23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2008 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN dishab?cumhuriyet.com.tr ‘Yoksulların papazı’ Fernando Lugo, sağın 61 yıllık iktidarına son vererek devlet başkanı oldu DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Paraguay değişime oy verdi NIDIA DIAZ AKP’nin AB’ye Tam Üyelik Düşü Biterken.. Bu, anlamak isteyenler için uzun zamandan bu yana en açık ve net biçimiyle kimse için sır değildi. AB’nin en yetkili ağızları çoğu zaman asgari nezaket sınırlarını aşan beyanlarıyla Türkiye’nin Birliğe tam üyeliğinin çok uzun zaman alacağını, en iyisi ‘ayrıcalıklı ortaklık’la yetinmesi gerektiğini önerip durmalarına karşın AKP iktidarı tam üyelik için her şeyin yolunda gittiğini ısrarla ileri sürmekte, dahası ‘zafer’ çığlıkları atmakta sakınca görmemektedir. Sorunun AKP iktidarının işine gelmediğini anlamama sendromundan kaynaklandığı açıktır. AKP’nin AB sevdası düzmecedir; ülkeye ‘İslamcı’ yönetimi dayatmak için içe ve dışa dönük olarak uyguladığı ‘takıyyeleri’ arasındadır. AB bunun ayırdındadır. Ama, AKP’nin hedeflediği ‘İslamcı’ Türkiye’yi tam üye olarak aralarına kabul etmeye asla niyetli değildir. Ancak edilgen, ‘köprüyü’ geçene kadar her türlü tavizi vermeye hazır bir yönetimi ise çıkarlarına uygun sayarak nihai amacını görmezlikten gelmektedir. Bir tür danışıklı dövüş, ‘alışveriş’! Ne var ki artık oyun da ‘oyalama da’ bitmiş görünmektedir. Bu konuda son örnek Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin iktidara gelmesinin birinci yılıyla ilgili açıklamalarında Türkiye’nin AB’ye tam üye olarak kabul edilmesine karşı olduğunu, bu gerçeği anlamamakta direnenlerin kafasına iyice dank etmesi için bilmem kaçıncı kez en açık şekliyle ortaya koymuştur. Eski başkanlardan Valéry Giscard d’Estaing Avrupa’nın sınırlarının Trakya’da sona erdiğini buyurmuştu. Başkan Sorkozy ise sözü edilen son açıklamasında benzer bir tanım yapmış, ‘Kimse bana Kapadokya’nın Avrupa’nın sınırları içinde olduğunu anlatamaz’ diyerek Türkiye’yi Avrupa’dan kesinlikle dışlamıştır. Aslında bu tuhaf ‘coğrafya dersi’nin iler tutar tarafı yok. Ama Başkan Sarkozy’nin coğrafyayı bahane ederek asıl dile getirmek istediği, kanımızca ‘İslamcı bir yönetimin AB’ye kabul edilmesinin olanak dışı olduğu’ gerçeğidir. Başkan Sarkozy ayrıca “Tam üyeliğe aday ülkelerin referandum otomatiğine bağlı olmalarına da taraftar değilim, ama Türkiye’nin tam üyeliği söz konusu olduğunda, ben Fransa Cumhurbaşkanı olarak sorunu referanduma götürmekte tereddüt etmem” demiştir. Sadece bu mu? Başkan’ın, Türkiye hariç, yeni üye olması muhtemel ülkelere kolaylık sağlamak amacıyla düşündüğü referandumu kaldırma girişimi ise Balkan ülkelerine yöneliktir. Hırvatistan, Bosna Hersek, Anavutluk, Karadağ, Kosova, belki de Sırbistan.. ve ötesi. Fransa’nın, Türkiye’nin tam üyeliğine karşı olması kuşkusuz, yeni değil. Benzer tutum Chirac döneminde de mevcuttu. Ne var ki Başkan Sarkozy’nin yanı sıra iktidar partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) vekilleri de büyük çoğunluğuyla Türkiye’nin tam üyeliğine karşıdır. O kadar ki, Meclis’te, milletvekili Richard Mallie’nin başkanlığında Ankara’nın tam üyeliğine karşı bir parlamento izleme komisyonu bile mevcut bulunmaktadır. Le Monde yazarı Thomas Ferenczy konuyla ilgili yazısında, AB’nin Türkiye’ye karşı yukarda sözü edilen tutumunu ‘ikircil ve kuşkulu’ görmesi boşuna değil (25 Nisan 2008). Frenczy ‘garip’ olarak nitelediği Türkiye ile müzakereleri ‘boşa dönen avara kasnak’ olarak görmektedir. Yazara göre müzakereler tam üyeliğe yönelik esas konulardan özenle kaçınan daha çok ‘imtiyazlı ortaklığı’ hedefleyen bir ‘göz boyamadır’. Nitekim tam üyeliğe adaylığını Türkiye gibi 2005’te koyan Hırvatistan’ın Birliğe üyeliğin eşiğine gelmiş olmasına karşın Türkiye için 35 bölümden sadece altısı müzakereye açılmıştır. Takıyye burada da işe yaramamış, takke düşmüş gerçek ortaya çıkmıştır. Hüzün verici bir öykü! P araguay halkı bayram yapıyor. Sekiz aylık sıkı bir mücadelenin ardından eski piskopos Fernando Lugo ve önderi olduğu Değişim İçin Vatansever Birliği, Colorado Partisi’nin, diktatör Strossner’ın 35 yılını da kapsayan toplam 61 yıllık iktidarına son verdi. Lugo, oyların yüzde 40’ını alarak kendisine en yakın aday olan Colorado Partili Blanca Ovelar’ı 10 puan farkla yendi. Yalnızca seçim yolsuzluğu, yoksulların adayının başarısını önleyebilirdi. Başka türlü olamazdı, çünkü Paraguay halkının çoğunluğu zaferin ellerinden kayıp gitmemesi için karar vermişti. Sonuçlar belli olduğunda yandaşlarının sevinç gösterileri arasında Lugo, “Küçüklerin de kazanabileceğini gösterdik... Bir dönemi geride bıraktık, bugün bir yenisine, Paraguay’ı dönüştürme aşamasına geçiyoruz. Bu, düşlediğimiz gibi tüm renklerin, tüm yüzlerin hepimizin Paraguay’ı olacak” dedi. Basın toplantısında yeni başkan, yaklaşık sekiz ay önce bir grup politik hayalcinin ülkenin çıkarını düşünerek birleşmeye karar verdiğini anımsattı. Bu arada eski başkan Nicanor Duarte de seçim sonuçlarını kabul ederek devir teslim işleminin tüm Paraguaylıların kendilerinden beklediği gibi barış ve karşılıklı anlayış içinde gerçekleşeceğine söz verdi. Fernando Lugo, 15 Ağustos’ta bu Güney Amerika ülkesinin kaderini belirleyecek görevi teslim alacak. 9 parti ve 20 kadar sosyal hareketin oluşturduğu cephenin her bir üyesinin kendi çıkarlarını düşünmeksizin; dışlanmış, itilmiş tüm Paraguaylıları içeren ve bugüne dek süren rüşvetçi, kayırmacı ve yolsuzluklara bulaşmış yönetime yeni bir seçenek oluşturması gerekiyor. Eski piskoposun kendisi de bunun ne anlama geldiğini biliyor. Strossner’ın diktatörlüğü sırasında babası pek çok kez tutuklanmış, kardeşleri işkence görmüş ve ülkeden kovulmuşlardı. 1983’te de kendisi “sapkın” vaazları nedeniyle sınır dışı edilmişti. Lugo ve onunla birlikte zaferi kutlayan ortakları, halkın, adaletsizliğin eşiğini geçerek yeni bir yaşamın inşası için oy verdiği bugünlere varabilmenin bedelini iyi biliyorlar. Bölgesel işbirliği olanağı İşleri kolay değil; ancak bölgesel konjonktür istenilen değişimin gerçekleşmesi için önemli bir avantaj sağlıyor. Kıtada pek çok ülkenin yönetimi, eş düzeyde olmasa da sosyal adalet ve yeni bazı ortak özellikler temelinde bölgesel bir işbirliği için çalışıyor. Egemenliği korumak, kendi kaderini tayin etme hakkına saygı, ? 9 parti ve 20 kadar doğal kaynakların kontrolü ve sosyal hareketin gibi oluşturduğu cephenin kamulaştırılması ortak amaçları olan her bir üyesinin kendi hükümetler kendi çıkarlarını tarihleri, koşulları ve deneyimleri düşünmeksizin; dışlanmış, itilmiş tüm çerçevesinde bunu Paraguaylıları içeren gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Kıtasal ve bugüne dek süren ölçekte bu komşuluk rüşvetçi, kayırmacı ve ilişkileri Paraguay’ın yolsuzluklara bulaşmış yeni yönetiminin değişim çabalarına yönetime yeni bir destek sağlayacak. seçenek oluşturması Seçim kampanyası gerekiyor. sırasında Değişim İçin Vatansever Birliği, hükümet programını açıklamıştı: 100 bin işsiz için iş olanağı yaratılması, 200 bin kişi için yaşlılık aylığı, her yıl 40 bin ev inşası, yol yapımı, altyapının iyileştirilmesi, eğitimin düzelmesi için 30 bin öğretmenin görevlendirilmesi, her yıl yeni 20 bin kadar dersliğin açılması, bilimsel araştırma ve kültüre destek, koruyucu sağlık hizmetine öncelik ve ücretsiz sağlık hizmeti için gerekli yatırımların yapılması, sadece toprak dağıtımı ile sınırlı olmayıp teknik ve kredi desteği sağlayan bir tarım reformu (Paraguay’da verimli toprakların yüzde 70’inin sahibi yüzde 2.5’lik bir azınlıktır), halkın kullandığı elektrik, su ve diğer benzeri hizmetlerin fiyatlarının düşürülmesi gibi... Bu sözlerini yerine getirebilmek için yeni hükümet Brezilya ve Arjantin’le yapılmış eski hidroelektrik anlaşmalarını yenilemek istiyor. Geçmiş hükümetlerin yaptığı anlaşmalar Paraguay halkının çıkarlarına uygun değil. Bu yeni kazanımlarla Lugo hükümeti, programındaki sosyal adaleti gerçekleştirecek adımlar atabilecek. Fernando Lugo için yolsuzluk, yoksulluk ve cehaletle savaşmak öncelikli. Dış politika konusunda ise kıtanın bütünlüğü için çalışacağını açıklamıştı. Paraguaylılar bu 20 Nisan’da değişim ya da eskinin devamı konusunda tarihi bir sorumluluk yüklenmişlerdi ve ikilemi Fernando Lugo’ya, değişime oy vererek çözdüler. Kutlamak için çok nedenleri var. İspanyolcadan çeviren: Engin Demiriz (Telesur haber kanalı, Venezüella, 24 Nisan 2008). Bush ve Brown’un ‘özel ilişkileri’ DANA MILBANK A merikan Başkan’ı ile İngiliz Başbakanı’nın, o eski “Blitz” (2. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’nın İngiltere’ye yönelik hava saldırıları) günlerinden konuşmaya başladıkları zamanlar çetin geçer. Başkan Bush ve Başbakan Gordon Brown, Beyaz Saray’daki Rose Garden’da fotoğraf makinelerinin karşısında, benzer bir atmosferde buldular kendilerini. Benimsenmeyen savaşlar ve ekonomik krizler her ikisini de, 2. Dünya Savaşı döneminden beri görülmedik seviyelere sürükledi: Bush şimdi Truman’dan beri tüm zamanların en rağbet görmeyen başkanı, Brown’a yönelik destek ise Hitler’i bastıran Neville Chamberlain’inkinden daha hızlı dibe vurdu. İşte belki de bu nedenle kuşatılmış ikilinin, basın toplantısını Winston Churchill ve “özel ilişkilerinden” söz ederek başlatmaları kaçınılmazdı. Bush kürsüye çıkarken, “Britanya ile olan özel ilişkimizi takdir ediyorum” dedi. Brown, “güçlü transatlantik ortaklığın tesis edildiği, 2. Dünya Savaşı’nın en karanlık günlerini” hatırlatarak “Derin inancım odur ki on yıllar boyunca hiçbir uluslararası ortaklık, dünyaya iki ülke olarak aramızdaki özel ilişki kadar hizmet etmemiştir” diye karşılık verdi. Gazeteciler ikiliyi neyin beklediğini biliyordu. İngiliz ITN haber kanalı muhabiri, “bazılarının, bu özel ilişkinin bir zamanlar olduğundan biraz daha az özel olduğunu öne sürebileceklerine” işaret etti. “Yanlış!” diye itiraz etti Bush, henüz soruyu soran sözünü bitirmeden ve ekledi: “Çok iyi bir ilişkimiz var... Özel ilişkimiz ortak değerler üzerine kurulmuştur... Yani, ilişkimiz çok özel... İlişkimizde böylesi bir eşsizlik var.” Başkan’a, orada kalmasının tavsiye edilmiş olması beklenirdi ama o işi, iki ülkeyi “kıskanç âşıklara” benzetmeye kadar götürdü. “Başka dostlarınız olmayacağını söyleyemezsiniz ve var da, ancak bu eşsiz bir ilişki, gerçekten öyle” diye sürdürdü Bush. Sonra Başkan, nedeni anlaşılamaz bir şekilde daha fazlasını söyleme ihtiyacı hissederek transatlantik ittifakını, Brown’a sunduğu akşam yemeği davetine bağladı: “Ülkelerimiz arasındaki dostluğa olduğu kadar, enimsenmeyen savaşlar ve ekonomik krizler gerek ABD Başkanı gerekse İngiltere Başbakanı’nı, 2. Dünya Savaşı döneminden beri görülmedik seviyelere sürükledi: Bush şimdi Truman’dan beri tüm zamanların en rağbet görmeyen başkanı. Brown’a yönelik destek ise Hitler’i bastıran Neville Chamberlain’inkinden daha hızlı dibe vurdu. kişisel arkadaşlığıma da değer veriyorum. Bakın, eğer bu kişisel bir ilişki olmasaydı, adamı güzel bir hamburgere falan davet etmezdim. İyi pişmiş hem de.” İyi pişmiş? Bu İngilizlerin eti fazla pişirdikleri klişesine bir gönderme miydi? Veya Amerikan sığır etine koli basili bulaşmasına? (Beyaz Saray, uluslararası bir hadise riskine girmektense pirzolayı tercih etti.) Ne olursa olsun, ikilinin tartışacak çok daha büyük sorunları vardı. Aslında, Brown’u ve İskoçun söyleyişiyle “Boş”u dinlemek, ne kadar gaddar zamanlarda olduğumuza dair güçlü bir his verdi. için kapıyı kendisi çekip kapatmak zorunda bıraktılar. Bush, itibarının alçaldığının farkında gözüküyordu. İklim değişikliği hakkında konuştuğunu hatırlattı “ama basın elemanlarının bunu okuyup okumadığını bilmediğini” söyledi. Irak politikasını açıklamak için de bir totolojiye başvurarak “Ben başkan olduğum sürece başarı ölçütüm zafer ve başarıdır” dedi ve hemen ekledi: “Başkanlıkta sadece 10 ayım kaldı.” Bu acıklı sızlanmalar içinde ikili küçük şeylerle mutlu oluyordu. “Laura ve ben size yemek yapacağız” dedi Bush Brown’a. O da, “Sizinle yiyeceğiz” diye doğruladı. İlk soruyu soran AP’den Terry Hunt, Bush’a nerede olduğunu anımsattı. Brown’a, gün içinde üç başkan adayıyla görüşmelerini sordu: “Transatlantik ilişkinin gelecek başkan döneminde gelişeceğine inanıyor musunuz?” Brown’un adaylarla görüşmeleri neredeyse Bush’la olduğu kadar “özel”di. Barack Obama, İngiliz Büyükelçiliği’nde Churchill’in resmini işaret ederek, İngiltere Başbakanlığı’nı ziyaretinde Churchill’in “okuma sandalyesinde” oturduğunu anlattı başbakana. John McCain, Mareşal Montgomery’nin bir resmi gözüne ilişince, 2. Dünya Savaşı generalleri üzerine bir sohbet açtı. Bunlar Brown’u, Bush’u ziyaretinde eskilere gitmeye itti. Basın toplantısında, “faşizme karşı savaşı ve Soğuk Savaş’a” atıf yaparak, “1941 yılında Winston Churchill, Franklin Roosevelt ile buluştu ve bu özel ilişkinin modern evresini açtı” dedi. Şimdi iki ülkenin bu özel ilişkiyi yeni yollarla geliştirdiğini, hükümetler arasında olduğu gibi halklar arasında da özel bir ilişki olduğunu söyleyerek devam eden Brown, “Yani” dedi, “bu özel bir ilişki.” Buna ne şüphe! Bir zamanlar, beraber Nazilere bastırıyorlardı, şimdi ise hamburgerlerin üzerine bastırıyorlar. İngilizceden çeviren: Engin Esen (Washington Post, ABD, 18 Nisan) B BODRUM 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2007/640 Esas Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkartılmıştır. Birinci artırma 22.05.2008 günü, aşağıda belirtilen saatler arasında, Emniyet Otoparkı Özel Bodrum Hastanesi arkası BODRUM adresinde yapılacak ve o günü kıymetlerinin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 27.05.2008 günü, aynı yer ve saatte 2. Artırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden K.D.V’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği taktirde, şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. Muhammen kıymeti: BEDELİ ADEDİ CİNSİ 1 10.000,00 YTL 1 48.UN.982 plakalı 2005 model Fiat marka Strada l.2 uzun kabin, scandium. Gri renkte açık kasa kamyonet (araçta küçük belirsiz çizikler var) SATIŞ SAATİ: 10:0010:10 arası 2 14.000,00 YTL 1 48.US.343 plakalı Fiat Albea 1.4 Active marka 2006 model hususi Otomobil, sahra beji renkte. SATIŞ SAATİ: 10:20 10:30 arası 3 40.000,00 YTL 1 48.UA.204 plakalı İveco Otoyol 2004 model kamyon, akaryakıt tankeri. Tipi: 8.12 kırmızıbeyaz renkli (7.000 Litre kapasiteli akaryakıt tankı) SATIŞ SAATİ: 10:40 10:50 arası 4 2.000,00 YTL 1 48.TR.345 plakalı Vespa marka 2002 model PX 150 tipinde motosiklet. (Direksiyon sol üst tarafında boya dökükleri var) SATIŞ SAATİ: 11:0011:10 arası 5 75.000,00 YT 1 48.UT.680 plakalı Ford marka 2006 model kamyon tanker cinsi. Cargo 2524 tipinde BeyazKırmızıAlüminyum Gri renklerde kamyon ve KırmızıGri renklerde 1950 Litre kapasiteli tanker. Temiz ve hasarsız bazı yerlerinde küçük çizikler var. SATIŞ SAATİ: 11:20 11:30 arası. (Basın: 22879) İtibarları düşse de yüzleri hâlâ gülüyor. Afganistan ve Irak’taki şiddetten, İran ve Zimbabve ile sorunlardan, Afrika’daki AIDS’ten, kredi darboğazından, konut krizinden, fırlayan akaryakıt fiyatlarından ve hatta Brown’ın tarifiyle, “pek çok ülkedeki gıda ayaklanmalarından” ve “son 30 yıldaki en düşük gıda temini düzeyinden” söz ettiler. Nostaljik mesajlar Gerçekten de zaman öyle kötü ki, Brown Amerika’ya indirimli Titan Airways şirketinin uçağıyla geldi. İki lidere itibar o kadar düşmüştü ki, Rosa Garden’da boş oturma yerleri vardı ve sadece Fox News kanalı olay yerinden canlı yayın yapma gereği duydu. Liderlerin önünden Rose Garden’a yürüyen yardımcıları Oval Ofis’in kapısını aralık bırakarak, Başkan’ın ihtişamlı girişini yapabilmesi Dosya No: 2007/659 Talimat Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen, satışa konu taşınmaz Balıkesir ili, Merkez, Mirzabey mah. pafta 14, ada 152, parsel 17’de, 8/256 arsa paylı, 2 bağımsız No’lu dükkân olup, Mirzabey mah. Eski Edremit caddesi ile Orta sokak arasında kalmaktadır. Apartman adı Aziziye olup, kapı No’su 83’tür. Arsa ticaret bölgesi içerisinde kalmakta olup, imar planına göre bitişim nizam tarzında 7 kat inşaat yapmaya müsaadelidir. Dükkânın proje alanı 99.95 m2 olup, Eski Edremit caddesine cephesi 7.00 m’dir. Halen depo olarak kullanılmaktadır. Apartman 1982 yılında inşa edilmiş olup; %25 yıpranmış durumdadır. Isınma sistemi sobalıdır. 17 No’lu parsel, bitişik ticaret nizamlı, 7 katlı, bina yüksekliği H=21.50 m, bina derinliği l=L(K+H/2), ön bahçe mesafesi K=0.00 m’dir. Muhammen Değeri: 42.708,00 YTL Satış Şartları: 1 Satış 09.06.2008 Pazartesi günü, 11.0011.10 saatleri arasında, Balıkesir 2. İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 19.06.2008 Perşembe, aynı saatte ve yerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve giderleri alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri gerekir; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daire açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanı tebliğ edilemeyen alakadarlara, İİK 127. md. göre tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 14.04.2008 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 22355) BALIKESİR 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN SATIŞ İLANI C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear