26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y PB PB PB PB PB 25 20 28 25 32 33 35 34 23 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB B PB PB PB PB B B B 25 26 26 24 31 29 29 28 32 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B 34 31 35 36 32 34 28 24 25 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzeybatı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara bölgesi aralıklı sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı; kuzeybatı kesimlerden başlamak üzere, yurdun iç ve batı bölgelerinde 5 ila 7 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo PB 13 Helsinki Y 14 Stockholm Y 16 Londra Y 20 Amsterdam Y 19 Brüksel Y 17 Paris B 17 Bonn PB 16 Münih Y 16 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y B B B B Y B Y B 14 14 27 12 15 14 21 26 13 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B Y B B B B A B 14 27 15 25 23 21 26 31 32 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu BÜYÜKELÇİLERE İFTAR Kararda, televizyonun izlediği yayın politikasının etkili olduğu belirtiliyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Erdoğan İran’a sahip çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kitle imha silahları ile mücadele konusunda “Birileri kitle imha silahlarını üretmeye devam edip, birilerinin yaptıklarını ‘Sen kitle imha silahı yapıyorsun, bunu kaldır’ diye yaklaşırsak herhalde adil olmaz” diyerek İran’a sahip çıktı. AKP Dış İlişkiler Başkanlığı, Başbakan Erdoğan’ın himayesinde Ankara’da görev yapan büyükelçilere dün akşam iftar yemeği verdi. AKP Genel Merkezi’nde, Kuran okuma şampiyonu Ahmet Karalı’nın ezan okumasının ardından yemeğe geçildi. Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliği, kitle imha silahları ve İslami terör tartışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 2006 yılında sadece silahlanmaya ödenen paranın 1 trilyon dolar olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “Öbür tarafta Afrika’da, dünyanın değişik ülkeleri ve kıtalarında, fakir fukara, garip gureba, yoksulluk, cehalet bütün bunların ürettiği dayattığı bir terör var. Ondan sonra terör mücadelesini adeta bütün savunma sanayinin ürettiği silahlarla mücadele ettiğini söyleyen güçler var. Halbuki biz 21. asra girerken küresel barışı yakalayacağız dedik. Ama şu anda küresel barış yok, şimdi küresel savaşa gidiyoruz. Bunu anlamakta, bunu tanımlamakta zorlanıyoruz.” İslam’ın kelime anlamı itibarıyla barış ve barışı teşvik eden bir din olduğunu belirten Erdoğan, “Ama İslamfobi ile Müslümanların karşısına çıkıldığı zaman bu bizi üzer. Biz antisemitizmi insanlık suçu olarak ilan etmiş bir ülkeyiz” dedi. Erdoğan konuşmasında, bazı Avrupa ülkelerinde Hz. Muhammed’e yönelik alaycı karikatürlere de atıfta bulundu. Erdoğan, İslam dinin gereği, Müslümanların tüm peygamberleri peygamberi gibi sevdiğini belirterek şöyle devam etti: “Biz diyoruz ki, diğer dinlerin mensupları da aynı şekilde bizim peygamberimize lütfen saygı duysunlar. ” Azerbaycan STV’yi kapatıyor Haber Merkezi Azerbaycan, ulusal frekansta yayın yapan Fethullah Gülen cemaatinin televizyonu Samanyolu Televizyonu’nu (STV) 1 Ekim’de resmi olarak kapatıyor. Kararın ülkede ulusal frekansta yayın yapan yabancı televizyonlara getirilen sınırlama sonucu alındığı bildirilirken kapatma kararında STV’nin izlediği yayın politikasının da etkili olduğu iddia ediliyor. Bu ülkedeki diğer Türk kanalı TRT ise yayınlarını yine ulusal frekans üzerinden yapmayı sürdürecek. Azerbaycan, ülkede ulusal frekanstan yayın yapan yabancı televizyonlara sınırlama getiren kararını 1 Ekim itibarıyla resmen STV’ye de uygulayacak. STV’den önce Rus kanalı ORT’nin de ulusal frekanstan yaptığı yayınlar durdurulmuştu. 7 yıldır yayındaydı Türkiye’de 13 Ocak 1993’te yayına başlayan STV , 11 Ocak 2000 tarihinde Azerbaycan’da kendi stüdyolarında yayına başladı. Yaklaşık 7 yıldır bu ülkede yayın yapan STV , Türkiye’de kullandığı aynı ad ve logoyu taşıyarak yayın yaptı. Önceki yıllarda Azerbaycan’da yayın yapan Samanyolu televizyonu, Türkiye’de yayın yapan STV ile ortak yayın da yaptı. Samanyolu televizyonunun kullandığı ulusal fre kans, 17 Temmuz’da açık artırmayla yerli Hazar TV’ye satıldı. Ulusal TV’nin haber bülteninde yer verdiği haberin ayrıntıları şöyle: 15 Eylül günü yayınlarına son verilen Samanyolu televizyonunun daha sonra Hazar TV adıyla yayınlarına bir süreliğine devam edeceği belirtiliyor. 11 Ocak 2000’de Azerbaycan’da kendi stüdyolarında yayın yapmaya başlayan Samanyolu televizyonunun bölgede Amerikan propagandası yapıyor suçlamasıyla yayınlarına son verilmesi, akıllara bazı soru işaretleri getirdi. Türkiye’deki Samanyolu televizyonu ile aynı yayın politikası güden Azerbaycan kanalının kapatılmasının gerekçesinin ‘Amerikancılık’ olması şüpheler uyandırdı. Son yıllarda ABD’nin etkinliğini artırmak için Ortadoğu ülkelerinde yerel medyaları satın alarak veya bir şekilde kendi stratejisi doğrultusunda yayın yaptırma politikasının bir sonucu olarak görülen olayda hâlâ Samanyolu televizyonunun sessiz kaldığı kaydediliyor. Nursi’ye Rusya’da yasak Öte yandan Moskova Kent Mahkemesi (Mosgorsud), Saidi Nursi’nin 14 cilt halinde Rusçaya çevrilen toplu eserlerinin yasaklanmasıyla ilgili kararı onayladı. HİZBULLAH’A YAKINLIĞIYLA BİLİNİYOR Mustazaflar iftar çadırı kurdu MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Adını İran İslam Devrimi’nin halk kitlesini oluşturan “Mustazaflar”, Türkçesiyle “Ezilmişler”den alan ve Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen Mustazaflarla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MustazafDer), Diyarbakır’da iftar çadırı kurdu. Kurucuları arasında eski Hizbullahçılar veya onları savunan avukatların bulunduğu MustazafDer’in iftar çadırlarında haremselamlık olarak yemek yeniliyor. Çadırlardan biri tamamen erkeklere aitken diğeri ortadan bir paravanla ayrılıyor. Hizbullah’ın “Kurtarılmış Bölge” olarak ilan ettiği Bağlar semtinin bir uzantısı olarak yoğun göçle yeni oluşan Huzurevleri sem tinde, Şanlıurfa Yolu üzerinde geniş bir bulvar üzerinde kurulan yan yana iki çadır, yoksul kesimin büyük ilgisini görüyor. Diyarbakır’da açtıkları çadırların toplam 500 kişilik olduğunu belirten MustazafDer Genel Başkanı İshak Sağlam, muhtaçlara ve iftara yetişmeyen insanlara yemek vermeyi amaçladıklarını söyledi. Dernek tüzüklerinde yoksullara ücretsiz yemek verme maddesi olması nedeniyle valilikten izin talep etmediklerini dile getiren Sağlam, buna karşın çadırı Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ile temasa geçtikten sonra kurduklarını anlattı. Sağlam, çadır içinde ilahiler ve duaların iyi duyulması için kurulan ses düzeni nedeniyle belediyeden de ayrıca izin alındığını belirtti. Huzurevleri semtinde kurulan iki iftar çadırı yoksul kesimin ilgisini çekiyor. Şans Topu devretti ANKARA (AA) Şans Topu çekilişinde kazanan numaralar, “2, 9, 26, 28, 31 + 9” olarak belirlenirken 5 artı 1 bilen çıkmayınca 581 bin 611 YTL 33 Ykr haftaya devredildi. Çekilişte 5 bilenler 3 bin 525 YTL 65’er Ykr, 4 artı 1 bilenler 178 YTL 45’er Ykr, 4 bilenler 19 YTL 30’ar Ykr, 3 artı 1 bilenler 11 YTL 10’ar Ykr, 3 bilenler 2 YTL 25’er Ykr, 2 artı 1 bilenler 3 YTL 5’er Ykr, 1 artı 1 bilenler ise 1 YTL 60’ar Ykr ikramiye kazandı. Anayasa taslağı ilk AB’ye anlatıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkanı Dengir Mir Mehmet Fırat, AB büyükelçileri ile ertelediği görüşmeyi dün gerçekleştirdi. Fırat, anayasa çalışmalarına “ilgili tüm oyuncuların katılmalarını sağlayacaklarını” vurguladı. Büyükelçiler ise Fırat’a “Anayasa en geniş katılım ve konsensüs ile hazırlanmalı ve onaylanmalı” ve “301 gibi reformlar ertelenmemeli” olmak üzere, iki ana mesaj verdi. AKP böylece ilk bilgiyi yine muhalefete değil, AB’ye vermiş oldu. Fırat ile AB büyükelçileri arasındaki buluşma, AB Dönem Başkanı Portekiz Büyükelçiliği konutunda gerçekleşti. Buluşmanın önceki gün yapılması öngörülmüş, ancak eleştiriler nedeniyle ertelenmişti. Toplantı ve çalışma yemeği formatında her ay bir araya gelen AB büyükelçilerinin bu aydaki konuğu olan Fırat, büyükelçilere “sivil anayasa” ile ilgili bilgi verdi. Yeni anayasanın “nitelikleri ve felsefesi”ni anlatan Fırat’ın, daha çok Türk basınına yansıtılan bilgilerin ötesine gitmediği, “genel bilgiler” vermeyi yeğlediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre hükümetin anayasa hazırlıklarının sonraki aşamalarına siyasi partiler, kurumlar ve sivil toplumu dahil etme iradesini ortaya koyan Fırat, büyükelçilere, anayasa taslağının “en geniş bir biçimde tartışılacağını, ilgili tüm oyuncuların katılımını sağlayacakları”nı vurguladı. Bu arada, “türban” ve “Kürtçe dili eğitimi” gibi konuların gündeme gelmediği belirtilen buluşmada, büyükelçilerin,Fırat’a iki ana mesaj verdiği öğrenildi. Büyükelçilerin iki ana mesajı şöyle: “Anayasa, mümkün olan en geniş katılımı ve konsensüs ile hazırlanmalı ve onaylanmalı. 301. gibi reformlar ertelenmemeli. Yeni bir anayasa süreci, reformların ertelenmesi gerektiği anlamına gelmez. Reformlar için anayasanın sonuçlandırılması beklenmemeli.” Göreve gelişinin daha birinci ayı dolmadan, takındığı bu tutum, Gül’ün “70 milyonun cumhurbaşkanı olacağım” sözünü de havada bıraktı. Önce anayasa çalışmalarında gelinen noktayı özetleyelim... Prof. Özbudun’un sipariş üzerine ekibiyle birlikte AKP gözlemcileri eşliğinde hazırladığı taslak, Sapanca’da yeniden taslaklaştırıldı. Bazı maddelere birden fazla “doğru” eklendi. AKP Merkez Yürütme Kurulu’nun önüne konabilecek hale geldi. Hazırlayıcılar, kimi kritik konularda “son kararı” Erdoğan’a bıraktılar. Bunlar şunlar: 1 Laikliğin tarifi ve anayasada yer alacağı biçim. 2 Üniversitelerde türban serbestliği. 3 Din dersi eğitimi... ??? Görüldüğü gibi AKP açısından “yaşamsal” olan konularda son karar Başbakan’a bırakılmış durumda. İşte tam bu noktada, Gül’ün KKTC gezisi gündeme geldi. Geziye eşiyle birlikte katılan Gül, anayasaya ilişkin sorulara “en azından” şu tür yanıtlar verebilirdi: “Arkadaşlar ben henüz taslağı görmedim... İçinde nelerin olduğuna dair resmi kanallardan bilgi almadım... Kamuoyundaki tartışmalar üzerine görüş ortaya koymam şık olmaz...” Gül bunun yerine tam bir taraflılıkla, yayın organlarına birbirine yakın biçimde yansıyan şekliyle şunları söyledi: “Herkes farklılıkları hazmedecek... Türbanlı kız evde oturacağına okula gitsin... Olayı sadece türbana indirgerseniz, Türkiye’nin sadece bu sorunu olduğu anlaşılır. O zaman da bir tek o değiştirilir... Türkiye, Malezya’ya benzemez. Niye benzesin?” Daha Başbakan bile türbanı nasıl bir formülle “demokratik” göstereceğini ilan etmeden Cumhurbaşkanı’nın adeta tüm gelişmelerden haberdarmış, hatta yönlendiriyormuşçasına görüşünü ortaya koymasının anlamı şudur: Artık Cumhurbaşkanı taraftır... Türbanın ne pahasına olursa olsun, serbestleştirilmesinden yanadır. Artık AKP’nin Cumhurbaşkanıdır. Farklılıkları hazmetmesi gereken birinci kişi Gül’dür. Gül, öncelikli olarak bunu yapmak yerine, herkesi AKP’nin değişikliğini hazmetmeye çağırıyor. ??? Gül, Kıbrıs’a görüş çıkarması yaptıktan 24 saat sonra Ankara’da Rektörler Komitesi toplandı ve şu çağrıyı yaptı: Çalışmanızı en azından erteleyin. Böyle anayasa değişikliği yapılmaz. Kılık kıyafet düzenlemesi hukuken mümkün değildir. Bu açıklamadan bir süre sonra da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın değerlendirmesi geldi: Çağdaş ülkelerdeki düzenlemelere ters düşecek uygulamalar bir anayasa değişikliğiyle yasal hale getirilemez. Anayasanın ilk 4 maddesi değişmese bile, sonraki maddelerde yapılacak değişiklikler bu maddeleri havada bırakır. Yüksek yargı üyelerini Meclis’in belirlemesi yargıyı siyasallaştırır. Yalçınkaya’nın açıklamasının ardından Erdoğan kürsüye çıktı. Gül’ün söylediklerini daha “örtülü” biçimde ifade etti. Erdoğan’ın “Rektörler kendi işine baksın” sözü, demokrasi anlayışının güzel bir göstergesiydi. Cumhurbaşkanının önemli görevlerinden biri şudur: Devlet kurumları arasındaki dengeyi ve eşgüdümü sağlamak! Gül, bunu yapmak yerine taraf oldu, 20. günde yargıyla ve üniversitelerle ters düştü! Bu durumda bize şunu söylemek kalıyor: Ankara’da devlet dengelerine Gül’e Gül’e... ankcum?cumhuriyet.com.tr ? Baştarafı 2. Sayfada Böyle bir durumda, 28 Ağustos 2007 gününde, o tarihte yürürlükte bulunan anayasa kurallarına uygun olarak TBMM tarafından yapılan cumhurbaşkanı seçimi ve bu seçimle göreve gelen Cumhurbaşkanı’nın yaptığı tasarruflar tartışmalı hale gelir. Kanımca bunlar için yokluk, hatta yetki yönünden sakatlık hali düşünülmemelidir. Ancak devletin başındaki o yüce makamın ve onun tasarruflarının daha şimdiden tartışılmaya başlanması kamuoyunda kimi soruların ve duraksamaların oluşmasına, makamın ve tasarruflarının yıpranmasına neden olmaktadır. Aralık 2007’de on birinci cumhurbaşkanı seçiminin yapılmasının olumlu yönü ise siyasi tarihimize “on birinci Cumhurbaşkanı I”, “on birinci Cumhurbaşkanı II” deyimlerinin kazandırılması olacaktır. On Birinci Cumhurbaşkanı Kim Olacak? Nuri ALAN telaşı ve paniği içindeler. Yapılan hatayı düzeltmek yerine, her biri birbirinden farklı, ilginç yorum ve önerilerle soruna çare arıyorlar. Kimi, on birinci cumhurbaşkanı seçilmiş olduğuna göre geçici 19’uncu maddenin uygulanamayacağını, kimi maddedeki “on birinci” sözcüğünün “on ikinci” olarak yorumlanması ve uygulanması gerektiğini, kimileri de, yeni kanuna göre ilk seçimin, Sayın Gül’ün yedi yıllık görev süresini tamamladıktan sonra yapılabileceğini ileri sürüyor. Kurmayların başı ise adeta meydan okuyor. Seçimden korkmadıklarını söylüyor, gerekirse Sayın Gül’ün görevinden çekilip yeniden seçime girebileceğini ima ediyor. Ama geçici maddenin ortaya koyacağı hukuki sorunun boyutlarından kendisi de emin değil ki gazetecilerin “Kararı kim verecek? YSK mi” sorusu üzerine “Belki de Anayasa Mahkemesi verir” demek suretiyle taşı kuyudan çıkarma görevini yargıya yüklemeye çalışıyor. (Sayın Gül’ün göreEmekli Danıştay Başkanı vinden ayrılarak yeniden on birinci tirme gücüne sahip olan bir siyasi parcumhurbaşkanı seçimine girebilece tinin öfke ve inadı sonucu olarak orğini düşünmüyorum. Bunun kendisi taya çıkan karmaşaya çare bulmak, ve eski partisi AKP için büyük bir risk Yüksek Seçim Kurulu’nun görevleri taşıdığını, ikinci turda seçilse bile, bi arasında sayılmamıştır. Yüksek Seçim rinci turda yüzde 47’nin altında oy al Kurulu’nun on birinci cumhurbaşkamasının kendi yönünden kısa sürede nı seçimini yapmamak gibi bir karaitibar kaybı olarak değerlendirileceği ra varması, kendisini anayasa koyucunun yerinde görmek, halkın iradesini ni kuşkusuz hesaba katacaktır.) Anayasanın 148’inci maddesine tanımamak ve onun üstüne çıkmak göre Anayasa Mahkemesi, anayasa anlamını taşır. Kuyuya taşı atanlar, şimdi kuyunun değişikliklerini sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Geçici 19’un ağzına yönelmiş, onu çıkarmak için cu maddenin tartışılan hükmü esasa uğraşıyorlar, ama yorum ve önerileri ilişkindir ve bu hükme karşı bir iptal farklı olduğu için sadece taşa bakdavası açılsa dahi Anayasa Mahkeme makla yetiniyorlar. Oysa onlar da çok si bu davayı inceleyemez. Yüksek Se iyi biliyorlar ki, 21 Ekim tarihinden çim Kurulu ise anayasa değişikliğini önce, anayasanın 175’inci maddesinhalk kabul ederse, yukarıda açıkladı de öngörülen usule uygun olarak geğım gerekçelerle, kuralı uygulayarak çici 19’uncu maddeyi değiştirmek soanayasanın emrini yerine getirmek ve runun çözülmesi için yeterli olacakkuralda öngörülen tarihte on birinci tır. Ancak yukarılardan böyle bir talicumhurbaşkanı seçimini yapmak zo mat gelmediği için bu yolu öneremirundadır. İktidarda olan ve geçici yorlar. Zayıf bir ihtimal olmakla birlikte, 19’uncu madde hükmünü halkoylamasından önce kaldırma veya değiş inattan vazgeçilir ve 19’uncu madde Çözüm Manzara ilginçtir: Geçici 19’uncu maddeyi, öfkeyle, alelacele ve önünü sonunu düşünmeden hazırlayan AKP’nin kurmayları ve hukukçuları, şimdi bu sorunu nasıl çözeceklerinin değiştirilirse, yeni sorunlar yaşanmaması için, değişiklik metninde “28 Ağustos’ta seçilen Cumhurbaşkanı’nın görevinin hangi tarihte sona ereceği, buna bağlı olarak halkoyu ile cumhurbaşkanının ilk kez hangi tarihte seçileceği ve on birinci Cumhurbaşkanı’nın ikinci kez seçilme hakkından yararlanıp yararlanmayacağı” hususlarının belirtilmesi gerekir. Basit bir anayasa değişikliğinde uygulanabilir bir düzenleme yapamayan, onun yerine çözülmesi zor bir sorun üreten bu ekip, şimdi yeni bir anayasa değişikliğinin hazırlığını yapıyor. Taslakta önerilen kurallar nitelikleri ve içerikleri itibarıyla daha şimdiden toplumda tartışılıyor. Umarım bu ekip, geniş kapsamlı olacağı anlaşılan yeni anayasa değişikliğinde daha özenli davranır ve yeni sorunların oluşmasına neden olmaz. Yeni anayasanın yapılmasında, anayasanın 155’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, tasarının, düşüncesini bildirmek üzere Danıştay’a gönderilmesi de mümkündür. Böylece tasarıda olabilecek düzenleme hataları giderilir, metin daha anlaşılabilir ve tutarlı hale getirilir. 1. KOŞU: F: Sand Wares (15), P: Kum River (6), PP: Zingaro (8), S: Secret (16). 2. KOŞU: F: Altın Kemer (8), P: Has Altın (1), PP: Güllale (5), S: Gülümbenim (12). 3. KOŞU: F: Bravoure (3), P: Özdenim (9), PP: Sandgale (8), S: Galetto Sun (4). 4. KOŞU: F: Quick Lady (2), P: Lime Green (7), PP: Rose (5), S: Argal (1). 5. KOŞU: F: Bozkır (2), P: Dirlikhan (1), PP: Hürcan (4), S: Doruk (6). 6. KOŞU: F: Shakina (4), P: Beauty Angel (8), PP: Anarza Fırtınası (2), S: Mr. Safranbolu (1). 7. KOŞU: F: Gürtaylım (5), P: Menşure (2), PP: Sado Dayı (6), S: AlALTILI GANYAN şimşek (7). 3 2 2 4 5 10 8. KOŞU: F: Deren8 1 koç (10), P: Baron 9 7 2 (1), PP: Miss Sere 8 5 1 na (11), S: Punky 4 1 3/4 Sister (12). 1. KOŞU: F: Ebru Hanım (2), P: Make Me Smile (5), PP: Star Of Benazir (7), S: Celayak (1). 2. KOŞU: F: Kazan Kızı (3), P: Nazlıyar (1), PP: Gökçel (2), S: Kayayıldız (4). 3. KOŞU: F: Lalegül (4), P: Torabora (9), PP: Erbeg (2), S: Kumandan (3). 4. KOŞU: F: Valeroso (11), P: Cemboy (1), PP: Torun Bankocu (7), S: Kalyon (4). 5. KOŞU: F: Kartalım (7), P: Karapanter (3), PP: Güzel Gelin (4), S: Sedna (5). 6. KOŞU: F: Ayva Sarı (3), P: Tek Amaç (6), PP: Tekden (7), S: Aysura (2). 7. KOŞU: F: Nurhilal (6), P: Ertekin (1), PP: Çavuşcan (2), S: ALTILI GANYAN Binbay (3). 4 11 7 3 6 10 8. KOŞU: F: My 1 15 Partner (10), P: 9 1 3 Onbirşubat (15), 2 7 3 4 11 PP: Başola (3), 6 S: Özenkız (11). 6 3 CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear