25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ruşturma geçirmiş kişiler olduğunu ileri sürdü. İn- ternette casusluk, dedektiflik cihazlarõ, dinleme ve takip cihazõ satan şirketlere ait ilanlarõn bulundu- ğunu bunlarõn piyasada satõldõğõnõ anlatan Akyü- rek, “Bizim dışımızda dışarıdan birileri de bu tür aletler ve internet aracılığıyla dinleme ya- pabilir. Bazı yazılımlar var. Bunlar sayesinde insanlar dinlenebilir. Hepsi, bizim üzerimize ka- lıyor” iddiasõnda bulundu. CHP’li komisyon üye- lerinin Genel Sekreter Önder Sav’õn telefonunun dinlenip dinlenmediğine ilişkin sorularõna ise Akyürek, “Dinledik desek de suç, dinlemedik de- sek de suç. Yalnız onun için değil herhangi bi- ri hakkında bu bilgileri verirsem suç işlemiş olu- rum. Var da diyemem, yok da diyemem” kar- şõlõğõnõ verdi. Komisyon üyelerinden MHP’li Hasan Özdemir, “Herkes tedirgin. Telefonlar artık lanetli gibi. Bırakın insanlar arkadaşını, sevgilisini, eşini korkmadan arasın. İnsanların her yerini dinlemeye ne merakınız var? Sade- ce dinleme yaparak suç önlenemez” dedi. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada yemek yerken bu gerçeklerin yüzde birini bilme- yenlere özgü neşeli davranışlar sergiliyor. İçi ve dışı örtülü Çankaya manzaralarına karşın; Başöğretmen Atatürk’ün gerçekleştirdiği eğitim devriminde doğan ve yetişen, TBMM Başkanı’na vekâlet eden CHP Milletvekili Güldal Mumcu, içi- mizi ısıtan, kızım sana söylüyorum gelinim sen an- la anlamına gelen bir konuşma yapıyor ziyaretine gelen öğretmenlere. “Laik cumhuriyete yakışan, kafasının içi ve dışı ör- tülmemiş bir eser ortaya çıkardım diyebiliyorsanız, görevinizi yapmışsınız demektir” diye sesleniyor. Kadının zincirlerini kırdığını öne sürenler cema- at üyelerini de partiye almayı düşünüyor, böylece üç buçuk oy uğruna daha da geriye gitmenin ze- minini hazırlıyorlar. Üstelik kadının dinci bir partiden koparak öz- gürlüğe kavuştuğunu sanıyorlar. Kara çarşafı sineye çekmeyi özgürlüğün, insan- lığın bir gereği diye savunanlar; bir alt satırlarda asıl amacı ifade ediyorlar. Seçimlerde AKP’den oy koparmanın tek yolunun çarşaflıyı, türbanlıyı, şimdi de tarikata bağlı olan- ları partilerine davet etmek olduğunu yazıp söylü- yorlar. Laik cumhuriyete yakışmayan bir tezat sergile- niyor. Devleti din esaretinden kurtardık. Ne yazık ki; par- tileri, dini siyasal (oy) amaçlarını gerçekleştirmek için bir araç gibi kullanmaktan vazgeçiremedik. Mademki güncel yaşamında giyimde kuşamda hiçbir değişiklik yapmadan kadın bir partiden öte- kine geçerek zincirlerini kırıyor; bu görüşe sarılanlar öyleyse Radikal’de yayımlanan bir anketin gerek- lerini de yerine getirmek zorundadırlar. AKP’ye özenen partiler varoşlarda yaşayan kız- lar için Kuran kursu açmalıdırlar. Erkek çocuklar için de spor okulları… Oysa önce insanı, sonra seçimi kazanmak için öncelikle Türkiye gerçeklerine çare üreten kam- panyalara, inandırıcı programlara gereksinim var. Bugün hemen her partinin üzerinde ittifak ettiği sorunların başında, 1) giderek artan işsizlik, 2) gün- cel yaşamda giderek ağırlaşan ekonomik ve mali darlıklar geliyor. Gazeteleri tarayın, TV’lerdeki haber bültenlerini izleyin. Bu iki temel konuyla ilgili çeşitli haberleri oku- yacak ve ne çare; ancak asıl aradığınızı.. işsizliğe çözüm, bireylerin yaşamsal ekonomik bunalımla- rını çözecek tek bir açıklamaya, aklınızın yataca- ğı tek bir formüle, programa rastlamayacaksınız. Zira partiler bu iki önemli sorun ve diğerleri üze- rinde halkın benimseyeceği programlar hazırlaya- cakları yerde, manevi değerler üzerinde oynayarak oy toplama gayreti içine düştüler. Daha şimdiden iktidar olsun, iş çevreleri olsun 2009 yılının zor bir yıl olacağını söylüyor. Ama iktidarda olan olmayan partiler için gelecek yıl veya yıllar önemli değil. Bugünü kurtarmaya ça- lışıyorlar. Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç: “Krizler benim ülkeme 6 aylık bir gecikmeyle ulaş- maktadır. Kriz Türkiye’ye varıncaya kadar ABD ve diğer ülkelerin yeniden ayağa kalkacaklarına ina- nıyorum” diyor. Ülkeyi yönetenlerle ülkenin bugünkü ve yarınki durumunu bu kadar güzel anlatabilmek ve bu ger- çeği anlamlı biçimde özetlemek; yazarlara, bilim adamlarına, siyasetçilere değil, bir işadamına na- sip oldu. Ağlar mısınız güler misiniz halimize? 26 KASIM 2008 ÇARŞAMBA SAYFACUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 20 Edirne Y 19 Kocaeli Y 22 Çanakkale Y 17 İzmir PB 20 Manisa PB 19 Aydın PB 21 Denizli PB 19 Zonguldak B 20 Sinop B 17 Samsun PB 19 Trabzon PB 21 Giresun PB 19 Ankara PB 16 Eskişehir PB 14 Konya PB 15 Sıvas PB 13 Antalya Y 20 Adana PB 21 Mersin PB 21 Diyarbakır PB 18 Şanlıurfa PB 18 Mardin PB 16 Siirt PB 18 Hakkâri PB 8 Van PB 11 Kars PB 11 Oslo K 2 Helsinki B 5 Stockholm B 2 Londra B 10 Amsterdam B 10 Brüksel B 6 Paris B 7 Bonn B 5 Münih PB 2 Berlin B 6 Budapeşte PB 3 Madrid PB 10 Viyana PB 3 Belgrad KY 4 Soyfa Y 10 Roma Y 14 Atina B 20 Zürih B 3 Moskova K 2 Aşkabat A 19 Astana B 4 Taşkent A 22 Bakû PB 14 Bişkek A 17 Tiflis PB 26 Kahire Y 26 Şam A 24 Hava sıcaklığı İç ve Do- ğu bölgelerde 1 ila 2 de- rece artacak, diğer yer- lerde önemli bir değişik- lik olmayacak. Rüzgâr genel olarak güney ve güneybatı; yurdun gü- neydoğusu ile akşam sa- atlerinden sonra Mar- mara’da kuzey ve ku- zeybatı yönlerinden hafif ara sıra orta, yurdun ku- zeybatısında yer yer kuv- vetli olarak esecek. 1. KOŞU: F: Karakaya (2), P: Tõrpanhan (4), PP: Kai- nat (5), S: icran (1). 2. KOŞU: F: Mastiff (4), P: Ca- lamity Boy (2), PP: Mususi (5), S: Okay Dusty (7). 3. KOŞU: F: Rasimcan (8), P: Raufbey (9), PP: Tezeren (10), S: Darbe (1). 4. KOŞU: F: Fair Lady (5), P: Do- ku (3), PP: Number Stone (7), S: Perfect Circle (9). 5. KOŞU: F: Princesse Des İles (4), P: Sindy Girl (5), PP: Evreka (6), S: Kitara (10). 6. KOŞU: F: Mamma Mia (6), P: Laluv (5), PP: Kings Pleasure (4), S: Babayiğit (1). 7. KO- ŞU: F: Exodia (4), P: Tekcan Han (8), PP: Radikal King (6), S: Silver Knight (7). 8. KOŞU: F: Boranağa (16), P: Serbeyi (17), PP: Kõyat (11), S: Shruuq (19). ALTILI GANYAN 8 4 4 6 4 16 9 5 5 17 10 4 11 1 1 19 7 2 22 4/3 CMYB C M Y B ‘BOB idam fermanı’ sından iyi bir ortak olarak görmeyebilir” diyen Fuller, bu durumda da Türkiye’nin kendi çõkarlarõna daha uygun, rasyonel ve bağõmsõz bir siyaset izlemek durumunda kalacağõnõ, bunun da ABD çõkarlarõnõn dõşõnda bir çizgi izlemek anlamõna geldiği- ni söyledi. “Burada özel olarak, Rusya, İran ve Suriye ile iyi ilişkiler geliştirmekten, Filistin siya- setinin Hamas da dahil olmak üzere unsurlarıyla ilişkiler kurmaktan söz ediyoruz” ifa- desini kullanan Fuller, “Ayrıca ben Türkiye’nin komşularıy- la iyi ilişkiler kurmasının fay- dalarını, Washington yönetimi bunu anlamamış olsa da, hem Türkiye hem de ABD açısın- dan şimdiden görmeye başla- dığımızı düşünüyorum” diye konuştu. Türkiye’nin bölgede ciddi bir arabuluculuk rolü üst- lenmek için yeterince nüfuzu olup olmadõğõ yönündeki bir soruyu ise Fuller şöyle yanõtla- dõ: “Tabii ki Türkiye’nin, böl- ge ülkeleri üzerinde ve bölge diplomasisinde, ABD, Rusya ya da Avrupa ülkelerinin sahip olduğu türden bir nüfuzu yok. Ancak Türkiye bir bölge ülkesi ve arabuluculuk yapmak iste- diği ülkeler de komşusu olan ülkeler. Dolayısıyla bunun bir önemi var.” Türkiye’nin birbirine düşman olan ülkelerin hepsiyle dost bir ilişki yürütme siyasetinin sür- dürülebilir bir siyaset olduğunu düşündüğünü ifade eden Fuller, “Bence ABD buna benzer bir siyaseti, kendisi için de uygu- layabilir. ABD izlediği siya- setle kendisine düşman yara- tıyor. Türkiye de daha önce bu tuzağa düştü” dedi. Fuller, BOP’un bir felakete dönüştüğünü, çünkü bölgede yalnõzca daha büyük bir istik- rarsõzlõk ve özel olarak ABD’ye karşõ daha büyük bir tepkiye yol açtõğõnõ kaydederek şöyle de- vam etti: “Dolayısıyla ben Tür- kiye’nin bölgede, bir Amerikan planı dahilinde rol üstlenmesi gerektiği görüşüne katılmıyo- rum. Samimiyetle söylemem gerekirse, bence Ortadoğu’da Amerikan planına dahil ol- mak, Türkiye’nin ya da böl- gedeki başka ülkelerin çıkar- ları açısından idam fermanını imzalaması anlamına gelir.” Obama döneminde, ABD’nin Ortadoğu’daki siyaseti açõsõn- dan önemli değişiklikler yaşa- nacağõ konusunda umutlu oldu- ğunu belirten Fuller, Obama yö- netiminin, Bush yönetimiyle kõ- yaslandõğõnda Türkiye’de de- mokratik kurumlarõn önemine daha çok vurgu yapacağõ dü- şüncesinde olduğunu kaydedet- ti. Fuller, Bush yönetiminin, il- kesel düzeyde bir siyaset izle- mediğini ve genel olarak Türki- ye’de Amerika’nõn bölge siya- setine destek sunan kesimleri desteklemeyi doğru bulduğunu ifade etti. “Türkiye’nin Kürt sorunu tarafından rehin alındığını” söyleyen Fuller, “Mutsuz bir Di- yarbakır, Türkiye’yi bölgede güçsüz bir hale getirir” dedi. Bu tür meselelerin bir gecede çözü- lemeyeceğini ifade eden Fuller, “Türkiye’nin doğru yönde iler- lemeye başladığını, artık Irak- lı Kürtlerle diyalog kurmaları gerektiğini anladığını” belirte- rek “Eğer Türkiye Iraklı Kürt- lerle diyaloğunu arttırabilirse, PKK sorununu çözebilir” şek- linde konuştu. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Afga- nistan’da 22 Ekim ge- cesi kaçõrõlan Hamdi Karbuzoğlu, Çağdaş Kaplan ve Ahmet Ak- tepe isimli üç Türk yurttaşõ önceki gün ser- best bõrakõldõ. Dõşişleri Bakanlõ- ğõ’ndan yapõlan açõkla- mada, “Üç Türk va- tandaşı 24 Kasım ta- rihinde serbest bıra- kılarak, Afgan ma- kamları aracılığıyla salimen teslim alın- mışlardır. Adı geçen vatandaşlarımızın TC Kâbil Büyükelçiliği’ne bugün (25 Kasım) in- tikalleri sağlanmış olup, 28 Kasım Cuma günü ülkemize dön- meleri öngörülmekte- dir” denildi. 25 Ekim tarihinde Altõnsan isim- li firmada çalõşmakta olan üç Türk mühendis ile 2 Afgan iş arkadaşõ, Afganistan’õn güneyin- de bulunan Khost iline ait İsmail Kheil bölge- sinde kaçõrõlmõştõ. ABD’den Müslüman derneğe ceza Dış Haberler Servisi - ABD’de bir dönem ülke- deki en büyük Müslüman yardõm kuruluşlarõn- dan biri olan “Kutsal Diyar Kalkõnma ve Yardõm Vakfõ” ile 5 eski lideri, ABD’nin terör örgütleri listesinde yer alan Filistin’deki Hamas örgütüne para gönderdiği gerekçesiyle “teröre mali destek vermekten” suçlu bulundu. Dallas’ta önceki gün görülen ve 11 Eylül 2001’den bu yana açõlan en büyük “terorizme destek” davasõnda karara va- ran jüri, vakfõn Hamas’la bağlantõlõ örgütlere 12 milyon dolardan fazla mali yardõmda bulunmasõ- nõn suç olduğuna karar verdi. 11 Eylül saldõrõla- rõnõn ardõndan kapatõlan vakõf, paranõn Filistinli mültecilere ve İsrail’in füze saldõrõlarõ nedeniyle zarar görenlere yardõm amacõyla gönderildiğini savunuyor. Sanõklarõn sözcüsü, karara itiraz ede- ceklerini belirterek bunun sadece ABD’deki Müslüman toplumuna değil, yoksul ve hastalara yardõm edilmesi gerektiğine inanan tüm Ameri- kalõlara yönelik bir saldõrõ olduğunu kaydetti. Baştarafı 1. Sayfada Baştarafı 1. Sayfada Graham Fuller, 1982 yılında, CIA’nın Yakındoğu ve Gü- ney Asya ulusal istihbarat görevlisi olarak atanmış, 1986 yılında da Ulusal İstihbarat Konseyi’nin başkan yardımcı- lığı görevine yükselmişti. Fuller, CIA için Türkiye, Suudi Arabistan, Lübnan ve Afganistan’da da çalışmıştı. ESKİ CIA ORTADOĞU İSTASYON ŞEFİ Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, Türkiye’de temaslarda bu- lunan Norveç Veliaht Prensi Haakon’la bir araya geldi. Görüşmenin ardından soruları yanıtlayan Erdoğan, İmralı’da tutuklu bulunan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın yanına başka mahkûmların gönderilmesine ilişkin hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Erdoğan “ Oraya gitmesi gereken mahkûmlar olursa, tabii ki on- ları oraya göndereceğiz. Şu anda orada hazırlıklar devam ediyor” dedi. AB üyeliğine ilişkin bir so- ru üzerine Erdoğan, kamuoyu araştırmalarına göre Türk halkının yüzde 60’a yakının AB üyeliği- ne “evet” dediğini belirterek, “Biz kararlıyız, yola devam edeceğiz” diye konuştu. (Fotoğraf: AA) Erdoğan: İmralõ’ya mahkum gidecek AFGANİSTAN 3 Türk serbest Lagendijk, Bahçeli ve Türk’ü ziyaret ederek nabõz yokladõ Baykal randevu vermedi AYŞE SAYIN ANKARA - Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanõ Joost Lagendijk, MHP Genel Baş- kanõ Devlet Bahçeli ve DTP Ge- nel Başkanõ Ahmet Türk’ü Mec- lis’te ziyaret ederek, DTP hakkõn- daki kapatma davasõ ve AB süreci ile ilgili “nabız yokladı.” CHP Ge- nel Başkanõ Deniz Baykal ise “programının uygun olmadığı” gerekçesiyle Lagendijk’e randevu vermedi. Lagendijk, ilk olarak DTP Genel Başkanõ Türk’le bir araya geldi. Türk’ün “Demokratik Özerklik” kitapçõğõnõ hediye ettiği Lagen- dijk, DTP’nin Meclis çatõsõ altõnda olmasõnõn çok önemli olduğunu belirterek, “Kapatılması, Türki- ye’yi AB’ye istemeyenlerin elini güçlendirir. Türkiye’nin üyeli- ğine karşı olanlar ‘Kürt sorunu çö- zülmüyor, parti kapatõlõyor’ diye- rek AB kapısını kapatmaya ça- lışacaklardır” uyarõsõnda bulundu. Türk ise kapatma davasõyla ilgi- li endişelerini dile getirirken AKP’nin son dönemdeki Kürtler’e yönelik tavrõndan şikâyetçi oldu. Türk, “Kürtlerin AKP’ye güveni, inancı kalmadı” dedi. Lagendijk de, “Bu konuda bizim de endişe- lerimiz var. Bu konuyu AKP ile açıkça konuşacağız” karşõlõğõnõ verdi. DTP’nin demokratik özerk- lik projesini incelediğini belirten Lagendik, “Projede ademi mer- keziyetçi bir çözüm ortaya ko- nuluyor. Bu tür projelerin gün- deme gelmesi, değerlendirilmesi önemli” diye konuştu. Lagendijk daha sonra MHP li- deri Bahçeli’yi ziyaret etti. La- gendijk, MHP’nin AB üyelik sü- reci ve anayasa değişikliği ile il- gili tutumunu olumlu bulduklarõ- nõ belirterek, “MHP’nin AKP’nin kapatılma davası sü- recindeki tavrı da olumluydu. Anayasa değişiklikleri konu- sunda CHP’ye göre daha olum- lu davranıyorsunuz” dedi. Bahçeli ise AB’nin Türkiye’nin tam üyeliği konusunda samimi davranmadõğõnõ belirtti. Zavar için destek konseri İstanbul Haber Servisi - Erol Zavar’a Yaşam Hakkõ Koordinasyonu, Sincan F tipi cezaevinde tutuklu bulunan mesane kanseri Erol Zavar’õn serbest bõrakõlõp, tedavi olmasõ için destek kon- seri düzenleyecek. 28 Kasõm Cuma günü Ok- meydanõ’ndaki Salon Figaro’da gerçekleştirile- cek etkinlikte, Hakan Yeşilyurt sahne alacak. Şair Nevzat Çelik ve Mehmet Özer’in şiirleriyle yer alacaklarõ etkinlikte, İstanbul Üniversitesi Tiyatro Topluluğu da oyunlarõnõ sergileyecek. ILIMLI İSLAM ‘Yeni Türk imajı’ oluşturuluyor BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP hükümetinin yurtdõşõn- da ve özellikle de Avrupa’daki Türk imajõn- dan memnun olmadõğõ ortaya çõktõ. Hükü- metin bu memnuniyetsizliğini dikkate alan Dõşişleri Bakanlõğõ da yeni Türk imajõ (!) oluş- turmak için harekete geçti. Bu çerçevede ge- niş çaplõ bir imaj araştõrmasõ başlatõlacak. Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “mede- niyetler ittifakı” eşbaşkanõ olmasõyla öne çõ- kan õlõmlõ İslam görüntüsünün yeni Türk ima- jõna yansõtõlmasõna kesin gözüyle bakõlõyor. Türk imajõnõn şekillendirilmesi projesi, Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn Yurtdõşõ Tanõtõm ve Kültür İşleri Genel Müdürlüğü’nün “Üç yıl- lık program takvim hedefleri” başlõğõ al- tõnda yer aldõ. Projenin gerekçesi de “Özel- likle Avrupa’da milliyetçi-muhafazakâr partilerin yükselişe geçmesiyle birlikte dış politika hedeflerimizi engelleyici/ge- ciktirici bir klişe olarak önümüze çıkarıl- makta olan, etnik, dini ve tarihi önyargı- lar, bilgi/hoşgörü eksikliği ve husumetler ile ekonomik ve sosyal kaygılar temelinde şekillendirilmiş Türk imajının olumlu bi- çimde yeniden inşası çalışmalarına hız verilmesi” şeklinde ortaya konuldu. Yeni Türk imajõnõn oluşturulmasõ için Türkiye’nin yurtdõşõndaki temsilcilikleri ara- cõlõğõyla 2009’da geniş çaplõ bir imaj araş- tõrmasõ yapõlacak. Bu çalõşma çerçevesinde bir kamu iletişim ajansõ kurulacak. Devlet yapõsõndan daha esnek çalõşmasõ düşünülen ajansõn yeni Türk imajõnõ dünya kamuoyuna “sanatla, bilimle, kültürle” an- latmasõ öngörüldü. Yayõna geçecek olan ve İngilizce yayõn yapacak televizyon kanalõ ile bu tanõtõmõn geniş kitlelere ulaşmasõ sağla- nacak. Türk imajõnõn olumlu biçimde şekillendi- rilmesi için kõsa, orta ve uzun vadeli plan ve program hazõrlanacak. Bunun yanõ sõra Türk sivil toplum kuruluşlarõnõn da etkin rol ala- caklarõ kapsamlõ bir tanõtõm kampanyasõ başlatõlacak. Bu çalõşmalarda lobi ve halkla ilişkiler firmalarõnõn hizmetlerinden de ya- rarlanõlacak. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn Yurtdõşõ Tanõtõm ve Kültür İşleri Genel Müdürlü- ğü’nün projesinde yeni Türk imajõ bağlamõnda “çağdaş Türkiye” kavramõna atõf yapõlma- masõ da dikkat çekti. ‘Bizi de mi dinliyorsun Ramazan’ Obama’nın bütçe atamaları WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD’de yeni seçilen Başkan Barack Obama federal bütçeden sorumlu Bütçe ve Yönetim Ofisi’nin (OMB) başõna Peter Orszag’õ ve yardõmcõsõ olarak Robert Nabors’õ atadõğõnõ açõkladõ. Obama Chicago’daki basõn toplantõsõnda artan bütçe açõğõ ve batan ekonomi gibi zorluklarla karşõ karşõya olduklarõnõ söyleyerek bütçe re- formunun bir zorunluluk olduğunu ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear