24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ARALIK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Cumhuriyetçilik suçu İzmir Dernekler Masası, Ege Öğretim Elemanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Necla Nişli hakkında nisan ayında Ankara’da yapılan Cumhuriyet mitingine katıldığı gerekçesiyle soruşturma başlatmış, savcılık Prof. Nişli’nin ifadesini almıştı. Isparta Selçuklu İlköğretim Okulu beden eğitimi öğretmeni Halil İbrahim Özçimen hakkında da 13 Mayıs’ta İzmir’de yapılan Cumhuriyet mitingine katıldığı gerekçesiyle soruşturma açılmış ve kendisine 30’da bir oranında maaş kesme cezası verilmişti. Karamürsel Kaymakamı Ramazan Mangaloğlu ise resmi yazıyla bayramlaşma töreninin Merkez Yeni Cami çıkışında yapılacağını duyurdu. Basında çıkan haberler üzerine bir açıklama yapıp töreni iptal eden Mangaloğlu hakkında ne soruşturma yapıldı ne de moruşturma. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’nde yalnızca “Cumhuriyetçi” olmak suç bundan böyle... SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Zaman, zoru başarma zamanı DTCF öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Nedim Yıldız, kendi halinde ama sıra dışı ürünler veren, yetenekli bir bestecimiz: Nâzım Hikmet’ten Ahmet Erhan’a, Atillâ İlhan’dan Metin Altıok’a değin birçok şairimizin şiirlerine seçkin müzikler yazdı. Yunus Emre’nin şiirlerinden belirli bir kurgu içinde bestelediği “Emrem Yunus” adlı bir sahne eseri, “İki ve Üç Sesli Türküler” adlı bir repertuvar kitabı, çocuklar için yazdığı onlarca şarkı, “Üç Anadolu” ve “Sarı Gelin” albümlerinde yer alan özgün ve düzenleme yapıtları da var. Nedim Yıldız’a göre, insanın “ülkem” dediğinin, “nefes alıp verdiği, işe yaradığını hissettiği, ürettiği, üretilenleri paylaştığı ve onlardan etkilenerek kültürlendiği yer” olması gerekiyor. Yok, bunlar gerçekleşmiyorsa sorumluluğu başkalarına atmak yerine, özeleştiri başta olmak üzere sorunları sağlıklı çözümlemek de gerekiyor: “Eğitimciler, sanatçılar ve sanat eğiTMMOB, “IMF ve sermayeden yana” diye nitelediği AKP’nin TBMM alt komisyonundaki Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası tasarısının neler getirdiğini anlaşılır hale getirmiş: “Kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar hem de erkekler için 65’e çıkarılacak. Emekliliğe hak kazanmak için halen 7 bin gün prim ödemek gerekirken 9 bin gün prim ödemek gerekecek. Emekli aytimcileri ülkenin karakterini belirleyen kişilerdir ve bu belirlemeleri ülkenin bireylerinde kendini gösterir. Aksi durumda insanlar için ve insanlarla birlikte gerçekleştirilmesi gereken her şey ve her süreç, çizgi ve işlev dışı kalacaktır. Ülkenin gelişmişlik düzeyini arttırmaya yönelik her türlü girişim ülkenin gerçekleriyle ve birikimleriyle bağlantılı olmalıdır. Ülkemizde üniversite bitirmiş insanlar hâlâ dillerini öğrenememiş ve kullanamıyorlarsa; anasınıfından üniversite sonuna kadar sanat dersi alıp hâlâ estetik bir kavrayış ve bakış kazanamamışlarsa, yarış atı gibi dershaneden dershaneye koşturup yılda binlerce test sorusu çözdüğü halde en küçük bir yaşam problemi karşısında umarsız ve şaşkın bakar durumda kalıyorlarsa; ‘çok yoğun’ yaşadığı halde çalışma düzeni ve üretimi gerçekleştirememişlerse, bunlara sebep olan sorumluların bu ülkeyi terk etmesi mi gerekir, yoksa bir elini başına bir elini vicdanına koyup sağlıklı bir çözüm yolu üretmesi mi gerekir? Diğer yandan kişiler kendi uğraşı ve üretim alanlarında yapması gerekenleri yapmakla yükümlüdürler. Bir şey yapılırsa etkili olur, yapılış biçimi tarif edilerek yapıldı sayılamaz. Bir sanatçı, bir öğretmen, bir mühendis yaratacağı değerin insanlık için ve öncelikle ve özellikle de kendi ülkesindeki insanlar için olduğunu tam olarak kavramalıdır. Ucuz haber ağı içinde büyük işler yapılıyormuş gibi görünme, gösterilme girişimleri, gitmeyi değil, batmayı ve yanılmayı sağlar.” Nedim Yıldız’ın önerisi, karamsarlık yokuşlarında yuvarlanıp gitmeye yatkınlar karşısında gerçek yurtsever aydının tutumuna örnek oluşturuyor: “Zaman, kendi yapamadığımıza bakıp da ‘Ne güzel yapmışım’ diyerek avunma zamanı değildir. Zaman, uğraşı alanımızda yaptıklarımız ve yapacaklarımızla kendi çevremizle yaşamayı ve gelişmeyi başarabilme zamanıdır.” ra verilen geçici iş göremezlik ödeneği yatarak tedavide azalacak. Ölüm aylığı bağlanması için 900 gün yerine, 1800 gün prim ödenmiş olması gerekecek.” TMMOB görevini yapıyor, emekçileri uyarıyor da, Türkİş ne yapıyor? Kongreden çıkmış yeni Türkİş yönetimi için bu tasarı önemli bir sınav niteliğinde... Türkİş, işçi haklarından mı yana, AKP’den mi, belli olacak. ROMA “Club Med”, Fransızların ünlü tatil köylerinin adı. “Club Mediterranee”nin ”Akdeniz Kulübü” “Club Med” şeklinde kısaltılan logosuyla anılan Fransa mahreçli bu ünlü turizm endüstrisi, ‘70’li yıllarda Akdeniz kıyı şeridinin en güzel koylarına kurulmuştu.... Sarkozy’nin uluslararası siyasete el atmasıyla birlikte, keyif ve eğlencenin merkezi “Club Med” şimdi kara mizah bir siyasi içerik kazandı. Fransa Cumhurbaşkanı’nın hedeflediği “Akdeniz Uyduları Birliği’ne”, Avrupa medyası “Club Med” etiketini yapıştırdı. Paris’in âlâ ve valayla Türkiye’yi buyur etmek istediği “Akdeniz Birliği”nin kinayeli adı bu: “Club Med”! Yedi düvelin ilk elden “Club Med” yakıştırmasıyla sınıflandırdığı Akdeniz Birliği projesi, ne var ki dal budak sarıyor ve Sarkozy’nin kırılmaz azmi sayesinde günden güne palazlanıyor. AB liderleri plan üzerinde aralarında “kıyasıya pazarlıklar” yapıyor, “takvim” saptıyorlar; çıkarlarının tehdit edilmesi durumunda da gizli açık “tehditlere” başvuruyorlar. Club Med’e Hoş Geldiniz! ‘Eski Avrupa’da nüfuz bölüşümü “Eski Kıta”, 27 ülkeye genişleyen AB’nin “nüfuz alanları” üzerinden sil baştan taksim ediliyor kısacası. “Akdeniz’e kıyısı olmayan” Merkel, sözgelimi; Fransa’nın başını çektiği “Akdeniz Birliği’ne”, “Almanya’nın dışlanması halinde” karşı çıkıyor! O kadar karşı çıkıyor ki, birlik planının başını çeken Sarkozy’ yi tehdit ediyor: “Böyle bir işe kalkışırsanız!” diyor Bayan Merkel; “Biz de Ukrayna’yı içine alan bir ‘Doğu Avrupa Birliği’ kurarız...” Merkel’in bu “Ukrayna!’ vurgusu çarpıcı. AB üyeliğine heveslenen Ukrayna, çünkü Türkiye gibi tıpkı, Eski Kıta ile “farklı dünyalar” arasında bir “tampon bölge” olarak görülüyor. Ve Alman Şansölyesi şunu demeye getiriyor: “Türkiye’nin AB üyeliğine alternatif olarak karşımıza Berlin’in ağırlığını dışlayan bir Akdeniz Birliği çıkarırsanız; ben de karşınıza Ukrayna odaklı Doğu Avrupa Birliği’ni çıkarırım!” Berlin ve Paris yani; Türkiye’nin müstakbel “AB üyeliğinin”, “özel statüye” indirgenmesinde hemfikir. Ama kazığın nasıl atılacağında fikir birliğine varamıyorlar! Pastayı yemek konusunda, biri diğerinin ayağına basarsa olay çıkıyor. Çıkan ya da çıkabilecek olay da az buz değil! Sarkozy ve müteffikleri; Türkiye’yi bir yerlere monte etmek adına ortaya “Almanya’yı dışlayan” bir “Club Med” atarlarsa, Merkel de karşılarına bir “Club Slav” (İslav Kulübü) çıkaracak! Pazarlık bunun üzerinde. Bu fiilen AB’nin “nüfuz ya da çıkar alanları” arasında iki eksene bölünmesi demek.. Türkiye için bu kapışma ilginç çıkış noktaları sunabilir. AB’nin “lokomotif ülkeleri” arasındaki amansız çıkar çatışmasından Almanya’daki 3 milyon insanıylaAnkara, hedefleri doğrultusunda yararlanabilir. Ancak bu, bizde hiç olmayan bir siyasi öngörü gerektiriyor... Türkİş’in sınavı lığı bağlama oranlarında ‘alt sınır’ kaldırılarak emekli aylıkları düşürülecek. Ağır şartlar altında çalışan emekçilerin çalışmadaki yıpranma payı diğer deyişle fiili hizmet süresi zammı kaldırılacak. Yeniden çalışmaya başlayan emeklilerin, emekli aylıkları kesilecek. Aylık geliri 139,6 YTL’den fazla olan bütün vatandaşlar her ay 73 ila 475 YTL Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak. Hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince ‘katılım payı’ adı altında para ödenecek, bütün sağlık hizmetleri paralı olacak. Hastalanan, doğum yapan, kaza geçiren sigortalıla ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Sakatların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Hakları (2) Anayasanın 61. maddesi, “sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler”e ayrılmıştır. Bu maddede, devlet sakatların koruması ve toplum yaşamına uyum sağlamaları için gereken önlemleri almakla yükümlü kılınmıştır. “Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malul ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar. Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır. (…) Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.” Devlet, yasalara sakatları korumak için çok yetersiz hükümler koymuştur. Toplumda sakatlar kendi çabaları ile kendilerini korumaktadır. İş ve sosyal güvenlik yasalarında sakatlar için getirilen göstermelik bazı hükümler bulunmaktadır. Sakatlar toplumda yalnız bırakılmış ve devlet sakatlara duyarsız kalmıştır. 4857 sayılı İş Yasası: 4857 sayılı İş Yasası’nın 30. maddesinde işverenler “Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek oranlarda özürlü ve eski hükümlü ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası uyarınca istihdamı zorunlu olan terör mağduru işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin toplam oranı yüzde altıdır. Ancak özürlüler için belirlenecek oran, toplam oranın yarısından az olamaz.” Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmelik Ücret ve Sosyal Yardımlar: “Özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru olmak, daha düşük ücretle çalıştırma sebebi olamaz. Bu işçiler diğer işçilere yapılan sosyal yardımlardan aynen yararlanırlar. İş sözleşmelerine veya toplu iş sözleşmelerine bu işçiler aleyhine hükümler konulamaz”. (Madde 8) Ayrıca işveren, işyerini özürlülerin çalışma koşullarına göre hazırlamak zorundadır. “İşverenler, işyerlerini imkânları ölçüsünde, özürlülerin çalışmalarını kolaylaştırabilecek şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerde çalıştırmak, işleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerini geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç ve gereçleri sağlamak zorundadırlar. Özürlüler, yapabilecekleri işler dışında sağlıklarına zarar verecek diğer işlerde çalıştırılamaz. Uygun koşulların varlığı halinde çalışma sürelerinin başlangıç ve bitiş saatleri, özürlünün durumuna göre belirlenebilir.” (Madde 14) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası: SSK’nin sakatlara bağladığı aylıklar,“yaşlılık aylığı” ve “malullük aylığı” olmak üzere iki çeşittir ve “sigortalı olmadan önce sakat olanlarla”, “sigortalı olduktan sonra sakat kalanlara” değişik koşullarla aylık bağlanır. Malullük aylığı (sigortalı olduktan sonra sakatlananlar): A) Çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirenler, B) Çalışma gücücün üçte ikisinden azını yitiren ve “yapılan tedavi sonunda çalışabilir durumda olmadığı” saptananlar, C) İş kazası ya da meslek hastalığı sonucu, meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60’ını (altmış) yitirenler sakat (malul) sayılır ve bu konumda olanlardan: “Toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş” olanlara, “malullük aylığı” bağlanır. Yaşlılık (emekli) aylığı: A) İlk kez sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önce, çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirenlerden, B) Çalışma gücünün en az yüzde 40’ını yitirdiği için Gelir Vergisi Yasası’nın sakatlar için öngördüğü vergi indiriminden yararlanmaya hak kazananlardan, “yaşları ne olursa olsun en az 15 yıldan beri sigortalı olup, bu süre içinde en az 3600 gün (10 tam yıl) malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olanlara, yaşlılık (emekli) aylığı” bağlanır. Havai fişeklere hazırlanın Bu minik parantezden sonra, kaldığımız yerden devam edelim: Bütün bunlar Sarkozy’yi yıldırmıyor. “Hâşâ! Sizi unutur muyuz?” kabili Merkel’in ağzına bir parmak bal çaldıktan sonra, Fransa Devlet Başkanı eski sömürge Cezayir’i tavlamaya konsantre oluyor. Ay başında 7 milyar doları bulan enerji ve ulaşım kontratlarıyla tava getirdiği tarihi kolonisine, Akdeniz Birliği’nin “ayrıcalıklı partnerliğini” teklif ediyor Sarkozy, Cezayir’e biçilen bu başrol, Mısır’ı kızdırıyor. Güney kanatta da bir yandan Kahire arıza çıkarıyor. Sarkozy’nin 3 Aralık Cezayir ziyaretinin arkasından Avrupa Parlementosu’nda bir konuşma yapan Mısır Dışişleri Bakanı, “Bu ne iş?” diyor: “Bu Akdeniz Birliği’ni kim finanse edecek? İsrailFilistin çatışması ortada dururken bu Birlik nasıl kurulacak? Diğer AB ortakları buna nasıl ‘evet’ diyecek?” MerkelSarkozy pazarlığı henüz ortada. Ancak “Akdeniz liderliğini” tek başına Sarkozy’ye kaptırmak istemeyen Romano Prodi ile Jose Luis Rodriguez Zapatero anlaştı. Papa ile buluşmak için bayramda Roma’ya gelen Fransa Cumhurbaşkanı, Prodi ve Zapatero’yu avucunun içine aldı. Akdeniz’in iki büyük patronu, Sarkozy’ye prensipte “tamam!” dediler. Bir şartları var: “Club Med, Türkiye ve Hırvatistan’ın AB üyeliklerine alternatif teşkil etmeyecek!” Bunun karşılığında “ilk Club Med zirvesinin” tarihi de tespit edildi, “Club Med”(!) namzetleri Fransa’nın dönem başkanlığı altında Paris’te ilk kez 13 Temmuz günü bir araya gelecek. Ve Fransa’nın ulusal bayramı 14 Temmuz’da, Champs Elysee Bulvarı’nda el ele “havai fişek gösterisi” izleyecekler... “Havai fişeklerin” devamı başka yazıya! HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com nilgun?cumhuriyet.com.tr BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN O2@@6K ?O2@@@@@@@@6X? ?O26K? ?O2@@@@@@@@@@@1? ?W2@@@@6X? ?O2@@@6K ?W2@@@@0M?eI'@@@L ?7@@@@@@)XhfW2@6X??W2@@@@@@@@?hg W&@@@0M?f?V'@@1 J@@(?4@@@1hf7@@@)X?7@@@@@@@@@Lhg ?W&@@(M?hN@@@ 7@@He?@@@eW2@@@?f@@W@@)X@@@@0?4@@@1hg W&@@(Yhe?@@@ @@5?e?@@@?W&@@@@?f@@@Y@@@@@(M?e?@@@hg ?W&@@0Y?he?@@@ @@H?e?3@@?7@@?@@@@@@@@@@@@@@@@Hf?@@@hg W&@(M?hfJ@@5 @@f?N@@?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@5?f?@@@hg ?W&@@Hhf?O&@@H @@g@@?3@@@@@(MI4@@@e?@@@H?fJ@@@@@@@@@6Kg ?7@@5?he?O2@@@@T2@@@@6K?g@@L?e?J@@?V'@@@(Yf@@e?@@@f?O&@@@@@@@@@@@@6X?e J@@(Y?h?O2@@@@(R@@@@@@@@@@6KO2@@@)Xe?7@@eV@@@f?J@@e?@@@e?O2@@@@0M?eI4@@@@)Xe 7@@Hh?W2@@@@@@??@@@@@@@@@@@@@@@@@@)X??@@@@@@@@@)XeW&@@e?@@@e@@@@0Mh?I'@@1e @@@?h?7@@@@@@@)X@@(MI'@@V'@@@@@@@@@)X?@@@@@@@@@@)KO&@@@e?@@@?J@@(MhfN@@@e @@@?h?@@@@@@@@@@@@HeN@@?N@@0M??I'@@1?@@@@(M?I'@@@@@@@@@@@@@@?7@(Y?hf?@@@e 3@@@@@@@@?e?@@@(M?I'@@@@?e?@@??@M?fN@@@?@@@0Yf@@@@@@@@@@@@@@?@@H ?@@@e V4@@@@@@@?e?@@@H?eN@@@@?e?@@?h?3@@@@(Mf?7@@@@@@@0M?I'@@?@@Lg?O2@fJ@@@e I4@@@@@?e?@@5fJ@@@@?e?@@?h?N@@@0Y?fJ@@@@@@@f?V4@?@@)K?e?O2@@5e?W&@@5e @@@?e?@@Hf7@@@@?eJ@@?he@@g?O&@@(Y@@@eO26Ke?3@@@6?2@@@@0YeW&@@(Ye @@@?e?@@?e?J@@@@@?e7@@??@@@6Xe?J@@f?O2@@@(Y?3@@?@@@@@6X?V4@@@@@@@(Me?O&@@(Y?e @@5?e?@@?e?7@@?@@?e@@@??@@@@1e?7@@e?W2@@@@@H??N@@?@@(?'@1e?I'@@@@(Y??O2@@@@Yf W2@@@6X?e@@H?e?@@?eJ@@5?@@?e@@5??@@@@@e?@@@e?7@@@@@@f@@@@@?e@@f?@@@0Y?W2@@@@@@@6Xe ?W&@@@@@)Xe@@f?@@??W&@@U?@@?e@@H?J@@@@5eJ@@@L??3@@@@@@f@@@@@)?&@5e?W&@(Me?&@@0MI4@@@)X? ?7@@@@@@@)K?@@f?@@??7@@V@@@@?e@@e7@@@@He7@@@1??V4@@@@@f@@V'@@@@@He?7@@H?heI'@@1? ?@@(M?I4@@@@@@fJ@@??@@@@@@@@??J@@e@@@@@??J@@@@@Le?I'@@@f@@?V4@@@@?e?@@5hf?N@@@? ?@@HfI4@@@@f7@@??@@@@@0?@??7@5e@@@@@?W&@@?@@)X?eV'@@L?e@@he?@@Hhf?J@@@? ?@@? @@@??@@@0MfJ@@H?J@@@@5?7@@@@@@@)Xe?N@@1??J@@g?WX?@@?hfW&@@5? ?@@L @@@?f?W26X?7@@??7@@@@Y?@@(Y@@@@@)K?e@@@??7@@gW&@1?@@?he?O&@@(Y? ?@@1hf?J@@@LfO&@@)X@@5?J@@@@@@@@@Y?@@@@@@@6K?@@5??@@@f?O&@@@?@@@6Kg?O2@@@(Ye ?3@@L?heW&@@@)KO2@@@@@@@@@YO&@@?@@@@@@@@@(MI'@@@@@@@H?J@@@@@@@@@@@@@?@@@@@@@@@@@@@@@@0Y?e ?N@@)Kh?O&@@@@@@@@@@(?4@@@@@@@@5?@@@@@@@@(YeV4@@@@@@?O&@@@@@@@@@(Y@@@@@@@@@@@@@@@@@0M?f 3@@@6Kf?O2@@@(?4@@@@@0Ye?I'@@@@(Y?e?I4@@0Y?fI4@@@@@@@@@?I4@@@0Y?@@@@(M V4@@@@@@@@@@@@@0Y?hfV4@@0Y ?I'@@@@@@?h?I40Y? I4@@@@@@@@@0M? V4@@0M ?I4@@@0M (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Aralık www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Yurdumuzun birçok 1 yöresinde ya 2 şayan ötücü 3 bir kuş. 2/ Bir renk... Bir an 4 latımda veril 5 mek istenen 6 öz. 3/ Gemile7 rin yükleme boşaltma yap 8 tıkları yer... 9 İtalya’nın en 1 2 3 4 5 6 7 8 9 uzun ırmağı. 4/ Yarar, menfaat... Bir tümün 1 G Ü Z E L D E R E E R E K bir parçasıyla ilgili 2 Ö R E N 3 C E R A M İ N E olan; cüzi. 5/ Metin Erksan’ın bir filmi... 4 E M T R O K Elma, armut, kayısı 5 K İ T O D A Ç A A MM E E L gibi meyvelerin ku 6 rutulmuşu. 6/ Üye... 7 K A K A O A D İ Coğrafyadaki kıyı 8 A Ğ I R A L A Z tiplerinden biri. 7/ 9 S A M A N D E R E Sürünülen güzel kokular. 8/ Kısa yazı... “Ölüm bahar ülkesidir bir rinde” (Yahya Kemal). 9/ Özellikle turşu yapımında kullanılan bir cins hıyar. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Çavuşkuşu, ibibik” gibi adlar da verilen bir kuş. 2/ Batman’ın Hasankeyf ilçesini sular altında bırakacak olan baraj... Jokeylerin giydiği kenarsız başlık. 3/ Argoda görgüsüz, kaba saba kimse anlamında kullanılan sözcük. 4/ Tarihöncesine dayanan efsane... İsrail yapımı bir tür tabanca. 5/ Kapı ya da pencere boşluğu... Açık, belli. 6/ Ayak bileği kemiği... Hatay ilinde bir ırmak. 7/ Şarkı, türkü... Dolmakalem ya da bilgisayar yazıcısı içine yerleştirilen mürekkep tüpü. 8/ Türkistan’da kullanılmış eski bir para... Bir nota. 9/ Şube, dal... Yemen’in ekonomik başkenti. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear