Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
kultur@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2008 PERŞEMBE
12 KÜLTÜR
CMYB
C M Y B
Geçen haftaki yazımın sonunda,
düşünme eyleminin özel bir biçimi
olan ‘eleştirel düşünme’nin tanımı-
nı şöyle vermiştim: “… eleştirel
düşünebilmek, sürekli bir farkın-
dalık bağlamında ve yine sürekli ne-
den-sonuç ilişkileri kurarak, karşı-
laşılan herhangi bir olgu, kişi veya
sorun hakkında bir sonuca varma
yetisidir. Bu yapısıyla eleştirel dü-
şünebilmek, yaşamı ve dünyayı hep
nesnel-bilimsel yörüngeler doğrul-
tusunda açıklamayı hedefleyen bir
düşünme biçimidir.”
Düşünmek, insan beyninin me-
kanik bir etkinliğidir ve kendiliğinden
gerçekleşir. Başka deyişle beyni-
mizdeki düşünce akışı, biz isteme-
sek de devam eder; bilim, bundan
çok önce, insan beyninin uyku-
dayken de düşünmeyi sürdürdü-
ğünü kanıtlamıştır.
Buna karşılık eleştirel düşünme,
ancak belli bir eğitim yoluyla edi-
nilebilecek bir düşünme yetisidir.
Çünkü böyle bir düşünme süreci-
nin gerçekleşebilmesi için beynin
düşünme merkezinin bazı konular-
da eğitilmesi gerekmektedir. Bu
konular, düşünülmesi amaçlanan
noktalar/olaylar üzerinde yeterince
odaklaşabilme, bu noktaları/olayları
düşünmenin gerekli kıldığı farklı
bakış açılarını saptayabilme, o gü-
ne kadar alışılagelen kendi bakış
açılarından değil, fakat yeni duru-
mun gerekli kıldığı bakış açılarından
olaya bakmaya yetecek kadar öte-
kileşebilme, bunun ne gibi bir ek bil-
gilenmeyi koşul kıldığının farkına va-
rabilme, bu amaçla o zamana ka-
darki bilgi birikimine eleştirel göz-
le bakabilme; ötekileşme’nin geti-
receği yeni deneyimler ile mevcut
deneyimleri aynı ölçüde değerlen-
dirilmeye layık sayacak bir nesnel-
liğe ulaşabilme şeklinde özetlene-
bilir.
Bu nitelikleriyle eleştirel düşünme,
her şeyden önce karşılaşılan yeni bir
duruma/olguya ilişkin bir karara
varabilme aşamasında, düşünenin
kendini baştan haklı çıkartmaya
yönelik her türlü haklılık savını,
özellikle de konuya ilişkin önceki
tüm önyargılarını devreden çıkart-
masını koşul kılan ve sağlayan bir
düşünme biçimidir. Eleştirel dü-
şünmeye karar vermiş olan kişi, bir
konuda doğru kararı verebilmek
ve değerlendirmeyi yapabilmek
için, gerektiğinde önceki tüm biri-
kimlerini ve değerlendirmelerini fe-
da etmeyi, özellikle de o konuya iliş-
kin önceki bilgilerinin olası eski-
mişliğini ve/veya geçerliliğini yitir-
mişliğini kabullenmeyi göze almış
olan kişidir. Zaten eleştirel düşü-
nebilmeyi zorlaştıran temel neden-
lerden biri de bu noktadan, yani dü-
şünen kişinin gerektiğinde kendi
Ben’ine karşı çıkabilmesi, Ben’in
bencilliğe ve temelsiz haklılık sav-
larının savunuculuğuna dönüşme-
sini engelleyebilmesi zorunlulu-
ğundan kaynaklanır.
Bu çerçevede eleştirel düşüne-
bilmek, hep aynı boyutlarda ve
beş aşağı üç yukarı aynı kalıplar
içersinde düşünmenin, üretken dü-
şünebilmeye ilişkin yeni yollar ara-
mak yerine hazır reçeteleri yeğle-
menin ve en genel anlamda olmak
üzere, kendi yaşamını kendi kur-
gulamak ve şekillendirmek yerine,
hep başkalarınca belirlenmiş yol-
lardan geçmeyi ‘benim yaşamım’ di-
ye adlandırmanın tam karşıtı olan
düşünme eylemidir. Bu gerçek göz
önünde bulundurulduğunda, ya-
şadığımız iklimde eleştirel düşüne-
bilmeyi öğrenebilmenin ne ölçüde
ve hangi nedenlerden ötürü çok zor
olduğu, sanırım kendiliğinden an-
laşılır. “Düşünebilmemin kaç yolu
var?” sorusu yerine “Kullanabile-
ceğim kaç hazır reçete var?” soru-
suyla yetiştirilenlerin ağır bastığı
bir iklimde, eleştirel düşünmek gi-
bi sürekli kişisel sorumluluk kaynağı
bir düşünme biçimini göze almak,
kolay değildir. Ama, imkânsız da de-
ğildir.
Haftaya, yazımın son bölümünde,
yaşadığımız dünya zamanında eleş-
tirel düşünmenin neden her za-
mankinden daha büyük önem ta-
şıdığını anlatmaya çalışacağım.
acem20@hotmail.com
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Eleştirel Düşünmenin Dayanılmaz
Ağırlığı (2)
B
ugün “turizm” denince akla
gelen hemen tüm “olumsuz-
luk”lar 1980’lere kadar yoktu...
Buna “olumluluk”lar da “yok”tu di-
yenler varsa da; dillerinden düşmeyen şu
“turizm gelirleri”nin bile nice paha bi-
çilmez değerlerimizi yok ederek ger-
çekleştiğini hâlâ önemsemeyen bir “ay-
maz”lõk içindeler.
Öncelikle şu çok yõldõzlõ, gösterişli “te-
sis”lere bakalõm.
80’lere kadar Boğaziçi’ne saygõsõzlõ-
ğõn öncüsü Tarabya Oteli ya da Tak-
sim’deki ilk “yükselme” heveslisi The
Marmara ile Harbiye Orduevi kuleleri gi-
bi birkaç “densiz”liğin dõşõnda, doğaya
çullanan koca binalar, kentleri ezen
gökdelenler ya da tarihi dokuya meydan
okuyan devasa kütleli oteller yoktu.
Buna karşõlõk “görmüş geçirmiş”
kent otellerimiz ise “farklı”lõklarõnõ
hep “mimarlık”la gösterdiler; “ayrı-
calıklı imar hakları”yla değil... Anka-
ra Palas’la başlayan, Bursa Çelik Palas’la
devam eden bu uygarlõk geleneği, diğer
kentlerimizde de otellerin en özenli ya-
põlar arasõnda yer almalarõnõ sağladõ.
Kõyõlardaki tesislerimiz, “yeşilin için-
de gizlenmiş” insancõl boyutlarda, din-
gin ve sevimli bir mimariye sahiptiler.
Örneğin, Turizm Bakanlõğõ’nõn tatil
köyleri... Marmaris’teki ormanla adeta
“ağaç”larõ gibi bütünleşmişti; Kuşada-
sõ’ndaki, yanõna kadar gelinmeden fark
edilmezdi; Foça’daki de sanki asõrlardõr
oradaydõ.
Hele şu unutulmaz “aile pansiyon-
ları”...
Öncelikle turizmin “hizmetli”si değil,
“ev sahibi” olunmasõ demekti. Gele-
neksel Anadolu konukseverliğiyle bü-
tünleşince de en insancõl ilişkiler, kalõ-
cõ dostluklar kuruldu.
Pansiyonculukta turizm gelirleri, şim-
diki gibi doğrudan “sektör”e, hatta
yurtdõşõndaki acentelere gitmez, halkõn
cebine girerdi. Turizm, sadece yatõrõm-
cõlarõn işi değil, halkõn da kazanç kapõ-
sõydõ.
Ayrõca konaklama, “zaten var” olan
evlerde karşõlandõğõndan, kentsel doku-
lar fazla bozulmaz; peyzajlar paramparça
olmaz; kõyõlar vahşi bir işgalle beton-
laşmazdõ.
Karadeniz’de Amasra’dan Marma-
ra’da Avşa’ya; Ege’de Ayvalõk’tan Ak-
deniz’de Side’ye; hatta Kapadokya’dan
Hatay’a kadar aile pansiyonculuğu, kent
kültürü ile turizmin en içten kucaklaş-
masõnõ yaşatmõştõr.
İNSANCILLIĞA ‘DARBE’
İşte bütün bunlar günümüzde de ör-
neğin Akdeniz kõyõlarõndaki Avrupa
kentlerinde sürerken, hatta Paris gibi met-
ropollerde bile “pansiyonculuk” yay-
gõnken, bizde “12 Eylül” bu en insancõl
turizme de darbenin adõ oldu. Özellikle
1982 tarihli Turizmi Teşvik Yasasõ’yla,
İstanbul’da Park Otel’ler, gökkafesler ve
diğer öncülerle birlikte “hükümet ka-
rarıyla imar kayırmaları” başlatõldõ.
Kõyõlarda Hazine ve orman arazisi
tahsisleri; buralardaki inşaatlara geniş
kredi olanaklarõ; altyapõlarõnõn bile dev-
letçe karşõlanmasõ da aynõ yasayla ger-
çekleşti.
Aynõ politikayla turistlerin “pa-
ket”lenerek getirilip, sürü halinde ye-
dirilip, içirilip geri gönderildikleri; hat-
ta alõşverişlerinin bile belli mağazalar-
dan yaptõrõldõğõ “sömürge turizmi” ül-
keye egemen kõlõndõ.
Bugün varõlan sonuç, geri kazanõlmasõ
olanaksõz çevre tahribatõ; giderilmesi ola-
naksõz kültürel katliam ve onurlu bir ulu-
sun ülkeyi ziyaret eden yabancõlarla
sadece “hizmetli” kimliğiyle tanõşabil-
diği, adeta “komi toplum” yaratan sos-
yal yozlaşma.
ANTALYA’DAKİ
SORGULAMA
İşte bu durumun “mimari”ye yansõ-
masõ ile aynõ süreçle ortaya çõkan “tu-
rizm mimarlığı”nõn değerlendirildiği
uluslararasõ katõlõmlõ sempozyum, 31
Ekim-1 Kasõm günlerinde Antalya’da ya-
põldõ.
Mimarlar Odasõ Antalya Şubesi’nin
gerçekleştirdiği bilimsel buluşmada Şu-
be Başkanõ Osman Aydın dedi ki: “Ül-
keyi her açıdan kirleten, pazarlama-
cı ve çıkarcı turizm politikalarının de-
ğil, toplumsal kalkınmaya doğrudan
hizmet eden, insani ve barışın güven-
cesi bir turizmin mimarları olmak is-
tiyoruz.”
Oda Genel Başkanõ Bülend Tuna da
süregelen yatõrõm anlayõşõnõn, “sadece
yatak sayısını arttırmaya ve ülkenin
değil, tesisin çekiciliğine önem verdi-
ğini” anõmsatarak, bunun kültürel ge-
lişmeyi hedefleyen bir mimarlõğa en-
gel olduğunu vurguladõ.
Bu değerlendirmelere koşut olarak
Prof. Dr. Ruşen Keleş, Yrd. Doç. Dr.
Hande Egel Mermer, Doç. Dr.
Ömür Barkul, Yrd. Doç. Dr. Gü-
lin Beyhan, Doç. Dr. Tülin Gör-
gülü ile Uluslararasõ Mimarlar
Birliği’nden Elisabeth Siola, Tu-
nus’tan Amir Türkî, Ürdün’den
Dr. Eman Abad, Yunanistan’dan
Gianna Mitsou, Almanya’dan
Gunther Dechant konuyu değişik açõ-
lardan irdelediler..
Av. Ertuğrul Yalçınbayır, Prof. Dr.
Ülkü Azrak ve Prof. Dr. Uçkun Ge-
ray’õn söz aldõklarõ “hukuk” oturu-
munda da bugünkü “çevreye ve kültü-
re duyarsız” yatõrõm anlayõşõnõn yasal
düzenlemeleri sorgulandõ.
SONUÇ BİLDİRGESİ
Sempozyumun, Prof. Dr. Zekai Gör-
gülü tarafõndan yönetilen “forum” bö-
lümünde de sonuç bildirgesine yansõmasõ
istenilen görüş ve öneriler dile getirildi.
“Kültür ve turizm bakanlıklarının ye-
niden ayrılması” talep edilen bildiride
özetle şu vurgulamalar yapõldõ:
“Temel sorun turizmin bütünsel
kalkınma stratejileri yerine, yalnızca
kendine dayalı kalkınma politikaları
bağlamında ele alınmasıdır.
Parçacıl planlamalar çevre kalite-
sinin düşüşüne neden olmuştur. Bu sü-
reci düzenleyen 2634 sayılı yasanın
1982’den bu yana yürürlükte olması,
tüm iktidarların ayıbıdır.
Mimariyi yönlendiren ‘Turizm Va-
sõflar Yönetmeliği’ de çevre, doğa ve
yerleşme dokuları ile kavga etmekte-
dir; ivedi olarak değişmelidir.
Turizm gelirlerini toplumdan ka-
çıran ‘her şey dahil’ uygulaması en-
gellenmeli, turizmle halkı buluştura-
cak pansiyonculuk yeniden özendi-
rilmeli; kültüre turizmin sermayesi gö-
züyle bakılmasını kurumsallaştıran
‘Turizm ve Kültür Bakanlõğõ’ uygula-
masına son verilmelidir. ..”
Antalya’daki turizm ve mimarlõk sempozyumunda bakanlõklarõn yeniden ayrõlmasõ istendi
SÖMÜRGE TURİZMİNİN
SONUÇLARI...
Turizm geliri
uğruna izlenen
orman düşma-
nı politika bal-
ta kafalı
siyasetçiler ya-
rattı (1). Ayrıca-
lıklı imar izinle-
ri, doğanın içine
“turizm merkezi”
denerek hükümet
kararlarıyla veril-
di (2).
Kültür ve turizm ‘olmadõ’
1
2
SATILIK
Çantaköy Cumhuriyet Mahallesi’nde
müstakil bitmiş, tapulu satılık villa.
Tel: 0532 283 39 06
160x200-1998
SERİK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
DOSYA NO: 2007/5408 Esas.
Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, adedi ve evsafõ;
1.TAŞINMAZ, Antalya ili Serik İlçesi Çandõr köyü tapusunda kayõtlõ 1108 nolu parsel
155.158 m2 miktarlõ taşõnmaz TARLA vasõflõ olup parselin kadastro yolu mevcutur. DSİ
sulama sisteminden yararlanan sulu tarla arazisidir. Bilirkişi raporuna göre parsel üzerin-
de borçluya ait herhangi bir yapõ tespit edilememiş olup hububat, biber, domates ve susam
yetiştiriciliği yapõlõr. Taşõnmazda borçlunun 90/2400 hissesine tekabül eden 5818,42 m2 lik
kõsmõ satõşa sunulacaktõr.
SATIŞ SAATİ: 14.30-14.40 arasõnda
SATIŞA ESAS DEĞERİ: 51.179,00-YTL.
2.TAŞINMAZ, Antalya ili Serik İlçesi Çandõr köyü tapusunda kayõtlõ 870 nolu parsel
200.874 m2 miktarlõ taşõnmaz TARLA vasõflõ olup parselin kadastro yolu mevcutur. DSİ
sulama sisteminden yararlanan sulu tarla arazisidir. Bilirkişi raporuna göre parsel üzerin-
de borçluya ait herhangi bir yapõ tespit edilememiş olup parsel üzerinde herhangi bir yapõ
mevcut değildir. Hububat, biber, domates ve susam yetiştiriciliği yapõlõr. Taşõnmazda borç-
lunun 200/4800 hissesine tekabül eden 8369,75 m2 lik kõsmõ satõşa sunulacaktõr. SATIŞ
SAATİ: 14.50- 15.00 arasõnda
SATIŞA ESAS DEĞERİ: 73.620,00-YTL.
Satõş Şartlarõ;
1-Birinci açõk arttõrma 09/01/2009 günü saat 14.30-15.00 arasõnda yukarõda belirtilen sa-
atlerde Serik İcra Dairesinde yapõlacaktõr. Bu arttõrmada muhammen kõymetlerinin %60'õnõ
ve rüçhanlõ alacaklar toplamõnõ ve satõş masraflarõnõ geçmesi şartõ ile ihale olunur. Böyle
bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü baki kalmak şartõ ile arttõrma on gün
daha uzatõlarak onuncu gün olan 19/01/2009 tarihinde aynõ yer ve saatlerde ikinci arttõr-
maya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu miktar elde edilmemişse, ilanda gösterilen süre-
nin sonunda en çok arttõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki artõrma bedeli malõn tahmin edi-
len kõymetinin %40'õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanlõ olan alacaklarõn top-
lamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi
lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir.
2-Arttõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kõymetlerin %20'si nispetinde pey akçesi
veya bu miktara kadar banka teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş bedeli üzerin-
den yasal oranda KDV, ihale damga resmi ve tellaliye bedelleri ile alõcõ tarafõndan yatõrõl-
masõ gereken tapu harç ve masraflarõ ile tahliye ve teslim masraflarõ alõcõya aittir. Gayri-
menkulün aynõndan olan birikmiş emlak vergisi satõş bedelinden ödenir.
3-İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (irtifak hakkõ sahipleri) bu gayrimenkul üze-
rindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş
gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicilinde sabit ol-
madõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr.
4-İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep
olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve
diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ
ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacak, bu miktar
varsa önce teminat teminat bedelinden alõnacaktõr.
5-Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup, masrafõ ve-
rildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilir.
6-Satõşa iştirak edeceklerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacakla-
rõ, satõş ilanõnõn tebligat yapõlamayan ilgililere gazete ile ilanen tebliğ yerine kaim olaca-
ğõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ 2007/5408 Esas sayõlõ dosya numara-
sõyla Müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 13/11/2008
(Basõn: 64013)
İZMİR 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN
ESAS NO: 2006/404 Esas
Davacõ PULAT ŞENDİL ile davalõ REFİK UMAZ arasõnda mahkememizde görülmekte olan tazminat davasõnda verilen ara
karar gereğince;
Davacõ vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait Muğla ili, Bodrum ilçesi, Yunusköy Sitesi Yalõkavak adresinde bulunan ta-
şõnmazda yapõlacak 2 adet dubleks binanõn tadilatõ ve onarõmlarõ ile ilgili olarak verilen fiyat teklifinin kabulü üzerine anlaştõk-
larõnõ ancak davalõnõn sözleşmedeki yükümlülüklerini süresinde ve tam yerine getirmediğini belirterek şimdilik 20.636,00 YTL
menfi zararõn ödenmesini talep etmiş olmakla;
Davalõ REFİK UMAZ tüm aramalara rağmen bulunamadõğõndan adõna duruşma gününün ilanen tebliğ yaptõrõlmasõna karar
verilmiş olmakla duruşma günü olan 12.02.2009 tarihinde saat 10:15 de İZMİR 10.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ duruşma
salonunda hazõr bulunmanõz veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz aksi takdirde davanõn gõyabõnõzda devam edeceği ve
hüküm verileceği davetiye makamõna kaim olmak üzere ilan olunur. 20.11.2008
(Basõn: 64271)
EYÜP 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAVZİH
DOSYA NO: 2008/1089T.
Müdürlüğümüzün dosyasõndan Cumhuriyet gazetesinde 18.11.2008 tarih 60511 ilan numarasõ ile yayõmlanan Taşõnmaz Açõk Ar-
tõrma İlanõnda, SATIŞ ŞARTLARI başlõğõ altõnda yer alan 6. Maddede dosya numarasõ, 2008/1089T sayõlõ dosya numarasõ olmasõ-
na rağmen, 2008/1301T sayõlõ dosya numarasõ şeklinde yayõmlanmõştõr.
SATIŞI YAPILACAK TAŞINMAZIN SATIŞ ŞARTLARI başlõklõ bölümdeki; 6......... isteyenlerin 2008/1089T sayõlõ dosya num-
arasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ Tavzihen ilan olunur.
(Basõn: 64374)