29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Yaşadıklarım mı doğru, okuduklarım mı? Örneğin, enflasyon yüksek çıktı; bu haberi şöy- le vermek gerekir: Enflasyondaki mevsimsel yükseliş, büyüme- yi durduramadı! Örneğin bir işadamı, Türkiye’yi terk etti, baş- ka ülkede yatırım yaptı; bu haberi şöyle vermek gerekir: Cesur karar, ekonomimiz dünyaya açılıyor! Örneğin bir fabrika battı, çıkışı fabrikanın ar- sasında lüks konut yapmakta buldular; bu ha- beri şöyle vermek gerekir: Konut sektörü sınır tanımıyor! Aynı durum; demeçlerde de geçerli... Örneğin az konuşan Eczacıbaşı ailesi; şu an- daki durumun iyi olduğunu, ancak gelen fırtınayı görmek gerektiğini söyledi. Haber şu: Eczacıbaşı, durum mükemmel dedi! Son örnek Kemal Derviş’ten. Verdiği uzun rö- portajda, mimarı olduğu ekonomi programının iyi uygulandığını söyledi, ancak reel sektörün ih- mal edilmemesini, umudun sadece dışarıdan ge- lecek parada aranmamasını istedi. Haber şu: Kemal Derviş de ekonomiyi övdü! Yukarıda verdiğimiz örnekler Başbakan’ın çok sevdiği gazetecilik türünden yaptığımız bir seçki. Tabii kimi yayın organları işin gerçeğini de vermek durumunda kalıyorlar. İşte o an Baş- bakan’ın tepesi atıyor: “Türkiye’de kriz çıksın diye elini ovuşturanlar var!” Bir defa kriz el ovuşturmayla, dilemeyle, te- menniyle gelmez! Ama, gelmiş olan kriz, örtmeyle, herkesi sus- turmayla, verilen demeçleri yarım göstermeyle de gitmez! Türkiye, ABD’deki krizi yeni yeni tartışmaya başladı. Oysa geçen mart ayından beri Was- hington hop oturup hop kalkıyordu. İlk kurtar- ma martta 200 milyar dolarlık bir paketle baş- lamıştı. Milat eylül değil, mart. O gün başlayan çöküş usul usul, dünyanın üstüne abana aba- na devam etti. ABD ve AB ülkeleri, krizi aşmak için önce ağ- zını açtı, sonra kesenin ağzını açtı. Konuşmak- tan çekinmediler, suçlamaktan da! Hatta ABD’de şu ikilem bile gündeme geldi: CEO’ları hapse mi atalım, kurtaralım mı? Baktılar ki, birinci seçenek çözüm değil; ken- dileri için, kurtarmanın yollarını aradılar. Son bir ay içinde Avrupa’da ve Amerika’da devletin, ke- senin ağzını açıp verdiği para, 3 trilyon doları bu- luyor. Bunun da çözüm olmaması halinde ne- ler yapılabilir, açık-kapalı toplantılarda tartışılı- yor... Türkiye’de başta iş çevreleri ve onların tem- silcileri olmak üzere olası kriz için önlem alınması gerektiğini düşünenler ağırlıkta... Akla gelen ilk önlem ise şu: IMF ile yeniden! Türkiye’nin halen sürmekte olan son IMF be- raberliği 1998’deki yakın izleme anlaşmasıyla başlamıştı. O beraberlik nur topu gibi bir 2001 krizi doğurdu. Krizi aşmak için çözüm olarak şu benimsendi: IMF ile daha sıkı beraberlik! Şimdi bu beraberliğin neleri doğuracağını tartışırken, iş çevreleri bir öneride daha bulu- nuyorlar: IMF ile daha daha sıkı beraber olsak! Türki- ye’nin bugün yaşamakta olduğu daralma 2001’dekine benzemediği için çoğunluk “çok şü- kür, o dönemdeki gibi bir krizimiz yok” değer- lendirmesi yapıyor. Oysa gerçek şu: 2001’den çok farklı olarak, sinsi seyreden ve kısa sürede sonlandırılamayacak uzun erimli kri- zin içindeyiz! Aman Başbakan duymasın! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada “… Ben daha önce Karayalçın’ın CHP adayı ola- cağını söylemiştim… Haklı çıktım...” diye konuş- malar yapmaya başladı. Kimi gazetelere göre Karayalçın’a da CHP lide- ri Baykal’a da hodri meydan çekmiş! Mantıktan yoksun kendini burnu Kafdağı’nda gö- ren bir ifadeyle şöyle buyurmuş: “… Ankara’dan aday olursam ve kazanırsam Bay- kal ve Karayalçın siyaseti bırakacak mı?..” Saçma sapan bir iddia mı desek, yoksa yük- seklerde uçan burnu Kafdağı’nda birinin kel ala- ka söylemi mi? Doğrusu siyaset mantığından yoksun böyle bir söylem karşısında insan bocalı- yor. CHP ve Karayalçın Ankara Büyükşehir Beledi- ye Başkanlığı’na doğru yönde yaklaştılar. CHP geçen yerel seçimlerdeki sonuçlara bak- tı; Karayalçın’ın kazanma şansını yüksek gördü. Karayalçın’ı parti içinde büyükşehir belediye baş- kan adaylığına hazırlanan kimi milletvekillerine veya partililere tercih etti ve elbette doğru yaptı. Bu, bir seçim. Ucunda kazanmak da var, yitir- mek de. Baykal ve Karayalçın, Melih Gökçek’in ma- halle aralarındaki iddialara benzeyen söylemlerine neden kulak versinler, niçin ciddiye alsınlar? Nitekim yanıtlama tenezzülünde bulunmadılar. Kim olursa olsun insanlar oturduğu koltuğun ağır- lığını bilmeli, yıllar sonra şehr-i komik bir kişilik ser- gilemekten özenle kaçınmalı. Gökçek, Karayalçın’ı bir önceki yerel seçimi yi- tirmesine karşın yine aday olmasını “yenilen peh- livan güreşe doymazmış” gibi fazla kullanıldığı için artık modası geçen eski bir açıklamayla alaya al- maya çalıştı. Melih Bey bilmezlikten geliyor, halkın zayıf bel- leğinden yararlanarak gerçeği sulandırıyor. Oysa Karayalçın birleşmelerine gönül verdiği sol- dan bir partinin attığı kazık sonucu geçen seçimi yitirdi. Şayet DSP, geçen yerel seçimde sol oyları böl- mekten başka hiçbir işe yaramayan bir aday çı- karmasaydı karşısına, Ankara büyükşehir beledi- ye başkanlığına Gökçek değil, Murat Karayalçın se- çilecekti. O sıralarda oy gücü yüksek olan DSP (Bülent Ecevit), CHP seçimi almasın diye karşı bir aday- la sol oyları böldü. Karayalçın seçimi yitirdi. Ne ki, sol oyların bölünmesine karşın yüzde 20’den fazla oy alarak! Gökçek’in feryadının nedenini anlıyorsunuz, de- ğil mi? Karayalçın’ın kişiliğine verilen oylarla CHP oyları birleşince -yüzde 1-2 oyu olan DSP de bu kervana katılma sağduyusunu gösterirse- Anka- ra’nın Gökçek’ten kurtulması güçlü bir olasılık. Geçen seçimde sol, kendi kuyusunu kazdı. İşbaşına gelir gelmez Ankara’nın kent amblemini iki minareli bir motifle değiştiren Gökçek’e başkenti teslim etti... Bu kez AKP böyle bir beleşe konamayacak! Gökçek, Karayalçın’la uğraşmayı yeğlerken AKP’den bir rakip, üstelik dinle imanı ve imarı bir arada götüren hayli güçlü bir rakip çıktı karşısına: RTE’ye hayli yakın AKP Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok! Şimdi Gökçek’in şu soruyu yanıtlaması gerek- mez mi: Şayet aday olur seçimi yitirirse kendisi ile birlikte genel başkanı RTE’nin de siyaseti bıraka- cağını ilan etmeye yüreği yetiyor mu? Gökçek için bir başka tehlikenin çanları çalma- ya başladı. Kulakları ağır işitmiyorsa Gökçek’in, elinde bel- geler olmadıkça konuşmayan Kemal Kılıçda- roğlu’nun İzmir’deki sözlerini herhalde ya duymuş ya da gazete haberlerinden öğrenmiş olmalı... Ne diyor Kılıçdaroğlu: “Yakın bir zamanda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’le ilgili yolsuzlukları da gündeme getireceğim…” Gökçek’e hesap sormanın, borç batağındaki An- kara Anakent Belediyesi’ni Gökçek’in içine dü- şürdüğü hazin durumu kamuoyunun artık öğren- mesinin de tam zamanıdır. İlkbaharın başlangıcı mart ayı, temizlik ayıdır. Ko- nutlarda da, kentlerde de!.. ankcum@cumhuriyet.com.tr C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayõn Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ ?Yazõişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Miyase İlknur (Ek Yayõnlar) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Yayõn Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Em- re Kongar (Başkan Yardımcısı), Or- han Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. İstihbarat: Cengiz Yıldırım Eko- nomi: Hasan Eriş Dõş Haberler: Öz- gür Ulusoy Kültür: Egemen Ber- köz Spor: Arif Kızılyalın Dü- zeltme: Abdullah Yazıcı Bilgi- Belge: Edibe Buğra Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: 0312 442 30 50 Faks: 0312 442 30 10 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 Adana Tem- silcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 3631211, Faks: 3631215 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bü- lent Yener Satõş: Fazilet Kuza Cumhuriyet Rek- lam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardõmcõsõ: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75 /251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygõn süreli yayõn Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 19 EKİM 2008 İmsak: 5.47 Güneş: 7.13 Öğle: 12.56 İkindi: 15.55 Akşam: 18.27 Yatsõ: 19.46 / IŞIL ÖZGENTÜRK Başbakan hiç durma- dan “Hamdolsun biz- de işler iyi” dese de, iş- lerin iyi olmadõğõ acõ- masõz bir gerçek. Bazõ küçük so- rular, içinde bulunduğumuz eko- nomik durumu çok net açõklar. Ör- neğin taksi şoförleri “Müşteri az, iş yapmıyoruz” diyorlarsa, durum ciddidir. En önemlisini geçenlerde öğrendim.. içme suyu satõşlarõnda yüzde 25 bir gerileme olmuş. Türkçesi şu: İn- sanlar artõk içme suyu almõyor, klora rağmen, risklerine rağmen mus- luk suyu kullanõyor. Bu, bir aile için ayda en fazla yirmi liralõk bir tasarruf.. demek ki, ora- lara geldik. Ancak ilk kez bu du- rum beni korkutmuyor, bizim bağõşõklõk siste- mimiz krize fazlasõyla alõşõk. Simit saraylarõnõn olduğu bir ülkede daha fazla ne olabilir? Bugün ekonomik krizden söz et- mek yerine başka sözler söylemek ve sormak istiyorum. Daha önce de yazmõştõm, beni Güneydoğu ve Doğu Anadolu böl- gesinde en çok etkileyen görüntü- lerden biri, her evden en az dokuz çocuğun, ellerinde salça sürülmüş bir dilim ekmekle sokakta patlamõş bir topun peşinde koşturup durma- larõdõr... Gene aynõ bölgelerde doğum yapmaktan hali mecali kalmamõş annelerin (bir kadõn doğurganlõk dö- neminde sağlõklõ dört doğum ya- pabilir) yerine geçen henüz ergen bile olmamõş kõz çocuklarõnõn be- lirlenmiş kaderi benim yüreğimi en çok acõtan gerçeklerden, görüntü- lerden biridir. Sonuçta bu kadar çok çocuğa ne okul yetişir, ne de iş alanõ açõlabilir. Bir zamanlar Türkiye, doğum kontrolünü cid- diye alan bir ülkeydi. Sağlõk ocaklarõ aracõlõ- ğõyla doğum kontrolü öğretilir ve uygulamalar yapõlõrdõ. Doğum kont- rolü, rahmetli Vehbi Koç’un da sürekli gün- demindeydi. Hepimizin bildiği gibi, niteliksiz bir çoğunluk kontrol edilemeyen bir güç gi- bidir. Hiçbir işe yara- maz. Başbakan’õn, illaki üç çocuk ya- põn dediği bir ülkede doğum kont- rolü elbette en son sõralardadõr. Ama Başbakan’õn sözlerine rağmen bu nüfus planlamasõ her zaman- kinden daha çok gündemimizde olmalõdõr. Çünkü gereğinden fazla çoğalan bir nüfusa ne kaynak yeter ne de toprak... Sivil toplum örgütlerinin en baş işlerinden biri bu olmalõdõr. Baka- bileceğin kadar çocuk! Bugün bambaşka sözler söyleye- ceğim demiştim, devam edelim. Bu önerimi DTP’li milletvekillerinin hemen ve acilen Mec- lis’e taşõmalarõ gerek di- ye düşünüyorum. Biliyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk dev- letidir. Sosyal bir devlet, iş bula- mayan yurttaşlarõna yeni iş sahala- rõ açmakla yükümlüdür. Bu ne- denle Güneydoğu’da yatõrõm yap- mak için teşvik alan, sonra dört du- var örüp teşvikin üstüne yatanlarõ zamanaşõmõ filan dinlemeden ortaya çõkarmak ve gerekli para cezasõnõ uygulamak zorundadõr. Güneydo- ğu bir batõk yatõrõm cennetidir. Devlet bunu yapmõyor mu.. öy- leyse oradaki çalõşabilir yurttaşla- rõna, dolayõsõyla ailelerine işsizlik yardõmõ yapmak zorundadõr. Bunu sadaka biçiminde değil, bir hak olarak onlara sunmak zorundadõr. Türkçesi şu: “Ben buralarda iş sa- hası açamıyorum; öyleyse size yardım etmek zorundayım, çün- kü ben sosyal bir devletim.” Öte yandan bu para yardõmõnõn mutlaka, ama mutlaka kadõnlara ya- põlmasõ gerekmektedir. Çünkü ya- põlan araştõrmalar göstermiştir ki, iş- sizlik erkek yurttaşlarõmõzõn canõnõ fazlasõyla sõktõğõndan içki ve kumar onlarõn alõşkanlõklarõ haline gel- miştir. Evet, hemen her gün bir ailenin dokuz ya da on çocuğundan birinin dağa çõktõğõ ve PKK’nin bu ailele- re para yardõmõ bilinen bir gerçek- tir. Devlet iş sahasõ açõp çalõştõra- madõğõ yurttaşlarõna acilen para yardõmõ yapmalõdõr. Daha fazla ço- cuk dağa çõkmadan. isilozgenturk gmail.com Neden Bunlar Yapılmaz?.. Halkevleri’ne ‘muhaliflik’ cezası MAHMUT LICALI ANKARA - Halkevleri’ne 1961 yõlõnda ve- rilen “kamu yararına çalışan dernek sta- tüsü”nün geri alõnmasõ için İçişleri Bakanlõ- ğõ’nõn görevlendirmesiyle Mülkiye müfettiş- leri tarafõndan hazõrlanan rapor Bakanlar Ku- rulu’na sunulurken Halkevleri Merkez Yü- rütme Kurulu (MYK) Üyesi Özgür Tüfekçi, “Bakanlar Kurulu bunu aklına koymuş du- rumda. Fakat Deniz Feneri Derneği’ne ilişkin gerçeklerin öğrenilmesi bizim dos- yamızın biraz ertelenmesine neden oldu” de- di. Halkevleri MYK Üyesi Tüfekçi, 2006 yõ- lõnda Mülkiye Müfettişleri tarafõndan Hal- kevleri’nin denetlenmeye başlandõğõnõ be- lirtti. Müfettişlerin bile kendilerine “Mülki- ye müfettişleri dernek denetlemez” dediği- ni kaydeden Tüfekçi, iki yõl içinde bütün şu- belerinin de incelendiğini kaydetti. Denetle- meler hakkõnda bilgi edinmek için Bilgi Edinme Yasasõ’na başvurduklarõnõ belirten Tü- fekçi, bunun sonucunda araştõrmanõn gizli ol- duğuna ilişkin bir yanõt aldõklarõnõ söyledi. Tü- fekçi, “Ama öğrendik ki: Rapor Mülkiye müfettişlerince tamamlanarak Bakanlar Kurulu’na sunuldu. Bakanlar Kurulu bi- zim kamuya yararlı dernek statüsünü ge- ri almayı aklına koymuş durumda” diye ko- nuştu. Tüfekçi, 2006 yõlõnda başlayan soruş- turmanõn Halkevleri’nin AKP’ye karşõ ülke ge- nelinde başlattõğõ eylemlerin ve Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’a yönelik yumurta pro- testolarõnõn hemen ardõndan gerçekleştiğine dikkat çekti. Halkevleri’nin 2006-2008 yõlõ ça- lõşma raporlarõ hakkõnda bilgi veren Halkev- leri MYK Üyesi Serhat Savaş da düzenle- dikleri panel, seminer gibi etkinliklere ülke ça- põnda 17 bin yurttaşõn katõldõğõnõ, okuma yazma kurslarõ verildiğini, gençlere yönelik sportif faaliyetler yapõldõğõnõ, 1200 öğrenci- nin çeşitli kurslardan yararlandõğõnõ kaydetti. Ekonomi Servisi - Küresel fi- nansal kriz dünya gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. ABD Başkanõ George W. Bush, fi- nans sektörünü kurtarma planõ çer- çevesinde kullanõlacak ilk dilim olan 250 milyar dolarõn nasõl har- canacağõna ilişkin ayrõntõlarõ açõk- larken ülkede yeni konut inşaatlarõ- nõn beklenenden çok gerilemesi ve IMF Başkanõ Dominique Strauss- Kahn’la ilgili patlak veren aşk skandalõ dünya krizi gündeminin or- tasõna oturdu. ABD’de yeni konut inşaatlarõnõn eylül ayõnda, bir önceki aya göre yüzde 6.3 oranõnda azalarak 817 bin düzeyine gerilemesi de moralleri bozdu. New York Borsasõ haftayõ düşüşle kapattõ. Dow Jones endek- si yüzde 1.41 (127 puan) azalarak haftayõ 8.852 puandan, Standard & Poor’s 500 Endeksi de yüzde 0.62 (5.88 puan) değer kaybederek 940.55 puandan kapattõ. Bush, Beyaz Saray’daki açõkla- masõnda sabõrlõ olunmasõ çağrõsõ yaparak, “Bu çabalar, finans sis- temini istikrara kavuşturmak ve ekonominin toparlanmasına yar- dım etmek yoluyla doğrudan Amerikan halkına yarar sağlamak için tasarlandı” dedi. Wall Street’in haberine göre, IMF Başkanõ Strauss-Kahn’õn kurumda çalõşan Macar kökenli evli Piroska Nagy ile girdiği gönül ilişkisi, “Morgan, Lewis and Bockius LLP” şirketince soruşturuluyor. Soruşturmayõ yürüten yetkililer, Strauss-Kahn’õn Nagy’ye ayrõcalõk sağlayõp sağlamadõğõnõ araştõrõyor. Gönül ilişkisini doğrulayan IMF patronu, “Yetkilerimi asla kötüye kullanmadım” dedi. MAHMUT LICALI ANKARA - Başkentte sendi- kalar, sivil toplum örgütleri ve si- yasi partilerin katõlõmõyla düzen- lenen mitingde, “AKP’nin yol- suzlukları ve zamları” protesto edildi. Mitinge binlerce kişi ka- tõldõ. KESK Ankara Şubeler Plat- formu ve TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu tarafõndan düzenlenen “Yolsuzluğa, yok- sulluğa, zamlara, hak kayıpla- rına, AKP’ye dur diyelim” mi- tingi için katõlõmcõlar dün öğle sa- atlerinde Sõhhiye Toros Sokak’ta toplandõ. Sivil toplum ve demok- ratik kitle örgütleri ile siyasi par- ti üyelerinin katõlõmõyla oluştu- rulan kortej, saat 13.00’te mitin- gin gerçekleştirileceği alana doğ- ru yürüyüşe geçti. Kitle, “Zengin dostu, yoksul düşmanı AKP’yi durduralım”, “AKP’yi istemiyoruz”, “AKP halka hesap verecek”, pankart- larõnõ taşõdõ. Mitingde bir konuşma yapan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hasan Kara- kaya, 2008 yõlõ başõndan bu yana elektriğe yüzde 57, doğalgaza yüzde 40, bakliyat ürünlerine ise yüzde 63 oranõnda, Ankara’da şehir içi ulaşõma ocak ayõnda yüzde 12, ekim ayõnda da yüzde 13 zam yapõldõğõnõ anõmsattõ. Ka- rakaya, şunlarõ söyledi: “Biz akız pakız diye topluma iyilik perisi gibi görünen AKP’nin yöneticilerinin arka arkaya çıkan yolsuzlukları, Ge- nel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin yolsuzluğa karışması nedeniyle istifa etmek zorunda kalması, bir diğerinin hayali ihracatta adının bulunması, ar- kasından Deniz Feneri davası, AKP’nin adının yolsuzluklarla anılır hale gelmesine neden ol- du. Bu gelişmeler AKP’nin sa- nılanın tersine pek de temiz ol- madığını, kirli yüzünü ortaya çı- karmıştır. Şimdi AKP’ye dur deme zamanıdır” dedi. DİSK Ankara Bölge Temsilci- si Kani Beko da AKP’nin, “sa- dece laiklik karşıtı eylemlerin değil, yolsuzluğun, yoksulluğun ve hak kayıplarının da odağı ol- duğunu” söyledi. Konuşmalarõn ardõndan binlerce kişi AKP logo- sunun bulunduğu balonlarõ hep be- raber patlattõ. Mitinge katõlanlar daha sonra yanlarõnda taşõdõklarõ kõrmõzõ kartlarõ havaya kaldõrarak, AKP’ye, AKP’nin zamlarõna ve yolsuzluklarõna “dur” dedi. Başkentte ‘AKP’ye dur de’ mitingi Bush rahatlattı, IMF gerdi İçişleri Bakanlõğõ ‘kamu yararõna çalõşan dernek statüsü’nün geri alõnmasõnõ istiyor Yolsuzluk ve zamlara tepki gösterildiği eylemde binlerce kişi hükümeti protesto etti Mitingde, AKP’nin sadece laiklik karşıtı eylemlerin değil, yolsuzluğun da odağı olduğu belirtildi. TOBB Başkanõ, Türkiye’nin borçlanmaktan kurtarõlmasõ gerektiğini söyledi ‘Ülkenintalimatalmasızorumagidiyor’ TRABZON (Cumhuriyet) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanõ Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin borç ve emir almaktan kurtarõl- masõ gerektiğini belirterek “Be- nim en çok zoruma giden, ağırıma giden ülke olarak baş- kasından talimat almak” dedi. Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde, “Dünyada- ki Ekonomik Kriz ve Türki- ye’ye Etkileri” konulu bir su- num yapan Hisarcõklõoğlu, ül- kelerin IMF ve AB’ye mahkûm edildiğini belirterek “Olmaz böyle bir şey. Ülkeyi borç al- maktan, emir almaktan kur- tarmak lazım, hedefimiz bu” dedi. Türkiye’de, güçlü eko- nomi ve kaliteli demokrasi ol- mak üzere iki güçlü çõpa olma- sõ gerektiğine işaret eden Rifat Hisarcõklõoğlu, bu ikisinin bir- birinden ayrõlamayacağõna dik- kati çekti. ‘İhracat daralır’ “Hesap veremeyenin hesap soramayacağını, bu durumda da kaliteli demokrasi olma- yacağını” anlatan Hisarcõklõ- oğlu, ekonomik değerlendir- melerde de bulundu. Hisarcõk- lõoğlu, “Cari açığın finans- manı problem, cari açığın fi- nansmanını yapamadığımız zaman Türkiye’de kriz olur” diye konuştu. Küresel mali kri- zin Türkiye’ye olasõ etkilerini de sõralayan Hisarcõklõoğlu, ilk et- kinin finasmanda yaşanacağõnõ, ihracat pazarlarõnõn daralaca- ğõnõ anlattõ. İZMİR VE ANKARA BARO GENEL KURULU Seçim heyecanõ ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) - İzmir Barosu’nun olağan genel kurulu dün Ege Üniversitesi Kampus Spor Salonu’nda başladõ. Olağan genel kurulda Nevzat Erdemir başkanlõğõndaki yönetim kurulunun iki yõllõk çalõşmalarõ aklanmadõ. Bundan sonraki süreçte, genel kurul üyeleri arasõndan oluşturulacak heyet, geçen iki yõldaki hesaplarõ ve çalõşmalarõ inceleyecek. Seçimler bugün gerçekleştirile- cek. Gelecek hafta sonu yapõlacak Ankara Barosu başkanlõ- ğõ seçimleri öncesinde ise eski baro başkanlarõ Erdal Mer- dol ile Sadık Erdoğan, Demokratik Sol Avukatlar ve Çağ- daş Avukatlar’õn ortak adayõ Sami Kahraman’õ destekle- diklerini açõkladõlar. Merdol ve Erdoğan, şimdiki Vedat Ahsen Coşar yönetimini ise “gericilerle kol kola çalış- mak ve ülke sorunlarıyla ilgilenmemekle” suçladõlar. AKP DAVASININ GEREKÇESİAÇIKLANIYOR ‘Laiklik’vurgusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkeme- si’nin, üniversitelerde türbana serbestlik getiren anayasa de- ğişikliğinin iptaline ilişkin kararõnõn gerekçesinde son dü- zeltmeler yapõlõyor. Bu hafta açõklanmasõ beklenen ve 50 sayfayõ bulduğu belirtilen gerekçede, laikliğin anayasa deği- şikliği ile değiştirilemeyeceğine vurgu yapõldõğõ öğrenildi. 2’ye karşõ 9 üyenin oyuyla alõnan iptal kararõ hakkõnda ANKA Ajansõ’na bilgi veren mahkeme yetkilileri, “Gerek- çede, laiklik ilkesini irdeledik. Laikliğin bir anayasa de- ğişikliği ile değiştirilemeyeceğine vurgu yaptık. FP ve RP hakkında verilen kapatma kararlarına atıfta bulu- nuldu. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce iki ayrı dava- da verdiği kararların yanı sıra AİHM’nin verdiği karar- lara da atıfta bulunuldu” görüşünü dile getirdiler. Fotoğraf:NECATİSAVAŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear