Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2008 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Belçika'ya Bak
Gör Halini!
Belçika'daki olaylar, beni hep gülümsetmiştir. Yan-
lış anlaşılmasın! Bu, yüzölçümü Konya ilimizin ancak
üçte ikisi, hakeza nüfusu da Istanbul'un üçte ikisi ka-
darolan ülkenin, üç ayaklı, üç ayrı dil konuşan üç ce-
maate dayalı federal yapısı ve sürekli ayrılma teren-
nüm eden insanların devletlerinin sloganının "birlikten
kuvvet doğar" olması değil beni güldüren.
Ben Belçika örneğini incelerken, bilir bilmez fikir be-
yan eden, her olaya şablon uygulayan düşünce türüne
gülerim hep.
Nitekim bu hafta bütün bu gülünçlükleri bir kez da-
ha gün yüzüne çıkaran bir gelişmeye daha sahne ol-
du Belçika ve Başbakan Yves Leterne istifa etti.
Leterne kabinesi, 2007 yazında yapılan seçimler-
den sonra aylar süren görüşmelerin ardından, ancak
2008 Nisanı'nda kurulabilmişti ve ne yazık ki, ömrü 4
ay bile sürmedi.
Şu anda Belçika'da, söz konusu olan bir hükümet
veya rejim bunalımının da ötesinde, devlet bunalımı-
dır.
Kısacası, Belçika devletinin sona ermesi söz ko-
nusudur ve bu gerçek yalnız son aylarda değil,
uzunca bir süredir, çoğu çevre tarafından açıklıkla di-
le getirilmekteydi.
• • •
"Kahrolsun Belçika!", Belçika'nın boyunduruğunda
yaşamış, sömürgeciliğinin zulmünden nasibini almış,
Kongolu yurtseverlerin değil, bizzat Belçika'nın siya-
si hayatında çok önemli rol oynayan (Flaman bölge-
sindeki oyların yüzde 25'ini almış olan) Vlaams Belang
Partisi'nin sloganıdır.
Belçika'nın içinde bulunduğu durumu anlarnak
için, yakın tarihine ve yapısına kısaca göz atalım di-
lerseniz.
1815'te Napolyon'un yenilgisi üzerine Fransa'ya kar-
şı tampon olarak Hollanda krallığına bağlanmış olan
Belçika halkı, bağlandığı ülke ile mezhep ayrılığı yü-
zünden, 1831 'de bağımsız bir krallığa dönüştü. Zen-
gin demir ve kömür madenlerinin yanı sıra, Anvers ya
da Antvverpen liman kentinin katkıları ve Angola sö-
mürgesinin sağladıklarıyla dünyanın küçük ama zen-
gin ülkeleri arasında yer aldı.
Halk genellikle Latin kökenli Valonlar ile Germen kö-
kenli Flamanlardan oluşuyordu.
Nüfusun yüzde 31 'ini oluşturan Valonların dili baş-
larda egemendi. Ama çoğunluk Flamanlardaydı.
150 yıl kadar iyi kötü giden devlet, 1980'den son-
ra, çoğunlukta olan Flamanların Valonların ayrıcalık-
larına karşı çıkmalarıyla, federatif yapısı gittikçe ağır
basan bir yapıya büründü, merkezi iktidarın yetkileri
gittikçe kısıldı.
Konya'dan küçük olduğu halde dokuz ile bölünmüş
Belçika'da, nüfusun çok küçük bir bölümünü oluşturan
ve Valon bölgesinin Almanya sınırında oturan Almanca
konuşan topluluk bir yana bırakıhrsa, halk Valon ve Fla-
man olarak ikiye ayrılmış durumdadır.
• ••
Bu yapı içinde Flaman bölgesinin ortasında, bir Va-
lon adası gibi duran Başkent (aynı zamanda AB'nin
de başkenti) Brüksel durmaktadır. Her on Belçika yurt-
taşından birinin oturduğu BrüksePde nüfusun yüzde
80'i Valon kökenli olup, Fransızca konuşmaktadır.
Çok garip bir şekilde Brüksel, Belçika'nın parça-
lanmasını bugüne kadar erteleyen öğe olmuş durumda.
Neden mi?
Çünkü ayrılmaya eğilimli iki topluluğun hiçbiri
Brüksel'i gözden çıkaramamakta, ama paylaşım için
de bir formül üretememektedir.
Bir başka ilginç nokta da, son kırk yılda refahını sü-
rekli arttıran, ekonomik olarak artık Vaionları geçip, fer-
sah fersah da geride bırakan, hukuki ve siyasal sta-
tü olarak da, artık düşman olarak gördüğü topluluğun
önüne geçen Flamanlardan kaynaklanmaktadır daha
çok ayrılık isteği.
Bu durumda, etnik ayrılığa karşı, bu talepte bulu-
nanların, siyasi statülerinin iyileştirilmesi, ekonomik du-
rumlarının güçlendirilmesi halinde bu istemlerin sona
ereceği konusundaki hiçbirdayanağı olmayan, genel
geçer görüş, bir kez daha Belçika örneğinde iflas et-
miş oluyor.
Belçika'nın parçalanmasının eli kulağında.
Bundan on yıl kadar önce Flaman televizyonların-
dan birinin muhabiri bana bölgenin ekonomik duru-
munun düzeltilmesi halinde, Kürt etnik taleplerinin so-
na erebileceği yolunda, her Avrupah'nın her bunu ye-
meye amade Türk'e yaptığı gibi nasihatta bulunurken,
dayanamayıp onu şöyle yanıtlamıştım:
- Siz Flamanlar ki, ülkenizi ilk gördüğüm kırk yıl ön-
cesinden bu yana 4 kat zenginleştiniz, aynlık emelleriniz
azaldı mı, arttı mı? Brüksel'i paylaşmayı becerseniz,
şu anda hemen ayrılacaksınız. Şimdi bana böyle ge-
çersiz önerileri yapmanızı ciddiyete ve akla aykırı bul-
mama herhalde kızmazsınız.
Tabii ki, kızmıştı. Herhalde o ısmarlama röportajı için-
de benim sözlerime de yer vermemeyi yeğlemişti.
Belçika'nın ağlanacak haline bakarken, hangi uy-
ruktan olursa olsun, bilir bilmez konuşan ahmaklara
gülmem işte bu yüzdendir.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
CHP'DEN OKKİR İÇİN ÖNERGE
'Ölümünde sorumlu
olanlar belirlensin'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Er-
genekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve
tahliyesinden birkaç gün sonra da yaşamını yiti-
ren Kuddtısi Okkır'ın tutukluk sürecinde yaşa-
nanlann incelenmesi ve ölümünde sorumluluğu
bulunanlann belirleıımesi için Meclis Araştırması
açılmasını istedi.
CHP Grup Başkanvekili Kenıal Anadol, 3 grup
başkanvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığf na
sıınulan araştımıa önergesiyle ilgili düzenlediği ba-
sın toplantısmda, Türkiye'de son dönemde
"tersine bir McCartizm"in topluma egemen kı-
Immak istendiğini kaydedeıek "Eğer darbelerc
karşı çıkmak, bir yarış konusu olacaksa, bu ya-
rışta 12 Mart'ta, 12 Eylül'de somut şekilde mü-
cadclc eden insanlarla ne Reccp Tayyip Erdo-
ğan ne de hempaları yarışamaz" dedi. Okkır'ın
dramının Tiirkiye demokrasisinin içiııdc bulunduğu
dramı ortaya koyduğunu belirten Anadol, yaşa-
nanlan "vüz karası" olarak nitelendirdi.
Aııayasa Mahkemesi raportörü, AKP'nin söylemlerini düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirdi
Raportör karşı çıktıİLHANTAŞCl
ANKARA - Aııayasa Mahkemesi
Raportörii Osman Can raporunu ta-
mamlayarak, başkanlığa sundu. Yük-
sek Mahkemenin üyelerine dağıtılan
raporda Can, türbanın üniversiteler-
de serbest bırakılnıasına yönelik aııa-
yasa düzenlemesini "banşçıl" bir de-
ğişiklik olarak nitelendirirken,
AKP'nin kapatılmaması yönüııde
görüş bildirdi. Raporda, türbana yö-
nelik aııayasa değişikliği AKP'nin de-
ğil, TBMM'nin yasama faaliyeti ola-
rak değerlendirildi.
Raportör Doç. Dr. Osman Can ra-
porunda, Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcısı Abdurrahman Yalçıııka-
ya'nın kapatmaya ilişkin iddiana-
mesinde aynntılı olarak irdelediği tür-
banın serbest bırakılmasıııa yönelik
aııayasa değişikliğini kapsamlı olarak
değerlendirdi. Raporda, Anayasa
Mahkemesi'nin 5 Haziran 2008'de ip-
tal ettiği türbanın üniversitelerde ser-
best bırakılması amacıyla yapılan
• AKP'nin kapatılmaması yönünde görüş bildiren Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can
raporda, türbana yönelik anayasa değişikliğini AKP'nin değil, TBMM'nin yasama faaliyeti olarak
değerlendirdi. Raporda, türbana ilişkin düzenlemelerin barışçıl değişiklikler olarak
değeıiendirilmesi dikkat çekti. Raportörün raporunun Anayasa Mahkemesi üyeleri açısından
herhangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor.
anayasanın 10. ve 42. maddesine
ilişkin düzenlemelerin iptaliyle odak
olma filinin ortadan kaldınlarak, de-
nıokratik sistenı içerisinde ıejimin
kendisini korumaya aldığı anlatıldı.
Mahkemenin iptal karanyla eylemin
bertaraf edildiğinin ilen sürüldüğü ra-
porda, siyasi partinin konuyu yenideıı
gündenıe getirme ihtinıalinin de ol-
mayacağı kaydedildi. Raporda, tür-
bana ilişkin düzcnlcnıelerin barışçıl
değişiklikler olarak değerlcndiril-
nıcsi de dikkat çekti. Raporda, türbana
yönelik değişiklik faaliyetinin siya-
si parti faaliyeti olmadığı, Meclis'in
yasama faaliyeti olduğu belirtildi.
Raporda, türbana yönelik anayasa de-
ğişikliğinin siyasi parti faaliyeti ola-
rak değerlendirilse bilc bu durumun
Venedik Kriterleri'nde belirtilen şid-
det ve hoşgörüsüzlükle değerlendi-
rilemcycccği kaydedildi. Raportör
Can raporda, türban değişikliğinin
"özgürlük alanını genişlctmcye yö-
nelik bir Meclis faaliyeti" olduğu
görüşüne yer vertli.
'Orgütlenme özgürlüğü'
Raportör Can, türban değişikliği-
nin aynı zamanda "toplumsal bir ta-
lebin karşılannıasından ibaret"
olduğunu da savundu. Raporda, şid-
dete başvunnadıkça siyasi partiler
hakkında kapatma kararı verileme-
yeecği görüşü kaydedildi.
Raporda, Yargıtay Cumhuriyet
Başsaveısı Yalçınkaya'nm iddiana-
mede ayııntılı olarak irdelediği par-
ti yönetici vc üyelerin söylemlerinin
dc "düşünce açıklama özgürlüğü"
çcrçevesinde değerlendirilmcsi gc-
rektiği, bu nedenlc siyasi partinin ka-
patılmasının ya da üyelerine siyasi
yasak getirilmesinin Avrupa lnsan
Haklan Sözleşmesi'nin "örgütlenme
özgürlüğü"nü düzenleyen îıükınüne
aykınlık oluşturacağı anlatıldı. Ra-
portör Can, bütün bu değerlendir-
meler ışığında Yargıtay Başsavcılı-
ğı'nın AKP'nin kapatılması yönün-
deki isteminin reddedilmesi gerekti-
ği görüşüne yer verdi.
Raportörün raporunun Aııayasa
Mahkemesi üyeleri açısından her-
hangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor.
Bıınıın son önıeği türbanın üniversi-
telerde serbest bırakılnıasına yönelik
anayasa değişikliklerinin iptalinde
yaşandı. Türban davasının da rapor-
törü olan Can, değişikliklerin iptal
edilmemesi yönünde görüş bildir-
nıişti. Ancak Anayasa Mahkemesi he-
yeti 2'ye karşı 9 üyeııin oyuyla üni-
versitelerde türbanı serbest bırakma-
ya yönelik aııayasa değişikliklerini ip-
tal ctnıişti. Anayasa Mahkemesi'nin
kapatma davasını ağustos ayıııın ilk
haftası karara bağlaması bekleniyor.
'Bırakın da tanıamlayalım'
Anayasa Mahkemesi Başkanı Ha-
şim Kılıç, Anayasa Mahkemesi'ııden
aynlırken yaptığı açıklamada, rapor-
lann bağlayıcı olnıadığını, üyelerin ça~
lışmalannı hızlandıncı vc onlara yar-
dım edici nitelikte belgeler olduğunu
söyledi. Kılıç, "Raporu üyelerimize
dağıttım. Süreç içinde arkadaşlar-
la konuşacağız, uygun olan za-
manda gündemi verip, müzakere-
lere geçeceğiz. Lütfen mahkemeyi
rahat bırakın ve bu süreci sağlıklı
bir şekilde tamamlayalım" dedi.
Dfuk Uras,
Mcclis'te
düzenlediği basın
toplantısmda,
Türkiye'nin, son
50 yıllık tarihinde
askeri darbelerle,
muhtıralarla ve
devlet erkini
elinde
bulıınduranların
hukuk tanınıayan
keyfı
uygulamalarıyla
ezildiğini söyledi.
Uras, 12 Eylül
darbesini yapaıı
askcıierin de
yargılanmasını
istedi.
(Fotoğraf:AA)
'îddiaları Meclis araştırmalı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÖDP
Genel Başkanı ve lstanbul Milletvekili
Ufuk Uras, darbc ve muhtıra gibi demok-
rasi dışı girişimlcrin beliıieıımesi amacıyla
Meclis Araştımıası açılması için önerge ver-
di. Uras 12 Eylül darbesini yapan askcrlc-
rin de yargılanmasını istedi.
Ufuk Uras, Meclis'te düzenlediği basın
toplantısmda, siyasilcrin cesaretsizliği ne-
deniyle karanlık ilişkileriıı açığa çıkarıla-
madığını ileri sürdii.
Uras, "Ayışığı" vc "Sarıkız" adlı dar-
be girişimi iddialannın 5 Nisan 2007 ta-
rihinde TBMM lnsan Haklannı Inceleme
Komısyoııu'nda gündenıe geldiğini, ancak
milletvekillerinin çoğunluğunun konu-
nun araştınlmasına karşı çıktıklannı söy-
ledi. Askeri ve sivil yargı ikiliğinin ortadan
kaldınlnıasını isteyen Uras, disiplin sııçla-
rı dışındaki asker kişilerin de yerel mah-
kemelerde yargılanmasınm yolunun açıl-
masını, darbelcrin yasal dayaııağı olarak ni-
telendirilen TSK lç Hizmet Yönetmeliği'nin
ilgili maddesinin değiştirilmesi gercktiği-
ni söyledi. Uras, şunlan kaydetti:
"Bir söz vardır 'yasalar cibinliğe (örüm-
cek ağı) benzer; küçük sinekleri yakalar, eşek
anlan deler geçer' diye. Biz kimscnin de-
lip gcçemeyeceği demokrasiden ve hu-
kuktan yanayız. Biz, Meclis'in iradcsini
savunmak için geldik. Eğer Meclis'e yö-
nelik bir kasıl varsa Meclis buna karşı ses-
siz kalamaz, kalmamalıdır. Hukuk, yar-
gı, sivri sineklcrlc uğraşırken, Meclis'in
bataklığı kurutması gerekir. Ergenekon
davası gibi önemli bir davanın, komed-
yenlerin tavrıyla savunarak ele alıııma-
yacağını düşünüyorum. Halkın iradesini
gasp etmeye çalışanlara karşı şapkamızı
alıp gitmcyeceğimize görc, başkalarına
şapka çıkartacak iradenin bu Mecliste
mutlaka çıkacağını düşünüyorum."
MERAKLA BEKLENEN SÜREÇ
Mahkeme
înceliyor
İstanbul Haber Servisi -
Ergenekon soruşturmasının
tamanılanan bölûmüne iliş-
kin hazırlanan iddianame-
nin, lstanbul 13. AğırCeza
Mahkemesi tarafından in-
celenmesi sürüyor. Mahke-
me, Ceza Muhakemesi Ka-
nunu'nun 170. maddesindc
belirtilen şartların tamam-
lanınası halinde iddiaııame-
yi kabul edecek.
Emekli Tuğgeneral Veli
Küçük, lşçi Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek'in
de aralarında bulunduğu 48'i
tutuklu, toplanı 86 şüplıeli
hakkında, 'silalılı terör ör-
gütü kurmak ve yönet-
mek,' 'cebir ve şiddet kul-
lanarak Tiirkiye Cumhu-
riyeti Hükümeti'ni orta-
dan kaldırmak veya görev
yapmasını engellemeyc te-
şebbüs', 'Hükümete karşı
halkı isyana tahrik' suçla-
nndaıı dava açıldı. 'Danış-
tay saldırısına ve Cumhu-
riyet gazetesine patlayıcı
madde atnıak suçlarına
azmettirmek' suçlaıından
da yargı lanmalan talep edi-
len şüphcliler, mahkeme-
nin iddianameyi kabul et-
mesinin ardından yargıç kar-
şısına çıkacak. Mahkeme
lıeyeti, incelemesini ta-
mamladıktan sonra yasalar-
da belirtildiği halde bulun-
mayan bir eksiklik tespit
ederse, iddianameyi sonış-
turma savcılarına iade ede-
bilecek. Savcılardan, eksik-
liklerin tamanılanmasını is-
teyecek. Incelemenin belir-
lenen, eıı geç 15 güıılük sü-
rede tamamlanmaması du-
rumunda, iddianamenin ka-
bul edilmiş sayılacağı kay-
dediliyor. Savcıların da iade
kararına karşı ıtıraz edebi-
lecekleri öngörülüyor.
'ERGENEKON' TARTIŞMASI
Savcılar
anlaşamadı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - lstanbul Cumhu-
riyet Başsaveısı Aykut Cen-
giz Engin, Ergenekon ismi-
nin savcılar tarafından ko-
nulnıuş bir ad olnıadığını
savunurken, savcı Zekeriya
Öz'üıı resmi yazışnıalannda
yapı "Ergenekon Terör ör-
gütü" olarak kayıtlara geçi-
rildi.
Ergenekon soruşturması-
nın iddianamesinin tamam-
lanmasının ardından tekııik
bilgileri basınla paylaşan
Engin, "Örgütün adı var
mı?" şeklindeki soruya, "Bu
örgüt ismi, soruşturmayı
yapan savcılarımız tara-
fından konulnuış bir isim
değildir. Zira Cumhuriyet
Savcılarının yapmış bu-
lundukları soruşturmalar-
da herhangi bir isim ko-
nulmaz. Böyle bir uygula-
ma söz konusu değildir.
İddianamede yer alan ve
kamuoyunda 'Ergenekon'
olarak vasıflandırılan bu
isim, bir örgütün yapılan-
masında örgüt mensubu
olarak iddia edilen kişilerin
kendilerinin örgütlerine
verdikleri bir isimdir." ya-
nıtını vermişti.
Başsavcı Engin'in, sav-
cıların soruşturmaya isim
vcrmediği savına karşın,
savcı Zekeriya Öz'ün eınni-
yct ve ilgili birimlerlc yap-
tığı yazışmalarda, malıke-
me arama ve gözaltı karar-
larında yapı hep "Ergene-
kon terör örgütü" olarak
kayıtlara geçirildi. Savcı Öz
önceki gün degazetecilerin
"Ergenekon ile ilgili yapı-
lan spekülasyonlar sizi ra-
hatsız ediyor mu?" sorusu
üzerine, "Ergenekoncuları
etsin. Beni mi edecek" ya-
nıtını vemıişti.
ABD'NİN ESKİ BÜYÜKELÇİSİ PARRIS
'AKP'nin kupanma
olasılığıyüksek'
ELÇİN POYRAZLAR
VVASHINGTON - ABD'nin eski Türkiye bü-
yükelçisi Mark Parris, AKP'nin kapatma dava-
sı sonunda partinin kapanına olasılığının yüksek
olduğunu söyledi.
Washington'daki Stratejik ve Uluslararası Etüd-
ler Merkezi'nde (CS1S) düzenlenen toplantıda, Tür-
kiye'deki siyasi duruma ilişkin değerlendirnıeler-
de bulunan Parris, AKP'nin kapatılnıasını engel-
lcyetek bir çözüm bulunıııası şaıısuıııı bir ay ün-
cesine kıyasla arttığmı ancak AKP'ye yönelik da-
vada kapatma kararının daha güçlü bir olasılık ola-
rak göründüğünü ifade ctti.
Eski Büyükelçi Parris, AKP kapatma davası so-
nunda "uzlaşıdan, karşılıklı yok etmeye kadar"
pek çok farklı soııuç çıkabileceğini söyledi. Parris,
kapatma kararı çıkmasının, Türkiye'nin ABD ile
ilişkilerinin tonunda bir etkisi olacağım ve "zaten
duraklamış olan" Türkiye'nin AB üyelik sürcci-
ni "olumsuz etkileyeceğini" söyledi.
'Çatışanlar uçurunıdan düşebilir'
Ergenekon soruştumıasıııa üstü kapalı bir bi-
çimde değinen Parris, "Karşılıklı yok etme ba-
zılarını siyasetin dışında, bazılarını soruştur-
nıa altında ve bazılarını da hapiste bırakabilir"
dedi. Panis, Türkiye'deki krize çözüm bulunma-
ması durumunda "çatışan tarafların her ikisinin
de uçurumdan düşebileceğini" söyledi. Panis ay-
nca "yeri doldurulması zor, karizmatik bir li-
der" olarak tanımladığı Başbakan Tayyip Er-
doğan'a siyasi yasak getirilmesinin ülkede kao-
sa yol açabileceğitıi ileri sürdü.
Parris, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza
Rice'ın AKP hükümetiyle "mükemmel ilişkile-
ri olduğu" yönündeki açıklamalanyla Washing-
toıı'un AKP'nin kapatılmasına karşı olduğunu açık-
ça dile getirdiğini ifade etti. Mark Parris ayrıca
2007 seçimlerinin ardından Erdoğan'ın "bütün
milletin partisi olacakları" sözünü tutmadığını
da sözlerine ekledi.
AYNI GÜN RESMİ GAZETE'DE
Kararın gerekçesi
bekletilmeyecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hakkın-
daki kapatma davasmda karann kapatma yönünde
olması ve siyasi yasaklar getirilmesi durumunda,
Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararını beklet-
meden Resmi Gazete'de yayımlayacak.
Anayasa Mahkemesi AKP hakkındaki kapat-
ma davasında tüm olasılıklan irdelerken olası bir
kapatma karannda izlenecek yol haritasını da be-
lirledi. Yüksek Mahkeme'nin davada AKP'nin
kapatılması ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da
aralarında bulunduğu partililere siyasi yasak ge-
tirme olasılığı da bulunuyor. Bu yöndeki olası bir
karar durumunda, Yüksek Mahkeme, normalde
aylarca sürebilen gerekçeli kararını aynı gün kı-
sa şckliyle Resmi Gazete'de yayımlanmak üze-
re Başbakanlık'a gönderecek.
Kararın açıklandığı günün akşamı mükerrer sa-
yıda ya da karann ertesi günü yayımlanan ilk Res-
mi Gazete'de kapatma gerekçesi yayımlanacak.
Kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla bir-
likte hcm Erdoğan'ın milletvekilliği hem de hü-
kümet düşecek. Milletvekilliği düşen kişi baş-
bakan olamayacağından Erdoğan görevini sür-
düremeyecek. AKP tüzelkişiliği de sona erece-
ğinden parti milletvekillerinin tamamı "bağım-
sız" milletvekili olacaklar.
I