28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 9 MART 2007 CUMA HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yalçındağ, Arınç’ın övgülerine düzeltme yaparak yanıt verdi ‘Tehlikenin Farkında mısınız?’ Ben bu kadar çabuk olacağını beklemiyor, her şeyin şu önümüzdeki iki seçimin ardından hızlanacağını öngörüyordum. Türkiye’de rejimin laik niteliğini ortadan kaldırmak isteyenlerin açısından öyle olması, toplumun şu sıralarda tehlikenin farkına vararak uyanmasının önlenmesi açısından daha akıllıca olacaktı. Zaten bu yüzdendir ki, Cumhuriyet’in tehlikeye dikkat çeken başlıkları ve ilanları bu açıdan AKP iktidarını rahatsız etmekteydi. 28 Şubat’ın onuncu yılında, seleflerinin, ağabeylerinin, o süreci harekete geçiren yanlışlarından ders alanların bütün çabası, toplumun tehlikeyi fark etmesini engellemek, mümkün olduğunca geciktirmek yönündeydi. Bu yüzdendir ki, tehlikeye dikkat çeken ilanları, reklamları RTÜK aracılığıyla engellemeye kalkıştılar. O RTÜK ki, dokuz üyesinden altısını AKP’liler seçmişlerdir, o RTÜK ki bir yandan “Tehlikenin farkında mısınız?” diye soran Cumhuriyet’in reklamlarını engellemeye çalışırken öte yandan da kimi dinci programlar konusunda “ulemadan” fetva almaya çalışmaktadır. Oyun ortaya çıkınca, şimdilik tepki doğmasını engellemek üzere geri adım atılması yeğlenmiştir. ??? Ama laik devleti yıkma yolundaki ilerlemelerinden başı dönenler, TBMM’nin 7 Mart günkü oturumuna şapkalı hanımları almamış, onların şapkalarını ve paltolarını çıkarmalarını istemiş, türbanlılara ise gıklarını bile çıkarmamışlardır. Bir konu yanlış anlaşılmasın; TBMM’nin dinleyici localarına neden türbanlı kadınları aldılar yollu bir eleştiri değil amacım. Ama görülüyor ki, “Herkes istediği gibi giyinsin” sloganından (zaten de herkes istediği gibi giyiniyor) yola çıkanların asıl amaçları, herkesi kendi istedikleri kalıba sokmaktır. Kim ne yönde açıklama yaparsa yapsın nasıl güneş balçıkla sıvanmaz ise bu gerçek de gözlerden gizlenemez hale gelmiştir. Bir süredir, AKP Meclis Grubu toplantılarının yapıldığı salonda, Meclis’in mehabetinin (ululuğunun, saygınlığının) yerini en galizinden tribün muhabbetine bıraktığı artık TV ekranlarına da yansıyor. Bindirilmiş, tesettürlü üniforma benzeri kılıklı kadınlı erkekli kalabalıklar, Meclis çatısı altında, tribün tezahüratı yapmaktadırlar. Ve bütün bunları, Çankaya’ya aday olması olası Recep Tayyip Bey keyifle izlemektedir. Bu tezahüratın Tayyip Bey’in bilgisi dışında olduğuna inanabilecek bir Allah’ın kulu var mıdır dersiniz? Her şey büyük bir açıklıkla, herkesin gözü önünde oluyor. ??? Ama çok acele etmeyin, hele 2007 Kasım seçimleri bir geçsin, devletin kuşatılması, en önemli mevzi durumuna gelmiş olan Çankaya’nın da ele geçirilmesiyle tamamlansın, işte o zaman göğüslemek zorunda kalacağız saldırının en yoğununu. Zaten ardındaki sermayenin ekonomik çıkarları ile abluka altına alınmış basının bugünkünden daha da uysal bir çizgiye çekilmesi için, bir yandan patronlara baskı yapılırken bir yandan da, o yayın organlarına ilanreklam verenler sindirilmeye çalışılacaktır. Nasıl Hitler Almanyası’nın Condor Birlikleri’ne bağlı uçaklarının 1937 yılında Guernica kenti üzerindeki sivil halkı bombalarla yıldırma girişimi, 2. Dünya Savaşı’ndaki yıldırma operasyonlarının provası idiyse, şu anda Kanaltürk’e yönelik operasyon da, seçimler sonrası dönemin provasıdır aynı zamanda. Siz asıl o zaman görün kılık kıyafet üzerindeki baskıyı ve RTÜK’ün marifetleri ile yeni yıldırma yasalarını, frekans tahsisindeki oyunları. Şu anda yaşayıp gördüklerimiz, ileride yaşayıp göreceklerimiz yanında bir hiçtir. Bekleyin seçimlerin sonuçlarını, ondan sonra görürsünüz olacakları. Evet ilkin 16 Mayıs’ta 100 yıl geri alınacak saatler, ondan sonra geçmiş zamanın kurşun gibi ağır havasında tıkır tıkır işleyecek dayanılması güç dakikalar. “Tehlikenin farkında mısınız?” TÜSİAD ile Bülent Arınç arasında gergin görüşme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda TBMM’nin iradesinin esas olduğunu ve “Meclis seçerse Başbakan’ın da Köşk’e çıkabileceğini” söyleyen TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın olası adaylığı konusunda ise farklı tavır sergiledi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçındağ ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, Ankara’daki temasları çerçevesinde dün Arınç ile bir araya geldi. Adalet Bakanlığı’ndaki ziyaretin uzaması üzerine görüşmeye 20 dakika geç kalan Yalçındağ’ın moralinin oldukça bozuk olduğu dikkat çekti. Yalçındağ’ın gergin olduğunu gören Arınç, kameraların önünde tokalaşmalarını isteyen gazetecilere, “Öyle ikide bir tokalaşma istemeyin” diyerek tepki gösterdi. Arınç ? TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Yalçındağ ve yönetim kurulu üyeleri, dün TBMM Başkanı Arınç ile bir araya geldi. Arınç, TÜSİAD’ın Cumhurbaşkanlığı konusundaki tavrını övünce, Arzuhan Yalçındağ sözlerine açıklık getirdi: Cumhurbaşkanı tüm kesimler tarafından benimsenmeli demiştik. daha sonra Yalçındağ’a dönerek, “20 dakika gecikme oldu diye üzüldünüz sanırım” dedi. Bir gazetecinin, Bülent Arınç’ın cumhurbaşkanı adayı olması durumunda TÜSİAD’ın nasıl bakacağını sorması üzerine Yalçındağ, “Ben Sayın Arınç’ın Cumhurbaş kanlığı konusunda bir şey söylemek istemiyorum” karşılığını verdi. Ancak bu soru üzerine Arınç yeniden söz alarak, TÜSİAD’ın Cumhurbaşkanlığı ve AB üyeliği konusunda önceki günkü açıklamalarından memnuniyet duyduğunu ifade etti. Arınç, “Sayın Yal çındağ’ın yaptığı son açıklamalarında, TBMM’nin iradesine önem veren ve gerçekte bu seçimin Meclis’te yapılacağını ve Meclis kimi seçerse onun tabiatıyla cumhurbaşkanı seçilmiş olacağını ifade eden düşünceleri, belki malumun ilanıdır ama, TÜSİAD Başkanı tarafından TÜSİAD’ın görüşü olarak tekrar bunu duymayı arzu edenlere iletilmesinde de fayda gördüğümü ifade edeyim” dedi. Arınç’ın bu açıklamaları üzerine tekrar söz alma gereği duyduğunu belirten Yalçındağ, “TÜSİAD olarak, demokrasinin gereği olarak Meclis’in iradesine atıfta bulunduk ama görüşümüz olarak, Cumhurbaşkanlığı’nın tüm kesimler tarafından benimsenen ve kucaklanan bir makam olması gerektiğini de söylemiştik” açıklamasında bulundu. Asker Gözüyle Gazeteciler... Nokta dergisi bu haftaki sayısında Ahmet Şık imzalı ilginç, dikkat çekici, şaşırtıcı ve de çok tartışmalı bir haber yayımladı. Nokta, Türk Silahlı Kuvvetleri gözüyle gazetecilerin değerlendirildiği bir belgeyi gündeme getiriyor. Haberde neredeyse medya dünyasının tamamına ilişkin değerlendirmeler yer alıyor. Genelkurmay Başkanlığı’na ait olduğu söylenen bu belgeleri Nokta yeni bir “Andıç” olarak değerlendiriyor. Nokta dergisindeki bilgilere bakıyorum. “TSK karşıtları”, “TSK yanlıları” şeklinde isim listeleri yayımlanmış. Bu arada yine ilginç isimler de dikkat çekiyor. Örneğin Tuncay Özkan, Cüneyt Arcayürek ve Erol Mütercimler Nokta’nın haberine göre “olumsuz”lar listesinde yer alıyorlar. ??? Nokta dergisinin haberinden bazı satırbaşları... “Genelkurmay Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nce hazırlanıp Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Salih Zeki Çolak’ın onayıyla Genel Kurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’a gönderilen, ‘Akredite Basın ve Yayın Organları Yeniden Değerlendirmesi’ konulu üç sayfalık andıçta önce akreditasyon, Türkçesiyle ‘güvenilirlik’ uygulamasının 1997 yılında başlatıldığı hatırlatılıyor. Devamla da ‘Bazılarının güvenilir olduğu, bazılarının güvenilir olmadığı sonucundan hareketle güvenilir basınyayın kuruluşlarının yer aldığı bir ‘Akreditasyon Listesi’ oluşturulmuştur’ deniliyor.” ??? “Bu yeni anlayışla gözden geçirilerek yeniden düzenlenen andıç, EKA bölümüyle, basınyayın kuruluşlarını, genelden özele bir sistematikle sınıflandırıyor. Burada, grup ve kuruluşların sermaye yapıları ile politik tutumları ve yazar kadrolarına varıncaya kadar meydana gelen değişiklikler anlatılıyor. Medya grubu hakkındaki kanaat belirtildikten sonra, gruba ait basınyayın organlarının (gazete, dergi ve TV kanalı) hal ve gidişi tek tek ele alınıyor.” ??? “26 Kasım 2006 tarihli andıç, EKA’da genel yayın politikalarını ele aldığı bazı yayın kuruluşları hakkında şu sonuçlara varıyor: Radikal gazetesi: Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte, gazetenin TSK karşıtı yazarları Hasan Celal Güzel, Murat Belge, Yıldırım Türker ve Nuray Mert’in TSK’nin basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini, Takvim: Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte, gazetenin TSK karşıtı yazarlarından Nazlı Ilıcak’ın TSK’nin basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini, SKY Türk: Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte, TSK karşıtı gazeteciyazar Nihat Genç’in TSK’nin basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini, Jane’s Defense Weekly dergisi: Derginin akreditasyonunun devamını, Türkiye temsilcisi Lale Sarıibrahimoğlu’nun TSK’nin basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini, News Coorparation (TGRT): Yeni yapılanma süreci nedeniyle bir müddet izlenmesini müteakip akreditasyonunun devamı ya da iptali konusunda karar verilmesini, Haber Türk TV: Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte, kanalda zaman zaman TSK karşıtı görüşlere yer veren gazeteciler Erol Mütercimler ve Ufuk Güldemir’in TSK’nin basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini, Kanaltürk TV: Tuncay Özkan’ın TSK’nin basına açık faaliyetlerine davet edilmemesini ve kanalın bir müddet izlenmesini müteakip akreditasyonunun devamı ya da iptaline karar verilmesini…” ??? “Haklarında olumsuz görüş bildirilen ve ‘Askerin siyasete olan müdahalesine ve askeri harekâtlara karşı oldukları bilinmektedir. Askeri müdahaleleri eleştiren köşe yazıları yazdıkları bilinmektedir’ denilen köşe yazarları şöyle sıralanıyor: Mehmet Ali Birand, Cüneyt Ülsever, Hadi Uluengin, Ece Temelkuran, Çetin Altan, Hasan Cemal, Can Dündar, Nuray Mert, Yıldırım Türker, Murat Belge, Hasan Celal Güzel, Soli Özel, Ergun Babahan, Umur Talu, Mehmet Altan, Engin Ardıç, Faruk Mangırcı, Ömer Lütfi Mete, Oral Çalışlar, Hikmet Çetinkaya, Alican Satılmış, Lale Sarıibrahimoğlu, Derya Sazak, Taha Akyol, Nazlı Ilıcak, Ufuk Güldemir, Şakir Süter, Güngör Mengi, Bilal Çetin, Ruhat Mengi, Okay Gönensin ve Nihat Genç.” “‘TSK yanlısı, olumlu kanaatlere sahip’ diye nitelenen köşe yazarları ise şöyle sıralanıyor: Ertuğrul Özkök, Özdemir İnce, Fatih Çekirge, Bekir Coşkun, Mehmet Y. Yılmaz, Fikret Bila, Melih Aşık, Semih İdiz, Doğan Heper, Güneri Civaoğlu, Nail Güreli, Yasemin Çongar, Güngör Uras, Güler Kazmacı, Yazgülü Aldoğan, Hakan Çelik, Kurtul Altuğ, Saygı Öztürk, Mehmet Türker, Rahmi Turan, Hüseyin Avuç, Ali Öztürk, Fatih Altaylı, Erdal Şafak, Aslı Aydıntaşbaş, Muharrem Sarıkaya, Hakkı Yalçın, İlker Sarıer, Mehmet Çetingüleç, Serdar Turgut, İsmail Küçükkaya, Güler Kömürcü, Ali Saydam, Servet Kabaklı, Sırrı Yüksel Cebeci, Deniz Ülke Arıboğan, Deniz Som, Ali Sirmen, emekli Tümgeneral Doğu Silâhçıoğlu, İlhan Selçuk, Yılmaz Öztuna, Nuri Elibol, Fuat Bol, İsmet Giritli, Taylan Sorgun, Yıldıray Çiçek, Necdet B. Sivaslı, Ali Öncü, Orhan Karataş, Sadi Somuncuoğlu, Hayri Köklü, Altemur Kılıç, Yavuz Selim Demirağ, Altan Öymen, Behiç Kılıç.” Nokta dergisinin haberinde daha birçok ilginç ayrıntı yer alıyor. Bunlar gerçekten Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşleri ve saptamaları mı? asirmen?cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET 04 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear