25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2008 PERŞEMBE HABERLER Kararı millet vermelîdip • KARABÜK (AA) - DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, partisinin Karabük'teki Genişletilmiş Batı Karadeniz Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de gergin bir ortam yaşandığını, bunun nedeninin de DP'nin TBMM'de yer almaması olduğunusavundu. Türkiye'de uzun zamaııdır kaos ortamı yaşandığım, "Ergenekon" sorıışturması ve AKP hakkındaki kapatma davasının Türkiye'nin gündemini altüst ettiğini iddia eden DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, "Siyasi partilerin açılması ve kapatılmasmın millet tarafından yapılmasını istiyoruz" dedi. İzleme masası • ANKARA (Cunıhuriyet Bürosu)- ŞHP'nin Laiklik İzleme Masasf nca hazırlanan "Laiklik Karşıtı Eylemler Kataloğu"nun üçüncüsü açıklandı. Laiklik İzleme Masası tarafından hazırlanan katalogda, gazete, dergi, televizyon haberleri ile internet sitelerinde yer alan, bunun yanında parti teşkilatmca kendilerinc aktarılan "laiklik karşıtı" olarak nitelendirdikleri olaylara yer verildi. 'UYAP sistemi güvenli değil' • tstanbul Haber Servisi - İnternet güvenliği uzmanı ve HackerSafe Türkiye Temsilcisi lnan Taptık, Ergenekon iddianamesinin Ulusal Yargı Ağı Projcsi (UYAP) sistemine aktarılmasının güvenli olmadığmı bclirtcrek, "Bu ortamda tutulan verileri halihazırda kullanılan güvenlik yazıhmlan ile korumak mümkün olmayacaktır" dcdi. Taptık, internette hcr gün çok sayıda yeni güvenlik açığının oluştuğuna, bu durumun da veri güvenliğini tehdit ettiğine dikkat çekerek "internet ortamında korunan bilgilerin, yetkili olmayan kişiler tarafından elde edilnıesini önlemenin tek yolu, sürekli ve kesintisiz günlük güvenlik denetimidir. Eğer güvenlik yazıhmlan sürekli ve kesintisiz güvenlik denetimi ile desteklenmezse, isteıuneyen kişiler tarafından elde edilebilir" dedi. Çongar, yazısında soruşturmanın yedinci ve sekizinci dalgalarla devam edeceğini öne sürdü Her şey önce Taraf a sızıyor • Taraf gazetesinin Genel Yayın Yönetmen Yardimcısı Yasemin Çongar'ın yazısmdan iddianamenin eliııde bulunduğu izlenimi doğuyor. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturması sü- recinde ve iddianamenin içeriğinc yönelik İstanbul Cuınhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in basın top- lantısından sonra yine en çar- pıcı iddialar Taraf gazetesin- ce yayımlandı. Gazetenin Ge- nel Yayın Yönetmen Yar- dımeısı Yasemin Çongar, so- ruşturmanın yedinci ve seki- zinci dalgalarla devam ede- ceğini, bu operasyonlarda yar- gı, üniversite, emekli subay ve hatta emniyete dek uzayabi- lcccğini öne sürdü. Çongar'ın bundan önceki birçok yazı- sında da verdiği bilgilerin düğrulanması, Çongar'ın bil- gilendirildiği izlenimi veri- yor. Dinci Anadolu'da Vakit gazetesi de, YAŞ kararlarıyla ihraç edilen subaylaruı söz konusu kararlara ilişkin yasal mücadcle başlatması gerekti- ğini yazdı. AKP'yanlısı gazetelerden Taraf gazetesi, dün de iddia- nameye ilişkin yeni iddialar Dinci Anadolu'da Vakit vc Zaman gazetelerinin gündemi yine Ergenekon soruşturmasıydı ortaya attı. Çongar, "Erge- nekon'da gelinen nokta, ye- ni dalgalar ve temizlik uıuıı- du" başlıklı yazısında istih- barat görevlisi ile yaptığı gö- rüşmeden edindiği izlenim- leri kaleme aldı. İddiaııaıne elindc mi? Yazısından, Ergenekon id- dianamesinin elinde bulun- duğu anlaşılan Çongar, "Er- genekon iddianamesini bir ucundan okumaya başla- yınca, aynntılannı bugünkü Taraf ta bulacağınız Lobi adlı örgüt yapüanması ve ey- lem planı ile karşılaşıyorsu- nuz. Gerek operasyonun ilk beş dalgasında elde edilen bilgi ve belgeler, gerekse 1 Teınnıuz'daki altıncı dalga- da toplanan ve ek iddiana- nıeye girecek olan çok sayı- daki delil, dcvlctin içinde ve yanı başındaki birilerinin son on yıldır keııdi yasal görev alanlarının dışında bir örgütlenme içiııe girdik- lerini açıkça \ aıısıtıyoı" de- di. Yazısında operasyonun "yeni dalgalar" ile genişle- yeceğini öne sürerek "Erge- nekon operasyonunu yürü- tenlerle konuşunca, muhte- nıel yedinci dalganın, yar- gıya, üniversitelere, hatta emniyete uzanabileceğini anbyorsunuz. Dahası, emek- li vc muvazzaf subayları da kapsayacak bir sekizinci dal- ganın da mümkün olduğunu seziyorsunuz" yonunun ya- pan Çongar, Ergenekon so- ruştunnasınm sonucuna ilişkin de "Dava, başta Danıştay cinayeti olmak üzere bir di- zi saldırıyı, PKK, DHKP-C, Hizbullah ve İBDA-C gibi örgütlerle Ergenekon ara- sındaki bağlantıyı; çctcnin kimyasal, biyolojik imha si- lahlarına sahip olma heve- sinden kendi mafyasını ya- Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Perinçek'ten açıklama Yayımlanan haberler gerçek chşı Doğu Perinçek tstanbul Haber Servisi - Er- genekon soruşturması kapsa- mında Tekirdağ F Tipi Ceza- evi'nde tutuklu bulunan Işçi Partisi (İP) Genel Başkanı Do- ğu Perinçek, Emekli Tuğgene- ral Veli Küçük, Ortodoks Pat- rikhanesi Basın ve Halkla lliş- kiler Sözcüsü Sevgi Erenerol, avukat Kemal Kerinçiz ve Se- dat Peker ile yurtici ve yurtdı- şında görüşmeler yaptığına yö- nclik yayımlanan haberlerin gerçek dışı olduğunu belirtti. Doğu Perinçek, basın yayın organlarına gönderdiği mek- tupta, gazetemizde 13 Tem- muz'da yayımlanan "Yurtdışı toplantılarında Peker'de var" başlıklı haberin gerçekleri yan- sıtmadığını ifade etti. Mektubunda "Haber baştan sona gerçek dışıdır" ifadesini kullanan İP lideri Doğu Perin- çek, "Hayatımın hiçbir dö- neminde Küçük, Erenerol, Kerinçsiz ve Peker ile ne yurt- dışında ne yurtiçinde nc tek ne de hep birlikte buluşmadım. Küçük'ü yalnızca Kıbrıs Mi- 'Iddianame değil iftiraname' Işçi Partisi (İP) Genel Başkan Vekili Mehınet Bedri Gültekin, Ergenekon soruşturnıasında tu- tuklu bulunan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in yurtdışında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Sedat Peker, Sevgi Erenerol ve Kemal Kerinçsiz ile zaman zaman gör- üştüğüne yönelik bilgilerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Partisinin Beyoğlu'nda- ki İstanbul İI Başkanhğı'nda dün basın toplantısı düzenleyen Gültekin, "Bu bir id- dia olmaktan çok iftira niteliği taşıyor. Bunun adı iddianame değil iftiranamedir. lf- tira üretmek de savcıların işi değildir" dedi.. (Fotoğraf: DİLEK DAŞÇI) tingi'nde gördüm. Merhaba- laşma ve hatır sorma dışında yüz yüze hiçbir görüşmemiz olmadı. 2003 yılında Ikiz Söz- leşmeler'in Meclis'ten geç- mesi üzerine Sayın Emekli Tuğgeneral Küçük, 'bir grup generalle toplantı halinde ol- duklarını, Ikiz Sözleşmeler ko- nusunda aydınlanmak istedik- lerini, o ncdcnle gazetelerden okuduklan üzere benim Cum- hurbaşkanı Sezer'e Çankaya'da sunduğum konuyla ilgili dosyayı rica ettiklerini' bana telefonla söyledi. Ben de kcndisine dos- yanın bir örneğini yolladım" dedi. Konuyla ilgili iddiaların uy- dunna olduğımu vurgulayan Iş- çi Partisi Genel Başkanı Perin- çek, mektubunda özetle şu gö- rüşlereyer verdi: "Benimle adı geçen kimseler ile buluştuğum bütünüyle uy- durmadır. Türkiye'de buluş- muş değilim, yurtdışı çıkışla- rı ve tarihleri çıkış kapılaı ııı- da saptamnaktadır. Türki- ye'de de polis koruması altın- dayım. Bir cumhuriyet savcı- sı, böyle bir iddiada buluna- bilmek için, adı geçen kiıııse- lerin çıkış tarihlerini Eıııni- yetten ister ve karşılaştırır. Bunu yapmamış, görüşme, buluşma uydurmuştur. Be- lirttiğim gerçekler ispatlıdır. Savcılığın iddiası ise tcrtip ürünüdür, gerçek dışıdır. Bu- nu iddianame denilemez, ifti- raname denir." ratma merakına uzanan kanlı ve kirli işlerini aydın- latma potansiyeline de sa- hip" değerlendirmesini yaptı. Çongar, yazısının son bölü- münde Genelkurmay'dan, "Ergenekon'un üzerine gi- dilsin" işareti aldıklannı an- latan operasyon sorumlulan- nın, çeteyle bağlantılanndan kuşkulanılan askeri unsurların üzerine ordunun bizzat gide- bileceğini, bu kapsamda tas- fıyeler yaşanabileceğini dü- şündüklerini yazdı. 'Sivil Lobi' Gazete, Ergenekon iddia- namesine ilişkin sivil örgüt- lenmeyi içerdiğini öne sürdü- ğü Lobi adı verilen "gizli ör- gütsel planı"nı yayımladığı- nı iddia etti. Askeri kanada bağlı olarak çalışan "Sivil Lobi"nin amaçları arasında gençleri resmi ideoloji doğ- rultusunda yeniden örgütle- mek, mafya gruplarının yeni- den gözden geçirilip bunlann karşısına güçlü gruplann oluş- turuhnası, dini vakıflann kar- şı naylon vakıflar kurmak, ör- gütün şemsiyesi altında bulu- nan kurum ve vakıflar aracı- lığıyla medya ile kontak kur- maİc gibi alt başlıklar yer al- dığını öne sürdü. Taraf Gaze- tesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan köşe yazısında, operasyon kapsamında bulu- nan el bombalanyla, gazete- mize atılan el bombalannın seri numaralannın tuttuğunu yazdı. Dinci Anadolu'da Vakit gazetesi de "Danıştay'ı Er- genekon'a bağlayan 10 köp- rü" başlıklı manşet haberin- de operasyon kapsamında bu- lunan el bombalarıyla, gaze- temize atılan el bombalannın seri numaralannın tuttuğunu yazdı. Gazete, aynca Yüksek As- keri Şûra kararlarıyla TSK'den ihraç edilen rütbe- lilerle ilgili kararların alın- masında etkili olan general- lerin terör suçlamasıyla tu- tuklandığını yazarak YAŞ dosyalannm yeniden açılma- sını istedi. Çongar kimdiı? 1966 doğumlu Yasemin Çongar liseyi ABD'de bitir- di. Gazeteciliğe 1984'te AN- KA Haber Ajansı'nda başla- dı. 1993 öncesi Gumhuriyet gazetesi, BBC televizyonu, Yeni Yüzyıl ve Milliyet ga- zetelerinde çalıştı. Uzun yıl- lar Milliyet'in Washington muhabiri ve köşe yazan oldu. 1995'ten 2008 yılına dek Washington'da gazetecilik yapan Çongar, Agos gazete- sine de söyleşiler yaptı. CNN Türk'ün Washington temsil- ciliğini de yapan Çongar'ın ABD'deki Georgetovvn Üni- versitesi'nden Amerikan Etüdleri alamnda master de- recesi bulunuyor. Pentagon'da çalışan ve Ya- hudi olduğu öne sürülen ABD'li bir diplomat (ÇIA görevlisi) ile evlenen Çongar daha sonra eşini bırakıp Tür- kiye'ye geldi. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu olan Asuman Ozdemir'in eşi isyan ediyor 'îkinci Okkır olayı yaşanmasın' SİBEL BAHÇETEPE Ergenekon soruştunnası kapsamın- da "örgüt üyesi olmak ve yargıyı et- ki altına almak" suçlanndan yaklaşık 10 ay önce tutuklanan ve bir ay önce siroz teşhisi konulan, karnında 35 ki- lo su biriken Ayşe Asuman Özdemir (53), karaciğer nakli için mahkemenin turuksuz yargılanma iznini bekliyor. Asuman Ozdemir'in eşi Özcan Öz- demir, "tkinci bir Kuddusi Okkır olayı yaşanmasın. Tutukluluk hali kaldırılsın, sağlık kontrollerini biz yaptıralım. Kuddusi Okkır belki 5- 6 ay önce serbest bırakılmış olsaydı bunlar olmayacak, yaşamını kay- betmeyecekti" dedi. Ölümle mücadele eden Asuman Öz- • Bir ay önce siroz teşhisi konulan ve karnında 35 kilo su biriken Asuman Özdemir, karaciğer nakli için mahkemenin tutuksuz yargılanma iznini bekliyor. Asuman Ozdemir'in eşi Özcan Özdemir tahliye için verdikleri 8 dilekçenin reddedildiğini söyledi. demir, hastalıgı nedeniylc tedavisinc da- ha rahat devam edilebilnıesi için geçen hafta Gebze M Tipi Gezaevi'nden Ba- kırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'ne sevk edildi. Ozdemir'in eşi Özcan Öz- demir, eşinin Atatürkçü ve demokrat bir insan olduğunu, bugüne dek de Ata- türkçü Düşünce Derneği (ADD) Üskü- dar Şubesi Başkan Yardımcılığı, Çağ- daş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), İstanbul Valiliği'ne bağlı Türki Gumhuriyetler ve Akraba Top- luluğu gibi birçok sivil toplum kurulu- şunda gönüllü çalıştığını söyledi. 23 Ha- ziran 2007 tarihinde, akşam saat 19.00 sıralannda Çengelköy'deki evlerine 15 sivil polisin geldiğini anımsatan Özde- mir "Polisler eşimle ilgili ihbar oldu- ğunu, evde arama yapacaklarını söy- lediler. Arama sonrasında evde CD, cşimin cep telefonu, harddiskler ve karrvizitlere el koydular. Eşimi de kaçma ihtimali varmış gibi kelepçe- leyerek götürdüler" dedi. Özdemir, eşi- nin ocak ayı başlannda 1 hafta şiddet- li ishal şikâyetinin başladığını, ardından da kamının su topladıgını ve 26 Hazi- ran tarihinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde siroz teşhisinin konul- duğunu anlatarak şunlan söyledi: "Eşi- me karaciğer nakli için rapor veril- di. Tahliyesi için 8 defa dilekçe ver- dik. 'Deliller karartılır' gerekçesiyle ta- leplerimiz reddedildi. Eşimin kar- nında 35 kilo su birikti. Cezaevi şart- larında kendi sağlığına dikkat etme- si mümkün değil. Bu şartlar içerisinde eşimin sağlık sorununu ancak biz çözebiliriz." PERŞEMBE ORHAN BURSALI Hutu'lar Tutsi'ler! Ruanda'da 1994'te başlayan ve 100 gün için- de 800 bin kişinin katledilmesiyle sonuçlanan Hu- tu-Tutsi iç savaş kırımını anımsayan var mı? Ru- anda bir Afrika ülkesi! Tutsi-Hutu ayrımını Hol- landalı sömürgeciler hayata geçirmişti! O za- mandan bu yana ülkede "birbiriniyok etme" sa- vaşı sürüyor. 1994'te iç savaş katliam boyutuna ulaştı! Ellerde listeler, ülkenin her yerinde her iki grubun önde gelenleri başta olmak üzere, öldür- me-yok etme histerisi ortalığı sardı! Savaşın sonucunu sormayın! Bu tür savaşlar- da kaybeden sadece ülke ve ülke insanlarıdır! Zafer kazananlar ise, elleri o ülkenin içinde olan dışarısıdır! Nitekim, eli iç savaşın içinde olan es- ki Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand, "O ülkelerde bir soykınmın yaşanması o kadar da önemli bir şey değil" şeklinde açıklamada bulunmuştu! (Wiki- pedia) Biliyoruz ki, Bosna'da da bir soykınmın ya- şanması, Mitterand ve Avrupalı yoldaşları için Önemli değildi! Dahası, Bosna'daki soykırım, Av- rupa demokrasisi tarafından neredeyse teşvik bi- le edilmişti! Ama en azından zemini hazırlanmış- tı! Peki, dışarıdaki bu şürekâaçısından, Türkiye'nin önemi ne? ••• Türkiye Ruanda mı? Şimdi çok bilmişlerimiz haşa diyecekler! Şüp- hesiz haklılar! Ama bir ülke Ruanda'daki gibi bir içkırıma sürüklenemez mi? Her çok bilmişin bir geri zekâlı (bilgi ve değer- lendirmece karanlıkta kalmış, anlamında) tarafı ola- bilir! Bu ülke kırım ve kırım denemeleri yaşama- dı mı? Sıvas kırımı 1993'te! 35 aydın insanımız, Ma- dımak Oteli önünde toplanan ve milli iradeyi tem- sil eden katil sürüsü tarafından yakılarak öldü- rülmüştü! 1978'e giderseniz, Kahramanmaraş (111 ölüm) ve Çorum kırımlarıyla (34 ölüm) karşılaşır- sınız! Daha gerilere doğru yolculuk, sizi 1977 Kan- lı Pazar'ına (40'a yakın ölüm), 6-7 Eylüllere, Tan matbaasına götürür! Yani Türkiye'yi vuruşturmak isteyenler içkırım konusunda epey ön-deneyimliler! • • • Türkiye Ruanda'yı andırıyor! Tutsiler ile Hutu'lar karşı karşıya! Diyelim ki Tırtsi iktidan, "demokrasi" sahtekârlığı ve yalanı adına, * Hutu'ları ülkedeki bütün etkin konumlarından, eğitimden, hukuktan, iş hayatından, büyük işa- damlığından, etkin basın-medya olmaktan, cumhuriyetçilikten; * Atatürkçü ve devlet memuru, sivil toplum yöneticisi, muhalif... olmaktan tamamen alaşağı etmek.. özetle yok etmek için 6 yıldır büyük bir sa- vaş veriyor! * Öyle ki, ya iktidardan yana, köktendinci ola- caksın; türban takacak, namaz kılacak, dev- let dairelerinden toplu cuma namazlarına gi- deceksin... iktidarın emrine gireceksin; uşak- köpek, kıç yalayıcısı olacaksın; kendini sata- caksın.. dönüşeceksin.. iktidann demokrasi an- layışı neyse onu kabul ve biat edeceksin... * Ya da yok olacaksın! ••• Bizdeki Tutsi-Hutu savaşı bu aşamada, şimdi- lik epey silahsız sürüyor! Ama kan gövdeyi götürüyor: Savaş, derinden derine, 6 yıldır ülkenin her yanında, "sivil", gayet "demokratik" bir şekilde, sözde "hukuki" ve "ya- sal" zeminde yaşanıyor! Şimdi, Tutsi iktidan, 6 yıllık iktidar deneyimi, güç birikimi, iktidar alanlarının ülke çapına yayılması sonucu, savaşı medyaya taşıdı; orada biriktirdi- ği-yoğunlaştırdığı uşakları aracılığıyla, yok edici darbeyi arıyor! Bana Ergenekon'u sormayın! Maksat Erge- nekon değil, o sadece bir araç! "Ergenekon"a sokulabilecek, gerçekten varsa, birkaç kriminal tipin veya onların örgütünün var- lığı, hayal kırıklığı yarattı! Bu nedenle, içine müm- kün olan herkesi sokarak, bir "canavar" yaratmak amaçları! Ergenekon davası aslında bir iki yıldır sürüyor ve şimdi açıklanan iddianame ile aslında dava bit- miş durumda! Bir süre daha, bunu kullanacaklar! Sonrası 5-10 yıl sürecek ve büyük olasılıkla çö- kecek bir harabedir! Bu "savaş", Anayasa Mahkemesi'nin ağustosta açıklaması beklenen kararına karşı bir cephane yığma ve hemen yapılması düşünülen genel ve er- ken seçimlere hazırlanma savaşıdır! Ve ekonomik kötü gidişi, o zamana kadar saklama! Bütün sahtekârlıkların ömrü kısadır! Bütün Cumhuriyetçi ve gerçek demokrat güç- lerin yapacağı tek şey var: Sapasağlam ayakta durmak ve bu namussuz dönemin geçmesini bek- lemek... Tutsi'ler iktidarda... Ama bizler Hutu değiliz! obursali@cumhuriyet.com.tr Kendi numarası düşiiyor • ANTALYA (Cumhuriyet) - Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Antalya Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Kerim Çavuşoğlu, bazı kişilerin dinlenip dinlenmediklerini öğrenmek için cep telefonlannın başma 2 rakammı eklediklerini ve kendi numarasmın düştüğünü belirterek, bu amaçla günde 300 kişinin kendisini aramasından yakındı. Çavuşoğlu, bu telefonu iptal ettiremediğini, durumu GSM operatörü ile de görüştüğünü ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear