Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 NİSAN 2007 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Rusya’nın eski devlet başkanı 1999 sonundan itibaren siyaset sahnesinden çekilmişti ‘...Soysuzlar Bilsinler ki!’ Resimde, Türk halkının büyük kurtarıcısı Mustafa Kemal 23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM’nin açılışında dua ederken görülüyor. tarikat liderinin dizi dibinde! Neredeyse önünde secdeye kapanacak. Belki de kapanmıştır. Belki de elini öpüp alnına götürerek hayır duasını da almıştır. Resim, Erdoğan’ın, Ata’sının mı yoksa Hikmetyar’ın mı izinde olduğunu kanıtlıyor. Ne dersiniz, Atatürk kimleri tanımlamış? Atatürk, Türkiye’nin başbakanının bu resmini görseydi acaba ne yapardı? Halkımız, 2002’de iktidara getirdiği bu kişilerle bugün ektiğini biçiyor. Önce Trabzon’da Santa Maria Katolik Kilisesi papazı Andreas Santoro’yu 16 yaşındaki O.A. öldürdü. Sonra Agos Gazetesi Sahibi Ermeni vatandaşımız Malatya doğumlu Hrant Dink’i Trabzon’dan giden 17 yaşındaki O. S. öldürdü. Daha sonra Mehmet Ali Ağca’nın ye Santoro’nun katili O.A. şerdiği Malatya’da Hıristiyanlık kitapları basan ve yayan Alman vatandaşı Protestan Tilmann Geske ve Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçen Necati Aydın ve Uğur Yüksel vahşice bıçaklanarak öldürüldüler. 1920 yaşındaki Emre Günay Dink’in katili O.S. dın, Hamit Çeker, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Salih Güler’in adları zanlı olarak açıklandı. Bir yabancı tarikat liderinin dizi dibinde boy gösteren ülkenin başbakanı ve 11. cumhurbaşkanı adayı Türkçemizin benEmre Günaydın. zetmesiyle“vur” deyince bu gençler de “öldürmüşler”di. Erdoğan, Afgan atasının dizinden ayrılmazsa, gençlerin de böyle bir atanın izinden gitmelerinden başka ne beklenir ki? Y eltsin’in kalbi dayanamadı ? 76 yaşında hayatını kaybeden Yeltsin, iktidarda olduğu sürece Sovyetler Birliği’nin her açıdan yıkılmasına ve komünistlerin etkisinin kırılmasına çabaladı. MOSKOVA (Cumhuriyet) Kremlin’den dün akşamüstü yapılan kısa açıklamayla, Rusya’nın eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in “beklenmedik biçimde” öldüğü duyuruldu. Daha sonra bazı doktorlarının açıklamalarına dayanılarak Yeltsin’in “muhtemelen kalp yetmezliği” nedeniyle yaşamını yitirdiği bildirildi. 76 yaşındaki Yeltsin, 29 Mayıs 1990’dan 31 Aralık 1999’a kadar Rusya’nın başındaydı. 1991 ve 1996’daki başkanlık seçimlerini kazanan Yeltsin 1999’un son günü istifa ederek görevi Vladimir Putin’e devretmişti. Zaman zaman sağlık sorunları yaşayan Yeltsin, Rusya’nın eski lideri Boris Yeltsin renkli kişiliğiyle tanınıyordu. (Fotoğraf: AFP) 1996’da ciddi bir kalp ameliyatı geçirmiş, alkol bağımlılığıyla gündeme gelmişti. Yeltsin’in ölümüyle ilgili tıbbi raporun yakında açıklanması bekleniyor. (SBKP) girdi. Zamanla parti içinde yükselerek 1981’de SBKP Merkez Komitesi’ne seçildi. Moskova Parti Komitesi’nin başına getirildi. 29 Mayıs 1990’da Rusya Sovyet Sosyalist Federatif Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti’nin başına geldi. Temmuz 1990’da partiden ayrıldı. 12 Haziran 1991’de Rusya Sovyet Sosyalist Federatif Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı olarak seçildi. Aynı yılın sonunda SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov’un kesin olarak devrilmesi için Ukrayna ve Belarus liderleri Leonid Kravçuk ve Stanislav Şuşkiyeviç’le birlikte bir açıklama yaparak SSCB’nin dağıldığını ilan etti. Yeltsin, 1991 ve 1996’daki başkanlık seçimlerini kazanarak 1999’un sonuna kadar Rusya Federasyonu’nun lideri olarak kaldı. Kamuoyu desteği yüzde 2’ye kadar düşen Yeltsin, 1999’un son günü, yılbaşı konuşmasında istifa ederek görevi Putin’e devretti. İktidarda olduğu sürece Sovyetler Birliği’nin her açıdan yıkılmasına ve komünistlerin etkisinin kırılmasına çabalayan Yeltsin, Batı ile zaman zaman gergin polemikler yaşasa da, iktidarı boyunca Rusya’nın dış politikasını büyük ölçüde Batı’nın isteklerine göre şekillendirdi. Çeçen savaşını başlatmasından, alkollüyken çıkardığı olaylara kadar birçok nedenle kamuoyu ve medyanın tepkisini çeken Yeltsin’in ciddi sağlık sorunları vardı. Eski komünist liderlerdendi 1 Şubat 1931 Sverdlovsk doğumlu Yeltsin, inşaat mühendisiydi. 30 yaşında Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne Bu törenden üç yıl sonra büyük kurtarıcı, halkın yönetimi olan Cumhuriyet’i ilan etti. 1. Cumhurbaşkanı Ata’nın o günlerdeki şu sözlerini anımsayalım: “Bizi yanlış yola sevk eden soysuzlar bilsinler ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz. Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülüklerden gelmiştir.” Atatürk iki yıl sonra da şöyle konuşacaktır: “Baylar ve ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” Şimdi de şu fotoğrafa bakalım: Bu resimde Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, Afganistan “Hizbul İslami Hareketi’nin” başı Gülbeddin Hikmetyar’ın dizi dibinde görülüyor. Kapatılan Refah Partisi’nin İl Erdoğan, atasının Başkanı Erdodizinin dibinde. ğan, bir Afgan SarkozyRoyal düellosu İktidar Fransa’nın yeni cumhurbaşkanının belirlenmesinde ilk turda liberal Bayrou ve aşırı sağcı Le Pen’e oy verenlerin kararı etkili olacak UĞUR HÜKÜM Y ELTSİN hırsı HAKAN AKSAY Hizbullah’ın Cinayet Stratejisi Değişti Türkiye’de laiklik karşıtı cinayetlerde biçimsel bir değişiklik var. Eskiden Türkiye’de laiklik savunucuları, örneğin Prof. Muammer Aksoy, Prof. Bahriye Üçok, Prof. Cavit Orhan Tütengil, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Turan Dursun, Necip Hablemitoğlu öldürülüyordu. Şimdi, Türk vatandaşı Hıristiyanlar ya da Türkiye’deki İtalyan, Alman Hıristiyanlar öldürülüyor. Hizbullah dünyasında önemli bir strateji değişikliği gözleniyor. Amaç Türkiye’yi, Türkleri; Batılıların, AB’nin, Hıristiyanların, Yahudilerin gözünde küçük düşürmek. Batı’dan, Batılılardan, AB’den uzak tutup kendi karanlık dünyalarına çekmek. Son cinayetlerin ortak paydası bu! “Cumhuriyet”in 14 yıl önce yayımladığı “3. Binyıl” dizisinde Nobel Ödüllü (adını şu anda anımsayamadığım) bir yazar Hitler’in Almanya’da yükselişini özetle şöyle yansıtmıştı: “Naziler; önce Çingeneleri, eşcinselleri topladılar. Kimse ses çıkarmadı. Sonra Yahudileri toplamaya başladıklarında aldıran olmadı... Ardından solcular toplandığında aydınlar yine seyrettiler. Sıra aydınlara geldiğinde, yine kimse parmağını kıpırdatmadı. Sıra bana geldiğinde, çevremde yardım isteyeceğim kimse kalmamıştı...” Türk halkı bu tehlikenin farkına vardı! Son stratejinin “soysuz sahiplerine” en güzel yanıtı 14 Nisan’da Tandoğan’da verdi. Sıranın kendilerine gelmesini beklemediler. Şimdi önemli olan aynı tepkinin azimle sürdürülmesidir. PARİS Fransa’da önceki gün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzü gülen taraflar, geleneksel sağın adayı Nicolas Sarkozy ile sosyalist aday Segolene Royal olurken gözler 6 Mayıs’ta gerçekleştirilecek ikinci tura çevrildi. Ülkenin yeni cumhurbaşkanını belirleyecek ikinci turun sonucunu, ilk turda 3. ve 4. sırada yer alan liberal François Bayrou ve aşırı milliyetçi JeanMarie Le Pen’in “seçmenlerine kime oy verecekleri yolunda yapacakları tavsiyenin belirleyeceği” yorumu yapılıyor. Fransa’da 6 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağın adayı Sarkozy ile sosyalist aday Royal yarışacak. Yoğun bir kampanya sürecine giren iki siyasetçi, 2 Mayıs’ta televizyonda karşı karşıya gelerek kozlarını kamuoyu önünde paylaşacaklar. rac ile birlikte ikinci tura kalmıştı. Bu kez seçime katılımın yüksek olmasının, Fransızların benzer bir olayı yaşamak istememesinden kaynaklandığı yorumları yapılıyor. Fransa’nın varoşlarında da 2005’te bu bölgelerde yaşanan isyan hareketi ve şiddet olayları sırasında isyancıları “sokak serserisi” ve “toplumun yüz karası” olarak nitelendiren Sarkozy’ye tepki olarak seçime katılımın arttığı gözlendi. ‘Demokrasi uyandı’ Sivil toplum örgütleri ve ülkenin önde gelen aydınlarının seçim öncesinde düzenledikleri kampanyalar da katılımın artmasına neden oldu. Bu kampanyalarla özellikle banliyölerde genç nüfus seçmen kütüklerine yazılmaya teşvik edildi. Seçmen kütüklerine yazılanların sayısı 2005’e göre 2006 sonunda yaklaşık ARKOZY ‘ZAFER 1.8 milyon arttı. Fransız Le SARHOŞU’ 6 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçimlerde Monde gazetesi, geçmiş seçimlerde katılımların Sarkozy’nin Royal’e göre genellikle çok düşük olduşansının daha çok olduğu ğuna işaret ederek “Franyorumları yapılıyor. İlk turda sa’da demokrasinin birinci olan Sarkozy, uyandığını” yazdı. yandaşlarının kutlamalarını Sarkozy, ilk turda birinkabul ederken adeta “zafer ci olmasının ardından yaptığı açıklamada, Fransarhoşuydu”. (Fotoğraflar: sa’nın iki farklı politika REUTERS / AP) arasında gerçek bir tartışrou’nun da merkez solun oylarını aldığı mayı tercih ettiğini savundu. Royal ise belirtiliyor. “Fransa’nın değişimi konusunda, seçmenlerin bugün kendisine önemli bir 1965’ten bu yana en yüksek katılım sorumluluk verdiğini’’söyledi. Siyasi gözlemciler, “kapalı kapılar” arSeçimlerinin ilk turunda, Paris’in “sorunlu” banliyölerinde yaşayan seçmenler, ağır dından, Bayrou ve Le Pen’in, ikinci turlıklı olarak Sosyalist Royal’e oy verdi. da kimin desteklenmesi konusunda “paFransız Le Parisien gazetesi, genelde göç zarlıklar” yapacakları yorumunu yapımen, siyah ve Müslüman azınlığın yaşa yorlar. Yenilgisinden medyayı sorumlu dığı banliyölerde Royal’e desteğin yüzde tutan Le Pen, 2. turda kimi destekleyece40’a çıktığını yazdı. Fransa’da banliyö olay ğini 1 Mayıs’ta açıklayacağını söyledi. İlk turun ardından düzenlenen bir anlarının başladığı dönemde İçişleri Bakanı olan Sarkozy’nin göçmenlere yönelik sert kete göre Sarkozy, ikinci turda Royal kartavırları yüzünden bu bölgelerden destek şısında rahat bir biçimde üstünlük sağlayarak Chirac’tan sonra Elysee Sarayı’nın alamadığı belirtiliyor. Fransa’da önceki gün yapılan seçimler yeni sahibi olacak. Ankete göre Sarkozy ülkede 1965’ten bu yana görülen en yük ikinci turda oyların yüzde 54’ünü, Royal sek katılıma sahne oldu.Yetkililer, yakla ise yüzde 46’sını alacak. Seçimlerin ilk tuşık 44.5 milyon Fransız seçmenden yüz runa katılan üç solcu aday Royal’i destekde 84.6’sının sandık başına gittiğini açık leyeceklerini açıklamıştı. Royal dışında seladı. 2002’deki seçimde Fransızların san çime katılan 6 solcu adayın toplam oyu yakdığa ilgisiz kalması yüzünden aşırı sağcı laşık yüzde 10. Sağcı Bayrou ve Le Pen’in aday Le Pen sürpriz şekilde Jacques Chi oy toplamı ise yüzde 30’a yakın. S Oy oranları Fransa İçişleri Bakanlığı, 12 adayın katıldığı ilk tur seçimlerin kesin resmi sonuçlarını dün açıkladı. Buna göre Halk Çoğunluğu İçin Birlik (UMP) lideri Sarkozy yüzde 31.18, Sosyalist Parti adayı Royal ise yüzde 25.87 oy aldı. Fransa Demokrasi İçin Birlik adayı François Bayrou yüzde 18.57, aşırı sağcı Milli Cephe Partisi lideri JeanMarie Le Pen yüzde 10.44, Devrimci Komünist Ligi adayı Olivier Besancenot yüzde 4.08, Komünist Parti adayı MarieGeorge Buffet yüzde 1.93, Troçkist Çalışanlar Partisi adayı Gerard Schivardi yüzde 0.34, Sol Alternatif Küreselleşme Hareketi lideri Jose Bove yüzde 1.32, Yeşiller’in adayı Dominique Voynet yüzde 1.57, aşırı sağcı Fransa İçin Hareket Partisi adayı Philippe de Villiers yüzde 2.23, muhafazakâr sağ avcı ve balıkçıların adayı Frederic Nihous yüzde 1.15, İşçi Mücadelesi Partisi adayı Arlette Laguiller yüzde 1.33 oranında oy kazandı. Seçimlerde sol ve aşırı sağın oy yitirdiği dikkat çekti. Sarkozy kampanya boyunca sürdürdüğü milliyetçi söylemlerle aşırı sağın oylarını kazandı. Solun, 2002 seçimlerine göre yaklaşık yüzde 5 destek kaybettiği ilk turda liberal aday Bay Sürpriz Bir Kukla mı? değil, halkın değil nasıl bir demokGenelkurmay Başkanı konuştu. rasi ise “tek seçici” Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı konuştu. 14 Ni“sürpriz adayı” bir kukla mı yoksa san’da Tandoğan’da halk konuştu. anayasamızın 103. maddesinde önErdoğan, aldırmadı. 11. Cumhurgörülen Cumhurbaşkanının şu anbaşkanı adayı olmayı sürdürdü. dını yerine getirecek bir kişi mi olaNe olduysa Almanya Başbakanı cak: Angela Merkel ile görüşmesinden “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devlesonra oldu, Erdoğan birden ağız tin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın değiştirdi. ve milletin bölünmez bütünlüğünü, “Sürpriz aday!” dedi. “Halkı şoke milletin kayıtsız ve şartsız egemenedecek bir adaydan” söz etti. Anlaliğini koruyacağıma, şılan Erdoğan, Meranayasaya, hukukun kel’den yalnızca üstünlüğüne, deYÖK Yasası’nı demokrasiye, Atatürk ğiştirecek tasarıya ilke ve inkılaplarına destek aramakla ve laik Cumhuriyet kalmamış, kendinin ilkesine bağlı kalacumhurbaşkanlığı cağıma, milletin huadaylığı konusunda zur ve refahı, milli AB’nin güçlü dödayanışma ve adanem başkanı Merlet anlayışı içinde kel’in de nabzını herkesin insan hakyoklamıştı. larından ve temel Anlaşılan Merkel, Sürpriz adaylar. hürriyetlerinden yaErdoğan’a kırmızı rarlanması ülküsünden ayrılmayaışık yakmıştı. Kuklalar tahtadan, alcağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan çıdan, bezden yapılır. Parmaklarla, ve şerefini korumak, yüceltmek ve elle, sopalarla ya da eldiven gibi giüzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yeyilerek oynatılır. Perde arkasına gizrine getirmek için bütün gücümle lenen kuklacı, izleyiciye görünmez, çalışacağıma büyük Türk milleti ve parmakları ile ya da ipleri çekerek tarih huzurunda, namusum ve kuklayı oynatır. şerefim üzerine ant içerim.” Bakalım; AKP’nin değil, TBMM’nin ABD’nin füze savunma kalkanına Moskova’dan olumlu yanıt yok Gates Rusya’yı ikna edemedi Dış Haberler Servisi ABD tarafından Doğu Avrupa’ya kurulması planlanan füze savunma kalkanıyla ilgili Rusya’nın endişelerini gidermek için Moskova’ya giden ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Rus yetkililerden olumlu yanıt alamadı. Moskova’da Savunma Bakanı Anatoli Serdyukov ile görüşen Gates, ABD’nin “füze savunma faaliyetlerinin her alanında Rusya’yla işbirliği olanaklarını değerlendirmeye hazır olduğunu” ve iki ülke arasındaki askeri ilişkileri geliştirmek istediklerini ifade etti. Serdyukov ise Rusya’nın bu konudaki tutumunun değişmediğini ve füze savunma sisteminin “bölgesel ve küresel güvenliği ciddi biçimde etkileyen istikrarsızlaştırıcı bir faktör” olduğunu söyledi. ‘Gerilim yaratıyor’ ABD ile ilişkilerin genel olarak iyi olduğunu belirten Rus bakan, buna karşın füze savunma sistemi başta olmak üzere “bazı konuların büyük Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 gerilimler yarattığını” kaydetti. Gates, Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de bir araya geldi. Füze savunma sisteminin İran ve Kuzey Kore gibi devletlere karşı bir önlem olduğunu öne süren ABD, bu kapsamda Polonya’ya on adet savunma füzesi, Çek Cumhuriyeti’ne ise radar sistemi kurmak istiyor. MOSKOVA Boris Yeltsin büyük bir enerji, irade, kararlılık, cesaret ve sezgi gücüne sahipti. Ancak bütün bu üstün yetenekleri, sanki aşağıdan yukarı doğru daralan koca bir ağın tepesinde yer alan tek bir düğüme bağlanmıştı: İktidar hırsına!.. Mihail Gorbaçov’un kararıyla uygulamaya konulan demokratikleşme sürecinde, her gün Yeltsin’in bir başka eylemi tartışılıyordu. Bir gün halkla birlikte troleybüse binmişti... Onun sarhoşken Moskova Nehri’ne düştüğü, din özgürlüğünü savunuyor görünmesine karşın Sverdlovsk’ta liderken dindarlara yaptığı eziyetleri vs, hep “partinin gerici kanadı olan Yegor Ligaçev ekibinin yalanları” olarak algılanıyordu... Neden sonra “Acaba onu bir Afrika ülkesine büyükelçi olarak sürgüne mi gönderseydim?” diyerek pişmanlık duyguları yaşayan Gorbaçov’un hoşgörüsünün, halkın artan sempatisinin ve şansının da yardımıyla kısa sürede yükseldi. Ağustos 1991’de, Gorbaçov’un ve ona karşı darbe yapmaya kalkanların karşılıklı beceriksizlikleri ortamında, büyük bir cesaretle tankın üzerine çıkarak gerçek bir lider oldu. Hem Gorbaçov’a duyduğu nefret ve iktidar arzusu yüzünden, hem de Sovyetler Birliği’nin başına geçme ihtimalini zayıf gördüğünden dolayı, koca devleti bir solukta dağıttı; kalan en büyük parçanın kendisinin olacağını iyi biliyordu. Zaten iktidara hâkim olmasına bakmadan, aceleyle eski liderin Kremlin’deki eşyalarını kapının önüne savurması önemli bir ahlaki işaretti. 1996’da kalp ameliyatına girerken zorunlu olarak Başbakan Viktor Çernomırdin’e devrettiği “nükleer çanta”yı uyanır uyanmaz, henüz tam olarak kendine gelmeden geri istedi. Çünkü o çanta “iktidar” idi. Parlamentoya özgürlük tanıyan yasaları çıkarırken de, 1993 Ekim’inde parlamento binasını bombalatırken de; Rusya Federasyonu’nu oluşturan özerk cumhuriyet ve bölgelere “Yutabildiğiniz kadar özgürlük alın” derken de, 1994’te yüz binlerce insanın kaderini kanla yazacak olan Çeçen savaşını başlatırken de düşündüğü tek bir şey vardı: İktidarını güçlendirmek! Anlamakta zorlandığı konu, bütün iktidarların sonu olduğuydu. Tıpkı bütün hırsların ve bütün yaşamların sonu olduğu gibi... CUMHURİYET 10 K