26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: ÖzlemAyden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.24 Güneş: 6.51 Öğle: 13.02 İkindi: 16.20 Akşam: 19.00 Yatsı: 20.20 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 29 EYLÜL 2007 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Türkiye, RTE’nin teslimiyetçi politikaları nedeniyle istenildiği kadar övülüyor, destekleniyor denilsin ABD’de aşağılanıyor. Somut bir örnek: ABD Başkanı Bush’un “Demokrasi Ortakları Yuvarlak Masa Toplantısı”na davet edilen Türkiye’nin içinde bulunduğu ülkelerin listesine bir bakınız lütfen. Liste Dominik, El Salvador, Irak’tan başlıyor, Tanzanya, Botswana, Mauritus, Afganistan gibi ülkelerle devam ediyor. AKP’ye teslim olan, içlerinde seçim tahminlerinde AKP’yi önde görür görmez emrinizdeyim diye bağlılıklarını bildiren, şimdilerde ABD’de büyükelçilik yapan birilerinin de olduğu, çoğu yükselme yolunu AKP hükümetlerine bağlılıkta gören Dışişlerimiz; demokrasinin alfabesinde olan ülkeler arasında Türkiye’nin de bulunmasını “Demokrasisi örnek bir ülke çağrılmış” diye açıkladı. Nasıl mantık ama? ??? Henüz özerk bir bölge, ama Irak’ın parçası. Kuzey Irak’taki Kürt aşiretleri Bağdat’ın iznini almak koşuluyla sınır ötesi takibe olanak sağlayacak anlaşmayı bir günde hiçe indirebildiler. RTE hükümeti Irak gerçeğini, Bağdat’taki hükümetin bir kukla hükümet olduğunu ve Bağdat hükümetinin Kuzey Irak’ta sözünün geçmeyeceğini, Kürtlerin istemediği anlaşmaların asla geçerli olamayacağını bile bile iki ülke arasında sınır ötesi dahil terörle mücadele anlaşması yapmaya girişti. Sonuç fiyasko! Hangi mantıkla? ABD’ye işte PKK’ye karşı Bağdat ile istediğin biçimde ortak çalışma ortamı yaratmaya çalıştık ama… acaba, destek vermediğin Kuzey Irak Kürtleri aynı anlayışta değil diyecek bir mantıkla mı davranıyor? Bizimkiler ABD’de hâlâ bıraktığımız yerde. Dışişleri Bakanı Babacan, Bayan Rice’a kendimizi sınır ötesi harekât yapmamak için zorluyoruz diyor. RTE “Seçenekler azalıyor, sabrımız zorlanıyor” diye konuşuyor. Yıllardır RTE ve hükümetlerinin dilinden düşmeyen bu sözler… Başkan Bush’un bir kulağından giriyor… hiçbir etkili iz bırakmadan… öteki kulağından çıkıyor. ? Baştarafı 1. Sayfada Irak’la anlaşma fiyaskosu ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY lazım. Ama son zamanlarda bu hâlâ tartışılıyor”. Ülkesini anlatan, bir bakıma şikâyet eden bir Başbakan’ın bu söylemlerinin neresini düzeltebileceğine insan şaşırıyor. Türkiye’de Cumhuriyet kurulduğundan bu yana hiçbir siyasetçiye “neden camiye gidiyor, inancının gereklerini yerine getiriyorsun” diye sorulmadı, sorulmuyor. Bu, bir! Türkiye’de yüzyıllardır kadına başını neden örtüyorsun diye soran yok ve fakat, türbanı siyasal bir simge olarak kullananlara karşı amansız bir savaşım veriliyor. Bu, iki! Üstelik Batılı hiçbir ülkede siyaset adamları, Türkiye’de olduğu gibi bir siyasal parti, (örneğin AKP) seçimlerde din konusunu oy yollarında kullanmıyor. Bu, üç! Batılı hiçbir ülkede laiklik sorgulanmıyor, tartışılmıyor, üzerinde durulmuyor. Türkiye’de AKP (RTE) iktidara geldiğinden beri eğitimden sosyal yaşama değin din kurallarının uygulanması için üstün bir çaba harcandığı gibi, Cumhuriyet’in hiçbir döneminde laiklik üzerinde bu denli hırpalayıcı bir süreç yaşanmadı. Bu, dört. Hem elinden gelse laikliği ülke kimliğinden arındıracak, hem laikliği yeniden tanımlamaya çalışacak, hem de ABD’de Müslüman bir ülkenin lideri olarak Arapları masaya oturmaya ikna etmesini isteyen Musevi temsilcilerine o sırada diplomatik açıdan işine geldiği için “Hayır, ben laik bir ülkenin lideriyim” diye karşı çıkacak bir başbakana Batı’da da Doğu’da da rastlanmış değil. Bu da beş! ??? Sanırsınız ki, New York’ta konuşan RTE değil de laikliğin belli başlı savunucularından rahmetli Bülent Ecevit. Dinine bağlı Demirel’e ABD gezilerinde, RTE’ye olduğu gibi Türkiye’nin din konusundaki konumuyla ilgili sorular yöneltilmemişti. Nakşibendi olmakla övünen, tarikatçılığın devlet yaşamına girmesini sağlayan rahmetli Özal’a bile Türkiye’deki laik rejimle ilgili sorular sorulmamıştı. Hiçbir başbakandan Müslüman bir lider olduğu için Müslüman Arapları müzakere masasına oturtması istenilmemişti. Türkiye ile Irak arasında uzun süre pazarlıkları devam eden terörle mücadele ve işbirliği anlaşması, Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi’nin istediği doğrultunda imzalandı. Önceki akşam ve dün gerçekleştirilen müzakerelerin ardından, Ankara geri adım atmak zorunda kaldı ve Türkiye’nin Kuzey Irak’ta PKK’ye yönelik “sıcak takip” yapabilmesini öngören madde anlaşmanın metninden çıkarıldı. Bunun yerine, anlaşma metnine PKK ile mücadelede iki ülkenin sınır güvenliğindeki pozisyonları konusunda görüşmelerin devam edeceğini belirten bir madde konuldu. Anlaşmaya yapılan “ek”le de, her iki ülkenin pozisyonlarına yer verildi ve müzakerelerin sürdürüleceği vurgulandı. Konuyla ilgili altı ayda bir, bir temas grubunun toplanması konusunda da anlaşmaya varıldı. Bunun ayrıntıları ise daha sonra karşılıklı notalarla belirlenecek. Anlaşmada PKK/KONGRAGEL’in, kendisine bağlı tüm oluşumlarıyla birlikte bir terör örgütü olduğu taraflarca kabul edilerek kayda geçirilirken, Türkiye ile Irak arasında imzalanan 5 Haziran 1926 tarihli Ankara Anlaşması, 29 Mart 1946 tarihli Dostluk ve İşbirliği Anlaşması ve 1989 tarihli Adli Yardımlaşma Anlaşması’nın geçerliliğini koruduğu da taraflarca teyit edildi. Anlaşmada, BM Güvenlik Konseyi’nin 1373, 1546, 1566 ve 1624 sayılı kararlarının tam olarak uygulanmasına dair tarafların ortak işbirliği iradesi vurgulanıyor. Anlaşma ayrıca tarafların birbirlerinin güvenliğini, toprak bütünlüklerini, sınırlarının dokunulmazlığını, yurttaşlarının güvenliğini hedef alan terör eylemlerini ve bu eylemlerin hazırlıklarını engellemek üzere alınacak önlemleri de içeriyor. Tarafların, kendi topraklarını terör örgütlerinin diğer tarafa karşı barınma, gönüllü bulma, eğitim, planlama ve propaganda amacıyla üs olarak veya terör saldırıları yapmak üzere kullanmalarına son verecekleri ve önleyecekleri, terör örgütlerine yapılan her türlü finansal destek ile doğrudan veya dolaylı lojistik desteği durduracakları ve yasaklayacakları, radyo ve televizyon yayınları dahil terör örgütlerinin her türlü basınyayın ve terörü özendirici propaganda faaliyetlerine izin vermeyecekleri ve terör örgütlerinin üyele rinin herhangi bir siyasi örgüt veya faaliyette bulunmalarına, devlet kuruluşları veya resmi bir teşekkülle bağlantı kurmalarına müsaade etmeyecekleri vurgulanıyor. ‘İade et ya da yargıla’ Taraflar, terör örgütlerinin eylemlerinin finansmanına, planlanmasına, hazırlanmasına veya gerçekleştirilmesine destek verenleri, kolaylaştıranları, katılanları ve katılmaya çalışanları “Yargıla veya iade et” ilkesi temelinde yargı önüne çıkarmakla yükümlü olduklarını anlaşmayla teyit ettiler. Taraflar ayrıca, anlaşmayı imzalamakla kendi topraklarında faaliyet gösteren terör örgütleri ve bunların mensupları hakkında bilgi değişiminde bulunacaklarını taahhüt ettiler. Türkiye ve Irak, bu anlaşmanın uygulanması sorumluluğunu, iki ülkenin içişleri bakanlıklarının başkanlık ettiği ve diğer bakanlık ve hükümet kurumlarından uzmanların katıldığı, altı ayda bir dönüşümlü olarak Türkiye ve Irak’ta düzenli şekilde toplanacak bir koordinasyon kuruluna verdi. Ankara memnun Anlaşmaya ilişkin bilgi veren Türk diplomatik kaynakları, anlaşmadan memnun olduklarını belirtirken, imzalanan metnin Suriye ile teröristlerin iadesine ilişkin yapılan “Adana Mutabakatı” ile hemen hemen aynı olduğunu söylediler. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için her iki ülkenin parlamentolarınca onaylanması gerekiyor. İçişleri Bakanı Beşir Atalay imza töreninden sonra yaptığı konuşmada “Anlaşmayla iki ülke kendi topraklarını terör örgütlerinin üs olarak kullanmasını önlemekle sorumlu olmuştur. Sınır ötesi takip maddesinde anlaşma sağlanamadı, ancak bu maddeyle ilgili müzakereler sürecektir” dedi. Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani de Irak’ta çeşitli terör örgütlerinin bulunduğunu, ancak bunların büyük bölümünün Irak kaynaklı olmadığını savundu. Bolani, bu terör örgütlerine PKK’nin de dahil olduğunu belirterek “Önümüzdeki dönemde bu zararlı faaliyetlerin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınacağından emin olabilirsiniz” diye konuştu. UZMANLAR ANLAŞMAYA TEPKİLİ ‘Havanda su dövme stratejisi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uzmanlar, Türkiye ile Irak arasında imzalanan terör ve işbirliği anlaşmasının Türkiye’yi oyalamaktan başka bir işe yaramayacağına dikkat çekiyor. Uzmanların anlaşma konusunda NTV’ye yaptıkları değerlendirmeler şöyle: Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu: Bu anlaşmayı, geçen sene Terörle Mücadele Özel Temsilciliği konusu gibi sadece Türkiye’yi oyalamaktan öteye gidemeyecek bir anlaşma olarak nitelendiriyorum. Burada esas konu sıcak takipti. Sıcak takip dışındaki konuları Irak hükümetinin ne yapmaya gücü var, ne de niyeti var. Sıcak takip konusunun anlaşmaya dahil edilmemesinin de sadece Irak’ın kuzeyindeki Kürtlerin itirazından doğduğunu söylemek yanlış. ABD de Türkiye tarafından Irak’ın kuzeyine bir müdahale yapılması taraftarı değildi ve Irak hükümetine böyle telkin etti, onlar da anlaşmaya böyle geldi. Terör Uzmanı Nihat Ali Özcan: Böyle bir anlaşmanın imzalanması diplomatik anlamda önemlidir. Fakat bu anlaşmaya dayanarak Türkiye’nin mevcut probleminin bir kısmını bile çözeceğini sanmıyorum. Anlaşmanın içeriğini hayata geçirme olanağı var mı diye düşününce, bunun mümkün olmadığını düşünüyorum. Bunun ilk nedeni Irak’taki mevcut siyasal ortamla ilgili. Anlaşma, yürürlüğe girme aşaması da dahil olmak üzere her adımda sorunlar yaşayacaktır. Çünkü Irak’ta sorunlar var, hükümetin kendi içinde sorunları var, parlamentoda sorunlar var, egemenliğin paylaşılması konusunda sorunlar var. Konunun teknik yönüne de bakmamız lazım. PKK gibi kendi taktiğini kullanan ve coğrafyadan faydalanan bir örgütle ilgili, zayıf ve parçalanmış bir merkezi hükümetten medet beklemek fazla iyimserlik olur. Emekli Orgeneral Necati Özgen: Şimdiye kadar Türk milleti nasıl uyutulduysa, PKK konusunda bu antlaşma da aynı şekilde havanda su döverek oyalama stratejisi. Kimse kimseyi kandırmasın. İster sınır ötesi harekât olsun isterse sıcak takip harekâtı olsun, bu konuda bir fikir birliğiyle bu antlaşmaya girmesi gerekirdi. Bizim kanunumuz var ama bizim kanunumuzda diyor ki karşı tarafın mutabakatını alacaksınız. Ama karşı tarafın bu mutabakata ‘hemen buyurun girin’ demesi mümkün değil. Zaten Irak’taki hükümetin ne olduğu belli değil. O hükümet öyle bir karar zaten alamaz. yor. Şu sorunun yanıtını pek çok kişi biliyordur, ama bir kez daha sorup paylaşalım: İran, nükleer teknolojiyle nasıl tanıştı, bu tanışıklığını geliştirdi? İlk tanışıklık 1960’ların ortasında şah döneminde, ABD aracılığıyla! Dönemin Amerikan yönetimi “dünyayı tehdit eden komünizm yayılmacılığına” karşı Sovyetler Birliği’nin altında bir kuşak oluşturmak istiyordu. Bu bağlamda İran’ın güçlendirilmesi, Sovyet yayılmacılığına karşı duvar oluşturması görüşü benimsendi. ABD ile birlikte Fransa ve Almanya da İran’la nükleer anlaşmalar yaptı. Şah, mat olunca ABD durakladı. Humeyni de başlangıçta “Nükleer silahlar ve bu alandaki çalışmalar günahtır” fetvası verdiği için 1980’lerin sonuna dek duraklama sürdü. Humeyni, Irak’la savaşta zorlanınca nükleer çalışmayı “helal” ilan etti. 1991’de Sovyetler’in çökmesinin ardından Rusya devreye girdi. İran’a yüzlerce uzman ve pek çok malzeme gönderdi. Tabii dolar karşılığı! Arada Çin de devreye girdi, bugüne gelindi. ??? İngiltere ile ABD’nin aynı kaba siyaset yaptığı düşünülürse, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden İran’a nükleer teknoloji satmayan kalmamış! Bugünkü durum ise şu: Bu üyelerden İran’ı uyarmayan kalmadı! Zamanında İran “en gerekli” idi, şimdi “engerekli”! ABD Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi 16’ya karşı 397 oyla benimsediği kararla İran Devrim Muhafızları’nı terörist ilan etti, İran’la 20 milyon doların üzerinde yatırım anlaşması yapan tüm kuruluşlara yaptırım uygulanmasını benimsedi. Rusya ve Çin, İran’la hem işbirliği yapıyor hem de “Arkadaş, ABD’yi üzme, ona göre” diyor! AB ise her konuda olduğu gibi “politikasızlık politikası” güdüyor. Ancak son dönemde Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Almanya Başbakanı Merkel’in ABD’ye yakın durması, düşündürücü... Bu tablo, ABD’nin İran’la ilgili çok ileri karar alması halinde, bunun önünde duracak bir ortak yapının bulunmadığını gösteriyor. ??? ABD’nin kararından etkilenecek ülkelerin başında Türkiye geliyor. ABD geçmişte de bu tür kararlar almış; Rusya, Fransa gibi ülkelere diş geçirememişti. AKP hükümeti, 22 Temmuz seçimlerinden hemen önce İran’la büyük yatırımlar öngören doğalgaz anlaşması yaptı. ABD, Türkiye’ye şunu öneriyor: Anlaşmayı yırtarsan, Orta Asya enerji kaynaklarında işbirliği yaparız! ABD bir anlamda bizim coğrafyamızı bize satıyor! Ne acı... Geçelim... AKP hükümeti ABD’nin bu dayatması karşısında ne yapacak? İran’ın, Amerikan emperyalizmine karşı dik durma çabası övgüye değer. Ancak bir adım sonra ne yapacağını şu aşamada kestirmek zor! AKP hükümeti de sanki şu rotayı benimsemiş gibi: Hem ABD’den yana görünürüm, hem İran’la işbirliği yaparım. ABD çok üstüme gelirse, İran’a “Hareketlerine dikkat et” derim. Daha da üstüme gelirse ABD’den yana tavır koyarım. İran’a da “Sana demiştim” derim! Bu politikanın tutulacak yanı varsa gösterin, sonraki yazıya oradan başlayalım! ankcum?cumhuriyet.com.tr ABD ‘anlaşmaya’ temkinli ? WASHINGTON (Cumhuriyet) ABD, Türkiye ve Irak arasında imzalanan terörle mücadele anlaşmasına temkinli yaklaştı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Tom Casey, “Ankara’da 28 Eylül tarihinde imzalanan anlaşma bizi cesaretlendirdi” demekle yetindi. Casep, Türkiye ve Irak arasındaki anlaşmanın ayrıntılarına ve ABD’nin bu konudaki rolüne yönelik bir soruya ise şu yanıtı verdi: “PKK ve diğer terör örgütlerini ortadan kaldırmaya yönelik en iyi yaklaşımın işbirliği olduğunu daha önce söylemiştik.” 1. KOŞU: F: Nittedas (8), P: Zatinde (10), PP: Altıntaş (1), S: Önder (6). 2. KOŞU: F: Nort Point Chinde (5), P: The Prate (4), PP: Monza (2), S: Ogasavara (7). 3. KOŞU: F: Karatehlike (7), P: Baba Karapire (1), PP: Kayabaş Fırtınası (2), S: My Sultans (8). 4. KOŞU: F: Coşartay (3), P: Gökçeada (8), PP: Serteser (6), S: Kırdemirkır (4). 5. KOŞU: F: Arsenic (2), P: Tampica (5), PP: Angelo (1), S: Confidence (6). 6. KOŞU: F: Coşkunprenses (9), P: Non Grato (5), PP: Gattiso (2), S: For Jasmin (10). 7. KOŞU: F: Kafkaslı (3), P: Ateştopu (1), PP: Şilan (6), S: Dayıbey (2). ALTILI GANYAN 8. KOŞU: F: Burcukız (10), P: Arakarya (2), 3 2 9 3 10 7 PP: Gülözkan (5), S: 5 5 2 3 Edacan (7). 9. KOŞU: F: Good 1 2 5 13 Prospect (7), P: Göksel 6 7 1 (3), PP: Bourgogne 4 6 (13), S: Jade (1). Erdoğan: PKK’de ABD tankı var ? Dış Haberler Servisi ABD’de Dış Politika Konseyi’nde konuşan Erdoğan, Türkiye’deki ABD’ye aleyhtarlığı konusunda önceliği Irak konusunun çektiğini belirterek “Irak’taki gelişmelerle bağlantılı olarak Türkiye’deki bölücü terör örgütü PKK’nin Kuzey Irak’ta konuşlanması. Hele son zamanlarda PKK terör örgütünün elinden irili ufaklı Amerika’ya ait silahların çıkması, Türkiye’de korkunç bir tepki meydana getirmiştir. PKK kamplarında top, tank ve buna benzer Amerika’ya ait maalesef ağır silahlar çıktı” dedi. 1. KOŞU: F: Lady Muhtarram (6), P: Melek Sultan (8), PP: Ayşe Sultan (2), S: Uzun Tarlalı (10). 2. KOŞU: F: Gürtaylım (9), P: Sado Dayı (2), PP: Lütfiye (11), S: Günal (3). 3. KOŞU: F: King’s Daughter (3), P: Shuttle (2), PP: Dorubey (1), S: Touch Of Grey (9). 4. KOŞU: F: Canlar (7), P: Uçanyüz (10), PP: Selenay (4), S: Başkurt (6). 5. KOŞU: F: Reine Mauve (10), P: Açelya (1), PP: Name Of The Sultan (8) , S: Apsuva Tıpha (2). 6. KOŞU: F: Avalanche (2), P: Ay Karan (4), PP: Sherman (3), S: Mermer (6). ALTILI GANYAN 7. KOŞU: F: Bilginur (1), P: Hamiyet (4), PP: Korkutay (6), 3 7 10 2 1 9 S: Korkutbaba (8). 2 8. KOŞU: F: Bullet (9), P: Tequ 2 10 1 4 5 illa (2), PP: Golden Pipe (5), S: 1 4 8 3 Alaz Tuna (7). 9 6 2 7 CUMHURİYET 19 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear