14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2008 PAZARTESİ 16 Golf için orman Açın bakın AKP'nin son çıkardığı Turizmi Teşvik Yasası'na, golf turiz- mine yönelik uluslararası standartla- ra uygun tesislerin ancak "orman alanlan"nda gerçekleşebilecegini hük- me bağlamıştır. Oysa CHP, yasanın iptali için Ana- yasa Mahkemesi'ne yaptığı başvu- ruda bu hükmün doğru olmadığını sa- vundu. Hem de Türkiye Golf Fede- rasyonu'nun yayımladığı "Golf Saha- sı Yatırımcı Kılavuzu"na dayanarak: "Golf arazisi seçiminde arazi bü- yüklüğü, ulaşım kolaylığı, su kapasitesi, imar dunımu, mikroklima, 50yıllıkme- teorolojik değerler, zemin kesiti, zemin eğimleri, toprak kalitesi, toprağın asi- dite oranı, çevredeki tarım alanların- da kullanılan tarım ilaçlannın muhte- mel etkileri gibi araştırılması gereken birçok konu vardır. Ancak birarazinin 18 delikli bir golfsahası yapımına uy- gunluğu için üç temel ölçüt şunlardır: Ortalama 750 bin metrekare arazi, yazın en sıcak zamanda ortalama 2 bin metreküp su, ulaşılabilirlik." CHP dilekçesinde şu yoruma var- mış: "Bu ölçütlere göre, golf sahası or- man eko sistemi dışında yapılması mümkün olabilecek bir etkinliktir. Ni- tekim Türkiye Golf Federasyonu'nun yayımladığı 'Türkiye'nin öncelikli Golf Sahası Bölgeleri'ni gösteren haritadan da, golf sahalannın orman alanların- da yapımının bir zorunluluk olmadığı açıkça görülmektedir. Diğer taraftan, geçmişte orman alanlarında yapılan golfsahaları doğa katliamına yol açmıştır. Bu bağlamda, 30 yılda ağaçlandırılan Belek Orman- ları'nda, bölgenin turizm alanı ilan edilmesinin ardından bir doğa katlia- mı yaşandığı, golfsahaları için 500 bin ağacın kesildiği açıklanmıştır. Bu durum, orman alanlarının golftu- rizmine açılmasında üstün kamu ya- rarı bulunmadığının açık bir göster- gesidir." Yargı bağımsızdır! YARSAV, geçtiğimiz günlerde Dünya Yargıçlar Birliği ile Demokrasi ve özgürlük İçin Avrupa Yargıçlar Birliği'nden temsilcilerin de katıldığı bir sempozyum yaptı. Konu, Türkiye açısından çok günceldi: Yargı bağımsızlığı ve yargıda örgütlenme... Sempozyumun ardından yayımlanan ortak bildirgede vurgulananlar ise son günlerde soluduğumuz havayı temizlemenin yolunu gösteriyordu: "Yargı, özgürlük ve eşitliğin güvencesidir. Yargı bağımsızlığı, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi aynı doğrultudadır. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, demokrasinin gerçek temelini oluşturur. Demokrasinin sadece biçimsel yönü yeterli olamaz, bir değerler sistemi ile birlikte yaşama geçirilmesi gerekir ve bu daha ziyade hukuk ve yargı tarafından gerçekleştirilebilir. Yargı ve yargıç bağımsızlığı bölünmez bir bütün teşkil eder. Yargının siyasete tabi kılınmasını engelleyen güvenceler vardır ve yasama buna uyar. Çoğulculuk ilkesi; güçler ayrılığı ilkesini, özellikle yargıyı etkilemez. Uluslararası yasal belgelere göre yargıç ve savcıların dernek kurma hürriyetleri vardır. Yargıç ve savcı derneklerinin hâkim ve savcıların özgür iradeleri ile kurulması gerekir. Yargının entelektüel özgürlüğü ve bağımsızlığı güvenceye alınmalıdır." IŞIK KANSU kansu@cumhurıyet.com.tr Âkilci Hilmi Özkök ne yapmak istiyor? CHPGrup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'a bu soruyu sorduk, "Diplomatlar, akademisyenler filan. Demokrasi içinde nasıl yer bulacak bu âkil adamlar? Hilmi özkök'ün kafasında seçkinci bir anlayış mı yatıyor?" dedi. Öyle ya, ortada fol yok yumurta yok, üstüne vazife olmayan işlere karışanlar kasaptaki ete soğan doğruyor, hem de doğmamış çocuğa don biçiyor. Avukat Turgut Kazan, 24 Mart günü Adalet Bakanlığı'na başvurarak, o tarihte 8 aydır ucu açık tutulan Ergenekon soruşturmasında, "yaşanan gelişmelere denk dalga operasyonlara başvuran ve beşincisinde CMK'nin, ifadeye çağırma, zorla getirme I yakalama ve aramaya ilişkin maddelerini çiğneyerek, toplumda büyük korku ve dehşete yol açan" özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında soruşturma açılmasını istemişti. Adalet Bakanlığı, soruşturma açılması isteğini 60 gün içerisinde yanıtlamadı. Bunun üzerine Turgut Kazan'ın savunmanı Halil Sevinç, Idari Yargılama Usul Yasası uyarınca Savcı Zekeriya öz hakkında soruşturma izni Savcı için soruşturma istemi verilmemesi anlamına gelen bu işlemin iptali için idare mahkemesine başvurdu: "özel yetkili savcılığın, salt ifade almakla yetinilecek bir dosya durumu varken, gece yarısı arama yaptırması, CMK'nin 145, 146, 90, 116 ve 118. maddelerine aykırıdır. Tam bir keyfiliktir. Ayrıca, biryılı aşmış olan soruşturma ile makul süre koşulu ihlal edilmiş, adil yargılanma hakkı hiçe sayılmıştır. Ve makul sürede dava açılıp yargılansa, mahkûm olması halinde bile, cumhurbaşkanı affıyla tedavi imkânına kavuşabilecek bir insanın ölümüne sebebiyet verilmiştir. Salt bu ölüm bile, başvurumuzun ne kadar haklı olduğunu ve ret niteliğindeki menfi işlemin ne kadar haksız olduğunu apaçık gösteriyor. Dolayısıyla, soruşturmayı aylardır ucu açık tutan, toplumsal olaylara denk dalga operasyonlara başvuran, bu yönüyle makul sürenin aşılmasına ve adil yargılanma hakkının yaralanmasına neden olan, şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğunu unutan, yine ifadeye çağırma, zorla getirme, yakalama ve aramaya ilişkin kuralları ihlal eden özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya öz hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği açıktır." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZ ŞtPAL Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem Yurtdışında Çalışanlann Aylıkları Ekim 2008'de 5510 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi nede- niyle, yurtdışında emekli aylığı alarak çahşanlarm durumlarmda bir değişiklik olup olmayacağı konusu, ilgi odağındadır. Bu ko- nu: "Yurtdışında çalışıyorum. SSK'den aldığım emekli ay- hğım kesilir mi?" sorusu ile dile getirilmektedir. - 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Geııel Sağlık Sigortalan Ya- sası, yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarmm sosyal güvcn- liklerini sağlayan 3201 sayılı yasanın 4 maddesini yürürlükten kaldınnış, diğer maddelerini yürürlükte bırakmıştır. Yurtdışında emekli almakta iken SSK'den yaşlılık aylığı al- makta olanlar için eski uygulama geçerli olacaktır. Bunlann SSK'den aldıkları yaşlılık aylıklannın kesilip ke- lmemesi, emekli olma koşullarına bağlıdır. Yurtdışında çalıştıktan sonra, Türkiye'yc kesin dönüş yapıp, yurtdışında geçen çalışma sürelerini borçlanıp ve borcunu da < dedikten sonra SSK'den yaşlılık aylığı alanlar, yeniden yurt- ı ışında çalışmaya başladıklannda, SSK'den aldıkları yaşlılık ylığı kesilmektcdir. ''Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında < îeçen Sürelerinin Sosyal Güvcnlikleri Bakımından De- ğerlendirilmesi Hakkında 3201 Sayılı Yasanın Uygulama Yönetmeliği"nin "Aylığın kesilmesi ve yeniden başlaınası" başlıklı 12. maddesi bu konuya açıklık ve kesinlik getirmiştir. "Yurtdışındaki hizmetlerini borçlanarak ayhğa hak ka- zananların bu aylıkları, Sosyal Güvenlik Sözleşmesi yapılmış Oİup olmadığına bakılmaksızın herhangi bir ülkede çalış- maya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Yurda tckrar kesin dönüş yapanlara, talepleri üzerine es- ki aylıkları dönüş tarihini takip eden aybaşından itibaren Ödenmeye devam edilir." SSK'den alınan yaşlılık aylığı, yurtdışında geçen çalışma sü- releri borçlanılarak hak kazanıldı ise yaşlılık aylığı yurtdışın- da çalışmaya başlamakla birlikte kesilir. 11 SSK'den alınan yaşlılık aylığı, yurtdışında geçen süreler göz cııüne ahnnıadan Türkiye'de geçen sigortalı sürelerin tümü üze- r nden bağlanmışsa, bu kez yurtdışında çalışmakla bu aylığın J< îsilmeyeceği yargı karannda vurgulanmaktadır. (*) "Uyuşmazlık, yurtdışındaki çalışmalar değerlendir- ı »eye ahnmaksızın salt Türkiye'deki çalışmalar göz önün- c e Uıtularak (...) sigortalıya maaş bağlandıktan sonra si- « >ı talıııııı yurtdışında çalışmaya başlaması durumunda yaş- 1 lık aylığının kesilip kesilmeyeceği noktasında toplan- ı laktadır. \ Davacının 506 sayılı yasaya tabi olarak çalıştiğı prim öde- > le gün sayısının 7800 gün, sigortalıhk başlangıcının da .8.1952 tarihi olduğu göz önünde tutularak SSK'nin 60/A- maddesi gereğince yaşlılık aylığı bağlandığı dosyadaki bil- vc belgelerden açıkça anlaşılıııaktadır. Öte yandan, Sos- 1 Sigortalar Kanunu'nun 63-A maddesine göre, bu ka- na göre, yaşlılık aylığı almakta iken, sigortalı olarak ça- ınaya başlayanlarııı yaşlılık aylıkları çalışmaya başla- ıkları tarihte kesilir. Madde ile; Türkiye'de 506 sayılı ya- a tabi sigortalı olarak çalışanlann amaçlandığı açıktır. şka bir anlatımla, yurtdışındaki çalışmaların, 506 sayı- lı yasaya tabi sigortalı olarak değerlendirilmesine olanağı olmadığı ortadadır. Nitekinı bu yön aynı maddenin (B) ben- dinde, sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanların ya- zılı talepte bulunmaları halinde yaşlılık aylıklarının öden- pıesine devam olunacağı ancak bunlardan sosyal güvenlik destek priminin kesileceği, (...) açıkça vurgulanmıştır. Kuş- kusuz sosyal güvenlik destek primi kesecek işverenin Türk işveren olduğu açık seçiktir. Bundan başka, Türki- ye ile Federal Almanya arasında imzalanan sosyal güven- ik anlaşmasmda yaşlılık aylığının kesileceğine ilişkin bir iü/enleınenin mevcut olmadığı da söz götürmez.(...)" &•) (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 28.6.1999 Tarih, 1999/969 İas, 1999/4934 Karar) KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behlcak@yahoo.com.tr HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA BHGIN hetiyatrosu @mynet.com (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYTAR ÖZILAN www.junkidz. com BENİMDE SAÇLARIM AYNEN BÖVLE.. HEHE EEE.. PEKİ SONRADAN MI KARARDIN BÖYLE SEN? ISTERSEN O KONUYA Hİ<1 CİRMEYEÜM LIMON SURATÎ TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 14 Tenuuuz www.mumtaz-arikan. com UUMBAK4C/ AHM£TPA$/l.. 1675''T£ BU6ÜM, CUHJ&£ ALEX/)NDR£SONMEI/At-, FKANSA'DA DOSPU. OSMAHL/ UyeuĞUUA GİR£- « £ * AHMer*DIW AlACAK. OİAA/ BU K/Çİ, OJSDU- DA Ku&ULMASf £>ÜŞÛA/Üİ£A/ HU/U&AJeACI OG4- Ğt'A/W BA?WA GETtte/L£CE CJNS H4t/AA/ ELL£ 477tı4AJ Ç I/Af SİLAH/ OLAfJ HUMSA&IAjfAJ /Ç/Aie ÇUN PASÇAlAIZt YE 8A/ZUT /COMMAttTZ PAOİŞAf/ T. MAUMC/r ZAMAMMPA i-t H/ZM£TLe/ZC>e SUUJAfACAk OCAA/ HUM- BAISACf AHM&T /&/IÇ4, TZyfHANE 'DE oe nuMgAf&tfANE IUŞA Err/eM/fr/' Ülkemizde her yıl 5 yaşına kadar 2000 bebek ve çocuk yanlannda sigara içildiği için ölmektedir. Sigarayı bırakmanız için daha kaç bin bebek ve çocuk ölmeli? Sigarayı bırakmak isteyip de bırakamıyorsanız; Siearayla Savaşanlar size kolay yolunu ööretiyor. MH1Uİ2SD» SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU halyan Usulii lAili İrade' Italya'da "dokunulmazlıklar" üzerine müthiş bir kav- ga var. Avrupa demokrasilerinde hükümet başkanlarının me- ğer dokunulmazlıkları yokmuş. Bunu, bir "Repubblica" makalesinden (11 Temmuz 2008) öğrendim: Makalenin girişinde daha "Avrupa demokrasilerinde hükümet başkanlarına dokunulmazlık tanınmadığını" vurgulayan gazete, devletin en tepesindeki kurumlan tem- sil eden şahısların böyle bir "zırh" altına alınmasının; ik- tidann istisman, yargı bağımsızlığının çarpıtılması ve güç- ler ayrılığının ihlali anlamına gelebileceğini söylüyor... "Dokunulmazlıkların" yasa önünde "ayrıcalığa" dö- nüşebileceğine dikkat çeken gazete -özetle- "Anayasa doktrini çerçevesinde dokunulmazlıklar, 'kişinin' değil 'ka- musal fonksiyonun' korunmasını hedefler... Bu meka- nizma; (kamusal fonksiyon yerine) 'şahsı' yargı karşısında yasal sorumluluklardan kurtaran birzırh halini alırsa, so- nuç, yaptırımların üstüne çıkmakla eşanlamlıdır!" "Repubblica" bu satırtan, yargıdaki sorunlarından kur- tulmak için her yolu deneyen Berlusconi için yazıyor... "Şövalye"; kesin mahkûmiyetle sonuçlanacak yargı- daki son "yolsuzluk" davasından paçayı kurtarmak için özel bir yasayla çünkü kendi şahsına "dokunulmazlık" getiriyor... Halihazırda Italya'da başbakanların "dokunulmazlığı" yok.... önümüzdeki günlerde sonuçlanması beklenen son da- vadan sıyrılmak için italya Başbakanı, bir yeni "doku- nulmazlık yasası" çıkardı. Meclisten geçen yasa, sena- toda onay bekliyor. "Kişisel yasa" çıkarmış gibi görünmemek adına, "Cumhurbaşkanı, Meclis ve Senato Başkanı'nı" da "dokunulmazlık kapsamına" alan Berlusconi, demokra- tik reflekslerini koruyan herkesi çıldırttı... "Repubblica" Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ezio Mauro'nun "Lideri Hükümdara (Padişaha!) Dönüştüren Ayncalık" yazısını kaleme almaya iten nedenler bunlar... Padişahlık ilanı! Yazıya şimdi kaldığımız yerden devam edelim: "Ya- şadığımız olayın sıra dışılığı, parlamentonun biryolsuz- luk sanığını korumak adına özel kanun çıkaran mercie dö- nüşmesidir. Siyaset, seçimzaferi, çoğunluk gücü, dev- let adına icra edilen fonksiyonun vakannın yetmediğiyer- de; lideri kurtarmak uğruna özel birrejim inşa ediliyor ve 'yurttaş iradesiyle' taçlandığı için 'dokunulmaz addedi- len üstün lider' anlayışı ile anayasa ve siyasi sistem zor- lanıyor, farklı bir devlet anlayışı yeheştirilmeye çalışılıyor. Bu şöyle bir anlayıştır; (Yurttaş iradesi ile liderin bütün- leşmesi) öylesine kutsal bir bütünleşmedir ki, hiçbir ya- sa, hiçbir hukuk, hiçbir güç bu kutsal bütünleşmeyi tar- tışmaya açamaz. Bu taviz sonucunda, 'meşru lider' fii- lenhükümdar('pad\şar\')olur. Lider bu yolla çünkü ana- yasada halka ait olan egemenliği, kişisel egemenliği ha- line getirmiş olacaktır..." Nasıl size bir şey hatırlattı mı? "Milli irade" yerine -aynı kavramın biraz daha tekamül etmiş ve nüanslandırılmış şekli olan- "halk iradesinin" do- kunulmaz kutsallığına sığınan Berlusconi, bizim yakinen tanıdığımız bir söylem kullanıyor: "Ben halk iradesini temsil ediyorum!" diyor: "Buraya seçilerek geldim. (Türkçesi: 'Millet iradesi benden yanaF) Bana yöneltilen saldınlargöreceksiniz beni daha da güç- lendirecek. Yargıçlarla uğraşmaktan siyaset yapamıyo- rum. ('Memleket sorunları beni bekliyor. Ülkem sıkıntı- ya giriyor' vs., vs.) Seçmenler beni buraya bu davalar- la uğraşmak için değil, siyaset yapmak için getirdi..." Emre amade çıkarcılar sayesinde... Kişisel çıkarlara alet ettiği hertürlü yasayı, parmak kal- dıran milletvekilleri sayesinde çıkarabilen Berlusconi kar- şısında, "solu olmayan" Çizme muhalefeti aciz... "İtalya nasıl bu noktaya geldi?" derseniz, yanıt "opor- tünizm". "Repubblica" gazetesinde Giorgio Bocca adlı bir baş- ka köşe yazarının aynı konuda gene çok ilginç bir ya- zısı (10 Temmuz 2008) vardı. "Otoritarizme yönelen bu uzun dalganın ardında kök- lü iki varoluş biçimi vardır" diyor Bocca: "Emre amade olmak ile çıkar sağlamaktan haz almak!" "Bizim gibi başka ülkeler de varmışl" demek adına bi- raz teselli buldunuz mu bilmiyorum ama ben hiç tesel- li bulmuyorum... Avrupa'nın yerleşmiş demokrasilerinde böylesine keskin geri dönüşler yaşanırken, Türkiye'nin bu isli pus- lu, göz gözü görmeyen ortamında, "demokrasi" güne- şi bekleyenlerin aklına şaşıyorum sadece. nilgun@cumhuriyet.com.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Gelcnel Türk evleriniT arka bahçeye uzanan ve ya- 3 zın oturulan 4 bölümünc vc- c rilen ad. 2/ Matcmatikte « bir kuvvetin derecesini ve- ren sayı... lz- mir'in bir ilçe- 1 2 3 4 5 6 7 8 si. 3/ Soluk borusu... Venne, ödeme. 4/ Argoda genç ve ya- kışıklı eıkeğe verilen ad... tncir ağaçlann- da döllenmeyi sağla- yan küçük sinek. 5/ Rütbesiz asker... Çanta vc ayakkabı yapımında kullanılan sepilenmiş dana deri- 6 7 8 9 G 0 B E L | K A K E K O S E •A S A L U P | K E L E P 1 Z •K A R A S u N •A Y •G O •Z T E R A Z i | A B U N T T E | A M A L 1 F | K A "N" T S u| R E •A L A D 1 si. 6/ Hastalıklı. II Hitit... Aşk ateşi... Ford otomo- bilinin bir modeli. 8/ "Gcrer beyaz kuğular — bo- vunlannı" (Y. K. Beyatlı). 9/ Ancak ikinci derece- de bir önemi olan... Vücutta birikcn ve idrarla dışan atılan azotlu bilcşik. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Adını, içerdiği beyaz renkli sütsü özsudan alan, hckimlikte ve sanayide kullanılan bir bitki cinsi. 2/ Hintkenevirinden eldc edilen uyuşturucu madde... Kekeme ya da dilsiz kimse. 3/ "Doğar — mideler- den nur topu ihtilaller" (F. N. Çamlıbcl)... Kumar- da ortaya sürülen para. 4/ Bodrum ve Datça yarı- madaları arasındaki körfezin adı... Yabancı. 5/ Dü- şünce... Düşünülenin tersini söyleyerek yapılan in- ce alay. 6/ Helyum elementinin simgesi... Eskiden lise derecesindeki okullara verilen ad. 7/ Nişasta- yı parçalayarak şekere çeviren enzim... Çıplak vü- cut resmi. 8/ Bir şeyin iyi ya da kötü oluşu. 9/ La- tife... Tanntanımaz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear