- ğunuz zillet ve alçaltıcı durumu unutmayın." FethuİIahçıları tel'in!.. "Hizbullah Basın Bürosu" imza- sıyla yapılan örgüt açıklamasmda, Fethullah grubunun "Devlet nczdin- deki konumunu güçlendirmek, maddi ve teşkilati varlığını korumak uğruna kendi dışındaki tslami grup- lara saldırı ve düşmanlık yaptığı" önc sürûlerek şu ifadelere yer verildi: "Kürt halkına hakaret içerikli di- zileri televizyonunuzda yayınlat- maktasınız. Şoven tavrınızı tslami bir kamuflajla yaptığıııız için bu ha- talarınızın bedelini Müslümanlar ödemektedir. Her ne kadar bölge halkı sizi iyi tanıyor ve gerçek yü- zünüzü biliyorsa da Türkiye gene- linde bu yayınlarınızla iğfal ettiği- niz çok sayıda insan vardır. Bun- ların hesabının, bu dünyada so- rulmazsa bile ahirette sorulacağı- nı unutmayın. Hizbullahi IMüslii- manlara bu şekilde saldırma ve onları karalamanın nedeni, ger- çek kimliğinizin ve bağlantılarını- zın ortaya çıkacağı telaş ve endişe- si içinde olduğunuz gibi bir tedir- ginîik gözlcnmektedir. İçeride de- rin devlet ve gayrimeşru oluşum- larla, dışarıda ise uluslararası müs- tekbir güçlerle var olan karanlık ilişkilerin ortaya çıkmasından en çok korkusu olanlar sizler olmalı- sınız. Ayrıca Ergenekon operasyo- nunun tek tanığı olan ve Kanada'ya yerleşen şahsın da sizin televizyo- nun personeli olduğunu herkes bil- mektedir. Sözde İslami bir grubun iftiralarını tel'in ediyoruz." MUZAFFER TEKİN : IstanbulBölgeIdare MahkemesVnin kararı, EmniyetMüdürüiçin yargıyolunu kapattı Bombalar süs eşyasıydı Istanbul Haber Servisi - Er- genekon soruşturması kapsa- mında tutuklıı bulunan cmekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, işyc- rinde bulunan el bombalannın "hatıra süs eşyası" olduğunu söyledi. Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Ce- zacvi'nde tutuklıı bulunan Te- kin, gazetemizdc 18 Temnıuz 2008 tarihinde yayımlanan vc "Muzaffer Tekin'in işyerinde yapılan aramada kapsülleri daha önce patlatılmış, gövde kısmında patlayıcı bulunma- yan, biri taarruz, biri savun- ma tipi el bombası bulundu. Bu iki bomba ile gazetemize atılan bombaların mühimmat modeli aynıydı" içerikli haber üzerine yazılı açıklama yaptı. Danıştay saldınsından sonra bürosunda yapılan aramada bomba bulunmadığını söyleyen Tekin, bürosunda, 1985 yılında, emekli olduğu Tuzla Piyade Okulu'ndan eğitim yardımcı malzemesi olarak kullanılan ve kcndisine hatıra olarak verilen, patlayıcı özelliği olmayan, ma- sasının üzerinde muhafaza ettiği malzemclcre el konulduğunu kaydetti. Tekin açıklamasmda şunları belirtti: "TAPA M 204 A2, mühimmatın tanımıdır. Bu da şunu ifade eder: Bu kodlu sandık içerisinde, el bombası vardır. Yani, TAPA M 204 A2, el bombası demektir. Si- zin el bombası dediğiniz, be- nim için de sadece hatıra süs cşyası olan o malzemclerin Cumhuriyet gazctesine atılan- lar ile ne üretim yılı ne ayı ne de kafîle numaraları tutma- maktadır. Cumhuriyet gaze- tesi ve Danıştay'a yapılan menfur saldırınm içinde ol- mak bir yana böylesine alçak- ça bir olay ile anılmak benim için yaşamama nedenidir." 'Cerrah soruşturulamaz' HİLAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Yayın Yö- netmcni Hrant Dink'in öldürülme- sinde ihmalleri bulunduğu iddia edi- lcn, tstanbul Emniyet Müdürü Cela- lettin Cerrah ve istihbarat şube mü- dürlüğünde görevli polisler hakkında, soruşturma yapılmasına izin veril- medi. lstanbul Bölge Idare Mahkc- mesi'nin bu kararı, Cerrah ve diğer polis menıurlan için yargılama yolu- nu kapattı, Cerrah'ın gerekli tcdbir- lerin alınmasmdan soramlu olduğu- nu söyleyen mahkeme yargıçlanndan Sadettin Yaman karara katılmadı. Dink ailesi avukatlan. Hrant Dink 18 Ocak 2007'de öldürülmeden ön- ce, Trabzon ll Emniyet Müdürlü- ğü'nce elde edilcn istilıbari bilgiler bil- dirildiği halde, lstanbul ll Emniyet Müdürlüğü'nün cinayeti önlemek için gerekli işlenıleri yapmadığını belirterek suç duyurusunda bulundu- lar. lçişleri Bakanhğf na bağlı ınü- tettişler bu iddiaları üç kez ön iııce- lenie yaparak araştırdılar. Müfcttiş- leriıı raporlannın ardından, lstanbul Valiliği Cerrah ve Lstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Bülent Köksal dışındaki 6 polis hakkında soruşturma izni ver- di. Bu kararı Cerrah yönünden Dink ailesi avukatlan bölge idare mahke- mesine taşıdılar. Hakkında sonıştur- ma izni verilen polisler de mahkemeye itiraz etti. lstanbul Bölge Idare Malı- kemesi, 27 Haziran'da açıkladığı ka- rannda Dink ailesinin, Cerrah ve Köksal hakkında soruşturma izni ve- rilmemesi yönündeki itirazını reddetri. Malıkeme, İstihbarat Şube Müdü- rü Ahmet Ilhan Güler, İstihbarat Şu- besi Büro Amiri tbrahim Pala ve is- tihbaratla görevli başkomiscr. komi- ser ve polis memuru olan 6 görevli hakkında lstanbul Valiliği'nin verdi- ği soruşturma iznini de yöntem ve ya- saya uygun bulmadı. Mahkeme bu po- lisler hakkında da soruşturma izni vc- rilmemesine hükmetti. Cerrah hak- Kemal Türkler anıldı Türkiye Devrimci Işçi Sendikası Konfederasyonu (DİSK) kuı•ııcııhıı ııulaıı eski DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 28. yıldönünıünde Topkapı'daki nıezarı başında düzenlencn törenle anıldı. Türkler ailesinin avukatı Rasinı Öz, "Türk- ler'i öldüren ortaya çıkartılnııyor. Yalmzca bir te- tikçi yargılandı. O da 2 yıl sonra zamanaşımına uğrayacak. İnsanlık suçu işlcyen zamanaşımına uğrayamaz. Türkler'i vuranın değil, aznıettirenle- rin bulunmasını istiyoruz" dedi. Türkler için dün öğle saatlerinde ellerinde karaııfilleı le, "Kemal Türkler yaşıyor, savaşıyor", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganlarıyla yürüyen kalabalık grup, al- kışlar eşliğinde Türkler'in mezarının üzerine ka- rantlller bıraktı. DİSK Başkanı Süleyman Çclebi yaptığı konuşmada, "Ergenekon operasyonu de- nıokrasi için olmazsa olmaz diyorlar. Kahranıan- maraş, Çorum, Sıvas katliamları aydınlatmadan Türkiye'de demokrasiden bahsedilemez. Bunların olınadığı durunıda muhalefeti susturmayı öngörcn bir çalışma boşuna bir çalışınadır" diye konuştu. kmda sonıştıuTiıa izni verilmemesi yö- nündeki karar oyçokluğu ile alındı. Yargıç itiraz etti Cerrah yönünden karara katılmayan yargıç Yaman, idarccilcrin sosyal olaylann geldiği noktanın önenıini an- lamak ve muhtemel olaylara karşı ge- reken tedbirleri almakla yükümlü ol- duklarına dikkat çekti. Yaman, Dink'c, kolluk hizmeti ilkcleri çer- çcvcsinde şalısi, tîzikı ve mckânsal ko- nımanın temin edilmesinin hukuk devleti ilkesinin doğal bir sonucu ol- duğunu vurguladı. Dink'in ölüm teh- didine karşı iyi ve etkili işlemesi ge- ıeken önleyici kolluk hiznıctleıiııin iş- letilmediğine şahit olunduğunu kay- deden yargıç, istihbari bilgi paylaşı- nıı olmasa dahi, sadc bir vatandaşın dahi tahmin edebilcceği ortama rağ- men konunun ciddiyetinin yeterince dcğeıiendirilmediğini ifade etti. Kol- luğun başı durumundaki il emniyet müdürlüğünce ve lçişleri Bakanhğı'nı temsil eden lstanbul Valiliği'ncc, kamu görevlilerinin, olayın ciddiye- tini anlamaları için uyanlmalan ge- rektiğine işaret eden Yaman, "Gerekli mercilere, uyarılarda bulunulma- dığı, talimatların verilmcdiği ve yeterli tedbirin alınmadığı açık- tır" diyerek kanunla yüklenen görevin gereklerinin ihmal edildiğini belirtti. Yaman, müştcki Rakel Dink'in iti- razının kabul edilerek olayda ihmali bulunan lstanbul ll Emniyet Müdürü hakkında soruşturma izni verilmesi ve dosyanın lstanbul Cumhuriyet Baş- savcılığfna gönderilmesi gerektiği gö- rüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk ka- ranna katıhnadığını belirtti. ANMA Konfederasyonumuzun Genel Başkan Vekili ve Sendikamızın Genel Başkanı İSMAİL HAKKI ÖNAL ı Öliinıüniin 6. yıldönümündc sevgi vc saygıyla anıyorıız. Onu, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında açılan DİSK ve GENEL-İŞ davalarının hukuk ve demokrasi savaşçısı olarak; konfederasyonumuz ve sendikamizın yeniden örgütlenmesinin başlıca nıimarlanndan birisi olarak vc Türkiye işçi sınıfmın demokrasi, banş, sendikal hak ve özgürlükler, sömüıüsüz ve sınıfsız bir dünya mücadelesinin kararlı bir neferi olarak, daima hatırlayaeak ve yokluğunu hissedeceğiz. DİSK Yönetim Kurulu DİSK /GENEL-İŞ Genel Yönetim Kurulu Annıa Töreni: 24 Temmuz 2008 Peışembe, Saat 11.00'de Karşıyaka Mezarlığı'ndaki nıezarı başında. ACI KAYBIMIZ Abimiz, Hocamız, İş Arkadaşımız Doç.Dr. HÜSNÜ ERKANİ KEYMAN'ı zamansız kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Allah'tan rahmel, kederli ailesine ve sevenlerine sabırlar dileriz. DİYALOG ARAŞTIRMA TOPÇUOGLU EVDEN EVE NAKLİYAT Tel: 0216.3601458-386 35 56 Türkiye'nin Çevre Dergisi Abone olmak için •v\rww.y"esiliz.net Öğrenci pasomu kaybettim, hükümsüzdür. SEYFİ AKSU Protestoya soruşturma • MERSİN (Cumhuriyet) - Mersin Cumhuriyet Savcılığı, Ergenekon soruştunnasındaki bazı gözaltıları protesto eden denıokratik kitle örgütü temsilcileri hakkında soruştıırma başlattı. Savcılık, protesto gösterisini "soruştumıa süreci devam eden bir davada yargıya müdahale" olarak yonımladı. Atatürkçü Düşüncc Demeği (ADD) Genel Başkanı Emekli Orgeneral Şener Eruygur. emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Aııkara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün ve gazetemiz Ankara Temsilcisi Mııstafa Balbay'ın, gözaltına alınması, 2 Temmuz'da Mersin'de düzenlenen eylemlc protesto edilmişti. AVRUPA GURAY OZ Aydının Tarafı Tarafın Aydını Aydın olmak hem kolay, hem zor. Kolay, çünkü ay- dın, tanımlanması zor bir kategoridir; öyle bir ta- nımlarsınız ki, siz de, ben de bu tanımın içinde ken- dimize yer bulabiliriz. Zor, çünkü belalı iştir. Aydın kime deniyor? Düşünen insana mı? Düşünen, düşündüğünü açıklayan insana mı? Okuyan, okuduklarıyla kendini çoğaltan, yanıtı bi- linmeyen sorulara yanıt arayan, düşüncesi evrenin sonsuzluğu ile mikrokozmosun derinlikleri arasında gidip gelen delilere mi? ••• Eskiden aklını bilgisini, düşünce üretme yeteneğini insanların hizmetine sunana, yalnız düşünmekle yetinmeyen, aynı zamanda ileriye doğru değiştirmek için çaba gösterenlere aydın deniliyordu. Şimdiyse insanın kendini aydın sayması için, okur-yazar olması yetiyor. Şimdi televole aydın, iktisatçı, bilim adamı modadır. Ama siyasi televolenin yeri başka. Onun kuralı beynini, yazma yeteneğini gücün, kud- retin hizmetine sunmaktır. öyle bir yazacaksın ki, ka- leminden kan damlayacak. Öyle bir yazacaksın ki, savcı hizaya gelecek, asker ürkecek, Anayasa Mah- kemesi sarsılacak, korku dağları bekleyecek. ••• Eskiden gazetecilikte aydın olmak esastı. Haber- ci aydın kişi olmak zorundaydı. öyle ya, doğru ha- ber vereceksiniz; ne olup bittiğini olduğu gibi akta- racaksınız; çarpıtmayacaksınız; abartmayacak, de- ğersizleştirmeyeceksiniz; kullandığınız kelimelerin an- lamlarını bileceksiniz. İnsanların haber alma hakkı- na saygı duyacak, onları kendi "doğrularınıza" yönlendirmeyeceksiniz. Aydın olmadan bu iş yapılabilir mi? Yapılabiliyormuş! Eskiden büyük resmi görmeden küçük resmin ay- rıntılarında boğulanlara soyutlama gücünden, ana- litik tahlil yeteneğinden mahrum olanlara aydın denmezdi. Şimdiyse küçük resmin ayrıntılarında kendine bir deniz bulana taraf deniliyor. Taraf olmak günümüzde kolaylaşmıştır. Taraf olmak için, hem solculuk taslayıp, hem liberal olmak gibi olmazı oldurmak yetiyor. Böylece ortaya kapitalizm savunucusu solcu, dinciliğin savunu- cusu demokrat olarak ortaya çıkıp boy gösterebi- liyorsun. iddia odur ki, taraf olmanın, aydın olmanın koşu- lu değişmiştir. Dinciyle bir olup demokrasiyi kurduğunu iddia ede- ceksin, Amerikalı ajanla kol kola gezip "çağımızda bağımsızlık demodedir" nutku atacaksın, kendisi birlik kurma çabası içindeyken sana "bölün, par- çalan, daha iyi olacaksın" nutku atan AB'ci ukalayla gerdeğe gireceksin, sırtını sağlam yere dayayıp geçmişte rüyasını bile göremeyeceğin "kahraman- lıklara" soyunacaksın. Peki ama biz seni bilmiyor, tanımıyor muyuz? Sen bizim iyi bildiğimiz birisin. Aydınlar tutukevlerinin pen- cerelerinde gökyüzü ararken, "roman" yazmak için senin nasıl debelendiğini, yine de pek dişe dokunur şeyler yazamadığını hüzünle izler, babanın hatırına üzülürlerdi. Işkence odalarının dolup taştığı o gün- lerde senin yazdıkların onların yüzünü kızartırdı. Sı- kıntı basardı tutukevindeki aydını. Sonra senin zamanın geldi. Sen şimdi dinci iktidann kumsuz plajında güneşleniyor, onun denizinde kur- bağalama yüzüyorsun. Soru sormayı çoktan bı- raktın sen, artık ifade alıyorsun. Yeni dünya düzeni yalnızca ülkeler arasındaki sı- nırları değil, değerler arasındaki kavgayı da silikleş- tirdi. Böyle bir tablonun içinde "aydın" da kendini yi- tirdi; "ben kimim" diye soruyor. Bir tek sen sormu- yorsun, tarafını seçmiş, hem liberal, hem solcu ol- manın "sırrını" çözmüşsün. Rahatsın seçtiğin tarafta. ••* Çağ değişebilir, alışkanlıklarımız, gereksinmeleri- miz, ilgilerimiz, hepsi değişebilir. Ufkumuz mikro- kozmosun derinliklerinden uzayın sonsuzluğuna daha bilgili, daha kuşkulu, daha meraklı uzanabilir. Sınırlar silikieşebilir, kültürler iç içe geçebilir. Belki de aydın, ivmesi girtikçe hızlanan bu gelişme yüzünden sorumluluğu artan kişidir. İç dünyasını zenginleştir- meye doymayana, şiiri, şarkıyı unutmayana, insan- lar için, halk için kendinden vazgeçebilene aydın de- meli bence. Kötülüğün krallığına taraf olup rahatlayana değil. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr ÖNSEL'DEN BASIN TOPLANT1SI İşçiPartisi: Cemevi topluntıları uydurma İstanbul Haber Servisi - Işçi Partisi (İP) Başkan Yardımcısı Erkan Öıısel, Ergenekon'un çıkış noktasının İP lideri Doğu Perinçek'in cemev- lerinde subayların katılımıyla düzenlediği top- lantılar olduğu iddialannı yalanladı. Önsel, dün lstanbul tl Merkezi'nde konuya ilişkin düzenlediği basın toplantısında İP Ge- nel Başkanı Perinçek'e ilişkin başında yer alan iddialan yanıtladı. Önsel, 20 Temmuz 2008 tarihli Yeni Şafak gazetesinin "Çıkış noktası cemevi toplantıları" manşetinin gerçeği yan- sıtmadığını vurguladı. Önsel, gazetede yer alan "Çıkış noktası Cemevi toplantıları. Türk Silahlı Kuvvetleri İşçi Partisi'nin top- lantısına katılan Subayları soruşturuyor. Hava Kuvvetleriııde 20 subay hakkında ya- pılan soruşturma, MİT'in Yenibosna Cem- evi'nde İşçi Partisi ve Balaban aşiretinden bazı kişilerle düzenlediği toplantılara su- bayların katıldığını bildirmesi üzerine baş- ladı" ifadelerinin yer aldığı habcri "kuyruklu yalan" olarak niteledi. Önsel, Perinçek'in Te- kirdağ Cezacvi'nden gönderdiği "Erzincan'lı Balaban aşireti İstiklal Savaşımıza katıl- mıştır. Değerli insanlardır. Onlarla görüş- mekten şeref duyarım. Ancak ben böyle bir görüşme yapmadım. Böyle bir toplantı ol- mamıştır'" mesajını ilctti. Önsel, her gün iktidara yakın gazeteler tara- findan yeni iddialar ortaya atıldığını belirte- rek, "Ortalıkta uçuşan CD'lerin Perinçek'le ve İP ile hiçbir alakası yokrur" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear