22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 EKİM 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B “Kurban” turnesi için Almanya’dayõz. Şim- di Frankfurt’ta yaşayan bir arkadaşõm çalõştõklarõ tiyatro atölyesini gezdiriyor bize. Sonra hep bir- likte oturup sohbet ediyoruz. “Kurban” hak- kõnda ne zaman bir Dil ve Tarih-Coğrafya Fa- kültesi Tiyatro Bölümü mezunuyla konuştu- ğumda olduğu gibi, söz, kaçõnõlmaz olarak Me- tin And’a geliyor. Çünkü benim tiyatro yol- culuğumda çok belirleyici bir rolü olan bu ça- lõşmanõn arka planõ, olduğu gibi Metin And’õn dev eserlerinden oluşuyor. Bir DTCF mezu- nunun hayatõnda ise Metin Hoca, hep unutul- maz anõlarla birlikte var oluyor. Ve bu tür soh- betlerde hep olduğu üzere, bir süre sonra Me- tin Hoca ile ilgili anõlarõmõza karşõlõklõ kahka- halar eşlik etmeye başlõyor. Ben, Paris’te git- tiğimiz Hint lokantasõnda onun tatlõ anekdot- larõnõ ve arada garsonlara da sataşmayõ ihmal etmediği “karşılaştırmalı kültür dersleri”ni kahkahalar içinde dinlerken, bir yandan da acõ- sõ bol Hint yemekleri yüzünden nasõl gözle- rimden yaşlar geldiğini anlatõyorum. “Kerbe- la”yõ ve taziyeleri konuşup ondan fikir alma- ya gittiğimizde, Ankara’daki evinin her köşe- sine kitaplar, kasetler, dergiler yõğõlmõş salonu içinde nasõl beni kolumdan tutup televizyonun karşõsõna oturttuğunu, “Tamam, onları ko- nuşuruz, ama önce sen şunları bir izle baka- lım” deyip, 2 saat bo- yunca David Cooperfi- eld’in sihirbazlõk gösteri- lerini izlettiğini ve bütün bu numaralarõ çözdüğünü nasõl keyifle anlattõğõnõ ha- tõrlõyorum. DTCF mezunu arkadaşõm, Hoca’nõn bir yandan öğretirken diğer yan- dan tüm sõnõfõ nasõl gül- mekten kõrõp geçirdiğini, na- sõl her dersin içine mutlaka bir “illüzyon” numarasõ sõkõştõr- dõğõnõ anlatõyor. Sohbetin bir yerinde, kadehimi kaldõrõyo- rum, “Haydi, Metin And’ın şerefine içelim” diyorum. Arkadaşõm bir an bu- ruluyor, sonra ekliyor: “Metin Hoca’nın anı- sına içelim.” Donup kalõyorum. Kolum kana- dõm kõrõlõyor sanki. KÜLTÜREL MİRASIMIZ Metin And, benim meslek hayatõmda gerçek anlamõyla bir milat oluşturur; tiyatrodaki ara- yõşlarõmõ “Metin And’dan önce” ve “Metin And’dan sonra” diye ikiye ayõrabilirim rahatça. Dionysos ve Anadolu Köylüsü’nü, Oyun ve Bü- gü’yü, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nu, o sõrada henüz kitaplaştõrõlmamõş olan “Taziye” konulu makalelerini (Ritüelden Drama. Kerbelâ-Mu- harrem-Taziye, 2002) okudukça nasõl ufkumun değiştiğini bugün gibi hatõrlõyorum. Sayõsõz uygarlõk ve kültürün iç içe geçmesi, katman katman birikmesiyle şekillenmiş bu coğrafyada, nere- deyse iki yüzyõldõr giriştiğimiz “Ba- tılılaşma” serüveninde yõpranma ve yok olma süreçleri hõzlanan gele- nekleri, kültürel kökleri ve zen- ginlikleri gözler önüne seren bu dev eserler, sahne sanatlarõndaki önem- lerini bugün de koruyorlar. Ana- dolu’nun “yaşayan oyun ar- keolojisi”ni yõllarõn emeğiyle, iğneyle kuyu kazar gibi gün õşõ- ğõna çõkarmõş ve “bir milli ser- vet gibi koruma altına almış” Metin And’õn çalõşmalarõ, kop- tuğumuz derin kültür katman- larõyla, ortak çağrõşõm zeminleriyle bağlarõn nasõl yeniden kurulabileceğinin ipuç- larõnõ verirken, kökenlerden çağdaş sahne sa- natõna uzanan bir yol açmak isteyenlere de õşõk tutuyor. Çünkü bu eserler bizim “Düş Zama- nı”mõzõn yaşayan izlerini sürüyor. DÜŞ ZAMANI GEZGİNİ “Düş Zamanı” evrenin ve evrendeki her şe- yin varoluşunu anlatan yaratõlõş zamanõ, bu an- latõyõ belirleyen mitoslarla ritüellerin bir arada oluşturduğu “köken-zaman”dõr. Her kültür top- luluğunun kendine ait bir “Düş Zamanı” var- dõr. Türkiye’nin bu anlamda en büyük şansla- rõndan biri Metin And ayarõnda bir “Düş Za- manı gezgini”ne sahip olmasõdõr. Üstelik onun çalõşmalarõ sadece bizlere değil, genelde tiyat- ro sanatõna çok zengin bir yenilenme kaynağõ sunar. Çünkü “Düş Zamanları” insanlõğõn or- tak malõdõr. Metin And’õn katõldõğõ her ulus- lararasõ toplantõda el üstünde tutulmasõnõn, Avrupa’da ziyaret ettiği her kurumda büyük bir saygõyla karşõlanmasõnõn ardõndaki gerçek de, onun insanlõğõn ortak mirasõna yaptõğõ bu kat- kõnõn bilinmesidir. MEMLEKET SEVGİSİ Kurtuluş Savaşõ’nõn ilginç dinamiklerinden biri, Batõlõ emperyalist güçlere karşõ mücade- le ederken “Batılılaşma”, “Çağdaşlaşma” ro- tasõndan çõkmamak için gösterilen çabadõr. Bu düşünsel atmosfer, Cumhuriyet’in kurucu kuşaklarõ üzerinde de iz bõrakmõş, onlardaki “memleket sevgisi”ni insanlõk mirasõna duyulan yoğun bir ilgi ve merakla birleştirmiştir. Me- tin And, bu bireşimin tiyatro ve sahne sanatla- rõ tarihimizdeki en yetkin temsilcisidir bence. Üstelik bunu sadece yüz yõl sonra da hâlâ kay- nak olarak kullanõlmaya devam edilecek eser- leriyle yapmakla kalmamõş, içinde hep yaşat- tõğõ çocuğun sonu gelmez merakõyla, neşe sa- çan insan sevgisiyle, o engin bilgisini paylaş- ma cömertliğiyle birleştirip bir hayat biçimi ha- line getirmiştir. Evet, eserleri hep yaşayacak; evet, başõmõz her sõkõştõğõnda yine ona sarõlacağõz; evet, bizim de bir Metin And’õmõz var diye gururlanacağõz uluslararasõ kültürel etkinliklerde... Ama... Işõklar içinde yat sevgili Hocam, dar gün dos- tum, “ama”nõn devamõ yok, cevabõ da... aemelmesci@yahoo.fr Metin And’õn ardõndan Kültür Servisi - Münih Belediyesi’nin MELT (Avrupa ve Yerel Gelenekte Göç) çalõşmasõ kapsamõnda Cihangir Güzelleş- tirme Derneği’nce düzenlenen Renk Ahenk CihangirFest2008 önceki gün Cihangir’den göçün önlenebilir olduğuna dikkat çeken sürpriz bir dans gösterisi ve açõlõş konseriyle başladõ. Cihangir’in özgün yapõsõnõ korumak amacõndaki etkinlikte bugün 14.00’te “Ci- hangir’e Yerel Tarih Müzesi Kazandır- mak” adlõ panel ve 1. MELT Müzik Atöl- yesi, 18.30’da “7’den 75’e Ritim Toplu- luğu ve Latin Dans Gösterisi” adlõ konser ve 19.30’da Artane Sanat Galerisi’ne mekân ziyareti yapõlacak. Koordinatör Se- za Sinanlar Cihangir’in yabancõlarõ, öğ- rencileri, sanatçõlarõ, evsizleri ve kedileriyle özel bir mekân olduğu için bu çalõşmaya uy- gun olduğuna dikkat çekiyor ve çalõşmanõn Cihangir’de kurulmak istenen ‘Yerel Tarih Müzesi’ için de bir atlama tahtasõ olduğu- nu söylüyor. İzleğinde çeşitli konserler, kül- tür gezileri, sergiler, paneller, müzik atöl- yeleri ve çocuk etkinlikleri de bulunan Renk Ahenk CihangirFest2008 18 Ekim’e dek devam edecek. (0 212 245 11 14) Cihangir’de yaşam... BÜTÜNRENKLERİYLETÜRKİYE FrankfurtKitap Fuarıkapılarını Türkiyeileaçıyor Kültür Servisi - Türkiye’nin “Bütün Renkleriyle Tür- kiye” sloganõyla ‘Onur Konuğu’ olarak katõlaca- ğõ 2008 Frankfurt Kitap Fuarõ yarõn Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül ve Orhan Pamuk’un konuş- malarõyla resmi olarak açõ- lõyor. Cumhurbaşkanlõğõ Senfoni Orkestrasõ’nõn Yu- nus Emre Oratoryosu’nu ilk kez Almanca olarak seslendireceği geleneksel açõlõş galasõ, bu yõl da res- mi açõlõşõn ardõndan eski Frankfurt Opera (Alte Oper) binasõnda yapõla- cak. Kapõlarõnõ kitapse- verlere 15 Ekim’de açacak fuar için hazõrladõğõ kap- samlõ izleğiyle kültürel ve yazõnsal renkliliğini dün- yaya sunacak olan Türki- ye, konuklarõn karşõsõna 250 yazarõn yer alacağõ 100 dolayõnda okuma programõ, panel, sempoz- yum, sergi ve tiyatro, mü- zik ve dans gösterisiyle çõkacak. 19 Ekim’de gerçekleştirile- cek konuk ülke devir tes- lim töreninde ise Gülten Akõn bir konuşma yaparak konuk ülke statüsünü Çin Halk Cumhuriyeti’ne dev- redecek. (www.fbf2008tur- key.com) Elektronik müzik buluşması Kültür Servisi - İKSV tarafõndan 31 Ekim - 8 Kasõm tarihleri arasõnda gerçekleştirilecek Phonem by Miller’in biletleri cuma günü satõşa çõktõ. Genç ve yenilikçi müzikleri İstanbul seyircisiyle buluşturan etkinlik, bu yõl da aralarõnda British Sea Power, Annie, Robots In Disguise ve The Emperor Machine’in de bulunduğu elektronik müziğin yeni ve yaratõcõ adlarõnõ Babylon, Otto Santral, Dirty, Studio Live ve Tamirane’de ağõrlayacak. (www.iksv.org) GÜRSU KUNT ANTALYA - Antalya Altõn Portakal Film Festivali bünyesindeki 4. Uluslararasõ Avrasya Film Fes- tivali önceki gece törenle başla- dõ. Açõlõşta Ferzan Özpetek’in ‘Mükemmel Bir Gün’ adlõ fil- mi gösterilirken, onur ödülleri Michael York’a, Zbigniew Pre- isner’e, yönetmen Paul Verhoeven’a sunuldu. Bu bölümün seçici kurul baş- kanlõğõnõ da yapan Verhoeven, yeni filminin pek çok sahnesini Tür- kiye’de çekmek istediğini belirt- ti. Uluslararasõ Avrasya Film Festivali’nde bu yõl 2’si Türk ol- mak üzere toplam 12 film ‘En İyi Film’ ve ‘En İyi Yönet- men’ ödülleri için yarõşõ- yor. Seçici kurul Berkun Oya, Cameron Bailey, Joan Chen, Jürgen Prochnow, Majid Majidi ve besteci Zbigniew Preisner’den oluşuyor. Yarõşacak filmler ise ‘Üç Maymun’, ‘Sonbahar’, ‘Yedi Gün / Seven Days’, ‘Jerichow’, ‘Bitmeyen Yürüyüş / Stil Walking’, ‘Kasaba Öğretmeni / The Country Teacher’, ‘İyi ki Doğdun Laila / Laila’s Birthday’, ‘35 Tek Rom / 35 Rhums’, ‘Khamsa’, ‘Sta- lin’e Hediye / The Gift to Stalin’, ‘Be- lalı Düğün / White Night Wedding’ ve ‘Machan’. MELANIS MAZZUCCO’NUN ROMANI... Antalya’da Türk izleyicisinin karşõ- sõna çõkmasõna ilişkin duygularõnõ “İlk- okulda karnesini anne babasına gös- teren çocuk heyecanındayım” diye- rek anlatan Özpetek’le birlikte başrol oyuncusu Isabelle Ferrari, yapõmcõ Domenico Procacci ve Serra Yılmaz gösterim sonrasõ basõn toplantõsõ yap- tõlar. Türkiye’de film çekmek isteğini ancak çekici bir teklif gelmediğini söy- leyen yönetmen, Türkiye’de bir film çe- kebilmesi için burada en az 3-4 ay ya- şamasõ ve gözlemlemesi gerektiğini de belirtti. Filmin Melania Mazzuc- co’nun romanõndan uyarlandõğõnõ, ya- zarõn sonuçtan oldukça mutlu olduğu- nu söyleyen Özpetek, en çok karõ-koca arasõndaki şiddet içeren sahnenin çeki- minde zorlanacaklarõnõ düşündüklerini, ancak çekimin ardõndan iyi bir sahne ol- duğu inancõyla çok rahatladõklarõnõ an- lattõ. Yapõmcõ Domenico Procacci ise “Bu cesaret isteyen bir filmdi ve Fer- zan Özpetek’te de bu cesaret vardı. Ondan başka birinin de bu filmi ya- pamayacağını düşündüm” dedi. 4. ULUSLARARASI AVRASYA FİLM FESTİVALİ BAŞLADI Antalya’da Avrasya rüzgârõ Kültür Servisi - Bu yõl üçüncüsü ya- põlacak Contempo- rary İstanbul Sanat Fuarõ, başlangõçtan bu yana olduğu gibi İstanbul Lütfi Kõrdar Uluslararasõ Kongre ve Sergi Sarayõ Ru- meli Salonlarõ’nda 16 – 19 Ekim günleri ara- sõnda düzenlenecek. İs- tanbul’un 2010’da ‘Av- rupa Kültür Başkenti’ oluşu nedeniyle ayrõca destek verilen fuara yurtdõşõndan 90, ülkemizden 148 olmak üzere toplam 238 sanatçõ katõlõyor. Fuara katõlacak sanatçõlar arasõnda Burhan Doğançay, Nezaket Ekici, Semiha Berksoy, İnci Eviner, Kez- ban Arca Batıbeki, Ah- met Ertuğ, İrfan Önür- men, Ansen de var. Andy Warhol, Alexan- der Berg de yapõtlarõna fuarda özel tasarõlarla yer verilecek sanatçõ- lardan. Ayrõca, 2008 yõlõnõn ilk gününde kay- bettiğimiz, 52. Venedik Bienali’nde Türkiye’yi temsil eden Hüseyin Alptekin anõsõna, Bente Chirstensen- Ernst tarafõndan yapõlmõş tuval üze- rine yağlõboya “Sanatçıbaşı” adlõ Alpetkin portresi de sergilenecek. Etkinlikte söyleşi, konser ve gösteri- lerin yanõ sõra yan etkinliklerden ba- zõlarõ da çocuklara yönelik yapõlacak. (www.contemporaryistanbul.com) Contemporary İstanbul’a geri sayõm Fuar, İstanbul Lütfi Kõrdar Uluslararasõ Kongre ve Sergi Sarayõ Rumeli Salonlarõ’nda 16 – 19 Ekim günleri arasõnda yer alacak. Metin And’õn çalõşmalarõ, koptuğumuz derin kültür katmanlarõyla, ortak çağrõşõm zeminleriyle bağlarõn nasõl yeniden kurulabileceğinin ipuçlarõnõ verirken, kökenlerden çağdaş sahne sanatõna uzanan bir yol açmak isteyenlere de õşõk tutuyor Armstrong’un yaşamı beyazperdede Kültür Servisi - Cazõn efsane isimlerinden Louis Armstrong’un yaşamõnõn beyazperdeye taşõnacağõ, sanatçõyõ bu filmde daha önce de Clint Eastwood’un yönetmenli- ğinde Charlie Parker’õ canlandõ- ran Forest Whitaker’õn canlandõ- racağõ açõklandõ. Adõnõ Armstrong’un ‘What a Wonderful World’ şarkõsõndan alan filmin yapõmcõlarõ arasõnda Arms- trong’la çalõşmõş bir isim olan Oscar Cohen de var. KargART’da filmler... Kültür Servisi - Kadõköy Karga Bar’da bu ay mevsim boyunca sürecek ve her ayõn bir salõ günü yapõlacak kõsa film gösterimlerinlerinden oluşan bir etkinlik başlõyor. ‘kargART Avangard ve Underground Film Gösterimleri’ adlõ etkinliğin birincisi yarõn saat 20.00’de. Bu çerçevede gösterilecek filmler ise “Window Water Baby Moving”, “Un Chant d’Amour”, “Konec stalinismu v Cechách”, “Regen”, “Emak Bakia”, “Choromofobia” ve “Trust in Me” olacak. Garajistanbul’daFaustkonseri Kültür Servisi - Dünyaca ünlü, Kraut müziğin öncülerinden Faust bugün garajistanbul’da saat 22.00’de konser veriyor. ‘Türkiye’de Alman Kültür Esintileri’ etkinlikleri çerçevesinde Goethe Enstitüsü, KOD Müzik ve garajistanbul işbirliğiyle düzenlenen bu konserde ayn zamanda, topluluğun “Faust wakes Nosferatu” adlõ albümünde esinlenmiş olduğu F.W. Murnau’nun sessiz film klasiği “Nosferatu” (1921) gösterilecek. Ülkemizde ilk kez konser verecek olan Faust, 1969 yõlõnda Hamburg’da kuruldu. (garajistanbul - Yeni Çarşõ Cad. Kaymakam Reşat Bey Sk. No: 11a, Galatasaray)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear