26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 ARALIK 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bizans Sarayı’nı ‘altına alarak’ gerçekleşen otel inşaatının ‘tarih katliamı’ 1990’larda başlamıştı 3 GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Sultanahmet’teki entrikalar OKTAY EKİNCİ Halk Unutmaz! Yılın bu günlerinde Sarıkamış’ı konuşmak alışkanlık haline geldi. Almanların elinde oyuncak olan Enver Paşa’nın, doymak bilmeyen hırsı ve cahil cesaretiyle giriştiği bu harekât bir hezimetle sonuçlanmıştı. Rus ordularını Kafkasya’dan atmayı, Hindistan’a kadar gidip Müslüman halkı İngilizlere karşı ayaklandırmayı planlayan Enver Paşa, tam aksine Doğu Anadolu’nun büyük bir bölümünü Ruslara kaptırmıştı. Kendisi Hindistan’daki Müslümanları ayaklandırmayı hesaplarken, Türk kentlerini birer ikişer ele geçiren Ruslar, Ermenileri Türklere karşı ayaklandırdılar. Sarıkamış hezimeti, bugünlere kadar etkileri süren siyasalaskeri sonuçlar doğurdu. Ama asıl, 90 bin şehidiyle hatırlandı. Aç, susuz, çıplak, yorgun, hasta demeden kışın en şiddetli günlerinde dağ tepelerinde ölüme sürülen askerleriyle... ??? Son yıllarda Sarıkamış şehitlerini anmak, bir tabu haline gelmiş olan bu tarihsel olayın tartışılmasını sağlamak, Sarıkamış’tan bugün de alınacak dersleri ortaya çıkarmak için yapılan çalışmalar, ‘saptırma uzmanları’nı da harekete geçirdi. İlk yaptıkları da şehit sayısı üzerinde çarpıtma girişimleri oldu. ‘75 bin kişilik ordunun 90 bin şehidi mi olurmuş?’ diye alay ederek... Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez de bunlara hak ettikleri cevabı verdi. Bir yazılı açıklama yapıp, rakamlar değişiklik gösterse de, 90 bin rakamının bile mütevazı bir sayı olabileceğini, anılara ve araştırmalara dayanarak hatırlattı. Bir kalp cerrahı olan Prof. Sönmez’in şu sözleri, tarihçilere de, kendini tarihçi sananlara da bir ders niteliğinde: “Bu konudaki verilen rakamların farklılığı dikkate alındığında ortaya çıkan sonuç şudur: Bizler bu savaşta ne kadar asker kaybettiğimizi korkarım hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Kanımca şehit sayısı tartıştırılarak bazı gerçekler saptırılma yoluna gidilmektedir. 90 bin rakamının patenti bize ait değildir; Sarıkamış’ı, Enver Paşa’nın sansürüne, akademisyenlerintarihçilerin konuya olan ilgisizliğine rağmen ağıtlarıyla, türküleriyle unutmayan, unutturmayan halkımıza aittir.” Prof. Sönmez’in bir de çağrısı var: “Şehit sayısının ne önemi var. Bugün güneyde bir şehit verdiğimiz zaman kaç bin ananın, kaç bin babanın canı gidiyor, görmüyor muyuz? Gelin tüm şehitlerimizi aziz mertebesine yükseltelim.” ??? Prof. Sönmez’in dediği gibi, bu halk şehitlerini unutmuyor. Siyasetçiler ve tarihçiler unutsa da... 2007 yılında Mehmetçik Vakfı’na yapılan kurban bağışı geçen yıla göre yüzde 73 artmış. Vakıf da şehit ailelerine yardımlarını yüzde 100 arttırmış. Şehit ailelerine de, unutmayan, unutturmayan bu güzel halka da güzel bir yeni yıl diliyorum. hikmet.bila@ntv.com.tr Sultanahmet’teki “Bizans Sarayı” tahribatı Milliyet’te yeniden belgelenince, sorumlular bile “Bu kadarı da olmaz” diyorlar. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da Four Seasons otelinin tarihi mirası “altına” alan “ek” binasına nasıl izin verildiğini inceletiyor... Ne var ki aynı tahribat, “10 yıl”ı aşkındır ve yine hep “tepki”lere rağmen “kesintisiz sürüyor”... Örneğin Cumhuriyet’teki yazılarımızın yanı sıra Mimarlar Odası ve Arkeologlar Derneği gibi ilgili kuruluşların da sayısız uyarıları derlense, kalın bir kitap olur.... Çünkü aynı katliam, Sultanahmet Cezaevi’nin 1990’lardaki otele dönük 1920’lerde Sultanahmet Cezaevi ve Adliye Sarayı âzım Hikmet’lerden Nail Çakırhan’lara nice bilgemizin “volta”ladıkları eski hapishane avlusu, “bodrum kat” yaratmak için 10 m. kazılmış, sarayın kalıntıları “mutfak”, “çamaşırhane” uğruna yok edilmişti. N “restorasyon”undan itibaren başlamıştı. Nâzım Hikmet’lerden Nail Çakırhan’lara nice bilgemizin “volta”ladıkları eski hapishane avlusu, “bodrum kat” yaratmak için 10 m. kazılmış, sarayın kalıntıları “mutfak”, “çamaşırhane” uğruna yok edilmişti. Oysa, Os manlı’daki adı “Dersaadet Cinayet Tevkifhanesi” olan cezaevinin henüz turizm tahsisi bile kesinleşmeden önce demiştik ki; “Burası ülkenin ve dünyanın en önemli arkeolojik merkezlerinden biridir. Üzerindeki cezaevi binası otel olursa, toprak altına yapılacak her türlü müdahale tarihe zarar verecektir...” Aynı arsanın devamındaki 1. derece arkeolojik SİT alanında “ek bina yeri” için, üstelik “otelin sağladığı olanaklarla” 1998’de başlatılan sondaj kazılarında da şunları söylemiştik: “Sarayın diğer bölümlerinin bulunduğu bu alan otel arazisinden çıkartılmalı, kazılar oteli genişletmek için değil, tarihi belgelemek için yapılmalıdır...” Bütün bu uyarılara da aldırılmadan, aynı kazılarla çıkan kalıntılara sözde “zarar vermeyecek” (!) otel blokunun projeleri de 2000’lerde şöyle açıklanmıştı: “Bina havada duracak...” Böylece, ülkeyi sarmalayan “kültürsüz rant turizmi” politikalarının da bugüne dek “kesintisiz” sürmesi yüzünden, hem otelin altında kalan, hem de komşu alandaki “İstanbul tarihi” gözden çıkartılmış oldu.. Şimdi herkes soruyor: “Geriye dönülebilir mi?..” Eğer böyle bir uygarlık örneği gösterilebilirse, yine 1990’lardaki “devletten dileğimizi” yinelemek galiba en doğrusu: “Özellikle edebiyat ve sanat dünyamızın en ünlü isimlerinin yattığı bu özgün mimarili hapishanenin bir demokrasi ve adalet müzesi olarak ülkeye ve dünyaya armağan edilmesi.. arkeolojik parkın ise özel değil, kamusal alan olarak düzenlenmesi...” Berkarda onursal başkan Demokratik Dayanışma Derneği, derneğin kurucuları arasında yer alan ve derneğin bugünlerine ulaşmasında önemli rol oynayan Prof. Dr. Bülent Berkarda’yı genel kurul kararı ile “Onursal Başkan” unvanına layık gördü. Demokratik Dayanışma Derneği’nin yeni Başkanı Gülay Yedekçi Arslan, Prof. Berkarda’ya plaket verdi. İstanbul 36 saat susuz kalacak İstanbul Haber Servisi İSKİ, İstanbul’un Anadolu ve Avrupa yakalarındaki bazı semtlere 2 Ocak Çarşamba günü 36 saat süreyle su verilemeyeceğini duyurdu. İSKİ’den yapılan açıklamada, su kesintisinin nedeni olarak Melen Suyu’nun Avrupa yakasına ulaşması için inşa edilen bağlantılar ve bazı onarım bakım çalışmaları gösterildi. Açıklamada, 2 Ocak Çarşamba günü saat 08.00 ile Perşembe günü 20.00 saatleri arasında Avrupa yakasında Bakırköy ilçesi Florya, Yeşilyurt, Yeşilköy haricindeki tüm bölgelere, Güngören ilçesi Merter, Haznedar ve Tozkoparan mahalleleri, Zeytinburnu ilçesinin tamamına, Fatih ilçesi sahil kesimi ve alçak kotlara, Eminönü ilçesinin tamamına, Beyoğlu, Beşiktaş ve Sarıyer ilçelerinin sahil kesimlerine, Bahçelievler ilçesinin Merkez Mahallesi, Anadolu yakasında da Kadıköy ilçesinin tamamına, Üsküdar ilçesi Altunizade, Barbaros Mahallesi, Acıbadem, Zeynep Kamil ve üst kotların bir kısmına, Sultanbeyli ilçesi Battalgazi, Ahmet Yesevi, Turgut Reis, Mecidiye, Mimar Sinan mahalleleri ile Adil Mahallesi’nin bir kısmına su verilemeyeceği kaydedildi. CUMHURİYET 03 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear