Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 MAYIS 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 7 Doktorunuzu ne kadar anlıyorsunuz? İstanbul Haber Servisi İç Hastalıkları ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erdal Akalın, kişinin sağlıkla ilgili etkin ve uygun kararlar verebilmesi için sağlık bilgilerini okuma, anlama ve kullanma kabiliyeti olarak tanımlanan sağlık okuryazarlığının yüksek olması gerektiğine dikkat çekti. Geleneksel “Pfizer Medya Bilgi Paylaşım Günleri”nin bu yılki ilk toplantısı geçen haftalarda Beşiktaş Conrad Otel’de “Sağlık Okuryazarlığı” üzerine düzenlendi. Toplantıda konuşan Acıbadem Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı ve İç Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Akalın, bireylerin kendilerinin ve yakınlarının hastalıkları, mevcut veya yeni geliştirilen tedaviler ve sağlık alanında yapılan düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olmalarının en doğal hakları olduğunu söyledi. Dünyanın farklı yerlerinde yapılan araştırmaların hastaların yüzde 73’ünün, sağlık çalışanlarını tıbbi terimler kullandıkları için anlayamadığını söyledi. Doğru nefes almak mutluluk veriyor İstanbul Haber Servisi Soluduğumuz havanın tüm vücudumuza yayılmasının önemli olduğunu belirten transformal nefes terapisti Nevşah Fidan, doğru nefes alışkanlığının hayatımızdaki olumsuzlukları önlediğini, zihni rahatlattığını ve olaylara daha pozitif bakıldığını söyledi. Fidan, başarılı hayat için nefesin de doğru kullanılması gerektiğini belirtti. Nevşah Fidan, nefesi doğru kullanmanın hayatımızda çok önemli bir yeri olduğunu, transformal nefes tekniğini Türkiye’de uygulayan tek kişi olduğunu anımsatarak bu teknik ile ilgili bilgi verdi. Fidan, uyguladığı yöntemle yanlış nefes alışkanlıklarının değişmesini, bedenin çocukluktan bu yana taşıdığı duygusal travmaların arınmasını sağladığını belirterek bu sayede neşe, mutluluk, sağlık, güzellik ve bolluk için yer açıldığını, böylece hayatı daha az eleştirdiğimizi, mutlu olmayı öğrendiğimizi ifade etti. Doğru nefes almak ve nefesin açılmasını sağlamak için en 3 ile 5 seans arasında değişen nefes terapileri olduğunu vurgulayan Fidan, terapi sonralarında kişinin doğru nefes alma alışkanlığı kazandığını da söyledi. Sivilce tedavisinde isteksiziz İstanbul Haber Servisi Stratejik Focus Araştırma Grubu tarafından İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Erzurum ve Diyarbakır gibi büyük illerde, 1530 yaşlarındaki kişiler arasında yapılan araştırma, sivilce tedavisinde çok da istekli olmadığımızı ortaya koydu. Katılanların yüzde 84’ünde sivilce olduğu belirlenirken yalnızca yüzde 16’sının tedavi için dermatoloğa başvurduğu belirlendi. Araştırmaya katılan 626 kişiden yüzde 35’i, sivilce sorunlarını orta ve yoğun olarak tanımlarken yarısı ayda en az bir kez sivilce oluştuğunu ifade ettiler. Araştırmada, orta ve yoğun yaşanan cilt sorunlarının gündelik hayatı olumsuz yönde etkilediği ve psikolojik açıdan rahatsızlık yarattığı belirtilirken katılımcıların sadece üçte biri tedavi olmak için herhangi bir yere başvurduğunu söyledi. Öte yandan sivilce ile mücadele için ağırlıklı olarak hâlâ özel sabunların kullanıldığı ortaya çıktı. DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Bir Büyük Rüyanın Gerçekleşmesi... Bülent Ecevit, tıbben 5 Kasım 2006 Pazar gecesini 6 Kasım Pazartesi’ye bağlayan gece aramızdan ayrılmıştı. Ama o “ölüm”ün fiilen başlama tarihi, menfur Danıştay saldırısı sırasında şehit edilen Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze töreninde Ecevit’in beyin kanaması geçirdiği 18 Mayıs 2006 idi. Yani tam bir yıl sonra bugün. Türk sosyal demokrasisi ya da demokratik solunun kuramcısı, kurucusu olan Bülent Ecevit, 12 Eylül 1980 sonrasının getirdiği o kaçınılmaz ayrılık döneminde, eski ya da yeni çalışma arkadaşlarının, zaman zaman kendisinden istedikleri, o, “Ne olur bu ayrılığı sona erdirelim” çağrılarına olumlu baktı. Biraz kaderci olmak mı gerekiyordu da, o olumlu bakış için vakit, saatin gelmesi için, Ecevit’in aramızdan ayrılışını arkada bırakarak tam bir yıl beklemek gerekti... Bunu söylemek zor. Dahası, olası da değil. Ama, dün saatlerin 15.00’i gösterdiği sırada, milyonlarca Türk insanı televizyonlarının başında CHP ve DSP liderlerinin 22 Temmuz seçimlerinde güç birliği yapmak için anlaştıklarını öğrenmiş olmaktan tarif edilmesi zor olan bir mutluluk içindeydi. HEMŞİRELER GÜNÜ Uzmanlar kırışıklıklar kadar ruh sağlığına da değer verin diyorlar Az ücretle yoğun mesai SİBEL BAHÇETEPE Duygu yüklü bir Baykal Önce psikoloji İstanbul Haber Servisi Kadınların güzel olma istekleri en çok depresyondayken ve boşanmak üzereyken ortaya çıkıyor. Estetik uzmanları, kadınların estetik operasyondan önce sorunlarını çözmeleri gerektiğini vurguluyorlar. Estetik Tıp Derneği Başkanı Dr. Hasan Subaşı, “Kadınlar mutluluğu bizde arıyorlar, ama biz mutluluk dağıtıcısı değiliz” dedi. 1. Ulusal Estetik Tıp Kongresi ve 17. Akdeniz Estetik Tıp Günleri Harbiye Askeri Müze’de başladı. Cumartesi günü sona erecek kongrenin açılışı Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve eski DYP İstanbul Milletvekili ve İSTEK Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan tarafından yapıldı. Kongrede sorularımızı yanıtlayan Subaşı, çoğunlukla kadınların estetik operasyonu tercih ettiğine ve estetik operasyon yaptıranlar arasında erkeklerin oranının yüzde 1518 arasında olduğuna dikkati çekerek erkeklerin, kendilerine metroseksüel isminin takılmasından çekinmeleri nedeniyle estetik yaptırmadığını söyledi. Estetik uzmanlarına “Hasta kırışık sorunu nedeniyle geldiği zaman, onun yalnızca kırışıklıklarına odaklanmayın, tüm görünümüne bakın” önerisinde bulunan Subaşı sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastanın psikolojik durumuna bakın. Hasta mutluluğu bizde arıyor. Bu estetik uzmanlarının en önemli sorunlarından biri. Depresyonda olanlar ve boşanmak üzere olanlar çok geliyor. Mutluluğu bizde arıyorlar. Ama biz mutluluk dağıtıcısı değiliz. Hasta sorununu çözmeden hastayı tedaviye almamayı tercih ediyorum.” Her gün yüzlerce hastayla ilgilenmek zorunda kalan hemşireler, çalışma saatlerinin fazlalığından az ücret verilmesine kadar çok sayıda sorunla karşı karşıya. Florence Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs, Hemşireler Günü olarak kutlanıyor. Etkinlikler bir hafta boyunca sürüyor. Dünya Hemşireler Günü’nün bu yılki ana temasını “Olumlu iş ortamı = Nitelikli bakım” oluşturuyor. Hafta ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Türk Hemşireler Derneği (THD) Genel Başkanı Prof. Dr. Saadet Ülker, Türkiye’deki hemşirelerin çalışma koşullarının ağırlığına değinerek “Hemşirelerin yasa gereği haftada 45 saat çalışmaları gerekirken bu süre 60 80 hatta 100 saate çıkabilmektedir. Bu çalışma süresi, ne biyolojik ne de sosyal yaşamla bağdaşır bir süre değildir. Nöbet ücretleri kabul edilebilir düzeyde olmadığı gibi maaşlar da açlık sınırına yakın düzeylerdedir” dedi. Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Genel Başkanı Yrd. Doç. Meral Madenoğlu Kıvanç ise Türkiye’deki hemşirelerin çalışma şartlarının Avrupa standartlarının altında olduğunu belirterek “Türkiye’deki bir yoğun bakım hemşiresine ortalama 5 hasta düşerken Avrupa’da bir hemşireye ortalama 2 hasta düşüyor. Hatta ülkemizde bu sayı bazen 1520’lere kadar çıkabiliyor” dedi. Baykal’ın çok duygulu ve heyecanlı olduğunu gördüler. Sezer’in, duygusunu saklamayı başaran sakin ve kararlı bir lider olarak siyaset dünyamıza adım atmış olduğunu da öğrendiler. O “Kapalı kapılar” arkasında günlerce süren, sürdükçe özellikle soldaki seçmenlerin sinirlerini geren güç birliği görüşmelerinin sağlıklı bir sonuca ulaşmasında, AKP karşıtı kamuoyu, biraz da önyargılı medyamızın dolduruşuna gelerek, zaman oldu her şeyin bittiği yargısı ile mide krampları geçirdi. CHP Genel Başkanı, “Bir büyük rüyanın gerçekleşmesi” olarak tanımladığı bu tarihi adımı atarken elbette dün ulaşılan sonucu düşünememiş olmalı ki, DSP’lilerden partilerini kapatarak CHP’ye gelmelerini istemişti. Sezer, bu isteği haklı olarak kabul etmedi. Baykal da olumlu bir tutum içine girerek ilhak ya da iltihak olarak adlandırılacak adımlar yerine CHP listelerinde DSP’lilerin de yer alması yolunu seçti. EN ÇOK TERCİH EDİLEN YÖNTEM BOTOX İstanbul Haber Servisi The American Society for Aesthetic Plastic Surgery’nin (ASAPS) 2006 yılında yaptığı araştırma, estetik operasyonlarda cerrahi uygulamalara olan ilginin azaldığını, “botox” gibi cerrahi olmayan uygulamalara ise ilginin arttığını ortaya çıkardı. Araştırmaya göre geçen yıl Amerika’da 11.5 milyon estetik uygulama gerçekleştirilirken yaklaşık 12.2 milyar dolar da harcama yapıldı. ASAPS’a göre ABD’de cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemler içinde en popüler estetik uygulama olan “botox”, toplam 3 milyon 181 bin 592 ile ilk sırada yer aldı. Ama nasıl? İki liderin ulaştığı üst başlık halindeki mutabakattan sonra görüşmeleri sürdüren heyetler, ortak dayanak alanını ararken CHP’den gelen öneri soğuk bir duştan farksızdı. Öneri sahibinin 7 adaylık için “evet” demelerini isterken bulduğu matematiksel formül DSP kulislerinde gerginliğe yol açacaktı. “DSP, 2002 seçimlerinde yüzde 1.2 oy almamış mıydı? % 1.2 x 550= 6.6 ediyordu. Anketlere göre bugün de baraj altında olan DSP, 7 milletvekilliği ile yetinmeliydi. Demokratik solcular, dilleri döndüğü kadar bugün yapılan anketlerin büyük bir bölümünün AKP’yi hâlâ halkın gözünde tek başına iktidar adayı olarak göstermek için hazırlandığını söyleseler de, bir güç birliğinin matematik sonucunun, yaratılacak umut sinerjisi sonunda başarıya, dahası ortak bir iktidar yolculuğuna ulaştırabileceğini en büyük sosyal demokrat partimizin üst düzey yöneticilerine anlatmakta zorluk çektiler. Gerilim DSP örgütüne de sıçradığı ve ajitasyonlara yol açtığı için Zeki Sezer, tek başına aldığı bir karar ile kendisinin aday olmayacağını açıklamak gereği duydu ve bence, o gün demokratik solda Ecevit’in bıraktığı liderlik koltuğunu da fiilen doldurmuş olduğunu gösterdi. CHP Genel Merkezi’nde söylenebilecek her şeyin söylendiği kanısı ile süren bekleme dönemi ise, seçim takvimi gereği sona yaklaşıyordu. O yaklaşım anında, CHP’liler en çok 12 DSP’liye listelerinde yer verebileceklerini söylemişlerdi. DSP ise hakça ve haklı bir oluşumu yansıtacak bir güç birliğinde ısrar ediyordu. Rahşan Ecevit’in süreç içerisinde iki kez devreye girdiği ve ikincisinde iki ayrı partinin, iki ayrı parlamento grubu ile TBMM’de yer almasının somut yararlarını kamuoyuna hatırlatan demeci, sanırım CHP Genel Merkezi’nde de haklı ve yerinde bir uyarı olarak kabul görmüş olmalıdır. İlginç ve düşündürücü hastalık hikâyeleri Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Çok gerilimli, çok kritik haftalar geçiriyoruz. Ben de bu sütunda bugün hem eğlendirici hem de bir o kadar düşündürücü bazı anekdotlar aktaracağım. Nöroloji Kliniği’nde başasistan olarak görev yapıyorum. Bacaklarında güçsüzlük gelişen Arnavut asıllı bir hasta yatırıyoruz. Onu muayene etmeye koyuluyorum; etraflı, tepeden tırnağa eksiksiz bir nörolojik muayene gerçekleştiriyorum. Son olarak göz dibi muayenesi ile tamamlıyorum. Arnavut asıllı hasta kalkıyor, yatağının yanı başındaki dolaba yöneliyor ve giyinmeye başlıyor. “Ne yapıyorsun” diye soruyorum. “Gidiyorum, hastaneyi terk ediyorum” diyor. Ben şaşkınlık içinde, “Nereye gidiyorsun, daha henüz incelemelere başlıyoruz” diye üsteliyorsam da o hiç aldırmıyor. “Gidiyorum doktor bey” diyor, “Ben bacaklarım hasta, bacaklarım güçsüz diyorum, sen yüzüme, gözüme bakıyorsun, ben artık burada duramam”. Sanırsınız ki onu ikna etmişimdir. Edemedim. Çıktı gitti. ??? Urfalı yaşlıca bir hemşerimi, hasta bir kadını gösterdiler bana. Pek çeşitli şikâyetleri vardı, “Yüreğimin başı agrir tohtur beg” diyordu. İyice örtünmüştü. “Hatice Hanım, sen kapanmışsın, seni nasıl muayene edeceğim” dedim. “Ha! Ben açaram” dedi, biraz açıldı. Muayene ettim, organik bir şey yoktu, şikâyetler psikolojik kaynaklı idi. 7 tane çocuk bakmış, iyice kapalı ve baskı altında bir yaşam sürdürmüştü. “Hatice Hanım, senin vücudunda bir şey yok, ruhun sıkılmış, biraz gezsen şöyle, deniz kıyılarına doğru uzansan, ağaçlara, kuşlara baksan, gönlünü eğlesen açılabilirsin” dedim. Yüzüme baktı, kollarını kaldırdı ve “Tohtur beg, ben ne ağaç görmüşem, ne kuş görmüşem, ne deniz görmüşem ben heç bişey görmemişem” diye yanıtladı beni. Urfalı hanım, çok çarpıcı ve özlü bir şekilde özetlemişti yaşamını. Çok şey ifade eden bu yanıtı hiç unutmadım, beynime kazınmış anılar arasındadır. ??? Ama aslında en çarpıcı hikâye, elinden tuttuğu hasta çocuğu ve yeşil kartı ile hastane hastane dolaşan ve 15 yaşında 6 çocuklu eve kuma olarak giden, boğaz tokluğuna 10 lira gündelikle fındık ve pamuk toplamaya çıkan Silopili genç kadının hikâyesidir. O ve benzeri milyonların dramı da hiç aklımdan çıkmaz. Bu iyiden iyiye sağlıksız toplumda bu çok çarpıcı dramlar, rejim, laiklik, Cumhurbaşkanlığı seçi mi, genel seçimler, solda ve sağda birleşme tartışmaları, Kürt ve Ermeni sorunlarının ve büyüyen, gelişen, kalkınan Türkiye hikâyelerinin ne yazık ki gölgesinde ve uzağında kalmakta, milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının utanç verici yaşam koşulları kolay kolay gündeme gelmemektedir. Bunu da ülkemizin hazin bir gerçeği olarak kaydetmek istiyorum. Sevgili Cumhuriyet okurları, işte size aslında eğlendirici olmaktan çok daha fazla düşündürücü, kaygı verici hikâyeler. 14 Nisan, 29 Nisan ve 13 Mayıs mitingleri ne kadar umut verici ise 1 Mayıs günü ortaya çıkan olaylar da o kadar kaygı vericidir. Bu iki topluluğun bir araya gelerek büyük bir güç oluşturacaklarına inanıyorum. 19 Mayıs Samsun çıkarmasının da öncekiler gibi görkemli bir gösteri olacağından kuşku duymuyorum. Zeki Sezer’in tarihi kararı.. Ama, dünkü “mutlu son”a giden “altın vuruş”u Zeki Sezer’in çarşamba gecesi oluşturduğu öneri sağladı. DSP Genel Başkanı, partisinin sosyal demokratların iktidar yolunu kestiği iddiaları ile oluşturulan yoğun suçlamaları ortadan kaldırmak için çalışma arkadaşlarına dün sabah şu öneri ile gitmeyi kararlaştırmıştı: “CHP ile 22 Temmuz seçimlerinde güç birliğine ‘evet’. Demokratik Sol Parti, bu kararını kamuoyuna açıklayacak, ama hakkaniyete dayanmayan liste oluşumunun sorumluluğu altına girmemek için 22 Temmuz genel seçimlerine katılmama kararı alacak. Hiçbir DSP’li aday olmayacak. CHP mitinglerinde, seçim çalışmalarında var güçleri ile çalışacak.” Sezer’in dün sabah DSP Başkanlar Kurulu’ndan geçirdikten sonra CHP liderine telefon ile ilettiği bu tarihsel mesajın artıları ve eksilerinin, taraflarca nasıl değerlendirildiğini, akşama doğru yapılan ortak açıklama ilan etti. Bülent Bey, sonsuzluk uykusunda rahat uyuyabilir. Türk sosyal demokratları ve demokratik solcuları için uykusuz gecelerin ortak nöbetinin başladığı söylenilebilir. 2007 yılının 19 Mayıs’ında güneşin ufukta doğmasını sağlayacak seçim bildirgelerinin oluşturularak sandık ve mahalle çalışmalarının tüm ayrıntıları ile yapılması ve 22 Temmuz’a yeni bir Türkiye’ye merhaba demek için el ele adım atılması niçin olmasın? CHP ve DSP’li arkadaşlarımı içtenlikle kutlamak istiyorum. coskunoz@superonline.com İLK 4 AYDA 31 KİŞİ HASTALANDI İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI Emperyalistler ve işbirlikçilerinin Cumhurbaşkanlığı’nı gaspetme hevesleri kursaklarında kaldı. Ulusumuzun seçimlerde aldatılmasına izin vermemek için yeniden Samsun’a çıkıyoruz. 19 Mayıs Cumartesi Samsun’da kutlamalara katılıyor ve CUMOK oluşumları ortak toplantısını gerçekleştiriyoruz. 20 Mayıs 2007 Pazar günü ise mitinge katılıyor ve geri dönüyoruz. Sen Gelmezsen Bir Eksiğiz. Yolculuğa katılmak isteyenler için İVEDİ İLETİŞİM : 0537 871 82 34 0533 438 50 22 www.cumok.org Kene iki can daha aldı Haber Merkezi Anadolu’da ilkbaharyaz aylarında ortaya çıkan ve kene yoluyla bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKA) can almaya devam ediyor. Tokat ve Yozgat’ta kene ısırması sonucu hastaneye kaldırılan iki yurttaş yaşamını yitirdi. Yozgat’ın Kadışehri ilçesine bağlı Yavuhasan köyünde çiftçilik yapan evli ve 4 çocuk babası H.T, bir süre önce hayvanlarını otlatırken kene tarafından ısırıldı. H.T. rahatsızlığının artması üzerine Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Tokat’ta da yine kene ısırması sonucu rahatsızlanan 2 çocuk annesi S.Y. de aynı hastaneye kaldırıldı. Hastanenin Enfeksiyon Hastalıkları Servisi’nde tedavi gören iki hasta dün peş peşe yaşamını yitirdi. BODRUM’UN BİTEZ KOYU’NDA MAVİ BAYRAKLI, DENİZE SIFIR MANUELA HOTEL Botanik bahçesini andıran doğası ile mavi ve yeşilin buluştuğu bir tatil cennetidir. Özel plaj keyfi, konforlu odalarda TV klima rahatlığı, 20 yılı aşkın, kaliteli ve güleryüzlü hizmetiyle siz Cumhuriyet okurları için 48 YTL. Tam pansiyon, gazeteniz kahvaltı masanızda... OTELİMİZE AİT TEKNEYLE ÜCRETSİZ TEKNE VE BALIK TURLARI Tel: 0 252 363 79 04, Cep: 0 533 722 81 81, Faks: 0 252 363 77 88 Daha fazla bilgi: www.manuelahotel.com Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Bakanlık: Kişisel korunma yöntemi önemli Son yaşanan ölümlerin ardından açıklama yapan Sağlık Bakanlığı, KKKA’ya karşı yurttaşları uyararak kişisel korunmanın önemine işaret etti. 2007 yılı içerisinde 31 hastaya KKKA teşhisi konduğu kaydedilen açıklamada hastalığın, insanlarda ani ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlık gibi belirtilerle başladığı kaydedildi. Açıklamada hastalığın tedavisinde kullanılabilecek etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış spesifik bir ilaç ile yan etkileri tolere edilebilir ve uygulanabilir bir aşısı da bulunmadığı vurgulandı. KARAİSALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2002/351 Karar No: 2003/181 Davacı: Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne İzafeten Vakıflar Bölge Md. Adana. Müdahil Davacı: Maliye Hazinesi Davalı: Hikmet Uğur Dava: Tapu İptali ve Tescil Hüküm Özeti: 1. Davacının davasının reddine 2. Müdahil davacının davasının kabulüne 3. Karaisalı ilçesi Çevlik köyü 129 ada 44 parselin tapusunun Hikmet Uğur hissesine tekabül eden 16/32 Hissesinin iptali ile Yayla olarak sınırlandırılıp özel siciline yazılmasına; dair verilen karar davacı vekili ile Hazine temsilcisinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilmiş olmakla, Mahkememizden verilen iş bu karar davacı Vakıflar vekili tarafından 28.11.2006 tarihinden temyiz edilmiş olmakla; Kararın ve Temyiz dilekçesinin davalıya tebliğ için tüm aramalara rağmen bulunamadığından ve öncesinde de dava dilekçesinin ve duruşma gününün de ilanen tebliğ edilmiş olduğundan iş bu ilanın davalı İsmail oğlu Hikmet Uğur’a mahkememizden verilen Karar yerine ve Davacı Vakfın Temyiz Dilekçesi yerine geçmek üzere ilanen tebliğ edilmiş sayılacağı davalının ya bizzat ya da bir vekille ilan tarihinden itibaren 30 günlük yasal süresi içerisinde temyize başvurabileceği, aksi takdirde kararın kendisi açısından kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. 09.04.2007 Basın: 25402 CUMHURİYET 07 K