28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2007 PAZAR 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Siemens Opera Yarışması ödül töreniyle sonuçlandı SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Genç operacıların gurur günü Kültür Servisi Siemens’in düzenlediği geleneksel Siemens Opera Yarışması’nın dokuzuncusu sonuçlandı. Hem gençleri teşvik etmeyi, hem de toplumu sanata özendirmeyi amaçlayan Siemens Opera Yarışması’na bu yıl farklı illerden 30 genç sanatçı başvurdu. 24 Nisan’da düzenlenen ön elemenin ardından, 25 ve 26 Nisan tarihlerinde yarıfinal ve final bölümleri yapılan yarışmanın sonuçları önceki akşam İstanbul Alman Konsolosluğu’nda düzenlenen ödül töreniyle açıklandı. Siemens 9. Opera Yarışması’nda, Arman İşleker birinci olurken, Bahadır Noyan Coşkun ikinci, Caner Akgün üçüncü seçildi. Nuri Harun Ateş ve Şahin Öğüt ise mansiyon ödülüne değer görüldü. Törende ödüllerini alan sanatçılar, verdikleri mini konserle davetlilere keyifli dakikalar yaşattı. Birinci, bir yıllık burs kazandı Gürer Aykal ve Juilliard Dörtlüsü “İki yaka müzikle bir arada” sloganıyla konserler veren Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın, uluslararası kariyerde değerli orkestra şefi ve orkestranın Genel Müzik Direktörü ve sürekli şefi Gürer Aykal yönetiminde sunduğu konser 2007 sezonunun unutulmaz bir sanat şöleni idi. Programda Wolfgang Amadeus Mozart’ın (17561791) “Mi bemol majör KV. 364 Konçertant Senfoni’si, Johannes Brahms’ın (18331897) “Keman, Viyolonsel ve Orkestra İçin İkili Konçerto La Minör Op. 102” ve Louis Spohr’un (17841859) La minör Op. 131 Yaylı DörtlüsüOrkestra İçin Konçerto’su seslendirilmişti. Programda da görüldüğü gibi, repertuvar, orkestra şefi Gürer Aykal’ın onayladığı gibi tam bir sanatsal değeri olan bir müzik şöleni idi. İzlediğimiz ve okuduğumuz tüm çalışmaları temelinden anlayabilmek için, her şeyden önce sanki bir geminin kaptanı gibi hangi rotada bulunduğumuzu doğru görmemiz gerekir. Müzik ve aslında tüm sanat kollarında yönetim başı çeker! Bu açıdan bakılınca Gürer Aykal’a orkestra şefi olarak bakmak eksik kalır. Çünkü, Gürer Aykal evrensel bir orkestra şef olmanın yanı sıra tüm kişiliği ile gerçek sanat adamı sayılır. Özgeçmişi ele alınınca Gürer Aykal’ın müzik alanında eğitimine Ankara Devlet Konservatuarı’nda başladığı görülür. 1960 yıllarından sonrası Adnan Saygun’un, Necdet Remzi Atak’ın ve diğer müzik ustalarının çalışmalarına tanık oldu. Sonra yurtdışında müzik öğrenimini geliştirdi. İngiltere’de Londra Guildaall Müzik Okulu’nda Andre Previn ve George Hurst gibi ustalar ile orkestra şefliği bilgisini artırdı. Krallık Müzik Akademisi ileri şeflik bölümünü birincilikle bitirdi. Gürer Aykal’ın başarılı çalışmaları özellikle 1970’ten itibaren İtalya’da gelişti. Santa Cecilia Akademisi’nde ünlü Franco Ferrara’nın yanında asistanlığı ile tanınan Gürer Aykal, sonra Adnan Saygun’un isteği üzerine İtalya’da Pontificio Enstitüsü’nde koro müziği üzerine de çalıştı... 1975’ten sonra Gürer Aykal’ın başarıları çoğalmaya yüz tuttu. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın sürekli şefliğine atandı. Bir süre de Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü görevini üstlendi. Müzik hayatında önemli bir yer tutan olay, ünlü viyolonist Suna Kan ile birlikte kurdukları Ankara Oda Orkestrası ile unutulmaz konserler ve turnelerde anımsanan yurtiçi ve yurtdışı sayısız müzik olaylarının gerçek sanatçıları oluşlarıdır... 2007 DÜNYA DANS GÜNÜ BİLDİRİSİ ‘Dans bütün sınırları ortadan kaldırır’ Kültür Servisi Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi adına “2007 Dünya Dans Günü Ulusal Bildiri”sini Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü, Devlet Sanatçısı ve Genel Sanat Yönetmeni Meriç Sümen Kanan yazdı. Bildiride, “Ulu önder Atatürk`ün kurduğu, çağdaş dünyanın düşünce ve yaşam biçimini ilke edinmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin sanat kurumları, dans sanatının gelişmesi ve yaygınlaşması için faaliyetlerini inanç ve özveri ile sürdürmektedir. Ülkemizde, 1947 yılında açılan ve benim de ilk öğrencilerinden olduğum dans okullarından günümüze dek, gençlerimizin ne kadar yetenekli, ne kadar özverili insanlar olduklarını gururla gözlemlemekteyim” diyen Kanan dansın kendi evrenselligi içinde bütün siyasal, kültürel ve etnik sınırları ortadan kaldırdığını, insanlığın dansın ortak diliyle barış, dostluk içinde birleştiğini vurguluyor. Kanan yazdığı bildiride dansı, “insan duygusu, düşüncesi, yeteneği ve birikimleriyle ortaya çıkar ve insanın ta kendisidir” diye tanımlıyor. Sanatçı bildiriyi, “Kendisini dansla ifade edebilen, ülke çapında ve dünya platformunda yaşayışını ve arzularını dile getirebilen ve dansa gönlünü koyan herkesin 29 Nisan Dünya Dans Günü kutlu olsun!” sözleriyle bitiriyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi Baş Rejisörü Doç. Yekta Kara, Devlet Sanatçısı Mete Uğur, Dresden Operası Genel Sanat Yönetmeni Prof. Gerd Uecker, Karlsruhe Operası Genel Sanat Yönetmeni Achim Thorwald ve Siemens adına Özen İncecik’ten oluşan seçici kurul, bu yıl yarışmaya katılan genç opera sanatçılarının çok yetenekli olduğunu ve seçim Soldan sağa: Arman İşleker, Bahadır Noyan Coşkun, Caner Akgün ve Harun Ateş. yapmakta zorlandıklarını belirtti. Yarışmanın birincisi Arman İşleker ödül olarak Karlsruhe Operası’nda bir yıllık burs ve Goethe Institut Inter Nationes İstanbul’da 4 aylık Almanca bursu kazanırken, ikinci seçilen Bahadır Noyan Coşkun, Salzburg Mozarteum Müzik Akademisi’nde 6 haftalık yaz bursu ve Goethe Institut Inter Nationes İstanbul’da 2 aylık Almanca bursu kazandı. Yarışmada üçüncü olan Caner Akgün 2000 Avro para ödülüne layık görüldü. Nuri Harun Ateş ve Şahin Öğüt ise mansiyon ödülü olarak 1000 Avro almaya hak kazandı. Ünlü şairin, adını taşıyan sokağa dikilen büstü törenle açıldı ‘Can Baba’ yeniden İzmirlilerle İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Şair Can Yücel, adını taşıyan sokağa dikilen büstüyle yeniden İzmirlilerle buluştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak Belediyesi, TÜYAP, Kültürlerarası İletişim Derneği ve Can Yücel ailesinin düzenlediği “Can Şenliği”, şairin Konak Belediyesi’nce yaptırılan büstünün açılmasıyla başladı. TÜYAP İzmir Kitap Fuarı kapsamında bu yıl 2.’si İzmir’de yapılacak “Mevlana’dan Can’a Şiirin Evrenselliği” konulu şenlikte, paneller, şiir dinletileri ve tiyatro oyunu yer alıyor. Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ndeki Can Yücel Sokağı’nda bulunan Miko Kafe önünde, heykeltıraş Yücel Tonguç Sercan tarafından yapılan büstün açılışında konuşan şairin eşi Güler Yücel, “43 yıl eşkıyaya yataklık ettim. Biz bu sokakta her zaman otururduk. Hatta bu sokağın adı yasadışı olarak ‘Can Yücel Sokağı’ olduktan bir süre sonra yasal olarak bu adı aldı. Şiir İzmir’e yaraşıyor” dedi. Can Şenliği Genel Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar da şenliğin 5 yıl Datça’da yapıldığını anımsatarak, 2 yıldır TÜYAP etkinlikleri kapsamında İzmir’de gerçekleştiğini belirtti. Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, sokağa gelenlerin şairin hem bu büstünü hem de küçük bir şiirini göreceklerini söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ersu Hızır da “Sokağın adı önce illegaldi. Sonra legal oldu. Bu heykelle de tescillendi. Can Baba bu kente yakışan bir insandı” diye konuştu. Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, “İzmir’de yaşayanlara imreniyorum. Böyle sokaklara ve şairlere sahipler. Ama bu sokaktan yalnızca geçmesinler. Genç kuşaklar onun şiirlerini de okusunlar” dedi. ‘Türkçenin Tarihsel Yolculuğu’ ? Kültür Servisi ÇYDD Üsküdar Şubesi’nin düzenlediği YTÜ Türk Dili Bölümü Öğretim Üyesi, yazar Hikmet Altınkaynak’ın “Türkçenin Tarihsel Yolculuğu” konulu söyleşisi yarın saat 14.00’te Altunizade Kültür Merkezi’nde yapılacak. Altınkaynak, söyleşide özellikle son yıllarda Türkçenin kullanım sorunlarının çözümüne ilişkin görüşlerini dile getirecek. ‘Can Şenliği’, Can Yücel’in Konak Belediyesi’nce yaptırılan büstünün açılış töreniyle başladı. Cumhuriyet gazetesi yazarlarına yoğun ilgi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gazetemiz yazarı Hikmet Çetinkaya, Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve Ege Bölge Temsilcisi Serdar Kızık, 12. TÜYAP İzmir Kitap Fuarı kapsamında kitaplarını imzaladılar, okurlarla söyleştiler. Kültürpark’ta yapılan ve bugün sona erecek fuarda okurlarla buluşan Cumhuriyet yazarlarına yurttaşlar yoğun ilgi gösterirken Cumhuriyet Kitapları Standı önünde de uzun kuyruklar oluştu. Balbay, imza öncesi “Cumhurbaşkanlığı Seçimi Sürecinde Türkiye” konulu söyleşiye de katıldı. 3 No’lu salonda yapılan ve çok sayıda yurttaşın izlediği söyleşide Balbay, “14 Nisan’da başlayan yeni süreçte daha umutluyum. Miting, halkın gücünü kanıtladı. Medya mitinge ilgi göstermedi. Zaten medyanın gücü yok. Çağlayan mitinginin ateşli geçmesini diliyorum” dedi. Balbay, “Genelkurmay’ın açıklamasının ardından ilk yanıt AKP’nin ABD kana dından geldi. Daha sonra AB açıklama yaptı. Bunlardan da ‘Türkiye çok kötü, AKP çok iyi’ anlamı çıkıyor. Ülkemizde yasamayürütmeyargı organlarının olduğunu sanıyorduk, şimdi ArınçErdoğanGül var. İlk kez bir başbakan, cumhurbaşkanı atadı. Türkiye için en önemli tehlike nedir, bu sorgulanmalıdır. Hiç kimse halkı karşısına alamaz. Alırsa hak ettiği karşılığı alır” diye konuştu. CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear