Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 HAZİRAN 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Anadolu’nun çatısında Dursun Akçam Kültür Sanat Günleri üç yıldır aydınlanma meşalesini Anadolu’nun çatısında, Ardahan’da yakıyor. Bir yıl önce “Anadolu Çoksesliliği ve Edebiyat Ortamımız” konuşulmuştu, bu yıl “Anadolu Kültürü ve Kadın”dı ana gündem... Ardahan’daki meşalenin ateşçisi Alper Akçam, bu yılki etkinlikleri özetledi: “Kadını kapatmaya, toplumun gerisine itmeye, tüm bireyleri kullaştırıp kendine asker kılmaya çalışan emperyalist politikalara karşı kadınını başının üstünde tutan Anadolu kültürünün direnişi örgütlenmeye çalışıldı. Üçüncü Dursun Akçam Öykü Yarışması’na katılan öykülerin tamamını Ardahanlı kız öğrenciler yazmıştı zaten; Kültürevi Kütüphanesi üyelerinin çoğunluğu da lise ve dengi okulların kız öğrencileriydi… Kafkas Üniversitesi ve Türkiye’nin değişik üniversitelerinden gelen öğretim görevlileri, yazarlar Adnan Binyazar, Erendiz Atasü, Alper Akçam, Metin Turan, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Genel Başkanı Oğuz Makal, şair Kadir Aydemir, Coşkun Şimşekli, Ardahanlı şairler, ses sanatçıları dolu dolu bir üç gün yaşattılar Ardahanlılara. Ardahan Kalesi’nden Arif Sağ’ın sesi yankılandı. Yaşamları boyunca hiç tiyatro izlememiş, Ardahan’a bile ilk kez tiyatro nedeniyle gelmiş Hoçuvan Hasköy İlköğretim Okulu öğrencileri ‘Halkımız Ormanda’ adlı oyunla Kültürevi salonunu dolduran izleyenleri şaşkınlık içinde bıraktılar, dakikalarca alkışlandılar.” Alper Akçam, bu ışığın, ateşin sönmemesini diliyor: “Tam bağımsız, onurlu bir Türkiye için kendi kültürümüz yol gösterecek bize. Yeni Dursun Akçamlar yaratacak Anadolu toprağı…” Darısı gelecek yıla... SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU İşgal Haber çok yeni. Veriler de Merkez Bankası’ndan: “Tüketici kredileri, 15 Haziran itibarıyla 10.6 milyon YTL artarak 52 milyar 3.2 milyon YTL’ye çıktı. Söz konusu krediler, 8 Haziran tarihi itibarıyla 51 milyar 992.7 milyon YTL düzeyinde idi. Tüketici kredileri kapsamında konut kredileri 24 milyar 906.9 milyon YTL, taşıt kredileri 5 milyar 830.1 milyon YTL, diğer krediler 21 milyar 266.2 milyon YTL olarak hesaplandı. Bireysel kredi kartları ise 15 Haziran itibarıyla 22 milyar 946.2 milyon YTL’den 23 milyar 293.1 milyon YTL’ye çıktı.” Yalnızca devlet değil, yurttaşlar da borca batmış durumda. Yurttaş kime borçlu? Bankalara... Bankalar kime gidiyor? Yabancılara... Yurttaş banka borcunu ödeyemezse malını, mülkünü, tarlasını, evini, tasını tarağını ve de toprağını kime devredecek peki? Yabancılara... Tanka, topa, askere, füzeye hiç gerek yok. Küreselleşme sürecinde “işgal” bu kadar kolay ve şeffaf oluyor işte! Bakana seçeneksiz soru O, İstanbul’da bir Anadolu lisesinde öğretmen. Kadro için yapılan sınava girdi. 85’in üzerinde puan aldı, İstanbul’da ilk 15’e girdi. Okullarda açık kadronun bol olduğunu bildiğinden içi rahattı. Seçimlik okullar açıklandığında, ne şu anda görev yaptığı okul, ne de boş kadro bulunduğunu bildiği diğer okullar vardı listede. Bilgi akışında bir yanlış mı var diye İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü aradı. Bilgi doğruydu, 1 açık görünüyordu okulunda. İl Müdürlüğü’nün elinden bir şey gelmiyordu, Ankara, Bakanlık düzenliyordu listeleri... Öğretmen haklı olarak soruyor şimdi: “Hem sınavda başarılı oluyoruz, hem okulda açık var, ama maalesef o okulu tercih edemiyoruz. Ankara’daki telefonlar yanıt vermiyor ve yazdığımız elmeklere yanıt alamıyoruz. Tercihler 28 Haziran’da bitiyor. Var olup da yok gibi gözüken açık kadrolara biz yerleşemezsek, kimler yerleşecek?” Bakan Bey, soru size! Sarkozy Duvarı Tanım benim değil “El Pais”in. ABTürkiye deyince, Avrupa kamuoyunun ilk aklına gelen şey artık “Sarkozy Duvarı” oluyor. “Sarkozy Duvarı’nı aşabilmesi için Türkiye’ye yardım etmenin yolu” diyor çok özetle önceki gün “El Pais” gazetesinde çıkan bir yazı; “Resmi deklarasyonlarda pompalanan, ancak ne olduğu belli olmayan ‘Medeniyetler İttifakı’ gibi projelerle Erdoğan pazarlamacılığı yapmak ve bu ülkeyi Avrupa’ya bir ‘Ilımlı İslam’ modeli olarak sunmak değil; onu ‘demokratik ve laik bir Müslüman ülke’ olarak aramıza almaktır... Ordan burdan küçük şeriat rötuşları yaparak ve bikini reklamları yasaklayarak, Avrupa’ya varılmaz!” İspanyol meslekdaşım “Ilımlı İslam”ı “cuk” diye tarif etmiş: “Küçük şeriat parçaları ya da rötuşları...” İkinci bir Erdoğan dönemi kısacası, “Sarkozy Duvarı’nı perçinlemenin” en kestirme yolu şeklinde görülüyor. AB konusundaki son umut kırıntıları da böylece dağılacak... Konu, son iki yıl boyunca olduğu gibi iyiden iyiye artık nadasa yatırılacak ve önümüzdeki beş yıl sonunda karşımıza; “Dün dünle gitti cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım!” kontenjanından, koordinatları az çok bu süre içinde belirlenen bir Şark’a bu kadarı yeter! “bon pour l’Orient” formülü çıkarılacak.... “Kapadokyalılar!” söylemiyle Sarkozy, “bon pour l’Orient” yaklaşımını açıkça ortaya koydu zaten. Fransa Cumhurbaşkanı önümüzdeki dönemde, AB ortaklarıyla gereksiz gerilimlere girmeden ve TürkiyeFransa ilişkilerinde büyük şoklara mahal vermeden; ağır ağır, peyder pey bu “duvarı” örecek. Fransa Cumhurbaşkanı’nın AB danışmanı Alain Lamassoure uluorta bunu söylüyor: “Her şeyin bir zamanı vardır!” diyor Lamassoure: “Hedef, bu meseleyi AB ortaklarıyla, Türkiye ile bunalım yaratmadan çözmek ve Türkiye ile müzakereleri ‘iyi bir yol’, ‘iyi bir şekil’, ‘iyi bir zamanlamayla’ yeniden yönlendirecek (başka formüllere kaydıracak) uygun ortamı ve konsensüsü yaratmak!” Yani bunu öyle bir şekilde yapacaklar ki; “başka formül bulunduğunda” altınızdan zemin çoktan kaymış olacak. Bulunan “uygun zamanda” siz farkına dahi varmadan, “Avrupa yapılarına sıkı sıkıya demirlemiş”, “özel statüye” oturmuş olacaksınız.... Önce piyonlar oynayacak. Ardından “şah” çekilecek! Üç ayrı bölgeden, üç ayrı gözlem: İlki, Ankara 1. bölge CHP adayı Levent Gök’ten: “Bütün ilçeleri dolaştım. Kırsal kesimde AKP’ye yönelen ciddi bir tepki var. AKP’nin yegâne propagandası işe yaramıyor. ‘Cumhurbaşkanlığı seçiminde bize olanak vermediler’ üzerinden yürüyen mağduriyet politikası halk arasında pek tutmamış. Kent merkezinde CHP açık ara önde. Kırsal kesimde de eskisine oranla çok olumlu karşılanıyoruz. Seçim gözlemleri Geçenlerde bir otobüs firmasını ziyaret ettim, tatile gidenler, dönüş biletlerini mutlaka almışlar. Seçmen bu kez kararlı, seçime asılıyor...” Ege’ye yöneliyor, Muğla CHP adayı Gürol Ergin’i dinliyoruz: “DP hemen hemen yok gibi. Anavatan ile birleşme gerçekleşmeyince baraja takılma kaygısı ile, eski DYP oyları dağılacak. Bu kesimden CHP ve MHP’ye ciddi bir oy kayması olacağı görülüyor. AKP’nin çoğu yerde adı bile geçmiyor. MHP’de bir kıpırdanma var. CHP var olan gücünü artırmış gözüküyor. CHP için 4 milletvekilliği kesin gibi.” Son izlenimler Aksaray’dan, CHP adayı Necdet Pamir’den: “AKP bir önceki seçimde 40 almış Aksaray’ı. Temel nedeni sol ve sağdaki dağınıklık. Bu kez işler tersine dönmüş gözüküyor. CHPDSP birleşmesi önemli bir itici güç olmuş. AKP iktidarı boyunca hiç hizmet alamamış Aksaraylı, CHP’nin aday yaptığı yeni yüzlere ‘Bize hizmet edecek insanlar geldi’ gözüyle bakıyor. CHP Aksaray’dan bir milletvekili çıkarır düşüncesi vardı. Şimdi ikiye yürüyoruz. Gevşemeden, sabahakşam çalışıyoruz.” 22 Temmuz havası, 3 Kasım 2002’den çok farklı gözüküyor. AKP eriyor, CHP ve MHP yükselişte... Fransa’nın nesnesi ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Sosyal güvenlikte ‘isteğe bağlı sigorta’ (4) BağKur 1479 sayılı BağKur Yasası’nın 79. maddesi “İsteğe Bağlı Sigorta” ile ilgilidir. Bu konuda, BağKur İsteğe Bağlı Sigortalılık Yönetmeliği’nde ayrıntılı bilgi verilmektedir. Yönetmeliğin 4. maddesinde “İsteğe Bağlı Sigortalılık Hakkından Yararlanacaklar” açıklanmıştır. “a) Ev kadınları, b) Türkiye’de ikamet eden Türk asıllı yabancı uyruklular, c) Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluna tabi olmayanlar, d) Yurtdışındaki vatandaşların yanlarında bulunan ve herhangi bir işte çalışmayan eşleri, e) BağKur’a tabi mecburi sigortalılık niteliğini kaybedenler.” on sekiz yaşını doldurmuş olmak koşuluyla “İsteğe bağlı sigortalı olmak hakkından yararlanabilirler.” Yönetmeliğin “Gelir Basamakları’nın Seçilmesi” başlıklı 9. maddesine göre, İlk kez isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenler, 1479 sayılı Yasa’nın 50. maddesinde belirlenen 24 basamaktan oluşan BağKur Basamak Tablosu’ndan “ilk on iki basamaktan dilediklerini seçerler”. Ancak, BağKur’a “zorunlu sigortalı olduktan sonra ilk defa isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları zorunlu sigortalılığın sona erdiği tarihte bulundukları basamaklara, diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi sigortalı olduktan sonra ilk defa isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak, intibak ettirilmek suretiyle belirlenir.” İsteğe bağlı sigortalılığı sona erdikten sonra, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında sigortalı olup, yeniden isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları ise diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak daha önce bulundukları son basamak üzerine intibak ettirilmek suretiyle yeniden belirlenir. Ancak, BağKur’a tabi zorunlu sigortalı olduktan sonra ilk defa isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları zorunlu sigortalılığın sona erdiği tarihte bulundukları basamaklara, diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi sigortalı olduktan sonra ilk defa isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak, intibak ettirilmek suretiyle belirlenir. İsteğe bağlı sigortalılığı sona erdikten sonra, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında sigortalı olup, yeniden isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları ise diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak daha önce bulundukları son basamak üzerine intibak ettirilmek suretiyle yeniden belirlenir. Türkiye bu satrancı, bir kenarda oturmuş sessizce izliyor. Lamassoure şimdi mesela geçici bir ateşkes ilan ediyor. “Sarkozy’nin seçimlere kadar Türkiye ile ilgili herhangi bir çıkışı olmayacak. Fransa Cumhurbaşkanı politikasını seçimlerden sonra. belirIeyecek” (Hürriyet, 23 Haziran) şeklinde açıklamalar yapıyor. “Fransa’ nın nesnesine” dönüşen Türkiye’den çıt çıkmıyor! Tersine, haber Türk basınına bir “nefes alma süresi” havasında yansıyor. Oysa böyle bir nefes alma süresi yok. Böyle büyük bir ülkenin nesnesine dönüştüğünüzde, bir daha asla sırtınızı doğrultamazsınız. Bu satranç oyunu, ancak Fransa Cumhurbaşkanı’yla “anladığı dilden” konuşarak bozulur. En az Sarkozy kadar atik, tetik, süratli ve seri olacaksınız. TürkiyeAB ilişkilerinin kaderini tayin etmeyi Sarkozy’ye bırakmayacak ve anında, “eşzamanlı”... “önalacaksınız”. Sizin Fransa’nın “nesnesine” dönüştüğünüz oranda, Fransa sizin “nesnenize” dönüşecek.... Sarkozy’ye medyada, orda burada gürültü koparmadansakin, soğukkanlı, açık ve net, şu tavrı koyacaksınız: “Bana duvar mı çekmek istiyorsun kardeşim? Duvar öyle olmaz, böyle olur... Aramızdaki her tür ‘ikili’ ekonomik, siyasi, askeri işbirliği bitmiştir!” “Biter bak. Sakın ha!” falan değil; “Bitmiştir!” Birkaç büyük devlet ihalesinden Fransa’yı dışladınız mı mesaj, tık yerine ulaşır. “Şark” olmayan bir ülkede yapılacak şey budur... Kader utansın! HARBİ SEMİH POROY Böyle bir mesaja Sarkozy, Chirac’tan çok çok daha açık üstelik. Arkasına aldığı siyasi destek, Chirac’a nazaran çok daha ağırlıklı biçimde sanayi ve çıkar gruplarından geliyor. Diplomatik mesajlar dönemi bitti! Bunu bilelim. Ankara’nın artık Paris’e verebileceği diplomatik bir mesaj yok. Sarkozy’nin diplomatik danışmanı Ankara’ya gelmiş, gitmiş.. havagazı. Kendimizi kandırmayalım. Türkiye’nin Fransa’ya vereceği mesaj, sonuçlarını AB’nin diğer ortaklarının göreceği açıklık, netlik ve güçte olmalı. Türkiye’de böyle bir yönetim, böyle bir anlayış var mı? Yok. O zaman “bon pour l’Orient” formülüne razı olacağız... Bugün alınan ya da “alınmayan kararlar”(!), önümüzdeki on yıllara damga basacak önemde. İlerde bunun hesabını verecek tek merci bulamayacağımıza göre ne diyeceğiz? “Kader utansın!” HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com nilgun?cumhuriyet.com.tr BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Haziran www.mumtazarikan.com Gelir Basamaklarının Yükseltilmesi: İsteğe bağlı sigortalıların “seçtikleri veya intibak ettirildikleri ilk on iki basamakta bekleme süresi bir yıl, on üçüncü basamaktan ancak, BağKur’a tabi zorunlu sigortalı olduktan sonra ilk defa isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları zorunlu sigortalılığın sona erdiği tarihte bulundukları basamaklara, diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi sigortalı olduktan sonra ilk defa isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak, intibak ettirilmek suretiyle belirlenir.” İsteğe bağlı sigortalılığı sona erdikten sonra, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında sigortalı olup, yeniden isteğe bağlı sigortalı olanların basamakları ise diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak daha önce bulundukları son basamak üzerine intibak ettirilmek suretiyle yeniden belirlenir. Sigortalıların seçtikleri veya intibak ettirildikleri ilk on iki basamakta bekleme süresi bir yıl, on üçüncü basamaktan itibaren her bir basamakta bekleme süresi ise iki yıldır. Bu sürelerin bitiminde gelir basamakları yükseltilir. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Halk arasın1 da klarnete verilen ad. 2/ Fa 2 zıl Hüsnü Dağlarca’nın bir şi 3 ir kitabı... “Bir 4 bahar akşamı 5 rastladım size / Sevinçli bir 6 içindeydi 7 niz” (Şarkı). 3/ 8 Gemilerin yükleme bo 9 şaltma yaptıkları yer... 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Nikel elementinin 1 C İ H A N N ÜMA simgesi. 4/ Üzerinde 2 Ü L Ü Ş AMO R ölü yıkanan kerevet. 5/ 3 C A R E T E N E Görünüşe göre olacaA V U R T ğı sanılan... Yabancı. 4 Ü Ç A V A R A B 6/ Kısa yazı... Eylem 5 K A L A Z A T E leri olumsuz yapmak 6 D A L ta kullanılan ek... Bil 7 A N A N E gisiz, kültürsüz kim 8 N A R A T E K E se. 7/ Kır ya da köy 9 I R A K S A M A K yaşamını anlatan kısa şiir... İnciçiçeği. 8/ Bir tür bağımsızlığı olan büyük il. 9/ Vaktinden önce doğmuş bebek. KIRIKKALE İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NDEN İLAN SAYI: 2006/682 Esas Davalı Kadir Biçici aleyhine Mahkememize açılan rücuan Alacak davasında verilen ara kararı gereğince, Davalı tüm araştırmalara rağmen bulunamadığından ilanen tebliğine karar verilmiş olup; SSK sigortalısı Cengiz Turna’nın 12.11.2004 tarihinde meydana gelen kaza sonucu vefat ettiğini, sigorta müfettişlerince düzenlenen raporda işyerinin tescilsiz olması ve yeni tescil kapsamında değerlendirildiğinden yasal süre içerisinde işyerinin tescil edilmemesi veya sigortalının İşe giriş bildirgesinin yasal süre geçtikten sonra kuruma ibraz edilmesi nedeniyle 506 sayılı kanunun 10 ve 26. maddesinin uygulanması gerektiğini, l0. maddesinin sigortalı çalışmaya başlandığı süre içerisinde kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililere sigorta yardımlarının kurumca sağlanacağı. Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masraflarının 3. kişilerden rücu edileceğini, hak sahiplerine 7.493,66 YTL PDG gelir bağlandığını, Kurum sigortalının murislerine yapmış olduğu 7.493,66.YTL Peşin Değerli Gelirin gelir bağlama onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı Kadir Biçici’ye dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere; duruşmanın yapılacağı 24.07.2007 günü saat 09.15’e kadar delil ve belgelerini yazılı olarak ibraz etmeniz veya duruşma gününde mahkememizde hazır bulunmanız, aksi takdirde yargılamanın yokluğunuzda yapılarak karar verileceği, HUMK’nun ilgili maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. 8.6.2007 Basın: 34779 YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kafkas müziğine özgü bir tür akordeon. 2/ Hararet... Yol yapımında kullanılan bir makine. 3/ İdare organlarının ruhsat verirken aldıkları para. 4/ İçine sulu şeyler konulan kap... Mikroskop camı. 5/ Hamle... Bir nota. 6/ Bir sanat yapıtında işlenen ana konu... Kütahya’nın bir ilçesi. 7/ “Ben havada uçar idim / ilen tuttun beni” (Türkü)... AB ülkelerinde ve Türkiye’de bir ürünün güvenli olduğunu belirtmek için konulan işaret... Giysilerin buruşukluklarını gidermekte kullanılan araç. 8/ “Dijital” sözcüğünün karşıtı; örneksel. 9/ Telli çalgılarda telleri yüksekçe tutan tahta köprücük... Antalya ve Fethiye körfezleri arasında yer alan yarımadanın adı. CUMHURİYET 17 K