25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Hep Aynı Tuzağa Düşüyoruz erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Hep aynı tuzağa düşüyoruz. “Özgün” olana takılıp, evrensel olanı kaçırıyor, so- nuçsuz çabalarla kıymetli zamanı ziyan ediyoruz. Son derecede önemli bir yerel se- çimler yaklaşırken Deniz Baykal’ın çarşaflı bir bayana CHP rozeti takması da buna iyi bir örnek oluşturuyor. ‘Ötekiler’ ve büyük öteki… “Ötekine” ne kadar hoşgörülü olduğumu- zu birbirimize kanıtlamaya çalışırken hepimi- zin katlanmakta büyük zorluk çektiği şeyle- re, “evrenseli” oluşturan sorunlara (kapita- lizmden kaynaklanan, kriziyle daha da ağır- laşmaya başlayan, eşitsizlik, sömürü, ada- letsizlik) karşı ortak bir tutum geliştirmeyi ba- şaramıyoruz. Kimliğimizi bölerek ‘kendimiz’ olmamızı engelleyen şeye karşı taşıdığımız kızgınlığı pay- laşarak, birlikte mücadele edeceğimize (Zizek), birbirimizle (etnik, dini kimlikler vb.) uğraşır- ken, asıl kızdığımız şeyin devam etmesinin koşullarını yeniden yaratmaya devam ediyo- ruz. Daha önce vurguladığım gibi (31/01/07) “öteki”ni tanımaya çalışırken büyük “öteki- yi” göremiyor, dolayısıyla, eşitlik ve özgürlü- ğün, ekonomik kurtuluşun evrensel koşulla- rını gerçekleştirecek mücadeleyi yaratma şansını yakalayamıyoruz. Birbirimize (ötekini) nasıl hoşgörüyle kat- landığımızı kanıtlamaya çabalamak yerine, “büyük ötekiyi, sermaye ilişkisini sorgulama- nın yolunu yeniden bulmak gerekiyor. Nafile bir jest Bu açıdan bakınca, Deniz Baykal’ın, kapi- talizmin yüzyılda bir gelen krizlerinden biri hız- la derinleşirken çarşaflı bir bayana rozet ta- karak partisinin “ötekine” olan hoşgörüsünü kanıtlamaya çalışması nafile bir jest, zaman kaybı, daha da önemlisi taktik bir hata ol- muştur. Baykal’ın jesti, AKP’nin, demokratikleş- meyi İslami yaşam tarzının yaygınlaşma- sına indirgeyen hegemonya söylemini olum- lamak anlamına gelmiş, bu söylemin, savla- rına güç vermiştir. Böylece Baykal rakibi olan partinin ve siyasi hareketin tabanının, par- ti etkisini yaymakta en önemli rolü oynayan çekirdeğinin özgüvenini pekiştirmiştir. Hem de AKP’nin bir referandum gibi kullanmaya ha- zırlandığı açık seçik belli olan bir yerel seçimler öncesinde. Baykal’ın, bu jesti, rakibinin söylemine enerji katarak, tabanını ve saflarını pekiştirir- ken, kendi saflarında tam aksi bir etki yapmış, bir dağınıklık, şaşkınlık, hatta düş kırıklığı ya- ratmış, partinin seçimlerdeki mücadele gü- cünü zedelemiştir. Dahası, Baykal’ın jesti, bir süredir siyasal İs- lamın hegemonya simgesi, liberal entelektü- elleri kendine bağlama aracı olan “türban so- rununu” arka plana iterek ekonomik toplum- sal sorunları öne çıkarmaya, böylece bir sosyal demokrat partinin geniş kitlelere ulaş- ması için uygun koşulları yaratmaya başlayan bir konjonktürü, türban olayını, “yaşam tarzı siyasetini” yeniden canlandırarak bozmuştur. Kitle siyaseti ama nasıl? Siyasal İslamın sözcüleri, Baykal’ın bu jes- tini alkışladılar. CHP içinde bir kesim ve kimi aydınlar da kitlelere ulaşmak için yapılmış zo- runlu bir adım, karşı çıkanları da seçkinci, vb. olarak yorumladılar. Baykal’ın jestine karşı çıkanların hepsinin seçkinci olmadığı, kiminin çok pratik kaygı- larla hareket ettikleri söylenebilir. Örneğin se- çime gidiyorsanız, rakip partilerin alanlarına nüfuz etmeye kalkmadan önce, ilk elde ken- di saflarınızı sıklaştırmanız, parti üyelerinizin özellikle kampanyaya katılacak olanların ka- fasının son derecede açık, partiye güveninin tam olmasını sağlamanız, geleneksel oy ta- banınızı sonuna kadar kapsayıp konsolide et- tiğinizden emin olmamız gerekmez mi? Tarih bunları gerçekleştirmeden tabanları- nı sağa doğru genişletmeye kalkan sol par- tilerin, eğer merkez sağda belirgin bir bozgun ve çöküntü yaşanmıyorsa, her zaman büyük zarar gördüğünü gösteriyor. Dahası, toplumdaki kültürel bölünmüşlük- ler, birkaç jestle aşılabilir mi? Televizyonlar- da izlediğimiz gibi, kimi “başı açık çağdaş ba- yanların” çarşaflı bayanları, sarılarak, yüzle- rini okşayarak “çocuklaştırması” ters tepki ya- ratarak, sizin seçkinci, “yabancı öteki” ima- jınızı daha da güçlendirmeyecek mi? Halbuki yüzyılda bir gelen bir ekonomik kriz hızla yayılıyor, işçi sınıfından orta sınıflara ka- dar “din, etnik kimlik ayrımı” yapmadan her- keste gerginlik, endişe yaratıyor, artmaya baş- layan işsizlik (yalnızca tekstil de 400 bin di- yorlar), yoksulluk, ailelerin boynunda değirmen taşı haline gelen tüketici kredileri, bu gelinen noktaya AKP hükümeti altında gelindiği gerçeği, size en geniş birleştirici parti çalış- ması ve seçim kampanyası için çok verimli bir ortam sağlamıyor mu? Deniz Baykal’ın emekçi kesimlere, “yeni or- ta sınıfa”, Kürt emekçilerine, kendi solunda- ki siyasi akımlara ulaşması, kapsayıcı bir plat- form yaratmaya başlaması; bu platforma çı- karak, gerçek bir sosyal demokrat parti lide- ri gibi sermaye kesiminin krizden en çok za- rarı görecek olan kesimlerine konuşmaya baş- laması gerekmez miydi? Nafile jestlerle va- kit kaybedene, kargaşa yaratana kadar… Erdoğan, işsizlere kaymakamlõklardan para ve gõda yardõmõnõn yapõlacağõnõ söyledi: AKP kesenin ağzõnõ açtõ İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP, yerel seçimler önce- sinde kesenin ağzõnõ açtõ. Başbakan Tayyip Erdo- ğan, işsiz, geliri olmayan ya da düşük gelirli olan vatandaşlara kaymakamlõklara başvurmalarõ halin- de para, gõda ve kömür başta olmak üzere yaklaşõk asgari ücret kadar yardõm yapõlacağõnõ söyledi. Er- doğan, partisinin grup toplantõsõnda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Top- lantõda, DP’li Elazõğ Belediye Başkanõ Süleyman Selmanoğlu, MHP Kõrklareli İl Başkanõ Cengiz Bağdan ile DP ve DSP’li bazõ belde belediye baş- kanlarõ AKP’ye katõldõ. Ekonomik paketin tüm ta- raflarla görüşüldükten sonra açõklanacağõnõ kayde- den Erdoğan, “Kusura bakmasınlar, krizi fırsata dönüştürecek primi de kim- seye verecek değiliz” dedi. Erdoğan, işi gücü olmayan, dar gelirli ya da hiçbir geliri olma- yan vatandaşlara kaymakam- lõklara başvurmalarõ çağrõsõnda bulundu. Erdoğan, “Git kay- makamlığa başvurunu yap. Sosyal Yardımlaşma ve Da- yanışma Fonu senin yardımı- na ulaşacaktır. Oraya müra- caat ettiği zaman 150 YTL kaymakamlıktan alır, yeme- ği de gider, kış kömürü de gi- der. Bununla da kalmıyor, çocuklarını okutacak, çocuk- ları için de destek ayrıca gi- der. Şöyle bir düşündüğünüzde neredeyse asgari ücrete ulaşır” dedi. CHP’de çarşaflõ üyelere rozet takõlmasõnõ da değerlendiren Erdoğan, “Eğer bu asil bir çıkışsa, bu değişim dönüşümü yapanları huzurlarınızda kutluyorum. Bu bir uyanıştır ay- rıca. Bu güzel bir gelişme. Her ne kadar 29 Mart’ta bir seçim varsa da rozetlerin takılması güzel bir şey. Temennim odur ki bunun arkası da gelsin, kesilmesin” dedi. Baykal’a ‘dik dur’ çağrısı CHP içinde bu çõkõşa karşõ olumsuz yaklaşõmla- rõn olabileceğini belirten Erdoğan, “Sayın genel başkan, dik durmalı, boyun eğmemelidir. Bun- lar her yerde olabilir. Bu duruş böyle devam ederse ülkenin birçok sorunu çok daha çabuk çözülür. Siyasetin temeli uzun soluklu aynı çiz- gide yürüyebilmektir” diye konuştu. Dar gelirli ve hiçbir geliri olmayanlara kaymakamlõklara başvurmasõ çağrõsõnõ yapan Başbakan Erdoğan, bugüne kadar 2 milyondan fazla aileye 7 milyon ton kömür dağõtõldõğõnõ söyledi. Erdoğan cepheleştiriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Ge- nel Başkanõ Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “Seçimlerden ikinci par- ti çıkarsak genel başkanlığı bırakırım” söz- lerinin “siyasi geleceğinden umut kestiğinin göstergesi” olduğunu söyledi. Bahçeli, “Baş- bakan fellik fellik dünyayı dolaşırken, va- tandaşlar çığlık çığlığa yoksulluğa, sefalete mahkûm ediliyor” dedi. MHP grubunda krize değinen Bahçeli, hükü- metin “siyasi feraset noksanlığı” sonucu orta- ya çõkan süreçte, işsizlik ve reel sektördeki çö- küşün hõzlanacağõnõ söyledi. Başbakan Erdo- ğan’õn “çatışma ve gerilimden siyasal çıkar sağlamayı âdet haline getirdiğine” işaret eden Bahçeli, Başbakan’õn reel sektörden yana ol- duğunu ima ederek özellikle bankacõlõk sektö- rünü “ötekileştirdiğini” vurguladõ. Bahçeli bu yaklaşõmõn, Erdoğan’õn hayatõn her alanõnda yer- leştirmeye çalõştõğõ “cepheleştirme zihniyeti- nin ekonomiye yansımış biçimi” olduğunu kay- detti. Başbakan Erdoğan’õn son zamanlarda “partisinin başarısızlığı halinde siyaseti bı- rakacağı” yönünde açõklamalar yaptõğõnõ belirten Bahçeli, şunlarõ söyledi: “Başbakan’ın bu ani tavır değişikliğinin arka planında, üstesinden gelemeyeceğini düşündüğü ekonomik kri- zin, toplumda neden olacağı öfke ve tepki kor- kusunun bulunduğu anlaşılmaktadır.” İmralõ’ya başka mahkûm nakledilmesi yö- nündeki tartõşmalara da değinen Bahçeli, Öca- lan ile ilgili “sağlık, tecrit” bahaneleriyle baş- latõlan tartõşmanõn “bebek katiline af” yolunu açacak bir sürece doğru ilerlediğini söyledi. Bahçeli, reel sektör-finans sektörü ayrõmõ yapan Başbakan’õn çatõşmadan çõkar sağlamayõ alõşkanlõk haline getirdiğini söyledi Erdoğan çarşaf- lılara rozet takan Baykal’ı kutladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear