25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET TEMMU2 2008 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Klasik KOLAY tanımlanamayan sözcüklerden biridir "klasik" sözcüğü. Kimilerine göre, eskiliği, bayatlamışlığı anlatır. "Amma klasik adam" derler, beğenmedikleri kişi- nin modası geçmişliğini anlatmak için. Kimileri açısından çok yüce, herkesçe anlaşıl- mayan şeydir klasik olan. Klasik müziğin rahat eri- şilerneyen nitelikli güzelliğini gizemli dünyalara ait sayanlar, onun yanına yaklaşmak bile istemezler. Oysa, sözcüğü kökenden kalkarak açıklamak, ta- nımlamayı son derece kolaylaştıracaktır. Köken, Ba- tı dillerinin "class" ya da "classe" sözcüğüdür; ya- ni "sınıf". Öyle "sosyal sınıf" falan değil; düpedüz okul sınıfı veyaderslik demek. Klasiklik, okullarda okutulan, okutulmaya layık bulunan, dolayısıyla her dönemde ve her yerde gençlere öğretilmesinde ya- rar görülen, zaman ve zemin değişse de hep de- ğerli ve doğru kalacağına inanılan demektir. Yeni Ceza Yasası'nın hazırlanmasında Meclis Adalet Komisyonu üyesi olarak görev yapan hu- kukçu Orhan Eraslan'a "Başsavcı iddianameyi açıklarken Ergenekon'un klasik bir terörörgütü ol- madığını söyledi; ne dersiniz?" diye sormuşlar. Ya- nıtı: "Klasik değilse, neymiş peki? Ceza Yasası'nda yorumla açık da doldurulamaz, yeni bir tip terör ör- gütü de yaratılamaz. Tipe uyuyorsa tamam. Uy- muyorsa, yorumla uyduramazsın." Kısacası, tarn bir bilgelikle, ceza hukukunun kla- sik kurallarından olan "Kanunsuz suç olmaz" ilke- sini tekrarlamış. Tam olarak neyin suç olduğunu ya- sayla belirlemek gerekir. Yasanın açıkça tanımla- madığı bir eylemi ya da davranışı "suç"tur diye ce- zalandıramazsınız. Hukukfakültelerinin ilk sınıfla- rında öğretilen ve öğretilmesinde yarar görülen il- kelerdendir bu. Ergenekon davası dolayısıyla tartışılacak nok- talardan biri de bu olacağa benzer. Umulan, böy- le tartışmaların, yargıyı şu ya da bu yönde etkile- me çabasına dönüşmeden, vatandaşların hukuk bi- lincini yüceltici nitelikte sürüp gitmesidir. Şimdiden belli oldu ki, iddianamenin hazırlanması sırasında medyanın sorumsuzca çarpıtmaları ve izansız yo- rumları yüzünden en çok zarar gören, klasik hukuk kavramları olmuştur. , klasik ne kaldı ki? Bugünün Türkiye'sinde her şey klasikliğin dışı- na çıkmış durumda. Artık klasik müzik dinlenmiyor. Rap var. Klasik adamlar da kalmadı. Kimin ne olduğunu kestiremiyorsunuz. Herkes bir gün şöyle, bir gün böyle. Hiç değilse, hukuk klasik kalmalıydı. Hukuk için sık sık, "Herkese lazım olur" demiyor muyuz? Pe- ki, günü geldiğinde hepimize lazım olacaksa, kla- siklikten çıkarıp rap'leştirmek, tanınmaz hale ge- tirmek neden? Lazım olduğu gün neyi nasıl, han- gi isimle çağıracaksınız? mumtazsoysal @ gmail.com I EKONOMIK SEYAHATUZMANIİ Adetayd ....630 Bangkok... Alııın.ıtii..31C Beyrut Amnmn 158 Bİskek Ashgabad ,289 Boston Astana 299 Budapeşte Atİna 159 Bükreş Atlanta 329 Cenevre.... .340 AMERİKA 189 gldicdünUt Kuveyt 389 ^tfTîfdk L A Tüm uçak biletleriniz Idcal ( .if.i 3, Gtlbank 8.1 't Axoıs, MaNİrmım, I1 ,'.ı ,ı ıt 6. VVortd ı .ııı! 5. I a Card, Card Rnam, I 220 S.Franclsco 359 Los Angeles379 Seattle..^tfk g 269 ^A&r Lyon 126 Seul.. ..77 Delhi....' 358 M.ıdııd 99 Slnga| 108 Detroit 312 Melborn...630 Shang 88 Dubai 139 Mlami 349 Sydne 269 HongKong471 Montreal.359 Tahraı | F"= 4S:S K 99 Slngapur ...387 630 Shangal 451 349 Sydney 615 Roma, Stutgart, Varşova, Viyana • THY, ONURAIR, ATLASJET, PEGASUS iç hat biletleri satılır ekobilet.com Kualalumpur355 Prag.. 349 Sydney 615 359 Tahran 277 189 Telavlv 200 28S Tillis 289 169 Tokyo 517 437 Toronto 359 630 Washlngton240 111 Zürlh 88 I Gldlj-Dönü; (!'<•>in) EURO'dur. (0212)513 13 9 7 / 25S • ovsk.330 $ ~ , 352 Sl gıkolnov 290 $ AVRUPAYAKASI «.^U™. ..••,-..., -..,., Pondik 3750224 Aksaray MERKEZ 513 13 97 Sirkeci 514 10 54 Sahrayı Cedld 369 05 52 Aks.u.ıy MEVDAN ...517 96 80 Sultanahmet 528 58 04 Scl.ımi<o>ııu> 550 10 86 Aksaray METKO 4911009 ş!;li MEVDAN 231 1333 Suadiye 41682 28 Avcılar 591 53 53 Slsll HAIAWARGAZI..246 41 51 Şa;kınbakkal 478 59 78 Bakırköy 570 83 10 Osmanbey 234 67 06 Umraniye 316 90 08 BakırköyMEVDAN .5431154 Takslm 256 55 56 Üsküdar 3422123 Bakırköy INCIRLI ....543 68 98 Yenikapı 458 16 93 Dİ6ER SLHİRLER Bayrampasa 567 41 45 A N A D O L U YAKASI Adana <O32Î> 457 18 38 Beşiktaş 227 06 01 A | t l v 0 | Beyant 5183870 ?™(T'; Etller 287 27 3 7 * ° * ™ Fındıkzade 534 66 35 S°d,bft <3ünB6ren 507 2145 J 3 f Havallmanı ..465 45 85 ^ Kartal ^ — 7 GÜN / 24 SAAT — * Kauacık Levent 325 87 82 £ , , „ ! , 4. Leuent 279 56 80 *?/.. Mecidlyeköy 274 95 08 \," Merter 554 08 06 M . S«"«k«y 599 32 8 4 " ' — 346 64 65 Ankara ı: ı vıı«10 il.'l 212 55 67 372 32 45 Ankara IMILAY(03I2>42S 71 41 :VOAN...416 22 35 Ankara I.WIM(0312>466 06 41 55046 60 AntalyauM.Mv.|0!42)2481211 ITIM 550 35 37 Ant.ıynuuı ( » J « 248 62 00 488 03 32 Bursa o Kiı..ii (U.V.» lu 00 26 413 72 77 llıııtn AHIMIMAK(0224)22I 94 33 372 33 24 Izmir CANKAVA.10232) 445 32 69 346 67 11 Izmir KAR»VAKA||)232) 364 8100 369 76 51 Izmlr H.LIMANI(M32I 274 51 00 352 41 00 Kocaell UIK02M) 321 46 66 wr 346 62 06 Kocaell a ıı/ı | o » ] 643 66 44 îçimizdeki Magandalar... Yaşanan olaylar yurttaşlann büyük bir kesiminin gerek yasal yollardan, gerekse yasadışı yollardan silah sahibi olduğunu göstermektedir. Içeriğinde tehlikeler banndıran bu olguyu değiştimıenin yöntemi belirlenip gerekenler geciktirmeden yapılmalıdır. Bu bağlamda, kolluk birimlerinin konuya duyarlılıkla vc ödünsüz biçimde yaklaşmalan ve denetimin önemini de gözden ırak tutmamalan zorunludur. M. NaCİ Ü N V E R Onursal Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi Başkanı yasa yaklaşık iki aylık bir çahşmanın ürü- nüdür. Hız rekonuıa ulaştı neredcyse. Ye- terince tartışılmadı. Ülkenin ceza sistemini kökten değişti- ren bir tenıel yasanın bu denli aceleye ge- tirilmesi uygulamada birçok sorunun ya- şanmasına yol açtı. Yeni TCK'nin yürürlüğe girdiği 01 Haziran 2005 talihine kadar yürürlükte bu- lunan 765 sayıh TCK'nin 264. maddesi- nin 7. fıkrasında aynen şöyle denilmek- teydi: "Her kim korku, kaygı veya pa- nik yaratabilecek biçimde, her ne amaç ve nedenle olursa olsun, mcskûn bir yerde veya çevresinde veya özel veya resmi veya genel yapılara ya da her tür- lü taşıt araçlarına ya da halkın toplu olarak bulundukları diğer yerlere si- lahla ateş ederse, evleııı başka bir suç oluştursa bile ayrıca iki yıldan aşağı ol- mamak üzere hapis ve beş bin liradan az olnıamak üzere ağır para cezası ile cezalandırıbr." Buradaki hapis cezasının maddede gös- terilmeyen üst sınırı TCK'nin 15. mad- desine göre beş yıldır. Hemen belirtelim ki bu madde Yargı- tay Sekizinci Ceza Dairesi'nin 9O'lı yıl- lanıı ortalarında başlattığı uygulamayla iş- lerlik kazanmış, sonuçta da ülkede bu tür suçların yok denecek kadar azaldığı göz- lemlenmiştir. Ç'ünkü öngörülen yaptırımın caydırı- cılığı vardı. Aynca belirtelim ki güven- lik güçlerinin bu sayede olaylara el koyması etkin sonuç verir olmuştu. Çün- kii suç için öngörülen cezanın alt sınırı- na göre rutuklamalar olanakh hale gel- mişti. Hiç kuşkusuz bu uygulama her se- vinç ve coşkuda silaha sarılmayı bir ya- şam biçimi haline getiren çevrelerin hiç M anşette yer verilmiş kü- çük kıza. Hepimizi mut- lu cdccek bir başarı ha- beri için girnıemiş man- şete. Yürcklcri burkan rcsminin altında yaşama tutunma çaba- sının öyküsü var... Başından aldığı kur- şıın yarası tanınmaz halc getirmiş bebeksi yüzünü. Ulusal takımımızın üstün başa- nsının sevincini ve coşkusunu insanca dı- şa vurmayı başaramayan bir magandanın eserini görüyoruz... Konu bununla kalmıyor. Yurdun baş- ka bir yerindc benzer bir haber daha gi- riyor sayfalara. Bu kez genç bir kadını bııl- muş magandanın kurşunu. Şans eseri yaşıyor... Başka bir yurt köşesinde düğün coş- kusunda kendinden geçmiş maganda. Henüz yaşamının baharındaki üniversite öğrencisi genç kızı koparıp almış ya- şamdan. lş burada da kalmıyor, değişik yerlerden benzer nedenlere dayalı yara- lannıa ve ölüm haberleri alıyoruz. Maç sonrası yengi sevincinin ya da dü- ğün coşkusunun silahla dışavurumuna ve vahşete seyirci konıunundayız ulusça. Ma- ganda işbaşında hiç durmak bilmiyor. Durduımak isteyen de yok aslında... Son yıllarda neden arttı bu suçlar? Bilindiği gibi 13.03.1926 tarihinde yü- rürlüğc giren ve değişen gercksinimlere göre gerckli değişikliklere uğrayan 765 sa- yıh Türk Ceza Kanunu (TCK) 01 Hazi- ran 2005 tarihine kadar yürürlükte kal- mıştır. Ç'ünkü bu tarihten sonra ceza sistemi- mizi değiştiren 5237 sayıh yeni Türk Ce- za Kanunu (TCK) yürürlüğe girmiştir. Bu hoşuna gitmemişti. Cezaları fazla bulmuşlardı. Bu uygu- lamanın değiştirilmesi için yoğun çaba harcamışlar, ancak başarılı olamamışlar- dı... Şimdiki durum Sonuçta yeni Türk Ceza Kanunu girdi yürürlüğe. Eski Türk Ceza Kanunu'nun bu suçlara uygulanan 264. maddesinin 7. fıkrasının yerini yeni Türk Ceza Kanu- nu'nun 170. maddesinin 1. fıkrası aldı. Maddenin aııılan fıkrasında "Kişilerin ha- yatı, sağlığı veya malvarhğı bakımın- dan tehlikeli olacak biçimde ya da ki- şilerde korku, kaygı veya panik yara- tabilecek tarzda, silalıla ateş eden ve- ya patlayıcı madde kullanan kişi altı ay- dan üç yıia kadar hapis cezası ile ce- zalandırılır" denilmektedir. Görüldüğü gibi geçmiş iki yıl öncesi- ne kadar maç sonralannda, düğünlerde ve şenliklerde silahla ateş etmeyi önleyici rol oynayan eski yasadaki cezanın iki yıl olan alt sınırı yeni yasada altı aya indirilerek suçlular lehine önemli ölçüde değiştiril- miştir. Uygulama geleneğinde özel hal- lcr dışında maddedeki cezanın alt sını- nndan ceza tayin edildiğine göre yeni ya- sadaki bu cezanın caydırıcı olmadığı açıktır... Son iki yılda insanların yaşam- lannı tehlikeye sokan ve giderek artış gös- tercn maganda kurşunlarının arkasında- ki en önemli etken budur. Bu olgu de- ğiştirilmediği sürece yeni trajik olaylar- la karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle öncelikle TCK'nin 170. madde- sinin değiştirilmesi ve maddedeki ceza- nın caydıncılığının sağlanması gerek- mektedir. Hemen belirtelim ki, yaşanan olaylar yurttaşlann büyük bir kesiminin gerek yasal yollardan, gerekse yasadışı yollardan silah sahibi olduğunu göster- mektedir. Içeriğinde tehlikeler banndıran bu olguyu değiştirmenin yöntemi belir- lenip gerekenler geciktirmeden yapıl- malıdır. Bu bağlamda, kolluk birimlerinin ko- nuya duyarlılıkla ve ödünsüz biçimde yak- laşmaları ve denetimin önemini de göz- den ırak tutmamalan zorunludur. însanlaşma Sürecinin Düşmanı... Erdal ATIC1 "İnsanlık", insana yaraşır bir şekilde düşünme ve ya- şama ilkesidir. "tnsan ol- ma" çabasını on binlerce yıl- dır sürdüren insan soyu; bir taraftan büyük yıkımlara, sal- gın hastalıklara, savaşlara ve büyük acılara karşı koyabil- me arayışını sürdürürken, di- ğer taraftan dünyayı aydın- latmak, yaşamı daha anlam- lı hale getimıek ve barış içe- risinde, özgürce yaşayabil- mek için çaba göstenniştir. tnsanlaşma, çağdaşlaşma ve aydınlanma sürecinin en büyük düşmanı gericiliktir. Düşünmeden, eleştirmeden, bağlanmak olan gericilik, herkese, her olaya, her ge- lişmeye aynı yönden bak- maktır. Gericide en küçük bir me- rak, arama, bulma isteği yok- tur. "Onun yolu en doğru yoldur." O nedenle tüm ye- niliklere kapahdır. Onun gi- bi düşünmeyenlere düşman gözüyle bakar, gücü yeterse korkutur sindirir, fırsat bu- lursa yakar, öldürür. Türk toplumu tarih boyun- ca gericiliğin acısıru çok çck- ti. Osmanlı devletinde, özel- likle de son dönemlerinde, tüm yenilikçi akımların kar- şısına gericiler çıktı. Medrese, tekke ve tarikat- lann hoşgöıüsüzlük ve bağ- nazlık dehlizlerinde yetişti- rilen genç beyinlerde "ato- mu parçalamaktan daha zor parçalanabilecek" ön- yargılar oluştuıoılduğu için, yapılan tüm yeniliklere kai"- şı ayaklanma çıkai'dılar. Ulu- sal Bağımsızlık Savaşmıız sı- rasında bile düşmana karşı savaşırken "Din elden gidi- yor" ayaklanmalan çıkarıp boş yere kardeş kanı döktü- ler. Yine, Cumhuriyetin duyu- rulmasından hemen sonra, lslami gelcneğe aykırı diye, halifeliğin kaldınlmasına, öğ- retim birliğine, medeni ka- nuna, Latin harflcrine ve di- ğer devrimlere karşı çıktı- lar. Atatürk tarafından dün- ya kadınlanndan çok önce ça- ğın tüm ileri haklanna ka- vuşturulan Türk kadınıyla eşit ve özgür yaşamayı ne ya- zık ki, kabullenemedileı;. Gericilerin Atatürk'ü sev- memelerinin temelinde, yu- valandıklan tüm kurumların kaldınlmış olmasımn ve yüz- yıllarca söylen(c)nıemiş dü- şünce ve görüşleri hiç eğip bükmeden direkt olarak söy- lemiş olmasımn çok büyük payı vardır. 30 Haziran 1925 tarihinde söylediği; "Efendiler ve ey Millet! İyi biliniz ki, Tür- kiye Cumhuriyeti, şeyhler. dervişler, müritler, mec- zuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat (yol) uygarlık tarikatıdır. Uygarlığın buyurduğu ve istediğini yapmak insan ol- ınak için yeterlidir. Tarikat başkanların bu dediğim gerçeği bütün açıkhğı ile al- gılayacak ve kendiliklerin- den derhal tekkelerini ka- patacak, müritlerinin bun- dan böyle olgunluğa eriş- tiklerini kabul edecekler- dir" sözünü bugün ülkeyi yönetenlerin anlamaları ola- nakh mıdır? Son yıllarda Osmanlı dev- letinin son dönemlerinde ol- duğu gibi, yazılı ve görsel medyada, yeniliklere ve Ata- türk devrimlerine karşı anın- da refleks veren bir gericiler korosu oluştu. Bu yandaş ko- ronun yeıieştiği diğer bir yer de halkımızın vergileriyle yayın yaşamını sürdüren TRT'dir. PENCERE 'Kirli Yayının Gerçek NedenL. Istanbul Başsavcılığı, pazartesi günü, Ergene- kon adıyla anılan dava üzerine medyaya ilişkin bir açıklamayaptı... Dedi ki: "- Kamuoyunu bilgilendiıme basının elbette baş- ta gelen görevi olup, bu asli görevin yapılmama- sını düşünmek kesinlikle söz konusu olamaz... Ancak (Ergenekon üzerine yapılan) yayın ve yo- rumlann çok büyük bir bölümünün, maalesefger- çekdışı olduğunu ifade etmek isterim... Bu yayınlar ciddi boyutlarda bilgi kirliliğine se- bebiyet vermiş ve kamuoyu yanlış bilgilendirilmiş ve bilgilendirilmektedir." Başsavcı başka ne desin... • Ertesi günü gazeteleri açtım, başsavcının açık- lamasını kimse takmamış, âlem yine ol âlem... Başsavcı medyaya diyor ki: - Bilgi kirliliği üretiyorsun, gerçekdışı yayın ya- pıyorsun... Kime ne!.. Peki, bu iş neden böyle?.. Medyanın büyük bir bölümü neden kirli yayın yapıyor?.. • Başsavcının açıklamasını yaptığının ertesi gü- nü bu köşede yayımlanan yazının başlığı şöyleydi: "Türkiye'de sermaye Islamcılaştırılıyor..." Yazının ilk satırları: "Gazeteci mllleti, daha gözünü açamadan, neler oluyor diyemeden gördü ki medya, nere- deyse Islamcıların eline geçti geçecek..." Aynı gün Orhan Bursalı köşesinde vurgulu- yordu: "Dikkat çekici olan, iktidarı her koşulda des- tekleyici AKP'li basının toplam satış içindeki pa- yının 2001''de yüzde 10-15, 2004'te yüzde 19.9'dan yüzde 40.8'e çıkmasıdır." Ergenekon soruşturmasında AKP medyasının tutumu açık seçik ortaya çıktı... Başsavcının dediği gibi bilgi kirliliği üretmek ve kamuoyunu yanıltmak Islamcı medya sermaye- sinin ortaklaşa yürüttükleri bir siyasal kampan- ya... • Doğrusunu isterseniz Islamcı, dinci, gerici ik- tidar ne yapacağını iyi biliyor... önce gazeteleri, televizyonları, dergileriyle medya sermayesini Islamcılaştıracaksın... Sonra, hiçbir kural tanımadan, siyasal müca- deleni Ergenekon soruşturması üzerinden yürü- teceksin... Adalet mi?.. Hukuk mu?.. Yasa mı?.. Boş vereceksin... Türkiye binmiş bir alamete... Gidiyor kıyamete... Habercem.com, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermez, uyar! •Habercem.com, daha fazla demokrasi talep eder, • Habercem.com, 'öteki'lerin sesidir, • Habercem.com, insan odaklıdır, • Habercem.com, ülkesinin değerlerine sahip çıkar. ÖZGÜR HABER BİR TIK ÖTEDE 15 Temnıuz - 15 Ağustos arasxnda İstanbul, Ankara ve İzınir'deki satış noktalarından veya Kitap Cumhuriyeti'pden alacağınız tüm kitaplarda indirim kitap • cumhuriyeti HtJülfil Merkez: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 Şişli Tel: 0 212 343 72 74 Ankara Şube: Ahmet Rasim Sokak No:14 Çankaya Tel: 0 312 442 30 50 İzmir Şube: H. Ziya Bulvarı 1352. Sokak No: 2/3 Pasaport Tel: 0 232 441 12 20 C< Cumhuriyet Kitapları
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear