25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Avrupa Birliği Süreci Bir ‘Yol Ayrımında’ AB süreci bugüne kadar olumlu ekonomik koşul- larda ilerlemişti; şimdi büyük bir mali krizle karşı kar- şıya. Birliğin geleceği bu ekonomik krizin etkilerine olduğu kadar, belki de daha çok, üye ülkelerin kri- ze gösterecekleri tepkilere bağlı. Ya AB üyesi ülke- ler safları sıklaştıracak ve birlik sürecini daha da de- rinleştirecekler ya da Birlik süreci çürümeye ve çök- meye başlayacak. AB ülkeleri, “bizim banka sistemimiz ABD krizinden etkilenmez” fantezisi dağılıp krizin ilk dalgası kıyıla- rına vurduğunda Le Monde’un başlığı, “Chaque un pour soi” (herkes kendi başının çaresine baksın) AB’nin “gerçeğini” hemen ortaya koydu. Ortada ne Brüksel ne AB üyelerinin post-modern (birleştirilmiş) egemenliğinden bir iz vardı. Herkes hemen kendi ulus devletinin kucağına sığınmaya başlıyordu. Kriz de- rinleşmeye devam ederken bu “bencil” havanın gi- derek zayıflamaya, üyelerin “zorunlu olarak” birlikte davranmanın, krize karşı ortak bir program geliştir- menin önemini kavramaya başladıkları görülüyor. Krizde yalpalamalar AB duvarında ilk çatlağı İrlanda, diğer üye ülkele- rin banka sistemini nasıl etkileyeceğine aldırmadan, kendi ülkesindeki bankaların mevduatlarını garanti al- tına alarak açtı. Bir Financial Times yazarı İrlanda’nın tavrını, ortaçağda orduların muhasara ettikleri kent- lerin içine mancınıkla vebalı ceset atmalarına ben- zetecekti. AB bankalarının mevduatlarının İrlan- da’ya kaçarak diğer üye ülkelerin bankalarının içinin boşalması riski oluşunca, tedbir diğer ülkelerce de benimsendi. Bu sırada Almanya, FT yazarı Münc- hau’nun deyimiyle AB çapında hiçbir önemi olma- yan Hypo Real Estate adlı bankayı, salt Almanya’nın siyasi gereksinimlerinden hareketle kurtarmaya kal- karak “fonlarını ziyan ediyor”, Fransa’nın önerdiği, AB çapında kurtarma paketini geri çeviriyor, mali kriz de- rinleşmeye devam ediyordu. Bu kez İzlanda, diğer AB ülkeleri üzerindeki etkilerine aldırmadan banka- larını devletleştirdi. İzlanda bankalarına bir milyar ster- linden fazla kamu parası kaptıran İngiltere, önce İz- landa’nın varlıklarını donduruyor sonra da ülkeye da- va açıyordu. Nihayet İngiltere AB’nin en kapsamlı, iddialı kur- tarma paketini açıkladığında, tepkiler hâlâ, “her ül- ke kendi sorunlarını bildiği gibi halletsin” olmaya, pi- yasalar da çökmeye devam ediyor, G4 zirvesi ortak bir plan üretemediği gibi çağırılmayan ülkelerden de tepki çekiyordu. Hafta içinde AB üyelerinin tutumları giderek bir- birlerine yakınlaşmaya başladı: Mevduat garanti sı- nırları Birlik çapında yükseltildi, eşgüdüm niyeti vur- gulandı. ABD ve AB merkez bankaları ortak bir ta- vırla faizleri yarım puan indirdiler. Cuma günü Al- manya’da Merkel hükümeti G7 toplantısından ön- ce büyük bir “U” dönüşü yaparak “sistem düzeyin- de”, “ortak çözümlerden” söz etmeye, İngiliz pake- tinin kimi unsurlarını benimsemeye, bu arada mev- duat garantilerini para piyasası fonlarına kadar ge- nişletmeye başladı. Medya, Merkel’in Brown ve Sar- kozy ile sürekli temas halinde olduğunu, hafta so- nunda da AB liderlerinin nihayet bankaları kurtarmaya karar verdiğini aktarıyordu. Birlik ya da çokluk, işte bütün mesele… Gelişmeler AB üyelerinin nihayet birlikte davran- maya, birlik sürecini güçlendirmeye başladıklarına işa- ret ediyor. Ancak, önlerinde, üye ülkelerin birbirle- rinden farklı ekonomik özelliklerinden kaynaklanan çok büyük engeller var. AB’nin yapısı da derin bir mali krize, ardından ge- lecek, durgunluktan depresyona kadar uzanabilecek bir ekonomik konjonktürün getireceği siyasi ve top- lumsal sorunlara uyum sağlayacak özelliklerden yoksun. Ekonomik bütünleşme tamamlanmadan, ma- li bütünleşmeye gidilmiş olmasının sorunları da or- taya çıkmaya başladı. Dahası, AB çapında bir eşgüdümü oluşturmak, bir- liği ilerletebilmek için gerekli hegemonya sisteminin de henüz kurulamadığı söylenebilir. Bunu, AB’nin bü- yük, “küreselleşmiş” sermaye kesiminin, kontrol et- tikleri medya gruplarının, “organik entelektüellerinin” tüm çabalarına karşın Fransız ve Hollanda vatan- daşlarının, neo-liberal AB anayasa taslağını, İrlanda vatandaşlarının bu taslağın “Lizbon anlaşması” ver- siyonunu geri çevirmelerinden, olduğu kadar, en son, Rusya’nın Gürcistan’ı işgali sırasında, Almanya ve Fransa bir tutum alırken İngiltere’yle eski Sovyet uy- dularının bir başka tutum almasında da görebiliyo- ruz. Göreli ekonomik istikrar ve refah döneminde is- tikrar kazanamayan bir “hegemonya projesinin”, kriz ortamında ülkelerin vatandaşları giderek huy- suzlanmaya, bir suçlu aramaya, hükümetlerini de bas- kı altına almaya başladıkları bir dönemde ne şansı ola- bilir? Nitekim krizle birlikte, bu hegemonya projesinin en önemli başarılarından biri olan Avro’yu korumaya yö- nelik Maastricht kriterlerinin, “istikrar paktının” hızla şarampole yuvarlanmakta olduğunu görmüyor mu- yuz? Avusturya seçimlerinin sonuçları da güçlü bir AB karşıtı sağ popülist (büyük sermayeye tavırlı) dal- ganın yükselmekte olduğunu düşündürüyor. Krizin Avrupa Birliği sürecini bir yol ayrımına ge- tirdiği kesin. Ya AB süreci, kendi içinde hegemon- ya sorunlarını aşacak ve daha da derinleşecek ya da çürümeye başlayacak. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Bahçeli, kendisini “Gâvur Dağõ ile Sõvas’tan öteye gidememekle suçlayan” iktidara sert yanõt verdi ‘AKP,PKKkadaralçak’ TÜRBANA SİYASİ SİMGE DEDİ Kadın ilahiyatçıya ölümtehdidi Türbanõn siyasal İslamõn ürünü olduğunu, kadõnlarla erkeklerin birlikte namaz kõlabileceklerini söyleyen İslam Felsefesi Uzmanõ Emel Yalçõn, artan ölüm tehditleri nedeniyle Konya Valiliği’nden koruma istedi. FIRAT KOZOK ANKARA - Konya Selçuk Üniversitesi İla- hiyat Fakültesi’nde yük- seköğrenimini yaptõktan sonra aynõ üniversitenin İslam Felsefesi Anabilim Dalõ’nda yüksek lisans çalõşmasõnõ tamamlayan ve doktoraya devam eden Emel Yalçın, gazetemiz- de ve bir televizyon ka- nalõnda başörtüsü, tari- katlaşma ve cemaatleşme ile ilgili görüşlerini açõk- lamasõnõn ardõndan şeri- atçõ kesimlerin hedefi ha- line geldi. Başta dinci Anadolu’da Vakit gazetesi olmak üze- re çeşitli internet sitele- rinde açõk bir dille hedef gösterilen, elektronik ile- tilerle tehdit edilen Yalçõn, son çare olarak Konya Valiliği’ne başvurdu. Yalçõn’õn avukatõ Ali Altay, valiliğe yazdõğõ di- lekçede, şu görüşleri dile getirdi: “Müvekkile ge- rek internet ortamında e-mail yolu ile gerekse kimi yerel ve yurt sat- hında dağıtımı yapılan basın yolu ile hedef gös- terilmeye, tehdit edil- meye başlanmıştır. Yine internet üzerinden ‘ila- hiyatalemi@yahoogro- ups.com’ grubu altında toplanan bir grubun ta- ciz ve karalamalarına maruz kalmış olup bu tehdit ve tacizler hali hazırda devam etmek- tedir. Müvekkile can gü- venliği ile ilgili olarak çok ciddi endişeler taşı- makta olup, geçmişte yaşanan olayların bilin- ci müvekkilenin endişe- lerinde haklı olduğunu telkin etmektedir. Aka- demisyen genç bir Türk aydını olan müvekkile- nin çağdaş tutumu, Ata- türk ilke ve devrimleri- ne olan bağlılığı ve bunu her fırsatta dile getiren duruşu ile ülkemizi or- taçağ karanlığına çek- mek isteyen iç ve dış güçlere karşı güvenliği- nin sağlanması kamu yararının olmazsa ol- maz gereklerindendir.” Yalçõn, bir süre önce çeşitli basõn yayõn organ- larõna yansõyan konuşma- larõnda, kadõnlarõn cenaze namazlarõna katõlmasõn- da dinen bir sakõnca ol- madõğõnõ belirtmişti. “Ha- dislerde de kadınların cenaze namazı kılması- nı yasaklayan bir du- rum söz konusu değil” diyen Yalçõn, kadõnlarõn cenazeyi kaldõrabilecek- lerini ancak erkeklere gö- re daha duygusal olmala- rõ nedeniyle defin işlemi- ni yapamayabilecekleri- ni söylemişti. Yalçõn, “Suudi Ara- bistan’da kadınlar ce- naze namazına katılıyor. Ülkemizde rahat din an- layışı olmasına rağmen, kadınları camide fazla görmek istemiyorlar. Di- nimizde kadınlar, bay- ram, cuma ve cenaze na- mazına gidebilir” diye konuşmuştu. Kadõnlarõn başlarõ açõk bir şekilde de namaz kõlabileceklerini ifade eden Yalçõn, dinde yalnõzca kadõnlarõn cena- ze veya cuma namazõnõ kõ- lõp kõlmamasõ ve başlarõnõ örtmesi konusunda tartõş- ma yapõldõğõ, ahlaki ilke- ler konusunda hiçbir şe- kilde vurgu yapõlmadõğõnõ söylemişti. AKP’de yerel seçim depremi Başbakan Erdoğan, parti yöneticilerine belediye başkanlarõnõn çoğunu değiştireceği mesajõnõ verdi EMİNE KAPLAN ANKARA - Deniz Feneri, Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat ile başlayan yol- suzluk tartõşmalarõ, yerel seçimlerde İzmir ve Çankaya’yõ almayõ hedefleyen AKP’nin planlarõnõ bozdu. Yolsuzluk tartõşmalarõ, Deniz Fene- ri ile ilgili iddialar, hükümetin bu konuda girişimde bulunmakta isteksiz davran- masõ, Şaban Dişli’nin rüşvet aldõğõ suç- lamalarõ üzerine parti yönetiminden is- tifa etmesi, AKP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Dengir Fõrat ile ilgili hayali ih- racat suçlamasõ, AKP’nin yerel seçim hedeflerini etkiledi. Yerel seçimlerde İz- mir, Çankaya, Diyarbakõr ile Mersin gi- bi CHP ve DTP’nin elinde olan bele- diyeleri almayõ planlayan, tüm strateji- sini bu hedef üzerine kuran AKP, yol- suzluk iddialarõyla sarsõldõ. Parti kulislerinde, 22 Temmuz se- çimleriyle birlikte İzmir, Çankaya ve Mersin gibi AKP’nin etkili olmadõğõ yerlerde büyük bir yükseliş yaşandõğõ- na, ancak yolsuzluk iddialarõnõn ardõn- dan gerileme görüldüğüne dikkat çeki- liyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen hafta gerçekleştirdiği merkez karar ve yönetim kurulu (MKYK) toplantõsõnda yerel seçimlere dönük mesajlar verdi. Er- doğan, bazõ MKYK üyelerinin son za- manlarda AKP’li belediye başkanlarõna yönelik büyük yakõnmalar olduğu yö- nünde verdiği bilgiler üzerine, “Baş- kanlara yönelik bana da çok fazla şi- kâyet geliyor. Zaten bu seçimlerde adayları belirlerken bu şikâyetleri dikkate alacağız. Belediye başkanla- rından çoğunu bu seçimlerde aday göstermeyi düşünmüyoruz” dedi. Parti yöneticilerinden aday arayõş- larõna başlamalarõnõ isteyen Erdoğan, “Yerel seçimler için yeni yüzler, yeni isimler bulun” diye konuştu. Er- doğan, yeni isimler için seçim bölge- lerinde anketler, il ve ilçe örgütleriy- le tabana yönelik geniş bir değerlen- dirme yapõlmasõnõ istedi. Başbakan Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında terörle mücadeleye ilişkin yapılan çalışmaları anlattı. Aktütün Karakolu’na saldırıyla ilgili olarak medyayı eleştiren Erdoğan, Aktütün’de alınan bir ihbar gereği okulun 1-2 gün tatil edildiğini, orada okul ve öğretmenin bulunduğunu ileri sürdü. (Fotoğraf:AA) Bahçeli’nin ağõr eleştirilerine yanõt vermedi, Kuzey Irak ile diplomasiyi savundu Erdoğan: Muhatap almıyorum ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadele kapsamõnda Kuzey Irak bölgesel yönetimi ile diplomasinin zaaf olmadõğõnõ belirterek “Bu adımlar dün atılmamışsa yanlış yapılmıştır. Böyle önemli konularda ülkeler kompleksli davranamaz” dedi. Erdoğan, dün partisinin grup toplantõsõn- da terörle mücadeleye ilişkin yapõlan çalõş- malarõ anlattõ. Hükümete yönelik eleştirilere yanõt veren Erdoğan, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin aynõ milletin eşit üyeleri ve birbirinin kardeşi olduğunu, hiç kimse- nin diğerine karşõ bir üstünlük iddiasõnõn söz konusu olamayacağõnõ belirtti. Adana ve Ba- lõkesir’deki olaylara dikkat çeken Erdoğan, bu lokal gerilimin kaynağõnda düşmanlõk di- linin ipuçlarõnõn olduğunu söyledi. Terörle mücadelede hukuktan vazgeç- meyeceklerini, demokrasiden geri adõm at- mayacaklarõnõ kaydeden Erdoğan, terörün sadece bir güvenlik sorunu olmadõğõnõ, sa- dece güvenlik önlemleriyle önünün alõna- mayacağõ gerçeğinin toplumun tüm kesim- lerinin birleştiği ortak bir kanaat haline geldiğini belirtti. Aktütün Karakolu’na sal- dõrõyla ilgili olarak medyayõ eleştiren Er- doğan, Aktütün’de alõnan bir ihbar gereği okulun 1-2 gün tatil edildiğini, orada okul ve öğretmenin bulunduğunu söyledi. Erdo- ğan, “Okulun tatil edilmesini fırsat bile- rek bunun üzerinden iktidarı vurmanın yollarını aramak, en azından insafsızlık- tır. Hamdolsun, yine burada okulumuz var, öğretmenimiz görevli. Bunu saptır- mak ve orada senaryo kurarak iktidarı- mızın üzerine yürümek milli birliğimizi zedelemektir” diye konuştu. Türkiye’nin terörle mücadelede diplo- masiden yararlanmak zorunda olduğunu belirten Erdoğan, “Irak merkezi yönetimi, ABD, Kuzey Irak yerel yönetimi başta ol- mak üzere ilgili bütün tarafları içine alan bir çalışma yürütüyoruz. Bu adım- lar dün atılmamışsa yanlış yapılmıştır. Böyle önemli konularda ülkeler kom- pleksli davranamaz. Aksine, çözüm yo- lunda akılcı ve gerçekçi bir biçimde ağır- lığını koyar ve hissettirir. Türkiye’nin go- cunacak hiçbir şeyi yok” dedi. ‘İlgili arkadaşlarım cevap verir’ MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli’yi eleştiren Erdoğan, bazõlarõnõn çõkõp “Baş- bakan ABD’de başkanla şöyle konuş- malıydı, böyle konuşmalıydı” dediğini belirterek “Sayın Başkan Bush’la ne ko- nuştuğumu nereden biliyorsun? Sadece dünyaya açılmış iki tane cevabı bile, acaba daha önce çatısı altında bulundu- ğunuz parti alabildi mi? El pençe divan durmaktan başka ne yaptınız geçmişte? Ama bizler, terör örgütünün ortak bir düşman olduğunu ve anlık bir istihbarat paylaşımının başlatılması sürecinin 5 Kasım’da sözünü aldık ve başlattık” gö- rüşünü dile getirdi. Erdoğan, Bahçeli’nin AKP’nin PKK kadar bölücü, alçak ve ah- laksõz olduğu yönündeki açõklamalarõnõn anõmsatõlmasõ üzerine, “Onunla ilgili ar- kadaşlarım gerekli cevabı verecekler. Muhatap almıyorum” demekle yetindi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, kendisini “Gâvur Dağı ile Sıvas hat- tı”ndan öteye gidememekle suçlayan AKP’nin, “PKK kadar bölücü, alçak ve ahlaksız olduğunu” söyledi. Bahçeli, geçen haftaki grup toplan- tõsõnõn basõna kapalõ bölümünde, PKK’nin internet sitelerinde yayõmla- nan listelere dikkat çekip, “Meclis’te 96 PKK destekçisi olduğu” yönündeki iddiasõnõn ardõndan, dünkü grup top- lantõsõnda da AKP’yi açõkça, “PKK kadar bölücü olmakla” suçlayarak eleştiri dozunu arttõrdõ. Bahçeli, TBMM’de geçen hafta ya- põlan sõnõr ötesi operasyon tezkeresinin görüşmelerinde, AKP Grup Başkan- vekili Nihat Ergün’ün kendisini kas- tederek “Gâvur Dağı’ndan, Sıvas’tan öteye geçmek lazım” sözlerinin, terör propagandasõnõn nerelere kadar ulaş- tõğõnõ ortaya koyduğunu ifade etti. Bahçeli, Ergün’den “bu zat” diye söz ederken, “Burada asıl sorgulan- ması gereken, iktidar partisi adına konuşan bu milletvekilinin, Gâvur Dağı ile Sıvas ekseninde çizmeye çalıştığı hattın, PKK belgelerinde, Barzani haritalarında, Amerikan raporlarında ve uluslararası ihanet toplantılarında da yer aldığı gerçe- ğidir” dedi. Konuşmasõ sõrasõnda bölücü örgüt ve çevrelerin çizdiği sözde haritayõ da mil- letvekillerine gösteren Bahçeli, “bu sö- zün sahipleri ile PKK’nin görmek is- tediği coğrafya arasında tam bir uyum olduğunun ortaya çıktığını” belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP, PKK ve Barzani aynı çiz- gide, asırlık Sevr zihniyeti ile bir kez daha buluşmuş ve maalesef bunun için yüce Meclis kürsüsü alet edil- miştir. Ve bize göre böylesi bir kir- li zihniyet, en az PKK kadar bölücü, alçak ve ahlaksızdır. Beni ve parti- lilerimi ısrarla ve her fırsatta bir va- tan coğrafyasına davetinizden neyi ummaktasınız, hangi tertipleri tez- gâhlamaktasınız? Hangi küresel se- naryonun, eksik kalmış parçasını bi- zim üstümüzden tamamlamak üze- resiniz? 40. yılına girecek bir siyasal hareket olarak, nerelere gidip, kim- lerle kucaklaşacağımızı siz mi tayin edeceksiniz?” AKP yönetimi ve hükümet üyeleri- nin terörle mücadelenin sorumlulu- ğunu TSK’ye yõkma çabalarõna da tepki gösteren Bahçeli, “ne istediler- se verdik” diyen hükümet sözcüsünün sözlerinin “biz her türlü desteği ve- riyoruz ancak onlar terörü önleye- miyorlar” demeye getirdiğini söyledi. Hükümetin sevk ve idaresinde bu- lunan bir devlet gücünün hükümet er- ki tarafõndan sinsi ifadelerle suçlanarak faturanõn Mehmetçik’e çõkarõldõğõnõ belirten Bahçeli, “Bu açıklama terörle mücadelede başarısızlığın, şaşkınlı- ğın, siyasal ahlaktan yoksunluğun ve kokuşmuş bir zihniyetin ilk ağızdan itirafıdır” dedi. AKP hükümetinin “başrolünde” Barzani’nin bulunduğu bir küresel oyunun içine itildiğini kaydeden Bah- çeli, aslõnda ne hükümetin ne de ABD’nin bölgeden PKK’yi uzaklaştõ- rõp, etkisizleştirmek gibi bir niyeti ol- duğunu söyledi. Hükümetin şimdi “dağdaki terö- ristle Irak’taki hamisi” aracõlõğõyla görüşme yolunu tercih ettiğine dikkat çeken Bahçeli, “Oyun artık belli ol- muştur. Terörün beyni Barzani, yö- netimi Kandil, destekçisi bölücüler, mihmandarı AKP’dir” diye konuştu. ‘Erdoğan’ın serveti’ Küresel ekonomik kriz karşõsõnda hükümetin hiçbir önlem almamasõnõ da eleştiren Devlet Bahçeli, şunlarõ söyledi: “Aziz vatandaşlarımız yaş yere basarken, elbette ki göz ka- maştıran servetini dolarda tutan Sa- yın Başbakan, kriz sonucunda yük- selen doların seyrinden memnun- dur ve ayağını gerçekten sağlam ye- re basmaktadır. Başbakan’ın yere sağlam basmaktan anladığı bu- dur” dedi. AKP’yi terörle mücadelenin sorumluluğunu TSK’ye yõkmaya çalõşmakla suçlayan Bahçeli, “AKP, PKK ve Barzani aynõ çizgide, asõrlõk Sevr zihniyeti ile bir kez daha buluşmuş ve maalesef bunun için yüce Meclis kürsüsü alet edilmiştir. Ve bize göre böylesi bir kirli zihniyet, en az PKK kadar bölücü, alçak ve ahlaksõzdõr. Beni ve partililerimi õsrarla ve her fõrsatta bir vatan coğrafyasõna davetinizden neyi ummaktasõnõz, hangi tertipleri tezgâhlamaktasõnõz?” dedi. Devlet Bahçeli ADANA 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ 2003/1458-Esas, 2007/ 1435-Karar Davacõlar Süleyman Özalp, Hasan Özalp vekili Av. Ahmet Çifter tarafõndan, davalõ Mehmet Karakuş ve ar- kadaşlarõ aleyhine açõlan Ortaklõğõn giderilmesi davasõ- nõn yapõlan yargõlamasõ sonunda, davacõlarõn talebinin kabulü ile Adana ili, Seyhan ilçesi, 1. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü'nün Kurtuluş mahallesi, 123 pafta, 1853 ada, 469 parsel sayõlõ taşõnmazõn taksimi mümkün olmadõ- ğõndan, üzerindeki takyidatlarla birlikte açõk artõrma su- retiyle satõlmasõna, elde edilecek paranõn tapudaki his- sedarlara hisseleri oranõnda paylaştõrõlmasma, taşõnmaz üzerindeki muhtesatlarla ilgili hak iddia edenlerin ilgili mahkemelerde dava açma haklarõnõn mahfuz tutulmasõ- na, yazõ İşleri Müdürü Cengiz Özkan'õn satõş memuru olarak tayinine karar verilmiş olmakla; davalõ Ayşegül Fõstõk (Tekin)'e bu kararõn tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine, ilanõn yayõnlanma tarihinden iti- baren YEDİ GÜN sonra tebliğ edilmiş sayõlacağõna, hü- küm 8 günlük kanuni süre içerisinde temyiz edilmediği takdirde kesinleşeceği hususu tebliğ ve ilan olunur. 09.10.2008 Basõn: 54770
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear