26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ARALIK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Masa Salim Akçay: “Atatürk’ün masasını ağızlarına almasınlar; onlar o masanın yanından bile geçemezler!” Ya ğ m u r E k i m Dini eğitim anaokuluna inmiş... “Camiler kışla; okullar eğitim alayı!” ISPARTA’DAKİ uçak kazasından sonra adı bizde saklı bir pilot acısını yüreğine gömüp anlatmaya başladı. Anladık ki, havacılıkta olmazsa olmaz koşullardan, disiplin ve eğitim sizlere ömür: “Örneğin THY, son altı yıldır hem siyasi hem de dini kadrolaşma saldırısıyla karşı karşıya. Diğer birimlerdeki kadrolaşmayı aşağı yukarı bitiren iktidar ve uzantısı yönetim, olumsuz sonuçlarının vahametini bile bile şimdi de uçuş bölümüne saldırmaya başladı. Mesleki geçmişleri pilotluk için bile yetersiz bazı kişiler, bir grup genç pilot adayını THY’ye pilot olarak yetiştiriyorlar. Ülkenin başbakanının, ‘Hamili kart yakınımdır devri geçmiştir’ sözünü söylemesinden kısa bir süre sonra Roma imparatorlarından Calligula’nın atını önce general sonra da konsül seçtirmesi gibi özel pilotunu uçucuların en üst kademesine getirmesinin liyakat sözcüğü ile tarikat BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Bir Çalık bir Çalık’a bre Çalık, gel beraber ihale yapıp alık avlayalım demiş! Yargıç Erol İşisağ: “İktidar yargıçları mülakatla seçecek. Böylece ulemaya danışmanın önü açılacak...” sözcüğünün yer değiştirmesinden başka ne anlamı olabilir. Daha geçen yıl mayıs ayında, Yüksek Askeri Şura kararıyla irticai faaliyetlere karıştıkları için ordudan atılan beş pilot yalnızca helikopter pilotu olmaları nedeniyle yetersiz oldukları bilinmesine karşın THY’ye pilot olarak alındı. Yıl 2007 ve aylardan temmuz, bu kişiler hâlâ eğitimde ve öğretmenlere, ‘ne yapıp ne edip bunları pilot yapacaksınız kardeşim’ baskısı sürüyordu. Yönetici yukarıdan gelen, öğretmen de yöneticiden gelen baskıdan bunalmış ama ne çare yapacak bir şey yok kimsenin vicdanı ‘oldu’ demeye izin vermiyor. Sonuç olarak üçünün işine son verilirken her ne Havacılık sebepten ise ikisi hâlâ eğitime devam ediyor ve durumları henüz belli değil. Şimdi THY’ye bu yolla alınan pilotlara verilen eğitim kriterleri belli ve süreleri de bir bazen de iki ay sürerken ne olmuş da bu kişilere özel muamele yapmakta ısrar edilmektedir. Havaİş Sendikası’nın verdiği bir ilan karşısında hissedarlarının paylarını korumak için harekete geçen Sermaye Piyasası Kurulu acaba süresi bir yılı aşan bu eğitim masraflarının hesabını THY yönetiminden soracak mıdır? O ilan yüzünden kendisi hakkında suç duyurusunda bulunan THY için mahkemede bu konuları delil olarak sunabilecek olan sendikaya ne ceza verilecektir acaba ve en önemlisi bu ısrarlar sonucu ileride olabilecek kazalar sonunda yargı bunun hesabını sorsa bile kamuoyunun önüne ne yüzle çıkacaklardır sebep olanlar!” Müjde İstanbul Kurtuluyor! Başbakan yine açıkladı, İstanbul gibi büyük kentlere “özel vergi” uygulamak lazımmış! İyi de İstanbul neresi? Sultanbeyli, Esenyurt İstanbul mu? Kafanızdaki İstanbul haritası neresi? Laf doğru. Ama eksik; her eksik, içinde bir yığın yanlış taşır. İstanbul’u il haritası olarak alırsanız, bunca yoksula “ayakbastı parası” yüklersiniz. Bu doğru bir şey mi? Size umut bağlayan yoksullara uzatacağınız ‘el’, ‘gül’ bu mu? Benim İstanbulum Surların içi, Fatih, Eminönü, Beyoğlu belediye hudutlarıdır. Sizinki daha büyük olabilir. Başbakanımızsınız, muhtemel ki daha büyük düşünüyorsunuz. Hikmetinizden sual edilmiyor. Şöyle soldan, size el uzatsak; desem ki, İstanbul’un boş yerlerine, iri, görgüsüz, türedi gökdelenler yaptırmasak da, çok değil 1970 haritalarını baz kabul edip, bir restorasyona girişsek. Doğu Roma’dan, Bizans’tan, Osmanlı’dan kalan tarihi mimari yapıları açığa çıkarıp bir müze kent oluştursak. 500 metrekarenin altındaki tapuları iptal etseniz ya da onlara kenarda TOKİ’ye yaptırdığınız konutlardan tahsis etseniz. Üstüne de bir maaş bağlasanız, İstanbul rahatlar ve satılacak hale gelir. Buradan İstanbul’u satın anlamını çıkarmayın hâşâ! Oteller kenti olsa İstanbul. Telefoncu Yaşar Şengel “‘Mağdur oldu, diye sıkma başlılara telefon eden RTE, bugüne kadar kaç şehit ailesini aramaya vakit bulabildi?” SESSİZ SEDASIZ (!) ’Çankaya De ki Müdürlüğü’ kuruldu ÜLKEMİZE ve milletimize hayırlı ve uğurlu olsun; İslamcı iktidar döneminde Başbakanlığa bağlı olarak çalışmaya başlayan “De ki Müdürlüğü”nün tıpkısının aynısı Cumhurbaşkanlığı’nda da kuruldu. AKP’nin Cumhurbaşkanı yaptığı Abdullah Gül’ün ne ettiği, ne etmediği artık “Çankaya De ki Müdürlüğü” tarafından açıklanıyor: Dosyadaki “kara çarşaflı” notu için YÖK’ten geldi demedi; karısının kırmızı tabanlı ayakkabısının fiyatı ekteki seri numarası verilen faturada da görüldüğü gibi 450 euro değildir; kendileri yasaları bir saat içinde Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Reform Gülhan Elmas: “Reform adı altında vatandaşın sosyal hakları birer birer elinden alınıyor. Soygunlar da bu gidişle ‘Eller yukarı bu bir reformdur’ diye yapılacak!” onaylamamakta, tasarı ve teklifleri incelemeye henüz komisyon aşamasındayken başlamaktadır. En güzeli de yasaların onaylama çalışmasının, yasa tasarı ve önerilerinin henüz komisyonda görüşülürken başlatılması olsa gerek. Çalışmaları komisyon aşamasında başlatmak iktidara zaman kazandırır gibi görünse de bunun yeterli olduğu söylenemez. En iyisi, başbakan çıkartılacak yasanın adını ağzından çıkarttığında Çankaya Köşkü’nde onay için inceleme çalışmaları başlatmaktır. Bu konuda bir yanlışımız varsa lütfen “De ki Müdürlüğü” tarafından düzeltilsin. EminönüFatih İmalatçının, nalburun, kabzımalın, kapkaççının elinden alınsa; Avrasya’nın moda, konferans merkezi olsa. Mısır Çarşısı yerine kuyumcu, sarraf dükkânları olsa, bitpazarı yerine markalaşmış ürünler satsak. Tarihi dokularının dışındaki alanları tümüyle iki katlı taş mağazalara çevirsek. İstanbul’u Roma’ya, Venedik’e özendirsek. Fatih ilçesini tümüyle Avrasya’nın üniversite kenti haline getirsek, 12 milyon öğrenci, yarısı kadar öğretim görevlisine bıraksak, Çapa Tıp Fakültesi’ni Kartal’a taşısak, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni Küçükçekmece’ye taşısak. Bakınız, her yağmur ve karda bütün yollar trafikten şişiyor. Kıpırdanmaz hale geldi. Eminönü’nün gündüz nüfusu üç milyon, Fatih’te iki hastanenin günlük ziyaretçi sayısı üç yüz bin, fonksiyon değişince bunlar orada ne arasınlar?.. Karanlık çökünce kapkaççıya teslim oluyor ve güzel İstanbul suçla sevişir hale geldi. Aleviyi suni ılımlı İslam aşısıyla Sünni yapamazsınız abiler! 2. Sevr Haritası mı? MERİÇ VELİDEDEOĞLU Anımsanacağı gibi Şubat 2005’te, bir AB Parlamento Komisyonu toplantısında Fransız parlamenter J. Toubon, bizimkilerin gözlerinin içine baka baka: “Türkiye, Sevr’i kabul etmelidir!” deyiverdi rahatça... Sevr, Batı’nın yüzyıllardır Türkler için düşlediği bir tasarıdır; bunun 20. yüzyılın ilk çeyreğinde gerçekleşmesinin başını İngiltere çekmiş, “maşa” olarak da Yunanistan’ı ve Başbakan E. Venizelos’u kullanmıştı. Venizelos, Londra, Paris, San Remo en son da Spa Konferansları’nın kulislerinde, Trakya’yı, İzmir ve çevresini koparabilmek için fır dönüyordu; Trakya, Venizelos’a verilince, Spa’da belirtilen temel amaçlardan biri olan “Türklerin Avrupa’dan atılması” böylece gerçekleşecekti. B. Britanya, İrlanda Kralı, Hindistan İmparatoru Majesteleri’nin sadık adamları Başbakan Lloyd George, Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un öteki temel amaçları da “Ortadoğu’yu biçimlendirmek”ti kuşkusuz. Bu da, Osmanlı’dan koparılacak topraklar üzerinde kurulacak devletlerin nasıl oluşturulacağına, yönetimlerinin nasıl olacağına bağlıydı; dönemin ABD Başkanı T. W. Wilson’ın, oluşumuna öncülük ettiği Birleşmiş Milletler’in (BM) 26 maddelik kuruluş ilkelerinin, 22. maddesi bu düzenlemeye özgülenir; böylece Osmanlı Devleti’nin nasıl parçalanacağı ayrıntılarıyla belirtilir; dahası bu “26 madde” olduğu gibi Sevr Antlaşması’nın başına yerleştirilir. Bu bağlamda ilginç olan bu “kurucu” ilkelerde, Osmanlı Devleti ile birlikte yenik düşen ülkelerden hiç söz edilmemesi, adlarının anılmamasıdır; demek ki, günümüzde “her derde deva!” BM’nin çekirdeğinin dayanaklarından biri de, bir bakıma, Türklerin nasıl çökertileceğidir. Ne ki, bu ilk Sevr haritası, dolayısıyla Ortadoğu’nun yeni sınırları ABD’yi memnun etmeyecektir, ABD’nin, İngiltere’nin dümen suyundan çıkıp, onu dümen suyuna alarak, yeni bir Ortadoğu düzenlemesi peşine düştüğü görülür. Türkiye’de, “Amerikan mandaterliği”ni isteyen “mandacılar”, zaten çok önce ABD’ye kucak açmışlardı; ABD yeni bir Ortadoğu için Anadolu’nun “anahtar” değerinin ayrımındadır; “Kurtuluş”un ilk gününden Lozan’a dek her aşamasını günü gününe Anadolu’nun içinde izler; kuşkusuz “Kuruluş”un da en yakın izleyicisidir. 20. yüzyılın ortalarında ise adeta “ikinci mandacılar”, ABD’siz soluk alamayan, “Küçük Amerika olacağız!” diyenler iktidarı ele geçirir Türkiye’de. Çok sürmez; bu ikinci mandacıların yolu da birinciler gibi, “Atatürkçü ordu” tarafından “27 Mayıs 1960 Devrimi” ile kesilir. Öte yanda yolunda hızla ilerleyen ABD Majesteleri’nin İngiltere’sinin yerine geçmiştir; emperyalizmin yeni patronu artık ABD’dir. 21. yüzyılda, Lloyd George’ların, Curzon’ların yerini Bush’lar, Condoleezza Rice’lar almış; Yunanlıların yerine de Iraklı Kürtler ve PKK sahneye çıkarılmış, Venizelos’un yerine yeni “maşa” olarak da Barzani ortaya sürülmüştür. Türkiye’de de ABD’nin yıllar boyu suladığı dincilik, 2002’de meyvesini vermiş; dinsel temelli, ABD’ye bütünüyle bağımlı AKP’nin Gül’leri, Recep’leri v.ö. iktidardadır artık. Bir bakıma bunlar da “üçüncü mandacılar”dır; ilk mandacılardan ayrımı “din ticareti” ile beslenmeleri, olağanüstü bir medya ve “aydın(!)” güruhu ile desteklenmeleri. Bilindiği gibi bu üçüncü mandacılar, erekleri (hedef) için kullanacakları AB’nin kapısı önünde alışkın oldukları “emir kulu” durumunda beklemekteler; ne ki AB’nin kapıyı açmaya niyeti yok; durmadan yeni koşullar sıralanıyor; işte bunlara J. Toubon “Sevr’i kabul et!” koşulunu da ekledi. Böylece ABD’ye kendi haritasını, kendi Sevr’ini açıklama fırsatı yaratıldı; 2006’da yarbay Ralph Peters aracılığıyla, Anadolu’yu bölen, Ortadoğu’yu yeniden biçimlendiren “2. Sevr” haritası dünyanın gündemine sunuldu. Üçüncü mandacılardan “çıt” çıkmadı... Birinci ve ikincilerin yolu kesilebildi; bu üçüncü mandacılar da aynı sonuca uğrarlar mı dersiniz? KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr BalatFenerEyüp BalatFenerEyüp hattını dinler merkezi yapsak, (Hani büyük hoşgörü sahibiyiz ya!) dini değerleri olan turistlere açsak. Ya da onların eğitimöğretimine izin versek. GalataPeraKaraköy Galata, Pera Karaköy, nalburdan, akşamüstü beşte başlayıp sabah beşte biten sözüm ona ‘bar’lardan arındırılsa, her iki yakaya bu tür faaliyetlerde kullanılacak imar verip, otoparkıyla yeniden yapılandırılsa... Beyoğlu’nu geceleri emniyet görevlileri değil, basit sokak çeteleri kontrol ediyor. Hiç rahatsızlık duymuyor musunuz? Nasılsa eşleriniz her türlü faaliyete katıldı. Bir de, bir akşam kolunuza takıp koruma almadan, İstiklal Caddesi’ni ya da bir arka sokağını bir dolaşsanız. Kasımpaşalılar sizi özlemiştir. Bir haldaş olsanız hani!.. Karaköy sahilinde satılanlar, İstanbul’un başka mahallinde satılamaz mı? Ampul, çivi, oto parçası vb. Kartal’da, Küçükçekmece’de satılamaz mı? Yerindelik, uygunluk gibi şeyler ne zaman bizim lugatimize girecek? Taksim Taksim uluslararası ticaret mahkemelerine (Hani Avrasya’nın ya da BOP’un başkentiyiz ya) açılsa, Londra’ya inen üç milyon avukatın beş yüz bini buraya gelse. GalataPeraTaksim nitelikli turiste açılsa... Kıyı bankacılık diyorlar şimdi, eskiden Galata bankerleri varmış hani. Ufacık Monako, bu tür bankalardan geçiniyor. Hani bizde bu tür yabancı sermayeye açılsak. Yani, İstanbul’un fonksiyonunu değiştirip yeni vizyonla, Türkiye Cumhuriyeti yılda 4060 milyar dolara kapısını aralasa. Bu semtlerde hâlâ ayda 20 YTL’lik kumanya dağıtıyorsunuz. Hiç aklınıza başka bir şey, başka bir çözüm gelmiyor mu? “Pansuman tedbirler”le değil, radikal restorasyona var mısınız? Evladı Fatihansınız ya, Fatih rahat uyuyor mu? O zaman, o İstanbul’a ek vergi de korsunuz, giriş çıkış parası da. Hem siz, hem İstanbul, hem Türkiye kazanır. gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 71 71 ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com m.velidedeoglu?hotmail.com GENEL KURUL ÇAĞRISI Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz ilçesinin 2007 Yılı Olağan Kongresi 29/12/2007 Cumartesi günü saat 11.0017.00 arasında Özdemir Halı Saha Tesisleri DedeoğluÇubuklu adresinde yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantı 30/12/2007 Pazar günü tekrar aynı yerde ve aynı saatte yapılacaktır. Gereğinin yapılmasını saygılarımızla arz ederiz. GÜNDEM 1. Açılış ve yoklama 2. Kongre Başkanlık Divanı seçimi ve Başkanlık Divanına tutanakları imza etmesi hakkında yetki verilmesi 3. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı 4. Yönetim Kurulu faaliyet raporlarının okunması 5. Çalışma ve hesap raporlarının okunması, görüşülmesi ve onayı 6. İlçe Başkanlığı, ilçe yönetim kurulu, ilçe yedek üyeleri ve il Delegelerinin seçimi 7. Dilek ve temenniler 8. Kapanış TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Aralık www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Şiiliğin dört 1 büyük mezhebinden biri. 2/ 2 Şamatacı, edepsiz kimse. 3 3/ “Yapıtlar” 4 anlamında eski 5 sözcük... Değerli bir kürk 6 hayvanı. 4/ Dat 7 ça Yarımada 8 sı’na verilen bir başka ad. 5/ Kü 9 çük erkek kardeş... Öz1 2 3 4 5 6 7 8 9 su. 6/ Eksiği olmayan... 1 MA N C I N I K Yayla ya da bahçe kulü2 A Y A R A S A T besi. 7/ “Yollar bir , 3 N A F T A I L I dağlar düğüm / Çözüle T E K İ R P çözüle bitmez” (B.S. 4 C H A K Erdoğan)... Tibet sığı 5 I R A K İ H A N E T rı... Nikel elementinin 6 N A S İ simgesi. 8/ Çabuk ka 7 I S I R A N nan, hemen inanan. 9/ 8 K A L K E S İ K Şarbon hastalığına ve 9 T I P T İ K İ rilen bir başka ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Kuran’ı ayetlerinin içsel anlamlarına göre yorumlamayı öneren tasavvufi tefsir okulu. 2/ Sanatçıları, bilim adamlarını koruyan, onlara her yönden destek olan varlıklı kimse... Bir tür pasta. 3/ Yerfıstığı... Sodyum elementinin simgesi. 4/ Otlak... Osmanlı devletinde, taşradaki nüfuzlu ailelere verilen unvan. 5/ Parola... Nezle. 6/ İçine ıspanak, peynir, patates ya da kıyma konularak hazırlanan bir tür pide... Yağmur suyunun biriktiği çukur yer. 7/ Alışkanlık... Olumsuzluk belirten bir önek. 8/ Ünlü bir Roma imparatoru. 9/ “Ayrılık ateşten bir / Nazlı yârdan hiç haber yok” (Türkü)... “Vücuttaki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear