26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 EKİM 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EĞİTİM Visa Europe Türkiye’nin ‘Renkli Ufuklar Araştırması’ gençlerin yeni eğilimlerini ortaya koydu 9 Meslek seçiminde aile etkili FİGEN ATALAY Gençlerin meslek seçimini büyük oranda aile etkiliyor. Meslek seçiminde fiziksel gereksinim ve maddi gelir beklentisi öncelikli kriter. Olgu ile yorumu ayırmada güçlük çeken gençlere göre bilgi için Google’ın ilk sayfası yeterli. Visa Europe Türkiye tarafından yaptırılan “Renkli Ufuklar Araştırması” lise ve üniversite öğrencilerinin, bilgiye erişimbilgiyi değerlendirme, karar alma, kariyer seçimi gibi alanlardaki yaklaşım ve eğilimlerini ortaya koydu. 7 bölgeden 11 kentte, 15 20 yaş arası toplam 800 öğrenciyle gerçekleştirilen araştırma, Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sami Gülgöz ve Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Nevin Dölek’in katkısıyla Yöntem Araştırma ve Danışmanlık tarafından gerçekleştirildi. İstanbul, Bursa, İzmir, Adana, Antalya, Samsun, Zonguldak, Ankara, Konya, Erzurum ve Diyarbakır’da 500 Visa Europe’un araştırmasından çıkan sonuca göre, gençler öğretmenlik ve mühendislik gibi güven veren, çevrede saygı uyandırdığına inanılan meslekleri tercih ediyor. Bilgiye erişim ve derslerde yararlanılan kaynaklar için internet kullanımında Google’da arama yapmanın öncelikli yöntem olduğu görülüyor. lise öğrencisi ve 300 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirilen araştırma, meslek seçimi ile ilgili şu bulguları ortaya koydu: “Gençler öğretmenlik ve mühendislik gibi güven veren, çevrede saygı uyandırdığına inanılan meslekleri tercih ediyor. Meslek seçimi kriterlerinde, lise öğrencileri arasında ‘mesleğin getireceği gelir’ yüzde 45, ‘mesleğin getireceği statü’ yüzde 19, ‘yetenek ve becerilerine uygunluk’ yüzde 13, üniversite öğrencileri arasında ‘mesleğin getireceği gelir’ yüzde 35, ‘mesleğin getireceği statü’ yüzde 23, ‘yetenek ve becerilerine uygunluk’ yüzde 19’luk paylar aldı.’’ Araştırma, lise seçimi, üniversite seçimi, meslek seçimi gibi bireyin geleceğini ilgilendiren kritik alanlarda gençlerin azımsanamayacak bir bölümünün, kararı ailesine bırakmayı tercih ettiğini gösteriyor. Liseli gençlerin yüzde 70’i, üniversite öğrencilerinin yüzde 46’sı, “benden daha deneyimli oldukları için kararı çoğunlukla aileme bırakıyorum” diyor. Araştırma, gençlerin büyüdükçe kendilerini daha az bağımsız hissettiğini de ortaya koyuyor. Liseli gençlerin yüzde 71’i, üniversite öğrencilerinin de yüzde 76’sı “Google’a yazarım ve ilk sayfada çıkan tüm sitelere girerim” derken, üniversiteli gençlerin yüzde 30’u “Herkesin bir şey yükleyemediği belirli siteleri tercih ederim”, liseli gençlerin yüzde 29’u “Hangi siteleri kullanmam gerektiği hakkında öğretmenlerimden yardım alırım”, üniversiteli gençlerin yüzde 16’sı ise, “Sitelerdeki bilgilerin tarafsızlığını anlamaya çalışırım” diyor. Derste anlatılanların “genelde doğru” olduğunu düşünen gençlerin sayısı yaş büyüdükçe azalıyor. Bu kanıda olanlar lisenin ilk sınıfında yüzde 75’lik bir grup oluştururken, bu oran lisenin son yılında yüzde 64’e kadar geriliyor. Öğrenciler, öğretmenlerinin bir sorunun kesin cevabı olmadığını söy BİLGİYE ERİŞİM Araştırmanın sonuçlarına göre, dersler için yararlanılan kaynaklar şöyle sıralanıyor: “Ders notları yüzde 88, internet yüzde 85, ders kitabı yüzde 81, alternatif ders kitapları yüzde 76, dershane test kitapları yüzde 70.’’ Bilgiye erişim için internet kullanımında ise Google’da arama yapmanın öncelikli yöntem olduğu görülüyor. lediği durumlarda bundan rahatsız oluyorlar. Rahatsız olma oranı lise ikinci ve üçüncü sınıflar ile üniversitenin ilk yılında, sırasıyla yüzde 75, yüzde 77 ve yüzde 79 ile bir artış eğilimi gösterirken, üniversite ikinci sınıftan itibaren bu oran düşmeye başlıyor. Araştırma, gençlerin azımsanamayacak bir bölümünün bir “olgu” ifadesi ile bir “yorum” ifadesini ayırmakta güçlük çektiğini gösteriyor. Yorum olan altı ifadenin değerlendirmesinde, gençlerin yüzde 28 ilâ yüzde 62’si ifadenin olgu anlattığını belirtiyor. Bu oranların bu kadar düşük olması, lise ve üniversite ayrımı olmaksızın gençlerde eleştirel ve sorgulayıcı düşünme düzeyinin zayıf olduğunu ortaya koyuyor. Lise öğrencilerinin yüzde 78’i, üniversite öğrencilerinin yüzde 75’i UFO’ların var olmadıklarına dair kanıt olmamasının, var olduklarını kanıtladığını düşünüyor. Bu da öğrencilerin neden sonuç ilişkisi kurarken akıl yürütmede yanılgıya düşebildiğini gösteriyor İÜ’de Cumhuriyet Bayramı kutlaması İstanbul Üniversitesi, Cumhuriyet’in 84. yıldönümünü Fen Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlediği törenle kutladı. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak törende yaptığı konuşmada, Cumhuriyet dışında hiçbir sistemin, Türkiye’nin gereksinimlerine cevap verebilecek özellikte olmadığını vurguladı. Törende, eski Dışişleri Bakanı ve emekli Büyükelçi İlter Türkmen de “Cumhuriyet’in Dış Politikası’’ konulu bir konuşma yaptı. Tören, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter’in katılımıyla seslendirdiği “Atatürk Oratoryosu’’ ile sona erdi. (Fotoğraf: AA) AKP’NİN HEDEFİ EĞİTİMİN İÇ YÜZÜ İmam hatiplilerin önü açılıyor ? Hükümetin öngördüğü değişiklikler yaşama geçerse, imam hatip mezunlarının, katsayı farklılığı olmaksızın, istediği alanda yükseköğrenim görmesi sağlanmış olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümetinin, 2008’de eğitim alanında atmayı planladığı adımların, imam hatiplilerin önünü açmaya yönelik olması dikkat çekiyor. Hükümetin öngördüğü değişiklikler yaşama geçerse, imam hatip mezunlarının, katsayı farklılığı olmaksızın, istediği alanda yükseköğrenim görmesi sağlanmış olacak. AKP’nin 2008 Hükümet Programı’nda yer alan eğitimle ilgili hedefleri, özellikle ortaöğretimde ve yükseköğretime geçişte köklü değişikliklere hazırlanıldığını gösterdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) daha önce yaptığı çeşitli açıklamalar ve eğitimcilerin öngörüleri ise değişikliklerin, imam hatiplilerin önünü açmaya yönelik olduğu görüşünü doğruluyor. Programda, “yükseköğretime giriş sınavının uygulanma biçimiyle ilgili yeni yöntemler geliştirileceği” bildiriliyor. umhuriyet Bayramı töreninde lise öğrencisine okutulan şiir protokol tribününde oturan CHP’li milletvekilleriyle birçok kişinin tepkisini çekti. C 1 milyon ‘SBS’ler öğrenci çocuk eğitimden suiistimaline zemin hazırlar’ yoksun DERSHANEYE TEŞVİK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlköğretim çağında olmasına karşın, halen 667 bini kız, 444 bini de erkek olmak üzere 1 milyon 111 bin çocuk okula gidemiyor. Bugün, ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 86, yükseköğretim görme oranı ise yüzde 46 seviyesinde bulunuyor. AB ülkelerinde yüzde 85 olan okul öncesi eğitimde okullaşma oranı ise yüzde 24’lerde kalıyor. Hükümetin 2008 Yılı Programı’nda, eğitim sisteminin mevcut durumuna ve analizlere yer verilerek, öngörülen hedefler sıralandı. İlköğretimden mezun olan kızların oranı, 20052006 Eğitim Öğretim Yılı sonunda yüzde 48.6 iken, bu oran bazı illerde yüzde 30’lara kadar düşüyor. İlköğretim çağında olup da ilköğretime devam etmeyenlerin sayısı 20062007 Eğitim Öğretim Yılı itibarıyla, 667 bin kız, 444 bin erkek olmak üzere toplam 1 milyon 111 bin. İlköğretim çağında net okullaşma oranı ise kız çocuklar için yüzde 87.9, erkek çocuklar için yüzde 92.2. Halen ilköğretime, 10 milyon 847 bin öğrenci devam ediyor. Okul öncesi eğitimde ise son 3 yılda okullaşma oranının yüzde 15.3’ten yüzde 24’e yükselmesine karşın bu oran yüzde 85 olan AB ortalamasının çok gerisinde kalıyor. Okul öncesi eğitimin niceliğindeki artışa karşın bu eğitimin niteliğinde ve işlevinin toplum tarafından algılanmasında da sorun yaşanıyor. ? Eğitimciler aslında sistemin değişmediğini sınav sayısının artacağını bunun da dershanelerin işine yarayacağını söylüyorlar. ZEYNEP ŞAHİN Lise öğrencisine okutulan şiir velilerin tepkisine neden oldu Cumhuriyet şiirinde ‘dini’ vurgu ? İzmir Anadolu Lisesi’nden Aslı Tuna’nın okuduğu, Bekir Gediklioğlu’nun “Cumhuriyet Fazilettir” adlı şiirinde, Atatürk’ün adı bile geçmezken, “ezan sesi susmayacak”, “Cumhuriyet laikliktir, din ve devleti savunur” gibi mısralar yer aldı. EMRE DÖKER Bekir Gediklioğlu’nun Cumhuriyet Fazilettir şiiri şöyle: Cumhuriyet ilkedir, nizamdır. Herkes bunlara mutlaka uyacaktır Cumhuriyet devrimdir Dünya ondan yol bulur Cumhuriyet laikliktir Din ve devleti savunur Cumhuriyet ışıktır Her karanlığı aydınlatır Cumhuriyet kelepçedir Karanlık güçleri bağlayacaktır Cumhuriyet güneştir İnsanın kalbini ısıtır Cumhuriyet bir dildir Her şahsa kendini anlatır Cumhuriyet tarihtir Yüce Türk Milleti onu yaşamaktadır Cumhuriyet hayattır O olmazsa yaşanmayacaktır Cumhuriyet bir dindir O oldukça ezan sesleri hiç susmayacaktır Cumhuriyet sevgidir Ki evrenseldir Cumhuriyet SAKARYA’DIR Cumhuriyet DUMLUPINAR’DIR Cumhuriyet KOCATEPE’DİR Ki bu savaşlar ile Anadolu’ ya kök salmıştır Cumhuriyet bayraktır Cumhuriyet sancaktır Bu renk ve şeref ile yaşayacaktır Cumhuriyet; toptur, tüfektir Kafasızların beynini Kalpsizlerin kalbini parçalayacaktır Cumhuriyet; mermidir Her düşmana sıkılır Cumhuriyet Ayşe’nin, Fatma’nın, Hasan’ın, ve Bekir’in kalbidir Ulus olmazsa o olmayacaktır Cumhuriyet devrimdir Halk bunu anlamaktadır Cumhuriyet Vatan demektir İnanmayanlar var ise; kahrolup yok olacaktır Cumhuriyet ANKARA demektir O Cumhuriyetimizin başkentidir Kıyamet kopuncaya kadar da İnanıyorum yaşayacaktır Yaşatılacaktır OLGUNLUK SINAVI Bakanlığın geçen yıl düzenlediği 17. Milli Eğitim Şurası’nda aynı doğrultuda bir karar alınmıştı. Hem şuradan hem de bakanlıktan, aradan geçen bir yılda yapılan açıklamalarda, bu sistemin “olgunluk sınavları”yla şekillenmesi öngörülmüştü. Olgunluk sınavı ise hangi lisede okunursa okunsun, öğrencilerin istediği alanda yükseköğretim görmesinin önünü açıyor. Buna göre öğrenci, olgunluk sınavına “TürkçeMatematik, TürkçeSosyal ya da MatematikFen”den girebilecek. Olgunluk sınavında belirttiği alandan yeterli puan alması halinde, okuduğu ve mezun olduğu okula bakılmaksızın, bu alanda yükseköğretim görme hakkını elde edecek. Örneğin Anadolu imam hatip lisesinde okuyanlar, eşit ağırlık derslerine daha yakın müfredatla eğitildikleri için, öğrenci TürkçeMatematik alanını tercih ederek olgunluk sınavına girebilecek ve başarılı olursa eşit ağırlık puanıyla öğrenci alan okullara gidebilecek. ESNEK GEÇİŞ SEÇENEĞİ Değişikliklerden bir diğeri ise üniversiteler ve programlar arasındaki geçişlerin, ÖSS puanı esas alınmak kaydıyla, esnek hale getirilmesi. Bu ise üniversiteyi kazandıktan sonraki fakülte değişikliklerine kapı açabilecek. Düzenleme ilahiyat öğrencilerine de yarayacak ve ders programı bu fakülteye yakın olan başka okullara esnek geçiş sağlanabilecek. Bir başka formül ise meslek lisesi mezunlarının kendi alanlarında ya da yakın alanlarda devam edecekleri lisans programlarında, katsayı farklılığı uygulanmamasına yönelik. Yani AKP tüm mesleki ve teknik liselilerin mağdur olduğu savunusunun ardına sığınarak imam hatip öğrencilerine alanları dışında yükseköğretim görme olanağı tanıyacak. İZMİR İzmir’de önceki gün gerçekleştirilen Cumhuriyet Bayramı kutlama programında öğrencilerin okuması için seçilen şiirlerde din vurgusunun yapıldığı ortaya çıktı. Cumhuriyet Alanı’ndaki törende, İzmir Anadolu Lisesi’nden Aslı Tuna’nın okuduğu, Bekir Gediklioğlu’nun “Cumhuriyet Fazilettir” adlı şiirinde, Atatürk’ün adı bile geçmezken, “ezan sesi susmayacak”, “Cumhuriyet laikliktir, din ve devleti savunur” gibi mısralar yer aldı. Protokol tribününde oturan CHP’li milletvekilleriyle birçok kişi şiire tepkisini gösterdi. Daha sonra akşam gerçekleştirilen 29 Ekim resepsiyonunda konuyu İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç’a açan CHP İzmir İl Başkanı Kemal Karataş, Kıraç’ın da “Şiirde bazı çarpıklılar vardı” dediğini aktardı. İzmir Vali Yardımcısı Cez mi Batur’un başkanlığındaki komisyon tarafından seçilen şiirler içinde yer alan sözlere tepki gösteren CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, “Şiirde resmen mesaj veriyorlardı. ‘Cumhuriyet dindir’ diyor. ‘Laik cumhuriyet’ diyor, ezan sesinden bahsediyor. Bu şiirin cumhuriyet kutlamalarına konulmasına anlam veremedim. Şiiri çok iyi dinledim ve herkesin de dikkatini çekti. Kafası karışık birinin yazdığı bir şiir bu” diye konuştu. CHP İzmir İl Başkanı Kemal Karataş da şiirde, cumhuriyetin laik olarak tanımlandığını, ancak “hem din hem de devleti” savunur sözlerine yer verildiğine dikkat çekti. Karataş, “Bu şiirin okutulmasının arkasında örtülü nedenler var. Tüm yurdun kaynaştırılması gereken bir bayramda gidip de ayrıştıran şiirler okutmanın arkasında ne yatıyor, merak ediyoruz” dedi. Okullaşma oranı Ortaöğretime bakıldığında, son 3 yıllık dönemde okullaşma oranının yüzde 81’den yüzde 86.6’ya yükseldiği görülüyor. Ortaöğretimde okullaşma oranlarında genel anlamda iyileşme olmakla birlikte bölgesel farklılıklar önemini koruyor. Türkiye genelinde yüzde 86.5 olan ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranı bazı illerde yüzde 60 düzeyinde kalıyor. Yükseköğretimde ise 20062007 Akademik Yılı’nda okullaşma oranı örgün öğretimde yüzde 29.1, örgün ve açıköğretim birlikte alındığında ise yüzde 46 düzeyinde. Hükümet programında “gelir yetersizliği ve cinsiyet ayrımcılığı’’ gibi nedenlerle eğitimden uzak kalan bireylerin burs, taşımalı eğitim, şartlı nakit transferi gibi mekanizmalarla eğitime erişiminin artırılacağı, “Haydi Kızlar Okula Kampanyası”nın da süreceği belirtildi. Öğrencilerin okulu bırakmalarının önlenmesi amacıyla öğretmenlerin görüşü doğrultusunda “okulu terk etmeye meyilli öğrencilerin tespit edilip okul aile birlikleri aracılığıyla nedene bağlı olarak maddi ve manevi destek sağlanacağı, okul terkinin fazla olduğu bölgelerde okul öncesi eğitime ağırlık verileceği’’ bildirildi. ANKARA Hüseyin Çelik yönetimindeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bu eğitim yılından itibaren uygulamaya koyduğu yeni ortaöğretime geçiş sistemi, öğrencileri dershaneye daha da bağımlı hale getirerek öğrencilerin “sömürülmesine” de zemin hazırlayacak. MEB, Ortaöğretim Kurumu Öğrenci Seçme Sınavı’nı (OKS) 2008’de son kez uygulayarak kaldıracak ve yine aynı yıl ilk kez uygulayacağı Seviye Belirleme Sınavları (SBS) sistemine geçecek. Buna göre öğrenciler ilköğretimin son 3 yılında sınava girecek. Yeni sistemin yol açabileceği sorunlar şöyle sıralanıyor: ? Aslında sistem değişmiş değil, sınav sayısı artmış olacak. Bu da dershanelerin işine yarayacak. Çocuklarını, 8. sınıfta girecekleri OKS için 7. ya da 8. sınıfta dershaneye gönderen veliler, sınavların artık 6. sınıfta başlaması nedeniyle çocuklarını 5., hatta 4. dördüncü sınıfta dershaneye gönderecek. ? Öğrencilerin dershanelere bağımlı hale gelmesi, velilerin maddi olarak daha büyük yük altına girmesine, dershanelerin öne çıkmasına yol açacak. Veriler ise AKP döneminde birbiri ardına dershane açıldığını gösteriyor. AKP ilk işbaşına geldiğinde 606 bin 522 olan dershaneye giden öğrenci sayısı, geçen eğitimöğretim yılında 1 milyon 71 bin 827’ye yükselerek yüzde 100’e yakın bir artış sergiledi. Aynı şekilde, dershane sayısı da hızla çoğaldı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 2 bin 122 olan dershane sayısı, aradan geçen 5 yılda neredeyse ikiye katlanarak 3 bin 986’ya çıktı. Eğitimciler, yetkinliğine bakılmaksızın, “iki sıra bir masa koyan, bir apartmanın birkaç katını kiralayan herkesin dershane açtığına” dikkat çekerken sektörün köklü temsilcileri de hem her önüne gelenin dershane açmasından hem de denetim yetersizliğinden yakınıyor. ? Bugünkü eğitim sistemi içinde öğrenciler okuldan çok dershanelerde zaman geçiriyor. Sektörün denetimsizliği ve dershaneye giden öğrenci sayısındaki artışın ise “suiistimal aracı olarak kullanılabileceği” belirtiliyor. Gençlere “ideolojik ya da dini açıdan aşılanmak istenen her şeyin” dershaneler aracılığıyla rahatlıkla uygulanabileceği uyarısı yapılıyor. Toplum Akademisi Eğitim Programı Eğitim Servisi Bahçeşehir Üniversitesi’nin, toplumun kolektif bilgi birikimine katkıda bulunmak amacıyla düzenlediği “Toplum Akademisi Eğitim Programı’’nın 4. dönem dersleri başladı. Üniversitenin Beşiktaş Kampusu’nda yapılan derslerin, halka açık ve ücretsiz olan programının dört ana teması bulunuyor. “Küresel Düzen ve Yeni Dengeler”, “Kültür Başkenti Olarak İstanbul”, “21. Yüzyılda Türkiye” ve “Liberal Demokrasi’’ temalarının inceleneceği programda, her ana konu için dört uzman konuşmacı belirli bir alt başlık çerçevesinde konuşma yapacak. Okulda mescit Valiliğe şikâyet dilekçesi ADANA(Cumhuriyet Bürosu) Tepebağ Lisesi’nde açılan mescit ve öğrencilerin namaz kılmasıyla ilgili EğitimSen Adana Şube Başkanı Güven Boğa, Adana Valiliği’ne şikâyet dilekçesi verdi. Okulun çok amaçlı toplantı salonunda öğrencilerin na maz kıldığını itiraf edip bunun da yasalara uygun olduğunu söyleyen “Din kültürü ve ahlak bilgisi” öğretmeni Haydar Keleş’e tepki gösteren Boğa, okul yöneticileri hakkında gerekli incelemenin yapılmasını istedi. Okul yöneticileri hakkında gerekli incelemenin yapılmasını isteyen Boğa, “Tepebağ Lisesi binasının zemin katındaki bir odanın öğrencilerin ibadet yapması için özel olarak düzenlendiğini ve özellikle öğlenci devrede bulunan öğrencilerin bu odada namaz kıldıklarına tanık oldum” dedi. CUMHURİYET 09 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear