25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 MART 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 15 Anayasa hükümleri gereğince nitelikli karar yeter sayısı toplantı yeter sayısını da içerir Usul hatasının sonucu ağır olur umhurbaşkanı seçim sürecinin başlayacağı 16 Nisan tarihine yaklaştığımız bu günlerde, seçimde uygulanacak usulün enine boyuna, ayrıntılı olarak tartışılmasında ve doğru yolun bulunmasında önemli yararlar var; yarardan da öteye bu bir zorunluluk. Çünkü uygulanacak hatalı bir seçim usulünün sonuçları çok ağır olacak. Böyle bir sonuca meydan vermemek için, seçimle ilgili toplantıda TBMM’ye başkanlık edecek, dolayısıyla seçim usulünü belirleyip uygulayacak olan kişinin, peşin hükümlerden sıyrılarak, konuyu her yönüyle incelemesi, ileri sürülen tüm görüşleri değerlendirmesi gerekiyor. Değerli meslektaşım Sayın Sabih Kanadoğlu tarafından bir süre önce kamuoyuna sunulan seçim usulü ile ilgili görüş etrafında değişik yönde değerlendirmeler yapıldı. Ana muhalefet partisi, gerekli durumda, seçimde uygulanacak yöntemi içtüzük değişikliği olarak Anayasa Mahkemesi önüne taşıyacağını yineledi. Ancak konu içtüzük kuralları ve Anayasa Mahkemesi kararları yönünden yeterince tartışılmadı. Oysa önüne götürülmesi halinde, hukuki yönden sorunu çözecek olan Anayasa Mahkemesi. Yüksek Mahkeme, eğer iptal başvurusunu görevsizlik nedeniyle reddetmez ise bu konudaki kararında anayasa kuralları kadar içtüzük kurallarını da değerlendirip uygulayacak. Anayasanın 95’inci maddesi “Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarını kendi yaptığı içtüzük hükümlerine göre yürütür” hükmü ile içtüzüğe belli bir ağırlık tanımıştır. Anayasa Mahkemesi’nin deyimiyle “… Norm yaratıcı niteliğiyle diğer parlamento kararlarından ayrılan içtüzüğün iktidar muhalefet ilişkilerinde ve Meclis iradesinin gerçeğe uygun biçimde yansıtılmasında büyük önem taşıdığı bir gerçektir.” (31.01.2002 günlü, 24 sayılı k. ; RG 18.06.2002 / 24789) Böyle bir incelemeye mantıklı bir yaklaşım sağlamak ve konuyu bütünlüğü içinde değerlendirebilmek için, önce sayın meslektaşımın görüşünü ana hatları ile özetlemeye çalışacağım. C mazlar. Bir anayasa düzenlemesinde kural, içeriğini doğru olarak ortaya koyacak biçimde ve dikkatle yazılır. Başka bir anlatımla, kuralın yazılışında, bu kurala yüklenen anlamın olabildiğince açık olarak ifade edilmesine özen gösterilir. Dilimiz farklı anlamları yansıtabilecek zenginliktedir; 96’ncı maddenin ilk cümlesi ile yukarıda örnek olarak verdiğim cümle arasındaki anlam farkı ilk bakışta anlaşılacak kadar açıktır. Bu nedenle 96’ncı madde, kendi saptadığı toplantı ve karar yeter sayıları dışında anayasada farklı yeter sayıların da öngörülebileceğini kabul etmektedir. Esasen karar yeter sayısından daha az bir toplantı yeter sayısının olabileceğini düşünmek, kendi içinde çelişkili olur ve gereken durumlarda anayasada nitelikli karar yeter sayısı öngörülen kararların alınmasını olanaksız kılar veya rastlantılara bırakır. ANAYASALAR ÖZLÜ KURALLAR KOYAR Cumhurbaşkanının Cumh yüce divana sevki örneği S ayın Başkan, basından izleyebildiğim kadarı ile siz, 96’ncı maddede gösterilen toplantı yeter sayısının Genel Kurul’un tüm çalışmaları için geçerli olduğunu düşünüyorsunuz. Nitelikli karar yeter sayısı öngören maddelerde düzenlenen konularla ilgili toplantılarda da sizin görüşünüze göre TBMM’nin toplantı yeter sayısı 184’tür. Somut bir örnek üzerinden sorumu sürdürüyorum: 105’inci maddeye göre Cumhurbaşkanı vatana ihanetten dolayı, TBMM üye tam sayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tam sayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. Varsayalım, anayasaya uygun olarak teklif verildi. Yani en az 184 milletvekili cumhurbaşkanının vatana ihanet suçunu işlediğini düşünüyor. Suçlanarak Yüce Divan’a sevki için 413 oy gerekiyor. Siz 184 milletvekilini görünce toplantıyı açarım diyorsunuz. Diyelim 400 kişi toplantıya katıldı. Oylama yapacak mısınız? Toplantıya katılan 300 milletvekili ile anayasanın öngördüğü 413 oya ulaşmak mümkün olmadığına göre 400 katılım ile toplantıyı açmanız ve oylama yapmanız, belli bir sonucu peşinen kabullendiğiniz, daha doğrusu cumhurbaşkanının vatana ihanetten dolayı suçlanmamasını yeğlediğiniz anlamını taşımaz mı? Dikkatinizden kaçmamıştır, teklif için öngörülen üçte bir çoğunluk anlamlı bir sayıdır; TBMM’nin olağan toplanma yeter sayısıdır. 400 kişinin katıldığı bir toplantı ile böylesine önemli bir konu geçiştirilebilir mi? Anayasanın öngördüğü durum bu mudur? Yoksa anayasa en az 184 milletvekilinin imzaladığı böylesine ciddi bir teklifin en az 413 kişinin katılacağı bir toplantıda tartışıldıktan sonra oylamaya geçilmesini mi amaçlamaktadır? K ARŞI GÖRÜŞ Karşı görüşte olanlar, bu noktada, 1961 Anayasası’na tepki olarak, 1982 Anayasası’nda Meclis’in çalışmasını hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla toplantı yeter sayısının azaltıldığını, bu sayıyı yorumla yükseltmenin amaca aykırı olduğunu savunmaktadırlar. Bu görüş Meclis’in olağan çalışma toplantıları için doğrudur. Anayasanın, ancak belirli ve önem arzeden konularda ve TBMM’nin nadiren gündemine girecek veya bir dönemde belki de gündeminde hiç yer almayacak, örneğin milletvekilliğinin düşmesi, cumhurbaşkanının vatana ihanetten dolayı suçlandırılması, başbakanın görev sırasında güvenoyu istemesi, TBMM Başkanı’nın ve cumhurbaşkanının seçimi gibi konularla ilgili toplantılarında, nitelikli toplantı ve karar yeter sayısı öngörmesi doğal, hatta konuların önemi nedeniyle zorunludur. Bu toplantılarında toplantı yeter sayısının yüksek tutulması TBMM’nin çalışmalarını engellemez, zorlaştırmaz. 184 milletvekilini yeterli gören TBMM Başkanı Arınç’a soru ‘3. toplantı 276’nın altında olursa ne düşüneceksiniz’ 1 02’nci madde cumhurbaşkanının seçiminde dört oylamayı içeren bir süreç öngörmüştür. İlk iki oylamada üye tam sayısının üçte iki çoğunluk oyunu, üçüncü oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğunun oyunu sağlayan aday cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Üçüncü oylamada da seçim sonuçlanmaz ise üçüncü oylamada en çok oyu almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır; seçilmek için bu oylamada da üye tam sayısının salt çoğunluğunun oyunu almak gerekir. Bu oylamada da cumhurbaşkanı seçilmediği takdirde TBMM seçimleri yenilenir. Maddeyi açıklamaya aşağıda devam etmek üzere, tam yeri geldiği için, “184 milletvekilini görürsem toplantıyı açarım” diyen ve karşı görüştekileri ideolojik yorum yapmakla suçlayan Sayın TBMM Başkanı’na soruyorum: İLK ÜÇ OYLAMADA CUMHURBAŞKANI SEÇİLEMEZ VE DÖRDÜNCÜ OYLAMA İÇİN YAPILAN TOPLANTIYA KATILANLARIN SAYISI 276’NIN ALTINDA OLURSA YETER SAYI KONUSUNDA NE DÜŞÜNECEKSİNİZ? Buna vereceğiniz cevabı duyar gibi oluyorum. “Benim dördüncü oylamaya geçmeme gerek kalmayacak. Partimin 364 milletvekili var. Üçüncü turda cumhurbaşkanı seçilmiş olur.” Sorum, bir varsayıma dayanıyor. Bugün olmaz ise yarın gerçekleşmesi mümkün olan bir varsayıma. Cumhurbaşkanlığı seçimine başlamak için, yani ilk oylamada 184 milletvekilinin toplantıya katılmasını yeterli görmüştünüz. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı ilk toplantıya, şu veya bu nedenle, varsayalım sadece 270 milletvekili katıldı ve siz kendi görüşünüze uygun olarak toplantıyı açtınız. Üçer gün ara ile yapılacak oylamaların üçünde de toplantıya katılanların sayısı artmadı ve cumhurbaşkanı seçilemedi. Dördüncü oylamaya başlıyorsunuz; ama lütfen dikkat ediniz: Anayasa bu oylamada da cumhurbaşkanı seçilebilmek için üye tam sayısının salt çoğunluğunu, yani 276 oyu gerekli görüyor; aksi halde TBMM seçimi derhal yenilenecek. cumhurbaşkanının görev süresi ile TBMM’nin seçim dönemi farklı olduğu için, cumhurbaşkanı seçimi ile milletvekili genel seçiminin yapılacağı günler, her dönemde 2007 yılında olduğu gibi birbirine çok yakın olmayabilir. Örneğin yedi ve beş yıllık seçim süreleri aynen korunur ise 2014 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde, TBMM seçimi yapılalı henüz bir sene beş ay geçmiş olacak. Böyle bir durumda bugünkü görüşünüzü aynen savunabilir misiniz? 270 katılım ile dördüncü oylamaya başlayarak henüz on yedi ay önce göreve başlamış bir Meclis’in görevini sona erdirir ve TBMM seçimlerinin yenilenmesini siyaseten göze alabilir misiniz? Yoksa 270 ile toplanan Meclis’in 276 oy gerektiren cumhurbaşkanı seçimini sonuçlandırmayacağı görüşü ile seçimi sonuçlandıracak bir katılım sağlamaya mı çalışırsınız? Lütfen buna samimi bir cevap veriniz. ‘9 6. MADDEDE ALT SINIR BELİRLENMİŞTİR’ Anayasanın toplantı ve karar yeter sayısını düzenleyen 96’ncı maddesi, kural olarak toplantı yeter sayısını TBMM üye tam sayısının en az üçte biri (184); karar yeter sayısını toplantıya katılanların salt çoğunluğu (yarıdan bir fazlası) olarak belirlemiştir. Ancak maddenin ilk cümlesinin başına “Anayasada, başkaca bir hüküm yoksa” sözcükleri konulmak suretiyle, açıklanan olağan toplantı ve karar yeter sayısı dışında, anayasada farklı toplantı ve karar yeter sayıları da olabileceği kabul edilmiştir. Bazı hukukçuların ileri sürdükleri gibi, toplantı yeter sayısı tüm toplantılar için sabit bir sayı, yani üye tam sayısının üçte biri olarak öngörülse idi, 96’ncı maddedeki “Anayasada, başkaca bir hüküm yoksa, … “sözcüklerinin cümle içindeki yeri değiştirilir ve madde “TBMM üye tam sayısının üçte biri ile toplanır ve anayasada, başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; …” biçiminde düzenlenirdi. Burada bir noktayı vurgulamak gerekir: Anayasalar gelişigüzel kaleme alın İ Kİ ANLAM FARKI Esasen Anayasa Mahkemesi’nin 29.04.2003 günlü, 38 sayılı kararında (AYMKD, sayı 39, Cilt: 1, Sh: 526) da konu ile ilgili belirleyici bir değerlendirme bulunmaktadır. Yüksek Mahkeme bu kararında, “96’ncı maddenin birinci fıkrasında toplantı ve karar yeter sayısının alt sınırı belirlenmiştir” yorumunu yapmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bu tespiti konumuz yönünden çok önemlidir. Çünkü 96. maddede öngörülen toplantı yeter sayısının mutlak olmadığını, bunun üstünde toplantı yeter sayısının olabileceğini çok açık biçimde ortaya koymaktadır. Bununla beraber, anayasanın nitelikli (96’ncı maddede gösterilenden farklı) karar yeter sayısını öngören maddelerinin hiçbirinde, toplantı yeter sayısı ile ilgili özel bir düzenleme yapılmamıştır. Anayasanın 96’ncı maddesi “başkaca toplantı yeter sayısı” olabileceğini vurgularken ve Anayasa Mahkemesi buna koşut bir değerlendirme yaparken kuşkusuz abesle iştigal etmemiştir. Nitelikli karar yeter sayısı doğal olarak toplantı yeter sayısını da içerdiği, eski deyimle toplantı nisabı, karar nisabında mündemiç olduğu için toplantı yeter sayısını ayrıca açıklamaya gerek bulunmamaktadır. G ENEL DÜZENLEYİCİ VE NESNEL Diyebilirsiniz ki: “Bunlar çok uçta örneklerdir. Esasen konunun önemine binaen milletvekilleri bu toplantılara katılırlar ve sorun çıkmaz.” Bilirsiniz ki anayasa maddeleri özlü kurallar getirirler; gereksiz yere ayrıntılara girmezler; ama kapsadığı tüm durumlar için hüküm ifade ederler. Genel, düzenleyici ve nesnel tasarrufların özelliği budur. Yukarıda sorduğum soruların ve benzer soruların cevaplarını konuyu düzenleyen maddelerin kapsamı ve amacı içinde çözmemiz gerekir. İnanıyorum ki bu sorulara, sizin düşündüğünüz toplantı yeter sayısı ile makul ve inandırıcı cevaplar bulmak mümkün değildir. SÜRECEK SAYI: 2005/148 Davacı Anadolu Sigorta vekili tarafından davalılar İzzet İlhanlı vs. aleyhlerine açılan TAZMİNAT davasında; Davacı şirket tarafından açılan davalılardan İzzet İlhanlı’nın maliki olduğu diğer davalı Hasan Kazmacı’nın sürücüsü bulunduğu 07 S9349 plakalı aracın 31.1.2004 tarihinde davacı şirkete kasko sigortalı bulunan 07 FR 004 plakalı araca önden çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, sigortah 07 FR 004 plakalı araçta belirlenen 2.645,250 TL’nin sigortalılarına ödendiğini belirterek söz konusu miktarın ödeme tarihi olan 18.2.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte belirtilen davalılardan müteselsilen tahsili talep edilmiş olmakla; Yukarda belirtilen davalılardan tebligata yarar açık adresi tüm araştırmalara rağmen bulunamamakla ve dava dilekçesi tebliğ edilememekle ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, adı geçen davalılar İzzet İlhanlı ve Hasan Kazmacı’nın mahkememizde duruşmanın bırakıldığı 10.07.2007 günü saat 09:35’te mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması ya da kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi halde yargılamanın yokluklarında yürütüleceği hususunda dava dilekçesi ve özeti ilanen TEBLİĞ OLUNUR. (Basın: 13610) ANTALYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ Esas: 2002/47 / Karar: 106/502 Davacı Hazine vekili tarafından davalı Recep Sarı vereseleri vs. aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili davasının yapılan açık duruşması sonunda: HÜKÜM: Açıklama ve anlatış gereğince; 1Davalılar Hasan Malçok, Ali Malçok, Yusuf Malçok, Rıza Malçok ve Ayşe Özmen ile mirasçılarına karşı açılan davanın kabulü ile bu davalılar adına kayıtlı İzmit Akmeşe köyü 1616 parselin Fen bilirkişisi Tamer Yıldız’ın 08.07.2003 tarihli rapor ve krokisinde (B) Harfi ile gösterdiği 5180.67 m2 lik kısmının tapusunun iptali ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline dair mahkememizce tesis edilen 27.12.2006 tarihli karar davalılardan Recep Sarı vereseleri İdris Sarı, İzzet Sarı, Sadı Sarı, Ayşe Sarı’ya (Gülmez) karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 13477) KOCAELİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dosya No: 200631 Tal Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen Burdur ili, Çavdır ilçesi, Söğüt kasabası, Karaboğaz mevkii, 4483 parsel toplam 19.116 m2 olup borçlular adına kayıtlı 18/25 hissesi satışa çıkartılmıştır. Parsel tarla niteliğinde olup, killitınlı yapıda, toprak geçirgenliği iyi, % 23 değişken meyilli sulanan 1. sınıf arazisi olup, taşınmazın kenarlarına sınır olmak üzere 28 yaşlarında 105 adet selvi, 25 yaşlarında 105 adet kerestelik vasıflı selvi, 126 adet 15, 158 adet 10, 528 adet 7 yaşlarında selvi ağacı, 6 adet 4 yaşında ceviz, 36 adet 15 yaşında elma, 7 adet 11, 10 adet 6 yaşında kiraz, 3 adet 8 yaşında erik, 3 adet 8 yaşında iğde, 2 adet 10, 3 adet 4 yaşında çam ağacı mevcuttur. Taşınmaz içinde 15 adet 10, 25 adet 3 yaşında armut ağacı mevcuttur, parselin batısından DenizliFethiye yolu geçmektedir. Parselin çıplak arazi değeri 191.160,00YTL, Kerestelik ağaçların değeri 39.701,00YTL, parseldeki diğer ağaçların değeri 20.602YTL, arazinin toplam değeri 251.463,00YTL olup, borçluların hissesine düşen ve satışa çıkartılan 18/25 hissenin değeri 181.053,36YTL’dir. Muhammen Değeri: 181.053,36 YTL Satış Şartları: 1 Satış 01.05.2007 Salı günü 11.0011.10 saatleri arasında Çavdır Belediye Başkanlığı önünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 11.05.2007 Cuma aynı saatte ve yerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verebilir. KDV, ihale damga pulu, tapu harç ve masrafları, tahliye ve teslim masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye resmi satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi taktirde haklarını tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daire açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya birörneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarda yazılı dosya numara siyle Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kâim olacağı ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 13611) ÇAVDIR İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2004/580 İstanbul ili, Eminönü, Mollahüsrev, cilt 22, hane 19’da nüfusa kayıtlı bulunan Mehmet İhsan ile Ümmüşerife’den olma 1949 doğ. İSMAİL BİLGİÇ’in akıl hastalığı bulunması sebebiyle hacir altına alınarak KISITLANMASINA kendisine aynı yerde nüfusa kayıtlı bulunan Mehmet ile Habibe’den olma 1953 doğumlu eşi RABİYE BİLGİÇ’in VASİ OLARAK ATANMASINA karar verilmiştir. Bu karara itirazı olanların süresi içerisinde mahkememiz dosyasına müracaat etmeleri, aksi takdirde kararın kesinleşeceği hususu ilan olunur. 19.09.2006 (Basın: 13032) BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN 2006/859 TLMT. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın 04/04/2007 günü saat 14:00 14:10’da Muradiye Mahallesi, Muradiye Camii Karşısı 10 Sok. No: 73 Ceyhan/Adana’da yapılacağı ve o gün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 09/04/2007 Pazartesi günü aynı yer ve saatte 2. artırmanın yapılarak satılacağı; Su kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satış bedeli üzerinden KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur. 09/03/2007 Takdir Edilen Değeri YTL.: 18.000,00 Adedi: 1 Adet Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri): 01 L8868 Plakalı, 2004 Model, SKODA Marka , FABİA 1.4 TDI SEDA YEŞİL RENGİNDE Tipli, AMF529744 Motor No’lu , TMBDZ46YX44031377 Şasi No’lu Araç (İİK m.114/1,114/3) * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. (Basın: 13581) CEYHAN/ADANA İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear