Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2008£ARŞAMBA
4 HABERLER
Erdoğan, 'Çoğunluk ne diyorsa o olacak' dedi, 'uzlaşma' isteyenlere bir kere 'boyun eğin' mesajı verdi
'Geri vitesetakamayız'
Recep Tayyip Erdoğan
DEVLET BAHÇELİ
ANKARA (Cunıhuriyet Biiro-
su) - AK.P gnıp toplantısında konu-
şan Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan, loplantının 22 Temmıız se-
çimlerinin yıldönümüne rastladığı-
nı anımsattı. Seçim akşamı yaptığı
konuşmada, yalnızca kendilerine
oy verenlerin değil, oy verıneyen,
farklı siyasi tercihlerde bulunan
yurttaşlann da mesajmı anladığını
söylediğini bcliıten Erdoğan, bııgü-
ne kadar bu çizgiden sapmadıklan-
nı savundu.
Erdoğan, "Bizinı hareket nok-
tanıız milletimizdir, birlik ve be-
raberliktir, hep birliktc kazan-
niaktır. Zira bütün bir tarihi tec-
rübe gösteınıektedir ki hep bir-
likte kazanmayı başaramayan
nıilletler hep birlikte kaybetmeye
mahkûmdur" dedi. Parti olarak
sı»nııılan "halıııın altına süpüren"
siyaset tarzından uzak durduklarını
ilcri sürcn Erdoğan, "Türkiye geç-
nıişte ne çektiyse csas meseleleri-
ııi halıııın altına süpürıne siyase-
tinden çckmiştir" diyc ekledi. Cum-
huriyet'in kuruluşundan bu yana
85 yılın geride kaldığını anınısatan
Erdoğan, "85 yılın 80 yılında ne-
• Erdoğan, Türkiye'nin yaşadığı değişimin uzlaşma
içerisinde sürdürülmesi gerektiğini belirterek "Ama uzlaşma
dediğiniz zaman, bir düşünce üzerinde yüzde 100 mutabakat
anlamına gelmemelidir. Eğer toplumun büyük çoğunluğu bir
düşünce üzerinde uzlaşıyorsa, orada uzlaşma sağlanmış
demektir. Gönül arzu eder ki bu yüzde 100 olsun. Olamıyorsa,
geri vitese takacak halimiz yok" dedi.
reye geldik ve 5 yılda hamdolsun
nereye geldik. Bunu bütün alan-
larda düşündüğümüz zaman bir
şcylerin olup ohnadığını akh seliııı
zaten kabul edecektir" dedi. Tür-
kiye'nin bugün geniş boyııtlu bir de-
ğişim yaşadığını savunan Erdoğan,
şöyle devam etti:
"Hepimiz bu değişime, bu dö-
nüşüme ayak uydurnıak, uzlaşma
içinde, güven içinde, birlik ve be-
raberlik içinde bu süreci sürdür-
ıııek durumundayız. Ama uzlaşma
dediğiniz zaman bir düşünce üze-
rinde yüzde yüz mutabakat anla-
mına gelmemelidir. Eğer toplu-
mun kahir ekseriyeti, büyük bir
çoğunluğu bir düşünce üzerinde
mutabakat sağlıyorsa, orada uz-
laşma tenıin edilmiş demektir.
Gönül arzu eder ki bu yüzde 100
olsun ama olamıyorsa, geri vitese
takacak halimiz yok. O zaman
mutabakat, kahir ekseriyet varsa,
dıırmakyok, yola devam. Inşallah
aynı a/.im ve kararlılıkla ülkemi-
zi büyütnıeye, güçlendirmeye, kal-
kındırmaya devam edeceğiz."
Dünyanın hiçbir gelişmiş ülke-
sinde iktidar ve muhalefetin sürek-
li kavga halinde olmadığını, "biri-
nin 'siyah' dediğinc diğerinin 'be-
yaz' demediğini" savunan Erdoğan,
buna karşın Türkiye'nin bu sorunla
karşı karşıya olduğunu söyledi. Er-
doğan, şunları kaydetti:
"O zaman bizinı bıırada bir
çıknıazımız var. Demek ki taraf-
larda eksikliklcr var. Ama siz bir
araya gelmeye muhalefet eder,
bundan kaçarsanız o zaman da
kıısııı a bakmayın iktidar nereye
kadar bu işi kovalayacak? Bu
teklif bir kere olur, iki kere olur.
Ama biz yine devam edelim, yine
devam edelim. Ama asıl buluşma
asıl birleşme nerede olacak? Ta-
banda, lıalkta olacak. Eğer halk-
ta bu bütünleşme varsa mesele bit-
miştir. Halkta uzlaşma varsa me-
sele bitmiştir. Biz buna bakarız.
Onun için de kimse bu makam-
larda kalıcı olduğunu iddia ede-
mez. Bu makamlar gelip geçicidir.
Hepimiz gelip geçiciyiz. Kimse
buraya kalkıp da çiviyi çakıp ben
buradayım diyemez. Demokrasi
budur."
'Hukuki
garabetler
yaşanıyor'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP
hakkındaki kapatma davası ilc Ergenekon
soruşturmasmı kastederek iki olay arasm-
daki hukuki süreçlerle ilgili "pazarlık
denklemi kurulmaması ve yargı süreç-
lerinin pazarlık unsurıı haline getiril-
memesi" uyansında bulundu.
Bahçeli, siyasi gündeme ilışkın yaptığı
yazıh açıklamada, son dönemde "hukuki
ve siyasi garabetlerin" yaşandığı bir sü-
reçten geçildiğine dikkat çekti. Türki-
ye'nin, "krizler ve kördüğiimler ülkesi"
haline geldiğini ifade eden Bahçeli, "Tür-
kiye'yi böylesine bir çıkmaza sokanların,
şimdi milli irade edebiyatıyla sahte de-
mokrasi havariliği yapmaya, millet adı-
na savcılık veya avukatlık rolüne so-
yunmaya hakları yoktur" dedi.
"AKP'nin kapatılması davasında karar
aşamasına kontrolsüz bir şekilde gelişeıı
ve körüklenen bir kriz ortamına geliıı-
miştir. Davanın bir an öııce sonuçlan-
dırılınası 1 iiı kiveıün hayrına olacaktır"
diyen Bahçeli, herkcsin, Anayasa Mahke-
nıesi'nin karannı beklemek ve bunun so-
ııucunda oluşacak hukuki durum ve siya-
si tabloya göre, yeni dönernin altyapısmı ha-
zırlamak için samimi katkıda bulunmaya
hazır olması gerektiğini söyledi.
Bahçeli, "Yargı süreçlerinin birbirle-
rinden etkilenmeden ve bir pazarhğın un-
suru haline getirilmeden kendi meera-
larında yürütülıııesi ve sonuçlandırıl-
ınası demokratik rejimin ve lıııkıık dev-
letinin geleceği açısından çok kritik bir
eşik olarak görülmelidir" dedi.
Ergenekon soruşturmasına da değinen
Bahçeli, televizyon ekranlan ya da gazete
manşetlerinde yapılan "lıııkıık dışı yargı-
laınalaı ın", iddianame hazırlanıp malıke-
meye gönderilmesine rağıncn bitmediğine
işarct etti. KonununaıtıkbağımsızTiirk ada-
letinin önünde olduğunu vurgulayan Bah-
çeli, sürecin sonucu bekJenerek çıkacak ka-
rara saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti.
İĞNE1X FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
r\
ISSIZLER ORDUSU
namikzafer@yahoo.com
'Kıbrıs'ı sattı diycnler ne
yaptı'
Barış vc Özgürlük Bayramı nede-
niyle KKTC'ye yaptıklan ziyarete de
değinen Erdoğan, hükümctin Kıbns
politikasım eleştiren nıuhalefeti, kut-
lamalara katılmamakla eleştirdi. Er-
doğan, "Eğer bizi ithaın edenler bu
işe çok değer veriyorlarsa ben is-
terdiın ki, hep birlikte 34. barış ve
özgürlük kutlamalarında onlar da
orada olsunlar" dedi. Ken-
dılerinın "KKTC'yi sat-
ınakla ve politikalardan
ödün vermekle" suçlandı-
ğını ammsatan Erdoğan, şöy-
le konuştu:
"Bunları diyenler, bugü-
ne kadar Kıbrıs'ta çözüm
için ne yaptı, ekonomisi için,
eğitim düzeyi için, sağlık
sistemi için ne yaptı, Kıbrıs
turizmine ne kattı, Kıbrıs
davası için, bu davanın tüııı
dünyaya anlatılması için ne
yaptı, Kıbrıs'ta barış için
hangi adııııı atmışlardır,
hangi mesafeyi kat etmiş-
lerdir? Bu soruların cevabı
yok. Neden? Çünkü varlık
sebepleri çözümsüzlük."
Konuşmasında bir süre ön-
ce PKX tarafından kaçınl-
dıktan sonra kurtanlarak Al-
manya'ya gönderilen dağcı-
lara da değinen Erdoğan, "Te-
rör örgütünün turistlere yö-
ııelik bu tür eylemleri ger-
çek yüzlcrinin Batılılarca
daha iyi görünmesini sağ-
ladı" dedi.
'Laiklik dini özgürlüğün güvencesi'
Diyanetten sorumlu Bakan Sait Yazıcıoğlu, 'Müslüman çoğunluğun sorunları
var' diyerek Türkiye yi AB ye şikâyet eden Dışişleri Bakanı Babacan 'ı tekzip etti
AYŞE SAYIN
ANKARA - Dışişleri Bakanı
Ali Babacan ın Avıiıpa Paıla-
mentosu'nda yaptığı bir konuş-
mada "Türkiye'deki dini ço-
ğunluğun da dini özgürlükler-
le ilgili sorunları olduğunu" sa-
vunan sözlerini, "kabine arka-
daşı", Diyanet'ten sorumlu Dev-
let Bakanı Said Yazıcıoğlu tekzip
etti. Yazıcıoğlu, Türkiyc'de laik-
lik ilkesinin "din karşıthğı dcğil,
inanç ve din özgürlüğünün gü-
vencesi" olduğuna dikkat çekti.
CHP lzmir Milletvekili Ah-
met Ersin, Dışişleri Bakanı Ali
Babacan'ın 29 Mayıs'ta Avrupa
Parlamentosu'nda yaptığı konuş-
mada, Müslüman çoğunluğun di-
ni özgürlükleri yaşamada sorun-
lan bulunduğunu savunarak Tür-
kiye'yi şikâyet etmesini soru
önergesiyle Meclis gündemine
taşıdı. AJımet Ersin'in soru öner-
gesini eski Diyanet lşleri Başka-
nı da olan, Devlet Bakanı Said Ya-
zıcıoğlu yamtladı.
Ersin'in "Türkiye'de Müslü-
man çoğunluğun dini özgür-
lükleri ile ilgili sorunlan olup ol-
madığı, dini vecibelerini yerine
getirirken bir engelle karşılaşıp
karşılaşmadığı vc Ali Baba-
can'ın sözlerine katılıp katıl-
madığr' sorularına yanıt veren
Yazıcıoğlu, Babacan'a katılma-
dığını ortaya koydıı.
Diyanet lşleri Başkanlığı'nın,
cumhuriyetin bir temel kurunıu
olan laiklik ilkesi doğrultusunda
lslam dininin inanç, ibadet ve
ahlak esasları ile ilgili işleri yü-
rütmek ve din konusunda toplumu
aydınlatmakla görevli olduğuna
dikkat çeken Yazıcıoğlu, baş-
kanlığın bu sorumluluğu yerine
getimıe çabası içinde olduğunu
vurguladı.
'Laiklik din karşıthğı değil'
Diyanet'in bu görevini, "her
türlü siyasi görüş, düşünce ve
inanışın dışında kalarak" yeri-
ne getimıeye çalıştığını kaydeden
Yazıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Diyanet lşleri Başkanlığı,
vatandaşlık ilkesiııe göre top-
luma hizmeti sunmakta, dinin
ana kaynaklarına, bilimsel öl-
çütlere vc metodolojiye bağlı
olarak, modern hayatı ve in-
sanhğın ortak birikimini göz aı -
dı etmeden toplumu din konu-
sunda aydınlatmaktadır. Öte
yandan, başkanlığımızın lıiz-
metlerindc daima göz önünde
bulundurduğu laiklik ilkesi de,
bir inanç sistemini ya da din
karşıtlığını değil, temel hak ve
özgürlüklerden biri olan inanç
ve din özgürlüğünün, devlctin
güvencesi altında olmasını, din-
devlet işlerinin birbirinden ay-
rılmasını ve din özgürlüğünü
sağlamanın toplumsal huzur
ve bütünleşmenin önemli bir
ayağı olduğunu ifadc etmekte-
dir.
Bu alanda zaman zaman kar-
şılaşılan bir kısıın sorunların
aşılması da ancak böyle bir an-
layıs içinde mümkün olabile-
cektir."
KAMUd KANAMALf ATİ$I
BİZLER, HAYVAMSA^J, GIOA aÜVE
VE VETERİNER HALK SAĞUĞINDAN SORÛML
TÜRK VETERİNER H6KİMLERİ OLARAK;
YANLIŞ TEŞKİUkT VAMSI, VANUŞ MEVZUAT VE
VANUŞ UYGULAMAURLA HAYVAN 8AĞUĞINI VE
HAYVANCML1ĞHBZI, GIDA «JÜVENÜĞİNI VE İNSAN
SAĞUĞINITEHÜKEVE ATAN, AOALETSİZ MAAŞ DÜ2ENİ
İLE RESMİ KURUMLABDA ÇAUŞAN llffiSLEKTAŞLARIMIZI
AÇUĞAMAHKUMEDEN,
TtiRKİYE CUMHl»W?ÜNlÜKUMt:
"Cish alr
Pantolon paçala/ ınızı
çorabmıza sokmakla yetinmeyin!
PROJESTO
EDİYORUZ!
Bu hastallktan kurtulmak için koruyucu
veteriner halk sağlığı sisteminin kurulması
gereklidir.
Vffteriner sağtık çalı^ınlanna vurutan her darbe
koruyucu hekimtiğe, toplum soğlığııid,
iilke havvaııcılıgma vurulmuj!ur
VetetinerlerAKP'yi
afişlerleprotesto ediyor
Türk Veteriner Hekimleri Birliği,
Türkiye çapıııda hazırladığı afîşlerle
AKP iktidarının hayvancılık
konusundaki politikalarını protesto
ediyor. Tüm Türkiye'de olduğu gibi
Eskişehir'de de pek çok yere asılan
atîşlerin birinde, "Yanlış teşkilat
yapısı, yanlış mevzuat ve yanlış
uygulamalarla hayvan sağhğını ve
hayvancılığımızı, gıda güvenliğini vc
iıısaıı sağhğını tehlikeye atan,
adaletsiz nıaaş düzeni ile resmi
kurumlarda çalışan
meslektaşlarımızı açlığa mahkûm
eden, Türkiye Cumhuriyeti
hükümetini protesto ediyoruz"
ifadeleri yer aldı. Bir diğer aflştc isc
son dönemde artan kene vakalarına
dikkat çekildi. Aflşte, Sağlık
Bakanlığı yetkililcrinin keneyle
mücadele yöntemi olarak önerdiği
"Pantolon paçalarının çorap içine
sokulnıası" yöntemi eleştirilerek
"Pantolon paçalarınızı çorabınıza
sokmakla yetinmeyin. Bu hastalıktan
kurtulmak için koruyucu veteriner
halk sağlığı sisteminin kurulması
gereklidir. Veteriner sağlık
çalışanlarına vurulan her darbe;
koruyucu hekimliğe, toplum
sağhğına, ülke hayvancılığına
vurulmuştur" denildi.
G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R
ERGİN YILDIZOĞLU
Mark Parris Ne Diyordu?
ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris'in,
Türkiye'deki siyasi krizle ilgili yorumları geçen haf-
ta medyaya yansıdı. llgiler daha çok, Parris'in Ana-
yasa Mahkemesi'nin kararına ilişkin adeta birta-
rih veren öngörüsü üzerinde odaklandı. AmaTür-
kiye'den döndükten sonra Stratejik ve Uluslar-
arası Çalışmalar Merkezi'nde (CSIS) yaptığı il-
ginç konuşmanın içeriği, sanırım, yeterince irde-
lenmedi. Haberin üzerinden yaklaşık bir hafta geç-
miş olmasına karşın konuşmada ilgimi çeken nok-
taları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mark Parris Türkiye'ye, bir ABD - AB ortak ku-
ruluşu olan Atlantik Konseyi'nden bir heyetin par-
çası olarak gelmiş. Türkiye'de olup bitenleri an-
larnak, büyük olasılıkla etkilemek amacıyla gelen
bu heyetin diğer üyeleriyle birlikte Türkiye'de yay-
gın temaslarda bulunmuş. Parris, dönüşünde
CSIS'de yaptığı ve basında aktarılan toplantıda-
ki (kuruluşun web sitesinden dinlemek olanaklı)
yaklaşık 20 dakikalık sunuşunda ve izleyen "So-
ru-Cevap" bölümünde, özellikle üç noktaya yap-
tığı vurgunun çok önemli olduğunu düşünüyorum:
AKP'ye yönelik eleştiriler, "3. Güç" dediği bir
yapılanmaya ilişkin saptamalar, Türkiye'de
siyasetin içinde askerin rolünün artacağına iliş-
kin beklenti.
AKP başarılı olamadı
Parris'in AKP'ye, ikinci dönemi bağlamında yö-
nelttiği eleştiriler oldukça kapsamlı. Bunlardan en
önemlileri şöyle: AB sürecini canlandıramadı,
anayasayı değiştiremedi, varlığından kaygı duyulan
Islamcı gündemin/projenin ("agenda" sözcüğünü
kullanıyor) keskin yanlarını törpüleyemedi, tüm ül-
kenin başbakanı olamadı. Nihayet yolsuzluk so-
runu AKP grubunu da etkisi altına aldı.
AB sürecinin aksamasının tek sorumlusunun
AKP olmadığım, AB'nin değişen tutumunun sü-
reci fiilen öldürdüğünü göz önüne alırsak, Parris'in,
aslında AKP'nin kendisinden istenenleri vere-
mediğinden yakındığını düşünebiliriz. Bence da-
ha önemli eleştiriler AKP'nin toplumda birleştiri-
ci olamadığına, dolayısıyla bölücü olduğuna,
yolsuzluklara bulaştığına ilişkin saptamalarda
yatıyor. Böylece Parris, diplomatik bir dille,
AKP'nin meşruiyeti üzerine bir soru işareti koyu-
yor. Dahası, sermaye sınıfı ve Batı yanlısı liberal
seçkinlerle AKP arasındaki ilişkinin bozulmasına
yaptığı gönderme, AKP'nin Batı yanlısı tutumunun,
liberal demokrat olma iddialarının hakikiliğine iliş-
kin kaygıların biryansıması olarak görülebilir. Bu
saptamalara karşılık konuşmasında sık sık Tay-
yip Bey'i övmesini, "Yeri doldurulamaz" demesi-
ni "Hatalarından öğrenmiyor" saptamasıyla birlikte
okuyunca, aklıma efsanevi Kızılderili Şefi Jero-
nimo'nun "Beyaz adam çatal dillidir" sözleri gel-
di, ister istemez...
'3. Güç'e dikkat
Bence, konuşmada çok az yer verilmekle bir-
likte, Parris'in karşı karşıya olan güçleri sıralarken
bir "3. Güç"ten söz etmesi çok önemli. Parris, bu-
günkü kriz içinde, Tayyip Bey'den yana tutum alan
bu "3. Güç"ün sivil güvenlik güçleri, istihbarat
örgütleri içinde çok etkin olduğunu ve kendi
savcılarına sahip olduğunu söylüyor. Diğer bir
deyişle Parris, devlet içinde, şiddet organlarında
ve yasama içinde, kaynağı belirsiz ("biz bile bil-
miyorvz" demeye getiriyor) karanlık bir güç var di-
yor. Bu gücün "cemaat" olduğu artık herkesin ma-
lumudur. Öyleyse Parris, bu güce işaret ederken
"cemaat"in etkisiyle, devletin elindeki şiddet te-
kelinin parçalanmaya başladığını da söylemiş
oluyor. Böylece, Parris, devlet içinde bir "tırma-
nan darbe" (devleti ele geçirme) olgusuna dikkat
çekmiş olmuyor mu?
Askerin siyasi rolü artacak
Bence, Parris'in, askerin siyasi etkisi artacak ön-
görüsü, AKP'yi destekleyerek akıllarınca "milita-
rizme karşı" mücadele ettiklerini hayal eden şaş-
kın liberallerin üzerinde şok etkisi yapmalıdır. Ta-
bii duyduklarını anlayacak kadar akılları kaldıysa.
Parris son dönemde en "aklıselim" yorumların or-
du üst kademesinden geldiğine inanıyor. Parris'e
göre, önümüzdeki dönemde, "asker-siyasetçi" ola-
rak nitelediği bir kategorinin sivil siyaset içinde-
ki rolü özellikle, Özkök gibi emekli komutanların
aracılığıyla artacak. Yine Parris'e göre ordu üst ka-
demesinin, asker siyasetçilerin, sivil siyaset için-
deki etkisinin artmasıysa, AKP'yi geriletmeye ça-
lışanlara karşı mücadele eden güçleri daha da
güçlendirecek, onlar için bir nevi koruyucu etken
olacak. Bu da "başkalannı" düş kırıklığına uğra-
tacak gibi görünüyor.
Tam bu noktada Parris'in; "Taraflarbirçıkış yo-
lu bulamazlarsa uçuruma birlikte yuvarlanacaklar",
"Ancak görünürde bir taviz verme ya da anlaşma
eğilimi yok"... "Birileri bu sorunu çözmeli" yoru-
mu üzerinde düşünmeye başlayabiliriz. Düşü-
nürken benim aklıma, Ingiltere dış politikasının
önemli düşünce kuruluşu Chatam House'dan Fa-
di Hakura'nın, bir saptaması geldi "Erdoğan ve
AKP'ye ne olursa olsun, Türkiye, ideologların geç-
miş dönemdeki kavgalannın biriken küllerinden do-
ğacak yeni bir tarz siyasetin eşiğinde" (17/07/08).
Hımm...
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Habercem.com, basın meslek
ilkelerine uymaya söz vermez, uyar!
•Habercem.com, daha
fazla demokrasi talep eder,
• Habercem.com, 'öteki'lerin sesidir,
• Habercem.com, insan odaklıdır,
• Habercem.com, ülkesinin
değerlerine sahip çıkar.
ÖZGÜR HABER BİR TIK ÖTEDE'