25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
J_ 23 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÜÖZDAĞI CİNAYETİNDE 11 GÖZALTI îşkenceyle öldürüp varile gömdüler İstanbul Haber Servisi- Güngören'de kaçırdık- lan iç nıinıan işkcnceyle öldürdükten sonra ccscdi- ni bir varile koyarak üzerine beton döktükleri ileri sürülen 3 kişi yakalandı. Bu kişilerc yardını ettikle- ri öne süriilen 1 "i kadın 8 kişi gözaltına alındı. Eyüp Cumhuriyct Savcılığı'na başvuran Hak- verdi Şalıiıı. haber alamadığı oğlıı Ccvat Şahin'in (28) bulunmasını istedi. 12 Temmuz'da harekete geçen polis ekipleri, mobilyacı Hakverdi Şalıiıı ile ortak iş yapnıak istcyen elektronik mağazasi sahibi Abdiilkadir E. ile bu kişinin kardeşlcrini izlemeye aldı. Aramalar sürerken 15 Temmuz'da Silivri ile Gümüşyaka arasındaki boş arazide bir varil bulan bekçinin ihbanyla olay yerine gidenjandarma ekipleri, varili kimyasal sızıntı tchlikesine karşı in- cclemeye götiirdü. 2 gün sonra açılan betonla ka- parutuş varilin içinde, Cevat Şahin'in cesedi bulun- du. Şahin'in işkenceyle gözlerinin oyıılduğıı, burnu ile çene kısmının kınldığı tespit edildi. Araştırmayı genişleten polis ekipleri, 18 Temmuz'da Abdiilka- dir E. ve kardeşlerine ait Güngören'deki otomobil garajına düzenlediği operasyonda Çclik D, Süley- man E. ve Serdar Y'yi yakaladı. Abdiilkadir E'nin, Cevat Şahin ile sorunlar yaşadığı ve gözii- nüıı korkııtulması emrini verdiği ileri sürüldü. Bir restorana çağnlan Cevat Şahin'in, kaçınlarak götü- rüldüğü garajda öldürüldüğü, cesedin kimyasal ınadde bulunan varile konularak üzerinin betonla kapatıldıği ve boş bir araziye atıldığı iddia edildi. SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk "OLMAK YA DA OLMAMAK" Demiryollanna ilişkin rapora göre, dayatılan politikalar sonucu demiryolu yapımı durma noktasına geldi Türkiye hızlı trene hazır değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tiiık Mü- hendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) Ma- kina Mühendisleri Odasrrun (MMO) hazırladığı, "Ulaşımda Demiryolu Gerçeği Raporu"nda, Türkiye'nin hızlı trene hazır olmadığına işaret edilerek "Mevcut lıatlar hızlı treni kaldıra- mayacaktır" denildi. MMO Yönetim Kurulu Sekreteri Ali Ekber Çakar tarafuıdan dün açıklanan raporda, ulaş- tıraıanın önemi, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk dönemiylc 1950'den günümüze durıım ele alındı. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde demir- yollannın bilinçli şekildc geliştirilmeyc ve Türkiye'nin "Dcmir ağlarla örülmeye" baş- landığı kaydedilen raporda, 2008 yılı itibanyla toplam de- miryolu hattı uzunluğıınun 10 bin 984 kilometre olduğu, buıuui 4 bin 559 kilometresinin yabancı şir- ketlerin imtiyazında Osmanlı döneminde ya- pıldığı ve Kıırtuluş Savaşı'ndan sonra devlet- leştirildiği, 4 bin 643 kilometresinin ise 1923- 1950 yılları arasında yapıldığı vurgulandı. Karayoluna yönlendırildi "Türkiye'ye dayatılan ulaşım politikası uyarınca" demiryollannın geliştirilmesi poli- tikasının bir kenara bırakıldığı, karayollanna ya- tınm yapılmasının sağlandığmın anlatıldığı raporda, "Tümüy- le karayolu ağırhklı bir ula- şım politikasının izlenmesi sonucunda demiryolu ya- pımı dıırma noktasına gelıııiştir. 1950 - 2001 arasında 1738 kilometre hat yapılmıştır. 2001 - 2005 arasında ise 44 kilometre yeni hat yapılmıştır" denildi. Raporda, "Ulaşım verilerine göre 2005'te ül- kemizdeki yolcu taşımacılığının yüzde 95.02'si karayolu, yüzde 0.0l'i denizyolu, yüzde 3.40'ı demiryolu, yüzde 1.57'si havayolu aracılığıyla yapılmaktadır. Yük taşımacılı- ğının ise yüzde 91.38'i karayolu, yüzde 3.24'ü denizyolu, yüzde 5.21'i demiryolu, yüzde 0.17'si havayoluvla yapılmaktadır" denildi. Raporda, Sakarya'ııın Paınukova ilçesinde ya- şanan kaza da değcrlcndirildi. Çakar, 22 Tem- muz2004'te Haydarpaşa-Ankara seferini yap- makta olan hızlandırılmış trcnin Pamukova'da raydan çıkarak devrilmesi sonucu 41 kişinin öl- düğünü, 81 kişinin yaralandığını ammsatarak "Pamukova faciasının 'imaj' uğruna yaşanan bir katliam" olduğunu söyledi. Şıı andakı kur- gııda 300 kilometre hız amaçlandığı beliıtiler ra- porda, uzmanJann hiçbir ülkenin bu düzeyde hız- larla başlamadığıru vurgulandığı belirtildi. SALGFN HASTALIKLARLA MÜCADELE Sağlıksız politikalar sağlığı vurdu MELTEM Y1LMAZ Salgın hastalıklarla mücadelede son yıllarda yaşanan başansızlığın temel nedeni, bu hastalık- larla ilgili çalışmalann birinci basamak sağlık kurıımlarının görevi olmaktan çıkarılarak bu işler için istihdam edilen çevrc teknisyenlerinin görev yerlerinin değıştirilmesi, halk sağlığı raporlannın yetersizliği, gıda güvenliğindeki belirsizlik ile sağlık örgütlerinde salgın tespiti ve kontrolü ça- lışmalannda deneyimli yönetici personel sayısın- daki azlık olarak gösteriliyor. En önemli görevlerindcn biri bulaşıcı hastalık çalışmalan olan birinci ve ikinci basamak sağlık kurumlarının, salgın hastalıklarla mücadele gö- revlerinin elinden alınarak aıle hekimlerinin gö- revlendirildiği, yine aynı nedenden dolayı su hij- yeni ile bcsin güvenliğine yönclık çalışmalann gcreği gibi yürütülmediği belirtildi. Bakaniığa devir olumsuz etkiletii Halk Sağlığı Uzmanı Deniz Akgün, sağlık mü- dürlükleri, tarım il müdürlükleri, belediyeler, lller Bankası, Devlet Su Işlen gibi kuruluşlann sektör- lerarası işbirliği içinde çalışmasınm sağlanamadı- ğına dikkat çekerken, bu amaçla düzenli toplantı yapılarak bclirlenmesi gereken il ve ilçc hıfzıssıh- ha kurulu karaılarının, çoğu kcz "imza gezdir- me" şcklinde yapıldığmı belirtti. Akgün, gıda de- netımı ile ilgili hizmetlerin 2004'te Tarım Bakan- lığı'na devredilmesinin, salgın lcspiti ve kontrolü çalışmalannı olumsuz etkıledığinı kaydetti. 'Su kaynakiannı kullanamıyoruz' Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Nadi Bakırcı, Türkiye'nin halk sağlığı alanında en başansız ol- duğu konulardan bir tanesinin su idaresi olduğu- nu belirterek, "Su idaresindeki başarısızlığımız, su kaynaklarını kullanamayı- şımız, salgın hastalıklarm ortaya çıkmasında- ki en önemli nedeıı. Burada yerel yöııetinılerin çok büyiik soruınluluğu var. Ancak sorumlu- luklannı gerektiği gibi yerine getiremiyorlar" diye konuştu. Halk sağlığı uzmanlanndan Prof. Dr. Yakut Irmak Özden ise son dönemlerde ko- ruyucu hekiınliğin yerine tedavi edici hekimliğc daha fazla önem verilmesinin salgın hastalıklarla savaşta Türkiye'yi başansız kıldığına işaret etti. 2008 OKS TÜRKIYE t l İOO Net Yapan Oğrenc Can AYVAZ AKARÇAV SOYLEMEZOeLU ÇİFTÇI İLK İOO DERECELERIMIZ Berkay Karabuk M. Kaan Bozkır Alper Balkan Ozan Dülger Başak Suııar Ece Nokay Hazal Göksu Çağrı Kurunç Gülmın Coşar Burak Ünsal Behruz Kenan )iuk Akarçay Alıcan Söylemezog Talat DinçÇift Meto Şahin Mehmet Kı Yalçın Gökmen Kamil Doruk Gür Tilbe ( OZEL OKULLAR www.sevincdershanesi.com istanbul 53.su İstanbul 55.si istanbul 61.si istanbul 61.si istanbul 65.si istanbul 72.si istanbul 80.si istanbul 83.sü İstanbul 84.sü istanbul 95.si 2008 OKScle başan gösteren SEVİNÇ'Iİ öğrencilerimizi kutlar, bu başarılarda emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız. şehir Bakırköy öktürk ırkenl Altunizade Çekır fıenkoy : (0212) 669 69 60 : (0212) 570 70 60 : (0212) 259 88 88 : (0212) 322 67 67 : (0212) 287 30 30 : (0216) 485 37 37 : (0216) 651 35 35 :(0216)456 41 33 : (0216) 411 84 84 (0216)642 Kanarya Adaları yerine Bodrum'a indiler • Haber Merkezi - lngütere'nin Cardiff şeh- rinden Kanarya Adala- rı'na gitmek iizere uçağa binen lngiliz aile, yanlış yapılan işlemler yüzün- den Bodrum'a indi. Lan- zatore Adalan'nda bir halta tatil planlayan Charles Coray, eşi Tania ve 9 yaşlanndaki kızları, tngiltere'de geldikleri lıa- valimanında "check-in" işlemleri sırasmda yanlış uçuş kartı verildiğini an- lamadan uçağa bindi. Ai- le yol boyunca uyııdıığu için, Türkiye'ye geldiklc- rini fark etmeden Bod- rum'a indi. Charles Co- ray, uçuş kartlarında yal- nızca Bodrum havaalanı yazdığını ve bu yerin Türkiye'de olduğunu an- lamadıklarını söyledi. Yangın söndürüldü • İZMİR (Cumhuri- yet Ege Bürosu) - tz- mir'in Menderes ilçesin- de geçen pazar günü ak- şam saatlerindc çıkan ve yaklaşık 700 hektarlık alanda etkili olan orman yaııgını, dün öğle saatle- rindc tamamen kontrol al- tına alındı. lzmir Orman Bölgc Müdürlüğü'nc ait ekiplerin, önlem amacıyla birkaç gün daha bölgede bulunacağı bildirildi. Askerler kavga etti: 1 ölü • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Şanlıur- fa'nın Bozova ilçesindeki Askerlik Şubesi'nde nö- bet tutan erler Ömer Or- man (21) ile Yasin Ay- man (21) arasında önceki gece belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Ayman, clindeki tüfekle Orman'a ateş etti. Orman olay yerinde ya- şamını yitirirken, Ayman gözaltına alındı. GENİŞ AÇI HtKMET BtLA Karaciç Yakalanmış da... 'Bosna Kasabı' ya da 'Tilki' Karaciç yakalanmış. On yıldır aranıyordu. Ya da on yıldır onu gizleyenler, koruyup kollayanlar artık bu işten vazgeçtiler. Kara- ciç, şimdi eski Yugoslavya'daki savaş suçlulannı yar- gılamak amacıyla kurulan özel mahkemede yargıla- nacakmış. 1992-1995 yılları arasında üç yıl süren 'Bosna Sa- vaşı'nüa Bosnalı Sırpların 'Devlet Başkanı'yü\ Kara- ciç. Suç ortağı Sırp General Mladiç'le birlikte, tari- hin en büyük soykırımlarından birini yaptı. Başkent Saraybosna'yı yıllarca kuşatma altında tutup, dış dün- yayla bağlantısını kopanp, hemen her gün masum in- sanları öldürdü; çoluk çocuk demeden. Sreberenit- sa'da aynı anda sekiz bin Boşnak'ı öldürttü. Onbin- lerce Boşnak kadına tecavüz edilmesinden de so- rumluydu. llginç olan ne, biliyor musunuz? Ya da acı olan? Karaciç, şimdi, bir zamanlar Bosna'da 'kötü işler yapan blramca' gibi muamele görecek. Yargılana- cakmış. Laf. Karaciç'in ağababası Miloşeviç de La- hey'de kurulan mahkemede yargılanmış, yargılama sürerken cezaevinde ölmüştü. Kim bilir belki Kara- ciç de bu süreçte ölüverir. ölse ne olur, ölmese ne olur? Sorun Miloşeviç'lerin, Karaciç'lerin yakalanması, yargılanması, ölmesi değil. Onlar, pis ve kanlı bir oyu- nun aşağılık tetikçileri. Pis ve kanlı bir oyunda vahşi bir biçimde kullanıldılar ve işleri bitince de çöplüğe atıldılar. • •• Pis ve kanlı oyun Yugoslavya'nın parçalanmasıy- dı. Bunu başardılar. Peki bunu kansız başarmaları mümkün değil miydi? Değildi. Çünkü Yugoslavya, Çe~ koslovakya gibi değildi. Çeklerle Slovakların yaptığı gibi el sıkışarak ayrılmaları olanaksızdı. Etle tırnak gi- bi birleşmiş, iç içe geçmiş; sosyal, ekonomik ve kül- türel bir bütün oluşturuyorlardı. Ancak, etle tırnak bir- birine düşürülerek; Sırp, Boşnak, Hırvat birbirlerine saldırtılarak parçalanabilirdi Yugoslavya. Parçala- nırken, etnik, dinsel, tarihsel düşmanlıklar körükle- nirken, daha zayıf, daha güçsüz ve üstelik silahsız- landırılmış Müslüman Boşnakların Sırp kasaplar ta- rafından soykırıma uğratılması da fena olmazdı. Yugoslavya nerdeydi? Sırbistan nerdeydi? Bos- na nerdeydi? Avrupa'nın ortasında. Avrupa Bir- liği'nin yanı başında. Yugoslavya parçalanırken, Sırplar Boşnaklar'ı keserken, (evet kelimenin tam anlamıyla keserken) Almanlar, Ingilizler, Fransızlar, Italyanlar, Hollandalılar seyrettiler. Pardon sey- retmediler. Miloşeviç'lerin, Karaciç'lerin yaptıkla- rı katliamlara yardım ettiler. Karaciç'in Temmuz 1995'te katlettiği sekiz bin Boşnak'ı, kasaplara kim teslim etti hatırlıyor musunuz? Sözüm ona orada banş gücü olarak bulunan Hollandalı askerler. Evet, Hollandalı askerler, katledileceklerini bile bile se- kiz bin Boşnak'ı Karaciç'in kasaplarına teslim et- tiler. Unutulmuştur ama, Karaciç'in ingiliz, Fransız, Hollandalı, vs. generallerle çekilmiş, kadeh to- kuşturan resimleri arvişlerde duruyor. Şimdi de Karaciç Hollanda'ya teslim edilecek ve orada yargılanacakmış. Hadi canım sende... hikmet.bila@ntv.com.tr Sulukule 'ye destek DİSK, KESK, TMMOB, Türk Tabipleri Birli- ği'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda sendi- ka, meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşu tara- fuıdan oluşturulan "Herkese Sağlık, Güvcnli Ge- lecek Platformu", Sulukule'yi ziyaret etti. Plat- fornı üycleri yaptıkları basın açıklamasında, Sulıı- kule'de Kentse) Dönüşünı Projcsi adı altında Fa- lilı Belcdiyesi tarafuıdan yapılan yıkıınları 'Kent- sel Dönüşüın Projesi değil, Kentsel Ölüm Projesi' olarak nitelendirdi. Platform, 2005 yılının kasıııı ayında Kentsel Dönüşünı Projesi kapsanuna alı- nan Sulukulc'dcki çalışmaların mahallenin kültü- rel, sosyal dokusunu tahrip etmeklc kalmayıp halk sağlığına yönelik dc eiddi tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. (Fotoğraf: DUYGU NEŞELl) KASTAMONU'DA 1 KİŞİ ÖLDÜ Keneyine can aldı BOLU (AA) - Kastaınonu'da Kınm Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) teşhisi konan Ahmet Ek (74) yaşammı yitirdi. Kastamonu'nım Pınarbaşı ilçesinde yaşayan Ahmet Ek, 6 gün önce kene tarafuıdan ısınldı. Vücudundaki keneyi elle çıkaran Ak, ateşinin yükselmesi üzerine sağlık kuruluşuna başvurdu. İlk muayenede KKKA hastalığı teşhisi konulan Ek, Karabük Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Durumunun ağıılaşması üzerine Abant tz- zct Baysal Üniversitesi Tıp I-'akültesi Hastane- si'ne sevk edilen Ek, yolda yaşamını yitirdi. Son bir hafta içinde Karabük'ün Eflani ilçesinde kene ısırması sonucu KKKA hastalığına yakalanan Ha- tice K. (17), Gümüşhane'de Y.E. (12), Gazian- tep'te ise M.K. (74) yaşamlarını yitimıişti. Bo- lu'nun Gerede ilçesinde kene ısınnasının ardmdan kaldırıldığı hastanede KKKA teşhisi konulan 11 yaşındaki M.Ö. tedavi gördüğü Abant Izzet Bay- sal Oniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde has- talığı yenmişti. Türkiye'de KKKA'dan yılın ilk 6 ayında ölenlerin sayısı 25 olarak açıklanmıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear