26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2007 CUMA 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN İlk turda 450 oy alarak TBMM Başkanı seçildi. Teşekkür konuşmasında ‘uzlaşma’ mesajı verdi Cumhurbaşkanı Seçimi Ve Hafızayı Beşer... Adnan Menderes, kitleleri peşinden sürükleme yetisine sahip, karizmatik bir politikacıydı. Belki de, 14 Mayıs 1950 seçim sonuçlarının açıklanmasından önce, çoğu kişinin beklentisinin aksine, başbakanlık koltuğuna Celal Bayar’ın değil de onun oturmuş olmasında bu niteliğinin de payı olmuştu. Bayar, tarafsız bir makam olarak öngörülen Çankaya’da oturmasına karşın, elinde parti amblemli baston da taşıyarak, DP üstünde hep manevi ağırlığını korumuş, Menderes’in tek lider olmasını bir ölçüde dengelemiş olsa bile, dönem, çoğunluk tarafından Menderes Dönemi olarak kabul edilir. Türk tarihinde çok önemli ve elverişli bir olanağı yakalamış olmasına karşın Adnan Menderes’in, demokrasimizin gelişmesine katkıda bulunduğu, karizmatik politikacıdan, olanakları iyi değerlendirip, toplumu çıkış noktalarına yönelten bir devlet adamına dönüştüğünü söylemek pek mümkün değil. Kendisinden siyasi tarihimize kalan sözler de, pek demokratik gelişme yönünde olmadı. Tek adamlığının üstün, tartışılmaz gücünü göstermek için sarf ettiği şu söz ünlü olduğu ölçüde, demokrasi açısından talihsizdir: Odunu aday göstersem seçtiririm. Aynı Menderes, ayaklanan grubu karşısında, başı sıkışınca kendi koltuğunu kurtarmak için bu kez, başka bir talihsizlikle, milletvekillerine, bir yenisini ekleyip Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz, demişti. ??? Adnan Bey’in kendisine, kimi tutarsız davranışlar anımsatıldığında da sıkça kullandığı bir deyişi vardı: Hafızayı beşer nisyan ile maluldür (İnsan belleği unutkanlıkla zedelenmiştir). Aradan yıllar geçecek, siyasi yasaklar yanında tavır koyarak, Menderes gibi eline geçmiş olanağı demokrasi yararına kullanmayı beceremeyen Turgut Özal da, “Alışırlar, alışırlar’’ diyerek, kural dışılıklara toplumun zamanla boyun eğebileceğini dile getirecekti. Son günlerde, gündemin birinci maddesi haline gelen Çankaya seçimi bana sık sık, Menderes’in insan belleğinin maluliyeti ile ilgili sözlerini anımsatıyor. Şu anda baş tartışma konumuz ne? “Gül cumhurbaşkanı olsun mu, olmasın mı”, değil mi? Kim seçecek yeni cumhurbaşkanını? TBMM!.. Peki bu arada 21 Ekim’de bir referandum yapılacak. Referandumun konusu ne? Cumhurbaşkanını halk seçsin mi, seçmesin mi? Öyle değil mi? Ama 21 Ekim’e kadar yeni cumhurbaşkanı çoktan TBMM tarafından seçilmiş olacak ve referandumun sonucunun hiçbir anlamı kalmayacak. O zaman, böyle bir düzenlemenin sakıncalarının çok kez anlatılmasına, Sezer’in vetosuna, yeni seçim tarihinin belli olmuş olmasına karşın, yangından mal kaçırırcasına bu değişiklik neden yapıldı söyler misiniz? ??? Bu durum karşısında kamuoyunun, medyanın, hukukçuların suspus olmasına, yukarıdaki soruları hiç gündeme getirmemesine çok şaşırıyorum, çok... Hakkını yemeyelim, bildiğim kadarıyla Prof. Dr. Süheyl Batum Vatan’daki köşe yazısında konuya değindi. Önümüzde bir referandum olduğunu, ona saygı göstermek için 102. maddede yapılacak geçici bir değişiklikle yeni cumhurbaşkanını halkın seçebileceğini söyledi. Belki başka yazanlar da olmuştur da görmemişimdir, ama çoğunluk içinde bir damla gibi kaldıkları kesin... Şu Cumhurbaşkanlığı tartışmaları size de biraz gülünç gelmiyor mu? “Bize cumhurbaşkanı seçtirmiyorlar, zaten Anayasa Mahkemesi’nin 367 doğrultusundaki kararı da artık cumhurbaşkanı seçimini olanaksız kılıyor; biz de size çare sunuyoruz ey halkım, cumhurbaşkanını siz seçin!” diyorlar, sonra da yeni cumhurbaşkanını kendileri seçiyorlar. Peki halkı neden 21 Ekim günü sandık başına çağırıyorlar? Sandık başına gidecek olanlar, “Yahu siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz?” demeyecek kadar, daha üç ay önce olanları unutmuş kişiler mi?.. Referandumdan çıkacak sonucun ne önemi var!.. Hele hele, bir de yeni sivil anayasa girişimi göz önünde bulundurulunca... Birileri bizi işletti, hâlâ da işletiyor. Hem işletilip hem de “Sen beni neden işletiyorsun?” demeyen toplumlar ise, kusura bakmayın ama işletilmeyi hak etmişler demektir. Çok üzgünüm, ama gerçek bu. Toptan’a rekor destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP dışındaki tüm muhalefet partilerinin ve bazı bağımsızların desteğini alan AKP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, ilk turda 450 oy alarak rekor bir destekle TBMM Başkanı seçildi. Toptan teşekkür konuşmasında uzlaşma ve tarafsızlık mesajları verirken, “Ben AKP milletvekiliyim, ama bundan sonra bütün partiler benim partim, bütün milletvekilleri benim milletvekilim” dedi. TBMM Başkanlığı seçimi dün ilk turda sonuçlandı. Tunceli Bağımsız Milletvekil Kamer Genç’in adaylıktan çekilmesi üzerine MHP’nin adayı Tunca Toskay ile yarışan Toptan, CHP, DSP ve DTP’nin de desteğiyle 450 oy alarak 24. Meclis Başkanı oldu. Seçimde Toskay 74 oy aldı, 7 oy boş çıktı, 4 oy da geçersiz sayıldı. 70 milletvekili bulunan MHP’nin adayı ? TBMM Başkanlığı seçimi öncesinde muhalefet partilerini ziyaret eden Toptan, Tunca Toskay’ı aday gösteren MHP dışındaki partilerden aradığı desteği buldu. Toptan, oylamanın ardından yaptığı konuşmada “Ben AKP milletvekiliyim. Ama artık bütün partiler benim partim, bütün milletvekilleri benim milletvekilim. Amacım bana inananları yanıltmamaktır” dedi. Toskay’a 74 oy çıkması dikkati çekti. AKP’li Köksal Toptan dün TBMM Başkanlığı seçimleri öncesinde parlamentoda grubu bulunan ve temsil edilen muhalefet partilerini ziyaret ederek destek isterken, MHP dışındaki partilerde aradığı desteği buldu. Toptan, dün DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. DTP Genel Merkezi’ne de giderek parti yöneticileri ve bazı milletvekilleri ile görüşen Toptan, bağımsız milletvekilleri ile de görüşmeyi ihmal etmedi. Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz ile telefonla görüşen Toptan, eski BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nu da Meclis’teki makamında ziyaret etti. Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden sonra iki görüşme isteğini geri çeviren MHP lideri Bahçeli’nin Toptan’ı Meclis’teki makamında kabul etmesi dikkat çekti. Bahçeli’nin, partisi aday çıkardığı için oy desteği sözü vermediği Toptan’a övgü dolu sözler söylediği öğrenildi. Bahçeli’nin, “Siz iyi yetişmiş bir devlet adamısınız” dediği belirtildi. Toptan destek turları çerçevesinde DTP’yi de ziyaret eti. DTP Mardin Milletvekili Ahmet Türk, “Toptan saygın bir siyasetçi. Demokratik bir Türkiye’nin oluşmasında önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Hak ve özgürlükler konusunda hassas davranacağına inanıyorum’’ dedi. ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da Meclis Başkanlığı seçiminde Toptan’ı desteklediğini söyledi. Aynı gün torun sahibi oldu Köksal Toptan destek turunu tamamladıktan sonra katıldığı TBMM Genel Kurulu’nda esik Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın yanında oturdu. TBMM Genel Kurulu, Meclis başkanını seçmek üzere Geçici Başkan Şükrü Elekdağ başkanlığında saat 15.00’te toplandı. Genel kurulda önce ant içme törenine mazereti nedeniyle katılamayan AKP İstanbul Milletvekili Hayati Yazıcı yemin etti. Daha sonra TBMM Danışma Kurulu’nun, TBMM Başkanı seçimi turlarının bugün sonuçlandırılmasına ilişkin önerisi görüşülürken söz alan Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Toptan’ın TBMM Başkanlığı için aday olmasının kendisini mutlu ettiğini belirterek, adaylıktan çekildiğini açıkladı. Danışma Kurulu’nun önerisinin kabul edilmesinin ardından, Meclis başkanı seçiminin birinci tur oylaması başladı. Seçimi Köksal Toptan’ın eşi Saime Toptan da locadan izledi. Oylama sonucunda Toptan 450 oyla ilk turda başkan seçildi. Daha sonra teşkkür konuşması yapan Toptan, uzlaşma mesajı verdi. Toptan, “Birbirimizi dinlersek, uzlaşmayı sağlarız. Birbirimizi seversek, büyük işleri yapabileceğimize inanırsak aşamayacağımız engel yoktur. Ben AKP milletvekiliyim. Ama artık bütün partiler benim partim, bütün milletvekilleri benim milletvekilim. Amacım bana inananları yanıltmamaktır. Bir siyasetçiye nasip olabilecek mutlulukların en büyüğünü yaşamaktayım. Bir saat evvet adını çocuklarımın Doruk Köksal koyduğu bir torunum oldu. Bugün şans benden yana. İnşallah hepimiz güzel günler görürüz” diye noktaladı. Toptan daha sonra görevi geçici başkan Şükrü Elekdağ’dan devraldı. Liderleri ziyaret Ziyaret sırasında CHP lideri Baykal, “Ben CHP Genel Başkanı olarak TBMM Başkanlığı seçimine katılarak Köksal Toptan’a desteğimi vereceğim” dedi. Başbakan Recep BAYKAL ’DAN AKP’YE MESAJ İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ‘Köşk için de aynı uzlaşmayı bekliyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Köksal Toptan’ın TBMM Başkanlığı seçiminde doğru bir tavır sergilendiğini belirterek aynı tutumu Cumhurbaşkanlığı seçiminde de beklediklerini vurguladı. Baykal, “Memnuniyet verici bir güzellik yaşandı. Bunun, cumhurbaşkanı seçiminde de devamını diliyoruz” diye konuştu. Baykal, Meclis Başkanlığı seçimi öncesi Toptan’ı CHP Genel Merkezi’nde kabul etmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamalarda bulundu. Baykal, AKP’nin Toptan’ı Meclis Başkanı adayı olarak göstermesini “Böyle bir tercih, Türkiye’nin özlediği bir tercihtir. Çok yerinde ve doğru olmuştur” sözleriyle değerlendirdi. Baykal, “Umut ediyorum Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Türkiye benzer bir uyumu, uzlaşmayı ve kucaklaşmayı bekliyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde dayatmada bulunulmaması gereğinin altını çizen Baykal, “TBMM Başkanlığı seçiminde doğru bir tavır izlenmiştir. Bu doğru bir tavır ise Cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynı doğru tavır izlenmelidir’’ görüşünü dile getirdi. CHP lideri Baykal, Cumhurbaşkanlığı için AKP içinden CHP’nin destek verebileceği ismin kim olacağına ilişkin soru üzerine, “Sayın Toptan olabilirdi” karşılığını verdi. Baykal, bir gazetecinin, “Siz Köksal Toptan’a ‘Evet’ derken Abdullah Gül’e neden ‘Hayır’ diyorsunuz? Sizin için ölçü nedir” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Biz seçilecek cumhurbaşkanının kimliği konusunda anlayışımızı çok net ortaya koyduk. Devletimizin milli vasfı konusunda hiçbir tereddüdü olmayan, anayasamızın temellerini özümsemiş bir kişi herhalde cumhurbaşkanı adayı olacaktır, olmalıdır.’’ Bahçeli Erdoğan tokalaştı Genel seçimler öncesinde “ip” tartışması nedeniyle aralarında gerginlik yaşanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün Meclis’te tokalaşarak yumuşama sinyali verdi. Bahçeli, dün Meclis Başkanı seçilen Köksal Toptan’ı kutladığı sırada orada bulunan Erdoğan’la tokalaştı. Seçim öncesinde iki lider arasında gerginlik yaşanmış, seçimin ardından Bahçeli, Erdoğan’ın randevu talebini reddetmişti. TBMM’nin açıldığı günkü ant içme töreninde DTP’li Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Sırrı Sakık’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile tokalışması damgasını vururken; dün de DTP’liler iktidara diyalog mesajı verdi. Oylama sürerken DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ve bazı DTP’li milletvekilleri, Bakanlar Kurulu sıralarına giderek Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile el sıkıştı ve bir süre sohbet etti. MHP Genel Başkanı Bahçeli, Osmaniye ili okunduğunda oy vermek için Bakanlar Kurulu’nun arkasına geçerken, sırada bekleyen DTP Mardin Milletvekili Ahmet Türk ile selamlaştı. namikzafer@yahoo.com Her il bakanlık istiyor Bakanlık beklentisi olan vekillere tepki gösteren Başbakan Erdoğan ‘Her ile bakanlık vermeye kalksam 81 bakanlık kurmam gerek’ dedi EMİNE KAPLAN asirmen?cumhuriyet.com.tr SEVR ANLAŞMASI’NIN 87. YILI STÖ’lerden ulusal uyanış çağrısı İstanbul Haber Servisi Sevr Antlaşması’nın imzalanışının 87. yılında çeşitli sivil toplum kuruluşları, yaptıkları açıklamalarda yurttaşlara, Türkiye üzerine oynanan oyunları görmek ve ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak için çağrıda bulundu. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Başkanı Prof. Dr. Nazan Moroğlu, emperyalist güçlerin, Sevr Antlaşması’ndan sonra Türkiye’nin ve birçok ülkenin önüne Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) getirildiğini vurguladı. Moroğlu, Sevr’in imzalanışının 87. yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, vatanın bölünmez bütünlüğüne engel olan tüm projelere karşı olduklarını belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın BOP haritasını hayata geçirmek için ABD adına çalışmalar yaptığını dile getiren Moroğlu, “ Rice, son Mısır ziyaretinde, ikna edemedikleri tek bir ülkenin kaldığını söylemiş. Bugün, Ortadoğu ülkelerini küçük devletçiklere bölerek ABD güdümüne sokma planı olan BOP’un önünde en büyük engel olarak İran gösteriliyor” ifadesini kullandı. ÇYDD Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nabi İnal ise “Ülkesini seven herkesi uykudan uyanmaya ve gerçekleri görmeye davet ediyoruz” dedi. ANKARA AKP grubu, dün grup başkan vekilliği, kâtip üyelik ve idare amirliği seçimi için yeniden toplandı. Basına kapalı yapılan toplantıda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlık beklentisi olan milletvekillerine tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan, “Her il bakanlık istiyor. Her ile bakanlık vermeye kalksam 81 bakanlık kurmam lazım. Önemli olan hükümette yer almak değil, milletvekilliğidir. Hükümet hamallık işidir. Milletvekillerinin, hükümetin icraatlarını seçim bölgelerinde anlatmaları çok daha önemlidir” dedi. AKP yönetimi, seçimler için milletvekillerinin önüne tek liste getirdi. Seçim yöntemine yapılan itiraz ise cılız kaldı. Mevlüt Akgün’ün tek liste yerine serbest seçim yapılması yönündeki önerisi kabul görmedi. Yapılan seçimler sonucunda Ağrı Milletvekili Fatma Kotan, Bursa Milletvekili Canan Candemir Çelik, Adana Milletvekili Fatoş Gürkan, Konya Milletvekili Harun Tüfekçi ve Bingöl Milletvekili Yusuf Coşkun kâtip üye seçildi. Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, Konya Milletvekili Orhan Erdem ve Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak da idare amiri olarak belirlendi. AKP grup başkan vekilliklerine Sadullah Ergin, Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ, Nihat Ergün ve Nurettin Canikli seçildi. Grup başkan vekilliği önerilen Ertuğrul Günay’ın ise öneriyi kabul etmediği belirtildi. Günay, kabinede yer almak istiyor. Grup yönetimi seçimleri, yeni kabine listesiyle ilgili ipuçlarını da verdi. Grup yönetimi için adı geçen Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in kabinede yerlerini koruma olasılığı güçlenirken, geçen yasama döneminde grup başkan vekili olan Faruk Çelik’in kabineye girmesine ise kesin gözüyle bakılıyor. Bir uçak yolculuğu sırasında Tuğba Özay’la tesadüfen yan yana oturmuştuk. O sırada aranan Kürşat Yılmaz onun evinde yakalanmış ve Özay’ın Yılmaz’ın sevgilisi olduğu anlaşılmıştı. Uçakta kısa süren bir sohbetimiz olmuştu. Babasının da solcu bir gazeteci olduğunu söylemiş ve bu kültürü babasından aldığını ifade etmişti. Ben de kendisine nasıl böyle bir ilişki içine girdiğini sormuştum. “Bir hata” demişti. Tuğba Özay, CHP’ye üye olduğu için bu tür bir hayatın içinde olması daha da dikkat çekici hale geliyordu. ??? Mankenlerin, bazı şarkıcıların mafyayla ilişkileri hep bilinen ve alışılmış hadiselerdir. ABD’de Frank Sinatra’nın ABD mafyasıyla ilişkileri üzerine yazılanları hep biliriz. Birçok sanatçının da benzer öyküleri vardır. Tuğba Özay’ın durumu biraz değişik. Kendisi yeri geldiği zaman siyasi bir kimlikle kendisini tanımla Tuğba Özay Olayı… maktan hoşlanıyor. Belli ki yetiştiği aile ortamında sol bir gelenek egemen. Daha net ifade edilirse “solcu” ailenin “ “solcu manken kızı” olarak sahneye çıkıyor Tuğba Özay. Sonra araya mafya girince kafalar karışıyor. Mafya araya girmekle kalmıyor, Tuğba’nın sevgilileri arasına sürekli bazı mafya üyeleri karışıyor. ??? Onun eline kelepçe vurularak sorguya götürülmesini TV kanallarında ve gazetelerde izlerken, nedenini de anlamaya çalıştım. Neden bu genç, etkili ve güzel kadın, üstelik belli ki iyi bir altyapıya da sahip, böyle bir hayatı tercih ediyor? Kürşat Yılmaz aranırken onun sevgilisi olmuştu. Kürşat Yılmaz, çok ağır suçlarla yüz yüzeydi, bu ağır suçlar üstelik siyasi falan da değildi. Bu kez de başı Akın Büyükoğlu ile derde girmişti. Akın Büyükoğlu kimdir bilmem. Ancak Yaşar Öz’ün adamlarıyla silahlı çatışmaya girecek kadar bu dünyanın adamı olduğu görülüyor. ??? Tuğba Özay, haberlere göre Büyükoğlu’ndan ayrılmak istiyor ama ayrılamıyor, çünkü tehdit alıyor. Bu durumda ne yapıyor,yine mafyaya başvuruyor ve kendisini korumalarını istiyor. Belli ki artık Tuğba Özay da bu dünyanın insanlarının bir parçası haline gelmiş. O dünyanın yöntemleriyle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Gerektiğinde kendisi de o yöntemlerle kendisini savunmaya yöneliyor. Uzaktan görebildiğimiz kadarıyla bu dünya asıl olarak erkek bir dünya. Bu dünyada kadınların işi daha zor. Çünkü onlar mafya dünyasının küçük bebekleri muamelesi görüyorlar. Gerektiğinde dövülen, tehdit edilen, gerektiğinde yataklarının bir parçası haline gelen bebekler. ??? Dünyanın her yerinde mafya ve onların bebekleri vardır. Bunun çok da yadırganacak bir tarafı yok. Kapitalist dünya böyle bir dünya. Yasadışı olanla yasal olan arasındaki sınır çok incedir. Oradan oraya geçişler olur. Mafya siyasete de girer, sanatçıların yaşamına da…Hele Türkiye gibi, kapitalizmin iyice vahşileştiği ülkelerde bu tür yasadışılıklar, kural dışılıklar, daha bir karmaşık hale gelir. ??? Tuğba Özay’la yıllar önce uçakta kısa sohbetimiz sırasında, okumaya meraklı, ülke sorunlarıyla ilgili görünüşü ilgimi çekmişti. Herhalde dedim, Kürşat Yılmaz’la ilişkisi bir yan lışlıktı. Kendisi de benzer bir ifade kullanmıştı. Aradan yıllar geçti, Tuğba Özay’ın tercihleri görülüyor ki değişmiyor. Onun böyle bir yaşamı neden tercih ettiğini, tabii ayrıca araştırmak ve anlamaya çalışmak gerekiyor. O çünkü siyasete atılmak istediğini ve hatta bakan olmak istediğini söylemişti. Şu anda yaşadıklarıyla o zaman yapmak istedikleri arasındaki mesafe çok açılmış olmadı mı? ??? Türkiye’de mafya gelişiyor mu, yoksa çöküş içinde mi? Ha bire mafya üyeleri yakalanıyor. Bunlar arasında “ideolojik” bağlantısı olanlar da bulunuyor. Bir süre sonra bu kişilerin yeniden sahneye çıkıp yeni suçlar işlediklerini öğreniyoruz. Bir yasal ya da idari zafiyet mi söz konusu? Tuğba Özay bu yolu yoksa neden tercih etsin? CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear