Catalog

SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2007 PAZARTESİ 6 HABERLER Irak’ın kuzeyine yönelik operasyonun ardından uluslararası kamuoyunun tavrı terör örgütünü zora soktu TSK kararlılığını gösterdi Şahin: Yargıda kadrolaşmıyoruz ? ANKARA (AA) Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu’nu ziyaretinde özellikle muhalefetin “Yargıya müdahale ediliyor” eleştirilerine tepki göstererek “Torpil, kayırmacılık, iltimas marjinal kalmış siyasi partilerin işidir. Sokakta yürüyen iki kişiden biri zaten bize oy vermiştir. Kimi kime tercih edeceksiniz” diye tepki gösterdi. Şahin yeni düzenlemeyle yazılı sınavın ağırlığının yüzde 70’e çıkarıldığını belirterek “Bunlar nasıl bir siyasi kadrolaşma amaçlı olabilir. Daha önce olmayan bir şeyi adayların lehine daha da güçlendiriyoruz, mülakata daha az değer veriyoruz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hükümet tarafından sınır ötesi operasyon konusunda yetkilendirmesinin üzerinden kısa süre sonra uygulamaya geçmesi, Genelkurmay’ın bölücü terörle mücadele konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor. İlk nokta operasyonlara ilişkin Genelkurmay’dan yapılan yazılı açıklamalar, hükümetin verdiği “siyasi direktif”e ilişkin ipuçları verirken bundan sonra olası operasyonların çerçevesi hakkında da fikir veriyor. TSK’nin Irak’ın kuzeyine yönelik tezkerenin çıkmasının ardından yaptığı ilk operasyon Türkiye’nin terörle mücadelede silahlı unsurunun çerçevesini de ortaya koydu. Genelkurmay’dan operasyon sonrası yapılan açıklamalar, bu konuda ipuçları verdi. AKP hükümetinin seçimlerden önce gündeme yoğun olarak gelmesine karşın seçimlerden sonra, kamoyunda şok etkisi yapan PKK saldırılarının ardından gündeme getirdiği tezkere konusunda yetkiyi TSK’ye devretmesinin ardından hemen operasyon geldi. Operasyonun KDP: PKK İÇİN KAZANIMLARIMIZI BIRAKMAYIZ Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi, terör örgütü PKK’ye karşı gerekli tedbirleri aldıklarını açıkladı. KDP Genel Sekreteri Fazıl Mirani, terör örgütü PKK’nin kendilerini yok etmeye çalıştığını öne sürdü ve elde ettikleri kazanımları PKK için kaybetme gibi bir niyetlerinin olmadığını söyledi. Mirani, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sınır ötesi operasyon yetkisini askere verdiklerini açıklamasıyla ilgili olarak da, bu mevsimin operasyon mevsimi olmadığını savundu. Mirani, sınır ötesi operasyonun kendi vatandaşlarının bulunduğu yerleşim alanlarında olmadığı sürece kendi açılarından bir sorun olmadığını da kaydetti. Fazıl Mirani, bölgesel yönetim olarak Irak’tan kopma gibi bir düşüncelerinin olmadığını sözlerine ekledi. önümüzdeki döneme yönelik yansımaları konu başlıklarıyla şöyle dile getiriliyor: Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “TSK yetkilendirildi” açıklamasının hemen ardından operasyon yapılarak Genelkurmay’ın kararlılığı ortaya koydu. Operasyon aynı zamanda TSK’nin sınır ötesi operasyona yönelik her türlü olasılığı düşünerek hazırlığını yaptığını, harekâtın istenildiği zaman gerçekleştirilebileceğini ortaya koyuyor. TSK’nin Irak sınırı ve bölgedeki konuşlanmasıyla her an kara, hava ve özel birliklerin ortaklaşa bir harekât yapacağı izlenimi oluşuyor. WASHINGTON YÖNETİMİNDE ‘TON’ DEĞİŞİKLİĞİ ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON TSK’nin PKK’ye karşı gerçekleştirdiği nokta operasyon konusunda Pentagon’un ardından ABD Dışişleri Bakanlığı da “destek” mesajı verdi. Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Chase A. Beamer Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “NATO müttefiki olan Türkiye’nin kendini PKK’ye karşı savunmasına yönelik çabalarını destekliyoruz” dedi. TSK’nin yalnızca PKK’yi vurmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Beamer, “Kuzey Irak Yönetimi’ni Türkiye ile işbirliği yapmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Gordon Johndroe da ABD’nin, PKK’ye karşı işbirliğini arttırmak için çok çalıştığını söyledi. yönelik mesafeli açıklamaları, ABD ve Avrupalı devletlerin tutumları PKK’yi zor durumda bıraktı. Örgüt’e yakın haber kanallarına PKK’lilerin yaptığı açıklamalar bunu ortaya koyuyor. Son dönemde PKK’lilerin Irak’ın kuzeyindeki Kürt grupların liderlerini hedef alarak yaptıkları açıklamalar da bunu gösteriyor. PKK’ye yönelik ilk sınır ötesi operasyonun “Dağlıca saldırısı”nın yapıldığı bölgeyle ilişkisine dikkat çekiliyor. Genelkurmay’ın “Çukurca’nın güneydoğusu” olarak nitelediği Irak tarafındaki bölge Dağlıca’ya Irak’tan gelerek saldıran teröristlerin son toplanma noktası olması açısından önem taşıyor. HAREKÂTIN ÇERÇEVESİ Sınır ötesi operasyonun kapsamı, tezkere çıkmadan önce de tartışma konusu oldu. Bu kapsamda örgüte Irak’ın kuzeyinde lojistik destek sağlayanların da hedef alınıp alınmayacağı tartışmaları yapıldı. Erdoğan’ın, Türkiye’nin hedefinin bölücü örgüt olduğunu açıklamasıyla bölgedeki Kürt grupların zamanla PKK’ye mesafe koymaları gündeme geldi. Buna karşın Genelkurmay’ın ilk nokta operasyondan son ra yaptığı açıklamada, “İcra edilecek operasyonlar, münhasıran PKK KongraGel terör örgütünü hedef almakta olup, Irak’ın kuzeyinde yaşayan halka ve TSK’ye düşmanca harekette bulunmadıkları sürece, yerel gruplara karşı değildir” ifadesi dikkat çekti. Bu ifade, “Türk birliklerinin kendilerini gerektiğinde koruyacakları” anlamında değerlendiriliyor. ‘KAYIP VERMEDİK’ Terör örgütü, TSK’nin operasyon gerçekleştirdiğini doğrularken kayıp vermediklerini iddia etti. Fransız haber ajansı AFP’ye açıklama yapan PKK sözcüsü, “Sınırda helikopter saldırıları oldu ama, kayıp vermedik” dedi. Sözcü Ankara’ya, ekim ayında 12 askerin şehit edilmesinin ardından yaptıkları “ateşkes” çağrısını yeniden değerlendirme çağrısı yaptı. PKK ZORDA Genelkurmay’a siyasi direktifin verilmesinden önce Irak’ın kuzeyindeki Kürt grupların bölücü örgüte Öymen, hükümete ‘Bu operasyondaTSK’nin elini kolunu bağlamayın’ diye seslendi ‘AKP, yargıyı siyasallaştırıyor’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüm Yargı Mensupları Derneği Genel Başkanı Salim Çoruk, Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda yapılan değişikliklerin yargıyı “siyasallaştıracağını” söyledi. Çoruk, iktidarın, “sayısal üstünlüklerini kullanarak yasada yaptığı değişikliklerle yargıyı devşirmenin, siyasi kadrolar yaratmanın peşinde” olduğunu belirterek “Buradan defalarca bağımsız Türk yargısı adına uyarılarda bulunduğumuz iktidar, 12 Eylül zihniyetinin adeta devamı niteliğinde bir uygulamaya, yasa zoruyla, Tüm Yargı Mensupları Derneği’ni, Yargıçlar ve Savcılar Birliği’ni kapatarak imza atıyor. Türk yargısı olarak saldırılara karşı tam teyakkuzda görevimizin başındayız” açıklamasını yaptı. DEVLET BAKANI ÇİÇEK: ‘PKK tamamen bitirilmeli’ BURSA (AA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, “Umut ederiz ki hükümet bu operasyonda silahlı kuvvetlerin elini kolunu bağlamayacaktır ve gerçekten PKK’yi tasfiye etmek mümkün olacaktır’’ dedi. Öymen, CHP Bursa İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin Kuzey Irak’a operasyon başlatmasının son derece sevindirici olduğunu ve bunu olumlu karşıladıklarını, ancak bu operasyonun daha önce yapılmış olması gerektiğini söyledi. Hükümetin Irak’a operasyon yapma konusunda çekingen davranması nedeniyle 20022007 yılları arasında teröre şehit verilen güvenlik kuvvet CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, hükümetin TSK’ye yetki vermekte geç kaldığını belirterek “Kapsamı ne olacaktır? Bunu henüz bilmiyoruz. Ama beklentimiz bu operasyonun sürdürülerek PKK’nin Kuzey Irak’tan tamamen uzaklaştırılması, hatta örgüt olarak tamamen bertaraf edilmesi yönündedir” dedi. leri sayısının 15 misli arttığını savunan Öymen, 2002’nin sonlarında verilen şehit sayısı 6 iken, 2007 yılında bunun 90’a yaklaştığını belirtti. Tezkerenin çıkarılması ve çıkarıldıktan sonra da hükümetin silahlı kuvvetlere yetki vermesinde büyük bir gecikme olduğunu iddia eden Öymen şöyle konuştu: “Hem iklim şartları açısından bir sıkıntı yaratıldı hem de zamanında teröre karşı tepki göstermekte gecikmiş olduk. Burada önemli olan nokta şudur; Meclis’in verdiği yetki hükümetin sınır ötesi operasyonun kapsamını, zamanını ve sınırını kendisi tayin edeceği yolundadır. Zamanını gördük, gecikmeyle oldu. Kapsamı ne olacaktır? Bunu henüz bilmiyoruz. Ama beklentimiz bu operasyonun sürdürülerek, PKK’nin Kuzey Irak’tan tamamen uzaklaştırılması, hatta örgüt olarak tamamen bertaraf edilmesi yönündedir. Umut ederiz ki hükümet bu operasyonda silahlı kuvvetlerin elini kolunu bağlamayacaktır ve gerçekten PKK’yi tasfiye etmek mümkün olacaktır.” İleride bir tehlikenin tekrar ortaya çıkmaması için sınır bölgesinin güvence altına alınması gerektiğini vurgulayan Öymen, “Bu nasıl olacaktır? Oradaki PKK varlığı tamamen tasfiye edilecektir. ‘Biz artık oralara gidemiyoruz’ diyen Irak hükümeti nin gerekçeleri elinden alınacaktır. O bölge temizlendikten sonra Irak hükümetine ‘İşte buyurun, orada teröristler kalmadı artık. Kendi ülkenizin sınırlarının korunmasını kendiniz yapın’ diyecek duruma geleceğiz’’ dedi. Öymen, Mahmur Kampı ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Mahmur kampında PKK’nin vaktiyle Türkiye’den kaçırdığı 11 bin 500 vatandaşımız var. Bunlar fiilen PKK’nin kontrolündedir. Şimdi bu Mahmur kampını da tasfiye etmek gerekiyor. Çünkü orası PKK için bir terörist deposudur. O nedenle hükümetten bir beklentimiz de Mahmur kampının tasfiyesidir.’’ DTP’nin politikası ahmakça ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, sınır ötesi operasyonun zamanını Genelkurmay Başkanlığı’nın belirlediğini kaydederek “İşin gereği neyse yapılacaktır. Noktaysa nokta, virgülse virgül diyelim. Maksat hasıl oluyorsa 1 defa yapılır, 10 defa gerekiyorsa 10 defa yapılır” dedi. DTP’nin “ahmakça politika” yürüttüğünü ileri süren Çiçek, devletin terörle mücadele için bir eylem planının olduğunu söyledi. Çiçek, Kanal 24’te “Ankara Masası” programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. “Siyasi direktif, Genelkurmay’ın hazırladığı harekât planına onay vermek mi” sorusu üzerine Çiçek, operasyonun zamanlamasını Genelkurmay Başkanlığı’nın tayin ettiğini ve edeceğini vurguladı. Operasyonların, “nokta operasyon’’ şeklinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sorusu üzerine Çiçek, “İşin gereği ne gerektiriyorsa yapılacaktır diyoruz. Noktaysa nokta, virgülse virgül diyelim. Bunun gereğini, zamanlamasını Genelkurmay Başkanlığı tayin etti, ediyor, edecek. Bir defa yapılan operasyonda maksat hasıl oluyorsa 1 defa yapılır, 10 defa gerekiyorsa 10 defa yapılır’’ diye konuştu. ‘Bizim yaşadığımız ders olsun’ İkitelli’de 1990 yılında yaşanan radyasyon kazasının mağdurlarından İlyas Ilgaz nükleere karşı olduğunu vurgularken ‘Ben elektriksiz kalmaya razıyım, yeter ki nükleer santral kurulmasın’ dedi ÖZLEM GÜVEMLİ İNTES seçimleri sonuçlandı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası’nın (İNTES) 23. genel kurulu seçim sonuçları belli oldu. İNTES’ten yapılan açıklamaya göre, yönetim kuruluna Şükrü Koçoğlu, Necati Ünal, Atilla Önen, Celal Koloğlu, İsmail Çelik, Mehmet Güneş, Gürhan Özdemir, İlhan Adiloğlu ve Mustafa Demir seçildi. Denetleme kurulu üyeliklerine ise Baha Baştüzel, Alaattin Tosuner ile Haydar Kurt, disiplin kurulu üyeliklerine ise Bedri Sever, Zeynel Ceylan ve Ahmet Yavuz getirildi. Sudenaz kurtarılamadı ? ERZURUM (AA) Erzurum’un Uzunyayla köyünde, evlerinin önünde oyun oynarken kuduz olduğu belirlenen bir köpeğin saldırısında yaralanan ve hastanede aynı gün tedavi altına alınan Sudenaz Tanhaş (3) kurtarılamadı. Kuduz köpeğin kızını kafasından ısırdığını belirten baba Osman Tanhaş, “Bu nedenle kızımın kurtarılamadığı söylendi. Ancak ben tedavisinde ihmal olup olmadığının araştırılmasını ilgili kurumlardan isteyeceğim” dedi. Dünyanın en riskli 20 nükleer kazasından biri olarak tarihe geçen İkitelli’de çöplükte radyoaktif kobalt 60 maddesinin bulunması olayının mağdurlarından İlyas Ilgaz, yetkililerin ailesinin yaşadıklarından ders çıkarması gerektiğini belirterek “Ben elektriksiz kalmaya razıyım, yeter ki nükleer santral kurulmasın. Nükleeri savunanlar benim çektiğim sıkıntıların, acıların hesabını önce gelip bana versinler” dedi. 1999 yılının Ocak ayında İkitelli’de bir hurdalıkta, her şeyden habersiz, buldukları kobalt 60 maddesi yüklü konteyneri parçalayan Ilgaz ailesi hâlâ yaşadıklarının bedelini ödemeye devam ederken nükleer santral yasası Meclis’ten geçti, ihale hazırlıkları başladı. O günden beri nükleer konusuyla oldukça yakından ilgilenen İlyas Ilgaz, yaşadıkları dramı ve santrallarla ilgili endişelerini gazetemize anlattı. Ilgaz, 2003 yılından sonra devletin sağlık yardımını durduğunu belirterek 6 ayda bir özel hastaneye sürekli kontrole gittiklerini söyledi. Özellikle ağabeyi Hüseyin Ilgaz’a 2004 yılında akciğer kanseri teşhisi konulmasından sonra oldukça tedirgin olduklarını ifade eden Ilgaz şöyle devam etti: “BağKur’a borçlu olduğum için yeşil kart da alamadık. Ağabeyimin ameliyat olması için bütün imkânlarımızı zorlayıp BağKur borcunu ödedik. Ameliyatı yapıldı. Normal sigortalı bir hastadan farklı bir uygulama olmadı. Ameliyat sonrasında çok sorun çıktı ve bunlar hâlâ çözülemedi. Yüzde 80 iş göremez raporu aldığı için emekliye ayrılması gerekti. Dilekçe sunuldu emeklilik için ama 3 yıldır emekli olamadı. Başvuru yapılmış olduğu için sağlık kar Devlet sağlık yardımını 2003’te durdurdu. Hüseyin Ilgaz’a (sağda) 2004’te akciğer kanseri teşhisi konuldu. ‘KAPATILMAK İŞLERİNE GELİYOR’ Katıldığı uluslararası toplantılarda, “bir örgütün terör örgütü olarak kabul edilmesi için kaç insanın ölmesi gerektiği’’ sorusunu yöneltiğini anlatan Cemil Çiçek, “Bunu Meclis’te grubu olan bir siyasi hareket var. Ona da sordunuz mu’’ sözleri üzerine şöyle konuştu: “Onlar bu örgütün siyasi uzantısı olduğunu söylemekte bir beis görmüyorlar. Bunu telefuz ederek politikalarını yapmaya çalışıyorlar. Onlar bugünlerde DTP’nin kapatılmasını istiyorlar. PKK de istiyor, kendileri de istiyor. Çünkü böyle olması işlerine geliyor, şu an çok sıkıştılar, demokratik sistem onları köşeye sıkıştırdı. Şu an Güneydoğu’da çok ciddi taban kayıpları var. Hizmet için seçildiler, onlar terör örgütünün sözcülüğünü yapmaya, çanak tutmaya çalışıyorlar. Onun için baktılar ki bu sistem içinde taban kaybı var, istiyorlar ki bir kavga çıksın, yurtdışına gitsinler yine o çevrelere propaganda yapsınlar. DTP’nin kapatılmasını çok net iddia ediyorum, hem PKK istiyor hem partinin kendisi istiyor. Yoksa bu kadar ahmakça politikayı götürmezlerdi.’’ Terörün önlemesine yönelik eylem planlarından bahsedildiğini anımsatılması üzerine Çiçek, GAP Projesi’nin canlandırılması için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Projenin çok sekteye uğradığını anlatan Bakan Çiçek, devletin terörle mücadele konusunda bir eylem planının var olduğunu söyledi. Bölgeler arası dengesizliğin ortadan kaldırılması için hükümetin zaten çaba gösterdiğini anlatan Çiçek, GAP’ın terör nedeniyle geciktiğini söyledi. nesini kullanamıyor. Şu an ilaç tedavisi görmesi gerek. En ucuz ilacı 70 YTL. Onu bile düzenli olarak alamıyoruz” dedi. ÇERNOBİL GİBİ BİZİ DE UNUTTULAR Hiçbir yetkilinin kendilerini arayıp sormadığını söyleyen Ilgaz, ilk müdahaleyi yapan doktor Çağlar Canbolat dışında kimsenin ailesi ile ilgilenmediğini anlattı. Ilgaz, “Çernobil’i Karadeniz Bölgesi’nde nasıl unutturdularsa bizim radyasyon kazamızı da unutturdular. Ben hurdacılığa devam ediyorum. Artık radyoaktif maddenin sülalesini görsem tanırım. O, bir sefer olur. Bir daha almam” di ye konuştu. Bütün bu olanların ardından nükleer santral konusunun gündeme gelmesine inanamadığını belirten Ilgaz, “Santralı yapanlar gidecek, tehlikelerini yine biz yaşayacağız. Ben Anadoluluyum. Santralı da Anadolu’ya kuruyorlar. Anadolu dünyanın gözbebeği. Dünyaya verecekleri zararı hesaplıyorlar mı acaba” dedi. NÜKLEER BAŞA BELA Yaşadıkları korkunç kazanın etkilerini hâlâ ailece yaşadıklarını dile getiren İlyas Ilgaz, tepkisini şöyle dile getirdi: “Ben bunların acısını çektim hâlâ da çekiyorum. Eziklik hâlâ üzerimde. Gelsinler bunun hesabını versin ler. Bizim başımıza gelenler devede kulak onlar için biliyoruz. Nükleer santralların güvenliğini sağlarım diyenlere inanmıyorum. Bize dünyayı zehir etmeye kimin hakkı var? Ben elektriksiz kalmaya razıyım. İlkel yöntemlere doğaya dönerek ihtiyacımı karşılarım. Nükleer santrallar başa bela, kullanıp bitince başından atamıyorsun ki. Çernobil eski haline dönebildi mi? Bu tehlikeyi nasıl görmezler? Kurşundan, silahtan, bombadan kaçma şansınız var ama radyasyondan nasıl kaçacaksınız? Diyelim nükleeri kullandık, nimetlerinden yararlandık, kazasız belasız yaşadık. Peki çocuklarımıza nasıl bir çevre bırakacağız.” CUMHURİYET 06 K