26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 ARALIK 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Şaşılık için zamanında mühadale şart İstanbul Haber Servisi İki gözün birbirine paralel ve düzgün bakmaması olarak bilinen şaşılığın ciddiye alınması gerektiğini belirten uzmanlar, toplumda görülen şaşılıkların yüzde 70’inde içe kayma, yüzde 15’inde ise dışa kayma olduğunu belirtiyorlar. Göz Nuru Koruma Vakfı Bayrampaşa Göz Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Uğur Koca, doğuştan itibaren ilk 78 aya kadar görülen göz kaymalarının beyinde gözlerin birbirine paralel durmasını sağlayan merkezlerin tam gelişmemesi nedeniyle normal olduğunu, daha sonraki kaymaların ciddiye alınması gerektiğini vurguluyor. Op. Dr. Koca, şaşılığın gözün kaydığı yöne doğru sınıflandırıldığını anımsatarak “Şaşılıklar yatay ve dikey olarak sınıflandırılır” dedi. Yatay şaşılıkların da içe kayma ve dışa kayma olarak kendi arasında ikiye ayrıldığına dikkat çeken Koca, içe kaymaların yüksek hipermetropi ile birlikte gözlükle tedavi edilebildiğini kaydetti. Diğer iç şaşılıklarda ise cerrahi tedavinin kullanıldığını belirten Koca, “Dışa kaymaların bir bölümü gözlük ve egzersizlerle tedavi edilip takip edilirse dahi birçoğunda cerrahi müdale gerekli olabiliyor” diye konuştu. 15 Hekimler, hemşireler ve diğer sağlık personeli can güvenliği istiyor Hekimlere yönelik saldırılar arttı SİBEL BAHÇETEPE Sağlıkta Beklenen Çıkmazlar Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Sağlıkta Dönüşüm’ün halk sağlığına hizmet edemeyeceği, bu alanda bir reform oluşturmayacağı ve birçok sakıncaları beraberinde getireceği ilgililer, yetkililer ve tabip odaları tarafından defalarca belirtildi. Bu doğrultuda uyarılar yapıldı. Ne var ki AKP hükümeti bu konuda kararlıydı ve sağlıkta özelleştirmeyi adım adım gerçekleştirecekti. Özel hastaneler halka ve sosyal güvencesi olanlara açıldı. Bu nedenle çok sayıda özel hastane kuruluşuna tanık olduk. AKP’nin birinci basamak hekimliğini göz ardı eden ve hastaneciliği öne çıkaran politikaları ile özel hastane özel sağlık kurumlarının sayısı giderek arttı. Ancak hastalar özel hastanelerde bir ek ücret, bir fark ödemek durumunda idiler. Sağlıkta Dönüşüm devlet hastanelerinin kan ve moral kaybına yol açtı. Son zamanlarda kaygı verici gelişmeler yaşanmaya basladı. Devlet hastanelerinden 2 bin 400’e varan doktor ve uzman hekim özel hastanelere transfer oldu. Açıkçası kamudan özele bir kaçış gerçekleşti. Serbest piyasa kendi yasasını ve kurallarını işletiyordu. Özel hastaneler hekimlere daha yüksek ödemeler yapma olanağına sahipti. Liberal ekonominin şampiyonluğunu yapan AKP iktidarının ve onun Sağlık Bakanlığı’nın bu gelişmeden hiç memnun kalmadığı ve ciddi şekilde kaygılandığı anlaşılıyor. Bir TV programında TTB Başkanı Prof. Gençay Gürsoy’la karşılaşan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, devletin 840 hastanesi ve 24 bin doktoru ile hizmet vermeye devam ettiğini ve 210 milyon hasta bakımı gerçekleştirecek ağır bir yükü taşımakta olduğunu, oysa özel hastane ve kuruluşların 18 bin doktorla ancak 30 milyon yurttaşa sağlık hizmeti verdiğini, buna karşılık faturaların yüzde 40’ının özele gittiğini vurgulayarak, bu adaletsizliğe işaret etti. Ama Sayın Müsteşar, bütün bunların serbest piyasa düzeninin, liberal ekonominin doğal sonucu olduğunu itiraf etmekten kaçındı. Çare ve çözüm olarak özel hastanelerde hastalardan alınacak katkı payına sınırlama getireceklerini bildirdi. Bakanlığın böyle bir ikilem ve bocalama içinde olduğu anlaşılıyor. Bakanlığın özel hastaneler, özel sağlık kuruluşları, örneğin yakınlarda özürlüler için yine özel girişimciler tarafından kurulan ve devlete iyice pahalıya mal olan Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri ile nasıl bir anlaşmaya varacağını ilgi ile izleyeceğiz. Sağlığın özelleştirilmesi zengin ülkelerde bile başarılı olamamıştır. Şimdi yakında kabul edilecek Tam Gün Yasası ile özellikle üniversitelerde büyük kayıplar olacaktır. Çünkü bu sistemi verimli kılacak ortam hazırlanmış değildir.Güzelim Saglık Ocaklarını geliştirmek yerine onları ihmal etmek, böylece ilk basamak hekimliğinden vazgeçmenin nasıl bir yanlışlık olacağını da hiç unutmamalıyız. Ek: Ünlü sanatçımız Fazıl Say’ın ve Selçuk Üniversitesi İlahiyat Doçenti Şahin Filiz’in uygarlık, çağdaşlık ve elbette demokrasi ve halk adına yaptıkları çıkışı övgü ile ve umutla anıyorum. coskunoz@superonline.com Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy. Hekimler, hemşireler ve sağlık personeli görev yaparken can güvenliklerinin yeteri kadar sağlanamadığını belirterek özellikle AKP döneminde kendilerine yönelik saldırıların arttığını söylediler. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, AKP iktidarıyla ticarileşen, yurttaşı ve sağlık çalışanlarını her gün mağdur eden sağlık hizmeti ortamının sağlık çalışanlarını hasta yakınları ile karşı karşıya getirdiğine, yeterli ve eşit sağlık hizmeti alamayan yurttaşların sistemden çok hekimleri suçladığına dikkat çekti. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi bahçesinde hasta yakınları tarafından 2 yıl önce işlenen cinayete kurban giden Prof. Dr. Göksel Kalaycı’dan sonra geçtiğimiz aylarda Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölüm ? TTB Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy: AKP hükümeti döneminde ticarileştirilen, yurttaşı ve sağlık çalışanlarını her gün mağdur eden sağlık hizmeti ortamı, sağlık çalışanlarını hasta yakınları ile karşı karşıya getirdi. Başkanı Prof. Dr. Rauf Haznedar saldırıyauğradı. Prof. Haznedar, hastanın yaşamını kaybetmesinden sorumlu tutulduğunu, bu nedenle şiddete maruz kaldığını söyledi. Prof. Dr. Gürsoy ise şiddete başvuranların genellikle maddi açıdan güçlü olan hasta ve yakınlarının olduğunu vurguladı. Bireysel silahlanmanın Türkiye’de fazla olması nedeniyle şiddet olaylarının da sıkça yaşandığını anımsatan Gürsoy, “Her 5 kişiden 1’i silahlı. Zevk için ateş eden kişiler, yüzlerce insanın ölümüne neden olabiliyor. Şiddetin hak aramada unsur olarak kullanıldığı, paranın her şeyi yaptıracağı inancı bu olaylara yol açıyor” dedi. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu’nun açıklamasında ise sağlık hizmetlerine ulaşmada yaşanan eşitsiz ortamların bugünkü olaylara yol açtığı belirtildi. Açıklamada “Fark ücretleri, ödeme kapsamı dışına çıkarılan yüzlerce ilaç gibi nedenlerinden dolayı yurttaşlar sağlık hizmetlerine her geçen gün daha da zor ulaşıyor” denildi. Türk Hematoloji Derneği ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü öğretim üyeleri de sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların bilinçli ve sistemli olarak yapıldığını ifade edildi Günde en az iki kere dişlerinizi fırçalayın İstanbul Haber Servisi Türk halkının diş sağlığına gerekli önemi verip vermediği ile ilgili yapılan “Diş Sağlığı Araştırması” sonuçları, Türk halkının en sık yaşadığı diş sağlığı probleminin çürük olduğunu ortaya koydu. Araştırma, halkın yüzde 76’sının herhangi bir sorun yaşamadan diş doktoruna gitmediğini, yüzde 8.7’sinin ise hayatında hiç diş doktoru yüzü görmediği gerçeğini gözler önüne serdi. Medicana Hastaneler Grubu tarafından yaptırılan “Diş Sağlığı Araştırması”, 11 ilde Türkiye nüfusunu temsil eden bin kişi arasında gerçekleştirildi. Araştırmanın sonuçlarına göre Türk halkının yüzde 54’ü diş çürüğü/ağrısı, yüzde 18 ile diş eti kanaması ve yüzde 7 ile tartar sorunu yaşıyor. Araştırmaya göre Türk halkının yüzde 55’i dişlerini günde iki kez fırçalıyor. Diş temizliğine verilen önem, sosyoekonomik durum, bölgesel yapı ve cinsiyete göre de farklılık gösteriyor. Halkın yüzde 27’si günde bir defa dişlerini fırçalarken yüzde 18’lik grup da seyrek olarak dişlerini fırçalıyor. 1535 yaş grubunun, dişlerini günde en az iki kere fırçalaması oranı yüzde 58 iken, bu oran 3565 yaş aralığında yüzde 44’e, 65 yaş üstü grupta ise yüzde 34’e kadar düşüyor. Diş temizliğine en fazla önem veren bölge, yüzde 61’lik oranla İç Anadolu Bölgesi. Bunu yüzde 54’lük oranla Karadeniz, yüzde 53’le Ege/Marmara bölgeleri, yüzde 45’lik oranla da Doğu/Güneydoğu Anadolu bölgeleri izliyor. Araştırmaya göre, kadınlar diş temizliğine erkeklerden daha çok önem veriyor. Araştırma sonuçları incelendiğinde, özellikle genç nüfusun diş doktoruna gitme alışkanlığının fazla olmadığı, 30 yaşına kadar olan katılımcıların yüzde 37’sinin bugüne kadar hiç diş doktorunun kapısını çalmadığı sonucu çıkıyor. Araştırmayla ilgili olarak Medicana Diş’in mesul müdürü diş hekimi Cengiz Bahçevan, diş sağlığının önemli olduğunun altını çizerek “Diş sağlığı her ne kadar sağlık problemleri içerisinde ön sıralarda sayılmasa da, kalpten erken doğuma kadar birçok rahatsızlığın oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle günde en az iki kere dişlerin fırçalanmasını şiddetle tavsiye ediyoruz” uyarısında bulundu. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı masaya yatırıldı İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi planlanan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın sağlık ve sosyal güvenlik haklarında kayıplara neden olacağı belirtilerek yasa tasarısı ile hastanelerde “bıçak parası” adı altında alınan paranın yasal hale geleceğine dikkat çekildi. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Yasa Tasarısı’nın sağlık alanına yapacağı etkilerini geçen günlerde Taksim Hill Otel’de düzenlenen basın toplantısında masaya yatırdı. Toplantıda konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, AKP hükümetinin 2006 yılında ertelemeye aldığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nı bir kez daha TBMM gündemine getirildiğini anımsatarak “Hükümet, sağlık ve sosyal güvenlik haklarını yok eden söz konusu yasayı daha sonra 1 Temmuz 2007 genel seçimlerinden önce tepkiyi göze alamadığından yine ertelemişti. Bu kez de 1 Ocak 2008 tarihine erteledi. Tasarı yasallaşırsa bir dizi sağlık ve sosyal güvenlik haklarında kayıplar olacaktır” dedi. Sağlık hakkına ulaşmak için vergi, prim ödemenin yeterli olmadığı, üzerine ayrıca ek ücret ödenmesi gerektiğini ifade eden Aktan, yasanın çıkması durumunda “bıçak parası” adı altında alınan paraların da yasalaşacağını vurguladı. Prof. Aktan, kamu hastanelerindeki hekimlerin tam gün çalışmasıyla ilgili olarak da “Tam gün çalışmaya karşı değiliz. Ancak bu yapılırken hekimlerin özlük ve çalışma hakları tam olarak düzenlenmeli, ondan sonra tam gün çalışma sistemine geçilmelidir” açıklamalarını yaptı. Cinsel şiddet artıyor ? İstanbul Haber Servisi Cinsel Sağlık Enstitüsü’nün yaptığı araştırma sonuçlarına göre cinsel şiddet her geçen gün artıyor. Araştırmaya göre cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 63’ü evli, yüzde 21’i boşanmış, yüzde 7’si nikâhsız birliktelik yaşıyor ve yüzde 9’u da bekâr. Araştırmaya göre cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 50’si ara sıra, yüzde 35’i bazen ve yüzde 15’i de nadiren cinsel şiddete uğruyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 60’ı kocasından, yüzde 20’si boşandığı eşinden, yüzde 10’u birlikte yaşadığı erkekten, bir kısmı da akraba ve tanıdıklarından şiddet görüyor. Emziren anneler sigaradan uzak durun ? İstanbul Haber Servisi Uzmanlar, sigaranın vücutta yalnız akciğerleri değil hemen hemen tüm organları etkilediğine dikkat çekerek, baba adaylarında sperm sayısı ve kalitesini düşürdüğünü, anne adaylarında da kimi zaman dış gebelik, düşük ve ölü doğum riskine neden olabileceğini söylediler. Suadiye Memorial Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İlkay Keskinel, sigara içen annenin bebeğinin de bundan etkilendiğini vurgulayarak “Anne sigara içiyorsa, bebek de içiyordur. Sigara, bebeğin küçücük organlarına annesine göre kat kat fazla zarar vermektedir” dedi. Hamilelikte bol su için ? İstanbul Haber Servisi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Figen Güney Taşer, anne adaylarının yaşadığı sıkıntılardan biri olan bu cilt çatlaklarının, gebelik döneminde yapılacak basit uygulamalarla önüne geçilebileceğini belirterek, çatlaklarla mücadelede dengeli beslenmenin önemini vurguladı. Taşer, “Bol su içmek, C, E vitamini zengin besinleri tüketmek, cilt çatlaklarının önüne geçmede etkili. Bunun yanı sıra cildi yumuşak ve esnek tutacak bir kremin her gün etkin bölgelere uygulanmasıyla da gebelikte oluşan cilt çatlaklarını en aza indirmek mümkün” dedi. Yolculukta egzersiz rehberi ? İstanbul Haber Servisi Sağlık Bakanlığı, sağlıklı bir yaşam için beslenme kadar düzenli egzersizin de önemine dikkati çekmek amacıyla özellikle uzun süre yolculuk yapanlara yönelik ‘’Yolculukta Egzersiz’’ rehberi hazırladı. Rehberin, tren, otobüs ve uçak yolculuklarında, koltuklarda ya da kolay ulaşılabilecek yerlerde yer alması, monitörlerde gösterilmesi, yolcular tarafından uygulanmasının özendirilmesi hedefleniyor. Davacı Recep Körpe ve müdahil Selver Tülin Parlakçı tarafından davalı Sultan Özdemir aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu; Tekirdağ İli, Şarköy İlçesi, Yukarı Kalamış Köyü Korucu Tepe mevkiinde kain, tapunun 746 parselinde kayıtlı, 2000.00 m2. miktarlı taşınmazın ortaklığının açık arttırma yolu ile satılarak giderilmesine karar verilmiş, yapılan tüm aramalara rağmen adresleri tespit edilemeyen davalı; Sultan ÖZDEMİR’e ilanen tebliğine karar verilmiş olup Satışa konu Tekirdağ İli Şarköy İlçesi, Yukarı Kalamış Köyü, Korucu Tepe mevkiinde kain 746 parsel sayılı taşınmazın yapılan satışa esas kıymet takdiri yapılmış ve değerinin, üzerindeki muhtesat ile birlikte 4.300,00.YTL. olduğu, herhangi bir itirazı olanların Satış Memurluğumuzun 2007/22 esas sayılı dosyasına müracaatta bulunmaları İLANEN tebliğ olunur. 05.12.2007 Basın: 68699 ŞARKÖY İZALEİ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN SAYI: 2007/ 25 SATIŞ Davacı GÜLMAN DENİZCİLİK AŞ. Vekili Av. Ekrem KIRPAT tarafından davalılar Hatice Fatma ÇEVİKBAŞ v.s. aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda Gelibolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/28 esas, 2007/601 karar sayılı ilamı ile Çanakkale ili Gelibolu Sütlüce köyü 804 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış sureti ile giderilmesine karar verilerek dosya Memurluğumuza gelmiş olmakla; Davalı hissedarlardan Arif kızı Hatice Fatma ÇEVİKBAŞ, Ali oğlu İbrahim ÇEVİKBAŞ, Ali kızı Neva YAŞUK ve Ali oğlu Necati YAŞUK’a kıymet takdir zaptı ve bilirkişi raporları ve satış günü bugüne kadar tüm aramalara rağmen tebliğ edilemediği anlaşıldığından, Çanakkale ili Gelibolu ilçesi Sütlüce köyü 804 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış sureti ile giderilmesine karar verilen dosyada davalı Arif kızı Hatice Fatma ÇEVİKBAŞ, Ali oğlu İbrahim ÇEVİKBAŞ, Ali kızı Neva YAŞUK ve Ali oğlu Necati YAŞUK’a kıymet takdiri sonunda bilirkişiler tarafından verilen bilirkişi raporunda taşınmazın toplam değerinin 32.760,00 YTL olarak bildirildiği ve buna göre taşınmazın 1. Satış günü 05/02/2008 günü saat 10:3010:35 saatleri arasında takdiri değer üzerinden % 60+ masraflar. 2. Satış günü 15/02/2008 günü saat 10:3010:35 saatleri arasında takdiri değer üzerinden % 40+masraflar üzerinden satışa çıkarılacağı. Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları ile ihale bedeli üzerinden hesaplanacak KDV () tutarı alıcıya aittir. Varsa birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. Satış yerinin Gelibolu Hükümet Konağı giriş kat satış odasında olacağının kendisine aynı yolla karar tebliği yapılan Arif kızı Hatice Fatma ÇEVİKBAŞ, Ali oğlu İbrahim ÇEVİKBAŞ, Ali kızı Neva YAŞUK ve Ali oğlu Necati YAŞUK’a kıymet takdir raporu ve gayrimenkul satış günü tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 68695 GELİBOLU SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU ESAS NO: 2007/941 Esas Davacı Hazinei Maliye vekili tarafından mahkememize açılan kayyum tayini kararı davasında, Davacı vekili, dava dilekçesinde; Bolu ili Merkez ilçesi Sultan köyü 500 parsel No’lu taşınmazın 1/4 hissedarı Sıtkı oğlu Mehmet Sadık Kutsal olduğunu, Bolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1995/1066 esas, 1996/1017 karar sayılı ilamına ilişkin ortaklığın giderilmesi davası olduğunu, 316 parsel ve 500 parsel sayılı taşınmazın ortaklığın giderilmesinin istendiği 316 parselin bir kısmının hissedarlarına Bolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1996/618 esas, 1996/1220 karar sayılı ilamı ile Bolu Defterdarı’nın kayyum tayin edildiğini, söz konusu ortaklığın giderilmesi davasında 500 parselde hissedar Sıtkı oğlu Mehmet Sadık Kutsal’a dava dilekçesinin ilanen tebliğ edildiğini, ortaklığın giderilmesi kararına konu Bolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1998/5 satış dosyasında ise 500 parselin satışının yapılamadığını, 500 parsel taşınmazın 1/4 hissedarının halen Mehmet Sadık Kutsal olduğunu, Bolu merkez ilçe Sultan köyü 500 parsel No’lu taşınmazın 1/4 hissedarı Mehmet Sadık Kutsal’ın İl Jandarma Komutanlığı ile yapılan yazışmada 25.05.2007 tarihli tutanakta tanınıp bilinmediğinin, Bolu merkez ilçesi Nüfus müdürlüğünde yapılan yazışmada anılan şahsın kayıtlarına rastlanamadığını, adı geçen şahsın tanınıp bilinmediğinin , 500 parsele konu davaların açılmasından bu yana hissedar Mehmet Sadık Kutsal’ın gaip olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun hükümlerine göre ileride doğabilecek hazinenin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla anılan şahsın muhtemel gaip kişilerden olması nedeniyle 3561 sayılı mal memurlarının kayyum tayin edilmesini talep ve dava etmiştir. Yapılan yargılama sırasında davalı Mehmet Sadık Kutsal ‘a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilemediği ve yeni adresi de tespit edilemediğinden duruşmanın 15.02.2008 günü saat 9.10’da ve cevap süresinin 10 gün olduğu duruşmada bizzat hazır bulunmaları veya kendini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde duruşmaların yokluklarında devam edilip neticelendirildiği hususu ilanen tebliğ olur. Basın: 68549 BOLU SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear