26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul 15 Stockholm B B B B A A A A B 32 35 32 31 36 37 39 39 27 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B Y Y Y B B B B B 28 26 26 25 33 31 31 29 33 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B Y Y Y 34 33 37 37 33 35 26 22 21 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu’nun doğusu ve Artvin çevreleri sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı İç ve Batı bölgelerde mevsim değerlerinin 13 derece üzerinde seyredecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB Y Y Y PB PB PB 19 19 20 19 19 19 20 20 23 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB B PB Y Y B B PB 22 29 35 24 25 32 27 33 22 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB PB PB PB PB PB PB PB B 30 34 24 38 28 30 31 36 36 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğu kadar yapılması istenileni karşılayan, kuşkusuz Sayın Sezer’e yakışır bir davranış. Çankaya’ya çıkmadan önce RTE; “Seçilmişlerden oluşan bir kadro kuruyorum. Kimi (hükümette) nereye monte edeceğimi en iyi benim bilmem gerekir. Herhalde Cumhurbaşkanı anlayışla karşılayacaktır” dedi. Bu kısa açıklama hükümete RTE’nin kimleri alacağına Sayın Sezer’in karşı çıkması olasılığına göre karar verdiğini gösteriyor. Çankaya’yı bir noter kimliğinde görme eğilimindeki zihniyeti sergiliyor. Oysa, seçilmiş bir başbakanın, seçilmişlerden seçerek hükümete aldığı kişileri şu veya bu olası ki sakıncalı bulduğu kimi nedenlerle itiraz etmeye seçilmiş cumhurbaşkanının karşı çıkması gayet doğal. Fakat RTE, Sayın Sezer’i “kendilerinden” saymadı. Cumhurbaşkanı anayasadan kaynaklanan yetkisini kullanarak devlet yönetimine şu ve bu nedenle katılmalarını uygun görmediği kişilerin Bakanlar Kurulu’nda yer almasına… devlet kadrolarını üst bürokrasiyi ya dinci görüşlü ya da vücut diliyle RTE’nin kendine bağlı kişilerle doldurmasına izin vermedi. Çankaya’ya egemen olan bu temel anlayış, Sayın Sezer’e karşı RTE ve AKP kadrolarında beş yıla yakın bir süredir gerginliğin yaşanmasına neden oldu. ??? Yüzde 47 ile tek başına yeniden iktidara geldiği günden beri RTE ve çevresi, siyaset ve medya piyasasına sürekli olarak yeni hükümeti yeni cumhurbaşkanının onayına sunmayı gerektiren haberler saldı. Günlerce medyada tartışılan bu eğilim yalanlanmadı. Sezer’den kurma görevini aldığı hükümeti Sezer’e götürmemek gibi siyasal etiğe uygun düşmeyecek davranıştaki çirkinliği içeren yorumlardan bir olasılıkla belki çekindiği için liste cebinde Çankaya’nın yolunu tuttu. Listeyi hazırlarken sıkıntılı saatler geçirdi. Örneğin daha faal olabilmek için hükümette esaslı bir yer kapmak isteyen Bülent Arınç’ı, Sayın Sezer’in veto etmesi olasılığını giderecek bir yol, bir yöntem aradı saatlerce… Üstelik söylentilere göre Arınç, hükümette öyle vakıflara, derneklere bakan sıradan bir devlet bakanı olmak istemiyor. Şöyle başbakandan sonra dişli, sözü dinlenir ve söylemleri yankılar uyandıracak bir koltuk bekliyor… Bir bakıma RTE’ye belki de eşit düzeyde gösterecek bir koltuk! Sayın Sezer’in “cebinden listeyi çıkarmasına olanak tanımadan”, 60. hükümetin olayını yeni cumhurbaşkanına bırakma kararına elbette şaşıracaktı RTE; Cumhurbaşkanı’ndan hiç beklemediği bir “jest” karşısında, hatta kimi isimleri Sayın Sezer’in veto etmesi olasılığını dikkate alarak nasıl hareket edeceğini önceden saptadığı davranışların boşa çıktığını gördü ve medyaya, sürprizle karşılaştığını ifade etmek zorunda kaldı. ??? AKP yetkili kaynakları neden Sayın Sezer’in davranışını “tepki” diye yorumluyor? Medya, son derece akılcı, sorumluluğunu bilen akil bir kişinin davranışını neden illaki rest, jest gibi sözcüklerle tanımlıyor? Olayı, daha sade ve hatta olması, yapılması gereken bir uygulama gibi yorumlamak, algılamak yerine sanki konulara, sorunlara kıtlık gelmiş gibi günlerce sürecek bir mecraya sürüklemeye çalışıyor. Oysa, Sayın Sezer, görevinin ay sonunda sona ereceğini ve yeni hükümetle yeni cumhurbaşkanının çalışacağını dikkate alarak Bakanlar Kurulu listesinin onayını ertelemeyi düşünmüş ve kaba siyasal anlayışında olanların algılamayacağı ince bir üslupla hareket etmeyi yeğlemiş olabilir. Ne çare, Sezer karşıtlığı ve asker düşmanlığı ile yatıp kalkanların gözleri kör, kulakları sağır. Yavaş yavaş gelirler ? Baştarafı 1. Sayfada CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ cek ve ülkede siyaset değişikliğine yol açacak İran devrimi olduğunu savunuyorlardı. Oysa bu tamamen dini rejimi yurtdışına ihraç etmeyi de hedefleyen İslamcı bir devrimdi. Tüm Müslüman komşu ülkeler bu ihracın hedefi oldu. ‘Türkiye de hedefti’ Pakistan bu devrim sonunda İslam Devleti adını aldı, Cezayir ve diğer Müslüman ülkeler İslami devlete sahip olmak için harekete geçtiler. Türkiye de bu devrimin hedeflerinden biriydi. Ancak Türkiye arka arkaya gelen darbeler nedeniyle bu tehditten bir şekilde kurtulmuş oldu. Bu devrim Avrupa ve diğer Müslüman ülkelerdeki Müslümanları da etkiledi. Örneğin o döneme kadar üniversitede türbanlı tek bir kıza rastlamazdınız. Bugün İran için yeni bir kültür hareketi üzerinde çalışıyorsunuz… İran’daki teokratik rejime nasıl karşı koymamız gerektiği konusunda çok açık bir ay rıma gitmek gerekir; bu da ülkedeki rejimin siyasi değil dini bir rejim olduğu gerçeğidir. Bununla siyasi değil ancak kültürel bir savaşım yapılabilir. Dini bir rejime sosyalizmle, kapitalizmle ya da liberalizmle karşı koyamazsınız. Çünkü İslami rejimin içindeki unsurlara karşı, demokratik bir tartışmaya açık olmamasından ötürü siyasi araçlarla savaşmanız mümkün değildir. İslamcılıkla demokrasinin uyuşmadığını mı söylüyorsunuz? Kesinlikle uyuşmazlar. Ben buna derinden inanıyorum. 28 yılda İran’da İslamın ne olduğunu çok iyi öğrendik biz. Türk aydınları toplumun İslamlaştırılmaması için sokaklarda gösteriler yaptılar. rileri yapıyorlardı. Devrimden sonra hepsi ülkeden kaçtı. İran rejimi Türkiye için bir ders olmalı. Dünyada 57 Müslüman ülke bulunuyor. Bunların hangisinde tam anlamıyla demokrasi var? İslamcılık ve demokrasi ateş ve su gibidir. Türkiye’de AKP hükümetinin gizli İslamcı gündemi olduğuna yönelik kuşkular bulunurken Avrupa AKP’nin Müslüman demokrat olduğu görüşünde. Ben ılımlı Müslümanlığa kuşkuyla yaklaşıyorum. İran’da devrim öncesi mollalar da ılımlı olarak nitelendiriliyordu. ‘Mollaların demokrasi getirecekleri sanıldı’ Mollalar devrim öncesi hiçbir zaman İslami bir sistem getireceklerini söylemediler. Şah’ı devirecekleri, iktidara gelecekleri ve demokrasi getirecekleri sanıldı. “Bizimle herkes seçiminde özgür olacak” diyorlardı. Devrimden sonra olan oldu. Mollalar çok akıllı davrandı. AKP’nin ise kafası karışık gibi görünüyor bura ‘Ders olmalı’ Türkiye’deki pek çok aydın bunun bir tehlike olduğunun farkında. 28 yıl önce İran’da bunun tam tersi yaşanıyordu. Kürklü zengin kadınlar, öğrenciler, sözde aydınlar, sokaklarda mollalar için destek göste dan. Bir tarafta AB’ye girmeye çalışıyorlar öte yandan eşleri başlarını örtüyor. Eğer AB’ye girerse Türkiye’de İslami bir devlet kurma hedefi de yok olacak. Belki onlar da ne yaptıklarını bilmiyorlar. Ya da AB’ye girmek istedikleri yolunda bir popülizm oyunu oynuyorlar. Başka bir tez de AKP’nin AB üyelik sürecini, laikliğin güvencesi olan Türk ordusunun gücünü eritebilmek için sürdürmek istediği yolunda. Size bu tez inandırıcı geliyor mu? Bu da oldukça güçlü bir tez. İslamcı bir gündemle ordunun rolünü bu yolla azaltmayı hedefliyor olabilirler. Ancak yine de ben ordunun demokratik sürece müdahale etmesini çok sağlıksız buluyorum. Kendini modern ve demokratik bir ülke olarak kabul eden Türkiye’de bu mantıktan kurtulmak gerekli. İslamcılardan hiç hoşlanmıyorum ama seçimle gelmiş bir İslamcıyı askeri darbeye tercih ederim. Türkiye’de gerilim yaratan konulardan biri de türban meselesi. Buna nasıl bakıyorsunuz? İran’da kadınlar dini inançları yüzünden değil mecbur oldukları için ve korkularından başlarını kapıyorlar. Başlarını kapamazlarsa dayak ya da hapis cezası alıyorlar. Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerde ise türbanı kadınlar ya gerçekten inandıklarından ya da siyasi sembol olduğu için takıyorlar. Bana sorarsanız türban İslamcı hareketin siyasi bir sembolüdür. Ben hiçbir kadının kendiliğinden türban takacağına inanmıyorum. DTP Meclis’e girecek, Gül’e oy vermeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkan Vekili Nurettin Demirtaş, merkez yürütme kurulu (MYK) toplantısında, Cumhurbaşkanlığı seçiminde “TBMM Genel Kurulu’na katılma, ancak cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’e destek vermeme” yönünde bir eğilim ortaya çıktığını açıkladı. Demirtaş, Gül’ün “Kürt sorunu konusundaki yaklaşımının tatmin edici bulunmadığını” bildirdi, ancak Gül’ün “Kürt sorununa barışçıl çözüm” içerikli bir açıklama yapması durumunda DTP’nin kararının değişebileceği belirtiliyor. DTP MYK toplantısı yaklaşık 3 saat sürdü. Demirtaş, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, Gül’ün ziyaretiyle ilgili değerlendirmeler yaptıklarını vurgulayarak şu bilgileri verdi: “Biz, ilkesel olarak Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda açılımlar yapmaya aday, bu zihniyeti beyni ve yüreğinde taşıyan ve cesurca Türkiye gündemine getirecek, her şeyden önemli olanı da yıllardır akan kanı durduracak, ülkede kalıcı bir barış ortamını sağlayacak bir yaklaşım bekliyorduk. Ancak, Sayın Gül’ün ‘Genel demokratikleşme içerisinde ülkenin tüm sorunları çözülebilir’ biçiminde genel geçer bir yaklaşım göstermesi MYK’de değerlendirilmiştir ve ortaya çıkan sonuç yeterince tatmin edici bulunmamıştır. Toplantıda Cumhurbaşkanlığı seçiminde TBMM Genel Kurulu’na katılma, ancak Gül’e destek vermeme yönünde eğilim ortaya çıktı. Bu, bir pazarlıkla ilgili bir yaklaşım değil, tamamen ülkenin geleceğini ilgilendiren bir konuda ilkesel yaklaşımımızdır. Şayet bu aşamadan sonra da açık yaklaşım görülmezse cumhurbaşkanı seçiminde Meclis’te bulunmayı ancak oy vermemeyi kendi grubumuzda değerlendireceğiz ve tartışacağız. Son kararı gurubumuzla birlikte vereceğiz.” DSP de yarın yapılacak kurultaydan sonra tavrını netleştirecek. ‘Koca bir yalan’ Avrupa’da yaşayan Müslüman kızlar türbanı “kişisel özgürlük” olduğu için taktıklarını savunuyorlar. Bu koca bir yalan Demokratik sistemi kendi çıkarları için kullanmak istiyorlar. Çünkü İran’a gidip türban takmamak gibi bir şansları yok. Sizce Türkiye’de rejim değişikliği tehlikesi var mı? Türkiye’de İslamcı hareket oldukça güçlü. Laiklik aydın kesimde yaygınken Anadolu’da İslamcı kültür egemen. Türkiye’de İslami rejim gelirse bu İran’daki gibi devrimle olmayacaktır. Oldukça yavaş ve çok yumuşak bir biçimde gelecektir. Bunun iki nedeni var: Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığı ve İran’daki devrim tecrübesi. İran’ın da siyasi İslamın yükselişinde payı var.. Bugün İran’daki rejim AKP’yi destekliyor Türkiye’nin İslamcı bir yapıya bürünmesini istiyor. Devrimin hedeflerinden biriydi bu. Gelecek on yılda da Türkiye’de siyasi İslamın güçleneceğinden hiç kuşkum yok. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, Avrupa için de aynı şey söz konusu. Batı toplumunda siyasi İslam daha fazla hissedilecek. Türkiye’yi gergin siyasi bir dönem bekliyor. Bu konuda tavsiyeleriniz var mı? Türkiye’de hem laiklik hem de İslam arzusu var. Bu da bir Müslümanın yaşayabileceği en zor ikilemdir. Türkiye’de yaşanan bu krizden ciddi anlamda iyi ve yapıcı bir sonuç alınabilir. Türklerin ülkelerinin gerçekleriyle yüzleşmesi ve demokrasi yönünde harekete geçmesi gerekli. Türkiye’deki akıllı insanlar, dayatmaları reddedip Türk toplumunun ne olması gerektiğini görerek tehlikeye karşı birleşme yoluna gidebilirler. Böylelikle ülkede İslamcı olmayan demokratik güçler birleşebilir. İslamcı hareket şaka değildir, çok ciddi bir konudur ve ciddiyetle ele alınmalıdır. MHP VE CHP ELEŞTİRDİ ‘İmralı’yı Meclis’e taşımaya’sert tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Muhalefet partileri, “İmralı koşullarını TBMM gündemine taşıyacağız” diyen DTP’lilere tepki gösterdi. MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, bir teröristin TBMM gündemine taşınmasının kabul edilebilir bir şey olmadığını belirterek bunun yargının meselesi olduğunu söyledi. Vural, “Meclis’i ilgilendiren bir husus değildir. Türkiye’de böyle bir husus, bir terör örgütünün, bir caninin meselesini TBMM tartışamaz. Burası milli iradedir, böyle bir şeye kimse cüret etmemelidir” diye konuştu. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu da demokrasinin en sağlıklı yol olduğuna inanan bir siyasal yapılanmanın teröre karşı çıkmasının da bir o kadar önemli olduğunu vurgulayarak “Bu iki farklılığı düşünüp ve tavrını buna göre koyarsa DTP, sanıyorum Türkiye’ye en büyük katkıyı yapmış olacaktır” dedi. ‘Afet yönetimi 1. Ordu’ya bırakılsın’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Marmara depreminin 8. yılı dolayısıyla düzenlenen anma etkinliği kapsamında, Türk Kızılayı ve Anadolu Ajansı arşivinden seçilen “Biz Unutmadık, Ya Siz’’ adlı Marmara depremi fotoğrafları sergisinin dün yapılan açılışında konuşan Türk Kızılayı Genel Başkan Danışmanı Prof. Ahmet Mete Işıkara, İstanbul’da afet yönetiminin 1. Ordu’ya bırakılması gerektiğini söyledi. Işıkara depreme en hazırlıklı kurumun Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu belirtti. TÜRBAN ÜZERİNE KEP İran’ın başkenti Tahran’da türbanlı kız öğrenciler mezuniyet töreninde kep giydiler. Tahran Üniversitesi’nde düzenlenen törende siyah türbanlarının üzerine keplerini geçiren öğrenciler mezuniyetlerini kutladılar. (Fotoğraf:AP) ZİRAATÇILER TEPKİLİ KAYSERİLİLER YARIŞACAK Yeşil alana yakıt tankeriyle su ANKARA (AA) Kuzey Irak’tan taşımacılık yaparken son yıllarda ortaya çıkan işsizlik nedeniyle Güneydoğu’daki illerde atıl bekleyen yakıt tankerleri şimdi başkentteki yeşil alanlara su taşıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin yeşil alanlarının yakıt tankerleriyle sulanmasının bitkiler üzerinde “olumsuz etkilere neden olacağını’’ ileri sürdü. Günaydın, sulama amacıyla kullanılan yakıt tankerlerinde petrol türevleri kalması ve sulama suyuna karışması halinde, bunun yakıtın etkinliği oranında bitkiler üzerinde yakıcı etki yapacağını söyledi.Yeşil alanların damla sulama yöntemiyle sulanmasını sağlayacak altyapının oluşturulması gerektiğini ifade eden Günaydın, bu sayede sulama için daha çok suya gerek duyulmayacağını söyledi. MHP’nin adayı Çakmakoğlu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP, eski Milli Savunma Bakanı, Kayseri Milletvekili Sabahattin Çakmakoğlu’nu Cumhurbaşkanlığı’na aday gösterdi. Dışişleri Bakanı, AKP Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’den sonra; MHP de Sabahattin Çakmakoğlu’nu Cumhurbaşkanlığı’na aday gösterdi. MHP’nin adayına oy vermek için genel kurula girecek olması nedeniyle 367 rakamına ulaşılmasında bir sorun yaşanmayacağı kesinleşmiş oldu. AKP’nin TBMM Başkanı Köksal Toptan dışında 340 milletvekili bulunuyor. 70 milletvekili bulunan MHP’nin yanı sıra 20 milletvekili bulunan DTP de oylamalara katılma kararı aldığından AKP’nin 367 sorunu olmayacak. Ana muhalefet partisi CHP ise oylamalara katılmayacak. İlk oylama 20 Ağustos Pazartesi günü yapılacak. VEFAT Merhum Celal Günerhan’ın eşi, Dr. Güler Dr. Yusuf Günerhan’ın Annesi, Ayla Orhan Yavuz’un babaannesi çok değerli büyüğümüz YETER GÜNERHAN’ı kaybettik. Cenazesi 18 Ağustos Cumartesi günü (bugün) Çakmaklı Hicret Camii’nde kılınacak öğle namazını takiben Çakmaklı Mezarlığı’na defnedilecektir. AİLESİ CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear