Catalog

C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: ÖzlemAyden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 4.21 Güneş: 6.00 Öğle: 13.09 İkindi: 16.56 Akşam: 20.05 Yatsı: 21.36 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 28 NİSAN 2007 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK memek arasında hukuksal ve siyasal büyük tartışmalara neden olan bu konuyu ele almaktan çekiniyor, adeta korkuyor. Gündeme girdiği ilk günden beri Yüksek Mahkeme üyelerinin 367 sorununun hukuksal yönüyle ilgilenmediği düşünülebilir mi? Bu açıdan bakıldığında Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinin TBMM’de cumhurbaşkanı seçimine geçilebilmesi için 367 üyenin hazır bulunması koşuluna ya evet ya da hayır diyecek kadar bilgi ve ilgi sahibi olmadığı varsayılabilir mi? 367 sorunu hukuksal olduğu kadar elbette siyasal bir konu. Daha önemli yanı, laik Cumhuriyetin geleceği ile çok yakından ilgili, hatta tayin edici bir olay, bir sorun. Zira AKP’nin Çankaya ile birlikte devleti bütünüyle ele geçireceği bir dönem açılmak isteniliyor. İktidar sözcüleri amaçlarını engelleyecek her hareketi, tabii 367’yi hukuksal açıdan ele almayı yeğliyorlar. Oysa İslamcı görüşleriyle yanıp tutuşan bir kadroya; RTE ile Bülent Arınç’ın ve cumhurbaşkanı olmasını sağlayarak Abdullah Gül’ün eline devleti teslim etmeyi önleyecek her hareketin desteklenmesi gerekiyor. Kimi gazete haberleri dün, AKP kulislerinin Anayasa Mahkemesi kararının 9’a 2 veya 7’ye 4 iktidar aleyhine çıkacağını hesapladığını bildiriyor. Bu, iktidarın 367 sorununu hukuksal açıdan ele almadığını; tersine, Yüksek Mahkeme üyelerini atayan cumhurbaşkanlarının kimliklerini de dikkate alarak olası bir kararı siyasal açıdan değerlendirdiğini kanıtlamış olmuyor mu? Önemli olan 9 veya 7 rakamı değil. Aranan; ülkenin, laik Cumhuriyetin geleceğini her şeyin üstünde tutan, olası bir seçimle ülkeyi ve rejimi bu adamlardan kurtarma yolunu açma cesaretini gösterecek en az 6 hâkim! Bütün çabalarına, onca vaatlere karşın, hatta anayasada çok önemli değişiklikler yapacağını öne sürerek ANAVATAN oylarında çelmeyi başaramayan AKP, dün TBMM’de 367 rakamını sağlayamadı. 367 sorununu CHP Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor. İkinci turun yapılacağı 2 Mayıs’a kadar Anayasa Mahkemesi’nin 367’yi onaylayan kararına imza atacak en az 6 cesur hâkim çıkacak mı çıkmayacak mı? Birlikte göreceğiz. ??? Yüce önderleri RTE ikide bir “Ulus bize tek başına iktidar görevi verdi, dilediğimiz kararı alır, istediğimiz gibi ülkeyi yönetiriz” demiyor mu? Meclis Başkanları Bülent Arınç, TBMM’nin üstünde hiçbir güç yoktur diye ikide bir bangır bangır bağırmıyor mu? Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül; başvuru gerçekleşir, 367 koşulunu Anayasa Mahkemesi onaylarsa ne olacağı sorusunu, erken genel seçim diyerek milletvekillerini, ANAVATAN’ı korkutmaya çalışmıyor mu? Tehlikenin kokusunu alanlara özgü bir telaş, bir korku AKP’de! Mademki tek başına iktidarsın... Mademki TBMM’nin üstünde başka bir kurum olmadığına inanıyorsun… Bay Arınç’ın tanımıyla şu veya bu mahkeme değil; adıyla sanıyla Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargı organını neden dert ediyorsun? Sen ulustan tek başına iktidar yetkisi aldığını söyleyerek, hiçbir uyarıyı dinlemeden dilediğini yapabileceğini sanıyordun. Üstelik Yüksek Mahkeme’nin anayasa gereği aldığı kararların TBMM’yi bağladığını bile bile sen, durmadan TBMM’nin üstünde hiçbir kurum tanımıyordun. Ne duruyorsun? İlan eyle: Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlar, alacağı kararlar, 367 Yüksek Mahkeme’ye gider gitmez, hiçbir şey beni ırgalamaz. İslam yolunda gözlerimi kapar, bildiğimi yaparım deyiver! Senin muradın bir cumhurbaşkanı seçmek değil. Seçtireceğin cumhurbaşkanı ile devleti malum amaçlarına peşkeş çekmek… Sen İslama hizmet derdinde, Avrupa Birliği de dilediği gibi bir yönetim peşinde. AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Temsilcisi Javier Solana, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı konusunda ne demiş: “Seçilirse Türk halkı çok memnun olacak!” Ne demek bu: Gül seçilirse ABD ve Avrupalı yöneticiler memnun olacak! RTE’nin de, Gül’ün de cumhurbaşkanlığına karşıymış Türk halkı; boş ver! ‘Fener’den ‘gemici’ çıktı Avrupa’daki Deniz Feneri Derneği’nin Başkanı Taşkan’ın, Ulaştırma Bakanı Yıldırım’ın oğluna gemi alırken borç veren Santour’da görev yaptığı ortaya çıktı AYKUT KÜÇÜKKAYA GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Müslüman yoksullara yardım için topladığı milyonlarca Avro’yu Kanal 7’ye aktardığı iddiasıyla hakkında Almanya’da geniş çaplı soruşturma başlatılan Deniz Feneri’nde ilginç bir bağlantı ortaya çıktı. Avrupa’daki Deniz Feneri Derneği’nin Başkanı Mehmet Taşkan’ın Santour firmasında genel müdür yardımcılığı yaptığı ortaya çıktı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım yolcu gemisi alırken gemi acentesi Santour’dan para almıştı. Ulaştırma Bakanı Yıldırım da bakanlığı öncesi bu firmayla direk bağlantısı bulunan Sancak Line’da genel müdürlük yapmıştı. Almanya, Deniz Feneri’nin topladığı 8 milyon Avro’nun amaç dışı nerelere gittiğini incelerken isimler üzerinden ilginç bağlantılar çıkmaya devam ediyor. Avrupa Deniz Fe neri’nin başında Kanal 7’nin Avrupa’daki genel müdürü Mehmet Gürhan bulunuyordu. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre Gürhan, bu görevi Alman polisinin 3 gün önceki operasyonundan kısa bir süre önce (4 ay önce) Mehmet Taşkan’a devretti. Mehmet Taşkan’ın ismi ise yine Frankfurt’ta kurulu bir başka şirkette üst düzey yöneticiler arasında geçiyordu. Bu firma Türkiye’de gazete sayfalarına sıkça konu olan turizm şirketi Santour’du. masıyla ortaya çıktığını açıklamıştı. Daha sonra bakanlığa bağlı Ankara Gemisi’nin Santour’a ihalesiz olarak kiralandığı da gazete sutünlarına yansıdı. Taşkan, Santour Genel Müdürü Mehmet Koç’un yardımcılığını yapıyordu. Koç, Binali Yıldırım’la bakan olmadan önce şirketleri adına Almanya’da temaslarda bulunuyordu. SancakSantour ilişkisi Binali Yıldırım’ın eskiden genel müdürlüğünü yaptığı Sancak Line ile Santour’un ilişkisi firmanın kendi internet sitesinde hâlâ şu cümlelerle anlatılıyor: “Santour GmBH, 1999 yılında, turizmde faaliyet göstermek üzere Frankfurt’ta kuruldu. Kuruluşundan kısa bir süre sonra İtalyaTürkiye arasında faaliyet gösteren Sancak Line firmasının Avrupa genel bilet satış acenteliğini aldı. Santour GmBH’nın planlı ve verimli çalışmaları sayesinde; Sancak Line 2000 yılı yaz sezonunda, yeni kurulmasına rağmen, bu hatta faaliyet gösteren firmalar arasında yolcu ve araç taşımacılığında, gemi doluluk oranı olarak birinci sıraya yerleşmiştir. 2005 yılı sezonunda Sancak Line’a ait yenilenen Sancak 1 gemisi ile sezona çok iyi hazırlanan Santour, ‘Tatil Gemide Başlar’ sloganı ile yoluna devam etmektedir...” Meclis soruşturması İzmir Milletvekili Oğuz Oyan ve 76 arkadaşı, “oğlu ve kızının sahibi olduğu denizcilik şirketiyle ticari ilişkileri bulunan ve daha önce görev yaptığı bir denizcilik şirketine ayrıcalıklar ve kolaylıklar sağlayarak görevini kötüye kullandığı iddiasıyla” Ulaştırma Bakanı Yıldırım hakkında Meclis soruşturması açılması istemiyle önerge vermişti. 200 bin Avro borç AKP hükümeti kurulduktan kısa bir süre sonra Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın, aldığı geminin finansmanında kullanmak üzere Almanya’da kurulu Santour adlı firmadan 200 bin Avro borç aldığı basına yansımıştı. Erkan Yıldırım bu rakamı yolcu biletinin peşin satın alın Patlamada öldü Mersin’de canlı bomba MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’de PKK üyesi olduğu tahmin edilen bir kişi, bomba hazırlarken meydana gelen patlamada yaşamını yitirdi. Diyarbakırlı olduğu belirlenen bu kişinin canlı bomba eylemleri yapacağı belirtildi. Olay, merkeze bağlı Kuyuluk beldesine 2 kilometre uzaklıktaki Çevlik köyü Karakütük mevkiinde meydana geldi. Tahir Laçin, ormanlık arazideki bir bahçe evinin avlusunda plastik patlayıcının düzeneğini hazırlarken elindeki bomba infilak etti. Ölen Laçin’in terör örgütü PKK üyesi olduğu iddia edildi. Çevlik Köyü Muhtarı Veli Yılmaz, “Olay köyün dışındaki bir evde meydana gelmiş. Ölen kişiyi tanımıyoruz. Jandarmaya ifademizi verdik” dedi. Polis ve jandarma olayın ardından geniş çaplı soruşturma başlatırken ölen şahsın Mersin’de bombalı eylem hazırlığı yaptığı ileri sürüldü. Bölgedeki araştırmalar sonunda bir patlamamış bomba ve bir miktar A4 patlayıcı bulunduğu öğrenildi. Bitlis’te şehit olan Başçavuş Nadir İpek, Elazığ’da toprağa verildi. İpek’in eşi ve çocukları mezarı başında gözyaşı döktü. (Fotoğraflar: AA) Şu aşamada daha ileri tanımlamalar yapmak istemiyoruz. AKP, tek parti iktidarından çok tek parti devleti anlayışını benimsemesinin karşılığını görüyor. Bu aşamadan sonra Anayasa Mahkemesi, AKP’nin özlemi doğrultusunda karar verse bile, Köşk’e çıkacak kişi Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı tanımından çok, AKP’nin cumhurbaşkanı damgasını hak edecek. Geçen hafta ortasına kadar CHP dahil muhalefet partilerinin hiçbiriyle muhatap olmayan, küçümseyen, “Millet sizi reddetti” diyecek kadar dışlamaya girişen AKP yöneticilerinin dün genel kurula bir milletvekili fazla sokmak için harcadıkları çaba iyi bir demokrasi dersiydi. ??? AKP’nin dünkü çırpınışlarını satır başlarıyla irdeleyelim... ANAVATAN’ın Genel Başkanı Erkan Mumcu iki yılı aşkın süredir şunu söylüyordu: “Gelin anayasayı birlikte değiştirelim. Size her türlü desteği vereceğiz...” AKP bu önerileri dikkate almadı. Erdoğan, değil Mumcu’yu dinlemek, genel kurullarda görmeye dahi katlanamıyordu. Dün ne görelim; AKP müthiş bir paket hazırlamış. İçinde ANAVATAN ne istiyorsa var! Gazeteciler soruyor: “Son dakikada bu nereden çıktı?” AKP’liler pişkin: “Daha önce 9 paket çıkarmadık mı, bu da 10. işte!” Bunun kesmeyeceği anlaşılınca Erdoğan bizzat sahneye çıktı. Saat 12.00’de basın toplantısı düzenledi. O da ne; milletvekillerinin Meclis’e girme, Meclis’in saygınlığını yükseltme sorumluluğu meğer ne kadar önemliymiş! Erdoğan’ın çırpınışı saat 15.00’teki ilk turda 367 milletvekilinin genel kurul salonuna girmeyeceğinin anlaşıldığını ortaya koyuyordu. AKP’nin hukuki açıdan tartışmalı konulara bakışı genellikle şudur: “Hukuk ne derse desin, biz böyle düşünüyoruz...” Başlangıçta 367’ye de böyle baktılar. Zamanla dünkü noktaya geldiler! Burada yeri gelmişken Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nu selamlamazsak, insan haklarına aykırı davranmış oluruz. Kanadoğlu’nun çabaları hukuki ve hakikiydi! ??? Cumhurbaşkanlığı seçimi merkez sağda yeni bir hareketlenmenin de başlangıcını oluşturdu. DYP ve ANAVATAN’ın liderlerinin ortak tutum takınması genel seçimlerde de birleşme ya da seçime ortak girme gibi değişik formüllerin yaşama geçirilebileceğini gösteriyordu. Sağda AKP’nin karşısına MHP dışında bir seçeneğin daha çıkması hesapları değiştirebilir. Bu konuda tonlarca senaryo var. Meclis’te dünün en önemli sürprizi neydi sorusuna 10’a yakın yanıt verilebilir ama, bize göre DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan’dı. Günlerce Meclis’e girilmemesi gerektiğini söyleyip dün kararını değiştirmesi, üstelik de kürsüye çıkıp aslanlar gibi AKP’yi savunması, milletvekillerine yönelik “karakter” tartışmalarına güzel bir katkı oldu. Dünün sözü neydi diye sorarsanız; bize göre Mumcu’nun basın toplantısını bitirirken kullandığı tümceydi: “AKP’ye devlet emanet edilmez!” Cumhurbaşkanlığı seçimiyle daha da öne çıkan bir başka durum da borsanın gidişiydi. Kimi kanallar, Meclis’teki her adımdan sonra İMKB’ye bağlanıp sordular: “Son adım borsayı indirdi mi çıkardı mı?” Çıkardıysa Meclis’teki adım doğru, indirdiyse yanlış! Artık şöyle bir kavramı da ortaya atıp enine boyuna tartışmak gerek: Finansiyaset! Sonuç olarak, AKP her bakımdan uzatmaları oynamaktadır! ankcum?cumhuriyet.com.tr Teröre bir şehit daha Yurt Haberler Servisi Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada er Şeyhmus Öncül (24) şehit oldu. Jandarma Komutanlığı ekiplerinin Ağrı Dağı eteğinde başlattığı operasyonlar sırasında, terör örgütü PKK üyeleriyle sağlanan sıcak temas sonucu çıkan çatışmada Mardin nüfusuna kayıtlı Jandarma Komando er Öncül şehit oldu. Öncül’ün cenazesinin Trabzon Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, Ağrı Dağı eteğindeki operasyonların geniş kapsamlı şekilde sürdürüldüğü bildirildi. Bitlis merkeze bağlı Çeltikli kırsalında terör örgütü PKK üyelerince, araziye döşenen mayına basarak önceki gün şehit olan Başçavuş Nadir İpek’in (36) düzenlenen törenle Elazığ’da toprağa verildi. Elazığ’daki törende bazı kişiler DTP il binasına yürümük istedi, polisin müdahalesiyle kısa süreli arbede yaşanırken grup DTP il binası önünden uzaklaştırıldı. Törene katılan şehit başçavuş İpek’in eşi Tuba ve babası Mustafa’nın, törende gözyaşlarını tutamadıkları gözlendi. Şehit başçavuşun kızları Ecem (6) ile Eylül (3) de törene getirildi. Çanakkale’de görev dönüşü geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Jandarma Astsubay Başçavuş Halil İbrahim Akkoyun da Konya’nın Beyşehir ilçesinde toprağa verildi. Kutan: Miting gerginlik yarattı ? İstanbul Haber Servisi Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, 14 Nisan günü Ankara Tandoğan’da gerçekleştirilen “Cumhuriyet Mitingi”nin Cumhurbaşkanlığı sürecinde gerginliğe yol açtığını savundu. AKP uygulamalarının halk tarafından tasvip edilmediğine dikkat çeken Kutan, “Türkiye’de işsizlik azaldı diyorlar. İşsizlerin oranı söylendiğinin aksine yüzde 17’lerde. Eğitimli işsizlik oranı da yüzde 20’lerde. Her eğitimli 5 kişiden biri işsiz. Çalışmalarımızda buna da ağırlık vereceğiz” dedi. 5 kişiye hayat verecek ? İstanbul Haber Servisi Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı teşhisiyle kaldırıldığı, Trakya Üniversitesi (T.Ü.) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşen Eyüp Soyder’in (46) organları beş kişiye hayat verecek. Soyder’in böbrekleri, karaciğeri, kalbi ve korneası İstanbul’da nakil bekleyen hastalara takılacak. Edirne İl Özel İdaresi ve Edirne Sivil Savunma Müdürlüğü aramakurtarma ekibinde görevli olarak çalışan Soyder, 23 Nisan tarihinde baş ağrısı ve bilinç kaybıyla T.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılmış, ardından dün beyin ölümü gerçekleşmişti. Kâtibin El Kadı davası ? İstanbul Haber Servisi Malvarlığı dondurulan ve Türkiye’ye giriş çıkış yasağı konulan Suudi işadamı Yasin el Kadı adına sahte belge düzenlediği öne sürülen noter başkâtibi Sibel Sevim ile diğer sanık beraat etti. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen kararda, Sevim’in kendisini El Kadı olarak tanıtan ve pasaportu ile müracaat eden şahsın noterlikçe yapılması zorunlu bulunan imza örneğini aldığını kaydetti. Üye hâkim Özdemir Akon ise Sevim’in beraatı yönündeki karara muhalif kalarak sanığın cezalandırılması gerektiği görüşünü belirtti. Kartal Süleyman Demirel Lisesi müdürü, öğrencilere dini içerikli broşür dağıttı Lisede irtica propagandası MEHLİKA AKGÜN Kartal Süleyman Demirel Lisesi Müdürü Hamdi Özkan’ın, Kutlu Doğum Haftası’nı bahane ederek öğrencilere “Seni çok özledim ya Resulallah/Kainatın Efendisi’ne Bir Çocuğun Yüreğinden Dökülen Satırlar” başlıklı broşürler dağıttığı ortaya çıktı. Daha önce de “erkek öğrenciler ile kız öğrencilerin ayrı merdiven kullanması” gibi uygulamalar yaptığı iddia edilen Özkan’ın, broşürü veli ve öğretmenlerden gelen tepkiler üzerine dağıtmaktan vazgeçtiği belirtildi. Özkan, “...Namaz kılmak için mescidi nebeviye koştururduk. Ya Resulallah, sana benzeyen bir yanım daha var” ifadeleriyle dikkat çeken broşürü, “üzerinde durulmayacak bir konu” olarak nitelendirdi. “Kainatın efendisine bir çocuğun yüreğinden dökülen satırlar” başlığıyla okul müdürü Özkan’ın öğrencilere dağıttığı broşürde, Medine’de çalışan babasının ölmesinin ardından Allah ve peygamber sevgisi üzerine bir kompozisyon yazarak birinci olduğu iddia edilen Muhammed Nebi Doğanay adlı çocuğun mektubuna yer veriliyor. Dinci yayınları ile tanınan Tereke Yayınevi tarafından hazırlanan broşürde çocuklara İslami kurallara göre yaşamaları öğütleniyor. Broşürde Allah ve peygamber sevgisini “onlara ulaşmak/ölüm” temasıyla işleyen çocuğun, “Çocuklar evde sıkılınca babaları parka, eğlence yerlerine götürsün isterler. Biz babamızdan hiç parka götürmesini istemedik. Bilir bilmez babamızın yanında namaz kılardık...” ifadeleri dikkat çekiyor. “Ders sırasında okul müdürünün sınıf başkanlarını çağırdığı söylendi. Çocuklar, müdür beyin yanından geldiğinde ellerindeki broşürleri arkadaşlarına dağıtmaya başladılar. Milli güvenlik dersinin işlendiği sınıfın dışındaki her sınıfa broşürler dağıtılmış. Broşürün içeriğini fark eden öğretmenlerimizden bazıları broşürleri çocukların ellerinden almışlar. Müdür bey sınıf başkanlarına broşürleri verirken ‘Bunları arkadaşlarınıza dağıtın, derste soru soracağım’ demiş. Bunun üzerine okul müdürüne, ‘Böyle bir broşürün yasal olmadığını ve dağıtılamayacağını’ söyledik. Kendisine neden böyle bir broşür dağıttığını sorduğumuzda ise broşürde yer alan mektubun, Kutlu Doğum Haftası’nda kompozisyon dersinde birinci olan bir çocuk tarafından yazıldığını, mektubu çok beğendiğini ve öğrencilerin de okumasını istediğini söyledi. Ancak olaya öğretmenlerden ve velilerden tepki gelince müdür bey geri adım attı.” 1. KOŞU: F: Kangallı (3), P: Eyyubi (1), PP: Akmert (4), S: Simge (2). 2. KOŞU: F: Yekdane (5), P: Barak (7), PP: Önderkız (9), S: Gözüpek (3). 3. KOŞU: F: Angelo (1), P: Çelik Yürek (7), PP: Sabin (2), S: Ekrem Baba (9). 4. KOŞU: F: Ersoyhan (6), P: Oksar (2), PP: Leventhan (1), S: Metinkaya (4). 5. KOŞU: F: Win River Win (6), P: Moon Khan (2), PP: Tantalis (5), S: Son Of Sun (4). 6. KOŞU: F: Sevdakar (5), P: Yağmurbatur (2), PP: Zello (8), S: Hüsnügül (4). 7. KOŞU: F: Abjora (8), P: Aynalı (9), PP: Sartre (6), ALTILI GANYAN S: Ogasava5 1 6 6 5 8 ra (4). 7 7 2 9 Günün İki9 5 6 lisi: 6. Koşu: 3 4 5/2. 4 2 Çifte Bahis: 3. Çifte: 6/5. 6 12 ‘Büyük Yalan’ belgeseli ? İstanbul Haber Servisi Ses Oyuncuları Tiyatrosu, Ermeni soykırımı iddialarına yanıt vermek amacıyla “Büyük Yalan” adlı bir belgesel film çekti. 6 ay boyunca 50 uzmanın araştırmaları sonucu ortaya çıkan belgeselde, Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey’in idam edilmesi kalabalık bir oyuncu ekibi tarafından Yıldız Sarayı bahçesinde döneme uygun bir şekilde canlandırıldı. Belgeselde akademisyen, asker ve aydınların görüşlerine de yer verildi. Mephisto’da şairlerin günü ? Haber Merkezi Beyoğlu Mephisto Kitabevi’nde bugün düzenlenen söyleşi ve imza gününde, Yeşim Ağaoğlu, Onur Behramoğlu, Kadir Aydemir ve Şeref Bilsel, okurlarıyla buluşuyor. Saat 15.00’te başlayacak olan söyleşide şiir sanatı üzerine konuşulacak ve şairler Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan şiir kitaplarını okurları için imzalayacaklar. Ayrıntılı bilgi www.yitikulke.com adresinden edinilebilir. Öğretmenler: Broşür yasal değil Yayınevinin “www.tereke.org” adresli internet sitesinde de dinci yayınlar yapılıyor. Okul Müdürü Özkan’ın ders sırasında sınıf başkanlarını çağırdığını ve onlara, sınıf arkadaşlarına dağıtılması için broşür verdiğini belirten öğretmenler, olayı şöyle anlatıyor: CUMHURİYET 15 K