25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MART 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ‘Dünya mimarımızın yapıtlarıyla bezenmiş İstanbul’da tarihsel akıl ve emeğin belgeseli’ 15 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL ‘Sinan’a saygı’nın İstanbul haritası stanbul siluetindeki “gökdelen” istilasına, İ kamu arazilerinin bile teslim edildiği bir dönemde, ÇEKÜL’ün hazırladığı “Mimar Sinan Eserleri İstanbul Gezi Haritası” yaşamsal değerde anlamlar taşıyor. Çünkü bu kentin “dünya mirası” peyzaj zenginliğini göz ardı eden rant kulelerine izin verenler, “satılık İstanbul manzaralı daire ve ofisler” uğruna, aynı mirasın tarihsel imzalarına bile “tepeden bakma”yı milyon dolarlarla pazarlıyorlar. Bu imzalardan “Mimar Sinan eserleri”nin İstanbul dokusundaki “uygarca duruş”larını belgeleyen haritayı ise ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen bakın nasıl yorumluyor: “Bu proje, güçlü ve akılcı yeni kuşakları, ancak kültür ve kimlik kaynaklarımızı sahiplenerek yaratabileceğimizi de bir kez daha gündeme getiriyor…” Atlas dergisinin okurlarına dağıtarak desteklediği çalışmanın basın açıklamasında da şunlar vurgulanıyor: “Toplumun tüm kesimlerinin böylesi değerlerle buluşmasını; Sinan’la beraber tarihsel yaratıcılıklarımıza ilginin büyümesini; kültürel kimliğin pekişmesini istiyoruz. Bu proje aynı zamanda kuşakları birbirine bağlama projesidir…” “Dünya Mimarı”mızın ulusal ve evrensel bilinçteki yerini sürekli kılmak üzere, ÇEKÜL’ün 1998’de başlattığı “Sinan’a Saygı Projesi” kapsamında hazırlanan harita, Koca Usta’nın kenti bezeyen “hüner”lerini görmek ve tanımak isteyenlere her yönüyle “bilgili ve bilinçli” bir rehber niteliğinde. Sinan’ın Trakya, Anadolu, Balkanlar ve Ortadoğu’daki eserlerini içerecek benzer haritaların da hazırlandığını belirten Sözen, aynı projede özellikle Ağırnas’ın taşıdığı “öncelik” için diyor ki: “Onun doğduğu ve yetiştiği bu kasabanın da bütün taşlarını yerine koymak istiAynı yıl Ağırnas için bir başka önemli çalışmanın da başlangıcı olur. ÇEKÜL, Ağırnas Belediyesi, Tarihi Kentler Birliği, Erciyes Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilen üç ayrı çalışma, kente büyük heyecan getirir. Yrd. Doç. Dr. Suat Çabuk’un başkanlığında yürütülen “Ağırnas Yaz Çalıştayı” süresince, kasabadaki tüm evler incelenerek “koruma amaçlı imar planı”na altlık oluşturacak bilgiler toplanır; öneriler geliştirilir. “Eğitim”le bütünleşen etkinliklerden birini de MSGSÜ Heykel Bölümü öğrencileri gerçekleştirir. Doç. Fatma Akyürek önderliğinde 10 ayrı Sinan heykeli yapılır. İstanbul’daki hazırlık gezilerinde Mimar Sinan’ı tanımaya başlayan öğrencilerin heykelleri, Ağırnas Belediye Binası’nın önünde kalıcı olarak sergilenmeye başlanır. ELGELENEN BİRİKİM Aynı süreçteki Sinan eserlerinin envanter çalışması da projenin kapsamını zenginleştiriyor… “Elyazması” belgelerde adı geçen 400’den fazla yapıttan ilk olarak Anadolu’dakiler fotoğraflanır ve günümüzdeki durumlarıyla belgelenir. 1998 yılından itibaren, bu kapsamlı fotoğraf belgeselini halkla paylaşmak amacıyla Koca Usta’nın eser bıraktığı kentlerde “Sinan’a Saygı Gezileri” düzenlenir. Aynı projede, “yaratıcılıkları özendirme” hedefinin ilk adımı ise “Mimar Sinan Eserleri Eskiz Yarışması”dır. 2003 yılında ulusal düzeyde herkese açık olarak düzenlenen yarışmaya Türkiye genelinden 80’e yakın eskiz katılır. Yarışmanın sergisi Aralık 2003 tarihinde, Sinan’ın eseri olan Tophanei Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenir; ardından da Ankara, Trabzon, Samsun ve Ağırnas’ta tekrarlanır. İşte böylesine yoğun, zengin ve birikim yaratacak eylemlerle adeta bir “uzun yürüyüş”e dönüşerek yaşama geçirilmekte olan Sinan’a Saygı kampanyasının son ürünüyse “Mimar Sinan Eserleri İstanbul Gezi Haritası”. Dilerseniz kenti dolaşmaya başlamadan önce, elinize bu haritayı alarak gökdelenlere doğru şöyle bir bakın. Başınızı ne kadar yukarı kaldırıyorsanız Sinan’a “saygısız”lığın da o kadar yükseldiğini göreceksiniz. Hayatın Sessiz Dersleri... Bugünkü yazımı aslında daha ilerdeki bir zaman için düşünmüştüm. Ancak geçen haftaki “Yalnızlık Denilen O İç Kale” başlıklı yazım bu köşenin okurlarının önceden tahmin etmediğim kadar yoğun ilgisiyle karşılaşınca, aslında “Ayrılıklardan Kaynaklanan Yalnızlıklar” diye de bir başlık koyabileceğim bu yazıyı öne almaya karar verdim. Geçen haftaki yazımın başında, yalnızlık kavramıyla hesaplaşma konusunda şöyle demiştim: “Asıl yalnızlık, bilinçsiz yalnız kalmama çabalarıyla başlar. Buradaki bilinçsizlik, insanın yalnızlık kavramı üzerine yeterince düşünmemesinden kaynaklanır. Yalnızlık korkusu, insanın sürü psikolojisinden kurtulamamasıyla eşanlamlıdır. Tüm hesaplaşmalarının son noktasını, iç dünyasında inşa etmesi gereken, Montaigne’in ‘iç kale’ diye adlandırdığı o kalenin surlarının arkasına çekilerek koymayı öğrenememiş bir insan, daha baştan yalnızlık durumunu başkalarına, ‘öteki’lere ve sürüye koşulsuz teslimiyet durumuna dönüştürmüştür…” Hayatın sessiz dersleri, işte tam bu noktada devreye giriyor. Kanımca yaşlanmanın birkaç ayrıcalığından biri elbet bunu yapabilenler için!, geçmişte biriken yıllar boyunca birer derse dönüşmüş deneyimlerin sesine kulak vermektir. Çünkü o sesle dile getirilenlerin, yaşanmışlık ya da daha başka bir deyişle yaşama süreci boyunca sınanmışlık gibi bir ayrıcalıkları bulunduğundan, onlara kulak verenleri yanlış yollara yönlendirebilmeleri olanaksızdır. Yalnızlık üzerine bilinçli düşünme, her şeyden önce yakınılan bir yalnızlığın nedenleri üzerinde de düşünebilme yetisini içerir. Bir birlikteliği paylaşmış insanların ölümden farklı nedenlerle birbirlerinden ayrılmalarından kaynaklanan yalnızlıkların acısı, bunlara değgin hesaplaşmalar ‘iç kale’de yapılmadığı, türlü etkilerin ve bu arada yanlış bir duygusallığın bulandırmasına açık bırakıldığı takdirde, gerçekten yıkıcı olabilir. Diyelim ki, sevgi temeline dayanması gereken bir birliktelik içerisinde taraflardan biri ayrılmayı seçmiştir ve öteki taraf da bu yüzden yalnız kalmanın acısını çekmektedir. Bu durumda söz konusu acının çok somut bir öteki olan ayrılan kişi nedeniyle çekildiği tartışmasızdır. “Neden gitti”, “Beni hiç mi sevmiyordu” gibisinden sorular, bu bağlamda en kafa karıştırıcı olanlardır. Buna karşılık İç Kale’nize gecikmeksizin çekilebilirseniz, orada hayatın sessiz derslerini vermekte olan sesin şöyle fısıldadığını duyarsınız: “Dur bakalım! Burada gidenin seni hiç sevip sevmediği önemli değil! Önemli olan şu: Seni, bu birlikten ayrılmayı düşünmeyecek kadar sevmiyor muydu? Yanıt olumsuz ise eğer, geçmişten kalma bir birliktelik yıkıntısının başında, bu birlikteliği artık seçmemiş bir öteki yüzünden yalnızlık çekmek, ancak aptallık olabilir!” Ölüm, sadece bir hayata son verir, ama devam etmekte olan güçlü bir ilişkiye asla son veremez, çünkü hayatta kalan, ölene duyduğu sevgiyi artık yaşadığı sürece devam etmesini isteyeceği bir hüzne dönüştürerek kendisi açısından sonsuz kılar; bu ise, eski ilişkinin farklı bir düzlemde sürmesidir. Oysa terk, bunun tam karşıtıdır; bir birlikteliğin artık seçilmemesidir; iki taraf da yaşarken bırakıp gitme durumudur; sevgilerden birinin zayıflaması veya bitişidir. Böyle bir durumda da herhalde asıl sorulması gereken soru şudur: Terk edenin yokluğundan kaynaklanan bir yalnızlığı acıya dönüştürmek, son bulan bir birliktelikten o kişi için de bir tür paye üretmek, onun gidişinin üzülmeye değer bir yalnızlık yaratacağı yanılsamasıyla, bir ilişkiyi onun yaşanmışlığı ile yakışık almaz biçimde ödüllendirmek, mantıklı bir tutum mudur? ‘İç Kale’miz, bize en fazla ve en önüne geçilmez biçimde duyguların egemenliğinde diye düşündüğümüz alanlarda bile kendine özgü bir akılcılığı uygulayabileceğimizin sessiz dersini verebilen bir mekândır. Bu mekânda yankılanan dopdolu sessizliğe kulak vermesini bilirsek eğer, layık olmayanların, hak etmeyenlerin ardından bir yalnızlığın matemini tutmak yerine, iç dünyamızda bu kez daha iyi değerlendirebileceğimiz bir yer kazanmış olmanın doyumsuz zevkini yaşayabiliriz! ahmetcemal@superonline.com acem20@hotmail.com B KUŞAKLAR KAVUŞUYOR imar Sinan’ın eserlerini kent içindeki konumlarıyla tanıtan proje için ÇEKÜL diyor ki: “Kuşaklar buluşuyor” (üstte). Harita ve bugüne kadar toplanan tüm bilgileri www.sinanasaygi.com adresindeki internet sitesinde inceleyebilirsiniz (yanda). M AĞIRNAS’TAN SÜLEYMANİYE’YE.. yoruz. Bir büyük ustanın yaşadığı yer, herkes tarafından algılanabilmelidir…” Nitekim Ağırnas’taki çocukluk mekânlarından Süleymaniye’deki alçakgönüllü türbeye uzanan asırlık bir yaratıcı ömrün tüm serüvenini içeren çalışmaları, ÇEKÜL belgelerinden izlemek bile insanı nefes nefese kılmaya yetiyor. İşte özeti: MEKÂNLAR Anadolu’daki taş mimarinin köy ölçeğinde en üstün örneklerine sahip olan ve Sinan’ın kişili ‘USTA’LIĞI HAZIRLAYAN ğinin şekillenmeye başladığı Ağırnas’ı korumak projenin birincil hedefi haline gelir. Ağırnas’taki çalışmaların odağında, Sinan’ın doğduğu ve yaşadığı kabul edilen “Müze Ev” ile hemşerilerine vefa ile yaptırttığı kendi eseri iki çeşme de yer alır. Yer altındaki kentsel mekânlarla bütünleşmiş Müze Ev’in onarılması, Ağırnas’ın mimari karakterinin korunması ve yaşatılmasında ilk adımdır. Mimar Nüvit Bayer’in adeta kendini adarcasına emekleriyle gerçekleşen restorasyon, ÇEKÜL’ün desteğinde ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğunda 2006 yılında bitirilir. DERECEYE GİREN ÖYKÜLER KİTAPTA TOPLANACAK İLK ONA GİREN ÖĞRENCİLER MAYISTA ANTALYA’DA YARIŞACAK Ümit Kaftancıoğlu Ödülü ‘Acı Dağlar’ın KADİR AYDEMİR 11. Felsefe Olimpiyatı sonuçları açıklandı Kültür Servisi 11. Türkiye Felsefe Olimpiyatı 11 Mart’ta 9 kentte yapıldı. 398 öğrencinin katıldığı olimpiyat, Uluslararası Felsefe Olimpiyatı’nın (IPO) ulusal aşaması. Her yıl ayrı bir ülkede düzenlenen IPO’ya bu yıl Türkiye Felsefe Kurumu, Akdeniz Üniversitesi’yle birlikte ev sahipliği yapacak. Birinci Büşra Küçük (Bursa Nuri Erbak Lisesi), ikinci Begüm Naz Bayırbaş (VKV Özel Koç Lisesi), üçüncü Ogeday Celep (Özel Saint Joseph Fransız Lisesi) ile ilk ona giren diğer yedi öğrenci, öğretmenleriyle birlikte 1821 Mayıs günleri Antalya’da yapılacak 15. Uluslararası Felsefe Olimpiyatı’na katılacak. Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe Birimi Başkanı ve 15. Dünya Felsefe Olimpiyatı Dönem Başkanı Nuran Direk, “15. IPO’ya 20 ülkenin 2’şer öğrenci ve 2’şer öğretmenle katılması bekleniyor. Dünya Felsefe Federasyonu (FISP) Başkanı Prof. Dr. Peter Kemp, Genel Sekreter Prof. Dr. William McBride, Eğitim Komitesi Başkanı Prof. Dr. Jean Ferrari ve UNESCO’dan Miss. Moufida Goucha seçici kurul üyesi olarak olimpiyatı onurlandıracaklar” dedi. Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Ioanna Kuçuradi de “Katılan öğrencilerin geldikleri illerin sayısı her yıl artıyor. Örneğin bu yıl ilk kez Doğubeyazıt’tan bir öğrencinin katılması bizi özellikle sevindirdi. Çocuklarımızı, öğretmenlerini, okul müdürlerini kutlarım. Onlar ülkemizde gerçekleşen önemli bir oluşuma katkıda bulunuyorlar. Çünkü bu olimpiyatlar, felsefe bilgisinin ve felsefi bakışın ne işe yaradığını kişilerin kendi yaşamlarında görmeye doğru bir adım atmalarına vesile oluyor” diye konuştu. (www.tfk.org.tr) alın Ses yazın dergisinin, 11 Nisan Y 1980’de öldürülen yazar ve TRT İstanbul Radyosu yapımcısı Ümit Kaftancıoğlu’nun anısına düzenlediği “2007 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması” sonuçlandı. 350 öykünün katıldığı yarışmada, Adnan Özyalçıner, Osman Şahin, Mehmet Güler, Öner Yağcı ve H. Hüseyin Yalvaç’tan oluşan seçici kurul “Acı Dağlar” adlı öyküsüyle Hamdullah Köseoğlu’nu birinciliğe, Ali Balkız ve Esra Odman’ı ikinciliğe, Bünyamin Çelebi, Ercan Başer ve Muharrem Erbay’ı ise üçüncülüğe değer gördü. Seçici kurul ayrıca İlyas Engiz, Ferhat Öztürk, Z. Şükran Topal, Halit Payza, Gizem Kodak, İrfan Mutluer, Emine Emel Balcı, Aykut Ars lan Yıldız ve Muammer Küçükergör’ün öykülerine de özendirme ödülü verdi. Birincilik, ikincilik, üçüncülük ve özendirme ödülü kazanan öyküler “Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri2007” adıyla çok yakında kitaplaşacak. Seçici kurul ayrıca; Gamze Güller, Simla Sunay, Mine Utku Savaş, Koray Avcı Çakman, Feride Karataş, Ayşe Çekiç Yamaç, Neşe Baran ve N. Saygınar adlı katılımcıların öykülerini de okunmaya değer bulduğunu açıkladı. Ödül kazanan yazarlara plaketleri 14 Nisan’da Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılacak “Ümit Kaftancıoğlu Anma Etkinliği”nde verilecek. Bu arada, Yalın Ses Yayınları’nın Kaftancıoğlu’nun yapıtlarını yayımlayacağı bildirildi. (0212 528 67 31 ve www.umitkaftancioglu.com) Ferry’den Dylan şarkıları ? Kültür Servisi Bryan Ferry, 12. solo albümü ‘Dylanesque’ta Bob Dylan şarkılarını yorumluyor. “The Times They Are AChangin”, “Knockin’ on Heaven’s Door”, “Just Like Tom Thumb’s Blues”, “Simple Twist Of Fate”, “All I Really Want To Do” gibi Bob Dylan’ın ünlü şarkılarından oluşan bir albümle uzun bir aradan sonra hayranlarıyla buluşan Ferry, bu özel şarkıları farklı bir türde, akustik çalgılar ve yaylılar eşliğinde yorumluyor. 6 Mart 2007 ‘Kuğu Gölü’ balesinde biletlere sınırlama ? Kültür Servisi Başkent sahnelerine 16 yıl aradan sonra geri dönen “Kuğu Gölü” balesi, sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Bilet isteklerini karşılamakta sıkıntıya düşen Devlet Opera ve Balesi, 1 Nisan’dan başlayarak internetten satışları “Nabucco”, “Kuğu Gölü”, “Çalıkuşu”, “Aşkı Memnu” gibi ilgi gören yapıtlarda kişi başına 6 biletle sınırlama kararı verdi. SERTEL GAZETECİLİK VAKFI BASINA BASKI KONUSUNDA PANEL Sertel Gazetecilik Vakfı, son zamanlarda medyaya ve özellikle KANALTÜRK’E yapılan baskıyla ilgili bir panel tertip etmeye karar verdi. Aşağıda, bu panel ile ilgili bilgiyi sunuyoruz: KONU: “Önümüzdeki Tehlikeler Işığında KANALTÜRK’E, CUMHURİYET GAZETESİ’NE, Muhalif Basına Yapılan Baskılar” PROGRAM: YÖNETEN: NAİL GÜRELİ KONUŞMACILAR: YILDIZ SERTEL, MUSTAFA BALBAY, TUNCAY ÖZKAN, ŞÜKRAN SONER FİLM GÖSTERİMİ: TGC’nin Türk Basın Tarihi ile ilgili filminden TAN olayları ile ilgili bölüm. SORUYANIT Tarih: 23 Mart 2007 Cuma, Saat: 16.30 Yer: TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ Merkez Binası, Türkocağı Cad. No:1 Cağaloğlu, İstanbul CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear