25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2008 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Çıkış Yolu!.. Laik Cumhuriyeti savunmaya kararlı her yurttaş, hükümetin antidemokratik uygulamaları karşısında, toplumsal tepkisini olanca gücüyle ortaya koymalı; anayasal kurum ve kuruluşların da desteğinde, halkın geniş katılımıyla bir “ulusal cephe” oluşturulmalı ve AKP hükümeti en kısa sürede iktidardan uzaklaştırılmalıdır!.. PENCERE rekete geçirmek, Hükümet üzerinde baskı oluşturarak, onu antidemokratik uygulamalarından vazgeçirmek, Hareketin yarattığı etkiyle “sol muhalefeti” giderek güçlü hale getirmek, Sonunda hükümeti yönetimden çekilmeye mecbur etmektir. Bu yöntemin uygulanabilirliği; Geniş çapta örgütlenmeye, Güç birliği oluşturmaya, Toplu hareket etmeye bağlıdır. Özetle; bu üç yöntem arasında, sonuç alınabilecek nitelikte yalnızca bir yöntem (toplumsal yöntem) kalmaktadır. Ne var ki “AKP” bir şekilde iktidardan uzaklaştırılsa bile, bu yöntemin başarıya ulaşması da bir diğer gelişmeye bağlıdır. O da; “Atatürk Cumhuriyeti” yandaşlarının genel seçimler sonrasında siyasal iktidarı ele geçirebilmeleri ve yeni bir nesil yetişinceye kadar yönetimde kalmayı sağlayabilecek önlemler geliştirmeleridir. Çünkü “AKP” ya da onun ardılları, seçimi yine kazandıkları takdirde, değişen bir şey olmayacak, bugünkü resim yeniden ortaya çıkacaktır!.. Eşeğe Övgü... Siz, velinimetimiz Siz, efendimiz Siz, eşek (Salâh Birsel) Karşı kapının önüne uzanmış. Uykuda mı, yoksa düşte mi? Sesi soluğu çıkmıyordu. Komşunun iki küçük köpeği dört dönüyor, boyuna havlıyorlar. Nedir, kimdir, nasıl şeydir, burda ne işi var? Oysa kıpırdamıyor, kuyruğunu bile sallamıyor. Ölmüş mü ne! Abbas Sayar’ın bir Yılkı Atı romanı vardı. Çorum’da, işi bitmiş, tükenmiş, bir işe yaramaz olmuş atları özgürlüğe bırakırlarmış. Ölene kadar, dolaşır dururlarmış. Şu karşımdaki eşek de öyle miydi? Sahipsiz, kimliksiz bir özgür eşek!.. Ne yer, ne içer? Ne arar, ne bekler! Bir gün gelecek ölümü mü? Salâh Birsel’in “Eşeğe Övgü” şiirini anımsadım. “Velinimetimiz, efendimiz” diye sesleniyor, bir bakıma övüyordu. Kalktım, Birsel’in bendeki bütün kitaplarını çıkardım. Şiirler, denemeler, günlükler! Sonra derlemeler! Ara ara! Yok! Birsel’in “Eşeğe Övgü” şiiri yok!.. Yoksa kitaplarına almamış mıydı? Kimden çekindi? Başka anlamlar verirler diye mi? ??? Hep uyuyordu karşımdaki eşek.. köpekler nice bağırıp çağırsa da! Bir süre sonra baktım, çekip gitmiş, otlamaya mı? Gezmeye mi? Bir komşu, “Onu yılkıya çıkarmışlar” dedi. Yaşlanmış, hastalanmış, varsın son günlerini özgür geçirsin, demişler... Karşıki çayırlık ne güne duruyor? Yesin, içsin, sokak sokak dolaşsın, sırtında yüklerle gezdiği yerleri bu kez özgür bakışlarıyla tanısın... Eşeğe sormuşlar: “Bugün yolculuk nereye?”, “Onu ben bilmem sopa bilir” demiş... Sopa, semer, yük yoktu artık! İstediği gibi bağırır, istediği gibi tepinir, istediği gibi otlara yayılır! İsterse köy çocuklarını sırtına alır gezdirir, sevindirir. Özgürlük denen şey bu! Yokuştan aşağı her inişimde karşılaşıyordum. Şarkı söyler gibi anırıyor. Derinden derine... Yaratıkların en güzel gözlüsü! Ama ne kadar çok horlamış onu insanoğlu! Ne kadar kötü söz varsa, hepsini yakıştırmış! Eşek, demişiz, eşeklik yapanlara! Eşek herif, eşek kafa, eşekçe düşünce!.. Oysa o güzel yaratığın hayal dünyasını, onun da bizler için neler düşündüğünü bir bilebilsek! ??? Kitaplara baktım. Eşek için neler neler dememişler ki!.. Yakışsa da yakışmasa da bir yığın söz türetmişler. Bu sözlerde, şiirlerde, atasözlerinde eşek adını silip, yerine insan yazsanız da oluyor! “Zerdun palan ursan eşek yine eşektir”, “Eşeğin anırtısı kendisine hoş gelir”, “Eşeği dama çıkaran yine kendi indirir”, “Eşek baş olunca, encam hayrolmaz”, “Eşek eşeği ödünç kaşır”, “Eşek Kâbe’ye varmakla hacı olmaz”, “Eşek hoşaftan ne anlar”. Ziya Paşa’nın dediği gibi, “devlet işlerini bir har (eşek) olsa da döndürür.” ??? Bizim köyün yılkıya çıkarılmış güzel gözlü eşeğinin bağırışını duydum birden... Bu kez sesi çok daha başka! Daha acı, daha kırgın... Bir de ne göreyim, açıkgözün biri, başıboş gezen eşeği almış, sırtına odun yüklemiş, ordan oraya sürüklemiyor mu? (Bu, eski bir yazıdır!) İçki Tatavası... İçki zıkkımdır... Günahtır... Bugün tüm ülkeyi saran siyasal İslamcılık, Sünnicilik, Nakşicilik dalgasında içkiye savaş açıldı... Artık başımız göğe erecek... Hepimize cennet yolu açıldı... Anadolu’da kimi kentler, kimi kentlerde kimi bölgeler, oteller, moteller, lokantalar, vesaire “içkiye yasak” seferberliğindeler... Dördüncü Murat devrine mi dönüyoruz?.. Karısının başını bağlayıp markalı Avrupa kravatıyla hava atmaya çalışan molla takımı, görünüşe bakarsanız, ağzına içki koymuyor... Bizimki öyle bir demokrasi ki herkes iktidarın gözüne baktığından neredeyse ülkemizde içki yasağı başlayacak... ? Oysa Kuranıkerim’e göre cennette şarap içilecek... Dünyada şarap günah... Ahrette sevap... Mollalar, Bursa Bektaşi Babalarından Zaik Efendi’yi Kadı’ya şikâyet etmişler: Bu zındık herif şarap içerken besmele çekip Allah’ın adını ağzına alıyor... Kadı köpürmüş, Baba’yı çağırıp demiş ki: Be herif, Allah’tan korkmadan, Peygamber’den utanmadan şarap içiyorsun; üstelik günah işleyip, haramı yudumlarken Cenabı Hakkın adını ağzına alıyormuşsun; bu ne cürettir... Bektaşi Babası: İftira ediyorlar, diye kendisini savunmuş, ben su içerken bile ‘besmele’ çekmeyi unuturum, nerede kaldı ki şarap içerken Allah’ın adını ağzıma alayım... ? Bektaşi adamakıllı kafayı bulmuş, meyhaneden çıktıktan sonra yürümekte zorlanıyor, sağa yola yalpa vuruyormuş... Görenler: Baba, demişler, görüyorsun ya içmek kötü şey... Bektaşi: Ya erenler, diye yanıt vermiş, içmek değil, yürümek kötü şey... ? Kimsenin aklına gelir miydi, Türkiye’nin başına içki düşmanı bir iktidar gelip oturacak ve iktidar sahipleri “günah” diye ağzına içki koymayacak... Sonra bunlar üniversitede kız öğrenci başını örtsün diye ortalığı velveleye verecek... Bektaşi’ye sormuşlar: Rakı helâl midir, haram mıdır?.. Baba Erenler yanıtlamış: Ağıza göre değişir... Bu iktidarın ağzına su bile haramdır... Kutsal İslamı iktidar çıkarları için bunca yolsuzlukla donatanlar, içki içmeyip paçayı kurtaracaklarını mı sanıyorlar?.. ? Bektaşi ile AKP’li Molla yan yana dua ediyorlarmış... Molla: Yarabbi, bana diniman nasip eyle... Bektaşi: Yarabbi, bana bir şişe rakı ihsan eyle... Molla köpürmüş: Behey zındık herif, utanmıyor musun, Allah’tan rakı isteyeceğine, iman istesene... Bektaşi: Hocam bozulma, demiş, herkes kendinde olmayanı ister, sen diniman istedin, ben de bir şişe rakı istedim... Bizim içki düşmanı Amerikancı mollalar, Müslüman değil, İslamcı olduklarından, ne halt edeceklerini bilemiyorlar... O. Doğu SİLÂHÇIOĞLU ürkiye’de bugün Cumhuriyet’in geleceğinden endişe duyan geniş bir kesim, neler yapılması gerektiğini düşünüyor!.. Çünkü Türkiye’nin getirildiği nokta kaygı verici!.. İçinde bulunduğumuz durum; Türkiye Cumhuriyeti’nin ülke bütünlüğüyle ve ulus tümlüğüyle; “bölücü/ayrılıkçı hareket” ve “siyasal İslam” belasıyla karşı karşıya olduğunun açık resmidir!.. Türkiye bir şekilde “bölücü/ayrılıkçı hareket”in üstesinden gelebilecek olanaklara sahip görünmekle birlikte; “siyasal İslam”la mücadelesinde giderek bir açmaza düşmekte; giderek bir çıkmaza doğru sürüklenmektedir!.. “Siyasal İslam” bugün Türkiye’de iktidara kadar uzanmıştır!.. Kim ne derse desin, siyasal İslam “Türkiye Cumhuriyeti”ni teslim almıştır!.. Siyasal İslamla mücadelede yapılması gereken yalnızca bir şey kalmıştır!.. O da; “AKP” iktidarının yönetimden uzaklaştırılmasıdır!.. Bu başarılamadığı takdirde mücadelede her adım sonuçsuz kalacaktır!.. T Yöntemler Bugün için yanıtı bulunması gereken soru; AKP’nin yönetimden nasıl uzaklaştırılacağıdır!.. Bunu gerçekleştirebilmek için kuramsal olarak üç temel yöntem mevcuttur!.. Bunlar; “siyasal yöntem”, “hukuksal yöntem” ve “toplumsal yöntem”dir!.. Siyasal yöntem: Meclis’te “gensoru önergesi” vermek, Bunu kabul ettirebilmek için talebi “güven oylaması”na dönüştürmek, Oylamada, “276” veya üzerinde oy çıkmasını sağlayarak hükümeti düşürmek, Ve sonuçta ülkeyi yeni bir “genel seçim”e götürmektir!.. Ne var ki bugünkü koşullarda, Meclis yapısı içinde, bu kadar varsayımın art arda gerçekleşebilme olasılığı yoktur!.. Hukuksal yöntem: Laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelen “AKP” hakkında “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı” tarafından “Anayasa Mahkemesi”nde dava açmak ve “AKP”nin kapatılmasını sağlamaktır. Ancak bu yöntemin uygulanmasında bazı dirençlerle karşılaşma ihtimali vardır: İçinde yaşadığımız ülkesel, bölgesel ve küresel koşullar, ABD’nin ve AB’nin iktidara sağladığı destek, Anayasa Mahkemesi’nin yapısal özellikleri, sonuç alınmasını güçleştirebilecek etkenler arasındadır!.. Toplumsal yöntem: Anayasal kurum ve kuruluşların da desteğini sağlayarak, laik Cumhuriyetin yanında yer alan demokratik kitle örgütlerini, sendikaları, meslek kuruluşlarını ve “sol muhalefeti” bir araya getirmek; geniş halk yığınlarını ha Tarihsel öğreti Bilindiği üzere tarih geniş bir öğreti alanıdır. Hiç kuşku yok ki benzer olaylar her zaman aynı sonuçları doğurmasa da, gelişmeler belli çizgide seyretmektedir!.. Geçmişte yaşananlar; içinde bulunduğumuz sorunlar karşısında bize bir çıkış yolu göstermektedir!.. “27 Mayıs 1960 Devrimi” öncesinde, DP iktidarının siyasal baskılarına ve antidemokratik uygulamalarına karşı, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü TBMM’de seslenmektedir: “Baskı idaresine millet bütün namuslu teşkilatıyla, bütün sade vatandaşlarıyla direnecektir!.. Eğer bir idare insan haklarını tanımaz, baskı rejimi kurarsa o memlekette ayaklanma olur!.. Eğer insan hakları yaşatılmaz, vatandaş hakları zorlanırsa, baskı rejimi kurulursa, ihtilal behemehal olur!.. Şartlar tamam olduğu zaman, milletler için ihtilal meşru bir haktır!.. Fakat ihtilal aslında bir millet hayatının asla arzu etmeyeceği, çetin ve tehlikeli bir ameliyattır!..” Siyasal yönetimlerin her zaman meşru girişimlerle el değiştirmesinden yana olan İnönü, bunu gerçekleştirebilmek için o dönemde, parti olarak geniş ve kapsamlı bir kampanyanın yürütülmesinden ve iktidara karşı: basın, üniversiteler, gençlik, meslek kuruluşları ve halkın da içinde yer alacağı geniş bir cephenin oluşturulmasından yanadır!.. Kaçınılmaz görev Bugün için Türkiye’nin geleceği bir bilinmezlik içindedir. İktidarın meşru yöntemlerle yönetimden uzaklaştırılması toplum için kaçınılmaz bir görevdir.Ve bu görev mutlaka yerine getirilmelidir!.. Ne var ki demokrasinin olanaklarını kullanarak demokrasiyi yok edenlere karşı yine demokratik yöntemlerle mücadele verilmelidir!.. Yasadışı oluşumlara yönelme arayışları önlenmelidir!.. Laik Cumhuriyeti savunmaya kararlı her yurttaş, hükümetin antidemokratik uygulamaları karşısında, toplumsal tepkisini olanca gücüyle ortaya koymalı; anayasal kurum ve kuruluşların da desteğinde, halkın geniş katılımıyla bir “ulusal cephe” oluşturulmalı ve AKP hükümeti en kısa sürede iktidardan uzaklaştırılmalıdır!.. “Atatürk Cumhuriyeti”ni savunan “ulusal cephe”nin tüm yandaşları meydanları doldurmalı; milyonlar nereye gerekiyorsa oraya yığılmalı, nereye gerekiyorsa oraya çıkarılmalıdır... Türk ulusunun aydınlık yarınları önündeki engeller kaldırılmalıdır!.. YETER!.. Ey Hükümet, Ey Erkekler Artık ellerinizi kadınlar üzerinden çekiniz. Dünyadaki laik ve çağdaş tek Müslüman ülke olan Türkiyemizi, türban dayatması ile geriye götürmeyin. Bu gidişle kadınlarımız, değil seçme ve seçilme hakkını kullanmak, otomobil bile kullanamayacaktır. Sayın Hükümet kendi işine baksın. Cari açık, işsizlik, fakirlik, dış borçlarımız, kaybolan doğa ve teröre çare bulsun. Geleceğimize korku ve endişe üretmesin, kaos yaratmasın. Laiklik, Devrim Yasası’dır ve Cumhuriyetimizin temelidir. Biz kadınlar, çağdaş, laik ve erkek baskısı olmayan bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz. Türk kadını ATA’sına minnettardır. KADIN HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ Genel Başkanı Av. Gönül İşler İngilizceyi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Busness Administration’da master yapmış ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH Gramer, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine Interview hazırlık. Acıbadem / İstanbul 0 536 225 07 80 CUMHURİYET 02 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear