28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2007 CUMARTESİ 6 HABERLER Milli Eğitim Bakanı Öztoprak, Malta Toplantısı’na ülkesi adına değil ‘gözlemci’ olarak katılacak KKTC’ de bir skandal daha BAHADIR SELİM DİLEK CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Ne mi Yazar? Birinden “bu adam” (ya da, ne bileyim, “bu kadın”) diye söz etmek yakışık alır mı? Küçümseme, aşağılama, hor görme, hatta hakaret anlamlarına gelir mi? Diyeceksiniz ki, kişiye, duruma, yerine, niyete göre değişir… Söz gelimi, “Bu adamda iş var” derseniz, anlam olumludur… “Bu adamda iş yok” dediğinizde ise anlam tersine döner; “bu adam” sözü de olumsuz bir vurgu kazanır… Bir süre önce adamın biri Atatürk’ten (fotoğraflarını, anıtlarını eleştirerek ve yabancı bir kuruluşun sözcülüğünü yaparak) “bu adam” diye söz ettiğinde ağzının payını almış, söylediği sözü yalayıp yutmak zorunda kalmıştı. Bir ulusun kurucusundan, hiçbir biçimde “bu adam” diye söz edilemez. Son günlerde “bu adam” yakıştırmasına, fakat bu kez günümüzün iktidar sahiplerine yönelik olarak, medyada, köşe yazılarında sıkça rastlanır oldu… Fakat bu kez bu nitelemeyi kimsenin yadırgadığına tanık olmadım… Hatta tam tamına, yerli yerine oturan bir niteleme oldu… Çünkü siz siyaset sözlüğüne “Ananı da al git”, “Şeyini şey ettiğimin şeyi” türünden deyimler kazandırarak devletin tepesindeki konuşma düzeyini yerin dibine indirmeyi başarmış birileriyseniz, sizlerden “bu adam” diye söz edilmesi çok doğal karşılanacak ve hatta hafif bile kalacaktır… “Bu adam”lardan başka türlü söz edilmesine olanak kalmamıştır çünkü… ??? Günümüzün Türkiye başbakanı siyaset terminolojisini yeni bir deyimle daha zenginleştirdi: “Ne yazar!” Bu deyimi gençlik yıllarımızda, arkadaş konuşmalarında kullandığımızı anımsıyorum… Kökenini, kaynağını araştırmadım, merak da etmiyorum… Yerinde kullanıldığında, bir boş vermişlik, umursamazlık, ne çıkar, sat anasını vb. anlamlarını içeren argo bir deyimdir… Ama yerinde kullanıldığında… Sokak konuşmalarında, arkadaş arasında… Buna karşılık, bizde de, başka ülkelerde de, yüksek siyaset düzeyinde “Ne yazar!” deyimine ya da bir benzerine rastladığımı anımsamıyorum, rastlanabileceğini de sanmam… Sonrasındaki “musalla taşı” edebiyatı, bir büyük tasavvuf erbabından işitilebilecek kırattaki sözler ise bir başka inceleme konusu… Fakat benim kafam yine de “Ne yazar!”a takılmış durumda… ??? Günümüz Türkiye Başbakanı Cumhurbaşkanlığı makamını ele geçiremezse “ne yazar” bilmiyorum… Fakat eğer alnına bu makama da çıkmak yazılmışsa, gelecekte bugünleri yorumlayacak olan tarih bakın ne yazar: “Bir imparatorluğun yıkıntılarından, dâhi bir komutan, büyük bir siyaset ve düşünce adamının önderliğinde çağdaş bir Cumhuriyet kurmayı başaran Türkiye, varlığını yaklaşık olarak yüz yıl kadar sürdürebildi… Sonra, uzak ve yakın tarihinin en büyük, en planlı, en örgütlü, en dış destekli gericilik hareketi karşısında daha fazla direnemeyerek yıkıldı… Bu yıkılış birdenbire olmadı. Önce eğitim gericileştirildi. Modern Türkiye’nin kurucusu, ‘bu adam’ diye küçümsenmeye başlandı, ardından da düşünceleriyle, aydınlanmacı, devrimci kimliğiyle alay edildi. Daha sonra adı tarih kitaplarından da çıkarıldı, anıtları yıkılarak ve fotoğrafları asıldıkları yerlerden indirilerek yerlerine yerli ve yabancı mollaların, tarikat şeyhlerinin, ‘ulema’nın, gericiliğin önderlerinin anıtları dikilip fotoğrafları asıldı… Ülkenin Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet tarihi sil baştan edilerek gericilerin amaçları doğrultusunda yeniden yazıldı… Bu arada ülke toprakları parsellenip satıldı. Ekonomi tümüyle dış güçlerin buyruğuna verildi. Daha sonra, son direnme noktaları olan yargı kurumları, büyük çoğunluğu ile üniversiteler ve ordu da yavaş yavaş aşındırılarak son birkaç darbeyle yere serildi. Bu parçalanıp yok olma sürecinde, çağdaşlıktan yana olması gereken sivil toplum kuruluşları; liberal, sosyal demokrat ve sol siyaset; aymazlıktan, birbiriyle didişmekten, küçük çıkar hesaplarından ve akıl tutulmasından kurtulup ortak bir güç oluşturmayı, toplumun çağdaşlıktan yana büyük çoğunluğunu, halkın yükselen kitlesel tepkisini örgütlemeyi başaramayarak kendi sonlarını da hazırlamış oldular. Yurtseverliği, bağımsızlık duygusunu, emperyalizm karşıtlığını, bir ulusun var olması için temel oluşturan bu değerleri; modası geçmiş kavramlar ve daha da kötüsü, ırkçılık, şoven ‘milliyetçilik’ olarak görüp gösteren birtakım ‘demokrat’, ‘liberal’ ve hatta ne yazık ki ‘sol’ kisveli bazı kişiler ve çevreler ise, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkılışının tarihinde, bilinçli ya da bilinçsiz işbirlikçiler olarak yerlerini aldılar…” ??? Gelecekteki tarih işte aynen böyle yazar… Yanılıyor muyum? Çok mu kötümser bir tablo çizdim? Dilerim öyledir… ANKARA İktidardaki CTP’nin şehitler gününde yaptığı kongresinde yaşanan kriz ve Bayrak Radyo Televizyonu’nun (BRT), Türk askerini işgalci, Türk Mukavemet Teşkilatı’nı (TMT) da çete gibi gösteren Duvarımız belgeselini yayımlamasından sonra KKTC’de de bu kez de “AB’nin Malta Toplantısı” skandalı patlak verdi. Cumhuriyet’e ulaşan bilgilere göre, AB üyesi ülkelerin öğretmenler sendikaları ile eğitim bakanlarının 28 Mayıs tarihinde Malta’da yapılacak olan ve KKTC’den “Kıbrıs Cumhuriyeti” şemsiyesi altında iki öğretmen sendikasının yer aldığı toplantıya KKTC’nin Milli Eğitim Bakanı Canan Öztoprak, “gözlemci!” sıfatıyla katılmayı kabul etti. Yaklaşık 1 ay önce Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı’nın, uzun görüşmeler ve diplomatik mücadele sonucu kendisini Rum Kızılhaç Derneği ile aynı statüde, üstelik Atina’da yapılan bir toplantıya davet ettirmiş olmasına karşın KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’nın “KKTC’nin müstakil bir devlet olarak kabul edilmesine” ilişkin ısrarcı olmaması dikkat çekti. KIZILAY’IN GÖZDEN KAÇAN BAŞARISI Bütün bu gelişmeler yaşanırken Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı’nın, uluslararası arenada kendisini Rumlar ile eşit statüde kabul ettirebilme başarısı gözlerden kaçtı. Merkezi Cenevre’de bulunan, Kızılay/Kızılhaç Dernekleri Federasyonu’na (IFRC) bağlı Akdeniz Ülkeleri Kızılay/Kızılhaç Dernekleri 10’uncu Konferansı 2731 Mart 2007 tarihleri arasında, Yunanistan’ın başkenti Atina’da Yunan Kızılhaçı’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Hazırlık komitesi, diğer Akdeniz Kızılay/Kızılhaç derneklerinin yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği’ni de konferansa gözlemci statüsünde davet etti. Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı, konferansa katılacağı yanıtını verdi. Ancak daha sonra hazırlık komitesinden gelen ikinci mektupta, Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği’nin konferansta “Kıbrıs Delegasyonu” adı altında Kıbrıs Rum Kızılhaçı’yla birlikte yer almasını önerdi. Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği olarak ikinci mektuba, Kıbrıs Delegasyonu sıfatıyla konferansa katılımın mümkün olmadığı, Kıbrıs Adası’nda iki devlet ve iki ayrı ülke bulunduğunu belirten yanıt verildi. Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği’nin hazırlık komitesi, uzun süren diplomasi trafiği sonrası, iki derneğin birbirinden bağımsız ve misafir statüsünde konferansa katılmasını kabul etmek zorunda kaldı. Öztoprak’ın gözlemci olarak bu toplantıda bulunmayı kabul etmesi, toplantıya katılacak olan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTOES) ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın (KTÖS), Avrupa Eğitim Sendikaları Konfederasyonu’nun belgelerinde Kıbrıs Cumhuriyeti adına kayıtlı olmaları nedeniyle, KKTC Milli Eğitim Bakanı da “Kıbrıs Cumhuriyeti” içindeki Türk azınlığın eği timden sorumlu yetkilisi konumuna indirgenecek. AB’nin toplantısı... AB, Avrupa Eğitim Sendikaları Konfederasyonu’nun Eğitim Komitesi (ETUCE), bir süreden bu yana yürütmekte olduğu “Sosyal Diyalog” projesi kapsamında, 28 Mayıs tarihinde Malta’da, üye ve aday ülkelerin eğitim sendikaları başkanları ile eğitim bakan larının katılacağı bir toplantı düzenledi. Rumların AB’ye tam üye olmasından önce “Kıbrıs Cumhuriyeti” şemsiyesi altında söz konusu konfederasyona katılmış olan KTOES ile KTÖS de toplantıya davet edildi. ETUCE’nin, kayıtlara göre halen Rumlardan üç, Türklerden iki sendika, konfederasyonun üyesi olarak bulunuyor. Kriz de işte bu noktada çıktı. ETUCE, proje kapsamında hem sendika başkanlarını hem de eğitim bakanlarını davet edince, bakan olarak Türk sendikalarını hangi bakanın temsil edeceği sorunu ortaya çıktı. İlk aşamada Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden (GKRY) Milli Eğitim Bakanı Pefkios Yeoryiades davet edildi. KKTC Milli Eğitim Bakanı Öztoprak görmezden gelindi. Yapılan biri dizi temas sonucunda Öztoprak’ın, KKTC Eğitim Bakanı olarak değil, ancak Kıbrıs Türk toplumunun eğitimden sorumlu kurumunun başındaki yetkili olarak toplantıya “gözlemci” statüsünde davet edilmesi görüşü ağırlık kazandı. Avrupa İşçi Sendikası Eğitim Komitesi’nin üç gün önce Brüksel’de yaptığı ön toplantıda, Rumlar Malta’daki konferansa Öztoprak’ın “gözlemci” sıfatıyla bile katılmasına karşı çıktı. ETUCE’nin 21 Mayıs tarihinde taraflar arasında bir uzlaşma toplantısı önerisine de Rumlar yine “hayır” yanıtını verdi. Ancak Avrupa Eğitim Sendikaları Konfederasyonu’nun önceki gün yapılan toplantısında, Başkan Ronnie Smith, Malta toplantısına Öztoprak’ın “gözlemci” olarak katılması konusunda ısrarcı oldu. Rumların bütün itirazlarına karşın Smith’in önerisi kabul edildi. SABAH’TA DEPREM Yüksek Denetleme Kurulu, Ulaştırma Bakanlığı’nın uygulamasını usulsüz buldu: Altaylı ve Barlas istifa etti İstanbul Haber Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) 1 Nisan tarihinde el koyduğu Sabah gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’ün baskısına dayanamayarak istifa etti. Gazetenin başyazarı Mehmet Barlas da istifasını sundu. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, el konulmasının ardından Sabah gazetesinin yayın politikasına müdahale etmeyecekleri yönündeki açıklamalarına karşın gazedeki köşe yazarlarına müdahale edince yönetimden istifalar geldi. Ertürk, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Altaylı, Medya Grup Başkanı Yavuz Onursal, yazar Hıncal Uluç’un da aralarında bulunduğu yöneticilerle önceki gün toplantı yaptı. Toplantının ardından yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendiren Altaylı, “Ertürk, Yılmaz Özdil ile Ergun Babahan’ın işlerine son vermemi istedi. Ben de uygulamanın yanlış olacağını anlattım. Ancak bunun üzerine Ertürk, görevden almaları ‘benim istediğimi’ söylersin diyerek diretti. Ertürk ayrıca Özdil’in yerine Emre Aköz’ün 3. sayfada yazmasını istedi. Bütün bunlara karşı çıkarak görevimden ayrıldım” dedi. Gelişmeler üzerine Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas da görevinden ayrıldı. Ertürk, Sabah gazetesine el konulmasının ardından yayın politikasına müdahale etmeyeceklerini açıklamıştı. TCDD ihalesi yasaya aykırı MURAT KIŞLALI AKP hükümetinin AKM’yi yıkma ısrarı sivil toplum örgütlerinin tepkisine neden oluyor. AKM için proje yok AKP hükümetinin, yıkmak istediği AKM’nin yerine yapılacak bina için hiçbir hazırlığı olmadığı ortaya çıktı ARDAGÜL YILDIZ ANKARA Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), Ulaştırma Bakanlığı’nın verdiği usulsüz yetkiyle Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) açtığı 204 adet taşınmazın satışı ihalesinin anayasaya aykırı olduğunu bildirdi. YDK “ihalenin dayanağı olan 5335 sayılı Torba Yasa’nın yeniden düzenlenmesini” istedi. TCDD’nin anayasaya, yasaya ve yönetmeliğe aykırı ihalesine Başbakanlık YDK de karşı çıktı. YDK’nin 2006 sonu itibarıyla hazırladığı “Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Özelleştirme Fonu 2005 Yılı Raporu”nda “5335 sayılı Kanun’un 32. maddesinde düzenlenen ‘TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü mülkiyetindeki işletmecilik fazlası taşınmazların satış veya devrine TCDD Yönetim Kurulu yetkilidir’ hükmünün anayasanın 47. maddesi karşısında tereddüt uyandırması ve 4046 sayılı (Özelleştirme) Kanun’un dışında diğer kanunlarda yapılan özelleştirme uygulamalarına göre de farklılık göstermesi nedeniyle yeniden düzenlenmesi” istendi. Cumhurbaşkanı geri göndermişti YDK raporunda 5335 sayılı Yasa’nın 32. maddesindeki düzenleme ile 4046 sayılı Yasa kapsamında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na (ÖİB) ait olan özelleştirme yetkisinin, TCDD taşınmazlarının satışında TCDD yönetim kuruluna bırakıldığı belirtilerek, diğer benzer yasa hükümlerinin aksine, bu maddede 4046 sayılı Yasa’ya herhangi bir atıfta bulunulmadığı, bunun da Cumhurbaşkanı tarafından önceden yasa geri gönderme gerekçesi olarak kullanıldığı anımsatıldı. Raporda “Anayasanın 47. maddesinin 3. fıkrasında ‘Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği’ öngörülmüş olmasına karşılık değer tespit komisyonunun oluşumu ve değerleme yöntemleri, ihale komisyonunun oluşumu ve çalışma esasları hususunda herhangi bir düzenleme yapılmaması, 4046 sayılı Kanun kapsamında yürütülmesi gereken özelleştirme işlemleri ile ilgili aynı kanunla getirilen iki farklı uygulama olarak ortaya çıkmaktadır” denildi. EDİTORYAL ÇALIŞMA DURDU Nokta, yayınına ara verdi İstanbul Haber Servisi Haftalık haber dergisi Nokta’nın yayınına bir hafta ara verildi. Darbe iddiaları ve andıç haberleriyle gündeme gelen Nokta dergisi 13 Nisan günü polis tarafından basılmıştı. Derginin 26 Nisan’da yayımlanacak 26. sayısına ilişkin editoryal çalışmayı durdurduklarını belirten Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün bugün açıklama yapacağı öğrenildi. Baskın sonrasında önceki gün “Sözde Değil Özde, Demokrasiye Kadar Aynen Devam” başlığıyla çıkan Nokta Dergisi’nin sahibi Ayhan Durgun’un dün, dergiyi kapatma kararı aldığı haberi ajanslara düştü. Ancak daha sonra dergi yöneticileri, derginin kapatılmasının söz konusu olmadığını sadece yayına bir hafta ara verildiğini açıkladılar. Yöneticiler yaptıkları açıklamada, Nokta’nın kapatılmasıyla ilgili Ayhan Durgun’un kararını beklediklerini ifade ettiler. Nokta Dergisi Yazıişleri Müdürü Haşim Akman, “Hangi gerekçeyle olursa olsun, dergi yayına devam edecek mi, etmeyecek mi bu belli değil. Biz de bu durumun bizde yarattığı tedirginliği daha fazla taşıyamayacağımızı düşünerek bu konuda bize net bir şey söyleyene kadar bu sayının hazırlıklarını durdurduk. Patron bize ‘Arkadaşlar, yanlış anlaşıldı, bu dergiyi çıkarmaya devam ediyoruz’ derse biz dergiyi yapmaya devam ederiz” dedi. ANKARA İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yıkılıp yerine yeni bir AKM binasının yapılmasına ilişkin karar Meclis gündeminde bekliyor, ancak yeni bina için proje bile hazırlanmadığı ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, uzun süredir tartışılan AKM’nin yıkım kararıyla ilgili olarak Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Bakan Koç, gelişen teknoloji karşısında mevcut AKM binasının yetersiz kaldığı gerekçesiyle, binayı yıkma kararı aldıklarını dile getirdi. Genel bir ön hazırlık yaptıklarını söyleyen Koç, yapılacak yeni AKM binasının projesinin hazırlanmadığını kaydetti. Yeni AKM binasının “İstanbul’un ruhu”nu yansıtacağını öne süren Bakan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada ‘İstanbul’un ruhu’ söylemine farklı bir yorum da getirilmesin. Eski ve yeniyi kapsayan, İstanbul’u tümüyle yansıtacak bir projeden bahsediyorum. Bazı hatalardan özellikle kaçınacağız. Örneğin Ankara’daki Kocatepe Camisi, betonarme bir taklitten öteye gidemedi. Ankara’ya yazık ettiler. Yeni AKM binasının projesi şu anda oluşturulmuş değil; en kısa zamanda bu konudaki çalışmalarımıza başlayacağız.” Yeni yapılacak binanın projesinin bulunmaması Kültür SanatSen tarafından eleştirildi. Sendikanın Genel Başkanı Kemal Sevgisunar, söz konusu proje için topluma ayrıntılı bilgi verilmesi ve birlikte karar alınması gerektiğine dikkat çekerek “AKM binasının fiziksel koşulları tadilat yoluyla da iyileştirilebilirdi. Kamuoyuna açık bir biçimde, sivil toplum kuruluşlarının da desteğini alarak bir program uygulanmıyor. Yıkım kararına tepki aldıklarında da, düzenlemeyi başka bir parlak projeyle sararak Meclis’ten geçirmeye çalışıyorlar. Erken seçim tartışmaları sürerken ne zaman yıkıp, yerine ne koyacak? Ya yıkıp kaçacaksın ya da önceden planladığın kişilere mi verip gideceksin” dedi. ataolb?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Av. HALİL YAŞAR ÖZMEN’in ANISINA Halil yarın ayın 22’si Yarın toplantımız var Seni de bekliyoruz Lütfen sen de ol aramızda Ama söz ver geleceğim diye bize Çünkü sensiz olmuyor buralar Olsa da güzel olmuyor Halil... DOSTLARIN Av. Sani Yıldırım Av. Mehmet Durakoğlu Av. Kalkay Özaslan Av. Seyit Usta Av. N. Mukadder Özkeleş Av. Sevgi Barutçu Av. Salih Canpolat Av. Vedat Gökçek Av. Murteza Özhan Av. Ali Erdoğan Av. Zeki Gelgör “CUMHURİYET İÇİN” ÇAĞLAYAN MİTİNGİNE Arsa diye liman satmışlardı TCDD’nin yönetmelikte yer almayan bir komisyon ile 29 Mart’ta çıktığı ihale, 12 Nisan’da Eskidji firması tarafından gerçekleştirildi. İhalede, aralarında “Anayasaya göre satışına olanak bulunmayan bir liman, arsa olarak gösterilen bir başka liman, İzmir Alsancak Kordon’da 5 dönümlük bir otel arazisi, İstanbul Maltepe sahilinde 15 dönümlük arazi ve Hatay’da BakuCeyhan hattına komşu 3.5 milyon metrekarelik bir arazi”nin yer aldığı 204 taşınmazın hiçbiri için “muhammen bedel” de belirlenmemişti. AKP uzaklaştırmaya ‘uzak’ CEMİL CİĞERİM ÇAĞRI * TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN, * ÜLKENİN VE ULUSUN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN, * İRTİCAYA, IRKÇI VE DİNCİ FAŞİZME “DUR” DEMEK İÇİN, * CUMHURİYETİMİZİN KAZANIMLARINA VE KURUMLARINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN, * TAM ANLAMINDA DEMOKRATİK LAİK, SOSYAL HUKUK DEVLETİ İÇİN 29 NİSAN 2007 PAZAR GÜNÜ SAAT 13.00’TE ŞİŞLİ / ÇAĞLAYAN MEYDANI’NDA BULUŞALIM. Prof. Dr. Necla Arat, Prof, Dr. Aysel Ekşi, Nevşin Mengü, Nazan Moroğlu, Pervin Öztabağ, Prof. Dr. Türkan Saylan, Prof. Dr. Nur Serter, Aydeniz Tuskan, Gülseven Yaşer SAMSUN Samsun’da Jandarma Alay Komutanlığı’nın, zorla bağış alınması, imara aykırı ruhsat verilmesi başta olmak üzere akaryakıt kaçakçılığı, ihaleye fesat, rüşvet gibi suçlamalarla gerçekleştirdiği operasyonda gözaltına alınan 63 kişiden 35’i serbest bırakıldı. Aralarında AKP İl Başkan Yardımcısı Fikret Kademoğlu, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi (AKP) ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ahmet Bahadır ile Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Kenan Şara’nın da bulunduğu 28 kişinin sorgusu devam ediyor. AKP İl Örgütü’nün önceki gece yaptığı toplantıda, gözaltına alınan AKP’lilerin partiden uzaklaştırılması da gündeme geldi. Ancak İl Başkanı Ali Akyüz’ün öneriye sıcak bakmadığı öğrenildi. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear