25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MART 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye’de ‘gizli işsizler’ ve umutsuzluktan ‘iş aramayanlar’la birlikte 5.5 milyon kişi çalışmıyor 7 İşsizlik günden güne artıyor MEHLİKA AKGÜN Türkiye’de gizli işsizler ve iş aramayanlarla birlikte 5 milyon 400 bin işsiz olduğunu belirten yetkililer, günlük uygulanan politikalar ve uzun vadede işsizliğin önlenmesine yönelik yapılanmaların olmaması nedeniyle işsizliğin günden güne arttığı görüşünde birleşti. Türkiye İşveren Sendikaları Konferderasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, iş aramayanların sayısının giderek artttığını belirterek “Her yıl çalışabilir nüfus 1 milyon kişi civarında artıyor, isgücü piyasasına 600 bin genç giriyor. 2000 yılında ortalama yüzde 13.1 seviyesinde olan genç işsizlik oranı, 2006’da 18.7’ye yükseldi. Bugün gerçek işsizlik yüzde 29 düzeyinde” dedi. Kentsel kesimde eksik istihdamla birlikte atıl işgücü oranının yüzde 24.6’ya çıktığını dile getiren Kudatgobilik, “Her 4 gençten biri atıl durumda. Özellikle yükseköğrenim mezunu gençler arasında işsizlik T Ü R K İ Y E ’ D E ‘ A T A L E T O R A N I ’ ECD’nin kendisine üye olan 27 ülkede her yıl yenileyerek yaptığı “Factbook” adlı istatistik dokümanında 1519 yaş arasındaki okula gitmeyen ve çalışmayan gençlerin oranı (atalet oranı) yer alıyor. Buna göre Türkiye’de kızlar yüzde 44.3; erkekler ise yüzde 22.6 ile atalet oranında başı çekiyor. OECD ülkelerinde ise bu oran kızlarda yüzde O 8.2, erkeklerde 8.1 durumunda. Türkiye’den sonra atalet oranının en yüksek olduğu ülke ise kızlarda yüzde 27.8, erkeklerde ise 8.1 ile Meksika. Atalet oranının en az görüldüğü ülke olan Lüksemburg’da ise bu oran kızlarda yüzde 2.0, erkeklerde de yüzde 2.4 durumunda bulunuyor. yışlar içine girdiklerini anlatan Doç. Dr. Savcı, “Son 5 yılda yüksek lisansa veya doktoraya kayıt yaptıran öğrenci sayısında yüzde 50’nin üzerinde artış oldu. Bu eğilim ‘Ben işsiz değilim, kendimi geliştirmeye çalışıyorum’ düşüncesini yansıtmakta. Bu düşünce gençlerin, işsizliğin olumsuz etkilerine karşı kendilerini savunma stratejisi olarak karşımıza çıkıyor” dedi. İşgücü piyasasında kadına yönelik ayrımcılığın olduğunu söyleyen Doç. Dr. Savcı, “Kadının yeri evidir” dü yüzde 31.1 ile çok yaygın. Her üç eğitimliden biri işsiz” verilerini kaydetti. Kutatgobilik, Türkiye’deki 1519 yaş arasındaki okula gitmeyen ve çalışmayan gençlerin oranının kızlarda yüzde 44.3, erkeklerde ise yüzde 22.6 olduğunu da belirtti. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden Doç. Dr. İlkay Savcı, Türkiye’de sağlıklı bir işgücü planlaması yapılmadığını belirterek “Gençlerde mezuniyet sonra sı nitelikli iş beklentisi ortaya çıkıyor ve gençler yüksek statülü, iyi ücretli işler istiyor. Ancak işverenler ise daha makul ücretle ve daha az vasıflı elemanlarla işlerini yürütüyor. Dolayısıyla eğitim sistemi de işgücü piyasasının taleplerini karşılamakta yetersiz kalıyor” diye konuştu. Üniversite mezunlarının istihdam edilebilme şanslarını artırmak amacıyla sahip oldukları vasıf düzeyini geliştirmek için bir yandan yüksek lisans yapma diğer yandan da aktif işgücü programlarına katılma gibi ara şüncesinin hâlâ toplumda yaygın olduğunu ifade etti. İşsizlik sorununu çözmek için yapısal ve uzun vadeli yönelimlere ihtiyaç olduğunu belirten Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Akay: “Bu durum, değişen dünyanın yeni ihtiyaçlarını takip ederek düşünülmeli. ‘Hangi ihtiyaçlara bugün nasıl cevap verilmeli’ sorusunu sormadan, eski ve bildik laflarla ilerlemek mümkün değildir” diye konuştu. Bugün gençlere “Gidin iş arayın” demenin anlamlı olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ali Akay, “Üniversite mezunlarının bile işsiz olduğu düşündüğünde sokağa ait satıcılık, otoparkçılık gibi işler yapılıyor ve geçici arayışlarda takılıp kalınıyor. Ortaya çıkan bu durum Tükiye’nin eğitim modelinin yanlışlığından kaynaklanıyor. Bu sonuçlar, kalifiye eğitim vermektense ideolojik bir eğitime yönlenen bir eğitim sisteminin açmazlarını ve çıkmazlarını gösteriyor” görüşünü kaydetti. İngiliz heyeti İstanbul’da ? İstanbul Haber Servisi İngiltereTürkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Robert Laxton ve beraberindeki heyet, Dolmabahçe Sarayı’nı gezdi. TBMM’nin konuğu olarak Türkiye’de bulunan Laxton ve beraberindeki heyet, 1 saatlik ziyaret süresince çok sayıda fotoğraf çekti. Laxton ve beraberindeki heyet, özellikle Atatürk’ün çalışma odası, vefat ettiği oda ve banyosunun olduğu bölüme büyük ilgi gösterdi. SHP’den Büyükerşen’e ziyaret ? ESKİŞEHİR (AA) SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci ile Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş ve beraberindeki heyet Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i ziyaret etti. SHP heyetinin nezaket ziyaretinde bulunduğunu ifade eden Büyükerşen, gazetecilere hitaben, “Ziyaretin altında buzağı aramayın’’ dedi. Yapılan araştırmaların solun birleşmesi halinde Türkiye’de pek çok şeyin değişeceğini gösterdiğini belirten Büyükerşen, “Birleşmenin B’sini kıvırabilsek, arkasından İ’si, noktası ve virgülü gelecek. Bazılarında sol duyu yok. Sol duyuyu yaratmak lazım’’ dedi. Kaçakçılık önergesine ret ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Abdülkadir Ateş, 40 milyar dolarlık kaçakçılığın olduğu gümrüklerde 18 başmüdürlüğün 14’ünün vekâletle yönetildiğine dikkat çekti. TBMM Danışma Kurulu’nun toplanamaması nedeniyle CHP, grup önerisini genel kurula getirdi. Öneri lehinde konuşan Ateş, Türkiye’nin uyuşturucu madde kaçakçılığının geçiş noktasında olduğunu, ancak kaçak miktarının yalnızca yüzde 40’ının yakalandığını ifade etti. Araştırma önergelerinin görüşülmesi önerisi reddedildi. İÜ’DE SKANDAL SORUŞTURMA Katledilen gazeteci Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, cenaze töreninde yaptığı konuşmayla milyonları ‘karanlığı sorgulamaya’ çağırmıştı. REKTÖR SEÇİMİ Yurtdışındaki öğrenci Beyazıt’ta ‘teşhis edildi’ BURAK ALİÇAVUŞOĞLU Bayer bu kez listede İstanbul Haber Servisi Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde 2003 yılında yapılan rektörlük seçimlerine en çok oyu almasına karşın dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz tarafından Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen listede yer almayan Prof. Dr. Mehmet Teyfik Bayer, 16 Şubat’ta gerçekleştirilen seçimlerde tekrar aday oldu ve bu kez Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen listeye girdi. YÖK, Dumlupınar Üniversitesi’nde 2003 yılında yapılan seçimlerde birinci olan Prof. Dr. Bayer’e Çankaya’ya gönderilecek listede yer vermemişti. Bayer’in yerine 1. sıraya, YÖK tarafından görevden alınan Prof. Dr. İsmail Hakkı Düğer’in yerine vekil olarak atanan Prof. Dr. Güner Önce koyulmuş ve rektör olarak atanmıştı. 16 Şubat 2007’de üniversitede tekrar yapılan rektörlük seçimlerine Bayer yeniden adaylığını koydu. Seçimlerin sonunda Çankaya’ya sunulacak listede birinci sırada 141 oy alan Rektör Prof. Dr. Önce, ikinci sırada 49 oy ile Prof. Dr. Göktay Ediz ve üçüncü sırada 48 oy alan Bayer yer aldı. Şemdinli duruşması 2 Mayıs’ta ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Şemdinli olayları davasının temyiz süreciyle ilgili “görev” tartışmalarına Yargıtay 9. Ceza Dairesi son noktayı koydu. Daire, davanın temyiz incelemesini yapmakla görevli olduğu sonucuna vardı ve 2 Mayıs 2007 tarihine duruşma günü verdi. Dosyanın gittiği Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanıklara yüklenen suç nedeniyle görevsizlik kararı vermişti. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi’nde okuyan Günay Dağ, yurtdışında bulunduğu sırada, karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgaya karıştığı iddiasıyla üniversite yönetimi tarafından okuldan atıldı. Dağ’ın olayın yaşandığı tarihte Yunanistan’da bulunduğunu pasaportuyla kanıtlamasına karşın üniversite yönetimi kararını değiştiremedi. İÜ Eğitim Fakültesi’nde kameralar önünde gerçekleşen olay, “Zoom özelliği olan kameralarımızla öğrencilerin nefes alıp verişlerini bile takip edebiliyoruz” şeklinde demeç veren İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak’ın kamera sisteminin “keyfiliğini’’ de ortaya çıkardı. İÜ Eğitim Fakültesi önünde 14 Aralık 2006’da karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada 5 öğrenci yaralandı. Olaya karışmakla suçlanan İÜ Hukuk Fakültesi öğrencisi Günay Dağ ise olay gününden bir gün önce 13 Aralık’ta Avrupa Sosyal Forumu’na katılmak için Yunanistan’a gitti. Yaşanan olaydan 1 hafta sonra Türkiye’ye geri dönen Dağ, hiç beklemediği bir suçlamayla karşı karşıya kaldı. Polis tutanakları ve ülkücü öğrencilerin ifadeleri yaşanan olayların asıl faili ve grubu yönlendiren kişinin Dağ olduğu yönündeydi. Pasaportuyla olaya karışmadığını kanıtlayacağını düşününen Günay Dağ ise üniversite yönetiminin verdiği “Okuldan atılmıştır” kararıyla şaşkınlık yaşadı. Erdoğan için suç duyurusu ? BURSA (Cumhuriyet) Bursa’nın İnegöl ilçesinde yaşayan bazı şehit yakınları ve gaziler, Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a “Sayın’’ şeklinde hitap ettiği için suç duyurusunda bulundular. Kaplan, Çınar, Koca ve Çakmak aileleri şikâyet dilekçelerini İnegöl Cumhuriyet Savcılığı’na verdi. ‘Unutmak suç ortağı olmaktır’ Dink’in öldürülmesinden sonra BÜ öğrencileri tarafından oluşturulan “Karanlığı Sorguluyoruz İnisiyatifi”, 20 güne yakın sürecek etkinlikler dizisi düzenliyor İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) öğrencileri tarafından oluşturulan “Karanlığı Sorguluyoruz İnisiyatifi”, 20 güne yakın sürecek etkinlikler dizisi düzenliyor. “Unutarak suç ortağı olmayı reddediyor, hep birlikte karanlığı sorgulamaya davet ediyoruz” diyen BÜ’lü öğrencilerin yapacağı panel, gösterim, söyleşi ve dinletiler ücretsiz olacak. Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’in “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz” sözünden yola çıkan Karanlığı Sorguluyoruz İnisiyatifi’nce hazırlanan basın açıklamasında, “Biz gündelik uğraşlarımıza dalıp gitmiş, hayatla cebelleşirken bu ülkede sayısız katliam yaşandı, sayısız cinayet işlendi. Kayıplar bazen bir anlığına silkindirdi bizi, isyan ettirdi. Hafızamızın gerilerine attıklarımızı tarihe gömmek, unutmak istediklerimizi çağrıştırdı. Her yeni cinayet diğerini gölgeledi, karanlıkta bıraktı. Sonra gene olağan hayatlarımıza döndük” deniliyor. Açıklamada, şu ifadelere yer veriliyor: “Artık sormak zorundayız; bu ülkede azınlık durumuna düşmek, devletin bin bir ayrımcı siyasetine maruz kalmak, farklı bir dilde, dinde, adda olduğun için değişik şekillerde ötekileştirilmek ne demek... 301. maddeyle ilgili ya da Türklük tanımını reforme etmeye çalışan tartışmalara sıkıştırılmaktan usandık. 301. maddenin kalkması bir yana artık ırkçılığa ceza getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz; olup bitenlerin basitçe Türklük tanımını yeniden kuran tartışmalara sıkıştırılmasından bıktık. Türklüğe hakareti cezalandırıp Kürtlüğe, Ermeniliğe ve diğer bütün halklara hakareti serbest bırakan bir anayasa istemiyoruz. Bizler farkındayız ki bunları sorgulamadan, kuşağımıza dayatılmış olan kimliksizliğimiz, suskunluğumuz ve kayıtsızlığımızla yüzleşemeyeceğiz. Bu ülkede artık çoğunluk değil, azınlık olmak istiyoruz. Bugüne kadar yaptıklarımızın yanında, yapmadıklarımızı düşünmek, unutmak istediklerimize kulak vermek istiyoruz. Konuşanların değil, dilini yitirenlerin yanında olmak istiyoruz.” 6 Nisan’a dek sürecek etkinlik programının ayrıntıları için www.karanligisorguluyoruz.org adresi ziyaret edilebilir. Fidan dağıtımında izdiham ? KONYA (AA) Konya Büyükşehir Belediyesi’nce 150 bin ücretsiz fidan dağıtılması amacıyla düzenlenen törende, fidan alabilmek için kamyonların önüne akın eden yurttaşlar izdihama neden oldu. Fidan almak isteyen iki kadın arasında kavga çıktı. Sinir krizi geçiren bir kadına sağlık görevlileri müdahale etti. Iraklı 2 sanatçı gözaltına alındı ? İstanbul Haber Servisi İHD, Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarına katılmak için gelen Iraklı sanatçılar Şivan Eli Mihemmed ve Tula Mehdi Eziz’in Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındığını duyurdu. Açıklamada, sanatçıların durumuna ilişkin bilgi verilmediği kaydedildi. ‘Polis yönledirme yaptı’ Polis tarafından, yaşanan kavganın asıl faili ve grubu yönlendiren kişiymiş gibi gösterildiğini belirten Dağ, “Olay gününde Yunanistan’da olduğumu devletin verdiği pasaportla kanıtladım. Buna karşın okul yönetimi bu belgeyi ciddiye almadı ve beni okuldan attı. Atılma kararına itiraz ederek idari mahkemeye başvurdum. İdare mahkemesi bu konuyla ilgili İÜ yönetiminden savunma yapmasını istedi” diye konuştu. Kavgada yaralanan ülkücü öğrencilerin polisin yönlendirmesiyle ifade verdiğini savunan Dağ, “Ülkücü 5 öğrencinin hepsi de beni gördüklerini söylemişler. Açıkça görülüyor ki polis, öğrenciler adına ifade yazmış. Onlar da bu ifadeleri beğenmiş ve imzalamışlar. Haksız yere suçlandım. Polisler de benim orada olmadığımı gayet iyi biliyorlardı” dedi. İÜ’nün bütün fakültelerine binlerce dolar harcanarak MOBESE denen ve zoom özelliği bulunan kameralar yerleştirildiğini de anımsatan Dağ, sözlerine şöyle devam etti: “İÜ Öğrenci Kültür Merkezi’nde görevde bulunan birkaç kişi kamera görüntülerinde beni gördüklerini iddia ettiler. Görüntüleri ben de izlemek istedim. Fakat bana izletemeyeceklerini, davada kanıt olarak kullanacaklarını söylediler. Ben Türkiye’de bulunmadığımı savcılığa kanıtladım. Okul yönetimi, polisler ve ülkücü öğrenciler hakkında dava açacağım. Yalan tutanaklarla eğitim hakkım gasp edildi.” Kabaş’ın Doğan Kitap’tan çıkan çalışmasında zirveye ulaşan 41 kadının öyküsü yer alıyor ‘İpek dokulu başarılar’ SEÇİL TÜRESAY Hrant Dink’in davaları sürüyor ? İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden iki ay geçti ancak davaları devam ediyor. Dink’in gazetenin 21 Temmuz 2006 tarihli sayısında yayımlanan “301’e karşı imza” başlıklı yazısında Türklüğü aşağıladığı gerekçesiyle yargılandığı davanın duruşmasının tarihi değiştirildi. Dink ile gazetenin Sorumlu Müdürü Arat Dink’in sanık olduğu davanın yarın yapılacak olan ilk duruşması 14 Haziran’a ertelendi. Gazeteci Sedef Kabaş, Duygu Asena’nın “kadının adı olmadığını” vurguladığı Türkiye’de adını duyurmayı başarmış 41 kadınla yaptığı söyleşileri bir kitapta topladı. Kabaş’ın, kadınların ipek gibi, hem narin hem de dayanıklı olduğu öngörüsünden yola çıkarak “41 Kadın 41 Öykü: İpek Dokulu Başarılar” adını verdiği kitap, “Portreler ve Sesli Düşünenler” programındaki konukları arasından seçtiği 40 başarılı ismin ve bu proje için özel röportaj veren Güler Sabancı’nın öyküsünü anlatıyor. Kabaş, Doğan Kitap’tan çıkan kitabı kadınların özellikle de erkeklerin okumasını istiyor. Söyleşilerde, ilahiyat profesörü Beyza Bilgin, “Kuran’da ‘başınızı örtün’ demiyor. Arapların başı açık değil ki, zaten sıcak nedeniyle hem kadının hem erkeğin başı örtülü. ‘Kadının başörtüsünü yakasının üzerine indirsin’le dekolte kastedilmiştir” sözleriyle bugünkü tartışmalara K abaş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde piyasaya sürülen çalışmanın Türk kadınına Atatürk’ün istediği noktaya gelmesi için ışık tutacağını umuyor. Kariyer yaparken kadın olmanın güçlüklerini yaşayan isimlerden biri yazar İnci Aral. Aral, eşine “Bir şeyler yapmak istiyorum” dediğinde, “Yapacak işin var. Çocuklara bak. Aile kadınısın, bununla yetinmelisin” yanıtını aldığını söylüyor. Boşanan ve kendisini Türkiye’nin tanınmış yazarlarından biri yapacak kitaplarını yazmaya başlayan Aral, kadının yaşamını “eşi, çocuğu ve ev işlerinin oluşturduğu üçgene” hapseden dar kalıptan çıkma cüretini gösteriyor ışık tutuyor. Muğla Valiliği yapan Lale Aytaman ise Mesut Yılmaz kendisine milletvekilliği teklif ettiğinde, “Tek kadın vali var, ben ayrılırsam kadın vali kalmayacak” dediğini, ANAP liderinin de kendisine “Merak etmeyin biz iktidar olalım yine kadın vali atarız” dediğini anlatıyor. Tabii, Aytaman her ne kadar vali olmanın kriterleri arasında kadın ya da erkek olmanın bulunmasının anlamsız olduğunu savunsa da kendisinin milletvekili olmasıyla “kadın vali” kavramı tarihe karışıyor. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’nın başarısının sırrı ise erkeklere, özellikle kız çocuk yetiştirenlere örnek olacak nitelikte. Aral’ınkine zıt bir öyküsü olan Sabancı, dedesinin kendisine “Kızım büyüyecek, araba kullanacak, okuyacak” diyerek çağdaş bir Türk kadını olmasının temellerini attığını söylüyor. Tansu Çiller, Türkan Şoray, Ajda Pekkan ve Suna Kan ise kitabın diğer kahramanlarından birkaçı. Kabaş, “Zirveye ulaşan kadınların çoğu kadın olmaktan kaynaklanan zorluklar çekmiş. Okuyan herkes feyz alabilecek bir şey bulabilir” diyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde piyasaya sürülen çalışmanın kadının toplumda hak ettiği yere gelmesi için olumlu adımlar atılırken töre cinayetleri başta olmak üzere çok vahim bir tablonun varlığının da göz ardı edilemeyeceğini dile getiren Kabaş, kitabın Türk kadınına Atatürk’ün istediği noktaya gelmesi için ışık tutacağını umuyor. Yargı çalışanlarından tepki ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüm Yargı Mensupları Derneği Genel Başkanı Salim Çoruk, Adalet Bakanı ve müsteşarının katılmaması nedeniyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) Danıştay ve Yargıtay’ın boş üyelikleri için seçim yapılamamasına tepki gösterdi. Çoruk, “Ağır iş yükünün altında ezilmemek için insanüstü bir gayret sarf eden yargımıza karşı seçimleri kilitleyerek siyasi ve hasmane bir tutum sergileyen anlayışı kınıyoruz” dedi. 2 kişiye 603’er bin YTL ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “2, 6, 22, 27, 32 + 3” olarak belirlenirken 5+1 bilen 2 kişi, 603 bin 26’şar YTL kazandı. Çekilişte, 5 bilenler 2 bin 164 YTL, 4+1 bilenler 178 YTL, 4 bilenler 19 YTL, 3+1 bilenler 10 YTL, 3 bilenler 2.2 YTL , 2+1 bilenler 2.9 YTL, 1+1 bilenler 1.4 YTL ikramiye kazandı. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear