28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 MART 2007 CUMARTESİ 6 HABERLER Abant Platformu, Alevilerin bilgisi dışında bugün ve yarın Alevilik sempozyumu düzenliyor Gülen Aleviliğe de el attı FIRAT KOZOK CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU ANKARA Afrika’da bir süre önce düzenlediği toplantıyla dikkatleri üzerine çeken Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Abant Platformu bu kez de gözünü Alevilere dikti. Platformun, Alevi örgütlerinin bilgisi dışında organize ettiği “Tarihi, Kültürel, Folklorik ve Aktüel Boyutlarıyla Alevilik” sempozyumu bugün ve yarın İstanbul’da gerçekleştirilecek. Alevi örgütleri sempozyuma, “Alevilik ve Aleviler, Fethullahçı projelerin tuzağına düşürülemez” diyerek tepki gösteriyor. 13. Abant Platformu, Alevilerin tepkisini çeken bir gündemle toplanıyor. Platformun bugün ve yarın İstanbul’da gerçekleştireceği “Tarihi, Kültürel, Folklorik ve Aktüel Boyutlarıyla Alevilik” sempozyumunda her yönüyle Alevilik tartışılacak. Ancak Afrika’da açtığı okullar ve düzenlediği toplantılarla “ABD’nin Ortadoğu taşeronu” olarak nitelenen Gülen’in öncülük ettiği platformun girişimi, Alevi örgütlerinin sert tepkisiyle karşılaştı. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Turan Eser, “AleviBektaşi toplumunun en güçlü ve yaygın örgütlenmesine sahip Türkiye Alevi Bek taşi Federasyonu’nun (ABF) bilgisi dışında gelişen bu proje oldukça düşündürücüdür. ABF açısından bu girişimin arka planında karanlık bir Fethullahçı niyet ve tuzak vardır. Karanlık niyet, ABD eksenli ‘Ilımlı İslam Projesi’; tuzak ise Aleviliğin bu proje içine sokulması ve Alevilerin asimilasyonudur” dedi. Sempozyumu bir akademik girişim değil, ideolojik bir projenin altyapısı olarak değerlendirdiklerini vurgulayan Eser, şunları kaydetti: “ABF, referanslarını dindarlık tan, tarikatlardan ve güçten alan, sözde bilimsel projeleri, demokratik, laik bir cumhuriyet projesinin gerçekleşmesini engelleyecek bir ideolojik yaklaşım olarak görür. Bağımsız ve sivil davranma gücünü kaybetmiş Abant Platformu, bir tür Gülen sözcülük hareketidir. Alevilik üzerine düzenlenmiş bir sempozyumun, Alevi örgütlenmelerinin hiçe sayıldığı, onlardan gizlenen bir etkinlik olarak, gerçek amacının hizmet ettiği zemin bellidir. Abant Platformu’nun sivil bir Türkiye söylemi inandırıcı değildir. ABF diyalog karşıtı bir kurum değildir, ama taraf ilişkisini hiçe sayan yaklaşımlar karşısında sessiz kalamaz. Türkiye’de başka bir ABF yoktur.” Ortak Kaygı Çığlığı Beş haftadır sürdürdüğüm “solda birlik” konulu yazılarımın şimdilik sonuncusu olan bu yazının başlığı kesinlikle abartı değil. Elektronik postayla gelen iletilere, faksla ve bildiğimiz posta yoluyla gelen mektuplara topluca kulak verdiğimde, “okur”un ortak sesini duyuyorum. Bu ortak bir kaygı çığlığıdır. Ülkenin geleceği konusunda duyulan çok ciddi bir kaygı. Kulaklarımda ve zihnimde bu ortak kaygı çığlığı yankılanıyor. Tek bir okur yok ki, solda birlik gereksizdir, bu işi şu ya da bu parti tek başına götürebilir desin. Çözüm önerileri farklı olsa da hedef kesinlikle aynı: Kaçınılmaz bir zorunluluk olarak solda birlik. Bu konudaki şimdilik bu son yazıda, iletileriyle katkıda bulunan tüm okurlarımın, birer cümleyle de olsa önerilerinden söz etmek ve adlarını anmak istiyordum.. Fakat tam bu özetlemeyi yapmaktayken yanlışlıkla bastığım bir tuş bazı mektupları ve özetlerini geri dönüşsüzce bilgisayardan sildi… (İletilerden biri özellikle ilginçti. Adını ne yazık ki anımsayamayacağım bir okurum, seçim ittifakı yapacak sol partilerin her birinin, alacakları varsayımsal oy yüzdesine göre aday sayılarının belirlenmesini öneriyordu.) İleti gönderip de adlarını bu yazıda göremeyecek okurlarımın beni bağışlamalarını diliyorum. Fakat şimdi söz edeceğim ileti ve mektuplarda kendi görüşlerinin dile geldiğini de göreceklerdir. ??? Solda birliğin kayıtsız koşulsuz CHP’ye oy vererek sağlanabileceğini düşünen birkaç okurum var. Bu okurlarım, genel olarak, yıllarca CHP’de yöneticilik yapmış, CHP üyesi ya da sempatizanı kimseler. Fakat onlar da bunu partilerini çok başarılı buldukları için değil, başka çıkar yol göremedikleri için çözüm olarak önermekteler. 82 yaşında emekli öğretmen okurum, Sayın İlyas Kalay “Çözümü liderlerden beklemek yerine, halkımızı ikna edip bir büyük partide toplamak mümkündür, bu parti CHP’dir” cümlesinde özetliyor düşüncesini… Buna karşılık, ileti ve mektuplarının gerçekten büyük çoğunluğunda, CHP’li birlik sağlanamazsa bile CHP dışında kalan solun mutlaka birlikte hareket etmesi zorunlu görülüyor. Mustafa Pınar adlı okurumdan gelen bir iletide bu şöyle dile getiriliyor: “CHP dışındaki sol yelpazenin öncelikle, vakit kaybetmeksizin, hangi ad ve koşulda olursa olsun bir araya gelebilmesi gerekir. Eğer böyle bir birliktelik en geç birkaç ay içinde başarılabilirse, inanıyorum ki sonrasında, hızla CHP ile de birliktelik sağlanabilir. CHP kadroları böyle bir oluşuma kayıtsız kalabilir mi? Böylesine oluşan bir birliktelikte, inanın 1977’de yakaladığımız o coşku, o umut, o tüm toplumsal kesimlerin dayanışmasından daha az olmayacaktır.” Özdemir Özkan adlı okurum, “Zeki Sezer’in özverisiyle” DSP başkanlığına Yılmaz Büyükerşen getirilirse bunun CHP’yi de solda birliğe zorlayacağını düşünüyor… (Adını yanlışlıkla sildiklerimden) Söke’de yıllarca CHP ilçe başkanlığı yapmış bir başka okurumun düşüncesi de farklı değildi. Baykal’a haksızlık yapıldığını düşünmekle birlikte, bu sayın okurum da CHP’ye öteki sol partiler tarafından sözgelimi Onur Öymen’in başbakanlık adaylığında birliktelik önerilmesinden sonuç alınabileceğini, CHP bu öneriye sıcak bakmazsa Büyükerşen’in başbakan adaylığında da bir araya gelinebileceğini düşünüyor… ??? Adının açıklanmasını istemeyen bir öğretmen okurum, mektubuna “Türkiye’de en zor şey ‘sosyal demokrat’ seçmen olmak!” cümlesiyle başlıyor ve devam ediyor: “Birbirinden kopmuş, ayrı ayrı, bölükpörçük bir sürü parti. Seçimlerde kendimi kaça böleceğim?” Mehmet Yılmaz adlı okurum, “CHP Genel Başkanı ve üst yöneticileri birlikteliğe kapılarını kapattıkları için güçbirliğinin DSP çatısı ve deneyimli, kendisini birçok alanda kanıtlamış bir başbakan adayı başkanlığında” olabileceğini ve “Zeki Sezer’e büyük sorumluluk düştüğünü” düşünenlerden… CHP yönetimine yazdıkları, yanıt alamadıkları eleştiri mektuplarının ya da yöresel gazetelerde yayımlanmış yazılarının kopyalarını gönderen okurlarım da var… Sonuç olarak, solun, sosyal demokrasinin hangi kesiminden olursa olsun, bugün her yurtseverin, sağduyusunu yitirmemiş herkesin ortak kaygısı, solda birlik sağlanmasının kaçınılmaz, ertelenme zorunluluğunda odaklanıyor. Bu konuda ciddi, güvenilir adım atan parti lideri, siyasal parti sorumlusu, yöneticisi, her kim olursa olsun, inanıyorum ki sadece sol seçmenin değil, ülke halkının büyük çoğunluğunun kalbini kazanacaktır ve seçimde başarılı olmanın asıl önemli koşulu da bu olsa gerek… Solda birlik konusunda şimdilik bu son yazımı, Sayın İnci Cankurtaran’ın mektubundan, bir imdat çağrısına benzeyen cümlelerle bitiriyorum: “Eğer bu seçimde; her seçim bölgesi için halkın sevdiği, güvendiği, seçilebilecek, bölgesinde tanınmış dürüst bir aday üzerinde anlaşarak tüm sol partiler TEK ADAY göstermezlerse artık ülkemiz Türkiye kalmayacak…Vatandaş olarak tek isteğimiz bu. Bize her bölge için tek aday göstersinler yeter.” ‘İDDİALARIN DELİLİ YOK’ DYP ve ANAVATAN ittifak yolunu kapadı, yeni aktör Genç Parti Savcı, Aşkın’ın beraatını istedi VAN (AA) Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü (YYÜ) Prof. Dr. Yücel Aşkın ve 9 sanığın, “suç işlemek için örgüt kurmak” iddiasıyla yargılandıkları davada savcı suçlamalara ilişkin delil bulunmadığını belirterek sanıkların beraatını istedi. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasına YYÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, Genel Sekreter Yardımcısı Salih Yurtkuran katıldı. Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Savcı Sezgin Kanmaz, toplanan delillere göre sanıkların suçlanamayacağını belirterek beraatlarını istedi. Savcı Akın Karakaş ise dosyayı inceleyemediğini belirterek Kanmaz’ın istemine katılmadı. Yaklaşık 2 saat süren duruşmada, mahkemeye heyeti, Savcı Karakaş’ın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması amacıyla duruşmayı erteledi. Sağda seçim hesapları başladı AYŞE SAYIN ANKARA Siyasetin öncelikli gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimleri görünse de gerek merkez sağda gerekse solda, genel seçimlere dönük hesaplar ağırlık kazanıyor. Merkez sağda, bir süredir yürütülen ittifak, işbirliği arayışlarının, Çankaya seçimleri sonrasında netlik kazanacağına dikkat çekiliyor. Eski ANAVATAN lideri Mesut Yılmaz’ın merkez sağda seçim işbirliği arayışları, şimdilik sonuçsuz kalmasına karşın, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında, yeni oluşum, ittifak, işbirliği arayışlarının gündeme geleceğine dikkat çekiliyor. Bir süredir reklam kampanyası yürüten Genç Parti’nin (GP), ittifak arayışlarının yeni aktörü olması bekleniyor. GP, milletvekili transferine kapısını açık tutuyor. Bu çerçevede, ANAVATAN’dan geçen günlerde istifa eden İstanbul Milletvekili Göksal Küçükali’nin GP yönetimiyle temasa geçtiği ve önümüzdeki günlerde bu partiye katılmayı planladığı öğrenildi. GP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Emin Şirin, GP’nin ittifaklara kapısının açık olduğunu, an cak bu ittifakın, “halktan çok az oy alan partileri, Meclis’e taşıma” şeklinde olmayacağını belirten Şirin, “Yani BBP ve ANAVATAN’la asla ittifak yapmamız söz konusu olmaz. Şu anda bizim oyumuz, 7.7 civarında görünüyor. Ancak ittifak alternatifi bir partiyle işbirliği söz konusu olabilir” dedi. Bu çerçevede MHP ile ittifak yapabileceklerini belirten Şirin, “DYP de olabilirdi ama Ağar’ın son dönemdeki söylemi nedeniyle bu zor artık” diye konuştu. Eski ANAVATAN lideri Mesut Yılmaz’ın merkez sağda bütünleşme çabaları şimdilik sonuçsuz kaldı. Geçen hafta Ağar’ı ziyaret eden Yılmaz, DYP ve ANAVA TAN’ın, DP ya da AP gibi bir çatı altında birleşerek seçime girmesini sağlamayı önerdi. Yılmaz, geçen haftaki ziyaretinde bir kez daha Ağar’a, “yeni oluşum altında ittifak” önerisinde bulundu. Ağar ise seçimler öncesinde yeni bir çatıda yapılacak bütünleşmenin halk tarafından kabul görmesinin mümkün olmadığını anlatıp çatının DYP olması gerektiği görüşünü dile getirdiği öğrenildi. Yılmaz’ın da çalışmalarına çok iyi niyetli başladığını ifade ederek “Denedim, ancak seçim öncesi yeni oluşum, yeni bir sembol olmuyor” dediği kaydedildi. Yılmaz da DYP’den aday olmayı kesinlikle düşünmediğini açıklarken Rize’den bağımsız milletvekilliği konusunda, yoğun istek geldiği belirtiliyor. Ağar’a Demirel vizesi DYP lideri Ağar önceki gün de 9. Cumhurbaşkanı Demirel ile bir araya geldi. Görüşmede Demirel’in Ağar’a, “doğru yoldasın, merkez sağda çatının DYP olması gerekir” vizesini verdiği öğrenildi. Demirel, ittifak için “sabır” telkin etti. Ağar’ın seçimden sonra çıkacak tabloya göre AKP ile koalisyon ortaklığı hesabı yaptığı belirtiliyor. ataolb?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear