05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 18 ARALIK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ağıt... Bağdat’ta Bush’a fırlatılan ayakkabı... Bush’un kürsüde şaşkın bakışları... Ayakkabıyı fırlatan bir gazeteci... Önceki gün televizyon kanalları sürekli gösterdi- ler Iraklı gazetecinin tepkisini. ABD Irak’ı işgal etmeden önce yine televizyon ek- ranlarında bir savaş filmi gibi izlemiştik gökten yağan ateş yağmurunu. Gökyüzünü kuşatan alevler, uçakların bombar- dımanı... Kaç bin kadın, erkek, çocuk, genç ve yaşlı öl- müş; kaç kişi ayaklarını, kollarını yitirip sakat kalmıştı? Saddam’ın yerlerde sürüklenen heykellerini ter- lik ve ayakkabıyla dövenler! Serin bir Ankara sabahında otelde kahvaltımı ya- parken gazeteleri okuyorum. Bizim takkeli ve takkesiz liboş takımı Bush’a ayakkabılarını fırlatan Iraklı gazeteciyi eleştirirken şöy- le diyor: “Gazeteci Bush’a gösterdiği tepkiyi Saddam’ın baskı düzenine karşı demokrasi isteyip ona da fır- latsaydı!” Bugünlerde “Ermenilerden özür dilemek” için bildiri hazırlayıp altına imza atanlar, Irak’ta on bin- lerce sivilin öldürülmesine, kadınların ırzına ge- çilmesine karşı duyarlılık göstermediler ama 1915’te meydana gelen olaylar için şimdilerde “özür” di- leyerek bir yerlere ileti gönderiyorlar. Bildiriye imza atanları tanıyorum! Bazıları Fethullahçı televizyonların “paralı şö- valyeleri...” Fethullah Gülen’in gözyaşları ırmak gibi akıyor “Mehtap TV”de. Ardından “paralı şövalyeler” çıkıp, Başbakan Tayyip Bey’e fırça atıyorlar... Dedikleri şu: “AKP’nin altı kayıyor... AB yanlısı olmak de- mokrasiyi savunmaktır... AB karşıtı olmak ise de- mokrasi ve özgürlük karşıtlığıdır.” Bush’a ayakkabılarını fırlatan gazeteci Irak’ta “Ulusal Kahraman” olarak görülüyor, binlerce insan onun için gösteriler yapıyor! İnsan kendi yaşamının içinde hüzünleri ve se- vinçleri birlikte çoğaltır... Ben bir Ankara sabahında, yapışkan bir yağmur bekler gibiydim gazete sayfalarında gezinirken. Duru bir güzelliğin kapıların ardına saklandığı bir coğrafyada, çekilen acıların, saçlarımızı ağartan güç günlerin fotoğraflarını görür gibi oluyordum. Genç kızlar saçlarına sakladıkları sözleri, açlık ve acı gecelerini, kini ve nefreti çoğaltıyorlardı yıllardır. Abdülvahap El-Beyati’nin “Ölüm ve Zaman”ı ya da “Nâzım Hikmet’e Ağıt”ı maviyle grinin buluştu- ğu gökyüzünde bilinen gerçeğin gölgesiydi san- ki. Paltomu giyip bir süre yürüdüm! “Sevgilim bütün Arkadaşlarım öldü Zamandan başka şey kalmadı Ve türkülerden başka Dostum küçük Ahmet Küçük Ahmet bile öldü. Tanrı rahmet etsin benim Küçük dostum Ahmet. Ne dersin yurda döndüğümüzde Bizi tanımazsa kimse Ne dersin? Ey kederli serçe?” Zaman insan yaşamının bir parçası mıydı? Şu saatlerde neler oluyordu Bağdat’ta kimse bil- miyordu. Bir süre dolaştıktan sonra yeniden döndüm ote- le. Odama çıkıp pencereden dışarıya baktım. Ankara üşüyordu kış parmaklarında... Dokun- san buz tutacaktı kentin kirpikleri... Oturup düşünmeye başladım... 1915 tek başına bir olay değildi elbet... Kim kimden özür dilemeliydi? ASALA katliamlarının hesabını kim verecekti? Türk insanının Ermeni isyanlarında, terör eylemle- rinde uğradığı kayıplar ne olacaktı? Bush ve Iraklı gazeteci... ABD işgali altındaki bu topraklarda yaşam sü- rüyor. Uzaktan seyrediyoruz olup bitenleri. Rüzgârın akışı gibiyiz, bir yerlere takılıp bir süre orada duruyoruz. Laikliğin ne olduğunu tartışıyoruz, demokrasiyi ve özgürlükleri “AB’ye girip girmemekle” karıştırı- yoruz! Yurdumun insanı bir paket bulgura, nohuta tut- sak. Yüz binlerce genç işsiz! Burnumuzun dibinde Irak... Adana’da İncirlik ABD üssü! Bomba yüklü uçaklar oradan kalkıp vurmuştu Bağdat’ı demokrasi ve özgürlük adına! Gece kuşatmaları, yoksulluk... Şeyhler ve şıhlar... O güzelim Bağdat, o güzelim insanlar! Şimdi neredeler, hangi rüzgâra yenik düştüler, kendi düşlerini yaşamla birleştirmek isterlerken? hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Demirel’e hediye ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, 9. Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel’i evinde ziyaret ederek, bazõ eski Amerikan başkanlarõyla birlikte görüntülendiği toplam 6 fotoğraf hediye etti. Büyükelçinin hediye ettiği sette, Demirel’in eski Amerikan başkanlarõ Lyndon Johnson, Gerald Ford, George Bush, Bill Clinton ve eski ABD Dõşişleri Bakanõ Henry Kissinger ile birlikte çekilmiş fotoğraflarõ bulunuyor. Kandil bombalandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, kõş konuşlanmasõna geçen terör örgütüne yönelik yeni bir hava operasyonu yaptõ. Türk Silahlõ Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçaklarõ örgütün “ana merkezi” olarak bilinen Kandil Dağõ’nõ bombaladõ. Genelkurmay’dan yapõlan açõklamada, “Irak’õn kuzeyindeki Kandil bölgesinde tespit edilen PKK/KONGRA GEL terör örgütüne ait hedefler, Türk Hava Kuvvetleri’ne mensup savaş uçaklarõnca, 17 Aralõk 2008 tarihinde etkili bir şekilde vurulmuştur. Görevlerini başarõyla tamamlayan uçaklarõmõz üslerine dönmüşlerdir” denildi. Oran ve Kaboğlu dosyası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi, eski İnsan Haklarõ Danõşma Kurulu Başkanõ Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Alt Komisyon Başkanõ Prof. Dr. Baskõn Oran hakkõnda Yargõtay’õn bozma kararõna uyarak, sanõklarõn Türk Ceza Yasasõ’nõn (TCY) 301. maddesinden yargõlanmasõna izin verilmesi için dosyayõ Adalet Bakanlõğõ’na gönderdi. “Azõnlõklar ve Kültürel Haklar Raporu” davasõ Yargõtay 8. Ceza Dairesi’nin bozma kararõnõn ardõndan, yeniden Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi’ne geldi. Duruşmaya sanõklar Kaboğlu ve Oran ile avukatlarõ Oya Aydõn ve Kazõm Genç katõldõ. Yargõç Avni Mis yargõlamayõ durdurarak, dava dosyasõnõn izin için Adalet Bakanlõğõ’na gönderilmesine karar verdi. Engellilerden tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Engelliler Konfederasyonu Başkanõ Turhan İçli, Türkiye Körler Federasyonu’nda düzenlediği basõn toplantõsõnda sosyal yardõmlara ilişkin yasa taslağõ haberlerinin yerel seçim öncesi kasõtlõ olarak basõna sõzdõrõldõğõnõ belirterek, “Bu bir seçim atağõdõr, seçim oyunu ile siyasal rant elde etme girişimidir” dedi. İçli, taslağõ hazõrlayan Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileriyle görüştüklerini ve haberin gerçeği yansõtmadõğõnõ öğrendiklerini kaydetti. Türkiye Bilgisayar Mühendisleri ve Programcõlarõ Derneği Başkanõ Sönmez, komisyona bilgi verdi Herkes bizi dinliyorTÜREY KÖSE ANKARA - Türkiye Bil- gisayar Mühendisleri ve Prog- ramcõlarõ Derneği Başkanõ Yılmaz Sönmez, TBMM “te- lekulak” araştõrma komisyo- nuna bilgi verirken “Aslan gi- bi dinleniyoruz her yerde. 17 yaşında bir çocuk da dinliyor. Cep telefonu olan herkes de fişleniyor” dedi. Sönmez geçtiğimiz gün- lerde TBMM Araştõrma Ko- misyonu’na bilgi verdi. Top- lantõnõn tutanaklarõna göre; Sönmez dinleme teknikle- riyle ilgili soruya şu yanõtõ verdi: “Digital dinleme var. Bil- gisayar ve yazılım anla- mında bir santral bazlı din- lemeler yapılabilir. Sant- raldan dinlenebilir, havadan dinlenebilir GSM şirketleri. Bunu genelde Türkiye’deki elçilikler yaparlar. 30-40 kilometre çevredeki bina- ların tepelerine koyacakla- rı birer antenle havadaki bütün frekansı indirirler ve çözerler, bu da bir nevi pa- sif dinleme değil, ciddi din- lemedir. Uydudan dinleme olabilir. Uzaktan dinlene- bilir. Yakında tabancayla dinlenebilir, lazer tabanca- sıyla. GSM’nin telefonu içinden dinlenebilir. Bir program yüklenebilir buna. İnternette ufak bir arama yaptığınızda 600 ile 1 milyar lira arasında yüzlerce satı- lanını görebilirsiniz. Cepte dinleme 3 türlü yapılabilir. 3-5 bin dolara istediğiniz tür bir yazılım yapılarak makineye uzaktan SMS gönderilerek sanki melodi ve müzik gönderiyorum di- ye yüklenerek bir sistem kurulabilir. Cep telefonu hediye edilebilir, program içinde yüklüdür. Gene pi- yasada internetten Türki- ye’de çok satan var, birer paket alınabilir. O paketle de IP numarası gene bir GSM şirketinden temin edi- lerek gene alttan bir prog- ram yüklenebilir.” Sönmez, “Türk halkının tamamen GSM şirketlerinin sanal ortamdaki korsanlara açık saldırısı altında oldu- ğunu” söyledi. Sönmez, “İnsanlar ne ka- dar mesafeden dinlenebi- lir” sorusuna şu yanõtõ verdi: “Bir konferans görüşme- yi düşünün, sekreteriniz, siz dışarıdasınız, atıyorum Kars’tasınız, size biri bağ- landı. GSM tamamen bu konferans görüşmeyle sizi bağlayabilir. Yani bu alan sonunda sizi bir GSM’ye bağlıyor, sonuçta ya da bir normal telefona bağlıyor ya da içine kaydeder, kayıt özelliğinde bir kot verebi- lirsiniz, kayıt edildiğinde si- ze o paketi, ses paketini SMS olarak atabilir, MMS olarak atabilir. Onu siz bas- tığınız zaman, oradaki o anki konuşmayı, yani o an- daki, o kişinin konuştuğu süreyi kendi telefonunuz- da bir ses kaydı cihazı gibi çalışan media player prog- ramıyla dinleyebilirsiniz. Bunun için mesafe yok.” Sönmez, komisyon üyele- rinin “Büyükelçilikler bizi rahatlıkla dinler mi” soru- suna “45-50 kilometre falan. 50 kilometreden sonra dün- ya yuvarlaklaştığı için bazı göremiyor” yanõtõnõ verdi. Sönmez, Başbakanlõk ve ba- kanlõklarda “pasif oda” ge- liştirilmesi gereği üzerinde de durdu. TBMM telekulak araştõrma komisyonuna bilgi veren Yõlmaz Sönmez, yanõnda cep telefonu olana herkesin artõk her yerde dinlenebileceğini söyledi. Büyükelçiliklerin bile 30-40 kilometre mesafede yapõlan her türlü telefon konuşmasõnõ dinleyebildiklerini belirten Sönmez, “Türk halkõnõn tamamen GSM şirketlerinin sanal ortamdaki korsanlara açõk saldõrõsõ altõnda olduğunu” belirtti. SAYAÇTA USULSÜZ İHALE Gökçek’in su oyunu MURAT KIŞLALI ANKARA - Kamu İhale Kurumu’nun, Ankara Anakent Be- lediye Başkanõ Melih Gökçek’e bağlõ An- kara Su ve Kanali- zasyon İdaresi’nin (ASKİ) ön ödemeli su sayacõ ihalesinin mevzuata aykõrõ ya- põldõğõnõ tespit ettiği ortaya çõktõ. CHP Grup Başkan- vekili Kemal Kılıç- daroğlu’nun, Ankara Anakent Belediye Başkanõ Melih Gök- çek’in, farklõ türleri 50 dolar olan doğal- gaz sayaçlarõnõ An- karalõlara 300 dolara sattõğõnõ kanõtlamasõ- nõn ardõndan, şimdi de Gökçek’in benzer yola “Ön Ödemeli Elektronik Kartlı Su Sayacı Sistemi Alı- mı” ihalesinde baş- vurduğu ortaya çõktõ. Kamu İhale Kuru- lu’nun 2004/UK.Z- 465 numaralõ kararõna göre ASKİ tarafõndan 1 Mart 2004 tarihinde yapõlan ihaleye Ah- met Alptekin adlõ yurttaş “ihalenin bel- li bir firmada kala- cağı, bu firmanın da ihalenin kendisinde kalmış gibi her tür- lü yedek parçayı te- min ettiği, bu uygu- lamanın ASKİ’yi bir firmaya bağlı kıla- cağı, alınacak mal- zemenin yüzde 150 ila yüzde 200 oran- larında zamlı alına- bileceği” gerekçele- riyle itiraz etti. Kamu İhale Kuru- mu 6 Nisan 2004 ta- rihinde hazõrladõğõ Esas İnceleme Rapo- ru ile “başvuru sa- hibinin iddialarının yerinde bulunmadı- ğı, ancak re’sen ya- pılan incelemede, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na aykırı işlemlerin te- sis edildiği, mev- zuata aykırılığı tes- pit edilen ihale iş- lemleri ile ilgili ola- rak değerlendiril- mek, gerekiyorsa in- celemek ve/veya so- ruşturulmak üzere konunun Beledi- ye’nin bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’na bildirilmesine karar verilmesinin uygun olacağı” görüşüne ulaştõ. Erdoğan, Ermenilerden özür dileme kampanyasõnõn atõlan adõmlarõ terse çevireceğini söyledi ‘Özrü suç işleyen dileyebilir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir grup akademisyen ve gazetecinin 1915 olaylarõ için Ermeniler- den özür dileme kampanyasõ başlatmasõna tepki gösterdi. Erdoğan, Bulgaristan Cum- hurbaşkanõ Georgi Parvanov ile görüşmesinin ardõndan Swissotel’den ayrõlõrken ga- zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Erdoğan, bir gazetecinin, “Söz- de Ermeni olaylarına ilişkin bazı yazar ve akademisyen- lerin başlattığı ‘Özür Diliyo- ruz’ kampanyası söz konusu. Bu konuda bir değerlendir- meniz olacak mı” sorusu üze- rine, “Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş olacak- lar ki özür diliyorlar. Tür- kiye Cumhuriyeti’nin böyle bir sorunu yok. Yani eğer or- tada böyle bir suç varsa suç işleyen özür dileyebilir. Ama ne benim ne ülkemin ne mil- letimin böyle bir sorunu yok” dedi. Türkiye’nin bu konudaki tavrõnõ net olarak ortaya koy- duğunu ve iki ülke arasõndaki ilişkileri geliştirmek için ça- baladõğõnõ anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: “Ben şahsen başlattıkları o kampanyayı kabul etmiyorum, destekle- miyorum ve onun içinde de yer almam. Çünkü suç işle- medim ki özür dileyeyim. Suç işlersem özür dilerim. Böyle bir şey yok ortada. Tarihçilerin tartıştığı bir ko- nu var ortada, bu tartışılıyor. Ben bu yazar çizerlerimizi de anlamakta doğrusu zorlanı- yorum. Nasıl bir yaklaşımdır anlamak mümkün değil. Ve sadece ortalığı karıştırmak, huzurumuzu kaçırmaktan başka bir işe yaramaz. Ve atılan adımları da terse çe- virmekten başka hiçbir işe yaramaz. Özür dileme olayı ancak kişileri bağlar. Bir suç işlenmişse bu suçu işleyen kalkar özür diler. Ortada böyle bir şey yokken böyle bir özür dileme olayına gir- meyi ben mantıksız buluyo- rum, kusura bakmasınlar.” Dışişleri başka görüşte Öte yandan Dõşişleri Ba- kanlõğõ’nõn, kampanya başla- dõktan 13 gün sonra, “Türki- ye’de her konunun rahat- lıkla konuşulabilmesi gerek- tiği” açõklamasõnõ yapmakla yetinmesi dikkat çekti. Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü Burak Özügergin, emekli bü- yükelçilerin karşõ bildirisinin çõkmasõndan iki gün sonra söz konusu kampanyaya ilişkin olarak dün olağan basõn top- lantõsõnda basõn mensuplarõnõn sorularõ üzerine değerlendirme yaptõ. Özügergin, Ermeniler- den özür dileme kampanyasõ ve emekli büyükelçilerin kar- şõ bildirisi konusunda Türki- ye’de her konunun rahatlõkla konuşulabilmesi gerektiğini söyledi. Sanatçılar törenle CHP’ye katıldı Yerel seçimler öncesinde toplumun tüm kesimleriyle buluşan CHP’ye, müzik, edebiyat, sinema ve medya dünyasından ünlü isimler törenle katıldı. Sanatçılar, Emre Saltık, Arzu, Kıvırcık Ali, Gülcihan Koç, Özcan Türe ve Mustafa Özarslan, şair Aydın Öztürk, gazeteciler Mustafa Dolu ve Ali Tutal ile çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri dün törenle CHP rozeti taktı. CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlenen törende konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, sanatçıların CHP’ye katılımı ile daha da güçlendiklerini belirterek “Gerçekleştireceğimiz Tüzük Kurultayı’nın ardından partimize katılımlar devam edecek” dedi. Konuşmaların ardından İstanbul İl Başkanı Tekin, sanatçılara tek tek parti rozetini taktı. Törenin ardından ise CHP Beyoğlu ilçe üyesi olduklarını belirten bir grup, Tercüman gazetesi sorumlu müdürü Mustafa Dolu’yu protesto etti. Tercüman gazetesinin CHP’yi PKK ile işbirliği yapmakla suçladığını belirten partililer, Dolu’nun partiye alınmamasını istediler. Olayın ardından basın açıklaması yapan Dolu ise kendisinin yapılan haberden bilgisinin olmadığını ifade etti. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Ses TV korsan yayõn yapmõş RTÜK, Melih Gökçek’e 30 saat propaganda olanağõ sağlayan televizyonun kaçak karasal yayõnlarõnõ 27 Ekim’de durdurmuş FIRAT KOZOK ANKARA - Ankara Büyük- şehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’e 10 günde toplam 30 saat canlõ yayõnda propaganda yaptõran Ses TV’nin, gerekli li- sansõ olmadõğõ halde Anka- ra’da kaçak karasal yayõn yap- tõğõ ve yayõnõn 1.5 ay önce RTÜK tarafõndan durduruldu- ğu ortaya çõktõ. Yaklaşan yerel seçimler ön- cesi Gökçek’in propaganda merkezi haline gelen ve RTÜK’ün yayõn ilkelerini hiçe sayan Ses TV’nin uzun süre ka- çak yayõn yaptõğõ öğrenildi. Cumhuriyet’in edindiği bil- gilere göre yalnõzca uydudan yayõn yapma lisansõ bulunan te- levizyon kanalõ, uzun süre An- kara’da kaçak karasal yayõn yaptõ. Uydu antenlerinin yanõ sõ- ra normal anten sahipleri de bu kanalõ rahatlõkla izledi. Ancak gelen ihbalar üzerine devreye giren RTÜK, yayõnla- rõn izinsiz olduğunu tespit etti ve 27 Ekim’de Ses Televizyon Yayõncõlõk AŞ’nin karasal ya- yõnlarõnõ durdurdu. Elinden yalnõzca uydu lisan- sõ olan kanal, RTÜK’ün bu iş- leminin ardõndan yalnõzca uy- dudan yayõn yapmaya başladõ. Erdoğan, ‘Özür Diliyoruz’ kampanyasõnõ başlatanlarla ilgili olarak, ‘Herhalde onlar böyle bir soykõrõmõ işlemiş olacaklar ki özür diliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle bir sorunu yok’ dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear