26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2007 CUMA 6 HABERLER Genel kurulda konuşan Kılıç, ‘Kıdem tazminatına dokunulursa genel grev yolu açılır’ dedi BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Türkİş’ten grev uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkİş’in dört gün sürecek 20. Olağan Genel Kurulu dün başladı. Türkİş Genel Başkanı Salih Kılıç, kıdem tazminatına dokunulması halinde Türkİş için genel grevin yolunun açılacağını belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise asgari ücret seviyesinin yeterli olmadığını belirterek “İşsizlik konusunda da arzu ettiğimiz seviyede değiliz” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda yapılan genel kurulun açılışına, TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Başbakan Tayyip Erdoğan da katıldı. 9 Aralık’a kadar devam edecek Türkİş Genel Kurulu’nda, pazar günü seçime gidilerek yeni yönetim belirlenecek. Türkİş Genel Başkanı Kılıç, açış konuşmasında, işçi hak ve özgürlükleri bakımından Avrupa Birliği (AB) standartlarında bir Türkiye iste Hasan Âli Yücel Derken... Bir bakışta türban dalgasının daha da kabardığını görüyor isek de, Tarhan Erdem’in Milliyet’te son günlerde “Gündelik Yaşamda Din, Laiklik ve Türban” konulu araştırması, türbanın yanı sıra daha başka konuları da rakam kesinliğine bağladı. Muhalefetin, AKP yargıda kadrolaşacak iddiasıyla sert tepki gösterdiği, 4 bin 62 hâkimsavcı kadrosuna atama yolunu açan Hâkimler ve Savcılar Yasası’nı, Cumhurbaşkanı, bir noter hızıyla kaşla göz arasında imzaladı. Enflasyon başlamıştır, yükseliyor... AKP’yi çarpacak alametler gitgide artıyor ve art arda konumuz olacak. Bugünkü konumuz ise, bir kitap. Okurlarımıza haber vermekte gecikmek istemediğimiz önemli bir çalışma. ? Demokrasi, sadece oy sandıkları ile ayakta durmaz; aynı zamanda bir demokrasi kültürü yoksa, halkın düzeyi yükselmezse, şu içinde çırpındığımız çıkmazlarda oluruz. Cumhuriyet’i kuranlar, önce bu kültüre önem verdiler: Çağdaş bir eğitim kurup, laik ve demokratik bir kültürün yollarını döşediler. Başta Millet Mektepleri böyleydi... Arkasından kentlerde Halkevleri ve köylerde de Halk Odaları, bütün bir yurtta, çağdaş ve ulusal bir kültürün örgüsünü örüyorlardı. Eserde bir boşluğun bulunuşu da gecikmeden fark edildi: Eğitimin aydınlığı kentlerde kalmamalı, onu köylere de götürmeliydik. Köy Enstitüleri bu buluşun adıdır. 1940’lardan başlayarak bütün bir ülkeye dağıldılar. Sıradan bir eğitim ocağı olmayıp “üretim yapan bir okul örneği” idiydiler. Büyük bir “insan gizilgücü” bulunuyordu köylerde: “Köy Enstitüleri, işte bu gücü canlandırmanın, onu kullanmanın ortamını yaratıyor, yöntemini getiriyordu.” Cumhuriyet Devrimi, her atılımının öncüsünü de yarattı. Köy Enstitüleri de, Hasan Âli Yücel ile İsmail Hakkı Tonguç’un eseridir. ? Titiz kalemini ilginç konularda dolaştıran Alev Coşkun, Cumhuriyet Kitapları’nda, art arda iki kitap çıkardı: İlki, Tarihi Unutmamak, Günceli Yakalamak’tı (2006); Hasan Âli Yücel’e adadığı ikinci eserinde (2007), bir “Aydınlanma Devrimcisi”ni anlatıyor. Birincisinde çağdaş tarihimiz dile getirilirken, ikincisi çağdaş kültür tarihimize bakıyor. Hasan Âli Yücel’in Aydınlanma tarihimizde yer alışı, Milli Eğitim Bakanlığı’nda geçen 7 yılda (19381946) yaptıklarıyladır. İçinde, nice eğitim hizmetlerinin yanı sıra, ilk Maarif Şurası’nın toplanması (1939); Tercüme Bürosu’nun kurulması ile dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesi ve ansiklopedicilik, müzecilik; 1946’da, bilimyurduna özerklik de tanıyan Üniversiteler Yasası’nı hazırlatıp çıkarttırması, akla ilk gelenlerdir. Türk milli eğitiminin “altın yıllar”ıdır o yıllar. Hasan Âli Yücel de, cumhuriyetçi eğitim ve kültürümüzde bir Aydınlanmacı kuşağın son temsilcisidir. Yücel’in eğitim ve kültür alanında yaptığı büyük atılımlarına karşı toplumdan gelen ne olmuştur? Onun 1946’dan ve özellikle 1950’den sonra karşıdevrimciler tarafından birinci hedef olarak seçilmesine ne anlam vermeli? Hasan Âli, düpedüz yalnız bırakıldı, ama o yılmadı ve ödün vermedi, mücadelesini sürdürdü. Ya Köy Enstitüleri için yapılanlar? Bir yılda 20 Köy Enstitüsü açılmış ve beş yıl içinde 20 bine yakın köy öğretmeni yetiştirilmişti. Böylesine hızla ilerliyordu devrim. Ve İnönü, siyasal yaşamında iki büyük başarısının Köy Enstitüleri ve demokrasi olduğunu söylüyordu; Köy Enstitülerinin sayısının da 60’a çıkmasını istiyordu. Ne var ki, Köy Enstitülerine ilk çelmeler ise, İnönü iktidarda iken ve bizzat CHP içinden geldi. Daha sonra, Demokrat Parti, Köy Enstitülerinin ruhunu söndürüp kapattığında ne İnönü ne CHP sıralarından kimse tınmadı. Niçin? Bu ve daha başka yığınla soruya, Alev Coşkun doyurucu yanıtlar veriyor kitabında. Bu sorular ve yanıtlar ise, bugün de günceldir. Kutlanacak bir eser yazmıştır Alev Coşkun. ERDOĞAN’A PROTESTO Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının sonlarına doğru salonun üst katında bulunan bir işçi, ayağa kalkarak Erdoğan’a doğru bağırmaya başladı. Erdoğan’a sorununu anlatmak istediğini belirten İsa Çakmak adındaki işçi, talimatı üzerine korumalar tarafından oturduğu yerden diklerini söyledi. Anayasa ve çalışma mevzuatında temel sendikal hak ve özgürlükleri sınırlayan çok sayıda düzenleme bulunduğunu vurgulayan Kılıç, “Türkİş, üzerinde toplumsal bir mutabakat sağlanan bir anayasa değişikliği yapılmasını ve anayasanın toplumun ortak bir uzlaşma zemini haline getirilmesini savunmaktadır’’ diye konuştu. Kılıç, Türkiye’nin IMF politikalarıyla geldiği noktanın belli olduğunu kaydederek “ekonomide sıcak paranın yol açtığı riskler, yüksek cari açık, alınarak Erdoğan’ın yanına götürüldü. TCDD Genel Müdürlüğü’nde geçici işçi olarak çalışan Çakmak’ın, Başbakan Erdoğan’a, geçici işçilerin kadroya alınmasıyla ilgili çalışmanın dışında tutulduğunu, kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup işçinin kadroya alınmasının “bürokratlarca engellendiğini’’ ileri sürdüğü ifade edildi. dikalara örgütlenme çağrısında bulunmuştu. Sizin bu çağrınızla birlikte örgütlenme çalışması yapan sendikalarımız ve işçilerimiz ağır bedeller ödemiştir. 20032007 yıllarında Türkİş üyesi sendikalarca yapılan örgütlenme faaliyetleri sonucunda yalnızca sendikalara üye oldukları için 2025 binden fazla işçimiz işten atılmıştır.’’ Kıdem tazminatı konusunda kazanılmış hakkı geriye götürecek bir düzenlemeyi Türkİş’in kabul etmesinin beklenmemesi gerektiğini ifade eden Kı lıç, “Bu hakka dokunulması halinde Türkİş için genel grevin yolu açılacaktır’’ dedi. İşçinin istekleri Salih Kılıç, çalışma hayatını düzenleyen yasaların gelecek yıl uluslararası sözleşmelere uygun olarak ve sosyal tarafların beklentileri doğrultusunda değiştirilmesi gerektiğini belirterek, taşeronlaşmayı getiren düzenlemelerin ortadan kaldırılmasını, bu konuda işçiler lehine düzenlemelere gidilmesini, iş güvencesi yasasının kapsamının genişletilip etkinliğinin arttırılmasını ve kamu çalışanlarına grevli, toplusözleşmeli sendika hakkı tanınmasını istedi. ağır borç yükü, kronik işsizlik gibi çözüme kavuşturulmamış birçok temel sorun bulunduğunu” söyledi. Kılıç, işsizlik oranının “ürkütücü boyutlara vardığını’’ kaydetti. ‘Ağır bedel ödedik’ Kılıç, emekli dul ve yetimlerin yüzde 70’inin açlık sınırının altında, diğer yüzde 30’nun ise yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi verdiklerine işaret etti. Kılıç, şunları söyledi: “Sayın Başbakan 4 yıl önceki genel kurulumuzda bu kürsüden sen ‘Hem işçi hem ekonomist’ Erdoğan, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı’nın hazırlanış sürecinde, tüm kesimlerin görüşlerinin göz önünde bulundurulduğunu ileri sürerek “Şimdi bu noktada hiç kimse bu tasarı için, ‘Yangından mal kaçırır gibi parlamentoya gelmiştir, çok acele bir şekilde çıkarılmıştır’ diyemez’’ dedi. Erdoğan, Türkiye’nin borcuna yönelik eleştirilerle ilgili olarak da “Ben bir ekonomist olarak konuşuyorum. Borçlanma konuşulurken milli gelirinize göre borcun oranı tespit edilir. Bilen de konuşuyor bilmeyen de konuşuyor’’ derken, konu sosyal diyalog olunca bu kez, “Ben işçilikten gelmiş bir başbakanım” dedi. TBMM Başkanı Köksal Toptan da “Yeni anayasa yapılırken, bir taraftan toplumun geniş katılımını sağlayacak ama öte taraftan da modern bir anayasa yapılması hedefinden kesinlikle vazgeçmeyeceğiz’’ dedi. Avustralya’da Gülen hareketinin faaliyetlerinin yoğunlaştığına dikkat çekildi CHP’den ‘tarikatlara AKP koruması’ raporu TÜREY KÖSE ANKARA CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) raporunda AKP’nin ülkeyi “NakşiSüleymancıMilli görüş desteği ve dayanışması altında yönettiği, tarikatlarla iç içe olduğu” kaydedilerken, “Gülen hareketi Avustralya’da resmi ve cemaat desteği ile faaliyetlerini yoğunlaştırıyor. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Gülen cemaati uluslararası alanda faaliyetlerini yoğunlaştırdı” denildi. Raporda, “Zaman gazetesinin Avustralya baskısının kıtadaki tüm Türk yerleşim yerlerinde haftalık olarak bedava dağıtıldığına” da dikkat çekildi. CHP MYK’nin Parti Meclisi’ne sunduğu raporda, “Bu tarikatların arkasında kim var” başlığı altında gazetemizde de daha önce yayımlanan bazı haberlerle ilgili değerlendirmeler yer aldı. Raporda, “Tarikatlara AKP koruması” ara başlığı altında da “Amasya’da Anadolu Kız Meslek Lisesi’ndeki öğrencilerin namaz kılmaları yönünde baskı yapılması üzerine okulu bırakmak zorunda kalmaları, AKP iktidarının tarikatlarla iç içe yürüttüğü politikaların olumsuz sonuçlarından sadece bir tanesidir” denilirken, AKP’nin iktidara gelmesiyle tarikat, okul, yurt ve kursları üzerindeki yaptırım ve denetimlerin kaldırıldığına dikkat çekildi. P RO F. T E Z İ Ç ‘Yargı kararlarını uyguladık’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, üniversitelerdeki türban yasağına ilişkin olarak, “Örtünme biçimi yargılama makamlarının karara bağladığı bir konudur. YÖK olarak bu konuda mahkeme kararlarının uygulanmasını sağlamak zorundayız” dedi. Görev süresi yarın sona erecek olan Teziç, dün bir veda toplantısı düzenleyerek, kendi döneminde yapılan çalışmaları anlattı. Teziç, görev süresi boyunca bireysel değil kurumsal karar verdiğini belirterek, “Herhangi bir üzüntüm ya da pişmanlığım yok” dedi. Teziç, üniversiteler toplumu ya da değer yargılarını sarsıcı görüşler ortaya atsa da bunların olağan karşılanması gerektiğini söyledi.AKP hükümetiyle yaşanan, üniversitelerin kadro sorununa işaret eden Teziç, “2004 2006 yıllarında yargı yoluyla genelgeleri aştık. Bu zaman dilimi içinde de 5 6 bin civarında, öğretim üyesi olabilecek elemanları kaybettik. Umarım bundan sonra daha anlayışlı bir bakış açısı yerleşir” dedi. Teziç, mason olduğu yönünde iddialar bulunduğu sorusuna ise “Böyle bir sıfatım olsa bunu hiç çekinmeden söylerim. Yok” karşılığını verdi. Teziç, üniversitelerde türban yasağı ile ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi: “20 yıldır tartışılan bir konuda parlamentodaki vasıflı çoğunluklar dahi niçin bir düzenlemeye gidemediler, sormak lazım? Konu Avrupa mahkemelerine taşındı. Oradan da gelen bir karar mekanizması var. Bunlar da sözleşmeler gibi bağlayıcı nitelikte. Bunları aşmak sanıldığı gibi kolay değil. O bakımdan bu konunun faturasını YÖK’e çıkarmak isabetli değil.” BAKAN FARUK ÇELİK: Görüş ve önerilere açığız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sosyal tarafların çalışanların haklarının tırpanlandığı gerekçesiyle karşı çıktığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda Değişiklik Öngören Yasa Tasarısı’nın çok karmaşık ve katkıya muhtaç olduğunu söyledi. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda değişiklik öngören yasa tasarısı, dün TBMM Çalışma ve Sağlık Komisyonu’nda görüşüldü. Görüşmelere TOBB, TÜSİAD, Türkİş, Hakİş ve Türk Tabipleri Birliği’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı. Milletvekillerine ayrıntılı bir sunum yapan Bakan Çelik, mevcut sosyal güvenlik yasalarında bugüne kadar 266 değişiklik yapıldığını, 630 olan madde sayısının zaman içinde 1023’e ulaştığını söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nı iptal etmesinin ardından yeni bir tasarı hazırlandığını anlatan Çelik, sosyal taraflardan 198 görüş geldiğini, bunun 71’inin taslağa yansıtıldığını kaydetti. ‘Karmaşık ve tuzakla dolu’ Tasarının çok karmaşık ve katkıya muhtaç olduğunu vurgulayan Çelik, AKP olarak “biz yaptık oldu” gibi bir anlayış içinde olmadıklarını söyledi. Tasarı üzerinde söz alan milletvekillerinden CHP’li Tekin Bingöl, “Son derece karmaşık tuzaklarla dolu bir tasarı” dedi. Komisyon, tasarının tümü üzerinde bir rapor hazırlayarak Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunma kararı aldı. CUMHURİYET 06 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear