28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2007 PAZARTESİ 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr HAFTANIN SANAT ÇİZELGESİ (0 212 293 63 71) ? Sicilya İtalyan fotoğrafçılardan karma sergi İtalyan Kültür Merkezi. ? Gül Kozacıoğlu ‘Minevra’ 10 Temmuz’a dek ArtSumer Gallery. (0 212 263 56 23) ? ‘Beyoğlu Ressamları Asmalımescit Sokak Sergisi’ 12 Temmuz’a dek Asmalımescit. ? ‘Aşk Ocağında Cân Olmak İnsanlığın Mirası: Mevlânâ Celâleddini Rumî’ 12 Ağustos’a dek Ayasofya Müzesi. (0 212 217 29 99) ? Mehmet Güleryüz resim 27 Haziran’da açılıyor 22 Ağustos’a dek Çırağan Palace Kempiski Sanat Galerisi. (0 212 259 03 73) ? Laurence Bonvin, Juul Hondius fotoğraf 11 Ağustos’a dek Garanti Platform. (0 212 293 23 61) ? ‘Sınırlar Yörüngeler’ 13 Temmuz’a dek Siemens Sanat. (0 212 270 52 32) ? Attila Durak ‘Ebru: Kültürel Çeşitlilik Üzerine Yansımalar’ fotoğraf 9 Temmuz’a dek 1001 Direk Sarnıcı. (0 212 518 10 01) ? Fuat Acaroğlu, Beril Anılanmert, Oktay Anılanmert, Gülden Artun, Zahit Büyükişleyen, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Talat Enlil, Hüseyin Ertunç, Zeki Fındıkoğlu, Selma Gürbüz, Devabil Kara, Fevzi Karakoç, Nur Özalp, Yüksel Özen, Abdulkadir Öztürk, Hale Sontaş, Sema Ilgaz Temel, Bilgehan Uzuner bugün açılıyor TEM Sanat Galerisi. (0 212 247 08 99) ? Nuri İyem Resim Ödülü 2007 Sergisi 17 Temmuz’a dek Evin Sanat Galerisi. (0 212 265 81 58) ? Güler Güngör ‘Yılan Zaman’ 10 Temmuz’a dek Galeri Apel. (0 212 292 72 36) Necati Tosuner yeni öykü kitabında anlatıyor, konuşturuyor, bazen de şiir yazıyor... Derinliklerin ustası... EGEMEN BERKÖZ Necati Tosuner benim için çok önemli bir yazar. Gerçi büyük ya da gündemde olan ya da çok satacak konular seçmez. İlk bakışta sıradan görünen insanların sıradan görünen öykülerini anlatır hep. Yeni kitabında da aynı şeyi yapmış. Kanat Kitap’ın yayımladığı, ‘Yakamoz Avına Çıkmak’ adlı öykü kitabında Necati Tosuner’in üç değişik biçim kullandığını düşünüyorum. Birinci bölümde, ‘çok kısa öykü’ adı altında, yer yer resmen şiir yazmış. İkinci bölümdeki iki öykü, Necati Tosuner’in ilk kitabından beri oluşturageldiği anlatım biçimini sürdürüyor. Üçüncü bölümdeki uzun öykü ise... Necati Tosuner bu öyküde, son iki romanında geliştirdiği çok değişik bir anlatma biçimini kullanıyor. Çok sıradan görünen, gündelik, gerçekten de kahramanların o sırada yaşamakta oldukları olaylar üzerine karşılıklı konuşmalarıyla başlayıp bitiyor öykü. Ama bu karşılıklı konuşmayla Necati Tosuner o kadar çok şey anlatıyor, öyle derinlere iniyor ki... Konuşmaların altında, satırların arasında yazılmamış bir metin daha var sanki! Söz edilmeyeni söyleyebilmek ? Kitaptaki uzun öykü, çok sıradan görünen, gündelik, gerçekten de kahramanlarının o sırada yaşamakta oldukları olaylar üzerine karşılıklı konuşmalarıyla başlayıp bitiyor. Ama bu karşılıklı konuşmayla Necati Tosuner kadar çok şey anlatıyor, öyle derinlere iniyor ki... Konuşmaların altında, satırların arasında, yazılmamış bir metin var sanki! (Fotoğraf: EGEMEN BERKÖZ) sin? NECATİ TOSUNER Ben o kadar çekingen değilim. Şiir yazsam şiir yazıyorum derim. Biliyorsun, şiir yazmayan tek arkadaşın benim, eh ben de öyle kalayım. Şunu söylemek isterim: O çok kısa öykülerde yazar anlatacağını okuyanın kafa sesine uygun düşebilecek satır bölmeleriyle biçimlendirerek daha etkili olacağına inanıyor. Senin soruna bakarsak, başarılı da oluyor. ‘Gelecek’ adlı uzun öykündeki karşılıklı konuşturma ustalığı senin neden oyun yazmadığını sorduruyor bana. Hatta senaryo da... Bu konuda ne diyorsun? TOSUNER Böyle heveslerim olmadı da değil. ‘Fareli Sokağın Kızı’ diye uyarlama bir oyun da yazdım. Reklamcılık sırasında ve Sulhi Dölek’le birlikte diziler için senaryo çalışmaları da yaptım. Demek ki karşılıklı konuşma yazmaktaki yetkinlik bu alanlarda parlak bir başarı için yeterli olamıyor. Oysa öykü olarak ‘Gelecek’in benim gözümdeki değeri, senin belirttiğin gibi söz edilmeyeni söyleyebil miş olmasında; ayrıca okuyanın, yazılmamış olanı da okumasında, anlatılana kendi yaşıyormuş gibi katılmasında. Türkçeye özen göstermenin sevinci Kitabı okuyup bitirdikten sonra ilk düşündüklerim bunlardı. Sonra da ona bu kitapla ilgili ne sorabilirim diye düşündüm. İşte sorularım ve onun yanıtları: ‘Çok kısa öykü’ diyerek çaktırmadan da değil, çaktırıyorsun şiir yazıyorsun gibi geliyor bana, ne der Peki, ‘Gelecek’le son iki romanın arasındaki anlatım benzerliği nerden geliyor? TOSUNER Bu, Necati Tosuner’in yazarlığındaki, öncekilerden farklı bir dönem olsa gerek. Karşılıklı konuşmaların yoğunluk kazandığı, sezdirmeyle anlatmaktan hoşlanan, betimlemek yerine düşsel canlandırmayı seçen bir yaklaşım... ‘Yalnızlıktan Devren Kiralık’ adlı romanımı 2000’de yayımlamıştım. 2001 yılında ‘Gelecek’ öyküsünü çalakalem yazmışım. ‘Bana Sen Söyle’ ise 2002’de çıkmış. Kaçınılmaz bir pota benzerliği var. Bugüne dek birçok ödül aldın. TRT, TDK, Haldun Taner, Sait Faik, Ömer Asım Aksoy... Bu ödüllerin senin için önemleri.. anlamları neydi? Hangisi seni en çok mutlu etti? TOSUNER TRT Ödülü ilk ödülüm. Mehmet Taner de şiirde almıştı, birlikte epeyce ıslatmıştık. ‘Sancı.. Sancı…’nın Dil Kurumu Roman Ödülü’nü alması o günler için bir olay olmuştu. Bugün de Necati Tosuner’in en çok bilinen kitabı ‘Sancı.. Sancı…’dır. Haldun Taner Ödülü de, Sait Faik Armağanı da, çoğunlukla öykü yazmış bir yazar için ayrı bir önem taşır. Ama, Ömer Asım Aksoy Ödülü.. Türkçeye özen göstermiş olmanın sevincidir o. ? Tanrı’ya Adanmış Halılar Transilvanya Kiliseleri’nden Türk Halıları 19 Ağustos’a dek SSM’de. ? Nikos Economopoulos fotoğraf ‘Balkanlar’da’ 28 Temmuz’a dek İstanbul Fotoğraf Merkezi’nde. (0 212 238 11 60) ? Andreas Gursky 26 Ağustos’a dek İstanbul Modern’de. (0 212 334 73 22) ? Süleyman Saim Tekcan, Mehmet Slezoviç, Ferruh Başağa özgün baskı 30 Haziran’a dek Kare Sanat Galerisi’nde. (0 212 244 44 08) ? Çetin Kaya fotoğraf 4 Temmuz’a dek Tütün Deposu’nda. ? Erdinç Babat, Barış Cihanoğlu, Sibel Çağlayan, Sinem Çimen, İrfan Dönmez, Mete Erdoğmuş, Arzu Gürdal, Serpil Kapar Kılıç, Seydi Murat Koç, Atilla Galip Pınar, Murat Pulat, Ahmet Sarı, Meltem Söylemez, Özlem Tarzan, Alberk Yıldır, Eşref Yıldırım karma resim ‘Çağdaş Türk Resminde Genç Kesit’ 28 Haziran’a dek Terakki Sanat Galerisi’nde. (0 212 281 51 50) ? Mürüvvet Türkyılmaz 14 Temmuz’a dek Proje4L/Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi’nde. (0 212 281 51 50) ? Modern Türk II Özel Koleksiyonlarla 1950 1970 Dönemi Resim Sanat Sergisi’ Tophanei Amire. ? Noyan Turunç ‘Dair’ resim 5 Temmuz’a dek Dirimart. (0 212 291 34 34) ? ‘İstanbul’u Tabelalardan Okumak’ 21 Temmuz’a dek Garanti Galeri. Bugün TEM Sanat Galerisi’nde açılan karma sergide yer alan Abdulkadir Öztürk’ün ‘Sevgi Özgürlüğü’ adlı yapıtı. (0 212 247 08 99) Sevilen ve okunan bir şair ARİF DAMAR 2007 MayısHaziran aylarını kapsayan edebiyat dergilerinden Akatalpa, Andız, Aşkın eHali, Berfin Bahar, Deniz Suyu Kâsesi, Deliler Teknesi, Dize, Edebiyat ve Eleştiri, Esmer, Can Sıkıntısı, Evrensel Kültür, Hayal, İle, Karalama, Karşın, Kertenkele, Kitaplık, Kum, Lâcivert, Sanat ve Hayat, SONRA Edebiyat, Taflan, Tay, Sözcükler, Tavır, Üç Nokta, Yasakmeyve ve Yazılıkaya’da yer alan şiirleri okudum, inceledim. Namık Kuyumcu’nun Deliler Teknesi’nde yayımlanan “Uçurum Kıyısında Kamaşan Derinlik” adlı şiirini Ayın Şiiri olarak değerlendirdim. Namık Kuyumcu’nun yanılmıyorsam şimdiye kadar yayımlanmış üç şiir kitabı var. İlk kitabını görmedim, ama son iki kitabını okudum. Bu saydığım üç kitap da 2. baskı yapmış. Şiir kitaplarının, hele son yıllarda hiç denecek kadar az okunduğunu göz önünde tutarsak, Namık Kuyumcu’nun sevilen ve okunan bir şair olduğu sonucuna varabiliriz. Namık Kuyumcu bu şiir, son yıllarda okuduğum bu en görkemli şiir için çok uzun zaman çalışmış. Bütünüyle uzak çağrışımlarla ve simgelerle oluşturmuş ve bunun için çok yoğun bir emek harcamış. Anlaşılması oldukça zor bir çalışma. Ben ki iyi kötü bir şairim, şiirin derin anlamını kavrayabilmek için çok ama çok kez okudum ve anlamaya çalıştım. Ne kadar başarılı oldum, bilemiyorum. Cumhuriyet okurları da çok güçlük çekecekledir. Namık Kuyumcu’yu içtenlikle kutlar, başarılarının sürmesini dilerim. UÇURUM KIYISINDA KAMAŞAN DERİNLİK 1. bereketin beklentisi geciken yağmurlardan ve incinmiş sözlerden taş avluların gözyaşları ecel ve eczayla buluşarak deşilen topraktan soruluyordu herkes bir tuhaflık var bu işte diyordu karmaşanın kaçak bir zencefil tarlasıyla sevişmesinden korkuyordu generaller kuşatılmış kentlerde ensest ilişkilere razıydı polisler ve şefleri en çok mahallesindeki pedofil salgınından kuşkulanıyordu muhbirler dağların kırçıl bakışlarından devriliyordu kartallar göçlere küsüp küf ve siyanür gizlenmişti kemanların köpüklerine keten helva pamuklu şeker çemberim ve çocukluğum o gün yasaklandı Yılmaz Güney’li siyah beyaz filmler kuşkudaydı insanın yarattığı dilin yol açtığı isyan ve kelimeler şahlanmış siyah bir atın rüzgârında tozlaşan zaman kuşkudaydı yeryüzü aşkın yüzü Ortadoğu ve Filistin gökyüzünün gözlerini kaçırmasından tümüyle kuşkudaydı Munzur ve Toros’lar belki de en çok bunun için dağların donmuş ve duyarsız en bakir yüzünü ateşler içinde bırakıp ipek tül ve beyazdan başlayarak bütün gözbağlarını yakmalı közü geçip küle çekilmiş İris için hatıraları yaşadıkça sızlayan gözkapaklarını unutmadan hiç unutmadan geceleri bağışlayan güneşi ve kaplan ormanı bir ceylana ürkekliğiyle uçurumu bir kartala yalnızlığıyla bırakmalıyız bırakmalıyız bir suyu haritaları çiğneyip geçmesi için değişsin diye kekeme tarih ve kırışmış coğrafya acıkmış toprağın kokusuna temkinsiz yaslanarak kelimelerin şehveti ve kederlerin kasvetini boşa çıkarıp yaslardan ve yasaklardan kurtulmalıyız gecikmeden yalanları yedi kanatlı şahinlerin kanatlarına ilikleyip sedanın gelmediği derinliğe aşmalıyız sesi deneyerek gökyüzünden binlerce özür mezarları azaltmaz ki zemzem ve kezzap yer değiştirir şairlere rağmen anlamı acıtan sözler kaçak bir dilde tutuklanır “yetimler ağıdı”ndaki dizeler kardeştir göç ve geyiklerle küf ve kalay tacirlerine her yara beyazdır derinlik için tuz vazgeçer sudaki zerresinden kim içer kırmızıyı kan deşer ay kırılır gün sığınır küle kumaşlardan dökülen yıldızları ve saplanışları köpek sesleri kayıtlı geceler ve çığlık bağışlamayacaktır boşluk utanıyor tuhaf bir sızıyla gezinen bulutlardan ve siyah kuzeyde sakladığımız yanıkları buz dağlarına bağışlamalıyız ateşin ve suyun iyi hallerini inkar etmeden çıplaklığın eşitleyen ve buluşturan görkemiyle insandan çıkıp insana dokunmalıyız daima ve delice mutlaka sevişmeliyiz bakışlardan başlayarak ayıpları ve kıldan köprüleri geçip amansız aşklarla gökyüzüne oklayıp gamsız gül yaprağını ve kaktüsü kendimize uğrayıp çamura dokunmalıyız suyun uzaklığı kuruyan dil çatlayan el ve yürek yakasında yağmurların öpüştüğü gün bağışlanacaktır bilinmeli buğday ve başak sevişmek için buğuyu beklemeyecektir ödeşmek isterim acılarımın kuşkusunu da kundaklayıp işgalci aşklar ve devletle derinden ödeşmek ödeşmek isterim erken gidişlerle ve ölümle ödeşmek ödeşmek ödeşmek ömür denilen dayatılmış sefil zamanla ve kendimle ödeşmek ölüm şairlere nedir ki bağışlanmak istesinler toprağın ve kumaşın hatırı kalmasın için ille de ödeşmek gerek ? İstanbul Modern Heykel Bahçesi’nde ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında yarın saat 21.30’da Blonde Redhead dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Sepetçiler Kasrı’nda ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında yarın saat 22.00’de Michael Bolton Swings Sinatra dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Eminönü İskelesi Önü’nde ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında yarın saat 18.00’de Algiers Brass Band dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında çarşamba günü saat 21.30’da Robert Plant&The Strange Sensation dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Esma Sultan Yalısı’nda ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında çarşamba günü saat 22.00’de Ayhan Sicimoğlu&Latin All Stars Feat. Alfredo de la Fe and Frankie Morales dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? İstanbul Fransız Kültür Merkezi Avlusu’nda ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında çarşamba günü saat 20.30’da Nuance, saat 22.00’de Sibel Köse Band&Michel Borstlap, cumartesi günü saat 20.30’da ‘3 Sebep’, saat 22.00’de South Maxico dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Eminönü İskelesi Önü’nde ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında çarşamba günü saat 18.00’de Algiers Brass Band dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Nişantaşı Demokrasi Parkı’nda ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında perşembe günü saat 18.00’de Algiers Brass Band dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Ortaköy Meydanı’nda ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında cuma günü saat 18.00’de Algiers Brass Band dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Caddebostan Sahili’nde ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında cumartesi günü saat 13.00’te Algiers Brass Band dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Şan Tiyatrosu, Surp Agop Hastanesi’nde ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında pazar günü saat 20.00’de Anthony and The Johnsons Jose Gonzalez dinlenebilir. (0 212 334 07 00) ? Kabataş Vapuru’nda ‘14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ kapsamında pazar günü 11.00’de Caz Vapuru yer alacak. (0 212 334 07 00) PORTRE/NAMIK KUYUMCU onya Ereğli’de doğdu. Hukuk Fakültesi’ndeki eğitimini siyasi nedenlerle tutuklanması ve hapis cezası alması nedeniyle yarım bırakmak zorunda kaldı. Şiirle K ri ilk kez 1983 yılında ‘Yarın’ dergisinde yayımlandı. Bugüne dek yayımlanmış üç şiir kitabı ‘Talan Bir Ömrün Ortasında’, ‘Belki Bir Şarkı’ ve ‘Bir Şakayım Dünyada’ adla rını taşıyor. Yazarın çeşitli edebiyat ve sanat dergilerinde şiirinin yanı sıra deneme ve eleştiri türünde yazıları da yayımlanıyor. Yurtdışında da eleştiri ve deneme yazıları yayımla nan, şiirleri İngilizce ve Fransızcaya da çevrilen Kuyumcu’nun yayımlanmaya hazır şiir, deneme ve röportaj türlerinde toplam 3 kitabı da bulunuyor. KİTAPLARININ KENDİSİNE TESLİM EDİLMESİNİ İSTİYOR DURMUŞ, DÜNYA MÜZİK GÜNLERİ FESTİVALİ’NE KATILACAK Yazar Remzi Karahancı’nın kitaplarına el konuldu İstanbul Haber Servisi Kitap yazarak geçimini sağlayan emekli öğretmen Remzi Karahancı’ya geçen yılın temmuz ayında, Avşa’da jandarma operasyon düzenledi. Jandarma ekipleri, İskele’de Sohbet Aile Çay Bahçesi’nde eserlerinin tanıtımını yapan yazarın, 990 kitabına bandrolsüz olduğu gerekçesiyle el koydu. Yazarın arabasının bagajından alınan, Felek, Yanmış Yüreğime Kar Bulamadım, Kadın Peygamber, Barış Ne İstiyor, Bilinmeyen Bilimler, Adsız Dere, Köydeki Boşluk, Süt Tozu, Anahtar Matematik, Gündüzü Yasakladılar Bize, Kolay Okuma Yazma Sırlarını Açıklayan Teknikler adlı toplam 990 kitabın şu anda nerede olduğu bilinmiyor. Marmara Savcılığı’ndan kitaplarını soran Karahancı’ya dosyanın Bandırma Savcılığı’na gönderildiği yanıtı verildi. Bandırma’dan ise dosyanın geri gönderildiği bildirildi. Şimdiye dek 44 kitap yazan, kitaplarının basımını ve dağıtımını kendisi yapan Karahancı, yılın belli zamanlarında Türkiye’yi dolaşarak kitaplarını satıyor. Roman, çocuk kitapları, öğrenciler için yardımcı ders kitapları yazan Karahancı, muhalif hayat görüşü nedeniyle bu tür bir saldırıya uğradığını savundu. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası’nın 81. maddesi uyarınca, kitapları için gerekli sayıda bandrol edindiğini söyledi.Sohbet Aile Çay Bahçesi’nin sahibinin izniyle orada kitap sattığını belirten Karahancı, hukuka aykırı bir şey yapmadığını söyledi. “Geçim kaynağım olan kitaplarımın nerede olduğu bilinmiyor. Savcılıklara yazıyorum bir yanıt alamıyorum. Hakkımda herhangi bir yasal işlem de yapmıyorlar” diyen Karahancı, keyfi bir uygulamayla mağdur edildiğini belirtiyor ve kitaplarının kendisine teslim edilmesini istiyor. Borusan, Türk bestecilerini desteklemeye devam ediyor Kültür Servisi UluslaMüzik Günleri Festivararası Çağdaş Müzik Birlili’nde seslendirilmek üzeği’nin (ISCM) bu yıl Hong re yarışacak Türk besteciKong’da düzenleyeceği ‘Dünleri ve yapıtları da belirya Müzik Günleri Festivalendi. Türkiye’den ‘Dünya li’nde bir Türk besteci de yer Müzik Günleri Festivaalacak. 2005 yılından bu yali’ne katılacak yapıtlar Prof. na ISCM’ye üye olan BoruDr. Ahmet Yürür, Doç. san Kültür Sanat, geçen yıl Dr. Özkan Manav, öğreTürk besteciler arasından Uğtim görevlisi Mete Sakpıraş Durmuş’un yapıtını da nar ve öğretim görevlisi Uğraş Durmuş festival seçici kuruluna gönAlper Maral’dan oluşan dermişti. Uğraş Durmuş’un seçici kurul tarafından se“Asla, Bir Daha, Her Zaman” adlı ya çildi. Seçilen besteciler ve yapıtları ise şöypıtı, Hong Kong’da, 22 Kasım – 1 Ara le: Meliha Doğuduyal ‘Keine Nachtmulık 2007 tarihleri arasında yapılacak ‘Dün sik’ ile, Ali Doğan Sinangil ‘2. Sonat’ ya Müzik Günleri Festivali’nde seslen ile, Sadık Uğraş Durmuş ‘Sur’ ile, Toldirilecek. ga Zafer Özdemir ‘Chimera Ritual’ ISCM’nin gelecek yıl Litvanya’nın ile, Gökçe Altay ‘Epiphany III’ ile, Yibaşkenti Vilnius’ta yapılacak ‘Dünya ğit Aydın ‘Okzidentierung’ ile. CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear