26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 AĞUSTOS 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KURAKLIK VE SU Hükümet su konusunda girişimde bulunmazken yapılacağı duyurulan su zirvesi de iptal edildi 9 Avcı, su sorununun merkezi ve yerel yönetimin plansızlığı nedeniyle yaşandığını söyledi AKP susuzluğa soğuk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkent Ankara’nın susuzluk sorununa AKP hükümeti kayıtsız kalıyor. Hükümet, alınacak önlemler konusunda girişimde bulunmazken yapılacağı duyurulan su zirvesi de iptal edildi. Başbakan Tayyip Erdoğan ise evlerinde su aktığını belirterek “Bizim su sıkıntımız yok. Medya abartıyor” dedi. Başkentin susuzluk sorununun aylardır dillendirilmesine, uzmanların uzun zamandır uyarıda bulunmasına karşın özellikle büyük kentlerde son ana kadar çözüme yönelik önemli bir adım atılmadı. Başbakan Erdoğan başkanlığında AKP hükümetinin konuyu ele aldığı tek toplantı, mart ayında yapıldı. Orada da Anakent Belediyesi’nin götürdüğü Kızılırmak’tan su getirilmesi projesine onay çıktı. Sülfat, nitrit, klorür ve sertlik oranı Ankaralının şimdi kullandığı sudan kat kat fazla olan Kızılırmak suyu için Gökçek’e acil ihaleye çıkılması yetkisi verildi. AKP hükümetinin attığı tek adım bu olurken seçimden sonra ise Ankara’da aylar sürecek su kesintileri başladı. Eğitimöğretimin aksaması pahasına okulların geç açılması gündeme geldi, salgın hastalık riskine dikkat çekildi, Ankaralılara kenti terk etme önerisi bile sunuldu. Kızılırmak suyunu tam anlamıyla arıtacak tesis bulunmadığı için başkent halkının ishalden kansere uzanan bir dizi hastalığa yakalanabileceği uyarısı yapıldı. Hükümetten ise hiçbir ses çıkmadı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Anakent Belediyesi ve ASKİ’nin katılacağı bir “su zirvesi” düzenlenerek konunun ele alınacağını söylemişti. Ancak, 1 Ağustos’ta yapılması beklenen zirve iptal edildi. Gerekçe olarak ise Gökçek’in yoğun programı gösterildi. Bu zirvenin ne zaman yapılacağı ise belirsizliğini koruyor. Her yere fıskıyeli havuz ‘Su stoku yapılmazsa geleceğimiz karanlık’ GÖKÇE UYGUN Uzmanlar ise Gökçek’in yanlışlarını sıralarken önemli bir noktaya işaret ediyor. Başkentin 13 yıldır Anakent Belediye Başkanlığı’nı yapan Gökçek, kentin dört bir yanını fıskıyeli havuzlarla donattı. Sular boşa harcandı. Amacının başkentin iklimini yumuşatmak olduğunu söyleyen Gökçek döneminde, Ankara’ya iklimine uymayan ithal ağaçlar dikildi, yapay göletler yapıldı. Pek çok alt ve üstgeçit inşa edildi. Ankara’nın su sorunu ise son ana kadar görmezden gelindi, önlemler göz ardı edildi. Öte yandan çeşitli semtlerdeki başkentliler “kot farkı mağduru” oldu. Kesintiler 48’er saatlik periyotlar halinde yapılıyor ancak evi yüksek kotta bulunan yurttaşlar, su kendilerine geç ulaştığı için 3 gün susuz kalıp, bir gün suya ulaşabiliyor. Bahçelievler, Emek gibi semtlerdeki yurttaşlar 72 saat susuzluğa mahkum olurken ASKİ’ye telefonla ulaşmanın da olanaklı olmadığına dikkat çekiyorlar. Başkentliler, gün içinde ASKİ’nin şikâyet numarasına da halkla ilişkiler birimine de ulaşamadıklarını, hatların sürekli meşgul çaldığını vurguluyor. Erdoğan medyaya çattı Başbakan Erdoğan, dün TBMM’deki yemin töreninin ardından İstanbul’a hareket etti. TBMM’den ayrılırken başkentteki su sıkıntısına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, “Bizim evde sular akıyor. Depodan alıyoruz. Ama öyle sanıyorum ki medya bu konuda yardımcı olmalı. Medya bu konuyu biraz abartıyor” diye konuştu. Uzmanlar ve siyasiler, belediyenin kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini vurguluyor: Gökçek vitrinlik işlerle uğraştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın susuzluğunu tamamen “küresel ısınmaya” bağlayan Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, kamuoyunu yanılttığına dikkat çekiliyor. Gökçek’in savunduğunun tersine Gerede Sistemi’nin pahalı olmadığı, önlem alınabileceği ve başkentte yıllardır su israfı yapıldığına dikkat çekiliyor. Uzmanların ve siyasilerin görüşleri şöyle: SHP Genel Başkanı ve eski Ankara Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın: Gerede’den gelen suyla Kızılırmak’tan getirilecek suyun karıştırılması durumunda elde edilecek sonucun uygun olup olmayacağı ve son olarak da İvedik Arıtma Tesisi’nin bu suyu sağlıklı duruma getirip getiremeyeceği konusunda Ankaralıların aydınlatılması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı’nı, Ankara Valiliği’ni, DSİ’yi, Ankara Tabip Odası’nı ve Kimya Mühendisleri Odası’nı, gerekli incelemeleri yaparak açıklamada bulunmaya çağırıyoruz. Gökçek, yüce Allah’ın adının arkasına saklanmaya çalışıyor. Ankara 800’lü kotlarda. Gerede bunun üzerinde, Kızılırmak ise altında. Gerede’nin suyu temiz ve Ankara’ya taşınması ucuz. Kızılırmak suyu ise değişik kent ve tesislerde kirletiliyor, Ankara’ya getirilmesi pahalı. DSİ’nin hazırladığı plan Gerede suyunun taşınmasını uygun görür. Eski ASKİ Genel Müdürü Şükrü Barutçu: 1998’de Işıklı Barajı yapılacak ve 2003’te bitecekti. Bitmezse Ankara su sıkıntısı yaşayacaktı. Eğer bu sıkıntı 3 yıl geç yaşandıysa, bu Ankara’nın tahmin edilen oranda nüfusunun artmayışından. Kızılırmak’taki su, enerji ve pompa kullanılarak getirileceği için pahalı. Gerede suyuysa enerji kullanılmadan kendiliğinden akacağı için ucuz. Kamuoyu bilgi kirliliğiyle yanlış yönlendiriliyor. Anadolu’da su kıt. Susuzluk ve kuraklık tarihten bildiğimiz şeyler. O zaman yağışlı mevsimde depolayacaksınız, yani baraj yapacaksınız, kısıtlı mevsimde de bu suyu kullanacaksınız. Ama yatırımlar zamanında yapılmadı. ASKİ üstüne vazife olmayan görevleri üstlenerek 350 milyon dolar yola, altüstgeçide harcandı. Oysa 200 milyon dolara Işıklı Barajı yapılabilirdi ve Ankara bu durumla karşı karşıya kalmazdı. ‘Öncelik süs havuzları’ İstanbul’daki su sıkıntısının, merkezi ve yerel yönetimin plansızlığı nedeniyle yaşandığını söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Hidroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Avcı, kentte asıl su sorununun gelecek dönemde yaşanacağı uyarısında bulundu. Avcı, “Kurak dönemler genelde 23 yıl sürüyor. Gelecek yaz muhtemelen yine yağış az olacak. Bu nedenle önümüzdeki döneme su stoku olmadan girme tehlikesi ile karşı karşıyayız. İstanbul için asıl ölümcül kriz budur” dedi. İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Avcı, Türkiye ve özellikle de İstanbul’daki su sorununun nedenlerini ve çözüm önerilerini gazetemize değerlendirdi. Son dönemdeki su eksikliğinin sadece yağış azlığına bağlanamayacağına dikkat çeken Avcı, şebeke altyapısı eksikliği, gecekondu ve çarpık kentleşme, talepteki artış ve su kaynaklarının yönetilememesinin su krizinde etkili olduğunu dile getirdi. “Rezve Deresi, Bulgar sınırlarında doğuyor. Bulgaristan uzun vadeli olarak buna izin verir mi? Belki geçici olarak tamam ama uzun vadeli pek mümkün değil. Sınır oluşturan bir su kaynağı niteliğindeki Rezve nedeniyle İstanbul için ‘uluslararası havza ve su kaynakları yönetimi’ kavramı gündeme gelebilecektir. Uluslararası boyut kazanan böyle bir havzanın bugünkü yönetim modeli ile yönetilebilmesi olanaksız. Ayrıca bu projeye nasıl planlandı? O bölgede longoz ormanları, önemli sulak alanlar, endemik bitkiler var. İSKİ uzmanları çalışıyor deniyor. İSKİ’nin hangi uzmanları, masa başında oturanlar mı? Bu bölge apayrı bir yer, bu proje farklı uzmanlık alanlarından kişilerin ortak çalışmasıyla gerçekleştirilmeli. Yeterli araştırma yapmadan, ‘Su kaynağı bulduk’ diye mavi boncuk dağıtmak herkesi yanıltmaktır.” İTÜ İnşaat Fakültesi Hidroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan Avcı, çözüm önerilerini mamalı. İhtiyacı olan, olmayan su depoluyor. Ankaralı kötü yönetilmenin faturasını ödüyor. Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Başkanı Ramazan Pektaş: Dağıtım şebekesinde yüzde 50 kayıp olduğu resmi verilerle sabit. Bu durumda Kızılırmak suyunu getirmek yerine dağıtım şebekesinin niye iyileştirilmediği ve kayıpların normalize edilmediğinin Ankaralılara açıklanması gerekiyor. Her şeyden öte Ankara’nın barajlarındaki su miktarı nasıl birden bire yüzde 5 seviyesine düştü? Niye bu noktaya gelmeden önce önlem alınmadı? Sertlik derecesi, klorür (30 kat) ve sülfat (16 kat) oranları yük sek Kızılırmak suyunun Ankara’ya getirilmesinden kimler ne çıkar elde ediyor? ‘Gökçek ciddiyetsiz’ İnşaat Mühendisleri Odası: Gökçek tarafından yapılan açıklamaların hiçbir dayanağı yok, yönetici sorumluluğundan uzak, ciddiyetsiz. Gökçek’i en başta DSİ, Hazine Müsteşarlığı ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü yalanlıyor. Ankara’nın sorunu kuraklık değil, su politikası olmayan, su yatırımlarına önem vermeyen belediye yönetimi. Ankaralılar değil Gökçek kentten ayrılmalı. Bırakalım kenti terk etmeyi, koltuğunu bir günlüğüne dahi bıraksa, Ankara sorunlarından kurtulacak. Demokratik Toplum Partisi Yerel Yönetimler Komisyonu Başkanı Bayram Altun: Yaşanan susuzluğun nedeni kuraklıkla açıklanamaz. Ankara kent yönetimi ne yazık ki ufku dar, geleceği görmekten aciz, yanlış yatırımlara yönelen bir anlayışın hâkimiyetinde. AKP’li belediyeler vitrinlik işlerle uğraşırken su sorunu gibi temel konuları ihmal ediyor. Su konusunda tam bir yönetim krizi yaşayan hükümet, Anakent Belediyesi’ne el atacak mı? Soruna çözüm diye yurttaşın önüne önce sandık sonra bidon koydular. ? İstanbul’da asıl su sorununun gelecek dönemde yaşanacağı uyarısında bulunan Prof. Dr. Avcı: “Gelecek yaza su stoku olmadan girmek İstanbul için katliamdır.” “Bu su sıkıntısı kaçınılmaz mıydı” sorusuna, “Sulak dönemden çıkılıp kurak döneme girerken stoklama yapılması gerekirdi. Şu an İstanbul’da hep stoktan kullanılıyor. Bu çok tehlikeli. Çünkü bir sonraki döneme stoksuz girilmesi, kentte ölümcül bir kriz yaratır” yanıtı veren Avcı, Ankara ve İstanbul’da su stoklarının verimli bir biçimde kullanılmamasını eleştirdi. ‘Hâlâ rehavet içindeler’ Hiçbir şey yapmadı ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Ankara’nın 13 yıldır Anakent Belediye Başkanı olan Melih Gökçek’in yanlış politikaları, başkenti yaz ortasında susuzluğa mahkum etti. Kentin yeşillendirilmesinde kullanılan sulama sistemine, su kaynaklarının korunmasında sergilenen yaklaşımdan tasarruf bilinci oluşturulmamasına kadar yapılan bir dizi yanlış, başkenti kuraklıkla baş başa bıraktı. Gökçek’in uyguladığı yanlış politikalar, şöyle sıralanıyor: ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Bugünleri gördü baraj yaptırdı CAN HACIOĞLU Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Nimet Özgönül: Yapılması gereken, Sayın Gökçek’in gitmesi. Bu kadar insanın bunca yıl yöneticiliğini yapıyorsunuz ve bugünlerini düşünmüyorsunuz. Küresel ısınma konusuyla ilgili hiçbir şey yapmayıp sonra küresel ısınma bahanesine saklanamazsınız. Gökçek, su için hiçbir çaba harcamadı. Kentin önceliği süs havuzları, parklar mı? Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz: Ankara’da hak etmediğimiz, “dediğim dedik” bir zihniyetle yönetiliyoruz. Sayın Gökçek’in dediği gibi, tabii ki Allah’a inanıyoruz ama bir de akıl mantık var. Gökçek en son 2000 yılında Ankara’ya en kısa zamanda şehrin su ihtiyacının karşılanacağına dair söz verdi. Fakat ASKİ, üstgeçide, reklama yatırım yapıyor. DSİ yıllardır bütün ülkede su ve yeraltı kaynaklarını araştırırken anaket bu bilimsel verilerin hiçbiriyle ilgilenmedi. Gözünü para bürümüş bir anlayışla, su sıkıntısını da ticarete çevirdi. Hâlâ yanlış yöntemler izleniyor. Kesinlikle su kesintileri ol ESKİŞEHİR Bilim insanlarının kuraklık uyarılarını dikkate alan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, belediyenin kendi olanaklarıyla baraj yaptırdı, yeni kullanılabilir su havzalarını tescil ettirdi. Son yıllarda sık sık küresel ısınma sonucu su sıkıntısı yaşanacağını vurgulayan bilim insanlarını dikkate almayan yerel yönetimlerin Ankara ve İstanbul’da yurttaşlara yaşattığı sıkıntı gündemi meşgul ediyor. Ancak Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen, daha 2005’teyken bugünkü tehlikeyi göz önüne alarak bir baraj yaptırdı. Büyükerşen baraj inşaatı için ESKİ Genel Müdürlüğü’ne talimat verdi. ESKİ’nin yatırım programında olmamasına ve bütçesinde ödenek bulunmamasına kar şın belediyeye ait makine parkı, mühendis, teknik eleman ve işçileriyle inşaat 4,5 ayda tamamlandı. Baraj şehir merkezinin yakınlarındaki Mamuca Vadisi’nin önüne 40 metre gövde duvarı inşa edilerek oluşturuldu. Mevsimin kurak geçmesine karşın 3.5 milyon metreküp su biriktiren barajın yapımı geçen yıl AKP’li Meclis Üyeleri’nce eleştirilmişti. ESKİ’nin 2007 bütçesine koyduğu 200 bin YTL’lik akaryakıt ödeneği, yeni bir gölet yapımı için kullanılabileceği gerekçesiyle AKP’li Bütçe Komisyonu’nca personel giderlerine aktarıldı. Büyükşehir Belediyesi yine 2005’ten bu yana, beş yeni su havzası daha ilan etti ve tescil aldı. Ayrıca 2001’de Avrupa Yatırım Bankası’ndan kredi alan belediye, kentin su şebekesindeki kaçaklarını önlemek için su borularını yenileyecek. ? Melih Gökçek’e göreve geldiği 1994’te, belediyenin Çevre Koruma Daire Başkanlığı’nda çalışan peyzaj mimarlarınca bir bilgilendirme yapıldı. O dönem daire başkanlığında görevli olan ve bilgilendirmeyi yapan peyzaj mimarlarından alınan bilgiye göre; toplantıda Gökçek’e hem kentin yeşil alanlarının planlamasında su tüketiminin dikkate alınmasının gerekliliği hem de doğru sulama sistemi kullanılmasının önemi anlatıldı. Başta kentteki çim alan tahsisinden vazgeçilmesi gerektiği, çim alanların fazla su tüketimine yol açtığı vurgulandı. Örnek olarak ise tamamen çim ekili olan 202 bin metrekare büyüklüğündeki AŞTİ bağlantı yolları verildi ve alana ciddi su harcandığı belirtildi. Hem söz konusu alandaki çim tahsisine son verilerek yenilenmesi hem de bundan sonra kentin yeşil alan tahsisinde çim kullanılmamasına özen gösterilmesi gerektiği vurgulanarak, böyle bir yol izlenmesinin yıldan yıla kademeli olarak yüze 70’e varan su tasarrufu sağlayacağı anlatıldı. Ancak Gökçek’in verdiği yanıt; “Ben sizin dediğiniz çalıçırpıyı sevmiyorum, çim ekilecek” oldu. ? Anakent Belediyesi’nde, Gökçek’ten önce hortumla sulamadan kaynaklı su kaybı üzerine “otomatik yağmurlama sulama sistemi”ne geçilmesini karar verilerek sistem değişikliklerine başlandı. Ancak Gökçek, değişiklikleri tamamlayarak yağmurlamayla su israfını önlemek yerine, sorumluluğunda olan tüm alanlarda özellikle cadde, bulvar ve refüjlerde tekrar hortumla sulamaya döndü. ? Başkentin doğal ve kültürel sulak alanları için koruma planı geliştirilmezken Mogan Gölü ve Susuz Gölet’te yapılan uygulamalarla hem su kirletildi hem de kapasite düşürüldü. Bir zamanlar başkente su sağlayan önemli kaynaklardan olan Bayındır Barajı ıslah edilmek yerine, mesire yeri yapılarak elden çıkarıldı. ? Asıl görevi Ankara’nın su kaynaklarının kullanımı, iletimi ve korunması olan Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), sadece yol ve kavşak yapımında kullanıldı. İstanbul barajlarındaki doluluk oranlarının yüzde 50’lerde olduğu dönemde, Beldiye Başkanı “Su sıkıntısı yok. Kasıma yetecek kadar su var” yönündeki açıklamalarını eleştiren Avcı, “Oran yüzde 20’lere indi hâlâ bir refleks yok. Seçimden sonra adım atılmasını umuyordum ama hâlâ rehavet içindeler. Zaman gelir de İstanbul’da insanlar birbirini bir bardak su için boğazlarsa şaşmamak gerek” ifadesini kullandı. İstanbul’a çevre illerden su getirilmesi projelerini değerlendiren Avcı, “Düzce’den getirilen Melen Suyu, Beykoz’a kadar geldi ama asıl talebin olduğu Avrupa yakasına aktarılamıyor. Bu proje ile İstanbul, Adapazarı, İzmit ve Düzce’nin su kaynaklarına egemen oluyor. Proje için bazı tarım alanları kaldırıldı, kamulaştırmalar yapıldı, köyler kaldırıldı. İstanbul’un su talebini yönetmeyip, ‘Türkiye’nin her yerindeki kaynakları, o bölgelerin ihtiyaçlarını düşünmeden buraya getiririm’ demek haksızlık. O bölgelerden İstanbul’a su getirmek, oradaki insanların buraya göçüne neden olur” diye konuştu. ‘İSKİ’nin uzmanları çalışıyor!’ de şöyle sıraladı: “Aslında önlem almak, gerekli planlamaları yapmak için çok geç kalındı. Mesela firmalara denilebilirdi ki; bundan sonra su tasarrufu yapan musluk üretin. Bu, yurttaşı zora sokmadan yapılabilecek bir önlem. Kaçak su kullanımı da çok önemli bir sorun, bu kesinlikle önlenmeli. Bu aşamada sonra acilen su kullanım talepleri ve alanları belirlenmeli. Hangi aşamada hangi sektöre su kısıtlamasının yapılabileceği belirlenmeli. Atık suların ve kalitesiz suların, araç yıkama ya da çim sulama gibi alanlara yönlendirilmesi gerek. Politik yönden sevimsizdir ama suyun fiyatının artırılması da bir önlemdir. Hane başına makul bir miktarda bir su kullanımının üstü için caydırıcı bir bedel de konulabilir. Bunlardan sonra da su kesintisi konusu gündeme gelir. Ama bunu da iyi planlamak gerekir. Şöyle ki; bir yere 5 gün ara ile su verilse insanlar o kadar günlük stok yaparlar ki bu da çok mantıklı. Ama kesinti günaşırı olursa, insanlar evlerindeki her şeyi suyla doldurur, ertesi gün su gelince de o suyu dökerler. Böyle bir kesinti modeli, daha çok israfa neden olur. Soruna daha uzun vadeli bakarsak da Türkiye genelinde sırf su için özerk bir kurum oluşturulmalı. İstanbul’da bu iş İSKİ ile olmaz, çünkü İSKİ işletmeci bir kurumdur, vana açkapa yapar. İstanbul’da da aynı şekilde ayrı bir yapı kurulmalı.” BulgarTürk sınırındaki Rezve (Mutlu) Deresi’nin suyunun İstanbul’a getirilmesinin gündemde olduğunu anımsatan Avcı, şöyle devam etti: CUMHURİYET 09 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear