26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 ŞUBAT 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Bedri Baykam’ın ‘Atlardan İkonlara’ sergisi Piramid Sanat’ta 28 Şubat’a kadar görülebilir 15 Bilinçaltının katmanları... KAYA ÖZSEZGİN üşlem yoluyla D “ideal” bir dünyaya girmek, gerçeklikle Ünlü fotoğrafçıların objektifinden Türkiye Kültür Servisi Magnum Photos’un 16 fotoğrafçısının toplam 205 fotoğrafının yer aldığı “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye” sergisi, İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Serginin açılışı nedeniyle İstanbul Modern Sanat Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, Müze Direktörü David Elliot ile sergi küratörleri Engin Özendes ve Diane Dufour’un yanı sıra sergide fotoğrafları bulunan Magnum fotoğrafçıları Ara Güler, Antoine D’Agata, Nikos Economopoulos, Alex Webb, Jim Goldberg, Bruno Barbey, Gueorgui Pinkhassov katılımıyla basın toplantısı düzenlendi. Oya Eczacıbaşı, “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye” sergisinin, birbirinden değişik kültürlerden gelen 16 usta fotoğrafçının 1940’lardan günümüze uzanan geniş bir zaman dilimi içinde ve farklı dönemlerde, çoğunlukla ülkemizde gerçekleştirdikleri çalışmaları bir araya getirdiğini söyledi. İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde 20 Mayıs Salı gününe kadar açık kalacak sergi üç bölümden oluşuyor. Süreli Sergi Salonu’nda yer alan “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye” adlı bölüm, 16 Magnum fotoğrafçısının 1940’lardan günümüze uzanan zaman dilimi içerisinde farklı zamanlarda çektikleri Türkiye fotoğraflarını içeriyor. İstanbul Modern Sanat Galerisi bölümünde, Magnum Photos’un 60’ıncı yılı anısına olaylar, alıntılar ve dünya fotoğraf tarihinde yar alan 65 fotoğrafının yanı sıra Magnum’un 71 özgün yayınına yer veriliyor. Müzenin alt fuayesinde yer alan bölümde ise “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye” bölümündeki fotoğrafçıların diğer önemli çalışmaları, 16 adet LCD televizyondan gösteriliyor. Sergi kapsamında, müzenin girişinde kurulan bir Karanlık Oda (Camera Obscura) ile çocuk ve genç ziyaretçiler için “Zamanı Durdurma Oyunu” başlıklı bir eğitim çalışması da düzenlenecek. bağını koparmak anlamına gelmiyor; aksine gerçekliğin güncel sınırları üzerinde gezinerek, düşlere geçerli gerekçeler temelinden yaklaşmak da mümkün. Yaşadığımız karmaşanın bu konuda düşlemi kışkırtıcı bir yanı bulunduğu hesaba katılırsa, çağdaş kültürün düşlere bunca davetkâr kapı açmasının anlamı belki daha iyi anlaşılabilir. Düşlemle dolu olan ve izleyiciyi böyle bir eyleme çağıran sanat, başından beri varoARİHSELLİĞE luşunun nedenlerinden ÇAĞDAŞ SELAM birini ona borçlu olduğu ‘Vahşi Atlar’, tuval üzerine karışık teknik 2003. (Ayrıntı) Değişik boya malzemelena göre, sanat yapıtlarırinin tuval resmine özgü düşlem, çağdaşlık bilincinin doğal nın düşlemsel motiflerle bunca düşüp kalkmasını doğal karşılamak bileşeni olagelmiştir. Her defasın yöntemlerle işlendiği, bir bölümüda kamuoyunda yaratageldiği tep nün şasi kullanılmadan duvara asılgerekecektir. Ancak bilinçaltıyla nedensel kilere bakılırsa, sanat onun açısın dığı ya da yere serildiği bu kompobağlarının derinden irdelenip orta dan bir eylem biçimidir aynı za zisyonlar, bu tür resmin artık miadıya çıkarılmasından bu yana düşle manda. Ama bir eylem sanatı, düz nı tamamladığı görüşünden yola rin “romantik” kurgular olmaktan anlamda söz konusu olmamıştır o çıkmakta direnenlere yeni bir uyaçıkıp daha kaotik boyutlar taşıdığı nun için. Sanatın doğal gelişimi rı mesajı içermiyor değil. Ama kada gerçek. Bilinçaltının diline özgü doğrultusunda edindiği konum, nımca asıl uyarı, Bedri Baykam’ın şifreler, Freud’a ve öteki psikana kendi adıyla örtüşüyor olduğundan, resimlerine salt sanatdışı ölçütlerlistlerin çabalarına rağmen bugün eylemsellik de onun vazgeçilmez le yaklaşma aymazlığı içinde bulude tam olarak çözülemediğine gö uzantısı olmuştur. Kimi zaman nanlaradır. Boyanın katmanlar hare, sanatçının durmadan yeni düş eleştiri gündemine taşınmış olsa da, linde üst üste bindirildiği ve yer ler üretmesini anlamak zor değil. bu eylemselliği, bizde benzer örne yer akıtıldığı, karışık teknikle etkiğine tanık olmadığımız haşarı sa li düzeylere taşındığı bu resimler, İR DÜŞLEM IRMAĞI natçı imajının uzantısı saymak da neolitik dönem mağaralarında en 1960’lı yıllardan bu yana, kov mümkün. Bedri Baykam’daki bu i erken örneklerini gördüğümüz saboylar ve Kızılderililerle ilgili de maj, onun sanat ve toplum ilişkile natsal yaratım eyleminden başlasenlerinden bugüne çizip boyadığı rini “sorumlu” kimliksellik pla yarak günümüze uzanan tarihsellibütün resimlerinde, zaman içinde nında daha ileri düzeylere taşıma ğe çağdaş bir selam olarak da alıkendi kimliğiyle birlikte akıp ge içgüdüsünün keskinliğinden kay nabilir. Bedri Baykam’ın bu sergilen bir düşlem ırmağı Bedri Bay naklanıyor. O nedenle içten içe ses si, kendi kimliğiyle özdeşleşmiş kam’a da eşlik etmiştir. Cinsel vur li bir söyleme dökülmese de, bu görünen yayınlarının da yer aldığı, gulardan siyasal tavra, çağdaşlık tepkinin beraberinde bir takdir duy örneğine ilk kez rastladığımız bir mekânda ses(li)siz bir “manifesidealine, paylaşılan edimlere varın gusu getirdiği gözden kaçmıyor. caya kadar, işleyip yoğunlaşma aşaİstanbul’da Taksim Alanı’na açı to” olarak da yorumlanabilir. masına getirdiği bütün işlerinde bu lan bir sokak üzerinde oluşturduğu (0212 297 31 15) Piramid Sanat’taki yeni sergisi, onun bütün dönemlerini kapsamıyor, ama Bedri Baykam adının çevresinde odaklanan sanatçı figürünü yeterince tanımayanlar için bir “okuma” temrini yaratıyor. Çocukluk hayallerini süsleyen at teması, son yılların tarihlerini taşıyan resimlerinde vahşi atlar olarak yeniden karşımıza çıkarken, başta Picasso olmak üzere çağdaş “ikonlar” da vahşi kapitalizmin yarattığı tipler halinde yerlerini alıyorlar bu resimlerde. Farklı alanları temsil eden ikonlarla dörtnala koşan atlar arasında dolaylı bir ilişki var kuşkusuz. Aziza Mustafa Zadeh geliyor ? Kültür Servisi Dünyaca ünlü caz piyanisti ve solisti Aziza Mustafa Zadeh, 23 Şubat’ta İstanbullu hayranlarıyla buluşacak. Konserlerinde Zeki Müren ve Âşık Veysel’in parçalarından Bach yorumlarına zengin bir repertuvar sunacak olan Azeri cazcının konseri, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek. Ünlülerin video portrelerini çekti ? Kültür Servisi Avangard fotoğraf sanatçısı Robert Wilson, portre çalışmalarına yeni bir soluk getirdi. Wilson, ünlülerin videoportrelerini kaydederek New York’ta sergiledi. Sinema oyuncuları Johny Depp, Brad Pitt, Isabella Rosselini, Selma Hayek, dansçı Dita Von Teese, şarkıcı Tom Waits ve Lou Reed, Wilson’ın yüksek tanımlı kamerasına poz veren 36 ünlüden bazıları. T Clint Eastwood’a Legion d’honneur ? LONDRA (BBC) Clint Eastwood’a geçen akşam Paris’teki Elysee Sarayı’nda törenle ‘Legion d’honneur’ nişanı verildi. Eastwood’a ödülünü sunan Jacques Chirac, törende yaptığı konuşmada ‘Hollywood’un en iyilerinden’ olduğunu söylediği sanatçının, ‘oyuncu olarak yeteneği’ ve ‘yönetmen olarak dehasından’ söz etti. Chirac, Eastwood’un sinema tarihinde ‘dikkate değer’ bir yer edindiğine de dikkat çekti. Geçen hafta dünya ilkgösterimi Berlin Film Festivali’nde yapılan son filmi ‘Iwo Jawa’dan Mektuplar’la, Eastwood, Oscar ödüllerinde de güçlü adaylar arasında yer alıyor. B Özetle ‘has bir şair’ ARİF DAMAR 2007 Ocak ayı ve bu ayı da kapsayan edebiyat dergilerinden: Akatalpa, Andız, Aşkın eHali, Berfin Bahar, BH Sanat, Dize, Esmer, Evrensel Kültür, H. Gösteri, Hayal, İle, kitaplık, Mühür, Mor Taka, Patika, Şiiri Özlüyorum, Tavır, Tay, Varlık, Yasakmeyve ve Yazılıkaya’da yer alan şiirleri okudum, inceledim. Müslim Çelik’in Yazılıkaya dergisinde yayımlanan “Yıldız dağı Yakımı” adlı şiirini Ayın Şiiri olarak değerlendirdim. Şair, seçtiğim şiirinde Sıvas, Madımak Oteli’nde cahil, fanatik, gözü kanlı mürtecilerin diri diri yaktığı otuz yedi can’ı anıyor, o acıya göndermede bulunuyor. Kapalı bir şiir. Belki de bu özelliğini daha önce söylemeliydim. Bu şiirin derin anlamına varabilmek için Pir Sultan Abdal’ı, şiirlerini bilmek, anımsamak gerekir. Hani Pir Sultan bir şiirinde, aklımda kaldığı kadar (doğru yaz mamışsam, bağışlayın) “Düşmanın attığı taş hiç bana değmez / İlle dostun attığı gül yâreler beni”der ya, ona da bir gönderme var. Müslim Çelik’in son yıllarda yayımladığı şiirlerin en güzeli bana göre. Müslim Çelik düzyazılar da kaleme alır şairler, şiirler üstüne. Yakın dostları Müslim’in sesinin güzelliğini, özellikle uzun havaları olağanüstü bir derinlikle söylediğini bilirler. Koşullar uygun düşerse ben de ondan önce birkaç şiir okumasını isteyerek bir anlamda yolunu yapar, hemen ardından: ‘Hadi Müslim, çek bakalım bir uzun hava’ derim, o da sağolsun kırmaz beni, başka yakın dostlarını da. Az konuşan, durgun, bütün esmerler gibi gülümseyince çok sevimli görünen, biraz içine kapalı, özetle has bir şairdir o. Çok az da olsa bana açık açık ‘niçin benim şiirimi seçmiyorsun’ diyenler oluyor. Bunca yıldır tanırım, bir gün bana bu konuyu ima bile etmemiştir. Her zaman söylerim: Bir şairin en başta gelen özelliği onurdur. Gerisini anlayışınıza bırakıyorum. YILDIZ dağı YAKIMI düşümde konuştuğum buluttu dedi, Sıvaz’ın gülleri açmaz Güneş’e saplı hançer kımıldatmak son umuttu bir şeyler olduğunu benden ayrılınca sorduydum sapsarı çiçeğe ilk görüntüydü gözbebeklerimde kalan Hınzır’ın elinde öfkeli hüznüyle ‘esmer ve çırılçıplak gecenin’ uzun yola çık, sürdürücüsü bir hecenin Koca Haydar yağmur dedim göğün açkı kilidini gösterdi Yenile açmış sözüm çıkar meydane Söz ver ki, çarpışasın tuzaklarla ya ne yane eriyip gider gece örter de üstünü Halk hakka saplanmalı, sızıp yaşama bir rehber ben, yaklaşıyorum derken öteki ne? Atılan beyaz o güldü, gönlü kuruttu ardısıra koşuştuğum umuttu Müslim Çelik PORTRE/MÜSLİM ÇELİK İlk şiiri Mayıs 1981’de Yazko Edebiyat’ta yayımlandı. Türk Dili, Hürriyet Gösteri, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Varlık, Edebiyat ve Eleştiri gibi dergilerde şiirlerini yayımlamayı sürdürdü. ‘Peryavşan’ adlı şiiriyle 1983 yılı Gösteri Dergisi şiir yarışmasında mansiyon, ‘Peryavşan’ (1988) kitabıyla 1989 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü kazandı. Şiir kitapları arasında ‘Hayriye Yitik Ülke’ (1996)), ‘İhbarlı Gül’ (1990), ‘Göğü Kokla Açılırsın Beşikte Karanfil’ (1997) sayılabilir. Kültür Servisi Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu tarafından düzenlenen ‘Ustalara Saygı etkinlikleri’ bugün yapılacak “Yıldız Kenter Gecesi” ile sürüyor. Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde, saat 19.00’da başlayacak gecede Türk tiyatrosunun büyük ismi Yıldız Kenter, tiyatrocu kişiliği ile ele alınacak. Geceye Can Kıraç, Demet Akbağ, Erdal Özyağcılar, Hakkı Devrim, Haldun Dormen, Hare Sürer, Hasan Anamur, Meh Yıldız Kenter için... met Birkiye, Melisa Gürpınar, Mustafa Alabora, Osman Şengezer, Sevgi Anlı, Suat Öztuna ve Talat Sait Halman konuşmacı olarak katılacaklar. Gecede Kent Oyuncuları da Yıldız Kenter için hazırladıkları özel gösteriyi sunacaklar. Geceyi Selen Domaç sunacak. Ustalara Saygı Geceleri, 24 Şubat 2007 tarihinde, Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gerçekleştirilecek olan “Halit Refiğ’e Saygı Gecesi” ile sürecek. CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear