26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2007 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Bilim insanları, Ortodoks kilisesinin zorunlu din dersini ilkokula koydurma girişimini protesto ediyor Rus laikler kiliseye bayrak açtı DENİZ BERKTAY KİEV Rusya’da Moskova Patrikhanesi’nin ilkokulda zorunlu din dersi okutulması yönündeki girişimi, kiliseye yakın çevreler ile laik bilim insanları arasında gerginliklere neden oldu. Kilise, ülkede, bazı illerde seçmeli, bazı illerde ise zorunlu olarak orta dereceli okullarda okutulmasına başlanan “Ortodoks kültürünün temelleri” dersinin ilkokullarda zorunlu olarak okutulmasını talep ediyor. Moskova Patriği II. Aleksey de Darwin teorisinin okutulmasına karşı çıkıyor. Aralarında Vitali Ginzburg ve Jores Alferov gibi Nobel Ödülü sahibi iki bilim insanının da bulunduğu 10 bilim insanının geçen hafta Devlet Başkanı Vladimir Putin’e hitaben yazdıkları ve kilisenin devlet eliyle dev ? Bilim insanları, Putin’e yazdıkları mektupta, kilisenin devlet eliyle devlet içinde devlet haline getirilmesini protesto ettiler. Mektupta temel atma törenlerinden gemilerin denize indirilmesine kadar, rahiplerin takdis etmedikleri bir tek devlet etkinliğinin kalmadığına dikkat çekildi. let içinde devlet haline getirilmesini ve bizzat Putin’in bu girişimlere önayak olmasını protesto ettikleri açık mektup, kilise ve kiliseye yakın çevreler tarafından çok şiddetli tepkilere neden oldu. Söz konusu mektupta bilim insanları, temel atma törenlerinden gemilerin denize indirilmesine kadar, rahiplerin takdis etme işleminde bulunmadıkları bir tek devlet etkinliğinin kalmadığından ve 6 yaşındaki çocuklara zorunlu olarak din dersi okutulmasının getireceği sakıncalardan söz ettiler. Geçen günlerde Rusya Bilimler Akademisi’nin önünde toplanan bir grup bilim insanı da kilisenin girişimini protesto etti. Radikal Partisi ve bazı sivil toplum örgütlerinin açtıkları pankartlarla destek verdikleri gösteride “Rusya laik bir devlettir’’ ve “Okullarda dini eğitime hayır’’ şeklinde sloganlar atıldı. Kiliseye yakın olmak prestij unsuru Kilise adına açıklama yapan rahipler bilim insanlarını “Leninist ve Stalinist zihniyete” sahip olmakla suçluyorlar. Devlet eliyle zenginleştirilen ve pek çok imtiyaz tanı nan Ortodoks kilisesi, peş peşe renkli devrimlerin yaşandığı 20032004 döneminden sonra, “devrimin her türlüsünün şeytani olduğu” yolundaki öğretisi ile Kremlin’e ideolojik destek sağladı. Kiliseye yakın olarak tanınmak, bürokratlar arasında bir prestij unsuru haline gelirken, herhangi bir dini inancı olmayan ya da dindar olmayanlar, bunu saklama gereği hissediyorlar. Kilisenin üyesi olduğu ve aralarında bakanların da bulunduğu Rus Ulusal Konseyi’nin geçen yılki zirvesinin sonuç bildirgesinde de Rusya’nın Batı tarzı insan hakları ve demokrasi ilkelerini benimsemesinin söz konusu olamayacağı ifadesi yer almış ve kilise yetkilileri, kürtajın ve “diğer bazı ahlaksızlıkların” insan hakları çerçevesinde savunulamayacağını söylemişlerdi. Cidde’deki grafiticilerin çoğu zengin ailelerden geliyor. Sıradan bir Suudi için kendini böyle “ifade edebilmek” kolay değil. Geçen şubatta ülkenin kuzeyinde duvarları boyayan bir genç, 60 kırbaç ve 500 dolar para cezasına çarptırılmıştı. (Fotoğraf: REUTERS) Cidde’nin ‘asi gençliği’ Dış Haberler Servisi Suudi Arabistan’ın sahil kentlerinden Cidde sokaklarında gençler seslerini grafitilerle duyurmaya çalışıyor.Ülke nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan gençlerden bazıları “grafiti çeteleriyle” ellerinde sprey boyalarla kentte boş buldukları her yüzeye tepkilerini, öfkelerini resmediyorlar. G6, Boy. Z ve XBoys gibi grup isimleri bulunan grafitici gençlerden biri şunları söylüyor: “Bu bir isyan değil, kendini ifade etme. Örneğin, bir alışveriş merkezine gidiyorsunuz ve girişte ‘Burası sadece aileler için’ deniliyor. Canınız sıkılıyor ve bu hissinizi grafitiyle dışa döküyorsunuz.” Cidde Belediyesi’nin sosyal gelişim bölümünden bir yetkili, gençlerin sorunlarını öğrenmek için kendileriyle toplantılar yaptıklarını belirterek yeni neslin en şikâyet ettiği konuların başında her zaman olduğu sinemanın yasak olması, kadınların araba kullanmalarına izin verilmemesi ve kamuya açık alanlardaki harem selamlık uygulamasının geldiğini dile getiriyor. Cidde Belediyesi’nin grafiticilere yönelik “operasyonu” şimdilik “işe yaramış” görünüyor çünkü son iki yılda grafiti silinip gitmeye başlamış. Castro: Mücadele sürecek ? HAVANA (AA) Küba lideri Fidel Castro, iyileşmek için “aralıksız” mücadele edeceğini açıkladı. Castro yaptığı yazılı açıklamada, istirahati sırasında kardeşi Raul’un kendisine danışarak önemli kararları aldığını belirtti ve “Ben ne mi yapacağım? Her zamanki gibi, mücadele edeceğim” dedi. En büyük barış gücü Darfur’a BMGK’den 200 bin kişinin ölümüne, 2 milyon kişinin yerinden olmasına yol açan iç savaşın başlamasından ancak 4 yıl sonra “sulandırılmış” bir karar çıkabildi Dış Haberler Servisi BM Güvenlik Konseyi, Sudan’ın yıllardır adı çatışma ve katliamlarla özdeşleşen Darfur bölgesine, yaklaşık 26 bin kişilik barış gücü gönderilmesini sağlayacak kararı oy birliğiyle kabul etti. Birleşmiş Milletler ile Afrika Birliği asker ve polisinden meydana gelecek karma gücün yaşama geçmesi halinde bunun dünyanın en büyük barış gücü olacağı belirtiliyor. Güvenlik Konseyi, 4 yılda yaklaşık 200 bin kişinin ölümüne, 2 milyon kişinin yerinden olmasına ve 4 milyonunun insani yardıma bağlı hale gelmesine yol açan iç savaşın ardından İngiltere ve Darfur’da şu anda Afrika Birliği’ne mensup 7 bin asker görev yapıyor. (Fotoğraf: AFP) Fransa’nın öncülüğünde hazırlanan kararı önceki gün kabul etti. Karara bugüne kadar Sudan hükümetine tam destek veren Çin de onay verdi. Çin, Sudan’ın en büyük silah ithalatçısı ve bu ülkeden petrol alıyor. cak barış gücü personeli gönderilebilecek. İlk birliğin bölgeye ekim ayında gönderilmesi planlanıyor. UNAMID, Darfur’da şu an görev yapan 7 bin askerlik Afrika Birliği barış gücünün yerini 31 Aralık 2007’den geç olmamak kaydıyla almış olacak. Fransa ve Avustralya’dan güce katkıda bulunabilecekleri yönünde açıklama geldi. Darfur’da askeri bir çözümün geçerli olamayacağı vurgulanan kararda, Sudan hükümeti ve isyancı gruplar ateşkese ve Afrika BirliğiBM arabuluculuğunda barış görüşmelerine davet edildi. Karardaki “barış gücünün kendi personelini, insani yardım taşıyan grupları koruma ve sivillere yönelik saldırıları ve tehditleri önleme amacıyla gerekirse güç kullanma dahil gerekli gördüğü önlemleri alabileceğine” ilişkin madde tartışma yarattı. Bunun milislere karşı aktif operasyon yürütülmesini engelleyebileceği yorumu yapılıyor. Daha önceki tasarı metnini “çirkin ve berbat” olarak niteleyip reddeden Sudan hükümetinin ve en büyük destekçisi Çin’in, metnin dilinin daha yumuşatılması üzerine itirazlarından vazgeçtiği belirtiliyor. Metnin oylanmasının ardından bazı ABD’li senatörler, “Tasarıyı hazırlayanlar Sudan’ın baskısına teslim olmuştur” diyerek tepkilerini dile getirdiler. Dost ateşi yalanı başını yaktı ? Dış Haberler Servisi ABD’de Afganistan’da görev yapmış emekli bir komutan, ünlü futbolcu Pat Tillman’ın 2004’te Afganistan’da öldürülmesi olayıyla ilgili yalan ifade vermekten suçlu bulundu. Gönüllü asker olarak Afganistan’a giden ve ölümünün ardından kahraman ilan edilen Tillman’ın, başta açıklananın aksine dost ateşi sonucu hayatını kaybettiği ortaya çıkmıştı. O dönemde özel operasyon sorumlusu olan ve geçen ay emekliye ayrılan Teğmen Philip Kensinger’ın rütbesinin düşürülebileceği ve emeklilik maaşının azaltılabileceği belirtiliyor. İlk birlik ekim ayında Tasarı, Darfur’daki şiddetin durması için bölgede başlangıç olarak bir yıllığına BMAfrika Birliği Karma Barış Gücü Harekâtı (UNAMID) başlatma kararını içeriyor. Bu karara göre Darfur’a 19 bin 555 asker ve 6 bin 432 sivil polisten oluşa 40 yıllık operasyon sona erdi ‘Geç kalındı...’ BM Genel Sekreteri Ban Kimoon kararla, Sudan’ın tarihindeki trajik bir sayfanın kapandığını söylerken Sudan’ın BM Büyükelçisi yaptırımlara gerek kalmadan karara harfiyen uyacaklarını kaydetti. Barış gücünün yıllık harcamasının 2 milyar dolara çıkabileceği tahmin ediliyor. Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi kararın ardından dün yaptığı açıklamada Darfur’daki olaylarla ilgili olarak haklarında tutuklama emri çıkardıkları kişileri ilişkin sürecin göz ardı edilmemesi yönünde uyarıda bulundu. Mahkeme mayıs ayında Sudan’ın insani yardım bakanı Ahmed Harun ve Cancivit militanlarının lideri Ali Kosheyb hakkında tutuklama emri çıkarmış ancak Sudan hükümeti bu kişileri teslim etmeyi reddetmişti. İnsan Hakları İzleme Örgütü, barış gücü oluşturulmasına yönelik kararın çok geç alındığına vurgu yaparken yardım örgütü Oxfam gücün bir an önce konuşlanmasını istedi. Nüfusunun büyük bölümünü Arapların oluşturduğu Sudan’da, 2003 yılında hükümet Cancavit olarak adlandırılan Arap milisleri kullanarak Afrika kökenlilere karşı şiddet uygulamaya başlamıştı. Sudan hükümeti, geçen yılın mayısında Nijerya’da isyancı gruplardan biriyle barış anlaşması yaptı ama şiddet sona ermedi. Kuzey İrlanda’dan sonra sıra Irak’ta mı? Dış Haberler Servisi İngiliz ordusunun 38 yıllık Kuzey İrlanda işgali önceki gece sona erdi. 1969 yılında Kuzey İrlanda’daki ayrılıkçı Katoliklerle İngiltere yanlısı Protestanlar arasında çıkan çatışmaların ardından, “Operation Banner (Bayrak Operasyonu)’’ adıyla başlatılan operasyon kapsamında 300 bin İngiliz askeri bölgeye gönderilmiş, sadece birkaç hafta sürecek bir operasyon olarak görülen operasyon, “İngiltere tarihinin en uzun operasyonu’’ haline gelmişti. İngiliz ordusu, 30 Ocak 1972’de bir Katolik gösterisine müdahale etmiş, “Kanlı Pazar’’ olarak anılan saldırıda 13 kişi hayatını kaybetmişti. Bu olayın ardından İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu’nun (IRA) hedefi haline gelmiş, 763 İngiliz askeri ölmüştü. geden zaferle ayrıldığı izlenimi yaratılmamasına çalışıldığı belirtildi. Kuzey İrlanda Genelkurmay Başkanı Nick Parker, adımın siyasi çözüme büyük katkı sağladığını söyledi. IRA’nın siyasi kanadı Sinn Fein ise “40 yıla yakın süren İngiliz askeri işgalinin son bulmasının sevinçle karşılıyoruz’’ açıklamasında bulundu. Yerel hükümet üyesi Gerry Kelly, “İngiliz ordusunun çekilmesinin çok sayıda insanı memnun edeceğini ve bunun toplumlararası diyaloğa katkı sağlayacağını’’ söyledi. İngiltere’nin Kuzey İrlanda’dan asker çekme kararı, yeni Başbakan Gordon Brown hükümetinin attığı tarihi bir adım olarak nitelendirildi. İngiliz basını, İngiltere’nin Irak’tan asker çekeceği yönündeki söylentileri hatırlatarak, Brown’un Kuzey İrlanda için attığı tarihi adımı Irak için de atıp atmayacağının merak edildiğine dikkat çekti. ‘Afganya’ olmak istiyorlar ? İSLAMABAD (AA) Pakistan’ın Afganistan sınırındaki Kuzey Batı Sınır Eyaleti yönetimi, eyaletin adının “Afganya” olarak değiştirilmesini önerdi. Yetkili Melik Zafer Azam, eyaletin adının değiştirilmesi konusunda önlerinde bir engel bulunmadığını söyledi. Afrika’ya 6 gemi NATO KORSANLARA KARŞI LAHEY (AA) ABD komutasındaki 6 NATO gemisi, ilk kez Afrika kıtası etrafında gezecek. Hollanda Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, 3 ay boyunca 6 NATO gemisinin Afrika kıtası etrafında dolaşacağı ve Hollanda, Kanada, Almanya, Danimarka, Portekiz ve Amerikan donanmalarından gemilerin bu görevinin “İttifak’ın dünyanın her yerinde her an operasyonel olduğunu göstermek” amacını taşıdığı belirtildi. NATO Daimi Deniz Görev Grubu 1’in 6 gemisinin sırayla Gine Körfezi, Güney Afrika ve Seyşel Adaları’na gideceği, ardından Somali açıklarına giderek yoğun korsanlık faaliyetlerinin bulunduğu bu bölgede güvenliğe yardım edeceği ifade edildi. Gemiler eylül sonunda Akdeniz’e geri dönmek amacıyla Süveyş Kanalı’na yönelecek. Zaferle ayrılınmadı Thiepval kışlasından ayrılan İngiliz askerleri için sade bir “bayrak indirme’’ töreni yapılırken, İngiliz askerlerinin böl ‘Ruso Turisto’ eçen hafta Antalya’daydım. Havaalanlarında ve otellerde iğne atsan yere düşmüyor. Turizm, yalnızca duraklama geçirdiği geçen yılı değil, 2005’in verilerini de aşacağa benziyor. Hafta sonunda Antalya Uluslararası Havalimanı’na 102 bin 414 turist geldiği açıklandı. Gümrük polislerinin dakikada 36 turistin pasaportunu mühürleyerek, Türkiye’ye girmelerine izin verdiği duyuruldu. Türkiye İstatistik Kurumu, yılın ilk altı ayında ülkeye giriş yapan turist sayısının 9.1 milyona ulaşarak geçen yıla oranla yüzde 16.6 arttığını belirtiyor (geçen yılın ilk yarısında 7 milyon 876 bin turist gelmişti). En kayda değer artış Rusya’dan ve öteki BDT ülkelerinden. Bu dönemde BDT’den Türkiye’ye gelen turist sayısı yüzde 26.4 oranında artarak şimdiden 2 milyon sınırına dayandı. Rusya, Almanya’yı da geride bırakarak turist sayısı bakımından lider ülke olacağa benziyor. Çoğu kez Batılı turistten daha fazla para harcayan Rus turistler, turizm şirketlerinin ve otellerin gözdesi. Ama... ... Ortada çok yönlü bir hazımsızlık var. Bizimkiler, paralarını sevdiği Rusları bazen içki, gürültü, görgü gibi PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY eçenlerde Rus RBC Daily gazetesi, Türkiye’nin AB’ye karşı Orta Asya ve Kafkasya ülkelerini tercih edebileceğini ileri sürdü. Ankara’nın Türki cumhuriyetlere yönelik vizenin kaldırılmasıyla ilgili çalışmalarına dikkat çeken gazete, “Türkiye’nin AB üyeliği sürecinden uzaklaşarak, dış politikada radikal bir dönüş sergileyebileceğinden” söz etti. Türkiye’nin “ezeli müttefiki” ABD ile sorunları herkesin malumu. AB’nin kapılarının yakında Ankara’ya açılmayacağı da öyle. AB’nin uluslararası arenada kan kaybetaksay@rusya.ru G konularda eleştiriyor, onlara tepeden bakıyorlar. Başta Almanlar olmak üzere Batılı turist, zaten Ruslara neredeyse düşman gözüyle bakıyor, onlardan uzak durmaya çalışıyor. Oldum olası “dünyadan yalıtlanmışlık” psikolojisiyle yaşayan Ruslar ise kendisine yönelik her olumsuz yaklaşıma iki kat tepki gösteriyor. Üstelik, bunu yaparken hiç de öyle eskisi gibi “ezik” değiller. Geçen gün İngiliz The Guardian gazetesi de Rus turistlerin Türkiye’de ikinci sınıf insan muamelesi görmekten şikâyetçi olduklarını yazıyordu. Ayrıca hizmetteki özensizlik, artık deneyim kazanmış olan Rusların hemen dikkatini çekiyor. Dahası, Türkiye’ye turist gönderen bazı seyahat acentelerinin “çifte rezervasyon numarası”, yalnızca Rus turizm kuruluşlarının değil, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın da tepkisini çekiyor. Bu yıl yurtdışında tatil yapan Rusya yurttaşlarının sayısı 7 milyonu aşacak. İş ve başka amaçlı yurtdışı gezilerini de sayarsak rakam 20 milyonu geçiyor. Bu sayılar, 15 yıl önce hayaldi. Bazen “Ruso turisto” diyerek kendiyle de alay eden Rusya yurttaşı turistler, yalnızca sayısal olarak değil, turizm kültürü ve deneyimi açısından da gelişiyorlar. Bu gerçekleri görüp bir “hazım ilacı” alarak gelişmelere memnun olmak gerek... Avrasya Politikası Yeniden Ele Alınmalı G tiği, ABD’nin ise Ortadoğu’da bir vetlendireceğini tekrarlıyoruz. türlü çözemediği bir bataklığın Kafkasya ve Orta Asya ülkeleiçinde debelendiği biliniyor. Saldırriyle ilişkiler de bu bağlamda ele gan Bush yönetimi, gelecek yıl alınabilir. Ama geçmişten ders çısahneden çekiliyor. karmak koşuluyla. Bu arada RusTürkiye’nin “Türki ve ya’dan, Çin’den, Müslüman devletlere çeşitli Avrupa, Ortaağabeylik yapma deSevilmeyen doğu ve Latin Amenemesi”nin fiyaskoyinsan bayağılaşır. rika ülkelerinden la sonuçlandığını, “Yeni Dünya Düzeekonomik güç olmaVictor Hugo ni”ne karşı tepkiler dan hamasi nutukgiderek güçleniyor. larla fazla ileri gidileAcaba seçimlerden güçlenerek mediğini ve Rusya’yla pek çok baçıkan AKP hükümeti, bu realiteleğı olan bu ülkeleri Kremlin karşıtı ri göz önüne alarak dış politikada kamplara zorlayarak fazla yol alıdaha çok yönlü ve aktif bir çizgi iznamadığını akılda tutarak. leyebilir mi? Buna bağlı olarak RusBu arada pek çok başkentte ya, Kafkasya ve Asya ülkeleriyle “Pantürkist” olarak algılanan “Türkbağlarını güçlendirebilir mi? çe Konuşan Ülkeler KurultaylaBurada elbette Batı’yı korkutrı”nın siyasi çizgisini iyi dengelemak için “Madem öyle, biz de mek ve “Türk Devletleri Topluluğu” Rusya’ya, İran’a yaklaşırız ha!” kurma hayaliyle olmayacak duaya ciddiyetsizliğinde bir yaklaşımdan amin dememek, onun yerine, örsöz etmiyoruz. Birçok kutuptan neğin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne oluşan dünyada, farklı uluslararagözlemci üye olarak uluslararası sı güçlerle kurulacak yapıcı ilişkigelişmelere etki etme şansını artlerin Türkiye’nin elini her alanda tırmaya çalışmak daha hayırlı ola(ABD ve AB ile ilişkilerinde de) kuvcaktır. Hayvan Düşmanlığı üyükçekmece Hayvan Barınağı’nın kıdemli veterineri Azmi Elhan Atik, geçenlerde Türkiye’de “hayvan düşmanlığının nerelere vardığını” ibret verici öykülerle anlattı. Atik, barınaktaki pek çok köpeğin ve kuşun, keyfi olarak mermi yağmuruna hedef edildiğini, çoğunun ayağının ve kolunun kopuk veya kırık olduğunu söylüyor. Gözleri oyulmuş, şişlenmiş ya da bıçaklanmış, dahası üzerine kızgın yağ ve kaynar su dökülen hayvanların sayısı da giderek artıyormuş. Atik, “Havladı” diye komşu köpeğini şikâyet edenlerden, çiftliğine yaklaştı diye hayvanı çekip vuranlardan söz ediyor: “Uçana kaçana ateş ediyor bu insanlar!” İşte böylesi bir hayvan düşmanlığı içindeyiz. Bize benzemeyenleri yok etmeye hazırız. En azından onları sevmiyor, çoğu kez de şiddet sınırında nefret ediyoruz. Bir de başka kategori var. Birkaç gün önce gazetelerin yazdığına bakılırsa, Kuşadası’nda 29 yaşındaki genç, ayakları ve boynundan bağladığı atlara tecavüz ettiği için 3 bin 200 YTL para cezasına çarptırılmış ve serbest bırakılmış. “İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum” diyenlere katılmamak elde mi? B Windows Rus Windows’un son versiyonunun Rusçalaştırılması süreci tamamlandı. Şimdi zorla Ortodokslaştırma süreci başlıyor. CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear