25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 13 KASIM 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 MEDYA NOTU EMRE KONGAR AhmetHakan’danEmreAköz’e: ‘Düşüncenin Recep İvedik’i’ Değerli okurlarım, iktidar desteğiyle medya pat- ronu olan Çalık grubuyla Doğan grubu arasındaki tartışma, yazarlara da sirayet etti. İlginç olan nokta, bu kavganın iktidar yandaşlığı üzerinden yapılmasıydı. Önce Sabah’ta Emre Aköz, 2 Kasım’da isim ver- meden Ahmet Hakan’a sataştı: “…Bir arkadaş ‘Yazıyı gördün mü abi’ diye girmişti odama: ‘Hakikaten kıvrak kalemmiş; dansöz gibi.’ İtiraz etmiştim: Dansözlüğü doğru da, gerçek bir kıvrak kalem, yüzsüzlüğünü böyle açık etmez. Hiç ol- mazsa zevahiri kurtarmak için maruzatını birkaç aya yayar. ‘Bu tornistan vaziyeti nereden çıkmıştır sence?’ Sanırım Başbakan Erdoğan ile papaz olunca, Cumhurbaşkanı Gül’e yanaşmaya çalışacaklar. Bu yazı onun sinyali. ‘İşe yarar mı peki?’ Bence yaramaz. Onlar Gül ile Erdoğan arasında ciddi bir çekişme olduğu varsayımıyla bunu yapıyor. Alıştıkları, bildikleri oyun bu: ‘Böl ve yönet’ ya da ‘ra- kipleri kızıştır’. Belki geçen yıl Çankaya seçimi bağlamında birtakım rahatsızlıklar olmuştur, ama şu anda ortada bunların maniple edebileceği cinsten bir ‘yapısal çatışma’ yok.” Ahmet Hakan 3 Kasım’da Hürriyet’te şu yanıtı verdi: “İFLAH olmaz bir Abdullah Gül karşıtı olduğum hal- de... Gül’e ‘gül uzatan’ bir yazı yazdım ya... Türk düşünce hayatının Recep İvedik’i Emre Aköz, üst perdeden açmış ağzını, yummuş gözünü... Sabah gazetesindeki köşesinde bana isim ver- meden ‘dansöz’ demiş... ‘Başbakan Erdoğan ile papaz olunca Cumhur- başkanı Gül’e yanaşmaya çalışıyor’ demiş... ‘Gül ile Erdoğan’ın arasını açmak istiyor’ demiş... Kısacası demiş de demiş... Madem öyle... O zaman ben de kendisine bir şeyler diyeyim... Yahu Emre Aköz! Hiç farkında değil misin? Sen promosyon gezile- riyle Türkiye’yi turlayıp otel, restoran yazarken, ben bugünkü iktidar çevrelerine çok yakın bir adamdım... Ama sonra ne oldu? Ne olacak? Tam ‘nimetlerden yararlanma’ aşamasına gelindi... Sen yakınlaşmaktan medet umdun... Bense uzak- laşmaktan... Sen yakınlaşarak kariyer yaptın... Bense uzak- laşarak... Eğer ben, senin karakterinde bir adam olsaydım... Senin bugün yakınlaşmaktan medet umduğun ve yakınlaştıkça da kârlı çıktığın iktidar sahiplerinden uzaklaşmaz, ‘Hadi bana eyvallah’ demezdim... Eğer iddia ettiğin gibi, ‘Tayyip Erdoğan’la papaz olunca hemen Abdullah Gül’e yanaşacak’ karakterde bir adam olsaydım... Onların yakın dairesinde kalırdım yahu! Hem hiç belli olmazdı, belki bugün senin şu an- da kalem oynattığın gazetenin başına bile getirirler- di beni... Tepende olurdum yani... Ama ben senin gibi, siyasi yakınlıklarla kariyer çı- kışı yapan bir adam değilim ki... Ben aklımın yattığı işleri gözetirim, iktidar sahip- lerine yakınlığı değil... Kısacası... Hakkımda üst perdeden ahkam kesecek halin yok... Çünkü... Sen şu anda gidiyorsun... Oysa ben çoktan gel- dim...” Polemik kişisel gibi görünüyor, ama dikkat edilir- se, doğrudan doğruya “iktidar yandaşı” olmakla “ik- tidara tarafsız bakmak” arasındaki farka dayalı ol- duğu anlaşılıyor. “İktidar yandaşı” medyada çalışmak zordur. Saldırı nispeten daha kolay görünebilir: Muhalif bir yazara, iktidarla ilgisiz gibi görünen bir konuda saldırır, haksız yere de olsa onu yıprattığınız için iktidardan “aferin” alabilirsiniz. Ama yaptıklarınızı ve kendi “iktidar yandaşı” ko- numunuzu savunmak gerçekten zordur; çok zordur. Daha neler göreceğiz, neler okuyacağız bakalım! ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org AÜ öğretim üyeleri ile öğrencileri hazõrladõ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR - Anadolu Üniversitesi öğretim üyeleri ile öğren- cilerin hazõrladõğõ “ANAPOD” projesi yayõna girdi. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli başkan- lõğõnda 13 öğretim üyesinin yer aldõğõ projede, örgün bölümdeki öğ- renciler, ANAPOD sistemiyle aldõklarõ derslerini video veya sesli biçimde yeniden izleyebilecek. Ayrõca öğrenciler derslerini bilgi- sayara veya taşõnabilir elektronik aletlere ücretsiz olarak indirebi- lecek. Türkiye’de ilk kez Anadolu Üniversitesi tarafõndan gelişti- rilen projeyle yaklaşõk 10 bin saatlik video, ses ve slayt gösterisi- ni taşõyabilecek bir kapasiteye sahip çalõşma alanõ açõldõ. Projenin amacõ üniversite öğrencilerinin dersle ilgili eklenen gör- sel materyalleri ve içeriği genişleterek öğrenmesini sağlamak. Öğ- retim üyeleri, blog ve wiki teknolojileri sayesinde de kaydettikle- ri ders içeriklerini tarih sõralamasõyla yayõmlayabiliyor ve dersler- le ilgili kolaylõkla açõklama yapabiliyor. Bolu İl Milli Eği- tim Müdürlüğü Mudurnu’da 20 yõldõr kapalõ olan Yeniceşõhlar Köyü İlköğretim Okulu’na bilgisayar ve malzeme gön- derdi. Köye kamyonla gelen malzemeleri teslim etmek için okul müdürünü arayan kam- yon şoförüne köy halkõ “Bizim köyümüzdeki okul açık değil ki, açık olmayan okul- da öğretmen mi olur?” dedi. Yetkililer malzemelerin gönderilme gerekçesini “Ge- çen yıl okulun açılması gündeme gelmişti ve sistemde geçen yıl girilen bilgiler kal- mış olmalı ki burası açık bir okul olarak görünmüş” şeklinde açõkladõ. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bilgisayar ve malzemeleri geri aldõ. (Fotoğraf: RUJHAT AVŞAR) KAPALI OKULA BİLGİSAYAR ‘ANAPOD’ projesi yayõnda Başkanlõğõnõ Üniversite Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli’nin yaptõğõ ve Türkiye’de ilk kez Anadolu Üniversitesi tarafõndan geliştirilen projeyle yaklaşõk 10 bin saatlik video, ses ve slayt gösterisini taşõyabilecek bir kapasiteye sahip çalõşma alanõ açõldõ. 3 sendikacıya hapis cezası SAMSUN (Cumhuriyet) - AKP Samsun Merkez İlçe Başkanlõğõ önünde 2004’te izinsiz gösteri yaptõklarõ için Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargõlanan Eğitim-Sen Samsun Şube Başkanõ Nezir Kelleci, Yapõ Yol-Sen Samsun Şube Başkanõ Adem Kocaoğlu ve ESM Samsun Şube Başkanõ Yusuf İnci, “Toplantõ ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet” suçundan her biri 1 yõl 3’er ay hapisle cezalandõrõldõ. 3 sendikacõya verilen ceza “5 yõl süreyle suç işlememeleri şartõ” ile ertelendi. Depremin yıldönümünde yine deprem BOLU (Cumhuriyet) - Düzce’de 12 Kasõm 1999’da meydana gelen depremin 9. yõldönümünde Yeniçağa ilçesinde 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Can ve mal kaybõna yol açmayan deprem ilçede büyük panik yaşattõ. 1999’da meydana gelen, merkez üssü Düzce olan 7.2 şiddetindeki depremde, Düzce, Akçakoca, Cumayeri, Çilimli, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlõ ve Yõğõlca’da toplam 710 kişi ölmüş, 2 bin 678 kişi de yaralanmõştõ. Bolu’da ise 48 kişi hayatõnõ kaybetmişti. Öte yandan Kayseri’nin Kocasinan ilçesi Güneşli beldesinde de dün saat 16.03’te 4.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. ‘Ülkemize ölüm ithal ediliyor’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Mustafa Kaymakçõ ve Prof. Dr. Tayfun Özkaya, ABD ve AB’den yeniden damõzlõk gebe düve alõmlarõnõn başladõğõnõ belirterek, “Türkiye deli dana hastalõğõyla aslõnda ölüm ithal ediyor” dedi. Gelecek yõl gebe düve dõşalõmõnda patlama yaşanacağõnõ belirten uzmanlar, hayvanlarla birlikte “deli dana” hastalõğõnõn da gelmesi olasõlõğõ bulunduğunu anõmsattõlar. Kaymakçõ ve Özkaya ülke içinde istenilen kalitede damõzlõğõn bulunduğunu belirttiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear