22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 2008 PAZARTESİ 6 İNCELEME Dünyayõ saran küresel kriz nedeniyle reel sektörde üretim düştü, sparişler durdu, borçlar arttõ, işçi çõkarmalar gündeme geldi Türkiye’de kriz çoktan başladõ ŞEHRİBAN KIRAÇ / MURAT KIŞLALI Küresel ekonomik dünyayõ kasõp kavu- rurken Türkiye’de AKP hükümetinden hâ- lâ kriz bizi etkilemez açõklamalarõ geliyor. Ancak ekonomik göstergelere ve sektör temsilcilerinin açõklamalarõna bakõldõ- ğõnda, Türkiye’nin krizden en fazla etki- lenen ülkeler arasõnda olduğu görülüyor. İmalat sanayiinin neredeyse tüm alt sektörlerinde üretim ağustos ayõnda geri- ledi. Özellikle büro muhasebe bilgi işlem makinelerinde üretim adeta durma nokta- sõna geldi. Sektörün üretimi geçen yõlõn ay- nõ ayõna göre yüzde 56.6 oranõnda düşüş kaydetti. Üretim düşüşü; radyo, TV, ha- berleşme cihazlarõnda yüzde 36.8, tekstilde yüzde 21.3’le ciddi boyutlara ulaştõ. TÜ- İK’in açõkladõğõ rakamlara göre mayõs, ha- ziran ve temmuz aylarõnda işsiz sayõsõ 96 bin kişi arttõ. Özel sektörün dõş borcu temmuz sonu iti- barõyla 143.7 milyar dolara çõktõ. Kriz için önemli göstergelerden olan cari açõk ise 50 milyar dolara koşuyor. Şirketlerin banka- lara olan borçlarõ da her geçen gün artõyor. Sanayiciler, hükümetten acil önlem al- masõnõ beklerken ihracatçõlar ise krize karşõ B planõ hazõrlamak için önümüzde- ki hafta toplanõyor. Türkiye’de ihracatõn lo- komotif sektörleri olan otomotiv, demir- çelik ve tekstilde üretim kõsõtlamasõna gi- dilirken yakõn dönemde işçi çõkarmalarõn gündeme geleceği belirtiliyor. İSO: SANAYİCİYİ ZOR DÖNEM BEKLİYOR İstanbul Sanayi Odasõ (İSO) Yönetim Kurulu Başkanõ C. Tanıl Küçük: “Krize, cari açık başta olmak üzere önemli ba- zı kırılganlıklarla yakalandık. Belirsiz bir konjonktürde bulunuyoruz ve önü- müzü göremiyoruz. Sanayimiz uzun yıllardır rekabet ettiği ülkelerden daha yüksek maliyetlerle üretim yapmak zo- runda kalmış ve tüm çabalarımıza rağ- men bu durum değiştirilememiştir. Bi- zi bekleyen zor dönemde, üretimi, ih- racatı ve istihdamı devam ettirmek adı- na, kamu kaynaklı girdiler başta olmak üzere, girdi maliyetlerini aşağı çekecek tedbirler, mali disipline mümkün oldu- ğunca az zarar verecek formüllerle, süratle hayata geçirilmelidir. IMF ile an- laşma yapılması güveni güçlendirmek açısından önemlidir. Ancak Türkiye, so- runlarını çözebilmek için bundan son- ra gündeme getireceği tüm ekonomik programlarda üretim, ihracat ve istih- damı merkeze almak zorundadır. Eko- nomik ve Sosyal Konsey süratle top- lanmalı ve muhtemel krize karşı alın- ması gereken tedbirler burada değer- lendirilmelidir.” İHRACATÇILAR YOL HARİTASI İÇİN TOPLANACAK İhracatçõlar, küresel krizi en az etki ile atlatmak için bu hafta içinde toplanacak ve bir yol haritasõ çizecek. İhracatçõlar yol ha- ritasõnõ ve alõnmasõ gereken önlemleri hü- kümete sunacak. Türkiye İhracatçõlar Meclisi (TİM) Başkanõ Mehmet Büyü- kekşi: “Krizin etkilerini 2009 başında daha fazla hissederiz. 2008’in ilk 9 aylık ve- rilerine bakıldığında ABD’ye ihracatı- mız yüzde 6’dan yüzde 4’e gerilemiş du- rumda. Yine ihracatımızın yüzde 55- 60’ını yaptığımız AB ülkelerinde de ih- racat gerilemesi söz konusu. Ancak bu- na karşılık özellikle Körfez ülkelerine ih- racatta bir yükselme yaşanıyor. Yeni pa- zar arayışlarımız var ve ürünlerimizi çe- şitlendiriyoruz. Önümüzdeki hafta ih- racatçı sektörlerle bir araya gelerek kri- ze karşı yol haritamızı belirleyeceğiz.” ALMANYA’DA DÖRT KİŞİDEN BİRİ YOKSUL Türk bankacıları da işsizler kervanında LEHMAN’DA 60’TAN FAZLA TÜRK VARDI 85 BİN KİŞİ RİSK ALTINDA Yoksul Milano AMBALAJ: Rusya, Afrika, Hin- distan, Ortadoğu ülkelerinin uyguladõğõ yüzde 50-150 sevi- yesindeki ithalat gümrük vergi- lerinden dolayõ ihracat durma noktasõna geldi. Krizde gümrük vergilerinin, korumacõlõk politi- kalarõ çerçevesinde artmasõ bekleniyor. CAM VE ÜRÜNLERİ: Sektör yüksek girdi maliyetleri nede- niyle rekabet gücünü yitirdi. AB’nin serbest ticaret anlaşma- sõ yaptõğõ ya da müzakarelere başladõğõ ülkelerin büyük bölü- müyle Türkiye’nin yeterince yol almamõş olmasõ, krizde iyi- ce zorlaşan rekabet koşullarõnõn giderek Türkiye aleyhine geliş- mesine yol açtõ. ÇİMENTO VE ÜRÜNLERİ: Ekonomide özellikle inşaat sektöründe küresel krize bağlõ son dönemde artan talep daral- masõ ve yüksek faiz çimentoya talebi düşürdü. Konut talebin- deki daralma ve bunun sonu- cunda konut fiyatlarõnõn düşe- ceği beklentisi ile tüketiciler konut alõmõnõ erteliyor. Talep düşüşünde faiz oranlarõnõn art- masõ ile birlikte konut kredisi kullanõm oranõnõn düşmesi ve konut alõmõna yönelebilecek ta- sarruflarõn bir bölümünün yük- sek reel faize yönelmesi de önemli etken. KİMYA: Bu sektör de dövizin değer kazanmasõndan olumlu etkilenirken, yurtiçinde talep daralmasõnõn etkisini hissede- cek. PERAKENDECİLİK: Küresel kriz perakendeyi de vuruyor. Alõşveriş merkezleri yöneticile- ri, “tüketicilerin elini eteğini harcamalardan çektiğini” be- lirterek, satõşlarda yüzde 20’le- re varan düşüşler yaşandõğõnõ kaydediyor. Perakendedeki sõ- kõntõyõ tespit eden bazõ alõşveriş merkezleri stratejilerini değişti- riyor. ULAŞTIRMA VE LOJİSTİK: AB ve diğer bazõ ülkeler, zaten uluslararasõ taşõmacõlõk firmala- rõnõn sürücülerine vize zorluğu çõkarmaktaydõ. Şimdi dõşarõda- ki talep daralmasõ ihracatõ daha da düşüreceği için bu sektörün işleri olumsuz etkilenecek. OTOMOBİL Son yõllarõn yõldõz sektörü otomotivdeki durgunluk ge- çen mayõs ayõnda yaşanmaya başladõ. Ağustosta taşõt aracõ üretimi yüzde 12.9 azaldõ ve 43 bin 74 adet taşõt aracõ üretildi. Eylül ayõ binek ve hafif ticari araç toplam sa- tõşlarõnda geçen yõlõn aynõ ayõna oranla yüzde 5.8 oranõnda gerileme yaşandõ. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer: “Gerek iç pa- zarda gerek ihracatın büyük bölümü- nün yapıldığı AB ülkelerinde ciddi bir talep daralması var. Önümüzdeki 3 ayda ciddi üretim daralması ve si- pariş kesintileri olacak. Önümüzü tam olarak göremiyoruz. Krizin ne kadar yayılacağını kestiremiyoruz. Bütün otomotiv şirketleri, hedeflerini revize etmek zorunda kaldı. Şu anda ciddi bir kriz yönetimi halindeyiz.” CİDDİ TALEP DARALMASI VAR TEKSTİL Tekstilde yaşanan kan kaybõ ağustosta da sürdü. Yün ipliği üretimi yüzde 12.5 azalarak 2 bin 912, pamuk ip- liği üretimi yüzde 26.7 azalarak 31 bin 55, sentetik iplik üretimi de yüzde 26.9 azalõşla 36 bin 83 tona düştü. Türkiye Giyim Sa- nayicileri Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş: “2008 başın- dan itibaren durağan bir dö- neme gireceğimiz belliydi. Hükümet tedbir alma konu- sunda maalesef geç kaldı. Özellikle ihracata yönelik ça- lışan, üreten ve istihdam sağ- layan firmaların bankalara olan kısa dönemli kredi borç- larının sürelerini uzatma ko- nusunda sorunlar çıkmaya başladı. Firmalar borçlarını ödeyemez konuma geldi. Şu anda hükümetin daha fazla reel sektöre sahip çıkması ge- rekiyor. Şu anda ulusal bir kalkınma hamlesi gerekiyor.” BAKANLARLA SORUN BANKACILIK Türk bankacõlõk sektö- rü, 2001 krizi sonrasõn- daki yeniden yapõlanma ile birlikte şoklara daya- nõklõlõğõnõ arttõrdõ. Sektö- rün sermaye yeterlilik oranõ yüzde 17.6 düzeyinde. Hedef- lenen yüzde 12 minimum ora- na bakõldõğõnda, sermaye yeter- lilik düzeyinin iyi olduğu belir- tiliyor. Türk bankalarõnõn güçlü yapõsõna rağmen global kaos- tan önümüzdeki aylarda etki- lenmesi bekleniyor. Türki- ye’de krize karşõ halen 50 bin YTL olan mevduat güvence- sinde sõnõrõn yükseltilmesi yö- nünde BDDK’de çalõşma yürü- tülüyor. Türkiye İş Bankasõ’nõn ekim ayõ ekonomi değerlendir- me bültenine göre, yurtiçinde büyüme ivme kaydederken, bankalarõn, aktiflerini geçmiş dönemlerdeki kadar hõzlõ büyü- temeyecekleri düşünülüyor. ŞOKLARA DAYANIKLI TURİZM Turistik Otelciler İşlet- meciler ve Yatõrõmcõlar Bir- liği (TUROB) Başkanõ Ti- mur Bayındır: “2008 için Turizmde bir kayıp görün- müyor. Türkiye yıl sonuna kadar yaklaşık 25 milyon turist ağırlayacak ve 20 mil- yar dolarlık gelir sağlaya- cak. Ama krizin Avrupa ül- kelerini daha ciddi etkile- mesi halinde 2009’da kayıp- lar söz konusu olabilir. Çünkü kriz dönemlerinde insanlar en başta tatil alış- kanlıklarından vazgeçiyor. Bu yılı kurtardık ama.. ge- lecek yılların ne getireceğini tam olarak kestiremiyoruz. Bizim sektörümüz tama- men turistin gelmesi üzeri- ne kurulu.. en kötü senaryo ile turistler gelmezse birçok tesis kapanır, ya hastaneye çevrilir ya da okul olur.” 2009’DA KAYIPLAR OLUR DEMİR-ÇELİK Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan: “Demir Çe- lik’teki talep yetersizliği neeniyle fi- yatlar bin 600 dolardan 700 dolara kadar geriledi. Sipariş iptalleri söz konusu. 10 yıldır bu sektördeyim, bu kadar kötü bir krizle karşılaşmadım. Birçok firma ayakta kalabilmek için işçi çıkarma yoluna gidiyor ya da üre- timini kısıyor. Biz üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz, ama bu oranlar gün geçtikçe düşüyor. ABD’de demir- çelik sektöründeki yatırımlar tama- men durdu. Tüm dünyada projeler askıya alındı. Böyle bir dönemde hü- kümetin, sektörlerin üzerindeki yük- leri kaldırması gerekiyor. Bir koyun- dan 10 post çıkarma anlayışından ar- tık vazgeçilmeli. TRT payı, ve keyfi vergiler kaldırılmalı. Enerji maliyet- leri düşürülmeli.” Ü R E T İ M K I S I L I Y O R BEYAZEŞYA Krizin en derin hissedildiği sektörler- den biri beyaz eşya. Ağustos ayõnda hiç müzik seti üretimi yapõlmazken, buzdo- labõ üretimi yüzde 26.6 azalõşla 417 bin 334, televizyon üretimi yüzde 36.5 aza- larak 593 bin 837 ve çamaşõr makinesi üretimi yüzde 7.3 azalõşla 383 bin 270 adede düştü. Beyaz Eşya Yan Sanayici- leri Derneği (BEYSAD) Başkanõ Murat Önay: “Beyaz eşyada son 2 yıldır, özellikle iç pazarda ciddi bir daralma söz konusu. Bu açığı ihracatla kapat- maya çalışıyorduk. Avrupa’da kriz reel sektörü etkilemeye başladı.. bu da bizim ihracatımızı düşürüyor. İh- racat yollarımız tıkanıyor. Sipariş ip- talleri söz konusu. 2007’de 16 milyon adet beyaz eşya üretilirken bunun bu yıl 15 milyon adede gerilemesini bek- liyoruz. Üretimdeki bu düşüşler işçi çıkarmalarını da gündeme getirecek.” SİPARİŞLER İPTAL EDİLİYOR OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Kriz, haziran ayõ sonunda, hükümetin kendi eliyle hazõrladõğõ ve her 8 Almandan birinin res- men yoksul ilan ettiği bir “yoksulluk raporu”nun ardõn- dan sahneye çõktõ. Rapor, devletten işsizlik parasõ, çocuk parasõ türünden yardõmlar almasalar, Almanya sokakla- rõndaki her 4 kişiden birinin yoksul sayõlacağõnõ gösteri- yordu. Bu araştõrmanõn sonuçlarõ doğru dürüst tartõşõla- madan araya yaz tatili girdi ve eylülde de küresel krizin pençesine düşüldü. Bu son krizin sokaktaki yaşamõ, Al- manya’daki sõradan insanlarõ çok kötü vuracağõnõ söyle- mek için kâhin olmak gerekmiyor. 2007 yõlõ sonunda ka- yõtlõ işsiz sayõsõ 3 milyon 737 bin idi. Bu rakamõn 2008’in ilk aylarõnda biraz düştüğüne de tanõk olundu. Ama ista- tistik makyajlarõndan, yüzlerce çeşit eğitim olanağõ ve kurslardan vs. arõndõlmõş “gerçek işsiz” sayõsõnõn 6 mil- yona yakõn olduğunu kanõtlayan iktisatçõlar da var. Al- manya, krizin sokağa indiği bir zamanõ ve şaşõrttõğõ in- sanlarõ yaşõyor. Otomotiv başta olmak üzere reel ekono- miden gelen olumsuz haberler, üretim kesintilerinin, iş- sizler ve emekliler başta olmak üzere tüm toplum kesim- lerini olumsuz etkileyeceğini, yaşam standartlarõnõ aşağõ çekeceğini önceden haber vermiş sayõlõyor. Krizin bu ka- dar hõzlõ etkili olacağõnõ Alman Maliye Bakanõ Peer Ste- inbrück de düşünmüyordu ve “İzlanda’daki krizin Al- man ekonomisini fazla etkilemeyeceğini” o yüzden ra- hatça telaffuz edebildi. SPD’nin eski bir numarasõ ve şimdinin Sol Parti Başkanõ Oskar Lafontaine, bu hatayõ affetmeyerek, Steinbrück’ün dünyadan ve finans piyasa- larõnõn gerçek niteliğinden habersiz olduğunu hatõrlattõ. Maaşlarõ reel olarak sürekli düşen emeklilerin durumu çok kötü. Bazõlarõ, ellerindeki 3-5 bin Avro’yu yõllardõr mudisi olduklarõ güvenilir bankalara götürüp dev Ameri- kan bankalarõnõn aracõsõ veya sahibi olduğu borçlanma kâğõtlarõndan satõn aldõklarõnõ anlatõyorlar. Örneğin Lehman Brothers’tan. Yatõrõmlarõnõn havaya uçtuğuna bir türlü inanamõyorlar. ABD’de patlak veren mali kriz, Avrupa’da ve Almanya’da beklentileri aşan bir hõzla so- kağa çõkõyor ve yayõlõyor. Sõradan bir emekliyi, devletten aldõğõ küçük destekle yaşamaya çalõşan küçük insanlarõ çok kötü sürprizler bekliyor. Kriz sokağı hiç beklemeden vurdu MUSTAFA K. ERDEMOL LONDRA - İngiliz finans çevrelerinin yeni Kâbe’si Canary Wharf’ta, yõllardõr faaliyet gösteren 158 yõllõk Lehman Brothers’õn iflas haberinin geldiği an, hepsi de parlak beyinlerden oluşan yüzlerce çalõşanõn ağlamaklõ yüz ifadeleri İngiliz gazetelerinde yer aldõğõnda, sorunun insani boyutunun ne olduğunu ancak kavrayabildi birçok insan. Aralarõnda, denizaşõrõ ülkelerden özellikle çağrõ- larak görev verilmiş olanlarõn da bulunduğu genç “yup- pi”lerin, hiçbir krizden etkilenmeyeceklerine olan o yan- lõş kanõyõ yerle bir eden bir görüntüydü fotoğraftakiler. Çekmecesini boşaltõrken, sonraki adõmõn ne olacağõ ko- nusundaki belirsizlik yüzlerine yansõmõş genç çalõşanla- rõn yanõ sõra, yõllardõr emek verdiği kuruluştan emekli ol- mayõ beklerken birden işsiz kalan olgun çalõşanlara ka- dar herkes, kapõ dõşarõ edilmenin ne olduğunun en yeni örnekleriydiler. Genellikle bireysel yaşanan işsiz kalma halinin topluca gerçekleşmesi, uzun yõllar sonra ilk kez oluyordu çünkü. Kriz sadece İngiliz çalõşanlarõ değil, yabancõlarõ da vurdu haliyle. Aslõnda İngilizi yabancõsõ, aynõ anda etkilendiler krizden... Bunlarõn arasõnda, 60’õ işlerini tamamen kaybeden 200’e yakõn Türk de var. Tür- kiye’den, New York’un yanõ sõra Londra gibi uluslarara- sõ finans kuruluşlarõna transfer edilen, bazõlarõnõn gelir- leri milyon dolarõ aşan “harika Türkler”, işlerini kay- betme korkusu yaşõyorlar. Aylardõr ekonomik kriz nede- niyle Northern Rock, Halifax, Bradford and Bingley gibi dev bankalarõn iflas ya da batma noktasõna geldiği İngil- tere’de, Lehman Brothers’õn iflasõyla işlerine son verilen 60’tan fazla Türk yatõrõm bankacõsõ endişe içinde akõbet- lerini bekliyor. Ayrõca, Bank of America’ya devredilen Merrill Lynch ile mevduat bankacõlõğõna dönüştürülme kararõ alõnan Morgan Stanley, Goldman Sachs gibi Lon- dra’daki bazõ büyük yatõrõm bankalarõnõn Türkiye masa- larõnda çalõşan Türk bankacõlar da aynõ endişe içindeler. Dünyanõn dördüncü yatõrõm bankasõ, 158 yõllõk Lehman Brothers’õn, Londra’da Canary Wharf’taki merkezinde masalarõnõ boşaltan Türk bankacõlar, Nomura Bank’õn, bankalarõnõn Avrupa ve Orta Asya birimlerini satõn alma teklifi karşõsõnda, işlerine dönüp dönemeyeceklerini me- rakla bekliyorlar. ASLI KAYABAL ZAVAGLIA MİLANO - Tüm dünya, ekonomik ve finansal krizin geleceği nasõl etkileye- ceğini düşünürken Papa 16. Benedik- tus Vatikan’dan “Para tek gerçek de- ğil, mutlak ve en önemli gerçek Tan- rı’nın ağzından çıkan sözdür” diye seslenerek herkesi şaşõrttõ. Papa’yõ dü- şünceleriyle baş başa bõrakõp İtal- ya’nõn ekonomi gücü Milano’ya döner- sek görünen tablo bir hayli düşündürü- cü. Milano’da krizin izini sürmek için borsanõn ya da büyük bankalarõn ana şubelerinin yer aldõğõ Cordusio’ya git- meye gerek yok. Buralarda durum tah- min edeceğiniz gibi. İtalyanlar Berlus- coni’den önceki Romano Prodi hüku- meti döneminde ekonomik sõkõntõyla boğuşuyordu. Yetersiz ücretler, güven- cesiz işler, ayõn sonunu getirememe, pahalõ yaşam, Milano’daki astronomik emlak fiyatlarõ, kent merkezinde yanõna bile yanaşõlamayan ev kiralarõ, ucu fõ- rõn protestosuna kadar varan yüksek ekmek fiyatlarõ vs... 85 BİN KİŞİ YARDIMA MUHTAÇ Hõristiyan yardõm kuruluşu Cari- tas’õn geçen gün yayõmladõğõ rapor, ku- zeyin “zengin” şehri Milano’da 85 bin vatandaşõn risk altõnda olduğunu vur- guladõ. Durum sanõldõğõndan da vahim Milano’da. Geçen 2007 yõlõnda Cari- tas’a yardõm talebinde bulunmak üzere 16 bin kişi başvurdu. Bunlarõn yüzde 75’i göçmen vatandaşlar, ancak yar- dõm talep eden her dört kişiden biri or- ta ekonomik gelir düzeyine ait İtalyan vatandaşõ. Caritas Ambrosiana’ya başkanlõk eden peder Roberto Davanzo çok kaygõlõ, “Bu kriz yalnız işsizler ve toplumun kıyısında var olma çabası verenleri değil, orta sınıfın geleceğini de tehlikeye sokacak” diye anlatõyor. Kentin sokaklarõnda 5 bin “clochard” ve 85 bin yeni yoksul, yaşam mücadele- si veriyor. GÜNEYE GERİ DÖNÜYORLAR Milano ve başka pekçok büyük kentte krizin en çok geçici sözleşme ile çalõ- şanlarõ, eşinden ayrõlan kadõnlarõ, tek başõna yaşayan yaşlõlar ve emeklileri, ağõr hastalarõ, kalabalõk aileleri ve bel- ki de toplumun en korumasõz kanadõ olan göçmenleri etkileyeceği tahmin edilmekte. Milano’da orta ekonomik gelir düzeyi grubunda meslek sahibi, memur ya da genç evliler, kentte başõnõ alõp giden emlak fiyatlarõ ile baş ede- meyince şehir dõşõndaki banliyö semtle- rine taşõnmak zorunda kaldõ. Güney İtalya’dan, daha iyi bir gelecek umu- duyla kuzeye gelenler ise gelecek düş- leri yõkõlõnca sokakta kalmamak için çareyi yeniden yoksul güneye dönmekte buldu. Kriz sonrasõ en büyük sõkõntõyõ, birkaç yõl önce bankalardan sabit ol- mayan faizle bireysel kredi alanlar ya- şõyor şimdi. Dün gelen bilgilerde her ay yapõlan kredi ödemelerinin bundan böyle 500 Avro artacağõnõ duyanlar bu durumu nasõl göğüsleyebilecekleri ko- nusunda karamsar ve çaresiz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear