26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HACI BEKTAŞ VELİ ANMA ETKİNLİKLERİ MÜZE DE YAPILACAK 7 Gözyaşları ve karanfil... GEÇMİŞTEN H acıbektaş Kültür Turizm Sosyal ve Dayanışma Derneği çocuk ve gençlik semah ekiplerinin gösterisinin ardından Sıvas katliamından kurtulan Serdar Doğan bir konuşma yaptı. Doğan, “Birileri hem katliama hem de katillerine sahip çıkmıştır. Birileri de Hacıbektaş ilçesinde olduğu gibi Sıvas’ın acılarına sahip çıkmıştır. Ateşin sadece düştüğü yeri yakmadığını gösterdiniz” dedi. Konuşmaların ardından anıtın açılışı yapıldı. Bu sırada Sıvas’ta yakınlarını kaybedenler gözyaşlarını tutamadı. Tören katliamda yaşamını yitirenlerin anısına anıta karanfil bırakılmasıyla son buldu. ‘Karanlıktan aydınlığa insanlık’ ? Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri’nin 2. gününde açılışı yapılan “Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı”, yaşanan gerici ayaklanmaları kınamayı ve hafızaları diri tutmayı amaçlıyor. Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu, “Hacıbektaş’ta yaptığımız ‘Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı’ ve yapacağımız ‘Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Müzesi’, gezip görenlerin ibretle izleyeceği bir projedir” diye konuştu. ZEYNEP ŞAHİN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Dipsiz Kile Boş Ambar... 22 Temmuz seçimi sonrasındaki siyasal hava, İstanbul’un eski havasına benzedi. Benzetmeyi “İstanbul’un havasına benzedi” diye yapmak gerekirdi ama “eski” sözcüğünü eklemek zorunluluğunu duydum. Küresel ısınmadan etkilendiği söylenen hava kapsamında, İstanbul’un havası da özelliğini yitirmiş durumda. Nerede o, sanki saat başı değişen, lodos eserken birden poyraza dönen rüzgârlar? Güneşli bir havada sereserpe evden çıkıp yağmura yakalanan İstanbullular... Sıcak, daha sabah evden çıkarken bastırmış oluyor. Meteoroloji tahminlerinde gece sıcaklığı için verilen 21, 22 derecelik tahminler de, ancak hayallerimizi serinleten sesler olarak kalıyor. ??? Havayla birlikte siyaset de ısındı. Siyaseten yapılan açıklamalar da, meteorolojinin verdiği gecelik sıcaklık tahminleri gibi geçici ve sanal serinletmeler yaratmaktan öteye geçmiyor. “Bize oy vermeyenleri de kucaklayacak bir yaklaşıma girileceği” ya da “uzlaşma aranacağı” gibi vaatler, daha aradan birkaç saat geçmeden unutuluyor. Yeniden eski günlere dönüldüğünü kanıtlayan cümleler birbirini izlemeye başlıyor. Ardından yine gerçek olduğu kuşkulu gönül alıcı açıklamalara sıra geliyor. Acaba serinletmek için “buz gibi duş etkisi yapsın” diye mi söylüyorlar diye düşünme iyimserliğini bile kökten yok eden bir yaklaşım. ??? İzinden dönüş arifesinde yaşanan iki haksızlığın beni çok etkilediğini itiraf etmeliyim. Birincisi, Başbakan’ın, partisinin cumhurbaşkanı adayının sıkmabaşlı eşini savunmak amacıyla verdiği iki örnek. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ile eşi Latife Hanım’ın da başları örtülüymüş. İlk cumhurbaşkanının eşi ve annesi örtülü olunca, 11’inci cumhurbaşkanının eşi de örtülü olabilirmiş. İki yönlü bir haksızlık var. Atatürk’ün annesi ile eşinin başları örtülü ama birbirinden farklı. Zübeyde Hanım’ın örtüsü, geleneksel başörtüsü. Yemeni ya da eşarpla yapılan örtünme. Siyasal bir simge olan sıkmabaşla ya da yerleşen şekliyle türbanla da bir ilgisi yok. Latife Hanım’ınki ise kendine özgü bir şekil. Her ikisi de verilen örneğe uygun düşmüyor. Haksızlığın bir başka yönü ise Türkiye Cumhuriyeti anayasalarını birbirinden ayırmamaktan kaynaklanıyor. Latife Hanım’ın Atatürk’ün eşi olduğu dönemdeki anayasada “Devletin dini dini İslamdır” yazıyor. Yürürlükteki anayasada ise laiklikten söz ediliyor. Laiklik kavramı kapsamında, (hadi alışılmış şekliyle söyleyeceğim) türban konusunda da Anayasa Mahkemesi’nin, Danıştay’ın ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları var. Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme, yargı erklerinin yanı sıra özel ve tüzelkişileri bağladığı da ayrı bir anayasa hükmü. Gazetelerin Başbakan’ın sözlerini manşetten okurlarına duyurmayı yeğlerken, Alman, Fransız ve İspanyol gazetelerinin Türkiye’nin geleceğine ilişkin yorumlarını yok sayıp “Gül’ün adaylığı olumlu bulundu” diye haber yapmaları da işin bir başka ilginç yönü. ??? Biliyorsunuz meslektaşım Emin Çölaşan’ın yazılarına son verildi. Kişisel ve kurumsal tepkiler çok sayıdaydı. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni’nin, olaya açıklık getirmek amacıyla yazdığı yazıdaki kimi cümleler, Türkiye’deki gazetecilik anlayışına yönelik bir haksızlığı da içeriyordu. Şu cümlelere takıldım. “Hürriyet bundan 5 yıl önce yeni yayın ilkelerini belirledi. Bu ilkeler, yeni ve çağdaş bir yayıncılık anlayışının temel taşlarıydı. Kişilik hakları, hakaret, takıntı gibi konularda daha titiz bir yayıncılık sürdüreceğiz.” Niyetim polemik değil. O nedenle akıllara takılan soruları bir yana bırakıyorum. Türkiye 24 Temmuz 1960’ta, altında Hürriyet’in de imzası bulunan “Basın Ahlak Esasları” ile tanıştı. 1972’de Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) ilkeleri benimsendi. 6 Şubat 1988’de Basın Konseyi kuruldu. O tarihten beri Hürriyet’in künyesinde “Hürriyet Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir” cümlesi yer alıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin benimsediği “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi” de 1998 yılından beri uygulamada. Doğrusu “5 yıl” öncesindeki süreçte 5 yıl Hürriyet’teki “Bir Günün Hikâyesi” köşesinin editörlüğünü yaptığım için haksızlıktan kendime de pay çıkarmadan edemedim. Sanırım daha uygun bir gerekçe bulunabilir, Çölaşan’a yapılan haksızlık da yaygınlaştırılmazdı. HACIBEKTAŞ “44. Ulusal 18. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri, Kültür Sanat Etkinlikleri”, bu yıl “Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı”nın açılışıyla daha da anlamlandı. Anıt, Menemen, Kahramanmaraş, Çorum ve Sıvas kıyımları anısına dikilirken, aynı adlı müzenin de gelecek yılki etkinlikler sırasında açılması için çalışılıyor. Müzenin yapımı için yurttaşlardan destek bekleniyor. Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri’nin 2. gününde açılışı yapılan “Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı”, başta Sıvas katliamı olmak üzere Menemen Olayı’ndan bu yana gerçekleştirilen gerici ayaklanmaları kınamayı ve hafızaları diri tutmayı amaçlıyor. Eni 10 metre, yüksekliği 12 metre olan anıtta, rölyeflerle 23 Aralık 1930 Menemen, 23 Aralık 1978 Kahramanmaraş, 29 Mayıs 1980 Çorum olayları yansıtılırken, anıtın büyük bir bölümü 2 Temmuz 1993’te Sıvas’taki Madımak Oteli’nde aydınların yakılarak katledilmesine ayrıldı. Madımak yangını rölyefi içinde, 33 aydının maskeleri de yer alıyor. Maskelerle yangının alevlerinin oluşturduğu bir aydınlanma meşalesinden ise sevgi, barış, dostluk ve hoşgörüyü temsil eden güvercinler uçuşuyor. Anıt, belediyenin öncülüğünde ve katkılarıyla, yurttaşların ve sivil toplum örgütlerinin maddi ve manevi desteği ile yapıldı. Hacıbektaş’a yaptırılan ‘Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı’ törenle açıldı Katliamlar unutulmayacak SELAHATTİN ŞAHİN 2 Gelecek yılki etkinlikler sırasında ise anıtla aynı 008’DE İNSANLIK MÜZESİ adı taşıyan bir müze açılması için çalışılıyor. “Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Müzesi”, 7 bölümden oluşacak. İlk 5 bölümde Sıvas’ta yakılan 33 aydının fotoğrafları, kullandıkları enstrümanlar, giysileri, sesli, görüntülü ve yazılı eserleri yer alacak. Müzenin 6. bölümünde ise gazetemiz çizeri Turhan Selçuk’un aydınlanmacı karikatürlerinden oluşturulan bir sergi ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. Serginin bulunduğu bölümde, suikastlara kurban giden yazarlarımız, aydınlarımız Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı ve Necip Hablemitoğlu ile Danıştay’a yapılan silahlı saldırıda yaşamını yitiren Danıştay yargıcı Mustafa Yücel Özbilgin’in de heykelleri bulunacak. Müzenin son bölümünde de ziyaretçiler için bir dinlenme odası oluşturulacak. Müze, toplam 1000 metrekarelik kapalı alan üzerine yapılacak. NEVŞEHİR Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde yaptırılan “Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı”, 44. Ulusal, 18. Uluslararası Hacıbektaş Veli Anma Kültür ve Sanat etkinlikleri kapsamında törenle açıldı. Çilehane mevkiinde Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İzzet Temel ve 6 kişilik bir çalışma grubu tarafından yaptırılan anıtın açılışına Sıvas Katliamı’nda yaşamını yitiren 33 aydının aileleri de katıldı. Anıtın açılışı nedeniyle düzenlenen törende konuşan Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, anıtın, Menemen, Maraş, Çorum ve Sıvas katliamlarını simgelediğini belirterek “2 Temmuz 1993’te kendilerini alev çemberi içerisinde görürken kılını kıpırdatmayan yetkililerin utancını sergile yen, bu 33 canın masklarından oluşan bir yapıyı oluşturuyor” dedi. Y Anıtın yüreklerdeki yangını söndürmek ÜREKLERDEKİ YANGINI SÖNDÜRMEK İÇİN... amacıyla yapılmadığını, bu acıların yinelenmemesi için inşa edildiğini vurgulayan Selmanpakoğlu, şöyle konuştu: “Anıt kendisini bilmeyen ve insanın ne olduğunu anlamayan ama, insan bedeninde görünen zavallıların beyinlerinin içerisine insan olmanın onurunu da kısmen de olsa verebilmek için yapıldı. Anıt, karanlıkların ve aydınlığın farkında olan, bu aydınlanma sürecinde yaşamlarını yitiren şehitlerimize saygıyı dünya durdukça göstermek için yapıldı. Hacıbektaş’a her ırktan, her kültür ve dinden insanlar akın akın gelir. Onlar da gelsinler, bu anıtı görsünler ve ders çıkarsınlar diye yaptık. Bu anıtların farklı illere de yapılması aydınlanma sürecinde çok önemli bir yer tutmaktadır. İnsanlık Anıtı burada tek başına kalmayacak. Bir çalışma ve bir kompozisyonun da ötesinde aydınlanma ideolojisinin bir boyutunu oluşturuyor.” 7 bölümden oluşacak İnsanlık Müzesi’nin açılışı için de destek isteyen Selmanpakoğlu, ilk 5 bölümde Sıvas’ta katledilen 33 canın ailelerinin göndereceği resim, eşya, görüntülü ve sesli belgeleri toplayacaklarını söyledi. 6. bölümde ise gazetemiz çizeri Turan Selçuk’un aydınlanma süreciyle ilgili karikatürlerinin sergileneceğini ve burada Muammer Aksoy, Uğur Mumcu gibi aydınların heykellerinin de yer alacağını belirten Selmanpaoğlu, son bölümde ise müzeyi ziyaret edenlerin “aydınlanma sürecine nasıl katkıda bulunabilirim” diye düşüneceği ve dinleneceği bir mekân oluşturacaklarını açıkladı. Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri’nde konuşan İlhan Selçuk: Enel Hak Aleviliğin temeli ? Türkiye’de Enel Hak felsefesinin yeterince bilinmediğini vurgulayan Selçuk, “Bağnaz düşünceye göre Enel Hak fikrini savunmak günahtır. Biz eğer Enel Hak kavramını yeterince algılayabildiysek; yarı bağımlı, yarı sömürge ve dinci bir toplumda yaşayamayız. Bu benim için züldür. Sanıyorum sizin için de züldür” dedi. MİYASE İLKNUR ‘O Anıt ve müze projesinin öncülerinden HacıbekRTAÇAĞ KARANLIĞI’ taş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu ise insanlığın karanlığının ortaçağdan beri asırlar boyu sürdüğüne dikkat çekti. “Tarih boyunca karanlık çağ, batıdan doğuyu etkilemiş” diyen Hacıbektaş Belediye Başkanı, saltanatlarını korumak amacıyla Osmanlı padişahlarından bazılarının da kardeşini, babasını, oğlunu öldürdüğünü, öldürttüğünü kaydetti. Selmanpakoğlu, “İşte bu saltanatlarını koruma uğruna şeyhülislamların yetkileri artırılarak padişah şeyhülislam birlikteliği, Batı’daki karanlık çağın bir benzerini yurdumuza taşımış oldu” dedi. Ali Rıza Selmanpakoğlu, şunları kaydetti: “Atatürk’le birlikte yurdun kurtuluşu, laik Cumhuriyetin kuruluşu ve aydınlanma yolunun açılarak devrimlerin yapılışı, tüm dünyaca hayranlıkla izlenmiştir. Ancak bu durumdan emperyalizmin temsilcileri rahatsız olmuştur. Günümüzde ise çokuluslu şirketler, finans kuruluşlarının ve borsaların etkinlikleri ile sürdürülmektedir. Amerika’nın Irak’ı işgali ve sonrasında da çokuluslu şirketlerin ve finans kuruluşlarının planlı bir şekilde Irak’ın doğal kaynaklarını etkin bir şekilde kullanır duruma gelmesi, günümüzde emperyalizme yeni bir boyut getirmiştir. Emperyalizmin kolayca bir ülkede kök salması o ülkenin aydınlanmacı devrimini tamamlayıp tamamlamamasıyla da bağlantılıdır.” Gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Seçluk, Türkiye’de Enel Hak düşüncesini günah sayan zihniyetin devlet tarafından beslenip palazlandırıldığını söyledi. oerinc?cumhuriyet.com.tr İ NSANLIK MÜZESİ’NE BİR TUĞLA DA SİZ KOYUN Selmanpakoğlu, “Karanlıkların aydınlığa dönüşmesi için artık hiçbir insanın diğer insanlar tarafından öldürülmesine gerek kalmayacak olgunluğa ulaşmak hepimizin özlemidir” dedi. Selmanpakoğlu, “Hacıbektaş’ta yaptığımız ‘Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı’ ve yapacağımız ‘Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Müzesi’, gezip görenlerin ibretle izleyeceği bir projedir” diye konuştu. Yurttaşlar, Hacıbektaş Belediyesi’nin “İnsanlık anıtına bir tuğla koyabiliyor muyuz” sorulu sloganı ile müzenin yapımına katkı sağlamaya çağırılıyor. Destek olmak isteyenler, Hacıbektaş Ziraat Bankası’nın “308242095003” numaralı Yeni Türk Lirası ve “308242095004” numaralı Avro hesabına bağışlarını yatırabiliyor. NEVŞEHİR 44 Ulusal ve 18. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri’nin ikinci gününde “Enel Hak” konulu panelde konuşan gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, “Enel Hak” düşüncesinin Heraklitos’tan gelen bir felsefenin dışavurumu olduğunu söyledi. Türkiye’de bu felsefenin yeterince bilinmediğini, bu nedenle dünyaya da gerektiği gibi tanıtılmadığını vurgulayan Selçuk, “Enel Hak çok büyük felsefenin, evrenin birliğini vurgulayan bir düşüncenin dışavurumudur” dedi. Bugün yayımlanan Alevilikle ilgili çok sayıda kitabın yetersiz kaldığına dikkat çeken Selçuk, evrenin birliğini vurgulayan Enel Hak düşüncesinin Alevi tasavvufunun temelini oluşturduğunu belirterek şunları söyledi: “Bağnaz düşünceye göre Enel Hak fikrini savunmak günahtır. Biz eğer Enel Hak kavramını yeterince algılayabildiysek; yarı bağımlı, yarı sömürge ve dinci bir toplumda yaşayamayız. Bu benim için züldür. Sanıyorum sizin için de züldür. Alevilerin felsefelerini, inançlarını, düşüncelerini bütün dünyaya haykıracak bir eylemleri var mı Allah aşkına? Aleviler burada geleneklerini yerine getiriyorlar. Güzel; getirsinler ama çok güzel bir öğretilerini dünyaya tanıtmadıkça, bu düşünceyi hakkıyla savunmadıkça YARIN SONA ERİYOR Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri’nde bugün bir süre sonra dağılması ve yok olmasını önleyemezler. Alevilik felsefesinin derinliğine indiğimizde insan allak bullak oluyor.” ğil mi ya da mirastan kadının yarı pay alması Tanrı buyruğu değil mi? Aslında burada kadının tesettüre girmesiyle kadının günahkâr olduğu vurgulanmış oluyor. O anlayış kadını günahkâr ve ikinci sınıf sayan bir anlayıştır. Ne yazık ki Türkiye’nin kaderini ortalama eğitimi 35 yıl olanlar belirliyor.” NEVŞEHİR (Cumhuriyet) “44. Ulusal 18. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri, Kültür Sanat Etkinlikleri” yarın sona erecek. Son gün, saat 13.00 19.00 arasında Dedebağ’da piknik yapılacak. Etkinliklerin bugünkü bölümü şöyle: Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Büyük Salonu’nda “Semahlarla Deli Derviş” adlı drama Servet Güner’in oyunculuğu ve Mualla Teberoğlu’nun semahlarıyla saat 11.00’de izleyicilerle buluşacak. Ardından, “İrtica ve Emperyalizm” konulu panel gerçekleştirilecek. ADD Başkanı Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un yöneteceği, Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ve Avukat Turhan Karakaş’ın konuşmacı olacağı panel, saat 14.00’te başlayacak. Hacıbektaş ve Yükseköğretim Kurumlarına Yardım Derneği’nce ise saat 18.00 20.00 arasında 60. Yıl Kapalı Spor Salonu’nda “Birlik Cemi” düzenlenecek. Cumhuriyet Meydanı’nda saat 19.00’da da Hacıbektaş Kültür Turizm Sosyal Yardım ve Dayanışma Derneği Semah Ekibi gösteri sunacak. Ozan Zebuni, Yusuf Dumlupınar ve Grup Baba Zula’nın ardından saat 21.30’da Hüseyin Turan konser verecek. Sonrasında ise Yusuf Benli, Makbule Oral ve Kazım Kalaycı sahne alacak. ‘M Türkiye’de Enel Hak düşüncesini güERKEZ SAĞ İRTİCAYA SIĞINDI’ nah sayan zihniyetin devlet tarafından beslenip palazlandırıldığını artık kimsenin inkâr edemeyeceğini söyleyen Selçuk, “Eskiden irtica merkez sağın şemsiyesi altına sığınırdı, şimdi durum tersine döndü. Merkez sağ irticaya sığındı” diye konuştu. Selçuk, şu anda Türkiye’de Çankaya’ya türbanın çıkıp çıkmayacağının tartışıldığını ve tesettürü Tanrı buyruğu sayan belli çevrelerin Tanrı buyruğu kabul edilen diğer kuralları yerine getirmediğine dikkat çekerek şöyle devam etti: “Tanrı buyruğu sadece tesettürden mi ibaret? Erkeğin karısına boş ol demesi ile boşanması Tanrı buyruğu de ‘i İlhan Selçuk, Enel Hak felsefesini anNŞALLAH HACIBEKTAŞ’A GÖMÜLÜRÜM’ latırken evrenin ve evrendeki her maddenin değişimini vurguladı. İlhan Selçuk, insanların da zaman içinde bedenen değiştiğini, öldüğünde de toprak olarak yine değiştiğini ifade ederken sözlerini “Ben de öldüğümde inşallah Hacıbektaş’a gömülürüm” diye tamamladı. Selçuk, konuşmasının sonunda ayakta alkışlanırken dinleyiciler de “Allah gecinden versin ama Hacıbektaş sizi bağrına basar” diye karşılık verdi. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear