25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2008£ARŞAMBA 4 HABERLER Erdoğan, 'Çoğunluk ne diyorsa o olacak' dedi, 'uzlaşma' isteyenlere bir kere 'boyun eğin' mesajı verdi 'Geri vitesetakamayız' Recep Tayyip Erdoğan DEVLET BAHÇELİ ANKARA (Cunıhuriyet Biiro- su) - AK.P gnıp toplantısında konu- şan Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, loplantının 22 Temmıız se- çimlerinin yıldönümüne rastladığı- nı anımsattı. Seçim akşamı yaptığı konuşmada, yalnızca kendilerine oy verenlerin değil, oy verıneyen, farklı siyasi tercihlerde bulunan yurttaşlann da mesajmı anladığını söylediğini bcliıten Erdoğan, bııgü- ne kadar bu çizgiden sapmadıklan- nı savundu. Erdoğan, "Bizinı hareket nok- tanıız milletimizdir, birlik ve be- raberliktir, hep birliktc kazan- niaktır. Zira bütün bir tarihi tec- rübe gösteınıektedir ki hep bir- likte kazanmayı başaramayan nıilletler hep birlikte kaybetmeye mahkûmdur" dedi. Parti olarak sı»nııılan "halıııın altına süpüren" siyaset tarzından uzak durduklarını ilcri sürcn Erdoğan, "Türkiye geç- nıişte ne çektiyse csas meseleleri- ııi halıııın altına süpürıne siyase- tinden çckmiştir" diyc ekledi. Cum- huriyet'in kuruluşundan bu yana 85 yılın geride kaldığını anınısatan Erdoğan, "85 yılın 80 yılında ne- • Erdoğan, Türkiye'nin yaşadığı değişimin uzlaşma içerisinde sürdürülmesi gerektiğini belirterek "Ama uzlaşma dediğiniz zaman, bir düşünce üzerinde yüzde 100 mutabakat anlamına gelmemelidir. Eğer toplumun büyük çoğunluğu bir düşünce üzerinde uzlaşıyorsa, orada uzlaşma sağlanmış demektir. Gönül arzu eder ki bu yüzde 100 olsun. Olamıyorsa, geri vitese takacak halimiz yok" dedi. reye geldik ve 5 yılda hamdolsun nereye geldik. Bunu bütün alan- larda düşündüğümüz zaman bir şcylerin olup ohnadığını akh seliııı zaten kabul edecektir" dedi. Tür- kiye'nin bugün geniş boyııtlu bir de- ğişim yaşadığını savunan Erdoğan, şöyle devam etti: "Hepimiz bu değişime, bu dö- nüşüme ayak uydurnıak, uzlaşma içinde, güven içinde, birlik ve be- raberlik içinde bu süreci sürdür- ıııek durumundayız. Ama uzlaşma dediğiniz zaman bir düşünce üze- rinde yüzde yüz mutabakat anla- mına gelmemelidir. Eğer toplu- mun kahir ekseriyeti, büyük bir çoğunluğu bir düşünce üzerinde mutabakat sağlıyorsa, orada uz- laşma tenıin edilmiş demektir. Gönül arzu eder ki bu yüzde 100 olsun ama olamıyorsa, geri vitese takacak halimiz yok. O zaman mutabakat, kahir ekseriyet varsa, dıırmakyok, yola devam. Inşallah aynı a/.im ve kararlılıkla ülkemi- zi büyütnıeye, güçlendirmeye, kal- kındırmaya devam edeceğiz." Dünyanın hiçbir gelişmiş ülke- sinde iktidar ve muhalefetin sürek- li kavga halinde olmadığını, "biri- nin 'siyah' dediğinc diğerinin 'be- yaz' demediğini" savunan Erdoğan, buna karşın Türkiye'nin bu sorunla karşı karşıya olduğunu söyledi. Er- doğan, şunları kaydetti: "O zaman bizinı bıırada bir çıknıazımız var. Demek ki taraf- larda eksikliklcr var. Ama siz bir araya gelmeye muhalefet eder, bundan kaçarsanız o zaman da kıısııı a bakmayın iktidar nereye kadar bu işi kovalayacak? Bu teklif bir kere olur, iki kere olur. Ama biz yine devam edelim, yine devam edelim. Ama asıl buluşma asıl birleşme nerede olacak? Ta- banda, lıalkta olacak. Eğer halk- ta bu bütünleşme varsa mesele bit- miştir. Halkta uzlaşma varsa me- sele bitmiştir. Biz buna bakarız. Onun için de kimse bu makam- larda kalıcı olduğunu iddia ede- mez. Bu makamlar gelip geçicidir. Hepimiz gelip geçiciyiz. Kimse buraya kalkıp da çiviyi çakıp ben buradayım diyemez. Demokrasi budur." 'Hukuki garabetler yaşanıyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP hakkındaki kapatma davası ilc Ergenekon soruşturmasmı kastederek iki olay arasm- daki hukuki süreçlerle ilgili "pazarlık denklemi kurulmaması ve yargı süreç- lerinin pazarlık unsurıı haline getiril- memesi" uyansında bulundu. Bahçeli, siyasi gündeme ilışkın yaptığı yazıh açıklamada, son dönemde "hukuki ve siyasi garabetlerin" yaşandığı bir sü- reçten geçildiğine dikkat çekti. Türki- ye'nin, "krizler ve kördüğiimler ülkesi" haline geldiğini ifade eden Bahçeli, "Tür- kiye'yi böylesine bir çıkmaza sokanların, şimdi milli irade edebiyatıyla sahte de- mokrasi havariliği yapmaya, millet adı- na savcılık veya avukatlık rolüne so- yunmaya hakları yoktur" dedi. "AKP'nin kapatılması davasında karar aşamasına kontrolsüz bir şekilde gelişeıı ve körüklenen bir kriz ortamına geliıı- miştir. Davanın bir an öııce sonuçlan- dırılınası 1 iiı kiveıün hayrına olacaktır" diyen Bahçeli, herkcsin, Anayasa Mahke- nıesi'nin karannı beklemek ve bunun so- ııucunda oluşacak hukuki durum ve siya- si tabloya göre, yeni dönernin altyapısmı ha- zırlamak için samimi katkıda bulunmaya hazır olması gerektiğini söyledi. Bahçeli, "Yargı süreçlerinin birbirle- rinden etkilenmeden ve bir pazarhğın un- suru haline getirilmeden kendi meera- larında yürütülıııesi ve sonuçlandırıl- ınası demokratik rejimin ve lıııkıık dev- letinin geleceği açısından çok kritik bir eşik olarak görülmelidir" dedi. Ergenekon soruşturmasına da değinen Bahçeli, televizyon ekranlan ya da gazete manşetlerinde yapılan "lıııkıık dışı yargı- laınalaı ın", iddianame hazırlanıp malıke- meye gönderilmesine rağıncn bitmediğine işarct etti. KonununaıtıkbağımsızTiirk ada- letinin önünde olduğunu vurgulayan Bah- çeli, sürecin sonucu bekJenerek çıkacak ka- rara saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. İĞNE1X FIRÇA ZAFER TEMOÇİN r\ ISSIZLER ORDUSU namikzafer@yahoo.com 'Kıbrıs'ı sattı diycnler ne yaptı' Barış vc Özgürlük Bayramı nede- niyle KKTC'ye yaptıklan ziyarete de değinen Erdoğan, hükümctin Kıbns politikasım eleştiren nıuhalefeti, kut- lamalara katılmamakla eleştirdi. Er- doğan, "Eğer bizi ithaın edenler bu işe çok değer veriyorlarsa ben is- terdiın ki, hep birlikte 34. barış ve özgürlük kutlamalarında onlar da orada olsunlar" dedi. Ken- dılerinın "KKTC'yi sat- ınakla ve politikalardan ödün vermekle" suçlandı- ğını ammsatan Erdoğan, şöy- le konuştu: "Bunları diyenler, bugü- ne kadar Kıbrıs'ta çözüm için ne yaptı, ekonomisi için, eğitim düzeyi için, sağlık sistemi için ne yaptı, Kıbrıs turizmine ne kattı, Kıbrıs davası için, bu davanın tüııı dünyaya anlatılması için ne yaptı, Kıbrıs'ta barış için hangi adııııı atmışlardır, hangi mesafeyi kat etmiş- lerdir? Bu soruların cevabı yok. Neden? Çünkü varlık sebepleri çözümsüzlük." Konuşmasında bir süre ön- ce PKX tarafından kaçınl- dıktan sonra kurtanlarak Al- manya'ya gönderilen dağcı- lara da değinen Erdoğan, "Te- rör örgütünün turistlere yö- ııelik bu tür eylemleri ger- çek yüzlcrinin Batılılarca daha iyi görünmesini sağ- ladı" dedi. 'Laiklik dini özgürlüğün güvencesi' Diyanetten sorumlu Bakan Sait Yazıcıoğlu, 'Müslüman çoğunluğun sorunları var' diyerek Türkiye yi AB ye şikâyet eden Dışişleri Bakanı Babacan 'ı tekzip etti AYŞE SAYIN ANKARA - Dışişleri Bakanı Ali Babacan ın Avıiıpa Paıla- mentosu'nda yaptığı bir konuş- mada "Türkiye'deki dini ço- ğunluğun da dini özgürlükler- le ilgili sorunları olduğunu" sa- vunan sözlerini, "kabine arka- daşı", Diyanet'ten sorumlu Dev- let Bakanı Said Yazıcıoğlu tekzip etti. Yazıcıoğlu, Türkiyc'de laik- lik ilkesinin "din karşıthğı dcğil, inanç ve din özgürlüğünün gü- vencesi" olduğuna dikkat çekti. CHP lzmir Milletvekili Ah- met Ersin, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın 29 Mayıs'ta Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuş- mada, Müslüman çoğunluğun di- ni özgürlükleri yaşamada sorun- lan bulunduğunu savunarak Tür- kiye'yi şikâyet etmesini soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. AJımet Ersin'in soru öner- gesini eski Diyanet lşleri Başka- nı da olan, Devlet Bakanı Said Ya- zıcıoğlu yamtladı. Ersin'in "Türkiye'de Müslü- man çoğunluğun dini özgür- lükleri ile ilgili sorunlan olup ol- madığı, dini vecibelerini yerine getirirken bir engelle karşılaşıp karşılaşmadığı vc Ali Baba- can'ın sözlerine katılıp katıl- madığr' sorularına yanıt veren Yazıcıoğlu, Babacan'a katılma- dığını ortaya koydıı. Diyanet lşleri Başkanlığı'nın, cumhuriyetin bir temel kurunıu olan laiklik ilkesi doğrultusunda lslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yü- rütmek ve din konusunda toplumu aydınlatmakla görevli olduğuna dikkat çeken Yazıcıoğlu, baş- kanlığın bu sorumluluğu yerine getimıe çabası içinde olduğunu vurguladı. 'Laiklik din karşıthğı değil' Diyanet'in bu görevini, "her türlü siyasi görüş, düşünce ve inanışın dışında kalarak" yeri- ne getimıeye çalıştığını kaydeden Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: "Diyanet lşleri Başkanlığı, vatandaşlık ilkesiııe göre top- luma hizmeti sunmakta, dinin ana kaynaklarına, bilimsel öl- çütlere vc metodolojiye bağlı olarak, modern hayatı ve in- sanhğın ortak birikimini göz aı - dı etmeden toplumu din konu- sunda aydınlatmaktadır. Öte yandan, başkanlığımızın lıiz- metlerindc daima göz önünde bulundurduğu laiklik ilkesi de, bir inanç sistemini ya da din karşıtlığını değil, temel hak ve özgürlüklerden biri olan inanç ve din özgürlüğünün, devlctin güvencesi altında olmasını, din- devlet işlerinin birbirinden ay- rılmasını ve din özgürlüğünü sağlamanın toplumsal huzur ve bütünleşmenin önemli bir ayağı olduğunu ifadc etmekte- dir. Bu alanda zaman zaman kar- şılaşılan bir kısıın sorunların aşılması da ancak böyle bir an- layıs içinde mümkün olabile- cektir." KAMUd KANAMALf ATİ$I BİZLER, HAYVAMSA^J, GIOA aÜVE VE VETERİNER HALK SAĞUĞINDAN SORÛML TÜRK VETERİNER H6KİMLERİ OLARAK; YANLIŞ TEŞKİUkT VAMSI, VANUŞ MEVZUAT VE VANUŞ UYGULAMAURLA HAYVAN 8AĞUĞINI VE HAYVANCML1ĞHBZI, GIDA «JÜVENÜĞİNI VE İNSAN SAĞUĞINITEHÜKEVE ATAN, AOALETSİZ MAAŞ DÜ2ENİ İLE RESMİ KURUMLABDA ÇAUŞAN llffiSLEKTAŞLARIMIZI AÇUĞAMAHKUMEDEN, TtiRKİYE CUMHl»W?ÜNlÜKUMt: "Cish alr Pantolon paçala/ ınızı çorabmıza sokmakla yetinmeyin! PROJESTO EDİYORUZ! Bu hastallktan kurtulmak için koruyucu veteriner halk sağlığı sisteminin kurulması gereklidir. Vffteriner sağtık çalı^ınlanna vurutan her darbe koruyucu hekimtiğe, toplum soğlığııid, iilke havvaııcılıgma vurulmuj!ur VetetinerlerAKP'yi afişlerleprotesto ediyor Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Türkiye çapıııda hazırladığı afîşlerle AKP iktidarının hayvancılık konusundaki politikalarını protesto ediyor. Tüm Türkiye'de olduğu gibi Eskişehir'de de pek çok yere asılan atîşlerin birinde, "Yanlış teşkilat yapısı, yanlış mevzuat ve yanlış uygulamalarla hayvan sağhğını ve hayvancılığımızı, gıda güvenliğini vc iıısaıı sağhğını tehlikeye atan, adaletsiz nıaaş düzeni ile resmi kurumlarda çalışan meslektaşlarımızı açlığa mahkûm eden, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini protesto ediyoruz" ifadeleri yer aldı. Bir diğer aflştc isc son dönemde artan kene vakalarına dikkat çekildi. Aflşte, Sağlık Bakanlığı yetkililcrinin keneyle mücadele yöntemi olarak önerdiği "Pantolon paçalarının çorap içine sokulnıası" yöntemi eleştirilerek "Pantolon paçalarınızı çorabınıza sokmakla yetinmeyin. Bu hastalıktan kurtulmak için koruyucu veteriner halk sağlığı sisteminin kurulması gereklidir. Veteriner sağlık çalışanlarına vurulan her darbe; koruyucu hekimliğe, toplum sağhğına, ülke hayvancılığına vurulmuştur" denildi. G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R ERGİN YILDIZOĞLU Mark Parris Ne Diyordu? ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris'in, Türkiye'deki siyasi krizle ilgili yorumları geçen haf- ta medyaya yansıdı. llgiler daha çok, Parris'in Ana- yasa Mahkemesi'nin kararına ilişkin adeta birta- rih veren öngörüsü üzerinde odaklandı. AmaTür- kiye'den döndükten sonra Stratejik ve Uluslar- arası Çalışmalar Merkezi'nde (CSIS) yaptığı il- ginç konuşmanın içeriği, sanırım, yeterince irde- lenmedi. Haberin üzerinden yaklaşık bir hafta geç- miş olmasına karşın konuşmada ilgimi çeken nok- taları sizlerle paylaşmak istiyorum. Mark Parris Türkiye'ye, bir ABD - AB ortak ku- ruluşu olan Atlantik Konseyi'nden bir heyetin par- çası olarak gelmiş. Türkiye'de olup bitenleri an- larnak, büyük olasılıkla etkilemek amacıyla gelen bu heyetin diğer üyeleriyle birlikte Türkiye'de yay- gın temaslarda bulunmuş. Parris, dönüşünde CSIS'de yaptığı ve basında aktarılan toplantıda- ki (kuruluşun web sitesinden dinlemek olanaklı) yaklaşık 20 dakikalık sunuşunda ve izleyen "So- ru-Cevap" bölümünde, özellikle üç noktaya yap- tığı vurgunun çok önemli olduğunu düşünüyorum: AKP'ye yönelik eleştiriler, "3. Güç" dediği bir yapılanmaya ilişkin saptamalar, Türkiye'de siyasetin içinde askerin rolünün artacağına iliş- kin beklenti. AKP başarılı olamadı Parris'in AKP'ye, ikinci dönemi bağlamında yö- nelttiği eleştiriler oldukça kapsamlı. Bunlardan en önemlileri şöyle: AB sürecini canlandıramadı, anayasayı değiştiremedi, varlığından kaygı duyulan Islamcı gündemin/projenin ("agenda" sözcüğünü kullanıyor) keskin yanlarını törpüleyemedi, tüm ül- kenin başbakanı olamadı. Nihayet yolsuzluk so- runu AKP grubunu da etkisi altına aldı. AB sürecinin aksamasının tek sorumlusunun AKP olmadığım, AB'nin değişen tutumunun sü- reci fiilen öldürdüğünü göz önüne alırsak, Parris'in, aslında AKP'nin kendisinden istenenleri vere- mediğinden yakındığını düşünebiliriz. Bence da- ha önemli eleştiriler AKP'nin toplumda birleştiri- ci olamadığına, dolayısıyla bölücü olduğuna, yolsuzluklara bulaştığına ilişkin saptamalarda yatıyor. Böylece Parris, diplomatik bir dille, AKP'nin meşruiyeti üzerine bir soru işareti koyu- yor. Dahası, sermaye sınıfı ve Batı yanlısı liberal seçkinlerle AKP arasındaki ilişkinin bozulmasına yaptığı gönderme, AKP'nin Batı yanlısı tutumunun, liberal demokrat olma iddialarının hakikiliğine iliş- kin kaygıların biryansıması olarak görülebilir. Bu saptamalara karşılık konuşmasında sık sık Tay- yip Bey'i övmesini, "Yeri doldurulamaz" demesi- ni "Hatalarından öğrenmiyor" saptamasıyla birlikte okuyunca, aklıma efsanevi Kızılderili Şefi Jero- nimo'nun "Beyaz adam çatal dillidir" sözleri gel- di, ister istemez... '3. Güç'e dikkat Bence, konuşmada çok az yer verilmekle bir- likte, Parris'in karşı karşıya olan güçleri sıralarken bir "3. Güç"ten söz etmesi çok önemli. Parris, bu- günkü kriz içinde, Tayyip Bey'den yana tutum alan bu "3. Güç"ün sivil güvenlik güçleri, istihbarat örgütleri içinde çok etkin olduğunu ve kendi savcılarına sahip olduğunu söylüyor. Diğer bir deyişle Parris, devlet içinde, şiddet organlarında ve yasama içinde, kaynağı belirsiz ("biz bile bil- miyorvz" demeye getiriyor) karanlık bir güç var di- yor. Bu gücün "cemaat" olduğu artık herkesin ma- lumudur. Öyleyse Parris, bu güce işaret ederken "cemaat"in etkisiyle, devletin elindeki şiddet te- kelinin parçalanmaya başladığını da söylemiş oluyor. Böylece, Parris, devlet içinde bir "tırma- nan darbe" (devleti ele geçirme) olgusuna dikkat çekmiş olmuyor mu? Askerin siyasi rolü artacak Bence, Parris'in, askerin siyasi etkisi artacak ön- görüsü, AKP'yi destekleyerek akıllarınca "milita- rizme karşı" mücadele ettiklerini hayal eden şaş- kın liberallerin üzerinde şok etkisi yapmalıdır. Ta- bii duyduklarını anlayacak kadar akılları kaldıysa. Parris son dönemde en "aklıselim" yorumların or- du üst kademesinden geldiğine inanıyor. Parris'e göre, önümüzdeki dönemde, "asker-siyasetçi" ola- rak nitelediği bir kategorinin sivil siyaset içinde- ki rolü özellikle, Özkök gibi emekli komutanların aracılığıyla artacak. Yine Parris'e göre ordu üst ka- demesinin, asker siyasetçilerin, sivil siyaset için- deki etkisinin artmasıysa, AKP'yi geriletmeye ça- lışanlara karşı mücadele eden güçleri daha da güçlendirecek, onlar için bir nevi koruyucu etken olacak. Bu da "başkalannı" düş kırıklığına uğra- tacak gibi görünüyor. Tam bu noktada Parris'in; "Taraflarbirçıkış yo- lu bulamazlarsa uçuruma birlikte yuvarlanacaklar", "Ancak görünürde bir taviz verme ya da anlaşma eğilimi yok"... "Birileri bu sorunu çözmeli" yoru- mu üzerinde düşünmeye başlayabiliriz. Düşü- nürken benim aklıma, Ingiltere dış politikasının önemli düşünce kuruluşu Chatam House'dan Fa- di Hakura'nın, bir saptaması geldi "Erdoğan ve AKP'ye ne olursa olsun, Türkiye, ideologların geç- miş dönemdeki kavgalannın biriken küllerinden do- ğacak yeni bir tarz siyasetin eşiğinde" (17/07/08). Hımm... erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Habercem.com, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermez, uyar! •Habercem.com, daha fazla demokrasi talep eder, • Habercem.com, 'öteki'lerin sesidir, • Habercem.com, insan odaklıdır, • Habercem.com, ülkesinin değerlerine sahip çıkar. ÖZGÜR HABER BİR TIK ÖTEDE'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear