26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK C ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: BülentYener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 3.24 Güneş: 5.25 Öğle: 13.10 İkindi: 17.08 Akşam: 20.43 Yatsı: 22.33 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 9 HAZİRAN 2007 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Hatta sağdaki birleşmeyi alkışlayan medya, soldaki iki partiye tepeden bakan nasihatlerde bulundu: Bakın, diyorlardı; orta sağ birleşiyor. CHP ile DSP hâlâ birbirine karşı duruyor, değil birleşmek yan yana gelmeyi bile reddediyorlar. Dinci AKP’ye karşı seçenek? Bu sol mu? Olanaksız! CHP karşıtları da ellerini oğuşturuyor, seçim arifesinde sağdaki birleşmeyi örnek göstererek Baykal’lı CHP’yi solda birleşmeyi baltaladığı savıyla yeniden vurmanın ilk işaretlerini veriyorlardı. Ama ne oldu? İki parti akılcı bir yöntemle çözümü birleşmekte değil, AKP’ye karşı cephe oluşturmak için seçimlere birlikte girmekte buldular. İki partinin seçimde birliktelik, güç birliği yapmalarına karşın.. dananın kuyruğunun aday listelerinde kopacağı savunuldu. Oysa iki partinin, DSP’den kaç kişinin CHP listelerinde yer alacağında anlaştıkları sonradan ortaya çıktı. Aday listeleri ilan edildi. Her seçimde gürültüler, başkaldırılar izlenen CHP’den aykırı bir ses duyulmadı. ??? Meğer gazeteci cemaatinin bir kısmı sol kanatta iplerin kopmasını beklerken; orta sağdaki birleşme nutuklarının atıldığı sırada birbiri ile kucaklaşan, sol kesime “ülke severlik işte böyle olur” diye çalım atan orta sağdaki iki partide işler dandini imiş! Şimdi siyasetin ortaya çıkardığı sonuca bakınız: Orta sağ, sola örnek oldu, olacak derken.. iki sağ parti arasında eşitliği, tek yumruk olmayı vaat ederek işe başlayan ama kısa sürede iflas eden birleşme.. seçimde ANAVATAN’ın Demokrat Parti’nin himayesinde, soldaki ittifakın tıpkısının aynısı denilebilecek bir uzlaşma arayışına girdiler. Bu, olayın trajik yanı. ANAVATAN’ın Genel Başkanı Erkan Mumcu... Demokrat Parti listelerinde, üstelik Mehmet Ağar’ın “tensip edeceği illerde” 1213, bilemediniz 14 üyesinin adaylığı üzerinde görüşmelere başladı ve… DSP Genel Başkanı Zeki Sezer örneğini kopya ederek aday olmayacağını ilan etti. Bu da olayın komedi yanı. Sağ, sola örnek olacak derken sol, sağa örnek oldu. ANAVATAN, DP listelerinde seçime girer veya girmez… Artık önem taşımıyor. Erkan Mumcu veya Mehmet Ağar, birleşmeyi de seçimde ittifakı da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. ??? Sadece sağ partiler tamtakır kuru bakır değil. Başımızdakiler de birbiri ardına belki siyaset mantığına uygun, ama genel olarak toplumun etik değerlerine ters düşen örnekler veriyor. Partiler böyleyse ülkeyi beş yıla yakındır elinde bulunduran Başbakanlık koltuğundaki bir genel başkan daha farklı bir manzara mı sergiliyor? Hayır! İşte Başbakan: Sadece halkın duygularıyla değil, izlediği teslimiyetçi politikalarla Batı’da da Doğu’da da Türkiye’nin onuruyla oynuyor. Bu Başbakan ABD’nin telkini doğrultusunda PKK terörünün 15 Şubat 2007’de “…K. Irak’taki Bölgesel Kürt Hükümeti (Barzani) ile ilişkileri geliştirerek…” çözülebileceğini söyledi. 23 Şubat’ta “görüşme yapmadan bu işler yürür mü?” diyerek bugün “kabile reisi” dediği Barzani ile masaya oturmaya hazır olduğunun altını çizdi. Orgeneral Büyükanıt’ın kim (RTE) konuşursa konuşsun.. asker olarak Barzani ile terörün nesini görüşeceğini.. söylemesinden sonra RTE; 28 Şubat’ta “Genelkurmay Başkanı’nın sözü kişiseldir, kurumsal olamaz” dedi. Genelkurmay; aynı gün Orgeneral’in sözlerinin kişisel değil, TSK’nin kurumsal görüşü olduğunu açıkladı. Ve.. tarih 6 Haziran. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık koltuğunda oturan… “…Muhatabımız merkezi hükümettir… Kabile reisi ile görüşmem…” deyiverdi ve de “...ancak merkezi hükümetin cumhurbaşkanı (Talabani) ve başbakanı ile görüşeceğini…” açıklayıverdi. Böyle kolay, öyle rahat! Görüştüğünü söylediği (ikinci aşiret reisi) Irak Cumhurbaşkanı Talabani, Orgeneral’in açıklamalarından sonra aşiret reisi Barzani ile buluştu. Kuzey Irak’a saldırının, Irak’a yapılan bir saldırı olacağı karşılığını verdi. ??? Batı’da, özellikle AB çevrelerinde askerin politika üzerindeki etkisine tepki yıllardır sürüyor. Bırakalım başkalarını, şimdi şu son gelişmeleri örnek göstererek oturdukları yerde demokratik ahkâm kesen AB’deki sözüm ona Türkiye dostu adamlara sormak lazım: Türkiye’de bugünkü bu hükümet ve zikzaklar ustası RTE mi, olaylar karşısında sağlıklı düşünüyor, karar veriyor, yoksa askerler mi? İkinci soru: Gün aşırı, üstelik ülkenin ulusal sorunlarında bu denli açmazlara düşen bir Başbakan’ı, Batı demokrasileri sindirebilir mi? Yoksa böyle tezatlar içinde bocalayan bir adamı derhal iktidardan uzaklaştırmak mı gerekir? Buyurun, yanıtlarınızı bekliyoruz! ‘Sınav uzlaşıyla geçilir’ TÜSİAD’ın genel seçim öncesinde sağlıklı bir tartışma platformu oluşturmak amacıyla hazırladığı raporda, Türkiye’nin en çetin sınavını verdiği belirtildi Ekonomi Servisi TÜSİAD raporunda, Türkiye’nin 18762006 yıllarını kapsayan 130 yıllık demokrasi tarihindeki belki de en çetin sınavını 22 Temmuz 2007’deki seçimlerle vereceği bildirildi. YİK toplantısında, TÜSİAD’ın 1 Mart’taki Olağanüstü YİK toplantısında ilk taslağını hazırladığı, dün de üyelerin görüşleri ile nihai hale getirdiği “1 Ocak 2014 Tarihinde Avrupa Birliği’ne Tam Üyelik Hedefine Doğru: Güçlü Demokrasi, Güçlü Sosyal Yapı, Güçlü Ekonomi’’ başlıklı rapor kamuoyuna sunuldu. TÜSİAD’ın “Güçlü Demokrasi’’, “Güçlü Sosyal Yapı’’ ve “Güçlü Ekonomi’’ hedefleri doğrultusunda belirlediği reform önceliklerini içeren raporun, genel seçimler öncesinde sağlıklı bir tartışma platformu oluşturmayı amaçladığı kaydedildi. Üç ana başlıktan oluşan raporun “Güçlü Demokrasi’’ başlıklı bölümünde parlamenter sistem, kamu yönetimi, insan hakları ile hukuk devleti ve yargı, “Güçlü Sosyal Yapı’’ bölümünde eğitim, işgücü piyasası/istihdam, kadın erkek eşitliği, bölgesel kalkınma konuları, “Güçlü Ekonomi’’ bölümde ise yeni bir sürdürülebilir büyüme ihtiyacı ve üretim yapılarındaki dönüşümün temel mekanizmaları ele alındı. Raporda şu vurgular yer aldı: ‘Siyasal istikrar güçlendirilmeli’ ? 22 Temmuz 2007 tarihinde gerçekleşecek olan genel seçimler doğru gündemi, uygun strateji ile birleştirmek için bir fırsat, en çetin sınav. Bu sınav, sonuçlar kadar süreçlerle de ilgili. Çünkü geçer notu alabilmemiz için toplumsal uzlaşma içinde, siyasal istikrarımızı güçlendirerek, küresel ekonomik rekabet gücümüzü artırarak, sosyal dengesizlikleri giderecek adımları atmaya başlayarak bu dönemi geride bırakmamız gerekiyor. ?AB’ye üyelik süreci Türkiye için gerekli reformlara uygun bir zemin oluşturuyor. Bu nedenle Türk insanına AB’ye uyum hedefinin ulusal çıkarlar aleyhinde değil lehinde olduğu etkin bir toplumsal iletişimle aktarılmalı. ? AB’ye tam üyelik hedefi partiler üstü anlayışla ele alınmalı. 2014 yılına gelindiğinde, Türkiye geride başarılı bir müzakere süreci bırakmış olmalı. “2014’te bu hedefe nasıl varılacak?” Türkiye’nin ve dolayısıyla seçimlerin ve seçimlerden sonra kurulacak hükümetin gerçek gündemi bu olmalıdır. ? 20072013 döneminde kesintisiz yüzde 7 civarında büyüme son derece iddialı, ancak başarılması şart bir perspektif. Seçim sistemine eleştiri ? Uygulanmakta olan seçim sistemi temsilde adalet ilkesini kabul edilemez derecede ihlal ediyor ve aynı zamanda yönetimde istikrarı tesadüflere bırakıyor. Seçim mevzuatında demokratik seçimin ilkeleri bakımından eksikliklerin giderilmesi, yönetimde istikrarı üretmeye yatkın ancak azınlık siyasal partilerin, görüşlerin parlamentoda temsil edilmesini engellemeyen bir seçim sistemi tasarlanmalı. ‘Özgürlüklerin güvencesi laiklik’ ? Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesi yönünde Meclis’te kabul edilen anayasa değişikliğini incelediğimizde cumhurbaşkanının yetkileri ve statüsüne ilişkin bir açıklık göremiyoruz. ? Bireysel özgürlüklerin güvencesi laiklik, ekonomik refahın güvencesi de katılımcı demokrasidir. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Yalçındağ, teröre karşı halkın tepki koymasından yana olduklarını söyledi TÜSİAD: Önce güvenlik Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) dün toplanan Yüksek İstişare Kurulu toplantısından siyaset dünyasına uyarılar çıktı. Milli Eğitim’in kutuplaşmayı besleyen kaynaklardan biri haline getirildiğini belirten Yalçındağ, “İmam hatip liseleri dışındaki bütün liseleri ahlaksızlık yuvası olarak gören bir zihniyet Milli Eğitim camiası içinde hâlâ kendine yer bulabiliyor. Bu çerçevede, 21. yüzyıl Türkiye’sinde eğitim bu zihniyetten kurtulmalıdır. Gitgide artan tepkisizlik ortamında, ülkenin yetişmiş nesillerini güvence altına alması gereken Milli Eğitim alanı, hem mevcut kutuplaşmayı besleyen en önemli kaynaklardan biri haline getirilebiliyor hem de ülkenin geleceğine yönelik tamiri son derece güç tahribatlar yaratılabiliyor. ” diye konuştu. Siyasetteki son gelişmelere değinen Yalçındağ, “Demokraside gerilimler yaşanabilir ama biz siyaset sahnesinde hükümetiyle, muhalefetiyle, kurumlarıyla son derece karmaşık bir tablo yaratmayı elbirliğiyle başardık. Türkiye’nin cumhurbaşkanını seçemez durumda kalmaması gerekir. Süreci nasıl yöneteceğiz? Ülkeyi gererek, kutuplaşmayı artırarak mı, barışçı ve icraatçı yeni bir sayfa açmaya hazırlanarak mı? Cevaba yönelik işaretleri göremiyor olmamız Türkiye’nin önündeki siyasi belirsizliği işaret ediyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini halk deyimi ile “Arabayı düz yolda şaşırtmak” olarak yorumlayan Yalçındağ, “Yapılacak şey, geçmiş kazanımları konsolide etmeye TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Kurulu (YİK) toplantısı Sabancı Center’da yapıldı. (Fotoğraf:AA) özen göstermek ve önümüzdeki süreçleri iyi yönetmektir” diye konuştu. ‘Operasyonda ekonomiyi düşünmek anlamsız’ Terör konusunun devletin zirvesinde, tam bir eşgüdüm içinde ve güvenlik olgularının karşı karşıya getirilmediği bir zeminde yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Yalçındağ şöyle devam etti: “Terör konusu her Türk vatandaşı gibi Türk iş dünyasını da rahatsız ediyor. Toplumun buna tepki göstermesi gerekir, aslında gösteriliyor.” Yalçındağ, sınır ötesi operasyon senaryolarına ilişkin olarak da “Ümit ediyorum ki Türkiye, bu duruma itilmek, böyle bir şeyi yapmak zorunda kalmaz. Ama bu tür gelişmeler olursa tabii bunların ekonomi piyasalarında, finansal piyasalarda olumsuz etkileri olabilir” dedi. Toplantının çıkışında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yalçındağ, sınır ötesi operasyonun bir güvenlik sorunu olduğunu belirterek “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren askeri bir sorundur. Dolayısıyla o çerçevede bakılıp karar verilecektir” diye konuştu. Yalçındağ, olası bir operasyonun ekonomiye yansımaları konusundaysa bunun ekonomiye etkisi olup olmamasının önemli olmadığını, Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili askeri bir kararın alınmasında önceliğin güvenlik olduğunu belirterek, “Burada ekonomiyi düşünmek anlamsız diye düşünüyorum” görüşünü aktardı. Yalçındağ toplantı öncesinde yaptığı açıklamada ise, teröre karşı özellikle milletin tek yürek olması ve tepki vermesinden yana olduklarını belirterek, “Tabii terörü biz de lanetliyoruz. Her gün terörle ilgili acı haberler duymamız hepimizin içini yakıyor. Öyle zannediyorum ki toplum olarak da teröre karşı tepkimizi ortaya koyuyoruz” diye konuştu. Koç: Akıl tutulması var TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç da son birkaç aylık sürede tartışılan konular ve sergilenen yaklaşımlarla ilgili olarak “Türkiye’yi hedefleri doğrultusunda daha ileriye götürecek bir dinamiğin ışıklarını görmekte zorlanıyoruz. Siyaset sahnemizde adeta bir ‘akıl tutulması’ ile karşı karşıyayız” dedi. Koç, iktidarda kim olursa olsun, AB ile tam üyelik sürecinin gereklerini yerine getirmek, laikdemokratik, dışa açık bir Türkiye için çalışmak zorunda olduğunu belirterek AB karşıtı politikaları, “ulusal çıkar söylemiyle cilalayarak veya dini ideolojilerle soslayarak geçerli bir politika seçeneğiymiş gibi sunmanın akla ve sağduyuya sığacak” yaklaşımlar olmadığını söyledi. AKP’nin iktidarı devraldığı dönemle, iktidarının sonuna geldiği dönem arasındaki en büyük fark, terörün boyutu oldu. 3 Kasım 2002 seçimlerinin yapıldığı süreçte, terör büyük ölçüde sindirilmiş, bir daha azmaması için alınması gereken önlemler gündeme gelmişti. Türkiye, derin bir nefes almış, geleceğe bir ölçüde umutla bakma eğilimine girmişti. Ayrıntıları bir yana; sadece son bir hafta içinde 11 şehit verdik. Terör örgütü, 1990’ların başında 600700 kişilik gruplarla hareket ediyor, karakol basıyordu. Bugün yöntemlerini tümüyle değiştirdi, 67 kişilik gruplar halinde eylem yapıyor ve riski daha az yöntemlerle varlığını sürdürüyor. Terör örgütü başı 1998 sonbaharında Suriye’yi terk ettirilene dek, başlıca destek yeri Şam’dı. Öyle ki, bütün lojistik gereksiniminin yüzde 60’ını Lazkiye limanından sağlıyordu. Suriye gitti; Irak geldi... Üstelik, ciddi bir ABABD desteğiyle... ??? Bu tablo karşısında “can alıcı” soru şu: Siyasi irade ne yapıyor? Sorunun yanıtını; 2006 sonbaharından başlayarak vermek gerekiyor. O dönemde şu iddia ortaya atıldı: Terör örgütü Mayıs 2007’ye dek ateşkes ilan etti. 16 Mayıs 2007’de 11. cumhurbaşkanı göreve başlayacak, süreç AKP hükümetinin kafasındaki gibi işlerse, önemli bir iktidar ivmesi elde edilmiş olacak..tı. O dönemde bu kulis bilgileri şu soruyu gündeme getirdi: Yoksa, AKP ile PKK arasında adı konmamış, aracılı bir anlaşma mı var? Sorunun çok vahim olduğunu biliyoruz ama, o günlerden bugünlere iddialar AKP katlarından yalanlanmadı. Kimi açıklamalar da bu soruyu güçlü biçimde sordurdu! AKP Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzüne gözüne bulaştırdı. 22 Mayıs’ta Ankara Ulus’taki Anafartalar Çarşısı’na yönelik saldırı ve bu haftaki 11 şehit, gözlerin ister istemez hükümete dönmesine neden oldu. Genelkurmay Başkanı atılacak her ciddi adım için siyasi iradenin şart olduğunu söylüyor... Başbakan, “Asker bir şey isterse karşısında durmayız” diyor. Bir de dururuz deseydiniz! ??? Dün saat 00.15’te yapılan yazılı açıklama, terörle mücadelenin boyutlarındaki genişlemeyi de ortaya koyuyordu. Açıklamada iki yeni unsur dikkati çekiyordu: Üniter devlet vurgusu ve halkın duyarlılığa çağrılması! Genelkurmay Başkanı 12 Nisan günü, öğleden sonra konuştu... 27 Nisan günü, gece yarısına doğru açıklama yaptı... 8 Haziran gecesi, gece yarısından hemen sonra açıklama yaptı... Bundan sonraki olası açıklamanın saatini bu zamansal dizine sokarsak ne olur? Sokmayalım... Tüm Türkiye’yi; toplumuyla, askeriyle, siyasetçisiyle ortak geleceğe ve elbirliğine sokacak bir zemin için çaba harcamak gerekiyor. Bir ülkenin ordusu, “Devletin bütünlüğüne karşı tutum var, halkı kitlesel tutuma çağırıyoruz” diyorsa, bu çok çok çok ciddi bir durumdur. Üstelik o ordu; hassas olduğu ilkeler uğruna evlatlarını şehit veriyorsa, ciddiyet daha da artar. Buna herkesin, en başta ülkeyi yönetenlerin kulak vermesi gerekir. Genelkurmay’ın son açıklamasında askerin umudu hükümette değil, toplumun duyarlılığında aradığı ortaya çıkıyor. Hatta, siyasi irade yerine artık toplumsal irade ile muhatap olunuyor, yorumunu bile yapabiliriz. Başka yorum yok! ankcum?cumhuriyet.com.tr Siirt’teki saldırıda 18 gözaltı ? SİİRT (Cumhuriyet) Siirt Valiliği, SiirtŞirvan karayolunda teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu 4 askerin şehit olduğu olayla ilgili 18 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, “7 Haziran 2007 günü saat 20.00 sıralarında SiirtŞirvan karayolu üzerinde patlayıcı madde döşemek suretiyle 4 güvenlik görevlisinin şehit olmasına, 4 güvenlik görevlisinin de yaralanmasına neden olan olayla ilgili olarak 18 kişi gözaltına alınmış olup soruşturma halen devam etmektedir” denildi. Hâkim ve savcılara saldırı davası ? İstanbul Haber Servisi Bakırköy’de hâkim ve savcıları taşıyan araca bombalı saldırı düzenlediği iddiasıyla yargılanan İnan Gök’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklardan Grup Yorum elemanı Muharrem Cengiz’e de savcı beraatını istemesine karşın örgüte yardım ve yataklık ettiği gerekçesi ile 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Nadir Akgül, 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. SCHEFFER’DAN KRİTİK ZİYARET İP CAMİ ÇIKIŞINDA BİLDİRİ DAĞITTI Okullar erken kapanıyor ? İstanbul Haber Merkezi Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yaptığı düzenlemeler kapsamında ilköğretim okulları ve liseler, 19 Haziran Salı günü yerine 15 Haziran Cuma günü tatile girecek. MEB “Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği” ile “İlköğretim Kurumları Yönetmeliği”nde yeni bir düzenlemeye gitti. Yönetmelikteki değişiklik Resmi Gazete’de yayımlandı. NATO Genel Sekreteri Ankara’ya geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) çerçevesinde Türkiye’nin 2010 yılı Hedef Askeri Program ve Projesi’ne vermeyi taahhüt ettiği özel tugayın yedekte tutulmasına tepki gösterip askeri desteğini geri çekmesinin ardından başkent, NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer’ı ağırlayacak. Ziyaretin daha önceden programlanmış olmasına karşın TürkiyeAB arasında yaşanan bu kriz, 1112 Haziran tarihlerinde Ankara’da temaslarda bulunacak NATO Genel Sekreteri Scheffer’ın ziyaretini kritik duruma getirdi. Dışişleri Bakanlığı, Scheffer’ın “Müttefiklerle gerçekleştirmekte olduğu mutad temaslar çerçevesinde, istişarelerde bulunmak üzere” Ankara’ya geleceğini açıkladı. Scheffer Ankara’da, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile bir araya gelecek. Diyarbakır’da ‘Birlik ve Kardeşlik’mitingi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) İşçi Partisi (İP), bugün Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda gerçekleştireceği “Birlik ve Kardeşlik Mitingi” öncesinde cuma namazı çıkışında Ofis Camii önünde bildiri dağıttı. İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin, “Türk, Kürt bütün millet Amerika’ya karşı birleşirse terör biter” dedi. İP, bugün saat 11.00’de İstasyon Meydanı’nda Birlik ve Kardeşlik Mitingi düzenleyecek. Gün boyu kentin cadde ve sokaklarında İP araçları anonslarla “Amerika katil, katil” türküsü eşliğinde, yurttaşları mitinge davet etti. Bu arada parti yönetimi de Ofis Camii önünde, cuma namazı çıkışında bildiriler dağıtıp basın açıklaması yaptı. Burada konuşan Gültekin, partisinin, bütün halkın büyük acılar çekmesine neden olan terör sorununa çözüm yolunu gösterdiğini belirtti. Gültekin, Amerikan emperyalizmine karşı, Türk, Kürt bütün milletin tek ses, olarak alanlara çıkmasının birliği ve kardeşliği savunmanın en etkili yolu olduğunu ifade etti. Türkler Anıt Mezarı Yarışması ? İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin düzenlediği “Kemal Türkler Anıt Mezarı Ulusal ve Tek Aşamalı Proje Yarışması” sonuçlandı. Yarışmada birinciliği Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden Meliha Sözeri kazandı. 79 projenin katıldığı yarışmada aynı bölümden heykeltıraş Nalan Yerlibucak ikinci oldu. Binyazar’dan eğitimcilere öneriler ? İstanbul Haber Servisi Kavram Dershaneleri ve Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün işbirliği ile Anadolu Yakası ortaöğretim kurumları öğretmenlerine yönelik olarak düzenlenen Güzel Konuşma ve Program Sunuculuğu semineri yazar Adnan Binyazar ile etkinliğin koordinatörü Gürşen Kafkas’ın katılımıyla dün gerçekleştirildi. Farklı okullardan 76 öğretmenin ücretsiz olarak 100 saatlik eğitim aldığı seminerde konuşan Binyazar, okullarımızda daha iyi bir eğitim verilebilmesi için öğretmenlerin kalıpların dışına çıkarak daha geniş kapsamlı çalışmalar yapmaları gerektiğine dikkat çekti. Socrates, Sarkozy’ye karşı ? LİZBON (AA) AB dönem başkanlığını 1 Temmuz’da Almanya’dan devralacak olan Portekiz Başbakanı Jose Socrates, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye, “AB, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini kararlılıkla sürdürmeli’’ dedi. Sarkozy’nin, “Türkiye ile ilgili olarak tam üyelik stratejisine artık devam edilmemesini önereceğini’’belirtmesine ilişkin görüşlerini anımsatan Socrates, “AB, Türkiye’ye kapıyı kapatmamalı’’ dedi. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear